Geri git   A-Z ye Herkonu > Genel Konular

Cevapla
 
Seçenekler Stil
 
 Savaşa Karşi Yapilacak Tek şey Var : Hayir ...
Alt 21.09.07, 00:38   #1
sudenur
Herkonu.com Fanatik
 
sudenur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Oct 2006
Mesajlar: 114
Tesekkür etmis: 58
Tesekkür almis 66 -> 35 Konu
Standart Savaşa Karşi Yapilacak Tek şey Var : Hayir ...

Sen. Makine başındaki adam ve atölyedeki. Sana yarın su boruları
ve Vanalar yerine çelik miğferler ve makineli tüfekler yapmanı
emrederlerse, yapılacak bir tek şey var:
HAYIR de!...
Sen. Tezgahı ardındaki kız ve bürodaki kız.
Sana yarın bomba doldurmanı ve keskin
nişancı tüfekler için hedef dürbünleri monte etmeni emrederlerse,
yapacağın bir tek şey var:
HAYIR de!...
Sen. Fabrika sahibi. Sana yarın pudra ve kakao yerine
barut satmanı emrederlerse,
yapacağın bir tek şey var:
HAYIR de!...
Sen. Laboratuardaki araştırmacı. Sana yarın eski yaşama
karşı yeni bir ölüm icat
etmeni emrederlerse, yapacağın bir tek şey var:
HAYIR de!...
Sen. Odasındaki ozan. Sana yarın aşk şarkıları yerine nefret
şarkıları, söylemeni emrederlerse,
yapacağın bir tek şey var:
HAYIR de!...
Sen. Hastası başındaki doktor. Sana yarın savaşa adam
yazmanı emrederlerse,
yapacağın bir tek şey var:
HAYIR de!...
Sen. Kürsüdeki din adamı. Sana yarın savaşa dair kutsal sözler
söylemeni emrederlerse,
yapacağın bir tek şey var:
HAYIR de!...
Sen. Vapurdaki kaptan. Sana yarın buğday yerine top ve tank
taşımanı emrederlerse,
yapacağın bir tek şey var:
HAYIR de!...
Sen. Havaalanındaki pilot.
Sana yarın kentler üzerine bomba ve fosfor
yağdırmanı emrederlerse,
yapacağın bir tek şey var:
HAYIR de!...

Sen. Dikiş masası başındaki terzi. Sana yarın üniformalar
dikmeni emrederlerse, yapacağın bir tek şey var:
HAYIR de!...

Sen. Cübbesi içindeki yargıç. Sana yarın savaş mahkemesine
Gitmeni emrederlerse, yapacağın bir tek şey var:
HAYIR de!...

Sen. İstasyondaki adam. Sana yarın cephane treni ve kıt'a nakli için
kalkış sinyali vermeni emrederlerse,
yapacağın bir tek şey var:
HAYIR de!...

Sen. Kentin varoşlarındaki adam.
Sana yarın gelir de siper kazmanı emrederlerse,
yapacağın bir tek şey var:
HAYIR de!...

Sen. Normandiya'daki ana ve Ukranya'daki, sen Frisko ve
Londra'daki ana.Sen Hoangho ve Missisippi' deki ve Hamburg ve
Kore ve Oslo'daki ana. , bütün toprak parçaları üzerindeki analar,
dünyadaki analar, sizden yarın yeni kırgınlar için
hemşireler ve çocuklar doğurmanızı isterlerse,
dünyadaki analar, yapacağınız bir tek şey var:
HAYIR deyin!... Analar, HAYIR deyin!...

Çünkü eğer hayır demezseniz, eğer hayır demezseniz analar,
sonra, sonra:

Gürültülü vapur dumanlarıyla yüklü liman kentlerinde
büyük gemiler inildiye inildiye sessizleşecek, dev mamut
kadavraları gibi su üstünde ölgün ve hantal, su yosunu,
deniz bitkileri ve midye kabuklarıyla kaplı, önceleri
öyle ipildeyip çınlayan gövdesi mezarlık ve çürümüş balık kokusuyla
yüklü, yıpranmış, hasta ve ölü gövdesi
rıhtım duvarlarına karşı, ölü ve yalnız rıhtım duvarlarına karşı
yalpalanacak.

Tramvaylar beyinsiz, ışıltısız, cam gözlü kafesler gibi yamru yumru
olacak. Çürümüş hangarların arkasında, büyük
çukurlar açılmış yitik caddelerde raylar öylece duracak.

Çamur grisi, pelteleşmiş, kurşuni bir sessizlik dönenecek ortalığı,
her şeyi unutarak, büyüyecek okullarda ve üniversitelerde
ve tiyatro salonlarında büyüyecek, stadyumlarda ve çocuk
parklarında,
korkunç ve hırslı kesintisiz bir sessizlik büyüyecek.

Güneşli taze bağlar yıkık yamaçlarda çürüyecek,
kuraklaşan toprakta kuruyacak, pirinç ve patates ekilmeyen
tarlalarda donacak ve sığırlar katılaşmış bacaklarını devrilmi
iskemleler gibi dikecek gökyüzüne
Enstitülerde büyük doktorların dahi buluşları asitlenecek, çürüyüp,
mantarsı küfle kaplanacak.

Mutfaklarda, hücre odalarda ve kilerlerde,
soğuk hava depolarında ve ambarlarda son torba un,
son kase çilek, kabak ve diğerleri bozulup gidecek,
ekmek ters çevrilmiş masaların altında,
parça parça olmuş tabakların üstünde yemyeşil kesilecek,
ortalığa yayılan yağ arap sabunu gibi kokacak,
tarlalarda buğday paslanmış karasabanların yanına düşüp kalacak,
yok edilmiş bir ordu gibi ve tüten tuğla bacalar,
demirci ocakları ve yıkık fabrika
bacaları sonsuz çimle kaplanarak ufalanacak, ufalanacak,
ufalanacak.

Sonra son insan dökülüp parçalanmış barsaklarıyla ve kirlenmiş
ciğerleriyle zehir gibi kızaran güneşin altında yalnız ve yanıtsız
ve yalpalayan yıldızların altında bir yanılgı gibi ordan oraya dolaşacak,
o kocaman beton yığınları, tenha kentlerin soğuk putları
ve gözden kaçması olanaksız toplu mezarlar arasında yalnız, son insan,
kupkuru, delirmiş, allaha küfrederek, yakınarak o korkunç

soruyu soracak : NEDEN? Bu ses bozkır derinliğinde yiterek duyulmaz
bir hale gelecek, yıkıntılar üzerinde esecek, çatlaklar
arasından akacak, bu ses, ibadethane enkazları içinde ve sığınaklara
çarparak şaklayacak, kan birikintileri üzerine düşecek,

duyulmayacak, yanıtlanmayacak, son insan-******ın son ******ca
bağırışı.

Tüm bunlar olacak, yarın, yarın belki, belki hemen bu gece,
belki bu gece,

eğer-eğer-eğer siz.
HAYIR demezseniz!...
__________________
Türküler söyledim sana duyuyormusun ?
Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 19:56 .

Powered by Herkonu team