Geri git   A-Z ye Herkonu > Genel Konular

Cevapla
 
Seçenekler Stil
 
 
Alt 03.11.08, 14:07   #1
muhammedali23
O Artik Bizden
 
muhammedali23 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2005
Yaş: 41
Mesajlar: 79
Tesekkür etmis: 59
Tesekkür almis 16 -> 13 Konu
Standart

Geç Kaldığın Yerde Bir Yusuf Sözlü Bekler Seni

Gül yüzlünün yüzünden kovulduğu andan sonra, hiç kimse ona bakmadı, hiç kimse onunla konuşmadı. Mekke'ye doğru yürüyen koca ordunun içinde, Ebu Süfyan ve oğlu yapayalnızdı.

Geç kalmıştı... Geç kalmaya dair lügatlerde, meydanlarda, köşelerde, şiirlerde ne kadar acı söz söylenmiş ya da yazılmışsa, hepsi birden amansız arı vızıltıları gibi doluştu kulaklarına. Kaçırılmış şeylerin hepsi, ama hepsi, bir gülücük belki, bir güzel kucaklaşma, bir tatlı bakış, kardeşçe bir dokunuş omuzlarına indi. Geç kalmışlıkların cümle pişmanlıkları alev alev cehennem olup yakasına yapıştı. Dudakları kurudu. Sesi iç çekişlerine söz olamadı utancından. Geç kalmışların, gafillerin, haksız yere unutanların, kadir kıymet bilmeyenlerin yanı başında, eşsiz bir kadirşinaslıkla suskunca bekleyen o 'Ah!' sesi bile, korkup geri çekildi dudaklarından. 'Ah ki, ah çekemediğime ah!' Çöllerin bile birbirine eklenerek anlatamayacağı, dağların omuz omuza verseler de güç yetiremeyeceği uğursuz bir uzaklığın beri ucunda kalakalmıştı

Görmek istediğine görünmemek için saklandı önce. Saklanmak zorundaydı. Çünkü dostluğuna geciktiğine göstereceği yüzü bir 'düşman' yüzüydü. Kimliğini taşıyan yüzü 'sevilmeyesi' bir yüzdü, bakışını besleyen gözü 'bakılmayası' bir gözdü, umutlarını besteleyen sözü 'güvenilmeyesi' bir sözdü. Saklanması o yüzdendi, o gözdendi, o sözdendi. Huzuruna vardı. Yüzünü mahçup gölgelerden çıkarıp usulca onun gözlerine bıraktı. Gül yüzünün coğrafyasında başını sokabilecek daracık bir kuytuya da razıydı ama....

Gülleri güldüren o yüz çevrildi yüzünden. Yüz bulamadı. 'Kardeşim!' deyip de sarılması ne büyük cennetti ona. Cennete alınmadı. Eskiden olduğu gibi aynı göğüsten aynı ılık sütü içer gibi mesafesiz bir yakınlıktı umduğu. 'Süt kardeşi'nin dudağındaki tek bir kıpırtı dağ gibi pişmanlıkları yıkabilirdi. Kirpiklerinin ucundan yol bulacak tek bir müşfik bakış, yüreğinin bütün yangınlarına su olabilirdi.

'Benden yüzünü çevirince, yüzünü çevirdiği tarafa geçtim. Yine yüzüme bakmadı, öbür tarafa çevirdi yüzünü. Utandım. Yakın uzak her şey beni sıkmaya başladı. Ne yapacağımı bilmiyordum. Ona çok sıkıntı vermiş, çok kırmıştım. O benden yüz çevirince, dostları da yüz çevirdi.'

Gülücüklerimizin hepsini borçlu olduğumuz o yüz, o sabah, Ebu Süfyan bin Hâris'e dönmedi. O gül yüzlünün yüzünden dostluk görmeyi en çok istediği, en çok hak ettiği kişiydi. Amca oğluydu. Süt kardeşiydi. Çocukluk arkadaşıydı. Ne yazık ki O'nun müjdeli çağrısını ilk reddedenler arasında oldu. Bu çağrıyı O'nu dostlarını aç ve susuz bırakarak susturmak isteyen zorbaların yanında yer aldı amcasının oğlu. Daha da ileri gidip O'nu aşağılayan şiirler yazdı.

O gül yüzlünün yüzünden kovulduğu andan sonra, hiç kimse ona bakmadı, hiç kimse onunla konuşmadı. Mekke'ye doğru yürüyen koca ordunun içinde, Ebu Süfyan ve oğlu yapayalnızdı.

Ebubekir'e [ra] koştu önce.. Sonra Ömer'e [ra]... Cevapları aynı oldu: 'Allah'ın elçisinin yüz çevirdiği kişiye ben dost olamam...' Olmadı. Amcası Abbas'a [ra] yalvardı. 'Sana yakınlık gösterirsem, onu üzmekten ve kırmaktan korkarım...' cevabı umutlarının kanatlarını kırdı. Ali'ye [ra] gitti en sonunda. Sızlandı. Sızlandı. Ali'den [ra] de çare yoktu. Utancı kaldı sadece yanında.

Neden sonra, Ali [ra] yaklaştı. Çareyi fısıldadı. Çöllerin hepsini kurutan, dağları yerinden oynatan bir umuttu dudağından dökülen: 'O'na arkasından yaklaş ve Yusuf'a [as] kendisini kuyuya atan kardeşlerinin en sonunda pişmanlıkla söylediğini söyle....'

Geç kalan adam, yüzünden yüzünü sakınan Gül Yüzlü'ye yaklaştı. Fısıldadı. Bir ayetti nefesine sımsıcak dolanan, sesine terü taze umutlar saran: 'Vallahi, Allah seni bize üstün kıldı; biz sana yaptıklarımızla hatta ettik, suçluyuz.' [Yusuf, 91]

Gül yüzlü ilk defa çevirdi yüzünü süt kardeşine. Geç kalan adam ilk defa sevindi. Ama utancı daha ağırdı. Yüzü yerdeydi. Yûsuf'un [as] kardeşlerine söylediği söz yeniden ete kemiğe büründü Muhammed [asm] diye göründü, utançla kanayan kardeş yüzüne serin bir gül tesellisi olup dokundu: 'Bugüne kadar yaptıklarınızdan kınanmayacaksınız. Allah sizi bağışlasın. O merhametlilerin en merhametlisidir.' [Yusuf, 92]

Geç kaldığın yerde bin Yûsuf tecellisidir; umutlarını kuyuya attığın demde bin Yûsuf tesellisidir o Gülsîma...

S.Demirci
Offline   Alıntı ile Cevapla
Tesekkür edenler:
masal_1 (03.11.08)
 
Alt 29.11.08, 11:12   #2
dost
Herseyden Haberi Var
 
dost - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: May 2003
Mesajlar: 1.171
Tesekkür etmis: 232
Tesekkür almis 1.405 -> 462 Konu
Standart

Bayram Günahlari Nedir Biliyo Musunuz?

Basliktaki 'Günahsiz bayramlar' dilegimize bakip da bayramda da günah olur mu' demeyiniz lütfen. Yaziyi okuyunca siz de, gerçekten de bayramlarda bu günahlar islenebilir, diyerek bize hak vereceksiniz. Isterseniz sözü uzatmadan konuya bir misalle girelim.

Büyüklerden biri yatsi namazindan sonra caminin avlusuna çikip herkese elini uzatarak: 'Bayramim mübarek olsun.' diyerek tokalasiyormus.

- Efendi demisler, bugün bayram degil, bekle de, bayram günü bayramlas!

- Hayir, demis büyük zat. Benim bayramim bugün. Ve eklemis, çünkü demis bugün ben günah islemedim. Günaha maruz kalmadigim gün benim bayram günümdür!.

Iste size gerçek bayram anlayisi! Daha dogrusu bizim de yasamak istedigimiz bayram günü.

Demek asil Bayram, günah islemeden tamamladigimiz günün bayrami.. Bundan dolayidir ki, bilhassa bayram günlerinde günaha maruz kalmamaya dikkat edilir. Çünkü günah islenen gün, bayram olmaktan çikar, matem günü haline bile gelebilir. Öyle ise bayram gününü günahlara girerek matem günü haline getirmemeye dikkat etmek gerek.

- 'Bayram günü de günaha girilir mi?' demeyesiniz. Asil günahlar maalesef bayram günü islenir. Hatta öyle günahlar vardir ki, sadece bayram günlerinde islenir. Onlara 'Bayram günahlari' adi verilir.

- Nasil mi olur bayram günahlari? Söyle siralayabiliriz bayrama günahlarini.!!

- Bayramda mutlaka ilgi göstermeniz gereken çocuklari ve hane halkini ihmal eder de sevindirmezseniz, akraba ve komsulari mutlaka ziyaret edip de gönüllerini kazanmak gerekirken mühimsemez de bayramlasmazsaniz, sahip oldugunuz imkandan ihtiyaç sahibi yakinlariniza, komsulariniza ulastirmaz, zekatinizi fitrenizi unutursaniz, küs ve kirgin olduklarinizi affetmez de küslügünüzü, kirginliginizi sürdürürseniz, telefonla olsun bir gönül alma nezaketi göstermez de 'bos ver' deyip geçerseniz. Baska günah aramaya hiç gerek yoktur bayram günü. Bu ihmal ve ilgisizlikler yeter de artar bile bayram günahlari olarak size.

Halbuki, bayrami hep birlikte yasayacaktik. Bilhassa çocuklarimizla, hane halkimizla, akraba ve dostlarimizla, komsularimizla yeniden bir daha kucaklasacak, gönül alacak, kalp kazanacaktik.. Sevgide, saygida cosmalar olacakti bayram günleri. Çevremizde sikinti içinde kivranan kalbi kirik, gönlü buruklar varken bizim tek basimiza bayramin mutlulugunu yasamamiz elbette mümkün olmayacakti. Efendimiz (sas), böyle örnek olmustu bizlere. Nitekim bir gün mescidin avlusunda bir sepet turfanda hurma ikram edilir kendisine: "Buyur ya Resulallah taze hurma!" derler. "Komsularimiz da su anda böyle taze hurma yemeye basladilar mi?" diye sorar.

- Hayir, derler, mevsimin ilk turfanda hurmasi önce bizim bahçede olgunlasir. En önce size getirdik. Herkesten önce siz tadasiniz diye düsündük.. Yolda oynayan çocuklari isaret ederek buyurur ki:

- Götürün bu taze hurmalari su çocuklar yesin. Ben komsularimin yemedigini yemem, giymedigini de giymem, onlardan ayri yasayan biri olmak istemem. Ne zaman konu komsu herkes turfanda hurma yemeye baslar, iste o zaman benim de onlarla birlikte taze hurmadan yemeye gönlüm razi olur..

Demek ki Islam bizi komsu ve çevre ile böylesine kucaklastirir, varlik ile yoklugu, zorluk ile kolayligi böylesine paylastirir. Yani birlikte aglar birlikte güleriz, bayrami da birlikte yasariz. Birimizin derdi hepimizin derdi olur.

Su hadis de bize Müslüman'i böyle tarif eder:

- Müslüman'in derdini dert edinmeyen bizden degildir!

***
Birlikte yasayacagimiz günahsiz bayramlar dilegimle efendim...

Alintı..(Ahmet Şahin Hocadan)

__________________
..Eskiden Yeterdim Kendime..Artardım Bile..Simdi Ne Yapsam Nafile..Kim Demiş Can Eskimez Diye..Bu Can Tedirgin Tende..Canda Eskimiş Bende..
Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 11:31 .

Powered by Herkonu team