Geri git   A-Z ye Herkonu > Genel Konular

Cevapla
 
Seçenekler Stil
 
 Hepsi Gerçekler Buraya
Alt 23.09.07, 23:25   #1
Scorpio
Banned
 
Üyelik tarihi: Aug 2004
Mesajlar: 1.729
Tesekkür etmis: 94
Tesekkür almis 584 -> 276 Konu
Standart Hepsi Gerçekler Buraya

tüm olan biten gerçekleri buraya yazın eyer varsa böyle bir bölüm konuyu kapatın yoksa ben başlıyacam çünkü yazacağım şeyleri açıklıyayım bu tür insanlar dikat etsin
Fazla korkusu olanlar
düşündükçe aklına gelen insanlar lütfenokumasınla
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 23.09.07, 23:55   #2
Scorpio
Banned
 
Üyelik tarihi: Aug 2004
Mesajlar: 1.729
Tesekkür etmis: 94
Tesekkür almis 584 -> 276 Konu
Standart

17 ağustos depremindeki garip olaylar

17 ağustos depremindeki garip olaylar
1999 Gölcük depreminden sonra ortalıkta bir sürü esrarengiz olaylar anlatılmakta. Ne kadar doğru bu söylenenler bilinmez ama hayret edilmeyecek türden de değil bu anlatılanlar...(Buradan 1999 Gölcük depreminde hayatını kaybeden insanlarımıza YÜCE MEVLAMDAN rahmet diliyorum.)

OLAY-1=> O gece bayanın birisi doğum için eşiyle beraber bir taksiyle hastahaneye gidiyorlarmış.Taksi tam Eyüp şehitliğinden geçerken doğum sancıları tutan bayan kafasını sağa sola çevirmeye başlamış.İşte tam bu sırada bayanın gözü şehitliğe ilişmiş.Bayan gördüğü manzara karşısında dona kalmış.Bütün şehitler kabirlerinden kalkmış elleri semada dua ediyorlarmış.

OLAY-2=> Aynı saatlerde Eyüp Sultan Camisinin önünde taksicilik yapan bazı kişilerin anlattıklarıda insanı hayretler içerisinde bırakıyor.
-Taksinin içerisinde oturmuş müşteri bekliyordum.Gözüm birden Cami'nin duvarına ilişti.Duvarları nurdan varlıklar kaplamış tutuyorlardı.Mezarlıklarda yatanlar kalkmış hep beraber dua ediyorlardı.

OLAY-3=> Enkazdan 4 gün donra çıkan bir çocuğa su ikram etmişler.Çocuk;
-Su ve yemek ihtiyacım yok.Yaşlı bir amca bana suda yemekte verdi.

OLAY-4=> Denizden çok büyük bir ateş topu yükselmiş.

OLAY-5=> O gece yıldızlar bir başkaymış.Çoğu insanın anlattığı - sanki elimi uzatsam yıldızları tutacak gibiydim
Offline   Alıntı ile Cevapla
Tesekkür edenler:
karakule38 (26.09.07), maxinale_06 (24.09.07)
 
Alt 23.09.07, 23:56   #3
Scorpio
Banned
 
Üyelik tarihi: Aug 2004
Mesajlar: 1.729
Tesekkür etmis: 94
Tesekkür almis 584 -> 276 Konu
Standart

İnternet hız rekoru, İsveçli babaannenin


İsveç'te 75 yaşındaki Sigbritt Lothberg internet hız rekorunu kırdı. Lothberg'in evinden internete saniyede 40 Gbit hızla bağlanılabiliyor. İsveç'in Karlstad şehrinde gerçekleşen, evden internet bağlantısı rekoru, şehrin internet ağlarından sorumlu birimi ve Lothberg'in aynı zamanda ağ uzmanı olan oğlunun ortak çalışması ile elde edildi.

2 saniyeden daha az bir sürede, bir sinema filminin tamamını, ev bilgisayarına indirmeye olanak tanıyan rekor bağlantı hızı, bağlantıdaki yeni bir modülasyon tekniği kullanılması ile elde edildi. Yeni modülasyon tekniği ile, aralarında yaklaşık 2 bin kilometre mesafe bulunan iki router arasında, arada bir işaret yineleyici bulunmadan data transferi sağlanabildiği belirtiliyor.

Uygulamayı hayata geçirenler, amaçlarının internet bağlantı hızında bir limit olmadığını göstermekolduğunu belirtiyor. Bağlantının, internet ile çok haşır neşir olmayan ve sanal alemi günlük gazeteleri takip etmekten başka bir amaçla kullanmayan yaşlı bir hanımefendinin evinde hayata geçirilmesi ise internet oparatörlerine yapılmış hoş bir şaka gibi duruyor
Offline   Alıntı ile Cevapla
Tesekkür edenler:
karakule38 (26.09.07)
 
Alt 23.09.07, 23:57   #4
Scorpio
Banned
 
Üyelik tarihi: Aug 2004
Mesajlar: 1.729
Tesekkür etmis: 94
Tesekkür almis 584 -> 276 Konu
Standart

mezarlıktaki gelin!!!


Bir akraba dügününden dönen Kemal ve arkadasi Recep, 20 kasim aksami, yaklasik 00.30 sularinda sehir mezarligindan otomobille geçiyorlardi.

Her iki tarafi mezarlik olan dar bir yoldu geçtikleri. Aniden soldaki duvarin üstünden, arabanin önüne beyaz bir sey atladi. Iki arkadas bunun beyaz bir ***** olabilecegini düsündü. Ancak normal sartlarda ona çarpmalari gerektigi halde her ikisi de çarpma sesi duymamis ve çok sasirmislardi.

Arabayi durdurup arkalarina baktilar ama hiçbir sey görmediler. Her ikisi de garip bir seyler oldugunu fark etmislerdi. Mezarliktan çikmalarina çok az kalmisti ki, araci kullanan Recep bir çiglik atti. Dikiz aynasindan bakiyordu.

Bunun üzerine arkaya dönüp bakan Kemal arka koltukta oturan gelinlik giymis bir kadin gördü. Kadin sessizce iki arkadasi izlemekteydi. Büyük bir korkuya ve telasa kapilan arkadaslar, mezarliktan nasil çiktiklarini ve arabadan nasil indiklerini hala hatirlamiyorlar. Ön cama yapismis bir sekilde arabayi durdurdular fakat kadin artik orada degildi.

Bunun üzerine olayi arastirmaya baslayan Kemal, ayni gün ölen bir kadin oldugunu ögrendi. Kadin yakin bir köyde yapilan dügününden dönerken trafik kazasinda hayatini kaybetmisti. Ve öldügünde üzerinde gelinligi vardi.

Ölen kadinin yakinlarini ziyaret eden Kemal , kadinin ayni kadin olup olmadigini ögrenmek istedi. Gittigi evde kendisine bir fotografi gösterildi. Fotograftaki kadin o gece otomobilin arka koltugunda gördügü kadindi. Ölen kadinin yakinlari da olaya sasirdilar. Bir daha o mezarliktan geçemeyen Kemal ve arkadasi, olayi bir süre daha irdelemelerine ragmen, o gün ölen kadinin neden onlara gözüktügünü ögrenemediler
Offline   Alıntı ile Cevapla
Tesekkür edenler:
karakule38 (26.09.07)
 
Alt 23.09.07, 23:58   #5
Scorpio
Banned
 
Üyelik tarihi: Aug 2004
Mesajlar: 1.729
Tesekkür etmis: 94
Tesekkür almis 584 -> 276 Konu
Standart

ÇANAKKALE´DE YOK OLAN ALAYI UFOLAR MI KAÇIRDI?

Mustafa Kemal´in gizli gücü UFO´lar mıydı? Bermuda Üçgeni bizde de mi var? İngiliz gizli belgelerinden alıntılar..

Anadolu UFO tarihçesini önümüze aldığımızda, en eski örnek olarak tarihçi Plutarch´ın yazdıkları karşımıza çıkar; Roma Generali Lucullus´un emrindeki lejyonlar, Pontus Kralı VI. Mithridates´in ordusu ile İÖ 72. yılında, Çanakkale yakınlarında karşı karşıya gelirler. Pontuslular´ın galip geleceği kesin gibidir çünkü sayıca üç misli öndedirler tam Roma ordusuna saldırıya geçecekleri sırada, gökyüzünde bir parlama olur ve silindir biçiminde, parlak gümüş renginde dev bir cisim yere iner. Her iki ordu da olayın karşısında, şoka girerler ve savaşı bırakarak geriye kaçarlar. Ötesi bilinmiyor.. İkinci olayımız daha yakın bir tarihten, 12 Ağustos 1915; Çanakkale´de Gelibolu Savaşları´nın tam göbeğindeyiz; 29 Temmuz´dan beri Suvla Koyu kıyısında bulunan İngilizler´in 4. Norfolk Taburu, 60.tepeye doğru yola çıkıyor. Taburu karşı tepede bulunan Yeni Zelanda 1.Sahra Birliği izlemekte. Norfolk Taburu, dere yatağına tırmanırken tepelerinde yere kadar inmiş bir bulut vardır. İngiliz askerlerinin öte yana geçmeleri için bulutun içinden geçmeleri gereklidir ve yollarına devam ederler yani buluta girerler. Ya sonra? İnanılması çok güç, yaklaşık 250 asker, karşı tepedeki Yeni Zelanda´lı askerlerin gözleri önünde tepenin bir yanından buluta girerler ama hiç kimse tepenin öteki yanında ortaya çıkmaz. Evet, yanlış okumadınız yaklaşık 250 ingiliz askeri, Çanakkale´de bir tepede yere inmiş bir bulutun içine giriyorlar ve bir daha da çıkamıyorlar.
Böyle birşey olabilir mi? Savaş denen o cehennemin içinde, bu askerler bir yerlerde ölüp gitmişler ve kimlikleri belirlenemeden unutulup olamazlar mı? Ya da başka birşey mi? Yoksa her savaşta raslanan mistik öykülerden biri mi? Ama değil. Çünkü ortada belgeler var. Norfolk Taburu´nu gönderen İngiliz Ordu Komutanı Sir Ian Hamilton,´dur. Ve Sir Ian Hamilton İngiliz Savaş Bakanı Lord Kitchener´e gönderdiği günlük raporunda şöyle yazıyor; "..Türk direnişi yok gibiydi, bu arada Norfolk Taburu´nun Komutanı Albay Beauchamp´un 16 subayı ve 250 kadar askeriyle birlikte ilerlediği haberini aldım. Ama sonra hiçbir haber alamadım, kayboldular, hiçbir haber gelmedi ve hiçbiri geri dönmedi.." Bu askeri rapor, İngiltere Savaş Tarihi belgeleri arasında. Bir diğer belge ise İngiliz Savaş Tarihi Arşivi olan "Official History"nin Çanakkale bölümünden; Belgede Norfolk Taburu´nun adı geçiyor ve sonra devam ediliyor; " ..mevsimsiz ortaya çıkan bir sis tarafından birliğin hepsi yutuldu, bu sis, güneş ışınlarını güçlü bir biçimde yansıtıyordu hatta topçulara hedef gösteren gözcülerin gözleri kamaştı ve top ateşi kesildi. Bu 250 askeri bir daha ne gören, ne de duyan oldu.."
Ne olmuştu?

Bir albaya, 16 subaya ve 250 kadar askere ne olmuştu?
Şimdi bir başka belgeye daha bakalım ama savaştan sonra yayınlanan bir belgeye. Biraz önce Norfolk Taburu´nun o garip buluta girip kaybolmasını gören Yeni Zelandalı askerlerden söz etmiştim, işte o bölüğe mensup üç askerin imzaladığı bir tutanak 1965´de askeri sansür kalktığı için açıklandı, tutanağın altında üç imza ve adresler vardı;
Felix Reichardt: Künye no: 4165, Adres: Matata, Plenty körfezi.
Robert Nevnes: Künye no: 13416, Adres: 157 King Street, Cambridge.
Joseph Newman: Adres: 75 Freyberg Street, Octumoctai, TauranAcaba Yeni Zelanda´ lı bu üç istihkam askeri acaba ne yazmışlardı "12 ağustos 1915´de meydana gelmiş garip olayların bir dökümüdür. Bu olay, savaşın en şiddetli anlarında, gün ışığında Anzak Suvla koyu, 60.tepe´de meydana geldi. Gün ağarırken, gök berraktı, görünürde 7 veya 8 tane birbirinin tıpkısı, ekmek somunu biçiminde bulut vardı ve 60.tepe´nin üzerinde duruyorlardı. O sırada, 6 veya 8 kilometre hızda esen bir meltem olmasına rağmen, bulutların ne şekli, ne de yerleri değişiyordu. Tepenin 150 metre kadar üzerinde duruyorlardı. Bu bulut kümesinin tam altına gelen yerde, aynı biçimde bir bulut daha vardı, yaklaşık 250 m. uzunluğundaydı ve çok yoğundu, yapısı sanki katı madde gibiydi ve İngilizler´in bulunduğu savaş yerine 1 km kadar uzaklıkdaydı. Biz, 60.tepe´ye göre 90 metre daha yüksekte olduğumuzdan olayı üstten görebiliyorduk, bulutun rengi diğerleri gibi açık griydi, dere yatağına doğru ilerledikten sonra yere kadar indi, bu arada Norfolk askerlerinin 60.tepe´ye doğru yürüyüşe geçtiklerini ve duraksamadan alçalmış olan bulutun içine girdiklerini gördük. Ama bulutun içinden çıkan hiç kimse olmadı. Bu taraftan buluta girmeye devam eden askerleri görüyorduk ama öte yandan kimse çıkmıyordu, askerlerin sonuncusu da görünmez olunca, bulut yükünü alınca yerden yükselerek yukarda duran diğerlerine ulaştı. O ana kadar yukardaki bulutlar ilk andaki gibi yerlerinde duruyorlardı, yerden kalkan bulut, onların hizasına geldiğinde hepsi birden kuzeye doğru gitmeye başladılar ve üç çeyrek saat sonra gözden kayboldular... aşağıda imzası ve adresleri bulunan bizler, anlattığımız bu olayın kelimesi kelimesine doğru olduğunu beyan ederiz.."

Çanakkale´de bulunan İngiliz şehitliklerinde Norfolk olayı ile ilgili sadece tek bir mezar bulunabildi. Ata Nirun ve ekibi yaptıkları araştırmalar sınucunda kaybolan alayın askerleri adına konulmuş sembolik bir mezar taşı buldular çünkü kaybolan askerlerin cesetleri asla bulunamamıştı. Savaştan sonra, 1918´de İngilizler İstanbul´u işgal ettiklerinde, Türk Hükümeti´ne Norfolk Birliği´ni sordular ama Türkler ne böyle bir taburu esir almışlar, ne de onlarla bir çatışmaya girmişlerdi, hiç duymamışlar ve o birlikten hiçbir esir almamışlardı. Peki; Yeni Zelandalı üç asker doğru mu söylüyorlardı? Bu kez İngiltere´de arşivlerde bulunan bir başka askeri belge "Çanakkale Savaş Günlüğü" incelendi, günlüğün 3. Bölüm´ünde Yeni Zelanda birliğinin o bölgeye yollandığı ve birlikte bulunan askerlerin adları yazıyordu yani üç tanık orada gerçekten bulunmuşlardı. Ve ortada hiçbir iz yoktu, ne bir ceset, ne bir çatışma izi, ne de kalmış teçhizat. Görülüyordu ki, yaklaşık 267 kişilik bir askeri birlik iz bırakmadan yokolmuştu. O dönemin savaşlarında, savaşa muhakkak ara verilir, çarpışan tarafların sıhhıyecileri ölü ve yaralıları toplarlardı. Neredeydi Norfolk Taburu? Olayın bizi ilgilendiren bir yönü daha var. Acaba, bizim tarafta olaydan haberi olan kimse yokmuydu? Türk cephesinin başında 19.Tümen Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal bulunuyordu. Gazeteci yazar Ruşen Eşref Ünaydın´ın 1930 yılında yazdığı "Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ile Mülakat" adlı kitabına bakıyoruz, bu kitapta Çanakkale Savaşı günbegün anlatılmıştır. Mustafa Kemal diyor ki; " ..8 Ağustos´da düşmanın yaptığı taarruzdaki kaybı büyük oldu.. şimdi gelelim 13 Ağustos savaşına.. 14 Ağustos´a kadar olan günlerde olan hadiselerden bahse lüzum görmüyorum.." Ünaydın´ın kitabında tüm Anafartalar Savaşı´nı gün gün anlatan Mustafa Kemal, Norfolk Taburu´nun kaybolduğu 12 Ağustos tarihinde kayde değer bir olay olmadığını söylüyor ve o gün koca bir İngiliz Taburu´nun yo****ldiğinden veya çatışmaya girildiğinden söz etmiyor. Öyleyse, 12 Ağustos günü bizzat Mustafa Kemal´in anlatımıyla Kayacık Deresi´nde bir çatışma olmamıştır yani Norfolk Taburu´nun kaybolmasından Türk tarafı sorumlu değildir. Öyleyse, 4. Norfolk Taburu´nun yaklaşık 270 subay ve askeri nerede? Ama en önemlisi o garip ışıklı bulut neydi? İşte ilginç bir olay; Birçok araştırmacıya göre Çanakkale olayı bir UFO olayıdır. Eğer, UFO´ların kaçırma olaylarının gerçekliğine inanırsak, acaba olabilir mi? Daha eski olaylardan söz edilse de, Türkiye UFO olaylarının çıkış noktası Çanakkale olabilir
Offline   Alıntı ile Cevapla
Tesekkür edenler:
karakule38 (26.09.07)
 
Alt 23.09.07, 23:58   #6
Scorpio
Banned
 
Üyelik tarihi: Aug 2004
Mesajlar: 1.729
Tesekkür etmis: 94
Tesekkür almis 584 -> 276 Konu
Standart

Çok farklı ve ilginç ölüm metotlarını keşfedin...

* Bir işçinin 600 tonluk pres makinesinin arasından emeklemek suretiyle geçerek ucundaki 2450 santigratlık fırında sigarasını yakmaya çalışması

* Kurtarmaya gelen ambulansın suratınıza park etmesi

* Tıraş olurken berberin ***8220;rahatlatır***8221; güdümlü boynu aniden sağa sola çevirme hareketi sonucu boynun kırılması

* Kafasında mermer kırdırmaya çalışan medya tik karatecilerin travma sonucu ölümü

* Kurban bayramında kaçan koçların boynuzları dötünüze başınıza sokması sonucu ölüm

* Mideye kaçan sineği öldürmek için ağza sheltox sıkmak suretiyle ölüm

* Bir arabaya 11 kişi binip viyadüğe uçmak -ölmüştü İstanbul***8217;da-

* Katta olmayan asansöre binme teşebbüsü

* Balkona 50 kişi çıkılması sonucu balkonun çökmesiyle oluşan toplu ölüm.

* Ormanda zehirli mantarları ailece yiyerek anaa ne güzel diyip aksama evde olu bulunan Türk ailesi

* Yatağındaki tahtakurusu veya bilumum haşaratı öldürmek için yatağı ilaçladıktan biraz sonra uykuya dalarak göçmek

* Elektrik direğine yaslanıp ayakkabısına kaçan taşı çıkartmak için ayağını silkelerken elektrik çarptığını sanan yardımsever bir Laz tarafından kafasına kürek, kalas vb vurularak ölmek

* Denizcilik isletmesinin Gaziantep tankerinde gecen bir olay: geminin üçüncü mühendisi kontrol için geminin buhar kazanına girer (kimseye haber vermemiştir). Daha sonra işgüzarın biri ***8220;niye bu kazan kapağı açık***8221; der ve kapağı kapatır akabinde gemi sefere çıkar.

* Yolda mutlu mesut yürürken kafaya balkon düşmesi

* İşkence sonucu intihara meyil gösterip ayakkabı bağcığı ile kendini asarak ölmek

* Para çekmek amacıyla girilen bankamatik gişesinde elektrik çarpması sonucu olum

* Trafik kazasından yaralı olarak kurtarılıp, hastaneye kaldırılırken ambulansın kaza yapması sonucu olum

* Bir marangozhanede çalışan işçiler iş çıkışı üzerlerindeki talaşları kompresör ile temizlemektedirler. Bu arada arkadaşına yardımcı olan işçi A şaka olsun diye, B***8217;nin neticesine doğru hava tutar. Buna içerleyen B ***8220;öyle şaka olmaz böyle olur***8221; diyerek hava tabancasını alır ve A***8217;nın makatına sokar. Bağırsakları patlayan A hastane yolunda ölür.

* Balkondan aşağı işerken çisin elektrik tellerine gelmesi ve elektrik çarpması sonucu ölüm.

* Nüfus sayımı nedeniyle bomboş olan otoyolda bir sayım görevlisinin bari yerlere girmesi sonucu ölümü.

* Aynı işyerinde biri gündüz bir gece vardiyasında olmak üzere çalışmakta olan baba oğuldan; biri mobile motor ile işe gitmekte diğeri ise bir başka mobilette ile eve dönmekte iken, yol üzerindeki sert bir virajda karşılaşmaları ve birbirlerine selam vermek isterken çarpışıp beraberce
Offline   Alıntı ile Cevapla
Tesekkür edenler:
karakule38 (26.09.07)
 
Alt 23.09.07, 23:59   #7
Scorpio
Banned
 
Üyelik tarihi: Aug 2004
Mesajlar: 1.729
Tesekkür etmis: 94
Tesekkür almis 584 -> 276 Konu
Standart

AŞKINDAN 2.6 KİLO ****L YUTTU...


Midesinde bir yığın ****l parçası bulunduğunu gören doktorlar Ayşin***8217;i hemen ameliyata aldı. Ayşin***8217;in midesinden; tırnak makası, çivi, pil, madeni para, ****l düğme, zincir ve çay kaşığından oluşan tam 2 kilo 600 gram ****l parçaları çıkarıldı. Ayşin***8217;in aynı vakadan 8 ay önce de ameliyat edildiği belirlendi.

YİNE YUTACAĞIM

Son 8 ayda 2 kilo 600 gram demir yuttuğunu söyleyen Ayşin, ***8220;İlham geldikçe ****l yutuyorum. 22 yıl önce bir kız sevdim, vermediler. İçki, sigara fayda etmedi, aşkımdan ****l yutmaya başladım. Alışkanlık oldu. Önceki gün çok karnım ağrınca ablamlar hastaneye kaldırdı. Ameliyattan sonra rahatladım ama yine yutacağım***8221; dedi. Tedavisi süren Ayşin hasta bakıcılardan da yutmak için bozuk para istedi. İsteği reddedilen Ayşin***8217;in kendisine getirilen yemek kaşıklarını yutacağını söylemesi üzerine yanına iki refakatçı ile bir hasta bakıcı görevlendirildi.
Offline   Alıntı ile Cevapla
Tesekkür edenler:
karakule38 (26.09.07)
 
Alt 24.09.07, 00:00   #8
Scorpio
Banned
 
Üyelik tarihi: Aug 2004
Mesajlar: 1.729
Tesekkür etmis: 94
Tesekkür almis 584 -> 276 Konu
Standart

Mezara niçin çiçek konulur?


İlk olarak Mısır Firavunu Tutamkamon'nun milattan önce 1346 da öldüğünde mezarının çiçekten tacçlarla kaplandığı saptanmıştır. Kuzey Avrupada ise M.Ö 2000 yıllara kadar mezara çiçek konduğu belirlenmiştir. O zamanlarda bu çiçeklerin amacı iyi ruhları çekme, kötaü ruhları kovma amacıylaydı. Sonradan ise asıl amaç cesetler çürürken çıkan kokuyu kamufle etme amacını taşır. Servi ağacı da bu nedenle mazarlıklarda kullanılır. Ağacın yaprakları rüzgarı önler, kendine özgü ferah kokusu vardır. Cenaze törenherinde siyah giyinmenin amacı da mezarlıklarda hayalletlerden sakınmak amacı taşımaktadır.
Offline   Alıntı ile Cevapla
Tesekkür edenler:
karakule38 (26.09.07)
 
Alt 24.09.07, 00:01   #9
Scorpio
Banned
 
Üyelik tarihi: Aug 2004
Mesajlar: 1.729
Tesekkür etmis: 94
Tesekkür almis 584 -> 276 Konu
Standart

1 Nisan şakasının kökeni nedir?

1564 yılında Fransa kralı IX Charles, yıl başlangıcını Ocak ayının birinci gününe aldı. Daha önce Avrupada yaygın olan yıl başlangıcı Mart 25 idi. O zamanki iletişim şartlarında IX Charles'in bu kararı fazla yayılamadı. Duyanlar ise protesto amacıyla eski adetlerine devam ettiler.1 Nisan'da partiler düzenlediler. Diğerleri ise onları Nisan aptalları olarak nitelendirdiler.1 Nisan'a bütün aptalların günü adını verdiler. Bu günde diğerlerine sürpriz hediyeler verdiler, yapılmayacak partilere davet ettiler, gerçek olmayan haberler ürettiler. Yıllar sonra Ocak ayının yılın ilk ayı olmasına alışılınca, Fransızlar 1 Nisan gününü kendi kültürlerinin parçası görerek devam ettirdiler. Oradan da bütün dünyaya yayıldı
Offline   Alıntı ile Cevapla
Tesekkür edenler:
karakule38 (26.09.07)
 
Alt 24.09.07, 00:01   #10
Scorpio
Banned
 
Üyelik tarihi: Aug 2004
Mesajlar: 1.729
Tesekkür etmis: 94
Tesekkür almis 584 -> 276 Konu
Standart

Mezarlık Üstündeki Okul ve Yaşanan İlginç Olay


1991 ekim ayı Manisa Akhisar ilçesi Ticaret meslek lisesinde ilk görev yılımdı.
İlk görevim olduğu için aldığım ilk aylıkla üst baş almış yerime gelmiştim. Yatacak yer olmadığı için mecburen okul kantininde kalmaya karar verdim. Kantin okul bahçesindeydi. Gece uyumak üzereyken bazı yazılarımı bitirdikten sonra uyuyayım dedim ama öyle uyuya kalmışım. Birden pencere sesi geldi kalktım baktım dışarda pencerenin önünde yaşlı bir amca elinde bastonu cama vuruyor.
Haliyle ben buz kesildim saate batım 4 civarıydı. Amca bişiler diyor ama anlamıyordum biraz sonra amca bastonuyla öyle bir vurdu ki cama camda delik açıldı ve bağırarak seslendi. dedi ki evlat tuvaletlerinize bakın sularınız üzerimize akıyor ne yaptığınıza dikkat edin yoksa iyi olmaz sizin için. Ben rüya dedim kendi kendime ama amca tekrarladı ve ortadan kayboldu. O korkyla kendimden geçmişim.
Sabah uyandığımda alelacele müdüre bu olayı anlattım arkadaşlarım bana rüya olduğunu söylediler. İçlerinden biri bana "sen amcanın camı kırdığını mı söyledin?" dedi. Bende "evet" dedim.
"O halde gidip bakalım gerçekten kırıkmı"
Gözlerimize inanamadık gerçekten adamın vurduğu yer kırılmış sanki koca bir mermi geçmiş sadece bir yuvarlak açmıştı camda.
Okul idaresi olarak hemen elemanlar getirdik ve tuvalet borularından birinin çatlamış ve sırdırdığını gördük. Biraz daha derin kazıldığında insan kemikleriyle karşılaştık ve hemen orayı kapatıp düzelttik. Müdürün açıklaması daha korkunçtu. Okul yapılmadan önce orası bir mezarlıkmış ve mezarlık düzeltildikten sonra okul yapılmış. 3 yıl eğitim verdim ama hep o günün korkusuyla.
Offline   Alıntı ile Cevapla
Tesekkür edenler:
karakule38 (26.09.07)
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 01:34 .

Powered by Herkonu team