|
|
|
|
21.09.07, 12:19
|
#41
|
Herkonu.com Fanatik
Üyelik tarihi: Oct 2006
Mesajlar: 114
Tesekkür etmis: 58
Tesekkür almis 66 -> 35 Konu
|
CÜZDANDAKİKAĞIT
JohnC.Maxwell ve Jim Doman'ın "Etkili insan olmak"kitabındaki bir hikayeçok hoşuma gitti.Bir süre önce öğretmen olan Helen P.Mrosla ve matematikokuttuğu Mark Erkund hakkındaydı bu hikaye.Öğretmen anlatıyor:
Bir Cuma günüsınıfta işler yolunda gitmiyor gibiydi.Bütün hafta yeni bir konu üzerindeçalışmıştık.Öğrencilerin kendileri hakkında hayal kırıklığına uğradığınıve birbirlerine sinirlendiklerini hissettim.İşler çığırından çıkmadanönce bu tuhaflığı durdurmam gerekiyordu.Bunun için herkese,sınıftakiarkadaşlarını adını iki kağıda boşluk bırakarak listelemeleriniistedim.Sonra birbirleri hakkında düşündükleri en iyi şeyleri bulup bu kağıdayazmalarını söyledim.
Bu iş dersinkalan zamanının hepsini aldı ve öğrenciler sınıftan çıkarken hepsi kağıtlarınıbana verdiler.
O Cumartesi günüher öğrencini ismini ayrı ayrı kağıtlara yazdım ve onlar hakkında söylenenlerisıraladım.Pazartesi günü herkese listesini dağıttım.Bazıları iki sayfayıdoldurmuştu.Bir süre sonra tüm sınıf gülümsüyordu."Gerçektenmi?"diye fısıldadıklarını duydum."Bu kadar sevildiğimibilmiyordum!"
Bundan sonra sınıftahiç kimse bu kağıtların sözünü etmedi...Egzersiz amacına ulaşmıştı.Öğrencilerkendileri ve birbirleriyle mutluydular.
(Hikaye;yıllarsonra öğretmenin Mark Erkund'un Vietnam'da öldüğünü duyuşunu ve cenaze töreninianlatıyor.Öğrenci,savaştaki arkadaşlarına da öğretmeninden sıkça sözediyormuş.Cenazeden sonra,eski sınıf arkadaşlarının çoğuyla berabertoplanıyorlar.Mark'ın anne ve babası da orda,öğretmenibeklemekteler.Baba,cebinden bir cüzdan çıkartırken;"Sana bir şey göstermekistiyoruz"diyor.Ve öldürüldüğü sırada üzerinde bulunan cüzdanın içindendefalarca açılıp katlandığı belli olan iki defter sayfası çıkarıyor.)Baktığımanda tanımıştım.Mark'ın arkadaşlarının onun için düşündükleriniyazdığım kağıtlardı bunlar."Bunuyaptığınız için çok teşekkür ederiz,dediMark'ın annesi.Gördüğüngibi Mark buna çok değer veriyordu."
(Sonra oradakibütün arkadaşları,kendilerinin de kağıtlarını sakladıklarını anlatıyor.Birkısmı çalışma masasının üst çekmecesinde,Bir kısmı düğün albümünde,birkısmı da cüzdanlarında...)
"İşte oan oturdum ve ağladım"diyor öğretmen.
Bunca yetişkininsanın çocukluklarında ellerine geçmiş olan bir kağıt parçasını,dünyanınöbür ucundaki savaş alanlarına bile götürmesinin sebebinin ne olduğusorusuna ise;"önemsenmek" diye cevap veriyor kitap.Yasizce?..
__________________
Türküler söyledim sana duyuyormusun ?
|
Offline
|
|
|
|
|
21.09.07, 12:21
|
#42
|
Herkonu.com Fanatik
Üyelik tarihi: Oct 2006
Mesajlar: 114
Tesekkür etmis: 58
Tesekkür almis 66 -> 35 Konu
|
İKİ SAMİMİ DOST
Çok samimi iki dost ve arkadaslardı. Fakat bir tanesi çok kurnaz , atılgan ve hareketli, diğeri ise çok saf , dürüst ve sessizdi.
Bir gün kurnaz olan arkadas , diger arkadasin yanina giderek islerinin bozuldugunu söyler ve kendisinden para ister. Samimi dostu onu hiç kirmaz ve elindeki bütün parayi arkadasina verir.
Arkadasi bu parayla islerini düzeltir. Bir süre sonra kurnaz olan yine arkadasinin yanina gider ve arkadasinin evlenmek üzere oldugu nisanlisini çok begendigini ve kendisine vermesini ister.
Arkadasi çok sasirir, ne diyecegini bilemez. Fakat aralarinda o kadar kuvvetli bir sevgi vardir ki arkadasina hayir diyemez, nisanlisini arkadasina verir.Zaman içinde Saf olanin isleri bozulur
ve birden arkadasi aklina gelir...(ben ona sıkıstıgında iyilik yapmistim diyerek) arkadasinin is yerine gider ve kendisine çalismasi için is vermesini ister.
Arkadasi ona is vermez.
Bizimki pismanlik ve üzüntü içinde geri döner ama yinede arkadasina kizamaz.
Bir gün sokakta dolasirken yanina hasta ve yasli bir adam yaklasir Fakir oldugu için ilaç alamadagini söyler.Bizimki yasli adamcagiza acir, istedigi ilaçlari alir ve adamcagiza verir.
Kisa bir süre sonra yasli adamin öldügünü duyar Yasli adam çok zengindir ve bütün mirasini kendisine birakmistir. Saf adam artik zengindir.
Biraz da sevdigi dostuna olankirginligiyla dostunun is yerinin karsisinda bir ev alir ve oraya yerlesir.
Bir gün evinin kapisini dilenci bir kadin çalar.
Yasli kadin çok aç oldugunu, kendisine yemek vermesini ister.
Bizim saf hiç düsünmeden kadini içeri alir karnini doyurur,Kimsesi olmadigini ögrendigi kadina ;
Kendisinin de yanliz oldugunu söyler ve bu evde birlikte yasiyalim sen evin islerini ve yemekleri yaparsin der, yasli kadin hiç düsünmeden kabul eder.
Bir süre sonra yasli kadin bizimkine, kendine uygun bir kiz bulup evlenmesini söyler, Bizimki böyle bir kizi nasil ulaşacagini, kendisinin tanidigi olmadigini söyler.
Yasli kadin ona uygun bir kiz tanidigini ve kendisiyle görüstürebilecegini söyler. Görüsmeler sonucunda evlenmeye karar verilir ve dügün davetiyeleri basilir.
Bizimkisi kirgin oldugu halde çok samimi dostunu yinede unutamamistir ...
Biraz da geldigi konumu görmesi açisindan samimi arkadasina da davetiye gönderir
Dügün günü gelir çatar .
Saf adam dügün salonunda bir seyler söylemek istegiyle mikrafonu alir ve baslar yasadiklarini anlatmaya ;
Eskiden çok sevdigim bir dostum vardi . Bir gün isleri bozulunca benden borç para istedi elimdeki bütün parayi verdim. Evlenmek üzere oldugum nisanlimi çok begendigini söyleyerek benden istedi.
Çok üzülerek onu da kendisine verdim . Çünkü biz gerçek dosttuk onun üzülmesini istemedim.
Islerim bozuldugunda onun fabrikasina gittim ve çalismak için kendisinden is istedim. Bana is vermedi.
Çok üzüldüm, ama yinede arkadasima kizmiyorum Çünkü biz gerçek dosttuk.
Bu konusma üzerine kurnaz olan arkadasi daha fazla dayanamaz mikrafonu
eline alir ve baslar konusmaya;
Benim de bir zamanlar çok sevdigim bir dostum vardi. Islerim bozuldugunda kendisinden para istedim, bütün parasini bana verdi. Sonra ondan nisanlisini istedim, üzülerek
nisanlisini da verdi .
Nisanlisini istememin nedeni o kadinin arkadasima layik olmamasiydi .
....... Kendisi çok saf oldugu için arkadasimi o kadindan bu sekilde kurtardim.
Isleri bozuldugunda gelip benden is istedi,
Arkadasimi kendi emrimde çalistiramazdim, o yüzden is vermedim
Günün birinde karsilastigi yasli adam benim babamdi.
Babam ölmek üzereydi, onu arkadasimin yanina ben gönderdim ve mirasini ona ben biraktirdim.
Evine gelen dilenci kadin benim annemdi
Ona bakip iyi yasamasini saglamak için gönderdim.
Su anda evlenmekte oldugu kisi de benim kiz kardesim.
Onu arkadasimla evlenmesine ben ikna ettim
Herşey senin içindi...
İnsan dostu için yaptıklarını mecbur kalmadıkça açıklamaz..
Tüm yakınlık duyduklarınıza birde bu gözle bakın...
Siz farketmeden sizin için kim bilir neler yaptılar. [sadece sizin için]
__________________
Türküler söyledim sana duyuyormusun ?
|
Offline
|
|
|
|
|
21.09.07, 12:59
|
#43
|
Herkonu.com Fanatik
Üyelik tarihi: Oct 2006
Mesajlar: 114
Tesekkür etmis: 58
Tesekkür almis 66 -> 35 Konu
|
BALON
Kücük cocuk, baloncuyu büyülenmis gibi takip ederken, saskinligini gizliyemiyordu. Onu hayrete düsüren sey, "Bizim eve bile sigmaz" dedigi o güzelim balonlarin adami nasil havaya kaldirmadigi idi. Baloncu dinlenmek icin durakladiginda o da duruyor ve sonra yine takibe koyuluyordu. Bir ara adamin kendisine baktigini farkederek ona dogru yaklasti ve bütün cesaretini toplayarak:
-Baloncu amca, dedi. Biliyormusun benim hic balonum olmadi.
Adam cocugu söyle bir süzdükten sonra:
-Paran var mi? diye sordu, sen onu söyle.
-Bayramda vardi, diye atildi cocuk, önümüzdeki bayram yine olacak.
-Öyleyse bayramda gel, dedi adam. Acelem yok, ben beklerim. Cocuk sessizce geri döndü. O ana kadar balonlardan ayirmadigi gözleri dolu dolu olmus, yürümeye bile mecali kalmamisti. Bir kac adim attiktan sonra elinde olmadan tekrar onlara baktiginda, gördüklerine inanamadi. Balonlar, her nasilsa adamin elinden kurtulmus ve yol kenarindaki büyük bir akasya agacinin dallarina takilmisti. Cocuk, olup bitenleri büyük bir merakla takip ederken, baloncu ona dogru dönerek:
-Kücük, diye seslendi.
Balonlari agactan kurtarirsan birini sana veririm. Yapilan teklif, yavrucagin aklini basindan almisti. Kosarak agacin altina dogru yöneldi ve ayakkabilarini aceleyle firlatip tirmanmaya basladi. Hedefine adim-adim yaklasirken duydugu heyecan, bacaklarini kanatan akasya dikenlerinin acisini hissetirmiyordu. Sincap cevikligiyle balonlara ulastiginda bir müddet onlari seyretti ve dallara dolanan ipi cözerek baloncuya sarkitti. Ancak balonlardan birisi iyice sikistigindan digerlerinden ayrilmis ve agacta kalmisti. Cocuk onu kurtarmaya kalkissirsa, dikenlerden patlayacagini cok iyi biliyordu. Ister istemez balonu yerinde birakip asagiya indi ve adama dönerek:
-Birini bana verecektiniz, dedi. Hangisi o?
Adam elini tersiyle burnunu sildikten sonra:
-Seninki agacta kaldi evlat, dedi..... Istersen cik al.
Cocuk bu sefer ayakta bile duramadi. Kaldirim kenarina oturup baloncunun uzaklasmasini beklediken sonra, dallar arasinda parlayan balona uzun uzun bakarak:
"Olsun" , diye mirildandi "Olsun." Agacin üzerinde kalsa da, balonum var ya artik.
__________________
Türküler söyledim sana duyuyormusun ?
|
Offline
|
|
|
<<Ne Çok Şey Derdin Sen>> |
|
21.09.07, 21:21
|
#44
|
Moderator
Üyelik tarihi: Apr 2006
Mesajlar: 349
Tesekkür etmis: 289
Tesekkür almis 145 -> 36 Konu
|
<<Ne Çok Şey Derdin Sen>>
Çiçeğim derdin bana;
Sensiz geçen günlerde çiçeğinin boynu büküldü***8230;yüzünü dahi güne$e dönemiyor çiçeğin, sensiz derin bir karanlığa mahkum oldu...
Çiçeğin seni çok özlüyor!
Meleğim derdin bana;
Sensizken meleğinin kanadı kırıldı, uçamıyor artık mutluluktan bulutlara, çünkü acı içinde kalbi kan ağlıyor yokluğunda...
Meleğin seni çok özlüyor!
Cennetim derdin bana;
Sensizken cennetin cehennem ate$lerinde alev alev yanar.. Ruhum can çeki$iyor..
Cennetin seni cok özlüyor!
A$kım derdin bana;
Sensizken a$kın yükseklerden derin karanlıklara dü$üyor***8230;dü$üyor***8230;dü$üyor ve dü$üyor..
A$kın seni çok özlüyor!
Bebeğim derdin bana;
Sensizken bebeğinin gözü hep ya$la dolu..hep yokluğunun sızısı içinde kan ağlıyor..
Bebeğin seni çok özlüyor!
Birtanem derdin bana;
Sensizken birtanen bin parçaya bölündü acıyla doldu..Her rüzgarla parçaları dört bir yana savruldu..
Birtanen seni çok özlüyor!
Hayatım derdin bana, ya$ama sebebimsin derdin;
Sen ya$ama sebebin olan, hayatım diye adlandırdığın ***8222;beni***8220; acıyla boğdun yokluğunda..
Hayatın seni çok özlüyor!
Bilmediğin ise benim gerçekleri biliyor olmamdı, zaten en ağırıda yalan sözlerin oldu.. Ben doğrularını bekledikçe, sen yeni yalanlarınla geldin bana..Beni tekrar tekrar öldürdün.. $imdi ya$ayan ölüden farkım kalmadı, ama yinede ba$ımı dik tutmaya calı$ıyorum. Sen bana o kadar acıyı ya$atmı$ken ben yinede içimdeki sevgimle besleniyorum ve her elim semaya kalkmasında senin için mutluluğun için dua ediyorum..
Ve soruyorum $imdi sana ***8222;beni sevdiğinde mi yalandı..?***8220;
Özledim,çok özledim.. Saf ve temiz duygularla, yalansız ve riyasız sevilmeyi özledim!
__________________
Benim Sevdam Kırmızı
|
Offline
|
|
|
Çooooooooook Güzel |
|
22.09.07, 23:03
|
#45
|
Moderator
Üyelik tarihi: Apr 2006
Mesajlar: 349
Tesekkür etmis: 289
Tesekkür almis 145 -> 36 Konu
|
Çooooooooook Güzel
Özledim Desem...
Seni özledim desem bir gece yıldızları toplayıp gelir misin yüregime
Ellerimi acıp mutluluklarını istesem gülüşlerinle düser misin gözbebeklerime
Rüyalarımda sana bir yer ayırsam mutluluklarınla girer misin kara gecelerime
Aglarsam bir gece yarısı bir tutam umut verir misin gelecegime
Yaşam boyunca seni sevecegim desem sevgi olup yerlesir misin düşlerime
Sen; yasama sevincimsin yarınlarımda
En güzel mutluluklarını yolla nefes bileyim bu canımda
Ne güzelmis meger seni severken beklemek; beklerken daha cok sevmek
Bulutların arasından süzülen damlalarda senin gözyasların mı var yoksa
Emsalsiz tarifsiz bir duyguymus seni sevmek oysa
Nadide bir cicek olsan keske tüm baharlar senin gibi mis koksa
İsmini yüregime, gözbebeklerini ise yıldızlara yazdım
Mutluluklarını ise hayatımın en güzel kösesine bıraktım..
Beklerken bile yeniden asık oluyorum sana
Ellerimi actım gül yüzünden bir gülüs yolla bana
Bazen aglarım gözbebeklerimi siler misin nazenin ellerinle
En gzüel mutlulukları yasıyorum bu deli sevginle
Gercegin ta kendiydi bu ask; rüya degildi bu yaşadıklarımız
İmkansız askların en güzeliydi bu deli sevdamız
Mutlulukların sevgi dolu nefesinde yasıyorum senden sonra
Senin dizlerinde uyurken nefesim son bulsa
İnan her satırında senin özlemini bulabilirsin tüm siirlerimde
Ne cok sevmisim seni bu deli gönlümde..
__________________
Benim Sevdam Kırmızı
|
Offline
|
|
|
|
|
23.09.07, 13:01
|
#46
|
Herkonu.com Fanatik
Üyelik tarihi: Oct 2006
Mesajlar: 114
Tesekkür etmis: 58
Tesekkür almis 66 -> 35 Konu
|
KİM BİLİR
İçimde derin yarıklar bırakıyorsun git dediğim cümlelerde.Yanık kağıt uçları kokuyor hava.Ben ki sana git demedim hiçbir zaman, gittiğinden dolayı gitmeleri ezberlemiş gözlerime ağır geliyor gözyaşları biliyorsun.
Of bu ne ağır bir akşam, bu nasıl derin iç soluklanması ölüm desem bu kadar kara değil.
Ezberi bozulmuş kederler taşıyorum satırlarımda. Soluklandığın dünyanın insanıyım hala. Soluklandığın kıyıların ıslaklığında gözyaşlarım. Bu kaçıncı sarhoşluk ne önemi var. Bütün sarhoşluklarım sana çıkıyor ezberli.
Sarı , evet akşamlar senin dışında ve sarı. Üç adımda atabilirim sonsuzluğu heybeme, sarı.
Ve hayır ama. Dillenmeli bir kez gördüğüm akşamın yapışkan sevdası dillerde. Ardında kocaman yalnızlıklar saklı sevdanın ayakları terlemeli rıhtımımda. Suskunluğu altın bilmiş kalabalıklara inat sözler akmalı geceme.
Bilesin istiyorum, yakışmıyor o dudaklara bu hüzün. Hani çocukluğumuzun masallarındaki gibi bitmeli kötü başlangıçlar. Bir yerde iyi bir şeyler olmalı. Duymalı bunu herkes. Birilerinin sevinç şaşkınlığını yüzüne yapışmalı çıkmalı karşıma. Diğeri patlayıncaya kadar oh be demeli. Demeli işte.
Koşup gelmeli mutluluk ayaklarımın dibine, kapıyı açtığımda çıkmalı karşıma, piyango gibi çalmalı telefonumun zili, içimi serinletmeli telefondaki ses, dilimi uyuşturmalı, kalakalmalıyım oracıkta sevinçten. İçimde bahar çiçeklerinin kokusu, şaşkın, çocuksu ,çırılçıplak , sapsalak ama.
Göğsümü yaran bu şarkılara kapamalıyım kulaklarımı biliyorum. Her sözcüğü özenle seçip saklıyorum heybemde. Bütün harfleri parlatıp büyütüyorum. Yanık kağıt uçları kokuyor hava. Kim bilir belki bu sabah ,belki akşam , belki***8230;
Belki isimsiz telefonların birinde senin nefesin***8230;
Kim bilir?
|
Offline
|
|
|
|
|
23.09.07, 19:59
|
#47
|
Herkonu.com Fanatik
Üyelik tarihi: Oct 2006
Mesajlar: 114
Tesekkür etmis: 58
Tesekkür almis 66 -> 35 Konu
|
ALACAKLI ÇOCUKLAR
Büyüdüğüm sokakların özlemine kapıldım da çocukluğumun bakkalına iteklendim dün gece.Her şey yerle bir olmuşken,köşedeki bakkal yerinde duruyordu.
Aynı Cevdet amcaydı karşımda duran,saçları aklaşmış burnun yarısına inen gözlerinin camları büyümüştü.Elmalı şekerleriyle büyüdüğüm bakkalın içi bomboştu.
Bakkalı Cevdet amaca şaşkınlığımı anladı:Buyur evlat dedi.Kendimi tanıttım.Gülümsedi.
Tanımaz mıyım.Bende bütün çocukların hayali duruyor.Benimse gözlerimin yüzündeki çizgilerde gezindiğini hissetti.
Zengin bir hayatın gözünün içine bakarak yaşlandım Erol evladım dedi.Şimdi ne yapıyorsun Cevdet amca dedim,hayal satıyorum diye karşılık verdi.Mesela dedim senin çocukları uzaydaki maça götürdüğün harika bir hayalin vardı Erol evladım en çok onu satmak hoşuma gidiyor.
Hatırladım.Mahallenin bütün çocuklarını uzayda maça götürmüştüm.Maçın hakemi bir kaplumbağaydı.Gol olduğu zaman büyük bir hızla santraya koşuyordu.Siz yerden baktığınız zaman gökyüzünde yıldız kaydığını görürsünüz ya.Bilin ki bizim gökyüzünde maşımız vardır.
Bu hayalin içinde kaldı sanki,gözlerinin içi parladı Cevdet amcanın.Bugün siftahın benden olsun dedim cebimden çıkarttığım bozuk parayı uzattım.
Olmaz dedi.Ben para almıyorum.Çocukluğumun sana borcu var dedim,yıllar önce kapısının önünden aşırdığım şekerlerin parasını ödemek istedim bu kez.
Yoo dedi Erol evladım onları ben bırakıyordum sizlerin ağzı tatlansın diye.
Ona göre çocuklar eskisi gibi değildi artık.Başımı öne eğdim.Cam göbeği renginde bir misket duruyordu yerde,eğilip aldım.Çocukluğumun en değerli hazinelerinden birine,hiç işime yaramadığı bir zamanda sahip olmak,bana armağan gibi geldi o an.
Geçmişin yansımasından gözlerim kamaştı yine.Cevdet amca,eski zamandan kalan bir gazoz şişesini uzattı bana.Sen aç dedim açtı,bir yanardağ patladı sanki.
Bir dikişte içtim,Hayallerimin gerçeklere yenildiği bir düzende günü siftah yapmadan geçiren hayal satan bakkaldan çıkıp,kendi yoluma uzandım.Çocukluğumun bakkal Cevdet amcaya borçlu olduğunu sanıyordum.
Aslında çocukluğumun herkesten alacağı var.
Seksenli yıllardan sonra gelen bütün başkanlardan.
|
Offline
|
|
|
Dut Ağaci |
|
24.09.07, 09:17
|
#48
|
Herkonu.com Fanatik
Üyelik tarihi: Oct 2006
Mesajlar: 114
Tesekkür etmis: 58
Tesekkür almis 66 -> 35 Konu
|
Dut Ağaci
KARADUTTUN HİKAYESİ
Bir zamanlar birbirlerine âşık iki genç vardı. Kızın adı Tispe, delikanlının ki ise Piremus idi. Bunlar yan yana evlerde otururlardı. Birlikte büyüdüler ve çocukluklarından beri birbirlerine karşı aşk beslerlerdi. Fakat aileleri görüşmelerini istemezler, birbirlerine uygun olmadıklarını düşünürlerdi. Oysa onlar birbirlerini ölesiye seviyorlardı. İki evin arasında gizli bir çatlak vardı aileleri bunu bilmezler onlarda geceleri burada buluşur o aradan birbirlerine seslerini duyurur aşklarını dile getirirlerdi. Bir gece ormandaki ağacın altında buluşmaya karar verdiler. Tispe ağaca Piremus dan önce varmıştı. Gittiğinde avını yeni yemiş ağzından kanlar akan kocaman bir aslanla karşı karşıya geldi. Korkarak bir mağaraya doğru koşmaya başladı. Farkında olmadan yolda boynundaki eşarbını düşürmüştü. O sırada Piremus geldi gördükleri karşısında donup kalmıştı. Kocaman aslan ağzında kanlarla birlikte biricik sevgilisi Tispe nin esarpını parçalıyordu. O an aklına gelen ilk ve tek şey aslanın Tispe yi öldürerek yediğiydi. Tispe siz yaşayamazdı. Aklından geçen sadece aşkı uğruna canına kıymaktı. Belinden hançerini çıkardı ve göğsüne sapladı. Kanlar içinde cansız bedeni yere düştü. Tispe ise korkusunu bir kenara atıp bir an önce aşkını görmek için mağaradan çıkmaya karar vermişti. Ağacın altına geldiğinde o korkunç sahneyle yüzleşti. Piremus un cansız vucudu yerdeydi ve elinde Tispe nin düsürdüğü eşarpını tutuyordu. İlk önce genç kız olanlar karşısında ağlamaktan hiçbir şeyi anlayamamıştı. Ama esarpı ve uzaklaşan aslanı görünce anladı. Bir an ve mağarada düşündüğü o korkunç şey başına gelmisti. Ve onun öldüğünü düşünen Piremus aşkı uğruna canına kıymıştı. Tispe bir an bile düşünnmeden hançeri aldı ve göğsüne götürdü. Onların aşkı ölesiye bir aşktı ölüm bile onları ayıramazdı. Eğer Piremus aşkı uğruna ölümü göze aldıysa o da hiç çekinmeden canına kıyabilirdi ve hançeri sapladı. Birden vücudu Piremusun bendeninin üstüne yığıldı. O anda tanrılar bu yüce aşkı ölümsüzlestirmek istediler ve bu çiftin üstünde duran ağacı bunların aşkına adadılar. Piremusun kanını bu ağacın meyvelerine, Tispenin gözyaslarını ise ağacın yapraklarına verdiler. O günden beri kara dut ağacının meyvesinin çıkmayan lekesini, (Piremusun kan lekesini), dut ağacının yaprakları, (Tispenin gözyasları) temizler.. Bilirmisiniz dut agacının meyvesinin lekesi çıkmaz ama elinize ağacın yaprağını alır ovuşturursanız lekenin gittiğini göreceksiniz***8230;
|
Offline
|
|
24.09.07, 09:26
|
#49
|
Banned
Üyelik tarihi: Aug 2004
Mesajlar: 1.729
Tesekkür etmis: 94
Tesekkür almis 584 -> 276 Konu
|
eline sağlık
|
Offline
|
|
|
Hayat |
|
24.09.07, 10:27
|
#50
|
Herkonu.com Fanatik
Üyelik tarihi: Oct 2006
Mesajlar: 114
Tesekkür etmis: 58
Tesekkür almis 66 -> 35 Konu
|
Hayat
HAYAT...
Bir zamanlar 1 oğlu ve 1 eşeği olan fakir bir karı-koca varmış. İmkanlarını daha iyiye götürmek ve dünyayı tanımak için şehir -şehir dolaşmaya karar vermişler ve küçük oğullarını eşeklerinin sırtına bindirip yola koyulmuşlar.
İlk geldikleri köyde insanların arkalarından
'' Şu terbiyesiz çocuğa da bakın! Kendisi eşeğin sırtında rahatça yolculuk ederken, zavallı anne ve babası kan ter içinde yürüyorlar!''
dediklerini duymuşlar.
Baba eşine dönmüş ve '' biricik oğlumuzun terbiyesizlikle suçlanmasına izin veremeyiz, en yaşlı ben olduğuma göre eşeğe ben bineyim siz ana-oğul yürüyün'' demiş. Ve böylece giderken başka bir köye gelmişler.
2. Köyde ilerlerken insanların :
''Şu ahlaksız adama da bakın, kendisi eşeğin sırtında seyahat ederken zavallı oğlu ve karısı yürümek zorunda kalmış! ''
dediklerini duymuşlar. Ahlaksız biri olmayı kendine yakıştırmak istemeyen baba karısını eşeğin
sırtına bindirmiş ve baba-oğul yanlarında yürürken 3. köye gelmişler!
3. Köyde insanların arkalarından :
''Zavallı yaşlı adam, hem bütün gün eşek gibi çalışıyor kendisini prenses sanan karısı da hem kocasının hem de ufacık oğlunun yanında yürümesine aldırmıyor. Herhalde çocuk da üvey evlattır ''
dediklerini duymuşlar. Bunun üzerine tüm
aile eşeğin üstüne binmişler ve 4.köye ulaşmışlar.
4.Köyde insanların:
''Şu canavar insanlara da bakın! Zavallı eşeğin belini
kıracaklar ''
dediklerini duymuşlar. Eşekten inip üçü de ******ın yanında yürüyerek 5. köye varmışlar.
Bu kez duyduklarına inanamamışlar :
Köylüler gülerek :
''Şu üç salağa bakın, kendilerini taşıyacak bir eşekleri olduğu halde yürüyerek yolculuk yapıyorlar ''!!!
SONUÇ :
GENELLİKLE İNSANLAR ELEŞTİRMEK İÇİN HER ZAMAN BİR EKSİĞİNİ BULACAKTIR VE KİMSE SENİ OLDUĞUN GİBİ KABUL ETMEYECEKTİR. ONUN İÇİN DOĞRU BİLDİĞİN ŞEKİLDE YAŞA. HAYAT ÖN PROVASI YAPILMAMIŞ BİR TİYATRO GÖSTERİSİDİR.
BU ALKIŞI OLMAYAN TİYATRONUN PERDESİ KAPANMADAN ; GÜL, ŞARKI SÖYLE, DANS ET VE AŞIK OL....
HAYATININ HER ANINI DEĞERLENDİR.
Charlie Chaplin
|
Offline
|
|
Konuyu Toplam 4 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 4 Misafir)
|
|
Seçenekler |
|
Stil |
Normal
|
Yetkileriniz
|
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.
HTML-KodlarıKapalı
|
|
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 20:00 .
|
|