Geri git   A-Z ye Herkonu > Genel Konular

Cevapla
 
Seçenekler Stil
 
 "Aşığım Diyenlere İbret Bir Hikaye..."
Alt 11.09.07, 14:48   #1
cimcime68
Herseyden Haberi Var
 
cimcime68 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Jul 2007
Yaş: 39
Mesajlar: 1.117
Tesekkür etmis: 195
Tesekkür almis 441 -> 197 Konu
Standart "Aşığım Diyenlere İbret Bir Hikaye..."

Öncelikle belirtmek isterim, aşağıdaki öykü tamamen gerçek ve alıntıdır... Saygılar"

"Karımı 1998 in sonbaharında kaybettim... Yedi senelik evliliğimizin iki senesini kanser tedavisi için hastanelerde geçirmiştik.

Karim, her evlilik yıldönümümüzde ikimizin fotoğrafını çerçeveler, "Bunlar bizim hayatımızın gölgeleri" derdi.. Öldüğünde, yedi tane resmimiz vardı.

97'in bir gecesinde onu aldattım. Oysa ona sürekli onu ne kadar çok sevdiğimi ve sonsuza kadar sadık kalacağımı söylerdim. Ölmeden iki hafta önce yine aynı şeyi tekrarladım.

Tuhaf bir gülümsemeyle baktı bana ve sadece: "Biliyorum" dedi.

İzmir'e kar yağdığı gün, yani bir ay önce, evdeydim. Fotoğraflarımıza bakıyordum yine... Her çerçevenin altında bir harf olduğunu ilk kez o gün fark ettim. - A. - R. - K. - A. - S. - I. - N. Gerisi için yılları yetmemişti.

Ama sanırım "Arkasına bak" yazmaya filan niyetlenmişti. Hemen çerçevelerin arkasına baktım. Hiçbir şey yoktu. Sonra bir şey dürttü beni, hepsini teker teker söktüm.

İnanabiliyor musunuz, her birinin arkasından bir mektup çıktı! Geçirdiğimiz her sene için sevgi dolu sözler yazmıştı.

1997'deki resmimizin içinden çıkan zarf ise simsiyahtı. Ve içinden su sözler çıktı:

"14 Mart 1997/Gözlerin bana başka birine dokunmuş gibi baktı/ Söylemene gerek yok, biliyorum..."

2002'deyiz. Onu kaybedeli 4, aldatalı 5 yıl oluyor. İçim acıyor simdi. Çünkü kadınlar biliyor, hissediyor...

Seni seviyorum diyenin sevgisinden şüphe et, çünkü; Aşk Sessiz, Sevgi Dilsizdir
__________________

...Laf olsun diye konuşmuyorum konuşuyorum laf oluyor!!!......
HaKeDeNe +Tesekur DiLeNeNe DeĞiL!
Offline   Alıntı ile Cevapla
 Sensiz bu dünyayı asla sevmiyorum
Alt 11.09.07, 17:28   #2
cimcime68
Herseyden Haberi Var
 
cimcime68 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Jul 2007
Yaş: 39
Mesajlar: 1.117
Tesekkür etmis: 195
Tesekkür almis 441 -> 197 Konu
Standart Sensiz bu dünyayı asla sevmiyorum

Sensiz bu dünyayı asla sevmiyorum

Bir hasret türküsüdür dillendirdiğim. Bir
bülbülün güle hicranıdır***8230;Yazmanın adı kolayda kalemin sevdasını kağıda
tüllendirmekten daha zor olan ne olabilir.Ne; zaman hasretime teselli ne
mevsimler özlemime gem.İçimde biriktirdiğim sayfalara yazıyorum sana olan tüm
güzel seslenişleri..Gecenin en demli vakitlerinde seni düşünmek kadar tatlı esen
bir rüzgar yok başımda.Zülüflerimin heyyulası her lahza seni zikrederken ne çok
sevdiğimin farkına varıyor sen uyurken geceye seninle alakalı mahyalar
yayıyorum.Gönlüme sığmayan bu hasret ateşini sınırlarımın dışına çıkarmadan için
için yanarken bir kıvılcım gönderiyorum kırık dökük satırlardan.

Hiç bir söz seni anlatmaya kifayet bulamazken hiç bir satır işte bu benim sevdam
diyemiyor.Sen karanlık gecelerimin tulu etmiş aydınlığısın.Her gün özleminle
bitirirken zamanı sana olan ateşim dünyayı yakacak kadar harlanıyor gönül
şehrimde.Hasretden talan olmuş şehrimin tüm kilitleri sana açılmışken bir bir
her an seni kaybetmek korkusuyla ilmek ilmek geçiyor zaman boynuma.Bütün durağan
duyguların kaidelerinden sıyrılıp soğuğun iliklerime kadar işlediği kör bir
gecenin iskelesinde içimi, ruhumu, kalbimi, hülyalarım, hatıralarımı sevdanın
kor yakıcılığı ile simanın yansıdığı odamda hasretimin sonsuzluğu ile
ısıtıyorum.Ne güzel şeymiş seni sevmek***8230;Ne güzel şeymiş sıcaklığını yüreğimde
hissetmek***8230;.

Nicedir hiç bir rüzgar bu kadar sert esmemişti. Nicedir şarkılar bu kadar
mızraplı vurmamıştı tın tın.Yıllar boyu her gelen acının karşısında dimdik
durdum.Tahammül edip gülüp geçtim.İlk defa kaybetmenin ağırlığı ile
yanıyorum.İlk defa tüm kalelerim çaresizlik içinde savunmasız. Bana sorduğun
olmazsa ne olacak sorusu üzerime öyle yıkılıyor ki hicranım amansız bir düşman
gibi iki büklüm bırakıyor beni.Koca bir iç geçirme, buğulanan bakışlar, boynu
büküklüğüm, kırık döküklüğüm.Gözlerim buğulu bakıyor ötelere medyun sana iştiyak
içinde..

Rüzgarda savrulan yağmur damlaları gibi savruluyor yüreğim.Sensiz geçen
mevsimlerim kış günlerim zemheri.Umut çırpınan kanatlarında bekleyişlerin
girdaplarında yürümüyor savruluyorum.Anlıycan sensizliğin hiç bir tarifi yok
benim gönül kitabımda.

Sensiz bir dünyayı asla sevmiyorum***8230;
__________________

...Laf olsun diye konuşmuyorum konuşuyorum laf oluyor!!!......
HaKeDeNe +Tesekur DiLeNeNe DeĞiL!
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 11.09.07, 18:17   #3
dost
Herseyden Haberi Var
 
dost - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: May 2003
Mesajlar: 1.171
Tesekkür etmis: 232
Tesekkür almis 1.405 -> 462 Konu
Standart

..Cimcime68 Sundu..

Zordur içten gelerek ağlamak***8230;

Zordur içten gelerek ağlamak***8230;Gözyaşı dökmek değil bahsettiğim elbette.Ama
damlalarınızı dışarı değil de içeri akıtmak da denilebilir. .
Gülerken bile ağladığınız anlar oldumu hiç??Dengesizce davranıp mutlu olduğunuz
için bile göz yaşı döktüğünüz oldu mu? . .
Sıkılverirsiniz bir şeye zaman ve mekan ayırımı göz etmeden***8230;Hiçbir şey
istemessiniz o anda, kendiniz dışında ne bir ses, ne bir yüz, ne de bir dokunuş.
. .
Duymak istediğiniz sessizlik, görmek istediğiniz ise sadece boşluk***8230;En ufak bir
ışık dahi rahatsız eder sizi.Çünkü aslında gördüğünüz ışık karanlığın
maskesidir!
Yakarırsınız içinizi acıtırcasına ağlamak istediğinizi. . .
Ama ağlayamazsınız. .
Gözyaşlarınızla verdiğin bu mücadele de hiç bu kadar aciz kalabileceğinize
olanak veremessiniz. . .
Ama eğilirsiniz hiç olmadık zamanda, yalvarırsınız çığlıklarınızla,***8221;Sana
ihtiyacım var ne olur gel! . .***8221; diye. .
Kızarsınız***8230;Ağlamak bu kadar zor olabilirmi? . .İnsan ağlamayı bu denli arzu
edebilir mi? . .
Yolu gözlenen bir sevgili misali paralar yüreğinizi,gelmediği her an için.
.zorlar sınırlarınızı. . .
Hani geleceğini veya gelmeyeceğini bilseniz,belki***8230;ama amaçsızca bekleyiş veya
ter****ş. . .
İşte bu en kötüsü. . .
Bilmez gözyaşı bedende kaldığınız müddetçe sahibine zarar verdiğini.Bazen akmak
istemediğini, sizi bırakmak istemediğini o kadar belli ederki bize,yanağınızı
okşarcasına süzülüverir yavaşça. . O da üzülür aslında kimi zaman. . .
Gitmek..Bir an önce akmak istediğini gösterir size, bir nehir misali akar
elinizde olmadan..Kaybedecek hiçbir şeyi kalmamıştır. Çünkü,damlalarından başka.
. .
Duygularımızın iniş ve çıkışıyla beslendiği;gözlerde buğuya,rahatlatıcı bir sele
ya da hıçkırıklara dönüşür***8230;Yüreğinize gömdüğünüz yıldızları,yürek yordamıyla
gözlere sunmak. .
Göz ile yürek ekseninde yaşanan savaşta,ellerine çiçek tutuşturan,damlalarını
yangınlarına veren çaresizliğin dökülmesidir..
Gözlerden.
__________________
..Eskiden Yeterdim Kendime..Artardım Bile..Simdi Ne Yapsam Nafile..Kim Demiş Can Eskimez Diye..Bu Can Tedirgin Tende..Canda Eskimiş Bende..
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 20.09.07, 11:24   #4
dost
Herseyden Haberi Var
 
dost - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: May 2003
Mesajlar: 1.171
Tesekkür etmis: 232
Tesekkür almis 1.405 -> 462 Konu
Standart

..Loveboy Sundu..

Seni Sana Yazdım Dün Gece Yine...

Zamanin gozbebeklerinden yuvarlanip seni "sana" yazdim dun gece. Oysa yarin erken kalkacaktim. Gogsunde dikenleri tasiyan ruzgarlarin saclarini yikayacaktim gozyaslarimla. Sutten yeni kesilmis dag ceylanlarini sabah ezaninda uyandiracaktim. Uyumaliydim aslinda. Kirpiklerim, uykuya hazirdi oysa. Ama ben seni dusundum yildizlarin siyahi giyindigi gecenin dar vakitlerde. Uykusuzlugumu tas dibeklerde dovup ben seni " sana " yazdim dun gece. Yuregimi kalem bilip sevdami biraktim murekkebin sicak koynuna. Yurek lugatindeki tum kelimelerimle bir bir seni anlatmaya calistim. Seni " sana " yazdikca , gozlerin parmak uclarimi oksuyordu sanki. Dur durak bilmiyordum. Kalemin ucundan murekkep degil bembeyaz yureginin mavi denizlerine "ben" akiyordum sanki...

Hatirlar misin gulum, seni sevdigim zamanlari. Gozlerini ilk gordugumde; gunes, nadasa birakilmis topraga ekiliyordu. Yildizlar, gecelere bir gelin edasiyla birer birer seriliyordu " seni" yuregime ordugumde. Gunes, topraga; gece, karanliga; kelebekler, bahara ve ben sana sevdaliydim. Utangac yanaklarina uzanip gozlerimi pamuksu duslere kapatmistim. Sesin, hoyrat meltemlerin sarildigi deniz kadar ilikti. Dokunmaya bile kiyamadigim bir yurektin sen. Her gece uyurken gozlerine cicekleri tasirken gozbebeklerini inciteyecegim diye korkardim. Gozlerinin icine bakmaktan cekinirdim. Her baktigimda buz daginin gunesin karsisindaki erimesi gibi gozlerindeki umut tanelerinin de erimesinden korkardim.

Bilirsin, ellerim kucuktur benim. Kucuk ellerime dusleri giydirip yureginin resmini cizdim gokyuzune. Alnindaki ince cizgileri isledim bulutlarin narin gozlerine.. Oysa irin toplamis acilari soguk kaldirimlarda dovmekte usta olan ellerim, yureginin resimini gokyuzu tuvaline yapamayacak kadar acemiydi. Oysa alnindaki ince cizgileri bulutlarin gozlerine islemekten aciz ve bir o kadar kabaydi...Gozlerini, suya; yuregini semaya yazdim.Kucuk ellerimle nasil cizdim bilmiyorum ama dun gece seni " sana " yazdim.

Seni " sana " yazdigimda sen uyuyordun. Ay isigi saclarina beyazlari giydirmisti.. Kangren gece, kirpiklerine yaslanip delicesine umudu soluyordu.. Avuc iclerinde, ruzgarla olan kavgalarini bir turlu bitiremeyen hayirsiz firtinalar sabahin geceden ayrilisini bekliyordu. Oysa senin olan bitenden haberin yoktu. Sen, gul kokulu Melek'lerin omuzlarina gogsunu dayayip sanki Cenneti soluyordun yataginda. Mavi denizler, karakislara gelin gitmis baharlarin tozlu dudaklarini yikiyorlardi o masum gozlerinde. Onunde egilip yureginin soluk alisini izledim.. Oyle duruydu ki gozlerin, oyle ilikti ki nefesin; senden habersiz her nefes alisinda nice yetim kirlangiclar sicak iklimlere kanatlaniyordu. Yagmurun topraga duserken nabzi atmiyordu.. Cunku sen uyuyordun. Sen hulyalarda Cenneti soluyor ve huzur sehirlerini bulutlarin uzerinde izliyordun.. Hicbir sey bu guzelligi bozmamaliydi.. Ve karanlik sirf sen uyanmayasin diye cigliklarini yuregine gomup dudaklarini kanatarak yeni gunun
dogumuna sessizce taniklik ediyordu...

Birazdan zaman; yeni dogacak sabahin, arsiz karanligin esaretinden kurtulup ozgurlugune kavusma cigliklarina gebe kalacakti. Gunes, perdelerine egilip baharin umutlarini fisildayacak. Saclarin, bir karanfil kadar guzel kokacak. Ve ben bir nefes kadar yakinda seni izliyor olacagim. Zannetme ki, yanindayim. Ben, senin tarafindan sevilmenin verdigi gucle, yeni filizlenmis ciceklerin dallarini kiran firtinalara kafa tutacagim. Uykusunu almis ceylanlari uyandirip senin gul desenli yanaklarina salacagim. Ve avuc iclerinin terine kiyamadigim icin ruzgarin pesine dusup yuregine ilik meltemleri yollayacagim. Ve aksam olup sen uyudugunda ben senin yuregine gelecegim. Dun gece kaldigim yerden seni " sana " yazmaya devam edecegim..
__________________
..Eskiden Yeterdim Kendime..Artardım Bile..Simdi Ne Yapsam Nafile..Kim Demiş Can Eskimez Diye..Bu Can Tedirgin Tende..Canda Eskimiş Bende..
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 20.09.07, 11:32   #5
dost
Herseyden Haberi Var
 
dost - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: May 2003
Mesajlar: 1.171
Tesekkür etmis: 232
Tesekkür almis 1.405 -> 462 Konu
Standart

..Loveboy Sundu..

Herkesi Oldugu Gibi Degerlendırmek..

Kendini öyle yanlız hissediyordu ki onu köşeye sıkıştıran yanlızlığının pençelerinden bir türlü kurtulamıyordu. Denemişti ama amansız pençelerden kurtulmak biraz zor gibi görülüyordu. Bir an düşündü acaba niye böyle bir yanlızlığın kucağında bulmuştu kendini. Oysa onu seven nice insanlar vardı bir zamanlar veya sevdiğini zannetiği. Acaba insanlar her zaman bir yöne çekmeye mi çalışmıştı ve belki de başarmışlardı bunu. Bir türlü bu benim dediği bir düşüncesi yoktu hep birilerinin taklitçiliğini yaptığını hissediyordu. Bu böyle olmamalıydı, zamanında öyle güzel düşüncelerle ayrılmıştı ki köyünden. Okuyup büyük adam olacaktı güya ama şimdi düşündüğü şeylerin kendine ait olmadığını hissetti bir an.

Her zaman bu muhasebeyi yapmak ona öyle ağır gelmeye başlamıştı ki, bir an kendinin kendi olduğundan şüphelenmeye başlamıştı. Her sabah kalktığında aynada başka bir yüz görme korkusuyla yaşamaya başladı. Tamamen farklı biri olmuştu sanki. Hayır bu böyle devam edemezdi zaten o da farkındaydı bunun ama ne yapacağını bilememenin verdiği dayanılmaz ızdırap günden güne arttıyordu.

Belki de beni değiştirecek birine ihtiyacım var diye geçirdi içinden. Sonra da güldü kendince. Hıh ben ne diyorum Allah aşkına. Bu küçük dünyasını nasıl aşıp biriyle beraber olucaktı ki. Hem de böyle içine kapanıkken. Duvarlar her gün üzerine doğru gelirken doğrulup her güne yeni bir başlangıç yapmak istiyor ama her gün bir önceki günden farksız geçiyordu.

Hayatında bazı değişiklikler katmak istemişti ama bunların hiç biri tutarlı olmamıştı. Allahtan ki bazı şeylere çok sıkı bir şekilde bağlıyı. Yoksa onu hayata bağlayan hiç birşey kalmayacaktı belki de. Belki de önemsiz biriydi, kendinin insanların gözünde nerede olduğunu merak ediyordu. Kendine soracak olsanız sıradan biriydi işte, önemsiz, öylesine. Birileri onu göklere çıkarmaya çalışmasına rağmen o kendini bir türlü önemli biri olarak görmüyordu.

Daha sonra sorunun insanların zihnindeki konumu olabileceğini düşündü. Yani kimi nasıl bir konuma koyması gerektiğine bir türlü karar verememişti. Zihninde birini canlandırdığında o kişinin yanında bir de soru işareti beliriyordu. Evet evet yapması gereken şey herkesi gereken konumunda değerlendirmek olmalıydı. Belki de bu sayede gereksiz düşüncelerden kurtulacaktı. Hem insanarın kendine karşı olan tavırlarını değerlendirirken daha da tutarlı olabilcekti. Daha doğrusu beklentilerini bu konumda tekrar gözden geçirecekti.

Bu kararı verdiğine inanamadı. İlk defa uzun bir zamandan sonra kendi başına bir karar veriyordu belki de. Bir an gülümsedi. Ve evet dedi belki de içinde bulunduğum karmaşık duruma bir son verecek olan şey buydu. En azından denemeye değer diye düşündü. Eğer bunu kendine kabul ettirebilirse, tanıdığı herkesi bir süzgeçten geçirecek ve onları terkrar olmaları gereken noktalara koyacaktı. Böylece özellikle son zamanlarda kafasını kurcalayan düşüncelerden kurtulabilecekti belki de. En azından bazı düşünceleri daha soğukkanlı göğüsleyebileceğine inanıyordu.

Saatine baktı, bu tarihi bir yere not etmeliyim diye düşündü. Yapmaya kararlı olduğu şeyi mutlaka uygulayacaktı. Unutma dedi kendine, unutma herkesi kendi konumunda değerlendireceksin...
__________________
..Eskiden Yeterdim Kendime..Artardım Bile..Simdi Ne Yapsam Nafile..Kim Demiş Can Eskimez Diye..Bu Can Tedirgin Tende..Canda Eskimiş Bende..
Offline   Alıntı ile Cevapla
 Günün Hikayesi..
Alt 21.09.07, 10:02   #6
Loveboy
Herkonu.com Fanatik
 
Loveboy - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2007
Nerden: Kayıp Şehir
Mesajlar: 185
Tesekkür etmis: 8
Tesekkür almis 77 -> 49 Konu
Standart Günün Hikayesi..

Adam genç ve yakisiklidir, askerden yeni dönmüs tekrar eski isinde çalismaya baslamistir.
Hayati sevmekte ve ileriye daima umutla bakmaktadir..
Bir gün evinden çikip ise giderken bir evin penceresinde genç bir kiz gözüne ilisir.
Birden afallar.Aman Allahim o ne güzellik.
Masum bir yüz,kalem kaslar,badem gözler,lepiska saçlar sanki tanrinin isi gücü yokmus da durmus bu kizi özene bezene yaratmis.
Birden içinde birseyler kipirdar ve yildirim aski bu olsa gerek diye düsünür.Bütün gün boyunca kizin hayali gözlerinin önünden gitmez ve aksami iple çeker.
Aksam eve dönerken kiz yine pencerededir ve manali manali kendisine bakmaktadir.
Belli ki kiz da kendisine karsi birseyler hissetmektedir.
O gece sabaha kadar kizin hayali ile yataginda bir saga bir sola döner ve gözüne uyku girmez.
Ertesi gün kararini vermistir. Bu dünya güzeli kizla muhakkak tanismalidir.
Bütün cesaretini toplayip kizin bulundugu evin dibine yanasir ve kendisini takdim ederek telefon numarasini verir ve aramasini ister.
Kiz gecikmeden arar kendisini ve uzun uzun konusurlar, birbirlerini tanirlar.
Bir süre devam eden ve karsilikli sevgi sözcüklerinin çokca söylendigi telefon görüsmelerinden sonra nihayet son sözünü söyler ve "benimle evlenirmisin?" der.
Iste o anda kizin konusmasi birden degisir ve hüzünlü bir sesle
- "Bu imkansiz, zira dogustan benimellerim yoktur" der.
Oglan ne söyleyecegini sasirmistir, biran sessizce durur ve -

"Olsun ben yine de seninle evlenmek istiyorum, zira ben senin yüz güzelliginden ziyade ruhunun güzelligini sevdim" der.
Kiz ummadigi bu cevap karsisinda gözyaslarini tutamaz ve oglanin gösterdigi bu fedakarliktan ötür hüngür hüngür aglamaya baslar.
Artik telefon görüsmeleri daha bir bambaskadir ve Leyla ile Mecnun misali birbirlerini çilginca sevdiklerini s.k.. tekrarlarlar. Iste artik mucize baslamistir.
Kiz bir gün uykudan uyandiginda ellerinin yavas yavas olustugunu görür.
Bu sevginin bir mucizesidir.Kisa zamanda eller tamamen olusur ve normal hale gelir.
Bunu artik sevgilisine açiklama zamani gelmistir.
O gün oglan isten dönerken pencerede bekler ve tam önünden geçerken coskulu bir sekilde oglana saslenir ve pencereden yeni olusan ellerini göstererek
- "Bak sevgilim askimizin kuvvetinden bir mucize oldu ve ellerim çikti" der.
Iste o anda birden oglanin yüz ifadesi degisir ve dudaklarindan su sarkinin kelimeleri dökülür..........

SENI BEN "ELLERIN OLSUN" DIYE MI SEVDIM

bir Sarkinin doguşunun iyi bir geyigini okudunuz....
hadi i$inize, hadiiiiii................. :-))))))
Offline   Alıntı ile Cevapla
Tesekkür edenler:
djfd52 (13.03.08)
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 13:45 .

Powered by Herkonu team