Geri git   A-Z ye Herkonu > Genel Konular

Cevapla
 
Seçenekler Stil
 
 Arguvan havalari
Alt 06.11.07, 01:32   #1
cimcime68
Herseyden Haberi Var
 
cimcime68 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Jul 2007
Yaş: 39
Mesajlar: 1.117
Tesekkür etmis: 195
Tesekkür almis 441 -> 197 Konu
Standart Arguvan havalari

Malatya, özellikle Arguvan ilçesi ve Maraş'ın bazı kesimlerinde yaygın, Alevî türkmenlerine özgü bir uzun hava türüdür. Sözlerinde doğa, aşk, sevda, öğüt ve gurbet konulan işlenmiştir. Hece ölçüsünün 7 ve 11 'li kalıpları kullanılmıştır.

Bu uzun hava türünde ezgilerin ses genlikleri bir sekizlik içindedir. Genellikle bir beşliyi aşmaz. Makam Hüseyni 'dir. Söyleyişte en belirgin özellik sözlerin konuşurcasına (Recitatif) müzikle uyumudur. Eşlik çalgısı bağlamadır ve bağlama düzeni ile çalınır. Uzun havaya başlamadan önce söyleyeni uzun havaya hazırlayıcı, uzun havanın ezgisini hatırlatıcı bir açılış yapılır. Yörede geleneğe bağlı olarak bağlama tezene kullanmaksızın parmaklar ile çalınır. Bu çalım biçimine "şelpe" denir. Şelpe ile çalışta, telleri iterek, çekerek vurarak (tokatlayarak) eli kullanmak ustalık gerektirir. Yörede çalınan bağlamanın boyutları küçüktür. Cura boyundan biraz büyükçe olan bağlamaların perde sayısı genellikle 12 olduğunu görmekteyiz.

Arguvan havalan Sivas'ın "Çamşıhı Ağzı" uzun havalarına benzerlik gösterir. Geçmişte Cem ayinlerini yönetmek için Arguvan'a giden "Dede"lerin Çamşıhı'dan olması ve ezgi yapılarını ve seslendirme tavırlannı etkileşimle taşımaları bu benzerliğe neden olduğu sanılır. Bu uzun havaların ardından genellikle türküler, nefesler ve deyişler söylenir. Yörede birkaç kişinin birlikte uzunhava söylemeleri de gelenektir. Özellikle karar seslerinde yapılan topluca uzatmalar ilginçtir. Sözlerin başında, aralarında ya da sonunda "loy", "diloy", "vay", "anam", "ah", "vah" gibi katma sözler kullanılır. Kimi zaman da uzun havanın hüzünlü etkisini ortadan kaldıran hareketli türkülere bağlantı yapılır. Arguvan havaları "Arguvan Ağzı" denilen yöresel ağız tavır ve üslûpla seslendirilir.

Asrı gurbet harab etmiş köyümü
Bülbül gidip baykuş konmuş gel hele
Ben ağayım ben paşayım diyenler
Kapıları kitlemişler gel hele
Gel hele de kömür gözlüm gel hele
Gel hele de dudu dilim gel hele

Bir ev burda bir ev karşıda kalmış
Sorun hele bizim komşular n 'olmuş
Kırk senelik ağaç kurumuş kalmış
Bizim köye benzemeyi gel hele
Gel hele de kömür gözlüm gel hele
Gel hele de dudu dilim gel hele
__________________

...Laf olsun diye konuşmuyorum konuşuyorum laf oluyor!!!......
HaKeDeNe +Tesekur DiLeNeNe DeĞiL!
Offline   Alıntı ile Cevapla
 Barak ( ben seviyom)
Alt 06.11.07, 01:33   #2
cimcime68
Herseyden Haberi Var
 
cimcime68 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Jul 2007
Yaş: 39
Mesajlar: 1.117
Tesekkür etmis: 195
Tesekkür almis 441 -> 197 Konu
Standart Barak ( ben seviyom)

Barak sözcük olarak değişik anlam taşır:

1- Türkmenlerin yetiştirdiği çok kıllı av köpeği.

2- Yöredeki bir efsaneye göre akbabanın biri iki yumurta çıkarır. Yumurtanın birinden çok tüylü olan bir akbaba yavrusu çıkmış. Adına barak denmiş. Baraklar da adını buradan almışlar.

3- Türkmen göçlerinden birinde göçün başını çeken boya bayrak anlamına gelen Barak denmiştir. Bu bilgi değerli halkbilimci Cemil Cahit Güzelbay'ın Barak'lı 90 yaşında (yıl 1971'de) İdris Ağa'dan öğrendiği açıklamadır.

Barak havaları, Barak Türkmenlerine özgü bir uzun hava türüdür. Barak Türkmen köyleri Gaziantep'in Oğuzeli ilçesiyle Urfa'nın Akçakale ilçesi arasındadır. Bu ovaya Barak Ovası denir. Önceleri Karkamış olan beldenin adı "Barak Bucağı" olarak 1970'de değiştirilmiştir. Barak ovasının güneyinden Suriye sınırı geçmektedir. Bu nedenle Barak aşiretinin birçok köyleri bugün Suriye toprakları içinde kalmıştır. Barak Ovası'nda Suriye topraklarında kalanlar ile birlikte 81 Barak köyü vardır.

Barak havaları, Barakların yaşadığı yörelerde yaygın olup, özellikle Oğuzeli, Kilis, Nizip, Adana ve Kahramanmaraş'ın kimi kesimlerinde canlılığını korumaktadır. Sözlerinde genellikle iskân (göç), doğa, sevda, ölüm, halk hikâyelerinden alınan konuları bulmak mümkündür. 11'li hece ölçüsünün kullanıldığı dizilerde "aman", "yavrum", "yandım", "gine", "yet miyecise" gibi katma sözler kullanılmıştır. Uzun hava söylemeden önce söyleyeni uzun havaya hazırlayıcı nitelikte bir açılış yapılır. Açış, bağlama ya da zurna ile olur. Çalgının yaptığı açışta en önemli ve belirgin tür özelliği, çok sık sekilemelerin yapılmasıdır. Barak havalan Hicaz, Hüseyni, Rast, Saba makamlarının kullanıldığı uzun havalardır. Kimi Barak havalarında Hüseyni başlanır, sözlerin bağlandığı kısımlarda Hicaz makamına geçki yapılır, sonra, Hüseyni'ye dönülür. Uzunhavalar genellikle tiz seslerden başlar, inici bir yapı gösterirler. Türü belirleyen diğer öğeler, trillerin ve zaman zaman ters glisandoların yapılması, motif ve küme sekilemeleridir. Yörede bu türü seslendiren başarılı seslendiricilerden Adana'lı Halit Araboğlu ve Kilis'li Aslan Sazcı'yı sayabiliriz.

Barak havaları yöre oyunlan oynanmadan önce ya da oyun aralarında da sıkça seslendirilir.

Gider dumam da gider yayladan gider
Şeydi Battal gibi kurmuş cenk eder
Aman bu yıllık da canım canım karadan gider
Firuz Bey Acem 'e gitti durnalar

Şemsi kamer doğmuş yârin yüzüne
Ateş saldın vücuduma özüme
Aman Kıya bakma da canım nazlı yarin yüzüne
Finiz Bey Acem 'e gitti durnalar
__________________

...Laf olsun diye konuşmuyorum konuşuyorum laf oluyor!!!......
HaKeDeNe +Tesekur DiLeNeNe DeĞiL!
Offline   Alıntı ile Cevapla
 Bozlak ( anadolumunnn)
Alt 06.11.07, 01:34   #3
cimcime68
Herseyden Haberi Var
 
cimcime68 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Jul 2007
Yaş: 39
Mesajlar: 1.117
Tesekkür etmis: 195
Tesekkür almis 441 -> 197 Konu
Standart Bozlak ( anadolumunnn)



Birçok bölgede görülmekle birlikte, özellikle İç Anadolu ve Güney Anadolu'da, Toroslar'da yaygın olan Avşar ve Türkmen oymaklarına ait bir uzun hava türüdür.

Bozlak kelimesinin kökeni hakkında çeşitli görüşler vardır. Öztürkçe bir kelime olan "Bozlak"ın çeşitli anlamlan, çeşitli eserlerde şu şekilde belirtilmiştir.

Divan-ı Lügat-it Türk'de "bozlak", "bozlamak" ses vermek bağırmak anlamına gelmektedir. Dede Korkut'ta ise bozlatmak, böğürmek manasında kullanılmakta, Kırgızcada ise "botasın olgan tüyiidey bozlayı bozlayı kaldım men", "yavrusu kaybolmuş, çalınmış bir deve gibi bozlaya bozlaya, feryat içinde kaldım ben" denmektedir.

Özet olarak, feryad etmek, haykırmak, ayrıca deve bağırması anlamına bozulamaktan, bozlamaktan gelen bir kelimedir.

Bozlak, ayrıca bağlamada yapılan bir düzene (akord) de verilen addır. Burada alt ve Orta teller "LA", üst tel "SOL" sesine çekilir. Bu düzene "Abdal" düzeni de denmektedir.

Bozlak ayrıca Kürdi makamındaki türleri belirten bir ayak adı olarak da "Bozlak Ayağı" şeklinde kullanılmaktadır.

Zaten bozlaklarda türü belirleyen en önemli öge Kürdi dizisi içinde seslendirilmeleridir. Bazı bozlaklarda Kürdü dizisinin yanı sıra "Acemkürdi" ve "Muhayyerkürdi" makamları, bazen de bu makamların Sol veya Fa diyez üzerine aktarılmış şekilleri kullanılır. Az da olsa, Toros Türkmenlerinde bu tip bozlaklar görülmektedir.

Dağ ve Oymak havalarının karakterestik bir türü olan bozlak, çoğunlukla bir erkek tarafından söylenir, ancak Teke yöresinde Yörüklerin hep birlikte söylediklerine de rastlanmıştır.

Bozlakların konularını, yöresel ve çeşitli toplumsal olaylarla ilgili konular oluşturur. En önemli özelliklerimizden olan yiğitlik ve kahramanlık bu konuların başında gelmektedir.

Dizileri çoğunlukla 11 ve 14 heceli olan bozlakların sözleri anonim olabileceği gibi saz şairlerine ait de olabilir. Bozlakların birkaç türü vardır. Vurguladıkları konulara göre yiğitleme, güzelleme, yanık, ağıtlama ve kerem bozlağı gibi adlar alırlar.

Yiğitleme bozlağı; sözleri saz şairlerimizden Dadaloğlu'na ait olan aşağıdaki bozlak örnek olarak verilebilir.

Kalktı göç eyledi Avşar elleri
Ağır ağır giden eller bizimdir
Arap atlar yakın eder ırağı
Yüce dağdan aşan yollar bizimdir

Bozlakların ses genişliği 8'li, 10'lu hatta 12'li olabilir. Dizi kullanılırken tiz seslerden başlanır, karar sesinin sekizlisi ve yedilisinde belirgin biçimde görüldükten sonra karar perdesine inilerek uzun hava bitirilir. Bozlaklar çalgı eşliği olmaksızın söylendiği gibi cura ve bağlama eşliğinde de söylenirler.

Kırşehir' li mahalli sanatçılar bozlak çalarken genellikle bağlamanın RE perdesini karar sesi olarak kullanırlar. Yani bozlağı RE üzeri çalarlar. Bozlakların çalınışı ve söylenişinde sert bir ifade vardır.

Bozlaklar Avşar ve Türkmen ağzı ile seslendirilirler. Bozlakların usta seslendiricilerine, Kırşehir'li Hacı Taşan, Muharrem Ertaş, Neşet Ertaş, Çekiç Ali gibi yöresel sanatçıları örnek verebiliriz.
__________________

...Laf olsun diye konuşmuyorum konuşuyorum laf oluyor!!!......
HaKeDeNe +Tesekur DiLeNeNe DeĞiL!
Offline   Alıntı ile Cevapla
 Divan
Alt 06.11.07, 01:35   #4
cimcime68
Herseyden Haberi Var
 
cimcime68 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Jul 2007
Yaş: 39
Mesajlar: 1.117
Tesekkür etmis: 195
Tesekkür almis 441 -> 197 Konu
Standart Divan


Divanlar, genelde bir uzun hava türü olarak bilinmekle beraber usûllü çalgısal bölümler taşımaları nedeniyle, hatta bazen bu usûllü bölümlere sözde katılması, bu türün de "usûllü ve usulsüz" türler içinde incelenmesine olanak sağlamıştır.

Divanlar, Divan Edebiyatı'nda "Failâtün-Failâtün-Failâtün-Failûn" vezni ile yazılan ve divan adı verilen şiirlerin usulsüz ezgilendirilmesi ile karakteristiktir ve bu türü belirleyen bir öğedir. Aralarda, başta ve son da "Ayak" adı verilen usûllü çalgısal bölümlerinin bulunuşu, türe ait ayrı bir özelliktir. Bu çalgısal bölümler genellikle 2/4 ya da 4/4'lük ölçülerde olur. Bazıları uzun ve zengin melodik yapıları nedeniyle tek başlarına enstrümantal parçalar olarak da icra edilebilirler (Konya Divan Ayağı-Urfa Divan Ayağı gibi)

Divan sözcüğü, dilimizde konumuz dışındaki pek çok anlamda da kullanılmaktadır. Bu anlamlar kısaca şöyledir.

1- Geçmişte şairlerin alfabetik sıraya göre şiirlerini topladıkları defterlere verilen ad.
2- Arkası olmayan kanepe veya sedir.
3- Selçuklular'da ve Osmanlılar'da üst düzey devlet adamlarının yaptıkları toplantılar.
4- "Failâtün-Failâtün-Failâtün-Failûn" vezniyle yazılan şiirlere verilen ad.

Divanlara, Erzurum, Elâzığ, Diyarbakır, Şanlıurfa, Konya, Kastamonu ve Kerkük'te yaygın olarak rastlanmaktadır. Genelde birbirlerine benzemekle beraber, çeşitli yörelerde divanların icrasında ve sözel şekillerinde bazı farklılıklar vardır
__________________

...Laf olsun diye konuşmuyorum konuşuyorum laf oluyor!!!......
HaKeDeNe +Tesekur DiLeNeNe DeĞiL!
Offline   Alıntı ile Cevapla
 Gurbet Havaları (benlik)
Alt 06.11.07, 01:35   #5
cimcime68
Herseyden Haberi Var
 
cimcime68 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Jul 2007
Yaş: 39
Mesajlar: 1.117
Tesekkür etmis: 195
Tesekkür almis 441 -> 197 Konu
Standart Gurbet Havaları (benlik)





Gurbet, kişinin doğup yaşadığı yerden uzak olduğu yer veya sıla anlamındadır.

Gurbet havaları Avşar oymaklarına özgü uzun havalardır. Yurdumuzda yaygın olarak seslendirildiği ve yaşatıldığı yöre "Teke Yöresi" dir.

Teke yöresine özgü bir uzun hava türü olan Gurbet Havaları'nı Acıpayam'da "Guval" yani kaval havası, Milas'da "Kerip-Garip" yeni garip havası olarak da adlandırılmaktadır.

Gurbet havalarının sözlerinde; ayrılık, sıla ve sevgi özlemi, gurbette kalanın derdi ve gurbet yolu gözleyenin hasreti, özlemi dile getirilir. Özlem, ölüm ve yiğitlik konuları da gurbet duygusu ile işlenmiş, ezgilendirilmiştir. Gurbet havalarının sözleri anonimdir. Dizeler genellikle 11 'li hece ölçüsündedir. Dizilerin başında ortasında ya da sonlarında, "of, "hey", "de" "beyler of, "aman", "aman of gibi gurbet ve özlem nedeniyle oluşan katma sözler de kullanılır, (bunlar türü belirleyen özel öğelerdir)

Teke yöresinde askere gidecek delikanlılar toplanarak birlikte eğlenirler. İşte bu toplantılarda asker adayları henüz gurbete gitmeden gurbet havaları söylerlerdi. Bu geleneği günümüzde de görmekteyiz.

Kimi gurbet havaları zamanla usûllü hale dönüşerek daha da yaygınlaşmıştır. Buna "Çaya düştü tutamadım kolunu" ya da "Ümmü" adlı ezgi örnek olarak verilebilir.

Bu türün ezgi yapısındaki en önemli özellik söyleyicinin sesleri tizden peşe doğru (ters glissando) kimi zaman da pesten tize doğru kaydırarak (glissando) birbirine bağlayarak seslendirme yapmasıdır. Karar sesine gelinirken bu uygulama muhakkak yapılır. Gurbet havaları tiz seslerden başlayarak pes seslere doğru inici bir yapı gösterirler. Ezgiler genellikle Hüseynî ve Karcığar makamındadır. "Avşar beyleri", "Haydülen (Tekeoğlu)" ve "Atıverin urganımı dereye" bir sekizliyi (oktav) aşan ses genliğinde olmasına karşın; "Ali Bey", "Ali Bey çeşitlemi", "Güllük Dağı", "Çıktım gurbet ele geri gelinmez", "Dolan gel sevdiğim", "Damlasın sarı çamdan garıran", "Aklı basma giymiş", "Ya da denizin kenarında sümbülden dağlar", "Eylen durnam eylen haber sorayım", "Akşamlar oldu", "Çingir çingir öter yaylanın taşı", "Geceler kalkar kalkar ağlarım", "Ben garibim" bir sekizli içinde seyreden ses genliğindedir. Muğla'dan Hale Gür'ün derlediği Ben garibim gurbet havası Hicaz makamında ve ses kaydırmaları açısından değişik bir yapı gösterir.

Gurbet havalarına genellikle kaval, sipsi, kabak kemane, üç telli, cura ya da bağlama ile eşlik edilir. Bu türün örnekleri seslendirilirken çalgıyla ya ezgiyi aynen çalarak ya dem tutarak ya da bir çeşit ritmik motifle eşlik edilir. Söz bölümü başlamadan önce açılışta ya da sözel kesimin seslendirilişinde çalgının seslendiridiği ritmik motifler 5/8, 7/8, 8/8'lik tanımdadır. Avşar beyleri gurbet havası gibi kimi gurbetler seslendirilirken eşlik çalgısı olan bağlamanın düzeni Avşar Düzeni (ya da Bağlama düzeni) olarak düzenlenir. Çırpma ve tarama tezene tavrı uygulanır.

Teke yöresinde gurbet havalarının sonuna oyun havası niteliğinde çalgısal bir kesim olan "Kesinti'ler eklenir. Bunun yanısıra geleneğe göre gurbet havalarından sonra oldukça hareketli yöreye özgü başka oyun ezgileri ya da yine hareketli sözlü bir oyun havası veya türkü eklenebilir. Bu yolla gurbet havasının hüzünlü etkisi neşeli bir ezgiyle dağıtılmış olur. Teke zortlatması, kıvrak zeybekler, kaba ardıç oyun havaları örnek olarak verilebilir.
__________________

...Laf olsun diye konuşmuyorum konuşuyorum laf oluyor!!!......
HaKeDeNe +Tesekur DiLeNeNe DeĞiL!
Offline   Alıntı ile Cevapla
 Hoyratlar
Alt 06.11.07, 01:36   #6
cimcime68
Herseyden Haberi Var
 
cimcime68 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Jul 2007
Yaş: 39
Mesajlar: 1.117
Tesekkür etmis: 195
Tesekkür almis 441 -> 197 Konu
Standart Hoyratlar



Hoyrat; Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da Erzurum, Erzincan, özellikle; Diyarbakır, Elâzığ, Şanlıurfa ve Irak Türklerinin yaşadığı Kerkük'te çok yaygın olan bir uzun hava türüdür.

Halk arasında en yaygın adı Hoyrat olmasına karşılık bazı yörelerde Hoyrat, Koyrat ve koryat da denen bu türe verilen adın sözcük anlamı Türk Dil Kurumu'nun Türkçe sözlüğünde; kaba ve hırpalayıcı. Yeni Tarama Sözlüğü'nde ise bu kelimenin hepsi de olumsuz anlam taşıyan; yakışıksız, çirkin, dikkatsiz, savruk, tutumsuz v.b. çeşitli anlamlarda kullanıldığı belirtilmiş, bu arada Kerkük, Urfa ve Erzurum'da ise bu sözcük için "Bir çeşit ezgi ve türkü" dendiği kaydedilmiştir.

Bu türe verilen adın nerden geldiği kesin olarak saptanamamakla birlikte, özellikle en yaygın olduğu yer olan Kerkük'te konuya ilişkin olarak ileri sürülen çeşitli düşünceler vardır. Bunlardan birine göre bu kelimenin aslı kuruyad sözünden gelme olan koryad'dır. Bir başka görüşe göre cömert anlamına gelen hovarda sözcüğünden değişerek geldiği, bir diğerine göre horu (serseri, avare) ve yad (hatıra, anı) sözcüklerinden geldiği yani; avarenin anısı anlamına geldiğidir. Bu konudaki diğer bir görüş ise; adın Kerkük Şehri'nin bir semti olan Konya'dan geldiğidir.

Hoyrat; yiğitlik ve mertlik duygusu veren, klasik öğelerle bezenmiş, sözlerinde; sevgi, sevgili, gurbet, keder, yas, umut, özlem, doğa, nasihat, gibi konuların işlendiği Türk Halk Edebiyatı ve Türk Halk Müziğinin bir türünün birlikte adıdır. Uzun havalarımızın özellikli ve ilginç örneklerinden olan halkın günlük yaşamı ile bütünleşen ve yayıldığı yöre halkı tarafından öteki türlere göre daha çok sevilen hoyratlar, çoğunlukla erkekler tarafından seslendirilir.

Hoyratların sözleri 4+3, 3+4, 5+2 veya 2+5 iç yapılanmalı 7'li hece ölçüsünde yazılmıştır. Dört diziden oluşan hoyratların ilk dizileri eksik hecelidir. İlk dizideki söz ya da söz grubu sonraki dizilere ayak verir. Ayaklar söylenişi aynı veya birbirine yakın ancak, anlamlan farklı olan sözcüklerden seçilir. Dört diziden oluşan hoyratlarda; birinci, ikinci ve dördüncü dizeler kafiyeli, üçüncü dizeler serbesttir. Hoyrat sözlerinin en belirgin özelliği kafiyelerinin genellikle cinaslı olmasıdır. Cinas sanatının yanı sıra; teşbih, mecaz, istiare, telmih, tevriye, tenasüp, intak ve teşhis sanatları hoyratlarda ustalıkla kullanılmıştır. Cinaslı uyaklardan oluşması türü belirleyen en önemli öğedir.

Hoyrat dizilerinin sayısı dörtten fazla olduğunda ayak dışındaki tek sayılı dizeler serbest, çift sayılı dizeler ise ayakla kafiyelidir.

Cinaslı olmayan sözlerden oluşan hoyrat varsa da bunlar makbul sayılmazlar
__________________

...Laf olsun diye konuşmuyorum konuşuyorum laf oluyor!!!......
HaKeDeNe +Tesekur DiLeNeNe DeĞiL!
Offline   Alıntı ile Cevapla
 Mayalar
Alt 06.11.07, 01:37   #7
cimcime68
Herseyden Haberi Var
 
cimcime68 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Jul 2007
Yaş: 39
Mesajlar: 1.117
Tesekkür etmis: 195
Tesekkür almis 441 -> 197 Konu
Standart Mayalar



Maya, kelime anlamı olarak; Bir şeyin özü, bir şeyin oluşması için asıl ve gerekli madde demektir. Ancak GHM'de kullanılan "Maya" sözcüğü ile ilişkisi ne derecededir açıklanamamıştır. Bu nedenle bu türe verilen adın nereden geldiği henüz saptanamamıştır. Mayalar Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yaygın olan bir uzun hava türüdür. Özellikle Erzurum, Harput, Eğin, Sivas, Diyarbakır, Erzincan'da birbirinden güzel mayalara rastlanmaktadır.

Mayalar çoğunlukla erkekler tarafından söylenmesine karşın az da olsa kadınlar tarafından da söylenir.

Mayaların konuları genellikle aşk, sevgi, sevgili, ayrılık, gurbet ve benzeri konular üzerinedir. Sözleri çoğunlukla anonim olmasına karşın az şairlerine ait olanları da vardır.

Genellikle 4+7 duraklı 11 'li hece ölçüsünde olan mayalann sözlerinde "oh", "Yavri yavri", "oğul", "of, "Ağam" gibi katma sözler de kullanılmıştır. Mayalarda türü belirleyen temel öge Hüseynî makamında olmalarıdır.

Mayaların sözel bölümüne geçmeden önce söyleyeni uzun havaya alıştırıcı, uzun havanın tavrını gösteren özellikle mey, karinet, zurna ya da bağlama ile bir açış yapılmasına karşın özellikle Elâzığ mayalarında başlangıçta ve söz aralarında çalgılarca seslendirilen usûllü, ritmik ezgi bölümleri vardır. Başlangıçta çalınan usûllü, ritmik ezgiye "ayak" denir. Bu çalgısal bölümde çoğunlukla 10/8'lik Curcuna usûlü kullanılmaktadır. Mayalardan sonra aynı makamdan türküler seslendirilir
__________________

...Laf olsun diye konuşmuyorum konuşuyorum laf oluyor!!!......
HaKeDeNe +Tesekur DiLeNeNe DeĞiL!
Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 00:12 .

Powered by Herkonu team