A.N.Sezer yıktı CHP de alkışladı

[hahuer]

A.N.Sezer yıktı CHP de alkışladı

Bugün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün rektör atamaları karşısında ortalığı ayağa kaldıran CHP ve belli çevreler, "yükseköğretimde Sezer'in yaptığı kadrolaşmayı" ise alkışlayıp, kamuoyundan gelen eleştirilere tepki gösteriyorlardı.

Sezer'in atamalarını görmediler


SEZER***8217;İN ŞU ATAMALARINI HİÇ GÖRMEDİLER:

- 28 Kasım 2006 tarihinde, Balıkesir Üniversitesi rektörlük seçimlerde 78 oyla birinci olan Prof. Dr. Bedriye Tunçsiper yerine, seçim öncesi CHP İl Başkanlığı'nda başörtülülerle mücadele etmek için protokol imzalayan ve sadece 69 oy alan Şerif Saylan atandı. CHP***8217;liler, bu skandal atamasından ötürü büyük tepki toplayan Sezer***8217;e şöyle sahip çıktı: ***8220;Cumhurbaşkanımıza yapılan haksızlıktır, hatta ayıptır. Şu anda tüm Türkiye, hatta tüm dünya çok iyi biliyor ki, Cumhurbaşkanı Türkiye'nin bu dönemdeki en büyük şansıdır.***8221;

ŞAİBELİ ADAYI REKTÖR ATADI

- 22 Mart 2007***8217;de YYÜ***8217;de 138 oyla en çok oyu alan Prof. Dr. Muammer Karaavaz yerine, 'çetecilik' suçlamasıyla yargılanan Hasan Ceylan***8217;ı rektör atadı, CHP seyretti.

1 OY ALAN ADAYI REKTÖR ATADI

- Sezer, Kastamonu Üniversitesi'nde de birinci olan Prof. Dr. Mustafa Safran***8217;ı değil, sadece 1 oy alan Bahri Gökçebay'ı rektör atadı. CHP yine susarken, kartel medyasında ***8220;Sayın Cumhurbaşkanı***8217;nın takdiri***8221; yorumları yapıldı.

HAK TESLİM EDİLDİ, BAĞIRTI BAŞLADI

- Sezer döneminde Gazi Üniversitesi***8217;nde 1064 oy alan Prof. Dr. Rıza Ayhan yerine, 366 oy alan 3. sıradaki Prof. Dr. Kadri Yamaç rektör atandı. Bu duruma sessiz kalan CHP ve kartel medyası, Gül***8217;ün Rıza Ayhan***8217;a hakkını teslim etmesi karşısında ise eleştiri oklarını yöneltmeye başladı.

EŞİNİN BAŞI AÇIK MI KAPALI MI

- Sezer rektör atamaları başta olmak üzere bürokrasinin tüm kademelerinde önüne gelen isimlerin eşlerinin başörtülü olup olmadığına bakıyordu. Bu konularda bir hafiye gibi araştırmalar yapıyordu. CHP ve kartel medyasından kişinin özel hayatına ilişkin bu ideolojik tavır karşısında hiçbir açıklama gelmedi.

YARGI: ***8220;CUMHURBAŞKANI***8217;NIN TAKDİR YETKİSİ MUTLAKTIR***8221;

- Sezer***8217;in ideolojik atamalarına yargıdan da destek geldi. Ankara 2. İdare Mahkemesi, en çok oyu aldığı halde Rektör atanmayan Rıza Ayhan'ın yürütmenin durdurulması istemiyle yaptığı başvuruyu oybirliğiyle reddederken ***8220;Cumhurbaşkanının rektör seçimi gibi tek başına yaptığı işlemlerde takdir yetkisine sahip olduğunu ve Cumhurbaşkanı***8217;nın takdir yetkisinin yargı denetimine tabi olmadığına***8221; vurgu yaptı.

SEZER TERÖRİSTLERİ AFFETTİ, CHP YİNE SEYRETTİ

- Sezer, Cumhurbaşkanlığı görevinde bulunduğu süre içerisinde yüzlerce terör mahkumunu affetti. CHP***8217;den ve kartel medyası bu konuda da tek bir eleştiride bulunmadı. Aksine CHP***8217;den destek açıklamaları geldi. CHP***8217;li Kemal Kılıçdaroğlu ***8220;Anayasa'nın 104. maddesine göre sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebiyle belli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak yetkisi Sayın Cumhurbaşkanı'na verilmiştir***8221; diyerek, Sezer***8217;i savundu.

GİDERAYAK, ATAMALAR YAPTI

Sezer, görev süresinin uzaması hukuken tartışmalı olduğu dönemde de 15 üniversiteye rektör atadı. Aynı dönemde Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümü***8217;nde görev süreleri dolan üyeler yerine atamalar gerçekleştirdi. Gül***8217;ün yaptığı demokratik atamaları ***8220;kadrolaşma***8221; olarak nitelendiren CHP***8217;liler, Sezer***8217;in görev süresi dolduktan sonra gerçekleştirdiği bu atamaları bile ***8220;rutin atamalar***8221; diye nitelendirdi.

SEZER, 4 ARAÇ BİRDEN GÖTÜRDÜ

Emekliliğin ardından Ankara'nın Gölbaşı ilçesindeki Hacılar köyünde bulunan villasına taşınan Sezer, makamından ayrılırken beraberinde tam 4 araç ve 30'u koruma memuru olmak üzere toplam 46 personeli beraberinde götürdü. CHP bu olaya ilişkin hiçbir eleştiride bulunmadı.

CHP VE MEDYAYA TEPKİLER ELEŞTİRİLER İDEOLOJİK

Cumhurbaşkanı Gül***8217;ün rektör atamalarına yönelik eleştirilere tepki gösteren BBP***8217;li Yalçın Topçu ***8220;Atamalarla ilgili bazı çevrelerin eleştiri ve tavırlarını ciddiyet, hakkaniyet, sisteme yönelik olmaktan uzak ve ideolojik tavır olarak görüyoruz. Bugüne kadar sistem gereği yetkiyi ellerinde bulunduranların yaptığı ***8216;çalma kapıyı, çalarlar kapıyı***8217; anlayışı uygulamaktadır. Bizce asıl mesele sistemdir. YÖK kaldırılıp üniversitelerimiz tam özerk yapıya kavuşturulmalı, siyaset elini üniversiteden çekmeli. Üniversitelerimiz, dünya ile yarışan bilim yuvaları haline getirilmeli***8221; dedi.
ERGENEKON İZLERİ SİLİNMELİ

Memur-Sen ve Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu ise, rektör atamalarına tepki gösteren öğretim üyelerine tepki göstererek ***8220;Oturduğu koltukları hak etmeyenler, huysuzluk çıkarırlar. Akdeniz Üniversitesi rektörünü ***8216;ordu göreve***8217; pankartı altında ideolojik uygulamalarıyla tanıdık, bilimsel çalışmalarıyla değil. Rektörler politize oldular, halk iradesiyle çatışma halindeler. Üniversitelerdeki Ergenekon izleri silinmeli***8221; diye konuştu.

***8220;İSTİFALAR DEĞİŞİMİN SANCILARIDIR***8221;

Bağımsız Eğitimciler Sendikası (BES) Genel Başkanı Gürkan Avcı da şunları söyledi: ***8220;En çok oyu alan atanacak diye bir gelenek yok. Bu yeni bir durum değildir. Öteden beri yapılan atamalarda Cumhurbaşkanı ve YÖK yetkilerini kullanarak atamalar yapmıştır. Asıl sorun üniversitelerimiz bugüne kadar neden bilim üretmedi, üretemedi. Dünya sıralamasında ilk 500***8217;lere giremedi. Bunları konuşmak lazım. Yeni rektörlerin kliklere bakmadan, Türk gençliğinin önünü açacağına inanıyorum.***8221;





Vakit

[hahuer]

İTÜ'deki istifaların perde arkası..

İTÜ'den yapılan açıklamada, ''yeni rektör atanması sürecinde basında çıkan istifalarla ilgili haberlerin gerçeği yansıtmadığı'' belirtilerek, ''İTÜ'den istifa eden herhangi bir öğretim üyesi bulunmamaktadır'' denildi. Peki gerçek ne?

Meğer tamamen aldatmaymış!


İstanbul Teknik Üniversitesinden (İTÜ) yapılan açıklamada, üniversiteden istifa eden herhangi bir öğretim üyesi bulunmadığı, ''atamaları doğrudan rektör tarafından yapılan enstitü müdürlerinin, yüksekokul müdürlerinin değişen rektörle birlikte istifalarının ise üniversitelerde yıllardır var olan teamülün gereği'' olduğu bildirildi.

İTÜ Halkla İlişkiler Ofisinden yapılan yazılı açıklamada, ''yeni rektör atanması sürecinde basında çıkan istifalarla ilgili haberlerin gerçeği yansıtmadığı'' belirtilerek, ''İTÜ'den istifa eden herhangi bir öğretim üyesi bulunmamaktadır'' denildi.

Görevlerinden istifa ettiği belirtilen öğretim üyelerinin, rektör değişimi sonucu görevleri otomatik olarak sonra eren 3 rektör yardımcısı, rektör danışmanları ile görev süreleri sona ermiş ve görevlerini vekaleten eski rektörün görev süresince uzatılmış olarak yürüten dekan vekilleri olduğu ifade edildi.

Görevlerini asaleten yürüten İnşaat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Ali Taşdemir, Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sumru Pala ve Meslek Yüksekokul Müdürü Prof. Dr. Remzi Akkök'ün bu görevlerinden istifa ettiği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

''Dolayısıyla görevlerinden istifa etmiş olanların sayısı 3'tür. Atamaları doğrudan rektör tarafından yapılan Enstitü Müdürlerinin, Yüksekokul Müdürlerinin değişen rektörle birlikte istifaları ise üniversitelerde yıllardır var olan teamülün gereğidir. Benzeri istifalar eski rektörün görevi devraldığı 2004 yılında da teamüllere uygun olarak gerçekleşmiştir.''

İTÜ'nün birlik ve beraberliğini bozmaya yönelik yanlı ve yanlış olarak basına iletilen bilgilerin, üniversitenin durumunu yansıtmadığı da ifade edildi.



AA

[hahuer]

Akaydın'ın akıl hocası Perinçek!

İkinci kez rektör olarak atanamamasından sonra kıyametler koparan Akdeniz Üniversitesi Rektörü Mustafa Akaydın, görevini Prof. İsrafil Kurtcephe'ye devretti. Aynı zamanda ÜAK Başkanı da olan Akaydın'ın akıl hocası Perinçek çıktı...

Akaydın görevini devretti


HASAN ÖYMEZ'in haberi...

İkinci kez rektör atanmayan Akdeniz Üniversitesi Rektörü Mustafa Akaydın, görevini Prof. İsrafil Kurtcephe***8217;ye devretti.

Hükümet karşıtı açıklamalarıyla bilinen Akaydın, Üniversitelerarası Kurul adına açıklanan bildiriyi Ergenekon tutuklusu Doğu Perinçek***8217;e hazırlatmıştı.

Ergenekon iddianamesine de giren telefon görüşmelerinde Perinçek İP Genel Başkan Yardımcısı Ferit İlsever***8217;e şöyle diyor: ***8216;Metin güzel, değiştirmesinler. Başsavcıya da müthiş bir destek olur.***8217; Akaydın, bir başka telefon görüşmesinde de Ergenekon zanlısı Kemal Alemdaroğlu***8217;na, ***8216;Sen taktik ağabeyimizsin***8217; demişti.


STAR GAZETESİ

[hahuer]

Güzel:Karnı ağrıyor çiğ et yemişler

Hasan Celal Güzel, Ergenekon iddianamesinde yer alan iddia ve bağlantılarla ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Güzel, Susurluk konusunda Türkiye'yi ayağa kaldıran sol kesimin Ergenekon terör örgütü konusundaki tavırlarını eleştirdi.

Güzel: Sol neden sessiz?


İşin ucunun kendilerine dokunacağını bilen sol kesim ve aydınların olayı örtbas etmeye çalıştıklarını belirten Eski bakanlardan Hasan Celal Güzel, "Yaraları olmasa niye gocunsunlar. Çiğ et yemişler, o yüzden karınları ağrıyor" dedi.

Türkiye'de daha önce Ergenekon'dan bahsedildiğini, ancak üzerine gidilemediğini hatırlatan Güzel, şimdi bu yapının üzerine kararlılıkla gidildiğini söyledi. Devlet kurumlarında ve toplumun genelinde bu örgüte karşı yürütülen mücadeleye ve açılan davaya destek olduğunun altını çizen Güzel, sol aydınların bu konuda sessiz kalmasının hatta karşı çıkmasının anlamlı olduğunu belirterek, "İşin ucunun kendilerine dokunacağını bildikleri için feveran ediyorlar. Ama korkunun ecele faydası yok" şeklinde konuştu.

"SOL KESİMİN KARNI AĞRIYOR, ÇÜNKÜ ÇİĞ ET YEMİŞLER"

Güzel, özellikle sol siyasetçi ve aydınların Ergenekon'a sahip çıkmasını eleştirdi. "Susurluk'un şampiyonluğunu sol geçinen aydınlar yapıyordu. Şimdi ise sus puslar" diyen Güzel, "Şimdi Susurluk'u da ihtiva eden esas yuva ortaya çıktı. O gün bunları söyleyenlerin hiç biri ortada yok. Jakoben, militarist, despot, kendilerini Kemalist diye nitelendirenler faşist solcular Eregenekon operasyonuna karşı çıkıyor" diye konuştu.

Güzel, bu kesimin Ergenekon'a karşı çıkmalarını ya da üzerine gidilmesini istememelerini iki sebebe bağladı. Buna göre, bir kısmın, gözaltına alınanları 'Atatürkçü' diye düşünürken, diğerlerinin de işin ucunun kendilerine dokunacağını bildikleri için feveran ettiğini söyledi. Eski Bakan Güzel, bu arada sol kesimin Susurluk ve Ergenekon konusunda ortaya koyduğu tavrın, Türkiye'de aydınların 'çifte standart' yüzünü bir kez daha tescil ettiğini vurgularken, "Mesela bugün YÖK ve Anayasa değişikliği konusunda aynı tavrı görüyoruz. Geçmişte bu kurumlara karşı olan solcu aydınlar, Kemal Gürüz, Erdoğan Teziç ve Kemal Alemdaroğlu gibi isimler söz konusu olunca bunları savunmaya geçtiler. Yine 82 Anayasası'na en çok sol kesim karşıydı fakat şimdi en çok onlar sahip çıkıyor" şeklinde konuştu. Güzel, sayıları az da olsa, gerçek solcuların Ergenekon'a tavır aldığının da unutulmaması gerektiğine dikkat çekti.



Vakit

[hahuer]

Akaydın ilginç ödüle ne diyecek?

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün önceki gün açıkladığı rektör atamalarında ismi olmayan rektöre ilginç bir ödül verildi... Akdeniz Üniversitesi eski Rektörü Mustafa Akaydın'a verilen ödül töreninde ilginç isimler de var...

Ergenekoncular da oradaydı



Gül'ün atamadığı Rektör Akaydın, 'Ergenekon'dan' ödül almış...

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından yeniden rektör atanmayan Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Akaydın'ın Ergenekonculardan 2005 yılında "Yılın Kuvvacısı" ödülü aldığı ortaya çıktı.

"Yılın Kuvvacısı" ödül töreni, Ergenekon terör örgütünün tutuklu sanığı "İnternetajans.com" adlı web sitesinin sahibi gazeteci Vedat Yenerer tarafından organize ediliyordu.

Yenerer'in yine aynı davanın tutuklu sanığı emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile ilişkisi dikkat çekiyordu. Akaydın, üç yıl önce düzenlenen Yılın Kuvvacısı Ödül Töreni'nde çekilen toplu fotoğrafta Ergenekon terör örgütü sanıkları Hüseyin Görüm ve Sevgi Erenol ile yanyana düştü.

Akaydın'ın Sirkeci Tren İstasyonu tören salonunda Ergenekoncu isimlerle samimiyeti dikkat çekmişti. Akaydın, yeniden rektör seçilmemesi ile ilgili "Türbanın faturasını ödüyorum." demişti.

[hahuer]

SİYASETDeniz Baykal, Gül'ü hedef gösterdi
Tatilini geçirdiği Antalya'dan talimat veren CHP Genel Başkanı Deniz Baykal "Rektör atamalarını unutturmayın, Gül'ün üzerine gidin" dedi..
Memleketi Antalya'da tatil yapan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, kurmaylarına "Rektör atamalarını unutturmayın, üzerine gidin" talimatı verdi. Baykal, "Başka tartışmaların rektör atamalarının önüne geçmesine, üstünü örtmesine izin vermeyin. Bu konuyu, sürekli gündemde tutun" dedi.
Baykal'ın talimatı üzerine dün TBMM'de bir basın toplantısı düzenleyen CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e yüklendi. Kılıçdaroğlu, "Rektör atamalarıyla türban olayının rövanşı alınmak isteniyor. Cumhurbaşkanı ne rektörlerin bilimsel dosyalarına, ne mesleki deneyimlerine bakmıştır. Bir 'öç psikolojisi' ile hareket edilmiştir" dedi.

'KOLTUĞUNU BIRAKSIN'

Yaşanan tartışmalardan sonra Cumhurbaşkanı Gül'ün koltuğunu bırakmasını da isteyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Anayasa Mahkemesi'nin son kararı, Cumhurbaşkanı ve YÖK Başkanı'nın konumlarını tartışmalı hale getirmiştir. Cumhuriyeti ve devrimlerini içlerine sindiremeyenler koltuklardan ayrılmak zorundadırlar. Eğer Yüksek Mahkeme, bir karar veriyor ve AKP'yi laikliğe karşı eylemlerin odağı konumuna getiriyorsa, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın iddianamesinde Cumhurbaşkanı da varsa, öncelikle Sayın Cumhurbaşkanı'nın ve üniversitelerde buna çanak tutan YÖK Başkanı'nın konumu artık tartışmalı hale gelmiştir."

SABAH

[hahuer]

Demokrat Parti Genel Başkanı Süleyman Soylu, Türkiye'nin mevcut anayasasının acilen sivil ve demokratik bir anayasayla değiştirilmesi gerektiğini söyledi.

Süleyman Soylu, Antalya Gazeteciler Cemiyeti'nde düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin, kendisini 21. yüzyıla hazırlayacak bir anayasa yapması gerektiğini bildirdi ve, ''Türkiye, bu siyasal sistemini ve bu anayasasını sivil ve demokratik bir anayasayla acilen değiştirmelidir'' dedi.

Anayasa Mahkemesi'nin, Anayasa'nın 10. ve 42. maddeleriyle ilgili aldığı kararın, MHP ve AK Parti'nin ''millet iradesini duvara toslatması'' anlamına geldiğini savunan Soylu, bu kararla Anayasa Mahkemesi'nin eeclis üzerinde vesayet hakkı kazandığını ileri sürdü.

Mevcut meclisin anayasa değişikliğinin önünü tamamen tıkadığı görüşünü ileri süren Soylu, makul bir süre içinde ulustan yeni bir güç alınmasının gerektiğini kaydetti.

Hükümetin ekonomi politikasını da eleştiren Soylu, ulusla imzalayacakları ''beyaz sözleşme'' ile gençlere, kadınlara, eğitime, bireysel hak ve özgürlüklere, din ve vicdan özgürlüklerine ve tam demokrasiye yönelik tüm açılımların ortaya konduğu reformist bir program yapacaklarını dile getirdi.

Bir gazetecinin, ''DP'nin, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde meclise girememesini ve 367 yeter sayısının bulunamamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?'' biçimindeki sorusu üzerine Soylu, ''Türkiye'de, hele 367 ile cumhurbaşkanlığı meselesinde CHP ile hareket ettiğimiz için, yüce Allah bizi bu dünyada da affetsin öteki dünyada da. Evet uzlaşma siyaseti, evet mutabakat siyaseti ama CHP, 1960 ihtilaliyle, 1961'de yaşananlarla ilgili Türkiye'nin önünde açıkça özür dilemezse, DP'nin CHP ile ilgili yolu hiçbir yerde kesişmeyecektir'' dedi.

Soylu, rektör atamalarına ilişkin soru üzerine de şunları kaydetti: 'Sayın Cumhurbaşkanı, görev süresi boyunca, cumhurbaşkanlığının gereklerini, Türkiye'yi krizden uzaklaştıracak, Türkiye'yi rahatlatacak ve Türkiye'de herkesin cumhurbaşkanı olabilecek fırsatları cömertçe harcamıştır. Rektörler konusundaki değerlendirmenin 3 aşamada yapıldığı ortadadır. Keşke AKP ile çok ilintili olan insanların atanmasında biraz daha itina gösterilseydi.''

AA

[hizliyolcua]

iste hersey ortada

[falcon_019]

a n sezer hiçbirşekilde CUmhurbaşkanlığı hak etmiyordu ki,
Yazıkki MHP nin koltuk çıkmasıyla oraya geldi acaba ,
Az da olsa pişman olmadımı acaba mhp bu karakter de birini oraya getirdiğine