|
|
|
|
15.07.08, 10:06
|
#171
|
Site Ondan Sorulur
Üyelik tarihi: Jan 2006
Mesajlar: 619
Tesekkür etmis: 104
Tesekkür almis 706 -> 450 Konu
|
Bir deniz yolculuğunda bindiğin gemi bir limana uğrar da seni kıyıya su almak için yollarsa, yolda midye kabuğu ya da mantar bulursan bunları toplayabilirsin...
Ama aklın hep gemide olmalıdır...
Sık sık gemiye başını çevirmeli ve kaptanın seni çağırıp çağırmadığını araştırmalısın...
Kaptan çağırırsa karga tulumba almalarına meydan vermemek için, ellerindekinin hepsini atıp hızla geriye dönmelisin... Hayat yolculuğunda da durum böyledir...
Bir midye kabuğu, bir mantar yerine bir kadın ya da bir çocuk nasibin olursa, bunları benimsersin... Ama kaptan seni çağırınca arkana bakmadan bırakıp gitmen gerekir... Yaşlıysan yetişmemek korkusuyla, gemiden çok uzaklaşmamalısın...
(...Epiktetos)
__________________
Deryada sonsuzluğu zikretmeye ne zahmet!
Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet!
Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde;
Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde!!!
|
Offline
|
|
|
|
|
15.07.08, 10:14
|
#172
|
Site Ondan Sorulur
Üyelik tarihi: Jan 2006
Mesajlar: 619
Tesekkür etmis: 104
Tesekkür almis 706 -> 450 Konu
|
Acınız, anlayışınızı saklayan kabuğun kırılışıdır...
Nasıl bir meyvenin çekirdeği; kalbi güneşi görebilsin diye kabuğunu kırmak zorundaysa, siz de acıyı bilmelisiniz...
Ve eğer kalbinizi, hayatınızın günlük akışını hayranlıkla izlemek üzere açarsanız, acınızın, neşenizden hiç de daha az harikulade olmadığını göreceksiniz...
Ve kırlarınızın üstünden mevsimlerin geçişini kabul ettiğiniz gibi, aynı doğallıkla, kalbinizin mevsimlerini de onaylayacaksınız...
Ve kederinizin kışını da, pencerenizden huzur içinde seyredeceksiniz...
Acılarınızın çoğu sizin tarafınızdan seçilmiştir...
Acınız, aslında içinizdeki doktorun, hasta yanınızı iyileştirmek için sunduğu ***8220;acı***8221; ilaçtır...
(...H.Gibran)
__________________
Deryada sonsuzluğu zikretmeye ne zahmet!
Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet!
Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde;
Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde!!!
|
Offline
|
|
|
|
|
15.07.08, 10:26
|
#173
|
Site Ondan Sorulur
Üyelik tarihi: Jan 2006
Mesajlar: 619
Tesekkür etmis: 104
Tesekkür almis 706 -> 450 Konu
|
> Saygı görmeyen bir çocuktan saygı, sevgi görmeyen bir çocuktan da sevgi beklemeyin...
> Hemen hiçbir şey göründüğü kadar önemli değildir... Kızmadan önce bir kere daha düşünün...
> Çocuklarınızın üzerinde bıraktığınız ilk izlenimleri değiştiremezsiniz...
> İçten bir sarılma, sevgiyi tüm kelimelerden daha iyi anlatır...
> Çocuklarınızın yapmasını istediğiniz şeyler, sizin de yapmak istediğiniz şeylerdir...
> Çocuğa bir şeyler öğretmek için olduğu kadar, ondan bir şey öğrenmek için zaman harcayın...
> Kurallarınız varsa, nedenleriniz de olmalı... Bu nedenleri bilmek çocuğunuzun hakkıdır...
> Çocuğunuz, hayallerinden ya da sırlarından birisini sizinle paylaşmak istiyorsa, size ne kadar değer verdiğini anlayın ve onu dinleyin...
> Hatanızı çocuğunuza itiraf edemiyorsanız, zamanla güvenirliğinizi kaybedersiniz...
> Bir çocuğun hayatındaki tüm riskleri kaldırırsanız, o çocuğun hayatındaki tüm canlılığı da kaldırmış olursunuz...
> Konuşan bir çocuğun sözlerini tamamlamaya çalışmayın...
> Kimi zaman çocuğunuz için çok şey yapmaya çalışmak, az şey yapmaktan yıkıcıdır...
> Çocuğunuzla içten bir konuşma yapmak istiyorsanız, gözlerinizi gözlerinden ayırmayın...
> Yersiz övgüler, gerçek övgülerin değerini azaltır...
> Çocuklarınıza nasıl öğrenebileceklerini öğrettiyseniz, onlara hemen her şeyi öğretmişsiniz demektir...
(...B.Tilton - M.Gray)
__________________
Deryada sonsuzluğu zikretmeye ne zahmet!
Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet!
Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde;
Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde!!!
|
Offline
|
|
17.07.08, 11:00
|
#174
|
Site Ondan Sorulur
Üyelik tarihi: Jan 2006
Mesajlar: 619
Tesekkür etmis: 104
Tesekkür almis 706 -> 450 Konu
|
17.07.08
İnsan evlenmez, evlenmek zorunda kalır; âşık olmak zorunda kalmaz, âşık olur...
Açların arasında tokluktan ölmek, tokların arasında açlıktan ölmekten daha berbattır...
Yönetici yoktur, yönetilici vardır...
Aynı insana bir kere âşık olunur...
En iyi dostun karşı cinstendir...
Kusurunu ilk hemcinsin görür...
Sıfır ile bir arasındaki fark, bir ile bin arasındaki farktan daha büyüktür...
Otuz güne tamamlanmaya zorlanan beraberlikler, eninde sonunda sıfır güne tamamlanır...
Sofradan eksilen tabak, tabaktan eksilen lokmadan daha önemlidir...
Sofranızdaki tabakların, gülen suratların hiç eksilmemesi dileğiyle...
(...Düş Hekimi)
__________________
Deryada sonsuzluğu zikretmeye ne zahmet!
Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet!
Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde;
Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde!!!
|
Offline
|
|
18.07.08, 14:19
|
#175
|
Herseyden Haberi Var
Üyelik tarihi: Nov 2005
Mesajlar: 927
Tesekkür etmis: 306
Tesekkür almis 587 -> 159 Konu
|
***8220;Yaşamak için ne çok sebep var,***8221; diye düşünüyor uçmanın anlamına vardıkça.
Kabiliyetlerinin sınırlarını aşmak, onu yaşatan en büyük sebep.
Onun için balıkçı teknelerinin etrafında o rutin,
sıkıcı dönüp dolaşmadan başka sebepler de var yaşamak için. Cehaletimizi kırabiliriz.
Becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekâmızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz.
En önemlisi hür olabiliriz!
|
Offline
|
|
|
|
|
21.07.08, 15:35
|
#176
|
Site Ondan Sorulur
Üyelik tarihi: Jan 2006
Mesajlar: 619
Tesekkür etmis: 104
Tesekkür almis 706 -> 450 Konu
|
21.07.08
Temizlik yaptım bugün... Hem de tüm benliğimde...
Kırgınlıklarımı dışarı çıkardım ilk önce... Görmenizi isterdim... İçimde ne kadar da büyük bir yer kaplıyorlarmış...
Kırgınlıklarımı atarken, bakmadım neydi onlar diye... Gelecek geçmişten çok daha fazla yaşanmaya değer...
Onların yerine bağışlamayı yerleştirdim özenle...
...
Kıskançlığımı çıkardım... Meğer ben ne az kıskançmışım... Çok kolay oldu. Sevindim...
Sanki kaybettiğim bir eşyamı bulmuş gibi oldum...
Çok şükür ki kin ve nefret yoktu yüreğimde... Nasıl temizlerdim bilmiyorum...
Sıra korkularıma gelmişti... Çıkarmaya bile korktum önce... Ne çok alışmışım onlarla yaşamaya...
...
Bunca acı ve endişeye nasıl alışılır anlayamadım...
Her gün yeni yeni endişelerle beslenen yeni korkular birikmişti içimde...
Mutluluklarımı, umutlarımı ne de çok ertelemişim... O an bu ilgiyi onlara verseydim, her gün onları düşünüp birer umut daha ekleseydim, almadan verip, beklemeden sevseydim, herşeyden önce içimdeki sevginin ve gücün daha fazla farkında olsaydım böyle temizliklere ihtiyacım kalmazdı...
...
Neşe ektim, hoşgörü, güven, sevgi ektim... Almadan vermeyi, sevilmeden sevmeyi, paylaşmayı ektim... Çılgınlık ektim, doğallık, bağışlama ektim içime...
Aşk ektim her hücreme... Çoşku, heyecan, sessizlik ektim...
Tüm güzel fikirler sessizken geliyor bana...
Kabullenme ektim... Baş eğme değil... Olduğu gibi kabullenme...
(...Edward Morrison)
__________________
Deryada sonsuzluğu zikretmeye ne zahmet!
Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet!
Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde;
Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde!!!
|
Offline
|
|
|
|
|
21.07.08, 15:39
|
#177
|
Site Ondan Sorulur
Üyelik tarihi: Jan 2006
Mesajlar: 619
Tesekkür etmis: 104
Tesekkür almis 706 -> 450 Konu
|
-Dış görünüşünüzü başkalarınkiyle karşılaştırmayın... Unutmayın siz bir yağlı boya tablosu değilsiniz....
-Hırslarınıza gem vurun... Hırslandıkça mutsuzluğunuz artar...
-Geçinecek kadar para yeter... Çok para biraz mutluluk getirir ama fazlasını veremez. Zenginlik arttıkça saadet aynı oranda artmaz...
-Dâhi olmadığınıza üzülmeyin. Yapılan araştırmalarda fazla zekânın da mutluluk getirmediği görülüyor...
-Mutluluk biraz da genetik... Bazı insanlar genetik olarak mutlu olmaya daha yatkındır...
-Evliler bekârlara göre hayattan daha çok tatmin duygusu alıyor...
-Allah***8217;a ve öteki dünyaya inanmak hayata bir amaç ve anlam kazandırır... Yalnızlık duygusunu yok eder...
-Bencil değil, verici olun... Zarafeti elden bırakmayın, kırıcı olmayın...
(...***8221;The Journal of Happiness Studies***8221;tan)
__________________
Deryada sonsuzluğu zikretmeye ne zahmet!
Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet!
Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde;
Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde!!!
|
Offline
|
|
|
|
|
21.07.08, 15:43
|
#178
|
Site Ondan Sorulur
Üyelik tarihi: Jan 2006
Mesajlar: 619
Tesekkür etmis: 104
Tesekkür almis 706 -> 450 Konu
|
Fırtınada uyuyabilir misiniz?
Yıllar önce bir çiftçi, fırtınası bol olan bir tepede bir çiftlik satın almıştı...
Yerleştikten sonra ilk işi bir yardımcı aramak oldu.
Ama ne yakındaki köylerden ne de uzaktakilerden kimse onun çiftliğinde çalışmak istemiyordu.
Müracaatçıların hepsi çiftliğin yerini görünce çalışmaktan vazgeçiyor, burası fırtınalıdır, siz de vazgeçseniz iyi olur diyorlardı.
...
Nihayet çelimsiz, orta yaşı geçkince bir adam işi kabul etti. Adamın haline bakıp ***8216;çiftlik işlerinden anlar mısın***8217;diye sormadan edemedi çiflik sahibi. ***8216;Sayılır***8217;dedi adam, ***8216;Fırtına çıktığında uyuyabilirim.***8217;
Bu ilgisiz sözü biraz düşündü, sonra boşverip çaresiz adamı işe aldı.
Haftalar geçtikçe adamın çiftlik işlerini düzenli olarak yürüttüğünü de görünce içi rahatladı. Taa ki o fırtınaya kadar:
...
Gece yarısı, fırtınanın o müthiş uğultusuyla uyandı. Öyle ki, bina çatırdıyordu.
Yatağından fırladı, adamın odasına koştu: ***8216;Kalk, kalk! Fırtına çıktı. Her şeyi uçurmadan yapabileceklerimizi yapalım.***8217;
Adam yatağından bile doğrulmadan mırıldandı: ***8216;Boşverin efendim, gidin yatın. İşe girerken ben size fırtına çıktığında uyuyabilirim demiştim ya.***8217;
Çiftçi adamın rahatlığına çıldırmıştı. Ertesi sabah ilk işi onu kovmak olacaktı, ama şimdi fırtınaya bir çare bulmak gerekiyordu.
...
Dışarı çıktı, saman balyalarına koştu: Aaa! Saman balyaları birleştirilmiş, üzeri muşamba ile örtülmüş, sıkıca bağlanmıştı.
Ahıra koştu. İneklerin tamamı bahçeden ahıra sokulmuş, ahırın kapısı desteklenmişti. Tekrar evine yöneldi; evin kepenklerinin tamamı kapatılmıştı.
Çiftçi rahatlamış bir halde odasına döndü, yatağına yattı. Fırtına uğuldamaya devam ediyordu. Gülümsedi ve gözlerini kapatırken mırıldandı:
***8216;Fırtına çıktığında uyuyabilirim.***8217;
__________________
Deryada sonsuzluğu zikretmeye ne zahmet!
Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet!
Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde;
Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde!!!
|
Offline
|
|
|
|
|
21.07.08, 15:45
|
#179
|
Site Ondan Sorulur
Üyelik tarihi: Jan 2006
Mesajlar: 619
Tesekkür etmis: 104
Tesekkür almis 706 -> 450 Konu
|
Biz dünyalıların ne garip bir durumu var!...
Burada kısa bir süre için bulunuyoruz...
Niçin geldiğimizi bilmiyoruz, sezer gibi oluyoruz zaman zaman...
Ama, çok derinlere gitmeden, günlük hayat bakımından başkaları için var olduğumuzu biliyoruz...
Önce, bütün mutluluğumuzu gülümsemelerine ve rahatlarına bağladığımız kimseler için...
Sonra da, yakından tanımadığımız ama kaderlerine sevgiyle bağlı olduğumuz bütün insanlar için...
İç ve dış hayatımın, ölü ve diri bütün insanların emeğine bağlı olduğunu...
Aldığım ve hâlâ almakta olduğum şeyleri aynı ölçüde var gücümle vermeğe çalışmam gerektiğini her gün durmadan düşünüyorum...
Azla yetinmek gereğini duyuyorum ve çok defa başkalarına gereğinden fazla iş yüklediğimi düşünüp üzülüyorum...
Ayrıca şuna da inanıyorum ki, sade ve kendi halinde bir yaşayış, beden ve kafa bakımından herkes için daha iyidir...
(...Albert Einstein)
__________________
Deryada sonsuzluğu zikretmeye ne zahmet!
Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet!
Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde;
Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde!!!
|
Offline
|
|
|
|
|
21.07.08, 15:49
|
#180
|
Site Ondan Sorulur
Üyelik tarihi: Jan 2006
Mesajlar: 619
Tesekkür etmis: 104
Tesekkür almis 706 -> 450 Konu
|
Yaşadığım her yılla hayatın ziyan edilen kısmının, vermediğimiz sevgilerde, kullanmadığımız güçlerde, hiçbir riski göze almayan bencilliklerde olduğunu daha çok fark ediyorum; bunlarla acıdan kaçınırken, mutluluğu da yitiriyoruz...
...
Karanlıktan korkan bir çocuğu kolaylıkla affedebiliriz.
Hayatın gerçek trajedisi, bir yetişkinin aydınlıktan korkmasıdır.
...
Görünen her şeyin gerisinde daha engin bir şey vardır;
Her şey, kendinden başka bir şeye açılan bir yol, bir kapı, bir pencereden başka bir şey değildir...
...
Ölüm hayatta büyük bir kayıp değildir.
Asıl büyük kayıp, yaşarken içimizde ölen şeylerdir...
...
Bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenecek ****net, değiştirebileceğim şeyleri değiştirecek cesaret, ikisinin farkını bilecek kadar hikmet ver...
(...Robin Sharma)
__________________
Deryada sonsuzluğu zikretmeye ne zahmet!
Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet!
Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde;
Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde!!!
|
Offline
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
|
|
Seçenekler |
|
Stil |
Normal
|
Yetkileriniz
|
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.
HTML-KodlarıKapalı
|
|
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 03:03 .
|
|