mrb...
Önce başımı çevirip şöyle içime baktım. Kulağımı göğsüme dayadım, kendini tanıyamayan biri olarak. Hayatının büyük kısmı tarihin tekerrüründen ibaret olan , geçmişin taklidini ustaca gerçekleştiren biri olarak. Benliğimdeki yüzbinlerce karakterden aslında hangisinin benim olduğunu bilmeyerek kulağımı göğsüme dayadım ve bir iç yolculuğuna başladım. Gözlerim dışarıyla bağlantımı sağlayan tüneller gibi, derin ve karanlık. Ordan yansıyan da acaba ben miyim? Ya da sen ne kadar sensin? Hangi hareketinin mimarı sensin? çocukluğumdan bu yana izlediğim annem, babam, komşularım, onların tenkitleri taklit yeteneğimi geliştirdi. Zorda kalınca ağlıyorum, şimdilik o anı geçirebilmemde bana yardımcı oluyor, gerçekliğinden ben dahi emin olamıyorum. Bazen insanlara kızıyorum, belki kızmasam da olur.Bazen de onlara kızmıyorum, hangisi doğru? Doğru olan ne? Doğru ne? Bazen insanları seviyorum,fanice.
herkese sevgiler...böyle kısa yazılara devam edicem , yorumlarınız benim için çok kıymetli. zevkle okuycam.