Geri git   A-Z ye Herkonu > Sinema

Cevapla
 
Seçenekler Stil
 
 Mevlana Celaleddin-i Rumi: ***8216;Aşkın Dansı***8217; (2008)
Alt 26.04.08, 18:50   #1
SENA
Herkonu.com Fanatik
 
SENA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Oct 2006
Mesajlar: 192
Tesekkür etmis: 342
Tesekkür almis 159 -> 4.294.967.264 Konu
Standart Mevlana Celaleddin-i Rumi: ***8216;Aşkın Dansı***8217; (2008)

Mevlana Celaleddin-i Rumi: ***8216;Aşkın Dansı***8217; (2008)







Vizyon tarihi:


25 Nisan 2008

Yönetmen:


Kürşat Kızbaz

Senaryo :

Kürşat Kızbaz

Müzik:


Ömer Faruk , Sezen Aksu

Tür:

Belgesel Drama

Yapım:

Türkiye 2008 80 dakika (Renkli)

Dil:

Türkçe

Yapımcı Firmalar:

Imagine Fİlms Entertainment

Dağıtıcı Firmalar:


Best Line Pictures



YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.




Kürşat Kızbaz***8217;ın yönettiği: "Mevlana Celaleddin-i Rumi: Aşkın Dansı"'nda Sinan Tuzcu, Burak Sergen, Özcan Deniz ve Müşfik Kenter başrollerde yer alıyor.

Yüzyılları aşan evrensel barış, kardeşlik ve aşk düşünceleriyle tüm dünyada geniş kitleler tarafından sevilen ve saygı duyulan, büyük felsefi düşünür, Mevlana Celaleddin-i Rumi filmin ana konusunu oluşturuyor. Filmin temel amacını, düşünceleriyle insanlığa yön veren Mevlana***8217;nın sevgi ve barış öğretilerinin, sinemanın etkisi ve gücüyle yorumlanması ve geniş bir izleyici kitlesine sunulması oluşturuyor.
__________________

gü***8467; gü***8467; ***8706;***1108;***8706;***953; ***1074;ü***8467;***1074;ü***8467; gü***8467;***1108;
gü***8467; gü***8467;***1084;***1108;***8706;***953; g***953;***1090;***1090;***953;...




gü***8467; ***1074;ü***8467;***1074;ü***8467;***1108;, ***1074;ü***8467;***1074;ü***8467; gü***8467;***1108;
***1091;***945;***1103; ***963;***8467;***1084;***945;***8706;ı g***953;***1090;***1090;***953;..
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 26.04.08, 21:47   #2
nicolas_anelka
Forum Admin
 
nicolas_anelka - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2004
Mesajlar: 890
Tesekkür etmis: 226
Tesekkür almis 372 -> 135 Konu
Standart

ne diyelim,insallah avrupaya gelir,giderim
__________________
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 27.04.08, 00:05   #3
SENA
Herkonu.com Fanatik
 
SENA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Oct 2006
Mesajlar: 192
Tesekkür etmis: 342
Tesekkür almis 159 -> 4.294.967.264 Konu
Standart

Al***305;nt***305;:
nicolas_anelka´isimli üyeden Al***305;nt***305; Mesaj***305; göster
ne diyelim,insallah avrupaya gelir,giderim

vallahi arastirdim ama Avrupa'nin Vizyon tarihi ile ilgili bisey bulamadim..
Yardimci olamadigim icin sorry..
Size en yakin Sinemaya bas vurmak durumunda kaldiniz maalesef

Gercekten izlemege deger bence..
Ins bende gitmeyi düsünüyorum

__________________

gü***8467; gü***8467; ***8706;***1108;***8706;***953; ***1074;ü***8467;***1074;ü***8467; gü***8467;***1108;
gü***8467; gü***8467;***1084;***1108;***8706;***953; g***953;***1090;***1090;***953;...




gü***8467; ***1074;ü***8467;***1074;ü***8467;***1108;, ***1074;ü***8467;***1074;ü***8467; gü***8467;***1108;
***1091;***945;***1103; ***963;***8467;***1084;***945;***8706;ı g***953;***1090;***1090;***953;..
Offline   Alıntı ile Cevapla
Tesekkür edenler:
mustafam1986 (29.05.08)
 
Alt 24.05.08, 16:33   #4
sultanfatih
O Artik Bizden
 
Üyelik tarihi: Jan 1970
Mesajlar: 25
Tesekkür etmis: 17
Tesekkür almis: 1 -> 1 Konu
Standart

selam
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 29.05.08, 01:05   #5
mustafam1986
O Artik Bizden
 
Üyelik tarihi: May 2008
Yaş: 38
Mesajlar: 6
Tesekkür etmis: 7
Tesekkür almis 0 -> 0 Konu
Standart

cok hosuma gitti emeginiz icin tskler
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 14.06.08, 02:36   #6
h_recep
O Artik Bizden
 
Üyelik tarihi: Oct 2005
Mesajlar: 10
Tesekkür etmis: 9
Tesekkür almis 0 -> 0 Konu
Standart

cok güzel bir belgesel olmuş.bir tv programında senaristi acıklama yapmıstı baya emek vermiş ve işin ehillerinden bilgi alarak senaryo yazılmış.
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 06.07.08, 15:52   #7
shimmer
O Artik Bizden
 
Üyelik tarihi: Feb 2004
Yaş: 47
Mesajlar: 7
Tesekkür etmis: 5
Tesekkür almis 4 -> 2 Konu
Standart

Ben filmi begenmedim cunku bu yarı-dramatik belgeselin Hz. Mevlâna'yı ele alış tarzıni elestiriyorum... herseyden önce yönetmenin bu büyük İslâm düşünürünü ele alış tarzıyla, Batı ülkelerindeki ***8220;new age***8221; tarikatların Taoizm, Budizm ve Hinduizme yaptıkları makyaj üzerinden onları ele alış tarzları arasındaki rahatsız edici yakınlığı incelemek lazim.

Batı'daki new age tarikatların büyük çoğunluğu, derin bir irfanî geleneğin taşıyıcısı olan bütün o Uzakdoğu dinlerine; Lao Tzu ve Taoculuğa, Buda ve Budizme, Vişnu ve Hinduizmin öğretilerine öteden beri ***8220;popcorn din***8221; muamelesi yapıp, onları özlerinden soyarak ve ***8220;tanrısız bir mistisizmin aracı***8221; haline getirerek bu dinlere ve öğretilere tartışmasız en büyük kötülüğü yapmaktadırlar. Bu konuda, gelenekselci ekolün en önemli düşünürlerinden olan Ananda Coomaraswamy'nin ***8220;Hinduizm ve Budizm***8221; adlı kitabını ve diğer kitaplarını okumak, Rene Guenon ve Frithjof Schuon'un yapıtlarına göz atmak, okurlara durumun vahameti hakkında daha net bir fikir verebilir.

***8220;Mevlâna: Aşkın Dansı***8221; filminin yönetmeninin yaklaşım tarzı da çok benzer bir eğilimi taşıyor kanımca... İslâm tasavvufunun en büyük isimlerinden Hz. Mevlâna ve onun tasavvuf anlayışını anlatmayı deneyen bu filmin içerdiği en önemli sorunun ***8220;ontolojik***8221; olduğunu düşünüyorum. Öyle ki bütün bir belgesel boyunca arada sırada konuşmalarından kısa pasajlar yayımlanan Kenan Gürsoy, Cemalnur Sargut, Işın Çelebi Bayru ve Tuğrul İnançer gibi uzmanlar da olmasa Hz. Mevlâna'nın bir ***8220;İslâm mutasavvıfı***8221; olduğuna neredeyse hiç vurgu yapılmayacak bile! Batılıların Uzakdoğu dinlerine bakışında ve onları dejenere edişindeki ***8220;ontolojik kayma***8221;nın tıpatıp aynısını bu belgeselde de görmek mümkün...

***8220;Hümanist felsefenin en önemli tarihsel kişiliklerinden biri***8221; olarak tanıtılan Hz. Mevlâna'nın hatırası (ve din âlimi kimliğinin taşıdığı yüksek önem) karşısında, sanırım bundan daha büyük bir saptırma/yozlaştırma girişimi olamazdı. Film, ***8220;hümanist felsefenin en önemli ismi***8221; benzeri yanlış bir cümleyle başlıyor ve -başlangıçta kazara söylendiğini düşündüğüm- o ***8220;hümanist felsefe***8221; tanımı öykü boyunca da defalarca tekrar ediliyor.

Hz. Mevlâna hakkında böyle bir giriş cümlesini yazan senarist için yapılabilecek en yumuşak eleştiri, o cümleyi kaleme alan kişinin ya hümanist felsefeyi hiç bilmediği, ya da Hz. Mevlâna'yı anlamaktan fersah fersah uzaklarda olduğudur...

Hümanist felsefe, ontolojik olarak ***8220;insan***8221;da başlar ve ***8220;insan***8221;da biter. Yani, insana ve insan-doğa ilişkisine dair her türlü değerin üreticisi de insanın yine kendisidir.

Hümanizm, bu anlamda Martin Heidegger'in Batı ****fiziğine getirdiği çok isabetli eleştirilerde de dile getirdiği üzere, ***8220;varlığı ontolojik olarak ele aldığını***8221; söylediğinde bile aslında ontolojik olarak ele almaz; onu epistemolojik bir bilgi nesnesi haline getirerek ***8220;varlık***8221;ı ***8220;varolan***8221;a indirger. Bu suretle de felsefenin ***8220;hakikat***8221; ve ***8220;varlık***8221; ile bağını keser.

Sanıyorum, Hz. Mevlâna'ya yapılabilecek en büyük kötülük de onun eserlerini İslâm tasavvufunun en derin ontolojik bilgisinden soyutlayarak, bu yolla özünden ve bağlamından koparmaktır. İslâm tasavvufunda -ve elbette Hz. Mevlâna'da- bütün varlığın O'ndan olduğu ve ontolojik olarak en üstte olmazsa hiç bir şeyin var olamayacağı bir Allah düşüncesini gözden kaçırırsak, Hz. Mevlâna'yı dosdoğru anlayabilmiş (ve anlatabilmiş) olur muyuz?

Hz. Mevlâna'yı, tasavvufun bu en önemli bilgisi hakkında -literal de olsa- bir bilgi vermezsek, kitlelere lâyıkıyla tanıtabilir miyiz?

Gerçi Cemalnur Sargut, Kenan Gürsoy ve Tuğrul İnançer, bu gibi sorulara en doyurucu cevapları verebilecek düzeyde uzmanlardır. Ancak, filmde yapımcının konuşmacılara yönelttiği sorular meselenin kilidi konumundaki bu cevabı almak için değil, Hz. Mevlâna'yı en kestirmeden, Batılılara şirin gelecek bir ***8220;new age gurusu***8221;na çevirebilmek için hazırlanmış izlenimi uyandırıyor.

Filmde Hz. Mevlâna'nın ***8220;Divan'ı Kebir***8221;inden çok güzel şiirler okunuyor. Ancak, gerçek bağlamına oturtulamayan hiç bir şeyde olamayacağı gibi, bu şiirler de öyküde gerçek bağlamına oturtulamadığı için, izleyicilere ***8220;çiçek-böcek sevgisi***8221; mânâsında algılanmalarının ötesinde bir derinlik sunabilecek durumda değiller. Hz. Mevlâna ile Hz. Şems'in karşılaşmalarındaki en önemli tarihsel ayrıntı, yani ***8220;Hz. Beyazid-î Bestâmî ve Hz. Muhammed (SAV) karşılaştırması sorusu***8221; atlanırsa, bu iki bilgenin birbirlerini ontolojik olarak yükseltmeleri nasıl anlaşılabilir? İlahî Aşk'ın en çağlayan satırları olan Divan-ı Kebir'deki şiirler -eğer mânâsını açabilecekleri bir ortam yaratılmazsa- nasıl doğru anlaşılabilir?

Eğer İslâm tasavvufu ontolojik açıdan net olarak anlaşılamazsa, bu sevginin nerden doğduğu ve nereye gittiği nasıl anlaşılabilir? Elbette ki anlaşılamaz ve böyle olunca da Hz. Mevlâna'nın davranışlarını ***8220;kişisel hoşgörü***8221; boyutuna indirgeyip orada kalırsınız.

Tekrar vurguluyorum ki, Hz. Mevlâna'yı İslâm'dan ve Allah'tan soyutlayarak doğru biçimde anlamak mümkün değildir.

Filmde bir yerlerde Hz. Mevlâna'nın ***8220;Ne olursan ol, yine gel***8230;***8221; ile başlayan ünlü ***8220;şiiri***8221; okunuyordu. Son Mesnevîhan rahmetli Şefik Can ve büyük Mevlâna uzmanı İranlı Bediüzzaman Firüzanfer bu şiirin Hz. Mevlâna'nın hiç bir eserinde olmadığını söylüyorlardı aslında. Pekiyi, bu tartışmalı şiir velev ki Hz. Mevlâna'ya ait olsa bile, filmde sunulduğu gibi mi anlaşılmalıydı? Âdeta içinde Putperestin, Müslümanın, Mecusinin, Hıristiyanın, Yahudinin olduğu bir barda etrafta spor olsun diye dönen bir takım kişileri hayâl edebileceğimiz bir ortam mıdır ***8220;Gel, ne olursan ol gel ***8220; ile kastedilen? Yoksa ***8220;Gel, ama geldiğin gibi kalma / Değiş ve dönüş***8221; öğüdü müdür o cümlenin içinde saklı olan sır?

Film, Hz. Mevlâna'nın ***8220;Müslüman mutasavvıf***8221; kimliğini deşifre etmemek için o kadar kastırmış ki ortaya ne olduğu pek de belli olmayan, ***8220;ne olsa gider***8221; tarzı bir ***8220;soft düşünür***8221; çıkmış. Batı tarzı bir bakış açısıyla ele alınan ve Hz. Mevlâna'yı daha ziyade Batı'ya tanıtmayı amaçlayan bu yapımda, Anadolu İslâm düşüncesi (ve pratiğinin) gurur kaynağı olan bu büyük İslâm âlimi, dümdüz bir pozitivist filozof, bütün soruların cevaplarının ***8220;akıl***8221;da saklı olduğu zannıyla hareket eden bir düşünür olarak ele alınıyor âdeta. Halbuki, filozoflar için ***8220;tek kanatlı kuş***8221; benzetmesini yapan da yine Hz. Mevlâna değil miydi? Ya da yalnızca akla güvenen kişileri, ***8220;sarayın kapısına kadar ulaşıp, içeri girmesi mümkün olmayan insanlar***8221; olarak betimlememiş miydi?

Hz. Mevlâna yalnızca düşünür olarak değerlendirilirse, O'nun mutasavvıf yönü ve ***8220;İlahî Aşk***8221;ı nasıl anlaşılabilir? Divan-ı Kebir'deki şiirleri ***8220;İlâhi Aşk***8221;ın cezbesiyle ve sarhoşluğuyla -tasavvufî mânâda ifade edersek, ***8220;fena***8221; makamındayken- söylediğini, Mesnevî'nin ise yine tasavvufî mânâda ***8220;bekâ***8221; makamında bulunuş anlamında ele alınması gerektiğini; Mesnevî'nin baştan sona Kur'an'ı Kerim âyetleri ve hadislerin tefsiri olduğunu anlatmazsak, insanoğluna nasıl hakkıyla anlatabiliriz Hz. Mevlâna'yı?

***8220;Ben yaşadığım müddetçe Kur'ân'ın kölesiyim,
Ben seçilmiş Muhammed'in ayağının tozuyum,
Eğer benim bu sözümden başka bir şey nakledilirse,
O sözden de, onu nakledenden de şikâyetçiyim...***8221;

dizelerinin sahibi Hz. Mevlâna'yı ontolojik olarak Allah'tan ve epistemolojik olarak da İslâm'dan soyutlayarak anlatmaya çalışmak, âdeta bir meyveyi sıkarak onun özünü çıkarmak, sonra da o özü bir kenara atarak meyvenin posasını yemeye çalışmaktır.

Velhasıl, Hz. Mevlâna üzerine yapılmış, onu hem ülkesinin gençliğine hem de dünyaya tanıtmayı amaçlayan ***8220;Aşkın Dansı***8221;da, Hz. Mevlâna'yı ve İslâm tasavvufunu, genel mânâda da ***8220;ezelî hikmet***8221;i daha derinlemesine anlamaya ve anlatmaya çalışan bir şeyler bulmak isterdim. Oysa, büyük bir umutla karşısına oturduğum beyazperdede, âdeta ***8220;İslâm***8221; sözcüğünün bile kullanılmaktan çekinildiği bir filmle karşılaştım. Konuşulan kişilerin bazıları bu konunun yeryüzündeki en önemli uzmanları oldukları hâlde, onlara doğru soruları soramayınca doğru cevaplar da alamazsınız maalesef. ***8220;Sormaz ki bilsin, sorsa bilir***8221; derler; ama bir de bunun tersi vardır : ***8220;Bilmez ki sorsun, bilse sorar.***8221;

Hoş, kimbilir, belki de doğru cevaplar çekimlerde fazlasıyla alındı; ancak bunlar batılı ***8220;popcorn din***8221; meraklılarının hoşuna gitmeyecek türden İslâmî argümanlar olduğu için, kurgu masasında doğruca çöpü boyladılar! Geriye de işte bu tür suya sabuna dokunmayan yüzeysel açıklamalar kaldı.

***8220;İlahî Aşk***8221;ın kaynağı doğru ve düsüt bir şekilde araştırılmazsa elimizde kalan da ne idüğü belirsiz, havada öylece dolanıp duran derin bir yüzeysellik oluyor maalesef. Filmi zaten estetik/sinematografik boyutuyla değerlendirme gereğini ise hiç duymuyorum; çünkü benim açımdan Hz. Mevlâna'yı anlatabilecek bir sanatsallıktan -Yansımalar'ın müzikleri hariç- oldukça uzakta akıp gidiyor.

Eğer Hz. Mevlâna gibi devâsa bir tarihsel/dinsel şahsiyeti ele alacaksanız, ***8220;Ben yaptım, oldu***8221; diyemezsiniz. Tam tersi ***8220;dolmayı beklemek***8221; en doğrusu olmalıydı. Ingeborg Bachmann, ***8220;Ne zaman ki şiir yazabileceğimi düşündüm, işte o gün şiir yazmayı bıraktım***8221; demişti. Sanat , hele ki büyük mutasavvıf Hz. Mevlâna'yı ele alacağınız bir sanat, ancak ve ancak sizin için artık bir ***8220;taşma***8221; anına, yani dolmuş olanın zorunlu boşalmasına tekabül ediyorsa yapılmalıdır. Yoksa, böyle erken dönemde üretilen ***8220;şeylerin***8221; yapana da izleyenlere de yararından çok zararı oluyor.

Muhatabını ***8220;Sevelim, sevilelim***8221; tarzı bir mânâ düzlemine indirgediğini üzüntüyle gözlemlediğim ***8220;Aşkın Dansı***8221; filmi, bana göre Türk sinemasının tarihine Hz. Mevlâna ve onun geride bıraktığı kültürel/dinsel mirasa yapılmış ciddi bir haksızlık olarak geçecektir.
__________________
nokta içinde noktayım...
ne vardayım ne yoktayım
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 06.07.08, 21:02   #8
serkan0505
O Artik Bizden
 
Üyelik tarihi: Apr 2007
Mesajlar: 9
Tesekkür etmis: 0
Tesekkür almis: 1 -> 1 Konu
Standart

emeğine saglık
Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 20:01 .

Powered by Herkonu team