|
|
Tarih- Askerlerimiz- Şehitlerimiz Ve O Tür Paylaşımlar Burada... |
|
30.08.07, 13:47
|
#1
|
Site Ondan Sorulur
Üyelik tarihi: Jun 2005
Yaş: 38
Mesajlar: 535
Tesekkür etmis: 150
Tesekkür almis 243 -> 109 Konu
|
Tarih- Askerlerimiz- Şehitlerimiz Ve O Tür Paylaşımlar Burada...
evet arkadaşlar bu türde paylaşımlarımızı artık burda yapıyoruz...
iyi paylaşımlar dileğiyle...
örnek olarak bi tane sunuyorum...
ErGiN_HH Sundu...
Şehidin Gözyaşları...
Yıl 1994, Mardin'in bir ilçesi. İçimizde kanayan bir yaraydı terör. O gece hilalliydi ay, sır dolu bir karanlık. Mehmed, mevzisinde karanlığı koklayarak derin nefes aldı.
'Bu nöbet son nöbetim. İki gün sonra elvedâ karlı dağlar, dumanlı tepeler...'
Arkadaşı göğüs geçirdi yanında:
'Benim sekiz ayım var. Allah bizi korusun!'
Burası terör yuvasıydı. Konuşmayı kesip, pür dikkat geceyi gözetlemeye başladılar. Mevzi, yol kenarında idi. Herkes geçebilirdi. Kendilerine doğru gelen iki karaltı gördüler. Bunlar yolcu gibiydi. Selam verip geçtiler. Fakat o da ne öyle? 'Tak!.. Tak!..' Selamla Mehmetçikleri aldatan iki hain, geçer geçmez geri dönüp kurşun sıkmışlardı Mehmed'in ardından. Bir yağmur gibi akmıştı kurşunlar beynine yiğidin. Yâ Rab! Bu ne hainlik böyle? Al kanlar Mehmed'in göğsüne dolarken, o hilale bakarak inliyordu:
'Hainler!.. Bugün analar yüzlerce Mehmed doğurdu... Allah!...'
Anasına son mektubunda yazmıştı: 'Anacığım! Dün gece rüyamda melekler elime kına yaktılar. Hayırdır inşallah! Bir gün al bayraklı bir tabut görürsen avluda, sakın ağlama!...'
Anası da, son mektupta, doğacak oğlunu müjdelemişti. O gece ana yüreğini kanlı bir sızı kapladı. Namazdan sonra uzun uzun dua etti oğluna. Ne çare, ertesi gün Aydın'a kor yumağı düşmüş, yürekler pâre pâre olmuştu. Anasının gözyaşları sel olurken, Aydınlı haykırıyordu:
'Kahrolsun hainler! Vatan sağolsun!..'
Mehmed'in naaşına bakanlar, hayretler içinde birşey gördüler. Şehidin sağ gözünden ince ince gözyaşları akıyordu yanağına. Kimbilir? 'Oğlumu göremedim.' mi demek istiyordu?
.................
|
Offline
|
|
|
|
|
01.09.07, 03:15
|
#2
|
Herseyden Haberi Var
Üyelik tarihi: May 2003
Mesajlar: 1.171
Tesekkür etmis: 232
Tesekkür almis 1.405 -> 462 Konu
|
Çanakkaleden bir anı...
Faruk Demir anlatıyor:
Makam arabamın arka koltuğunda bir göreve gidiyorum. Yol uzayınca, elimdeki gazetenin hatıralar bölümünü okumaya başlıyorum. Okuduğum yazının bana ilham ettiği birkaç cümle dökülüyor ağzımdan:
Yahu bu millet gerçekten çok büyük bir millet...
Şöförüm Ünver'le göz göze geliyoruz dikiz aynasından...
Onun bakışları sorduğu için hemen ekliyorum:
Okuduğum hatıra beni çok duygulandırdı. Manevi gücü hafif görmemek lazım.
Okuduğum hatırayı kısaca özetletledim. Nerden bilebilirdim ki, buna benzer bir hatırayı da şöförümün bizzat yaşadığını?..
Efendim, o dediğiniz benzer bir hadiseyi ben Çanakkale'de yaşadım.
Çanakkale Savaşlarında mı? Yahu senin yaşın ne ki Çanakkale'den hatıran olsun?
Hayır efendim... Çanakkale Savaşlarıyla ilgili, ama o tarihten değil ... Çok sonralara ait...
Bu defa beni bir merak alıp sardı. Başımı öne doğru uzatıp emir verir gibi rica ettim:
Anlat bakalım, bizzat yaşadığın o hatırayı! Neymiş biz de bilelim...
Şöförüm Ünver şunları anlattı:
Ben askerdeyken oldu. Bir deniz astsubayı ile birlikte jeep içerisinde Çanakkele'nin Kirtepe Köyüne gidecektik. Bir akşamüstü karargahtan çıktık. Kirteppe Köyü yakınlarında yolda giderken, jeepin farları karşıma acayip bir müfreze çıkardı. Nasıl heyecanlandım, nasıl frene bastım, bende bilmiyorum.
Jeep zınk diye durunca, astsubayım neredeyse camdan fırlayacaktı. Döndü, bana biraz da sertçe sordu:
Ne var, neden durdun?
Elim ayağım tir tir titriyordu. Dedim ki:
Komutanım, siz görmüyormusunuz? Önümüzde tüfekli, teçhizatlı bir manga asker, yolu bölmüş gidiyor. Bakınız, hemen ilerde...
Bu askerlerin kıyafetleri şimdiki gibi değildi. Ben kim olduklarını, ne olduklarını anlamadığım için aptallaşmışken, astsubayım gözlerini ovuşturup yerinden kalktı, oturdu ve mırıldandı:
Çanakkale Harbindeki askerlerin kıyafetleri bu... Başlarında fes var; hepsi poturlu...
Siz de gördünüzmü komutanım?
Görmez miyim? Nizami adımla karşıya geçiyorlar. Biz rüya görmüyoruz, değil mi?
Hayır komutanım! Görevdeyiz; Kirtepe Köyüne gidiyoruz.
Ama ben hayal gördüğümü sanıyorum. Sen de görüyor musun?
Görüyorum komutanım, görüyorum. Nedir bu böyle?..
Hiçbir şey söylemeden müfreze geçene kadar bekledik. Yolun karşısına geçip ağaçlık arazide bir sis bulutu gibi kayboldular.
İkimiz de donduk kaldık. Jeepi hareket ettirip ilerlemeye başladık, ama ikimizin de benzi kül gibi... Kirtepe Köyüne vardığımızda, bizim şoke olmuş halimizi gören kahveden yaşlı bir amca, yarı muzip gülerek halimizi hatırımızı sordu:
Ne o komutanım, nöbet mangasına mı rastgeldiniz yoksa?
Şeyyy, evet... Nedir bu, anlatır mısınız? Siz de mi gördünüz yoksa?
İhtiyar adam, ah komutanım, ah, diye başladı söze ve şöyle devam etti: Bu manga, Çanakkale Savaşında nöbet tutan mangadır. Fransızlar bu bir manga askeri şehit etmişler o zaman... Ama bu şehit manganın askerleri, ne hikmettir bilinmez, her akşam güneş battıktan sonra görevini yerine getirmek için gidiyormuş gibi uzaklardan gelirler, yolu karşıdan karşıya geçerler, ormanın içine yürüyüp kaybolurlar... Nöbet mangası onlar
Faruk Demir Bey, bu hatıranın sonunu şöyle bağlıyor:
Şöförüm Ünver, bu askerlik hatırasını anlatırken, o nöbet mangası gözlerimin önünde canlandı. Gönlüm yoğunlaşarak gözlerimden damla olup aktı, yanağımdan göğsüme doğru...
Bu millet gerçekten yücedir, çok yücedir; çok...
|
Offline
|
|
|
|
|
01.09.07, 05:44
|
#3
|
Banned
Üyelik tarihi: Aug 2004
Mesajlar: 1.729
Tesekkür etmis: 94
Tesekkür almis 584 -> 276 Konu
|
BİR ASKERİN GÜNLÜĞÜNDEN
"Türk siperleriyle çok yakındı...Bizim siperlerimizle o kadar yakındılar ki, ateş kesildiği zaman alçak sesle konuşurduk. Ayaklarımızın ucuna basarak dolaşır ve gürültü çıkarmamaya çalışırdık. Genellikle hava kararır kararmaz ateş kesilir, biraz daha rahat hareket etmeye başlardık. Gecenin orta yerinde ve aşağı yukarı hergün aynı saatte, Türk siperlerinden bir ses yükselirdi. Öyle gür, öyle içli ve dokunaklı bir sesti ki, dinlemeye doyamazdık... Yarım saat kadar süren bu konser, bir zaman sonra, komşu siperlerde de duyulmuştu. Zaman zaman bizim siper, Türk'ün konserini dinlemeye gelenleri misafir ederdi. Bu sese hepimiz hayrandık. Ancak ne söylerdi, bu tatlı ve iç yakan, ruhumuzu kavuran nağmeler ne söylerdi, bilmezdik. Fakat derinden derine etkilenirdik.
Bazen hafif bir esinti çıkar ve bu yanık nağmeleri başka yöne ******ürürdü. Biz, kulaklarımızı dört açıp daha iyi duymak için, neredeyse başımızı dışarıya çıkaracak hale gelirdik. Efsunlu bir sesti bu!..
Gündüz savaştığımız insanın gece gece söylediği müziği dinlemek ve ondan etkilenip duygulanmak, ne ilginç bir işti...Ama gerçekti...
Bir akşam, konser saati gelmişti, ama o alıştığımız ses duyulmuyordu. İkinci, üçüncü, dördüncü akşam, yine konser yoktu... Hepimiz merak içinde kalmıştık. O gece, durumu öğrenmeye karar verdik... Türkçe bilen savaş muhabirine yazdırdığımız bir kağıdı taşa sarıp Türk siperlerine fırlattık. Bu kağıttaki iki cümleyle, konserin niçin kesildiğini soruyor ve selam yolluyorduk Türklere...
Bir süre sonra, fırlattığımız taş, arka yüzü yazılmış kağıtla birlikte siperimize atılmıştı. Bu kağıtta ne yazıldığını biraz da tahmin etmekle beraber çok merak ediyorduk.
Kağıttaki tek Türkçe cümlenin ne dediğini anlamamız uzun sürmedi. Haberi getiren arkadaşımızın yüzünü hüzün bürümüştü. Tabii, cümleyi duyunca, hepimiz aynı hüzne gömülüverdik...Kağıttaki cümle şöyleydi;
-'O arkadaşımızı, geçen hafta vurdunuz!...'
|
Offline
|
|
02.09.07, 09:51
|
#4
|
Banned
Üyelik tarihi: Aug 2007
Mesajlar: 11
Tesekkür etmis: 0
Tesekkür almis 7 -> 3 Konu
|
ya beyler bırakın ya türk halkı kadar satıcı bi halkmı var.doğuda bu yönetim yüzünden şehitlerimiz oluyor.ama biz manevi değerlerimizi patates soğana odun kömüre parti liderlerine satıyoruz.şehitlerimize kimse değer vermiyor.barış akarsu öldü gecen herkez konu actı yorum yaptı.doğuda hergün şehit düşen kardeşlerimize kimse neden haber yapıp yorum yapmıyorlar.ülkemizde herkez maddiyat düşünüyor maneviyatı kimse takmıyor.bak başımızdakilere adam şehite kelle dedi öcalana sayın dedi askerlik yan gelip yatma yeri değil dedi ama odun kömüre cahil kısmandan oy alarak başımızda.allah cahillerden korusun
|
Offline
|
|
10.09.07, 23:04
|
#5
|
Banned
Üyelik tarihi: Aug 2004
Mesajlar: 1.729
Tesekkür etmis: 94
Tesekkür almis 584 -> 276 Konu
|
Bunu buraya koymak istedim anca buraya yakışır
|
Offline
|
|
13.09.07, 11:08
|
#6
|
Mp3 Avcisi
Üyelik tarihi: Dec 2004
Mesajlar: 3
Tesekkür etmis: 4
Tesekkür almis 3 -> 1 Konu
|
emegunuze saglık
|
Offline
|
|
|
Bir askerin dramı |
|
13.09.07, 21:31
|
#7
|
Moderator
Üyelik tarihi: Apr 2006
Mesajlar: 349
Tesekkür etmis: 289
Tesekkür almis 145 -> 36 Konu
|
Bir askerin dramı
Bir askerin drami
Görevli bir mutemet astsubay bankaya gidip taburdaki askerlerin maaşlarını çekmiş. biliyosunuz, askerlere ödenen rakamlar çok düşüktür ama bunlar bir araya gelince hayli yüklü bir meblağ olur. adam bankadan çıktıktan sonra evi yolunun üzerinde olduğundan şoförüne eve uğrayacağını söylemiş. niyeti rahat rahat bi tuvalete girmekmiş adamcağızın.
Eve geldiğinde karısının küçük oğluyla banyoda olduğunu görmüş. büyük oğlu da oturma odasında legolarla oynuyomuş. astsubay para çantasını oğlunun yanında bırakıp tuvalete girmiş. ancak geri döndüğünde zavallı adam inanılmaz bir manzarayla karşılaşmış. oğlan çantadaki deste deste paraları cayır cayır yanan sobaya atıyomuş. babasını görünce de sırıtmaya başlamış yaptığının ne menem birşey olduğundan habersiz yumurcak. astsubay hemen çocuğun elinden hızla çekmiş bond çantayı. ama çanta neredeyse boşalmışmış. yaşadığı şokla oğluna hızlı bir tokat aşketmiş astsubay. tokadın şiddetiyle savrulan çocuğun kafası sobanın kenarına çarpmış ve oracıkta ruhunu teslim etmiş. yaptığından bin pişman astsubay küçük oğlunun kalbini dinleyip de atmadığını görünce çılgına dönmüş. o an kemerinden beylik tabancasını çıkarıp bir saniye bile duraklamadan kurşunu kafasına sıkmış.
Silah sesini duyan karısı koşarak odaya gelmiş. zavallı kadın oğlunun ve kocasının yerde kanlar içinde yattığını görmüş ve ne yaptığını bilmeden bağırıp-çağırmaya başlamış. o sırada banyoda yıkadığı küçük oğlu gelmiş aklına. hızla banyoya koşmuş ama maalesef oğlunun, küvetin içindeki, suya yüzükoyun paralel vaziyette cesediyle karşılaşmış. birkaç dakika içinde yaşadığı bu zincirleme felaket sonucunda aklını kaçırmış kadın ve hayatının geri kalan bölümünü akıl hastanesinde geçirmiş
__________________
Benim Sevdam Kırmızı
|
Offline
|
|
|
|
|
24.09.07, 14:58
|
#8
|
Herseyden Haberi Var
Üyelik tarihi: May 2003
Mesajlar: 1.171
Tesekkür etmis: 232
Tesekkür almis 1.405 -> 462 Konu
|
..Scorpio Sundu..
Yavuz SuLtan SeLim'in İmanı......
YAVUZ SULTAN SELİM ridaniye mercidabık (1516-1517)zaferlerini kazanarak halifeliği osmanlı hükümdarlığına getirmişti.
Savaşmak için yola koyuldu.büyük kahraman ve şanlı ordusunun önünde mısır çöllerini geçmek pekte kolay değildi.çünkü çölde sıcak ve kuraklıgın yanında görünmeyen kuyular vardır.bu kuyularda çok zahiyat verileceği tahmin ediliyordu.kahraman ordu hiç yılmadan atlarının üstünde 4 saat kadar çölde ilerlediktan sonra ÖNDER YAVUZ SULTAN SELİM atından indi.tabi şanlı ordu, büyük hükümdar yürürken ata binmeye cesaret edemezdi.at üstünde 2 gün yol alan ve koca çölde zigzaglar ve daireler çizerek ilerleyen padişahlarını takip eden askerler yorgun düştü.YAVUZ SULTAN SELİMİN böyle zigzaglar ve daireler çizerek ilerlemesine bi anlam veremeyen asker en sonunda dayanamayıp 2. günün sonunda vezire ;
-"vezirim dayanamıyoruz sultanımıza söylesenizde atlarımıza binsek atlar yeteri kadar dinlendi"dediler.
vezir önce bunu cesaret edmeyip padişaha söyleyemedi.sonra oda dayanamayıp;
-"padişahım askerler cok yorgun düştüler buyurunuzki atlarımıza binelim"dedi.
YAVUZ SULTAN SELİM hiddetle arkasına dönerek ;
-"ey benim şanlı kahraman askerim.PEYGAMBER EFENDİMİZ HZ. MUHAMMED(S.A.V.) önümüzde devesiyle yürürken siz nasıl cesaret edip ata binmeyi arzu edersiniz! O bize yol göstermese çölde hepimiz yutulurduk"dedi.
ve kahraman ordu YAVUZ SULTAN SELİM'in neden çölde zigzaglar çizerek ilerlediğini anladı.peygamber efendimiz yol göstermese belkide verilen asker zahiyatından savaş kazanılamıyacak halifelik osmanlıya gecemiyecekti.
yavuz sultan selim,kölenin kulagına taktıgı küpenin manasını sordu.Köle "benim sahibim var ben onun kulu,kölesi olduğum için küpe takıyorum"dedi.yavuz sultan selimde "bende ALLAH'ın kulu ve kölesiyim" diyerek küpe takmıştır.
bilmeyenler için...
__________________
..Eskiden Yeterdim Kendime..Artardım Bile..Simdi Ne Yapsam Nafile..Kim Demiş Can Eskimez Diye..Bu Can Tedirgin Tende..Canda Eskimiş Bende..
|
Offline
|
|
25.09.07, 11:21
|
#9
|
Site Ondan Sorulur
Üyelik tarihi: Sep 2007
Nerden: mersin
Mesajlar: 534
Tesekkür etmis: 176
Tesekkür almis 86 -> 66 Konu
|
Bu ResımdE BendeN OlsuN
|
Offline
|
|
25.09.07, 11:32
|
#10
|
Herseyden Haberi Var
Üyelik tarihi: May 2003
Mesajlar: 1.171
Tesekkür etmis: 232
Tesekkür almis 1.405 -> 462 Konu
|
Al***305;nt***305;:
nezz´isimli üyeden Al***305;nt***305;
Bu ResımdE BendeN OlsuN
|
Arkadasım resımlı paylaısmlarımızı buradan yapmıyoruz....Tıklarmısınız.. buradan yapıyoruz..Baslıgı okursanız..Tarıh askerlerımız vs..o sekılde paylasımları buradan yapıyoruz ..Lütfen az daha dıkkat ..tesekkurler..
__________________
..Eskiden Yeterdim Kendime..Artardım Bile..Simdi Ne Yapsam Nafile..Kim Demiş Can Eskimez Diye..Bu Can Tedirgin Tende..Canda Eskimiş Bende..
|
Offline
|
|
Konuyu Toplam 13 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 13 Misafir)
|
|
Seçenekler |
|
Stil |
Normal
|
Yetkileriniz
|
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.
HTML-KodlarıKapalı
|
|
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 01:11 .
|
|