Geri git   A-Z ye Herkonu > Genel Konular

Cevapla
 
Seçenekler Stil
 
 
Alt 16.11.07, 19:14   #1
Hasani
Uzman
 
Hasani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2004
Mesajlar: 4.727
Tesekkür etmis: 32
Tesekkür almis 155 -> 113 Konu
Standart

İşte bu partiler kapatıldı

1950 yılından bu yana Türkiye'de 26 parti kapatıldı. İşte kapanan partiler...

Anayasa Mahkemesinin kuruluşundan önce kapatılan 2 partiyle birlikte Türk siyasi hayatında 26 parti kapatıldı.

-Çok partili döneme geçilen 1950 yılından sonra kurulan Millet Partisi,
26 Ocak 1954 tarihinde Ankara Sulh Ceza Mahkemesince kapatıldı.

- 27 Mayıs 1960 ihtilalinden sonra ise iktidardan uzaklaştırılan Demokrat Parti, 20 Haziran 1960 tarihinde Ankara Asliye Hukuk Mahkemesince kapatıldı.

Anayasa Mahkemesinin 1963 yılında kurulmasıyla birlikte parti kapatma davaları Anayasa Mahkemesinde görülmeye başlandı.

Kapatılan partiler ve kapatma tarihleri şöyle:
İşçi-Çiftçi Partisi (İÇP)-(1968),

Milli Nizam Partisi (MNP)-(20.5.1971),
Türkiye İleri Ülkü Partisi (TİÜP)-(24.6.1971),
Türkiye İşçi Partisi (TİP)-(20.7.1971),
Büyük Anadolu Partisi (BAP)-(19.12.1972),
Türkiye Emekçi Partisi (TEP)-(8.5.1980),
Büyük Anadolu Partisi (24 Kasım 1992),
Sosyalist Parti (10 Temmuz 1992),
Yeşiller Partisi (10 Şubat 1994),
Halk Partisi (25 Eylül 1991),
Türkiye Birleşik Komünist Partisi (16 Temmuz 1991),
Halkın Emek Partisi (14 Temmuz 1993),
Özgürlük Demokrasi Partisi (30 Nisan 1993),
Sosyalist Türkiye Partisi (30 Kasım 1993),
Demokrasi Partisi (16 Haziran 1994),
Demokrat Parti-2 (13 Eylül 1994),
Demokrasi ve Değişim Partisi (19 Mart 1996),
Diriliş Partisi (1996),
Emek Partisi (1997),
Sosyalist Birlik Partisi (7.6.1994),
Refah Partisi (16.1.1998),
Demokratik Kitle Partisi (26.2.1999),
Fazilet Partisi (22.06.2001),
Halkın Demokrasi Partisi (13 Mart 2003).

DEHAP, hakkında açılan kapatma davasının ardından kendisini feshederek,
DTP'ye katılmıştı. Ancak, parti hakkındaki kapatma davası devam ediyor.

HAK-PAR'ın kapatılması istemiyle açılan dava da Anayasa Mahkemesinde
sürüyor.
changeTarget(document.getElementById("news_content "))
__________________
Güveni geliştirmek yıllar alıyor.Yıkmak bir dakika..
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 17.11.07, 14:35   #2
Hasani
Uzman
 
Hasani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2004
Mesajlar: 4.727
Tesekkür etmis: 32
Tesekkür almis 155 -> 113 Konu
Standart

DTP mitinginde olay çıktı

Öcalan lehine slogana izin verilmedi. Polisle çatıştılar. Olaylar devam ediyor

VAN'da Demokratik Toplum Partisi tarafından düzenlenen ***8216;Yeter artık***8217; mitinginde olaylar çıktı.

DTP Van Milletvekileri Fatma Kurtulan, Özdal Üçel, DTP Bitlis Milletvekili Mehmet Nezir Karabaş, DTP Genel Başkan Yardımcısı Bayram Altun'un katıldığı katıldığı itfaiye meydanındaki mitin alanında, yaklaşık 3 bin kişilik bir kalabalık toplantı.

Saat 13.30 sıralarında konuşmalar yapılırken kalabalık arasında Öcalan lehine slogan atıp poster açan 3 kişi, polis tarafından gözaltına alınmak istenince, olaylar başladı.

Göstericiler polislere taşlarla saldırınca, güvenlik güçleri gözyaşartıcı bomba kullanıp, havaya uyarı ateşi açtı. Bunun üzerine gösterici grup miting alanından ara sokaklara dağılarak polise taş atmaya devam etti. Bu sırada 2 polis memuru başından aldıkları taş darbesinden yaralandı. Polisin göstericilere müdahalesi sürüyor












changeTarget(document.getElementById("news_content "))
__________________
Güveni geliştirmek yıllar alıyor.Yıkmak bir dakika..
Offline   Alıntı ile Cevapla
 bendende bi haber
Alt 17.11.07, 15:18   #3
3838
Site Ondan Sorulur
 
3838 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Aug 2006
Mesajlar: 260
Tesekkür etmis: 82
Tesekkür almis 59 -> 47 Konu
Standart bendende bi haber

bu aksam maci euro d galiba gösdermiyorlarr türkiye- norvec maci
__________________
ßiir ufacik sözünle canimi aldin, ßir celyan ßakisinla Gönlümü caldin
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 24.11.07, 16:36   #4
Hasani
Uzman
 
Hasani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2004
Mesajlar: 4.727
Tesekkür etmis: 32
Tesekkür almis 155 -> 113 Konu
Standart

Elebaşları bu silahla vurulacak



Genelkurmay 350 adet keskin nişancı silahı aldı. İşte o silah ve özellikleri...

Genelkurmay Başkanlığı Güneydoğu ve Kuzey Irak***8217;ın derin vadilerle bölünmüş yüksek dağlık arazisinde PKK gruplarını ve özellikle de lider kadrosunu etkisiz hale getirmek için için 1750 metreden nokta atışı yapabilen 350 adet özel keskin nişancı tüfeği getirtti.

Fin keskin nişancı tüfeği "Lapua"lar özel kuvvetlere dağıtıldı. Tuzla***8217;da açılan "keskin nişancı okulu"nda yetiştirilen subay, astsubay ve uzman çavuşlar, bu silahlarla daha çok PKK***8217;nın grup başları ile örgütün lider kadrolarını hedef alacak. Keskin nişancılar aynı zamanda özel dürbünler, rüzgar hızı ve nem ölçerek atışı belirleyen özel el bilgisayarları da kullanacak. Afganistan ve Irak***8217;ta da kullanılan Lapua***8217;ların attığı özel mermiler 1 kilometreden çelik yeleği deliyor ve 1750 metreye kadar hedefinden sapmıyor. Silahların satış fiyatı 15 bin dolar civarında.

KANASLARIN YERİNE GEÇECEK: Türk Silahlı Kuvvetleri Güneydoğu***8217;da yaygın olarak ***8217;Kanas***8217; olarak bilinen Dragunov keskin nişancı tüfeğini kullanıyor. Evgenyi Fedorovich Dragunov tarafından Kalaşnikof***8217;tan (AK-47) esinlenilerek 1958 yılında tasarlanıp imal edilen silahın etkili menzili 1300 metre. 10 adet 7.62***8217;lik mermi alıp tek tek atış yapan silahın en büyük dezavantajı 1 metre 220 santimetrelik boyu ve sık sık bozulan dürbün sistemi. 450 metre daha uzun menzilli ve kullanışlı Lapua***8217;ların bölgede Kanasların hákimiyetine son vereceği belirtiliyor.

DÜNYANIN EN İYİ 11 TÜFEĞİ: TSK envanterinde ayrıca THEIS (Tactical High Energy Impact Systems) Firması tarafından üretilen dünyanın en iyi keskin nişancı tüfeği "Intervention Model 200 Military***8217;den 11 adet bulunuyor. Henüz ABD ordusunda bile bulunmayan bu silah, 2 bin 400 metreden hedefini ıskalamıyor. Bu inanılmaz menzilin sebebi üretici firmanın geliştirdiği "Balanced Flight" sistemi ve 408 kalibrelik Cheyenne Tactical adı verilen son derece gelişmiş bir mermi. M-200***8217;ler 2001 yılından beri bordo berelilerin en keskin nişancıları tarafından kullanılıyor.

TÜRK MALI TÜFEKLER YOLDA

TÜRK ordusunun keskin nişancı tüfeği ihtiyacını tamamen yerli üretimle karşılamak için çabalar da sürüyor. Kale Grubu***8217;na bağlı Kalekalıp, Türkiye***8217;nin ilk yüzde 100 yerli 50 kalibre keskin nişancı tüfeğini bir süre önce üretti. 50 kalibrelik 5 mermi alan silahın etkili menzili 1800 metre. Kale keskin nişancı tüfeği, zırh delici özelliğiyle hafif zırhlı araçlara karşı kullanılmak üzere geliştirildi. TÜBİTAK desteğiyle geliştirilen bir diğer Türk keskin nişancı tüfeği ise 5 kilo 35 gram ağırlığında. Dünyadaki en hafif muadilinden yüzde 30 daha hafif olan bu tüfek 1 kilometreden hedefini vurabiliyor.
__________________
Güveni geliştirmek yıllar alıyor.Yıkmak bir dakika..
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 26.11.07, 19:21   #5
Hasani
Uzman
 
Hasani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2004
Mesajlar: 4.727
Tesekkür etmis: 32
Tesekkür almis 155 -> 113 Konu
Standart

İngiltere Prensi Mevlana Müzesi'nde
İngiltere Veliaht Prensi Charles, eşi Cornwall Düşesi Camilla ile birlikte Mevlana Müzesi'ni ziyaret etti.
Havaalanından sonra, eşi Camilla ile Mevlana Müzesi'ne gelen Prens Charles'a Konya Valisi Osman Aydın, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Nick Baird, Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan eşlik etti.Beraberindeki heyetle müzeyi gezen Prens Charles ve eşi Camilla, yetkililerden Mevlana ve müzede sergilenen eşyalarla ilgili bilgi aldı. Prens Charles en çok Mevlana'nın kabrinin bulunduğu bölümde incelemelerde bulundu.

Prens Charles, VİP yerine vatandaşların kullandığı normal kapıdan giriş yaptığı müzeyi gezdikten sonra arka kapıdan ayrıldı ve sema programı izlemek için Mevlana Kültür merkezine geçti.

İngiltere Veliaht Prensi Charles, ''Gerçekten de zaman zaman batıda bizlerin her tür amaç ve niyetimizde, gerçekliğin görünen kadar görünmeyen de bir boyutu olduğunu kavrayabilen yürek zekamızı, yani içgüdüsel niteliklerimizi terk ettiğimiz hissine kapılıyorum'' dedi.

Prens Charles, Mevlana Müzesi ziyaretinin ardından, kendisine tahsis edilen otomobille eşi Cornwall Düşesi Camilla Parker Bowles ile birlikte geniş güvenlik önlemleri altında sema programını izlemek üzere Mevlana Kültür Merkezi'ne geldi.

Burada mehter takımının mini konseriyle karşılanan Prens Charles'a, Konya Valisi Osman Aydın, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek ve İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Nick Baird ve Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan eşlik etti.

Sema törenini izlemeye gelen vatandaşların üzeri Mevlana Kültür Merkezi'ne girişinde titizlikle arandı. Kadınların çantalarından çıkan makas, törpü, krem, tırnak makası gibi eşyalara da el konuldu.Daha sonra Prens Charles ve beraberindekiler Büyükşehir Belediyesi Sema Grubu tarafından sunulan sema gösterisini izledi.

Prens Charles, programın ardından yaptığı ''Doğu ve Batı: Maneviyat Kıssaları'' başlıklı konuşmasına, Türkiye'yi ziyaret etmekten büyük memnuniyet duyduğunu belirterek başladı.

Türkiye'yi son ziyaretinden bu yana 3 yıl bile geçmediğini ifade eden Charles, ''Bu kez ziyaretime ülkenizin kültürel ve tarihi mirasını bir parça da olsa görebilmesi için sevgili eşimi de beraberimde getirebilmiş olmaktan büyük sevinç duymaktayım'' dedi.

Türkiye'nin uluslararası sahnede her geçen gün daha çok yer aldığını vurgulayan Prens Charles, şöyle konuştu:''Türkiye'yi, Orta Doğu'daki barış süreci de dahil hayati öneme sahip küresel önceliklere destek vermek amacıyla uluslararası camia ile yakın ilişkiler içinde görmek son derece sevindirici. Belki Türkiye'nin diğer uluslararası başarılarından oluşan uzun listeden bahsetmenin yeri burası değil, ama Afganistan'da barış ve istikrarın sağlanması için yerli halk ile bir arada çalışan Uluslararası Güvenlik Destek Kuvveti'ne yapmış olduğunuz güzide başkanlığı burada özellikle belirtmeden geçemeyeceğim.''

Mevlana Celaleddin Rumi'nin son dünyevi mekanı olan Konya'da ölümünün 800. yılında rahmetle anıldığını belirten Prens Charles, şöyle devam etti:

''Mevlana Hazretleri'nin eserlerine batı dünyasında büyük ilgi duyan çok sayıda kişinin olduğunu görmek beni son derece etkiliyor. Kendimi, bu kimselerin bir şekilde kendi hayatlarında eksikliğini hissedip Mevlana'nın şiirsel maneviyatında buldukları şeyin ne olduğunu sorgulamaktan alıkoyamıyorum. Belki de bu hepimizin hissettiği ancak Mevlana'nın son derece iyi bir şekilde anlayıp aktardığı yüreklerimizdeki o özlem olabilir mi? Ya da varlıkların dışa dönük ifadesiyle dolup taşmış bir dünyada, eserlerinin kendimizle çelişen bir şekilde hepimizin halen önemli olduğunu hissettiği ruh yolumuzu aydınlatmak için iç dünyamıza parlak bir ışık yansıtması mıdır bizleri çeken? Ya da hem yüreklerimizi hem de zihnimizi kendisine sürükleyen öngörüsünün evrenselliği, mukaddes olanı algılayışı mıdır? Bizlere hatırlattığı gibi (kandiller farklı olsa da ışık aynı ışıktır, ışığa odaklanırsan bu fani bedene miras ikiliğin ötesini de görürsün)''

''YÜREK ZEKAMIZI TERK ETTİĞİMİZ HİSSİNE KAPILIYORUM''

İnsanları Mevlana'ya çeken her ne olursa olsun, hayata batılı yaklaşımın, bunun aksine parçalayıcı ve yanlı, hatta çoğu zaman bütünden çok parçayla, içselden çok dışsal olarak tamamlanabilecek bir gerçeklikle ilgilenir hale geldiğini dile getiren Charles, şunları kaydetti:

''Gerçekten de zaman zaman batıda bizlerin her tür amaç ve niyetimizde, gerçekliğin görünen kadar görünmeyen de bir boyutu olduğunu kavrayabilen yürek zekamızı yani içgüdüsel niteliklerimizi terk ettiğimiz hissine kapılıyorum. Belki de bunu, olmasaydı yok olmaya karşı çok daha savunmasız hale geleceğimiz, Tanrı'nın bize verdiği duyulardan biri olan
altıncı his olarak da adlandırabiliriz. Tabii ki bu parçamızı tekrar bütünleştirebilmemiz, böylece bize meydan okuyan sınamalarla yüzleşebilmek için ihtiyaç duyacak olduğumuz bütünlük hissini yeniden oluşturabilmemiz gerekmektedir.''

Dünyanın dört bir yanındaki tüm halklar için batıda gerçekleştirebildikleri bütün güzel şeylerin içerisinde yüzyıllar boyunca doğunun kendileri için bir ilham kaynağı olduğunu ve kendilerine evrensel gerçekleri öğrettiğini kabul etmeleri gerektiğini dile getiren Charles, ''Örneğin büyük şairimiz Tennyson, kendisinden kısa bir süre sonra gelen ve Kur'an-ı Kerim'i 14 farklı şekilde ezberlemiş olan Attar'ın öğrencisi Fars şair Şirazlı Hafız'dan çok etkilenmişti'' dedi.

Charles, 19. yüzyılın batılı şairlerinin birçoğunda da benzer etkiler görüldüğünü vurgulayarak, büyük Alman Şairi Goethe'nin Hafız-ı ''Ruhani Usta'' olarak adlandırıldığını kaydetti.


İngiltere Veliaht Prensi Charles, ''Herkes, kendi geleneklerinin, komşularına göz kulak olunması konusunda neler söylediğini iyi biliyor. İçinde Tanrı inancı olan herkesin uyması gereken ilahi kanunlarda, kişinin komşusuna karşı sorumluluk duyması gibi asil bir ahlaki değer bulunmaktadır'' dedi.

Prens Charles, Mevlana Kültür Merkezi'nde yaptığı ''Doğu ve Batı: Maneviyat Kıssaları'' başlıklı konuşmasında, asıl vurgulamak istediği noktanın, doğal dünyanın hatta tüm evrenin bir bütünlük içinde birbirine geçmiş ve bağlı bulunması olduğunu söyledi.

İnsanların bugünkü davranışlarının gelecekteki kuşakların yaşamlarını etkilediğinin unutulmaması gerektiğini belirten Prens Charles, komşuluk tanımının bu kadar kapsamlı olduğu bir çağ olmadığını kaydetti.

Herkesin kendi geleneklerinin, komşularına göz kulak olunması konusunda neler söylediğini iyi bildiğini belirten Charles, içinde Tanrı inancı olan herkesin uyması gereken ilahi kanunlarda kişinin komşusuna karşı sorumluluk duyması gibi asil bir ahlaki değer bulunduğunu söyledi.

Prens Charles, şöyle devam etti:''Bir İslam alimi olmamama rağmen hadisleri okuduğumuzda yine aynı ilkenin geçerli olduğunu göreceğimizi düşünüyorum. 'Kimse kendisi için istediği bir şeyi mümin kardeşi için istemedikçe gerçekten iman etmiş olmaz.' Ve Kur'an-ı Kerim, 'hani sizler birbirinize düşman idiniz de O (Allah), gönüllerinizi birleştirmişti ve onun nimeti sayesinde kardeş olmuştunuz' demiyor mu? Dolayısıyla son derece önemli bu döneminde çağdaş dünyamızın benimsediği değerleri çok daha yakından incelememizi ve bu değerlerin hayatımızı daha bütünleşmiş ve sürdürülebilir kılacağı boyutları düşünmemizi öneriyorum. Dünyadaki inançların yüce ilahi metinleri ile bilge alimlerinin muhteşem ilahileri ve mesnevilerinin ulaştırmaya çalıştığı o nihai son budur. Mevlana'nın da söylediği gibi 'Tanrı'nın insanoğlu için amacı, gören bir gözü ve anlayan bir kalbi bulmaktır.' Bu nedenle kendimizi bu amaca yeniden adamak ve yenilenen
enerji ve çaba ile yeniden bu yola baş koymak için Mevlana'nın ebedi ikametinin yakınındaki bu yerden daha iyi bir yer olabilir mi?''

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek ise Hz. Mevlana'nın doğumunun 800. yılında Prens Charles ve eşini Konya'da görmekten büyük memnuniyet duyduğunu belirterek, ''Ekselanslarının, Hz. Mevlana'nın insanlığa 750 yıl önce yaptığı çağrıları, bugüne taşımak amacıyla barış ve sevgi mesajlarını bir kez de buradan dünyaya seslenmek için aramızda olduğunu biliyorum'' diye konuştu.

Konuşmaların ardından Başkan Akyürek, Prens Charles'a semazen sikkesi ve üzerinde Çatalhöyük motifleri ile Konya'nın sembolü olan çift başlı kartal figürü bulunan tiftikten yapılmış el yapımı halı, eşi Camilla'ya da ipekten eşarp hediye etti.
__________________
Güveni geliştirmek yıllar alıyor.Yıkmak bir dakika..
Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 23:10 .

Powered by Herkonu team