Geri git   A-Z ye Herkonu > Genel Konular

Cevapla
 
Seçenekler Stil
 
 
Alt 16.09.07, 14:38   #1
Hasani
Uzman
 
Hasani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2004
Mesajlar: 4.727
Tesekkür etmis: 32
Tesekkür almis 155 -> 113 Konu
Standart

Hz.Ömer Adaleti!...

Hz. Ömer arkadaşlariyla sohbet ederken,
huzura üç genç girerler.
Derler ki :
-"Ey halife, bu aramizdaki arkadaş bizim
babamizi öldürdü. Ne gerekiyorsa lütfen yerine
getirin." Bu söz üzerine Hz.Ömer suçlanan gence
dönerek :
- Söyledikleri doğru mu diye sorar , Suçlanan
genç der ki :
-Evet doğru.
Bu söz üzerine Hz Ömer;
-Anlat bakalim nasil oldu diye sorar:
Bunun üzerine genç anlatmaya başlar, der ki :
-"Ben bulundugum kasabada hali vakti yerinde
olan bir insanim ailemle beraber gezmeye
çiktik, kader bizi arkadaslarin bulundugu yere
getirdi.
Afedersiniz ******larimin arasinda bir
güzel atim var ki dönen bir defa daha bakiyor,
******a ne yaptiysam bu arkadaslarin bahçesinden
meyva koparmasina engel olamadim, arkadaslarin
babasi içerden hisimla çikti ,atima bir taş,
atti atim oracikta öldü. Nefsime bu durum agir
geldi, ben de bir tas attim, babasi öldü.
Kaçmak istedim fakat arkadaslar beni yakaladi,
durum bundan ibaret" dedi.
Bu söz üzerine Hz Ömer:
-"Söyleyecek bir sey yok, bu suçun cezasi
idam.Madem suçunu da kabul ettin" dedi.
Bu sözden sonra delikanli söz alarak
-"Efendim bir özrüm var" diyerek konusmaya
basladi
- "Ben memleketinde zengin bir insanim, babam
rahmetli olmadan bana epey bir altin birakti.
Gelirken kardesim küçük oldugu için saklamak
zorunda kaldim. Simdi siz bu cezayi infaz
ederseniz yetimin hakkini zayi ettiginiz için
Allah(cc) indinde sorumlu olursunuz, bana üç gün
izin verirseniz ben emaneti kardesime teslim
eder gelirim, bu üç gün içinde yerime birini
bulurum" der.
Hz. Ömer dayanamaz der ki :
-"Bu topluluga yabanci birisin, senin yerine
kim kalir ki?!"
Sözün burasinda genç adam ortama bir göz atar,
der ki:
- "Bu zat benim yerime kalir." O zat Hz.
Peygamber Efendimizin (sav) en iyi
arkadaşarindan daha yaşarken cennetle
müjdelenen Amr Ibni As' dan başkasi değildir.
Hz.Ömer Amr'a dönerek,
- "Ey Amr, delikanliyi duydun" der.
O yüce sahabi
-"Evet, ben kefilim" der ve genç adam serbest
birakilir.
Üçüncü günün sonunda vakit dolmak üzere ama
gençten bir haber yoktur. Medine'nin ileri
gelenleri Hz. Ömer'e çikarak genc'in
gelmeyecegi, dolayisiyla Amr Ibni As'a
verilecek idam yerine maktülün diyetini vermeyi
teklif ederler, fakat gençler razi olmaz ve
"babamizin kani yerde kalsin istemiyoruz"
derler.
Hz. Ömer kendinden beklenen cevabi verir der ki:
"Bu kefil babam olsa farketmez cezayi infaz
ederim."
Hz Amr Ibni As ise tam bir teslimiyet
içerisinde der ki :
-"Biz de sözümün arkasindayiz. "
Bu arada kalabalikta bir dalgalanma olur ve
insanlarin arasindan genç görünür. Hz. Ömer
gence dönerek derki evladim gelmeme gibi önemli
bir nedenin vardi neden geldin?" Genç vakurla
basini kaldirir ve (günümüz insani için pek de
önemli olmayan)
"AHDE VEFASIZLIK ETTI" demeyesiniz diye geldim
der.
Hz.Ömer basini bu defa çevirir ve Amr Ibni As'a
der ki :
-"Ey Amr, sen bu delikanliyi tanimiyorsun nasil
oldu onun yerine kefil oldun".
Amr Ibni As Allah kendisinden ebediyyen razi
olsun, vakurla kanimizi donduracak bir cevap
verir,
-"Bu kadar insanin içerisinden beni seçti.
"INSANLIK ÖLDÜ "dedirtmemek için kabul ettim"
der.
Sira gençlere gelir, derler ki :
-"Biz bu davadan vazgeçiyoruz. "
Bu sözün üzerine Hz Ömer :
-"Ne oldu, biraz evvel "babamizin kani yerde
kalmasin" diyordunuz ne oldu da vaz
geçiyorsunuz? " der.
Gençlerin cevabi da dehsetlidir :
-"MERHAMETLI INSAN KALMADI" DEMEYESINIZ DIYE
__________________
Güveni geliştirmek yıllar alıyor.Yıkmak bir dakika..

Konu Hasani tarafından (16.09.07 Saat 14:41 ) değiştirilmiştir..
Offline   Alıntı ile Cevapla
Tesekkür edenler:
kizilay (16.09.07)
 Hz. Ömer
Alt 16.09.07, 14:42   #2
Hasani
Uzman
 
Hasani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2004
Mesajlar: 4.727
Tesekkür etmis: 32
Tesekkür almis 155 -> 113 Konu
Standart Hz. Ömer

Hz. Ömer

Adaleti, cesareti ve devlet yönetimindeki üstün başarısıyla meşhur olan Hz. Ömer (r.a), tüm insanlığa İslam'ın kazandırdığı örnek ve eşsiz büyüklerden biridir. Hz. Ömer'in nesebi, Peygamberimiz'in nesebi ile sekizinci cedde birleşir. Babası Hattab, annesi ise Ebu Cehil'in (Amr b. Hişam) kızkardeşi Hanteme binti Hişam'dır. En meşhur rivayete göre hicretten kırk sene evvel doğmuştur. Buna göre, Peygamberimiz'den 12 veya 13 yaş küçük olduğu anlaşılmaktadır.
Hz. Ömer'e çocukluğu zamanında babası tarafından deve çobanlığı yaptırılmakta idi. Bu meslek Araplar arasında hakir görülmezdi. Hz. Ömer bütün gün develerin arkasında dolaşır, yorulduğu zaman biraz istirahat etmek isterse, babası tarafından dövülürdü. Hz. Ömer (r.a) halife olduktan sonra bir gün çobanlık yaptığı havaliden geçmiş, orada gözleri yaşararak şunları söylemiştir; "Ya Rabb, ne büyüksün! Hayatımda öyle bir zaman geçti ki, buralarda deve güder, bîtab kalarak biraz dinlenmek istediğim zaman babam beni döğerdi. Bugün ise en yüksek makamı deruhte etmiş bulunuyorum. Ve Allah'tan gayrisine baş eğmiyorum".
Delikanlılık çağında Arap eşrafının meşgul oldukları yüksek işlerle vakit geçirmiştir. Ensab ilmini öğrendi. Arap dili ve edebiyatı ile uğraştı. Bu sebeple kuvvetli bir hatip sayılırdı. Ata binmek, silah kullanmak, güreşmek onun en başta gelen zevlerindendi. islam'dan önce okuma-yazma bilen nadir kimselerden biri idi. Ticaretle de uğraşırdı. Bu sebeple Şam ve Irak'a seferleri olduğu, bu esnada Arap ve Acem hükümdarları ile görüştüğü biliniyor.
Hz. Ömer, yirmiyedi yaşında, kızkardeşi Fatma binti Hattab ile eniştesi Sadi bin Zeyd'in gayretleriyle müşlüman olmuştur. Müslüman olmasında işittiği Kur'an ayetlerinin tesirini bütün tarihçiler kaydekmektedir. Müslüman olduğu gün İslam'la şereflenen erkeklerin sayısının kırkı bulduğu rivayet edilmiştir. Hz. Ömer'in müslümanlığı kabul etmesi, İslamiyet tarihinde yeni bir devir açtı. O'nun alenen müslümanlığı kabulü ile müslümanlar ilk defa Kabe'de cemaatle namaz kıldılar. Hz. Ömer'e, hak ile batılı birbirinden ayırd edici anlamına gelen el-Faruk lakabını bizzat Peygamberimiz vermiştir.
Medine ye hicrete müsade edildikten sonra Ashab'dan bazıları Medine'ye gittiler.
Diğerleri gizlice hicret ederken, Hz. Ömer aleni olarak hicret eyledi. "Anasını ağlatmak, evladını yetim ve karısını dul bırakmak istiyen kimse, şu vadinin öte tarafında bana kavuşsun"! dedi. Mekke'nin ileri gelenleri bu meydan okuyuşu duydukları halde arkasına düşen olmadı.
Peygamber Efendimiz'in irtihaline kadar, O'nunla birlikte bütün gazvelerine, muahedelerine, idari tedbirlerine, İslam için vukubulan bütün teşebbüslerine iştirak etmiştir.
Bedir'de ilk şehit düşen, Hz Ömer'in kölesi Mihca'dır. Bu gazvede, Hz. Ömer, dayısı olan As bin Hişam'ı bizzat katletmiştir.
Uhud, Hendek, Hudeybiye, Mekke'nin Fethi, Tebük Gazvesi'ndeki rolünü anlatmak yerine, Hz. Ebu Bekir'in hilafeti zamanındaki hizmetlerinden kısaca bahsedip kendi halifeliği dönemi hakkında da birkaç hususa temas edelim. Hz. Ebu Bekir'in halife seçilmesinde en etkin rolü oynamış, irtidat olaylarının tenkilinde, Kur'an'ın toplanmasın da kıymetli hizmetleri olmuştur. Hz. Ebu Bekir'in tavsiyesi üzerine Ashab, Hz. Ömer'i halife seçti.
Ön yıllık hilafeti döneminde büyük işler başardı. İran, Irak, Suriye ve Mısır'ın fethi gerçekleşti. Binlerce insan İslam'a girdi. En çok adalete dikkat etti. "Hz. Ömer'in adaleti" tabiri sadece müslümanlar tarafından değil, tüm insanlığın ortak örnek ve övüncü olmuştur. Devlet idaresini sağlam esaslar üzerine oturtmuş ve birçok yeni müesseseler kurmuştur. Görevlendirdiği memurları çok dikkatli seçmiş, akrabasından hiçkimseye devlet hizmetinde görev vermemiştir. Ashab'a ve ihtiyaç sahihlerine derecelerine göre yıllık tahsisat vermiştir.
Hz. Ömer, uzun boylu, buğday tenli, geniş alınlı, saçları dökük ve bıyıkları uzun idi. Yetiştirdiği çocuklarının hepsi, tarihte iz bırakacak kadar önemli roller oynamıştır. Kızı H. Hafsa (r.anha). Sevgili Peygamberimiz'in (s.a.v) pak zerrelerinden biri idi. Kur'an, hadis, fıkıh ilimlerine çok hizmeti geçmiştir. Zahidane bir hayat yaşamıştır.
Evinin yevmiye masrafı on dirhemi geçmezdi. Hz, Ömer, kendi icadı olan Hicri Takvim'le, 23 yılında Zerdüşt bir köle olan Ebu Lülü Firuz tarafından suikastle şehit edildi.
Hz.Aişe***8217;nin muvakatiyle Hz. Peygamber'in ve Ebu Bekir'in yanına defnedildi.
__________________
Güveni geliştirmek yıllar alıyor.Yıkmak bir dakika..
Offline   Alıntı ile Cevapla
Tesekkür edenler:
kizilay (16.09.07)
 Hz. Ömerin Halife Tayın Edilmesi
Alt 16.09.07, 14:47   #3
Hasani
Uzman
 
Hasani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2004
Mesajlar: 4.727
Tesekkür etmis: 32
Tesekkür almis 155 -> 113 Konu
Standart Hz. Ömerin Halife Tayın Edilmesi

Hz. Ömerin Halife Tayın Edilmesi

Hz. Ömer (r.a.)'in hilafete gelmesinde, Islam cemiyetinde yeni bir tayin veya seçim tarzi görüyoruz. Hz. Ebu Bekir (r.a.)'in halifeligi olayinda, ortada birkaç aday vardi ve sonunda Hz. Ebu Bekir (r.a.) seçildi. Bu bir nevi seçim idi. Hz. Ömer (r.a.) için ise tayin mevzubahistir. Kesin olarak tayin edilmistir ve iktidara nasil geldiginin detaylarim biraz sonra belirtecegiz.

Ilk müslümanlarin ne kadar büyük insanlar olduklarina dair bir hadis-i serif vardir. Hasta olarak yatan ve ölecegini bilen Hz. Ebu Bekir (r.a.), katibini çagirir, bu katip de Hz. Osman (r.a.)'dir. Hz.Ebu Bekir (r.a.), Hz. Osman (r.a.)'a «Benim söyleyeceklerimi yaz» diyor ve baslamak için besmele, Hz. Peygamber (s.a.v.)'e salavatlar yazdirmaya basliyor. Devam ediyor: «Allah'in kulu olan Ebu Bekir bu dünyadaki son dakikada ve diger dünyaya intikal edecegi ilk dakikada sizden, asagidaki hususlari istiyor». Bu dünyadaki son dakika ile diger dünyaya intikal olan ilk dakika, öyle bir andir ki kafirler bile inanir, en kötü insan bile tevbe eder.» Hz. Ebu Bekir (r.a.), bu ifadelerle bu anda yalan söyleyemeyecegini ifade etmek istiyor. Ondan sonra yazdirmaya devamla, «Ben sizin su sahsa biat etmenizi istiyorum...» diyor ve sahsin ismini söyleyemeden bayiliyor. Hz. Ebu Bekir (r.a.) bayildigi için, Hz. Osman (r. a.) cümleyi tamamlayamiyor. Sonra Hz. Osman (r.a.) cümleyi kendiliginden tamamliyor ve bos birakilan yere «Ömer» adini yaziyor. Birkaç dakika sonra Hz. Ebu Bekir (r.a.) ayiliyor. Muhtemelen Hz; Osman (r.a.), Hz. Ebu Bekir (r.a.)'in vefat ettigini sanmisti. Hz. Osman devlet sekreteri oldugu için halifenin vasiyetnamesini tamamlamis ve onu mühürleyip, halka göstermeyi amaçlamisti. Ve burada Hz. Osman (r.a.)'in karakterinin büyüklügünü görüyoruz. Çünkü o kendi adim yazabilirdi. Fakat Hz. Osman (r.a.), baskasinin adim yani Hz. Ömer (r.a.)'in adini yazmistir.

Hz. Ebu Bekir (r.a.), uyaninca Hz. Osman (r.a.)'a ne yazdigim sorar. Hz. Osman (r.a.) cümleyi okur:


«Ben ölürsem, Hz. Ömer (r.a.)'e biat edin.» Hz. Ebu . Bekir bundan çok mütehassis olur ve Hz. Osman (r.a.)'a, «Sen halifenin bütün sartlarim haizsin, kendi adini yazabilirdin, fakat Ömer'in adim yazdin, Allah senden razi olsun» der. Sonra Hz. Ebu Bekir (r.a.) vasiyetnameyi tamamlar ve Hz. Osman (r.a.)'a bunu hilafet mührü ile mühürlemesini söyler, vasiyetname, mühürlenir ve kapatilir.

Bundan sonra emniyet müdürünü çagirirlar. Emniyet müdürü geldiginde, Hz. Ebu Bekir (r.a.) ona söyle der: «Bu zarfi al, disari çik ve müslümanlari çagirarak onlara de ki, bu kapali zarfla, Ebu Bekir'in vasiyetnamesi ve O'nun yerine geçecek olan halifenin adi yazilidir. Bu adi yazili olan halifeye biat edin» Filhakika, bu kagitta kimin adinin yazili oldugunu emniyet müdürü dahi bilmiyordu. Bunu sadece Halifenin sekreteri olan Hz.Osman (r.a.) biliyordu. Ve bu böyle oldu. Yani emniyet müdürü, Halifenin vasiyetim söyleyince, bütün müslümanlar, seçilen fakat ismi bilinmeyen Halifeye biat ettiler. Çünkü onu Hz. Ebu Bekir (r.a.) seçmisti. Ve o müslümanlar dediler ki: «Madem ki bunu Hz. Ebu Bekir (r.a.) seçti, o kim olursa olsun, o bizim halifemiz olacaktir».

Kaynak: Prof.Dr.Muhammed Hamidullah, Islam Müesseleri, Türkçesi: Prof.Dr.Ihsan Süreyya SIRMA
__________________
Güveni geliştirmek yıllar alıyor.Yıkmak bir dakika..
Offline   Alıntı ile Cevapla
 Hz. Ömer Güzel Sözler
Alt 16.09.07, 14:51   #4
Hasani
Uzman
 
Hasani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2004
Mesajlar: 4.727
Tesekkür etmis: 32
Tesekkür almis 155 -> 113 Konu
Standart Hz. Ömer Güzel Sözler

Hz. Ömer Güzel Sözler
Sırrını saklarsan ona hakim olursun. Saklamazsan, o sana hakim olur.
İnsanların en akıllıları, insanların hareketlerini takdir edenlerdir.
Ahmakla dostluktan çekin, zira iyilik edeyim derken çok defa kötülük eder.
İnsan için iş çoktur, fakat tutacağı işten ak yüzle çıkmayı düşünmelidir.
Bugünkü işini yarına bırakma.
Başkasını ıslah etmeye kalkışmadan önce kendini ıslah etmeye bak.
Kötülüğü bilmeyen adam, onun tuzağına kolay düşer.
Kalbinizin sevmediği kimselerden sakınınız.
Bir insanın şöhretine ve görünüşüne aldanma: namaz ve niyazına bakma: Aklına ve doğruluğuna bak.
Olmamış şeyleri soracağına, olmuşlardan ibret almaya çalış.
Amirin en kötüsü, halkı kötü yola sevkedendir.
Halka karşı insaflı davranan, işinde muvaffakiyete erişir.
Başkasında görüp hoşlanmadığın ayıbın kendinde olduğunu görmemekten büyük ayıp olamaz.
Kibir ve gururlulukla haddini aşanı, Cenab-ı Hakk yerden yere çarpar.
Günahlarını azalt. Ölümün şiddeti sana kolay gelir
Allah'ı anın, O'nu anmak şifadır.
__________________
Güveni geliştirmek yıllar alıyor.Yıkmak bir dakika..
Offline   Alıntı ile Cevapla
 Hz. Ömer'in Müslüman Olması
Alt 16.09.07, 14:55   #5
Hasani
Uzman
 
Hasani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2004
Mesajlar: 4.727
Tesekkür etmis: 32
Tesekkür almis 155 -> 113 Konu
Standart Hz. Ömer'in Müslüman Olması

Hz. Ömer'in Müslüman Olması

Hz. Hamza'nın İslâm'ı kabûlü, Müslümanları sevindirmiş fakat müşrikleri telaşlandırmıştı. Kureyş ileri gelenleri "Dârü'n-Nedve" de toplandılar. "Bunlar gittikce çoğalıp kuvvetleniyorlar, çabuk çâresine bakmazsak, ileride önünü alamayacağımız tehlikeler doğar... Buna kesin çâre bulmalayız" dediler. Çeşitli teklifler ortaya atıldı.
Ebû Cehil:
"-Muhammed (s.a.s.)'i öldürmekten başka çıkar yol yok. Bu işi yapana şu kadar deve ve altın verelim," deyince Ömer ayağa kalktı:
"-Bu işi ancak Hattâb oğlu yapar"? dedi. Ömer alkışlar arasında yola çıktı. Silahlarını kuşanıp giderken yolda Abdullah oğlu Nuaym'e rastladı. Nuaym:
"-Nereye böyle ya Ömer"? diye sordu. Ömer:
"-Araplar arasına ayrılık sokan Muhammed'in vücûdunu ortadan kaldırmağa"... diye cevâp verdi.
"-Ya Ömer, sen çok zor bir işe kalkışmışsın. Müslümanlar Muhammed (s.a.s.)'in etrafında pervane gibi dönüyor, seni O'na yaklaştırmazlar. Yapabildiğini kabûl etsek, Hâşimoğulları seni yaşatmazlar"... dedi. Ömer bu sözlere kızdı.
"-Yoksa sen de mi onlardansın"? diye çıkıştı. Nuaym:
"-Sen benden önce kendi yakınlarına bak. Enişten Saîd ile kız kardeşin Fâtıma Müslüman oldular," dedi.
Ömer buna hiç ihtimâl vermedi. Fakat içine düşen şüpheyi gidermek için, yolunu değiştirip doğru eniştesi Saîd b. Zeyd'in evine vardı. Bu esnâda içeride Kur'ân-ı Kerîm okunuyordu. Ömer, kapı önünde okunanları işitti.
Kapıyı kırarcasına vurdu.

İçerdekiler Ömer'i görünce telaşlandılar. Ömer'in İslâm'a olan düşmanlığını biliyorlardı. Hemen Kur'ân sahifesini sakladılar ve kapıyı açtılar. Ömer:
-"Nedir o okuduğunuz şey"? diye bağırdı. Eniştesi:
-"Bir şey yok", diye cevap verdi. Ömer:
-"İşittiklerim doğruymuş" diyerek, hiddetle eniştesinin üzerine atıldı. Araya giren kız kardeşinin, bir tokatla yüzünü kan içinde bıraktı. Canı yanan kızkardeşi Fâtıma:
-"Ya Ömer, Allah'tan kork. Ben ve eşim Müslüman olduk, bundan gurur duyuyoruz ve senden korkmuyoruz. Öldürsen de dinimizden dönmeyiz"... dedi ve şehâdet getirdi. Yüzü kan içindeki kız kardeşinin bu hâli ve sözleri Ömer'i sarstı, kalbinde bir yumuşama başladı, âdeta yaptıklarına pişmandı. Olduğu yere oturdu:
-"Hele şu okuduğunuz şeyi getirin, göreyim", dedi. Kız kardeşi Kur'ân-ı Kerîm sahifesini O'na verdi. Bu sahife "Tâ Hâ" veya "Hadîd" Sûresinin ilk âyetleriydi. Ömer büyük bir ilgi ile sahifeyi okumaya başladı.
"Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi Allah'ı tesbîh ederler. Yegâne galip ve hikmet sahibi olan O'dur. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur, hem diriltir, hem öldürür. O her şeye hakkıyla kâdirdir. O her şeyden öncedir. Kendisinden sonra hiç bir şeyin kalmayacağı Son'dur, varlığı aşikârdır, gerçek mâhiyeti insan için gizlidir, O her şeyi bilir"... (el- Hadîd Sûresi, 1-3)

Ömer bu âyetleri okuduktan sonra derin bir düşünceye daldı. Allah Kelâmı'nın yüksek mânâ ve fesâhati onun kalbine işlemişti. "Göklerde ve yerde olan şeyler hepsi Allah'ın, bizim putlarımızın bir şeyi yok...," diye düşündü. "Beni Rasûlullah (s.a.s.)'in yanına götürün" dedi O esnada Hz. Peygamber (s.a.s.) Safâ semtinde Erkâm'ın evindeydi.

Ömer'in silahlı olarak geldiğini gören Müslümanlar telaşlandılar. Yalnızca, Hz. Hamza:

-İyilik için gelirse ne âlâ, aksi halde geleceği varsa, göreceği de var, telâşa gerek yok... dedi. Sağından ve solundan iki kişi tutarak Rasûlullah (s.a.s.)'in huzuruna götürdüler. Ömer, Hz. Peygamber (s.a.s.)'in önünde diz çökerek şehâdet getirdi. Orada bulunanlar sevinçlerinden hep birden tekbir getirdiler. Safâ tepesinde yükselen "Allâhü Ekber" sadâsı ile Mekke ufuklarını çınlattılar.(89)

Ömer:
-"Kaç kişiyiz"? diye sordu.
-"Seninle 40 olduk," dediler. Ömer:
-"O halde ne duruyoruz"? Hemen çıkalım, Harem-i Şerîf'e gidelim, dedi. Bütün Müslümanlar toplu halde Kâbe'ye gittiler.

Kureyş, Dâru'n-Nedve'de sonucu merak içinde beklemekteydi. Müslümanların toplu halde Harem-i Şerîf'e ilerlediğini görünce:
-"İşte Ömer, hepsini önüne katmış getiriyor... " dediler.

Ömer Kureyşlileri görünce:
-"Beni bilen bilsin, bilmeyen öğrensin, Ben Hattab oğlu Ömer'im. İşte Müslüman oldum..." dedi ve şehâdet getirdi. Kureyşliler şaşkına döndüler. Her biri bir tarafa savuştu.

Müslümanlar ilk defa Harem-i Şerîfte saf olup topluca namaz kıldılar.(90)

Hamza ve Ömer'in Müslüman olmalarıyla, İslâm'ın yayılması hız kazandı. Daha önce 6 yılda sayıları ancak 40 kişiye ulaşabilmişken bir yıl sonra Müslümanların sayısı 300'ü geçmiş, bunlardan 90 kişi Habeşistan'a hicret etmişti.
__________________
Güveni geliştirmek yıllar alıyor.Yıkmak bir dakika..
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 16.09.07, 16:03   #6
Hasani
Uzman
 
Hasani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2004
Mesajlar: 4.727
Tesekkür etmis: 32
Tesekkür almis 155 -> 113 Konu
Standart

Allahım, açlıktan sana sığınırım.
Çünkü o, en kötü yatak arkadaşıdır.
Hadis-i Şerif
Herşeyin bir zekatı vardır, bedenin zekatı da açlıktır.
Hadis-i Şerif

Adaleti çiğneyen devlet adamlarını cezalandırmayan milletler çökmek zorundadır.
Hadis-i Şerif

Bir saat adaletle hükmetmek, bir sene ibadet etmekten daha hayırlıdır.
Hadis-i Şerif
Adalet güzeldir. Fakat devlet büyüklerinde olsa daha güzeldir.
Hadis-i Şerif

Adalet mülkün temelidir.
Hz.Ömer r.a.
__________________
Güveni geliştirmek yıllar alıyor.Yıkmak bir dakika..
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 16.09.07, 16:05   #7
Hasani
Uzman
 
Hasani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2004
Mesajlar: 4.727
Tesekkür etmis: 32
Tesekkür almis 155 -> 113 Konu
Standart

Allah için sevişen iki kardeş buluştukları zaman, biri diğerini yıkayan iki el gibidir. Ne zaman iki mümin bir araya gelirse, Allah Teala, birini diğerinden faydalandırır.
Hadis-i Şerif

Din kardeşinin ayıbını örten kimsenin, Allah Teala dünya ve ahirette kusurunu örter.
Hadis-i Şerif

Kardeşinle mücadele etme, onunla alay etme, ona verdiğinden sözden dönme
Hadis-i Şerif

Müslüman müslümanın kardeşidir, onu terk ve ihmal etmez.
Hadis-i Şerif
__________________
Güveni geliştirmek yıllar alıyor.Yıkmak bir dakika..
Offline   Alıntı ile Cevapla
Tesekkür edenler:
Mc_Neal (17.09.07)
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 15:01 .

Powered by Herkonu team