Geri git   A-Z ye Herkonu > Genel Konular

Cevapla
 
Seçenekler Stil
 
 
Alt 16.03.08, 17:41   #1
Hasani
Uzman
 
Hasani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2004
Mesajlar: 4.727
Tesekkür etmis: 32
Tesekkür almis 155 -> 113 Konu
Standart

Bahçeli davaya tepki koydu

MHP lideri Devlet Bahçeli, açılan davayı yerinde bulmadı. Bunun nedeni de zamanlama ve siyasi sonuçları...

MHP lideri Devlet Bahçeli, AK Parti hakkındaki kapatma davasıyla ilgili, ''Sürecin siyasi sonuçlarının yapacağı tahribat, bunun hukuki sonuçlarından çok daha önemli ve öncelikli bir konu olarak görülmelidir'' dedi.

Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, hukuki sürecin başladığını, herkesin bu sürecin sonuçlarını beklemek ve Anayasa Mahkemesi'ni etkileyecek davranışlardan özenle kaçınması gerektiğini kaydetti.

"Bu son gelişmeyi ve sonuçlarını değerlendirirken bazı hususları herkesin çok iyi düşünmesi gerektiğini" ifade eden Bahçeli, "65 aydır iktidarda olan bir siyasi partinin kapatılması için dava açılması, hukuki yönleri bir tarafa bırakılsa da çok vahim siyasi sonuçları olacak bir durumdur" görüşünü dile getirdi.

Bahçeli, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"Anayasa Mahkemesi'ndeki dava sürecinin ne kadar zaman alacağını bugünden kestirmek mümkün değildir. Dava sürecinde iktidar olarak siyasi yetkililerini kullanmayı sürdürecek olan AKP'nin TBMM'nin ve hükümet düzeyindeki tasarruflarının tümü tartışmalı ve şaibeli hale gelecektir.

KRİTİK BİR SÜREÇ
Çok ciddi iç ve dış güvenlik sorunları ile karşı karşıya olan Türkiye kritik bir dönemden geçmektedir. Bu sancılı süreçte; terörle mücadele, etnik bölücülük, uluslararası çalkantılar ve krize dönüşme işaretleri veren ekonomik ve sosyal sorunlar hayati önem taşımaktadır."

Bahçeli, "Açıkça belirtmek isterim ki; böyle bir ortamda Yargıtay Başsavcısı'nın bu süreci başlatırken bunun siyasi sonuçlarını ve yapacağı tahribatın niteliği ve boyutlarını çok daha dikkatli olarak değerlendirmiş olması gerekirdi" dedi.

"Siyasi kaostan kaçınılmalı"

Yasama, yürütme ve yargının görev ve sorumluluklarının Anayasa'da açıkça belirtildiğini, her kurumun bu çerçevede görev ve sorumluluklarının gereğini yerine getirmek durumunda olduklarını ifade eden Bahçeli, "Ancak Anayasal düzeni ve dayandığı ilkeleri korurken, Türkiye'yi bir siyasi kaosun içine sürüklemekten ve çok ağır siyasi sorunlar yaratmaktan kaçınmak da herkes için bir yükümlülük olarak görülmelidir" dedi.

KAPATMA İLE SORUN ÇÖZÜLMEZ
Anayasanın dayandığı temel ilkelerin, siyasi partilerin kapatılması yoluyla korunamayacağının Türk demokrasisinin bu alandaki talihsiz tecrübesiyle sabit olduğunun altını çizen Bahçeli, bu yöndeki zorlamaların Türk siyasi hayatında fiiliyatta doğurduğu sonuçların bütün açıklığıyla ortada olduğunu kaydetti.

AK PARTİYİ ANCAK MİLLET TASFİYE EDER
"AKP'nin siyasi tasfiyesini ancak Türk milleti yapabilecektir. Bunun yeri, yolu ve yöntemi de milli iradenin tecelli edeceği seçim sandığıdır" diyen Bahçeli, "AKP'nin kapatılması için hukuki sürecin başlatılmış olması karşısında, Türkiye'nin çok ağır bir siyasi kaosa sürüklenmesinin önüne geçilmesi için şu hususları siyasi partilerin değerlendirmesine sunmak isteriz. Anayasa'nın 68. ve 69. maddelerinin gözden geçirilerek, siyasi partilerin 68. maddenin 4. fıkrasına aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılması yerine, bu fiilleri işleyen parti üyeleri, yöneticileri ve milletvekillerinin bireysel olarak sorumlu tutulmasını ve bunlar hakkında cezai soruşturma ve yaptırım uygulanmasını öngören yeni bir düzenleme yapılması üzerinde durulabilecektir. Terörle organik bağı ve eylem birliği olan ve terörü bölücü amaçlar için bir vasıta olarak gören siyasi partilerin durumu ayrı bir değerlendirme konusu olabilecektir. Milliyetçi Hareket Partisi bu hususların kamuoyunda tartışmaya açılmasının yararlı olacağını düşünmektedir" dedi
.
__________________
Güveni geliştirmek yıllar alıyor.Yıkmak bir dakika..
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 23.03.08, 22:07   #2
seydim
O Artik Bizden
 
Üyelik tarihi: Dec 2007
Yaş: 43
Mesajlar: 36
Tesekkür etmis: 3
Tesekkür almis 0 -> 0 Konu
Standart

benim anlamadigim herseyi millete havale ediyorlar. o zaman o hakimlere savcilara mahkemelere ne gerek var herkes kendi cezasini kendisi kessin.sen her seyi söyle sonrada sen nasil böyle bir karar nasil alirsin diye isyan et varmi böyle bir olay
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 31.03.08, 16:12   #3
leonking90
Herseyden Haberi Var
 
leonking90 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Nov 2005
Mesajlar: 927
Tesekkür etmis: 306
Tesekkür almis 587 -> 159 Konu
Standart

Astsubayın evi cephanelik gibi çıktı

İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Gaziosmanpaşa'daki bir adrese mahkeme kararı ile operasyon düzenledi.



Hasdal'da Hava Üs Tabur Komutanlığı'nda görevli astsubay Murat Z.'ye ait olduğu tespit edilen evde 1 adet mayın, 683 adet G-3 mermisi, işaret fişekleri ve TNT kalıpları bulundu. Evinde bulunan askerî malzemeleri görev yaptığı yerlerden getirdiğini belirten Murat Z.'nin, 9 adet mayını da daha önce Alibeyköy Barajı'na attığını söylediği iddia edildi. Adliyeye çıkarılan astsubay Murat Z., tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Geçtiğimiz yıl 12 Haziran'da Ümraniye'deki bir gecekonduya yapılan baskında 27 adet el bombası, TNT kalıpları ve fünyeler ele geçirilmişti. Bombalarla ilgili yürütülen Ergenekon soruşturması kapsamında emekli Tuğgeneral Veli Küçük, emekli astsubay Oktay Yıldırım, emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in de aralarında bulunduğu toplam 47 kişi tutuklanmıştı.
__________________
Offline   Alıntı ile Cevapla
 Avrupa'da devlet okullarında din dersinin okutulmadığı tek ülke Fransa
Alt 31.03.08, 16:24   #4
leonking90
Herseyden Haberi Var
 
leonking90 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Nov 2005
Mesajlar: 927
Tesekkür etmis: 306
Tesekkür almis 587 -> 159 Konu
Standart Avrupa'da devlet okullarında din dersinin okutulmadığı tek ülke Fransa

Avrupa'da devlet okullarında din dersinin okutulmadığı tek ülke Fransa



İlk ve ortaöğretim okullarında zorunlu olarak okutulan din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri, yeni anayasanın en çok tartışılan konularından birisi. Kamuoyuna yansıyan taslak metinlerinde, din eğitiminin mecburi olmaktan çıkarılması yönündeki öneriler toplumda farklı tepkilere neden oluyor.

Din eğitiminin, ahlak derslerinden ayrılarak seçmeli hale getirilmesini savunan kesimlerin en önemli referansı Avrupa ülkeleri. Sürekli, Türkiye'nin üye olmak için çabaladığı Avrupa Birliği'nde (AB) din eğitiminin zorunlu olmadığı dile getiriliyor. Halbuki, 27 üyeli AB'de tek bir din eğitimi modeli bulunmuyor. Her ülkenin, hatta bölgenin kendi tarihi şartları içerisinde geliştirmiş olduğu özgün bir uygulaması var. Yunanistan ve İrlanda gibi devlet okullarında din dersinin zorunlu olduğu ülkelerin yanında Fransa gibi bir asır boyunca din eğitimi bir yana, dinlerin tarihini bile okul kitaplardan silmiş ülkeler de AB'de yer alıyor. Para politikası gibi henüz ortak bir eğitim politikasına sahip olmayan AB, dinle ilgili mevzuları üye ülkelere bırakıyor.

Avrupa ülkelerinde uygulanan din eğitimi modellerini, iki ana yaklaşım çerçevesinde ele almak mümkün. Bunlardan ilki, din eğitiminin okullarda mecburi, seçmeli ya da yasak olması. Almanya ve Yunanistan başta olmak üzere bazı AB ülkelerinde, devlet okullarında mecburi din dersleri veriliyor. Fakat, genelde talep eden ailelerin çocuklarının bu derslerden muaf tutulmasına izin veriliyor. Din eğitimi, Polonya ve İtalya gibi koyu Katolik ülkelerde ise seçmeli. Fakat, tercihli olmasına rağmen Polonya'da din dersine katılım yüzde 90 civarında. Din eğitimindeki diğer yaklaşım ise, derslerin mezheplere dayalı ya da mezhepler üstü olması. Devlet okullarındaki din derslerinin organizasyonunun kiliselere ve cemaatlere bırakıldığı Almanya, Avusturya ve Belçika gibi ülkelerde, her dinin temsilcisi kendi dersini veriyor. İngiltere, Danimarka ve Norveç gibi ülkelerde ise, mezhepler üstü bir yaklaşımla düzenlenen zorunlu din derslerinde genelde bütün dinler anlatılıyor. Kilisenin milli eğitim bakanlığına bağlı olduğu Yunanistan'da ise, zorunlu din dersleri bakanlığın öğretmenleri tarafından veriliyor.

Almanya'da din eğitimi anayasaya girmiş

Almanya, din eğitiminin anayasa tarafından garanti altına alındığı nadir ülkelerden birisi. Alman Anayasası'nın, "devlet okullarında, din eğitimi mecburi bir disiplindir" şeklindeki 7. maddesinin 3. fıkrası, okullarda din dersleri düzenlenmesini zorunlu kılıyor. Fakat öğrenciler, ailelerinin talebi üzerine ya da 14 yaşına gelince kendi istekleriyle din dersinden muaf olabiliyor. Yaş eşiği, Bavyera ve Saarland eyaletlerinde 18 yaşına kadar çıkabiliyor. Din dersini almak istemeyen öğrenciler, ahlak derslerine giriyor. Eğitimin eyalet hükümetlerinin yetki alanı içerisinde olduğu ülkede din eğitimi uygulaması eyaletten eyalete değişebiliyor.

Din eğitimi, kilise ve dini cemaatlerle işbirliği içerisinde düzenleniyor. Devletin genel çerçevesini düzenlediği ve denetim hakkının bulunduğu derslerin içeriği kiliseler ve cemaatler tarafından belirleniyor. Kilise, anlaşmazlık halinde bir din dersi öğretmeninin lisansını iptal edebiliyor. Okullarda, Katolik, Protestan, Ortodoks, Musevi gibi dinlerin yanı sıra mensubu çok az olan inançların da eğitimi veriliyor. Örneğin, on bine yakın Süryani'nin yaşadığı Hessen eyaletinde, Süryanilik dersi bulunuyor. Üç milyondan fazla Müslüman'ın yaşadığı ülkede, İslam dersi konusu ise hâlâ düzenlenmiş değil. Sorunun kaynağı ise muhatap meselesi. Alman hükümeti, Müslüman cemaatlerine, diğer dinlerin aksine, İslam derslerinin içeriğini belirleme yetkisini vermiyor. Alman devleti kendi seçtiği muhatapları ile bu dersin içeriğini düzenliyor. Almanya'da sadece Berlin eyaletinde din dersleri seçmeli ve sınıf geçmede etkili değil. Bu eyalette İslam Din Dersi ve Alevilik Din Dersi de veriliyor. Buna karşın, bazı eyaletler eğitimi tamamen dinle özdeşleştiriyor. Örneğin, devlet okulunun, "Ortak Hıristiyan Okulu" olarak tanımlandığı Bade-Würtemberg eyaletinde, anayasasının 16. maddesi, "çocukların, Hıristiyan ve Batılı değerler temel alınarak yetiştirilmesini" öngörüyor.

Yunanistan'da ilkokul üçten itibaren mecburi

Avusturya okullarında da Almanya'dakine benzer mecburi din dersi uygulaması var. Devlet tarafından tanınan bir dine mensup olan öğrenciler, o dinin dersine girmek zorunda. 14 yaşından sonra ya da daha öncesinde ailenin talebiyle bu dersten muaf olunabiliyor. Dersler, Almanya'daki gibi kiliseler ve dini kuruluşlar tarafından organize ediliyor. İslam dersinin programı ise Avusturya Diyanet Teşkilatı tarafından düzenleniyor.

Okullarda din dersinin zorunlu olduğu bir başka AB ülkesi ise komşumuz Yunanistan. Ortodoksluğun hakim din olduğu ülkede, ilkokul üçten itibaren din eğitimi veriliyor. Ancak, Ortodoksluk dışında başka bir inanca mensup olan bir öğrenci bu din dersinden muaf olabiliyor. Ortodoksluk dışında başka dinden olan öğrencilere, en az 20 kişi olmaları durumunda kendi dinleriyle ilgili din dersi sınıfı açma hakkı tanınıyor. Bu şekilde, Türklerin yoğunlukta olduğu bölgelerdeki azınlık okullarında İslam dersi veriliyor. Devlet okullarındaki din dersleri, bazı Avrupa ülkelerindeki gibi cemaatler tarafından değil, Yunan Milli Eğitim Bakanlığı'nın din öğretmenleri tarafından veriliyor. Yunan Kilisesi, aynı zamanda Din Bakanlığı olan Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı. Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nde de Yunanistan'da olduğu gibi Ortodoksluk dersi okullarda zorunlu olarak okutuluyor.

Nüfusunun yüzde 87'si Ortodoks olan AB'nin yeni üyesi Romanya'da da devlet okullarında din dersi eğitimi zorunlu. Fakat, burada da başka dinlere ya da inançlara mensup aileler çocuklarının bu dersten muaf tutulmasını talep edebiliyor. Ortodoksluk dersine girmeyen öğrencilere, sınıf açmak için yeterli sayıyı oluşturmaları durumunda okullarında, yoksa başka bir okulda kendi dinleriyle ilgili ders açılıyor. 2007'ye kadar devlet okullarında 8. sınıfa kadar veriliyordu. Yapılan yeni değişiklikle din dersleri 12. sınıfa kadar çıkarıldı.

Belçika okullarında Kur'an dersi veriliyor

Belçika'da da devlet okullarında din dersi mecburi, ancak Belçika Devleti'nin resmen kabul ettiği 6 dinin hepsi öğretilmek zorunda. Ortaöğretim kurumlarında İslam, Katoliklik, Protestanlık, Ortodoksluk, Yahudilik ve Anglikanizm dersleri veriliyor. Din dersi saatinde, öğrenciler mensup oldukları dinin dersinin verildiği sınıfa gidiyor. Çocuklarının din dersi almasını istemeyen veliler okula müracaat ederek muafiyet alabiliyor; ancak çocuklar bu defa ahlak dersi almak mecburiyetinde. Öte yandan, ülkedeki okulların yarısını oluşturan özel Katolik okullarına giden öğrenciler, baştan din dersi olarak Katolikliği seçmek mecburiyetinde olduklarını kabul ediyorlar.

1974'te Belçika'nın resmî dinleri arasında giren İslam, 1975-76 öğrenim yılından bu yana devlet okullarında okutuluyor. İslam din dersi öğretmenleri Belçika Müslümanlarını temsil eden İslam Yürütme Kurulu ile eğitim bakanlıklarının ortak kriterlerine göre seçiliyor. İslam Yürütme Kurulu'nun Türk asıllı Başkan Yardımcısı Hacer Düzgün'ün Zaman'a verdiği bilgiye göre İslam derslerinde akaid, fıkıh, tarih, siyer dersleri veriliyor ve sureler ezberlettiriliyor. İslam dersi içerisinde Alevilik dersi verilmiyor. Belçika'daki Alevi Türklerin büyük bir kısmı ilkokul sıralarında çocuklarına İslam dersi aldırtıyor. Ortaokul ve lisede ise Alevi talebeler genelde ahlak derslerine yöneliyor.

İtalya ve Polonya'da seçmeli; ama ilgi büyük

Katolik Kilisesi ile İtalya arasındaki anlaşmalar çerçevesinde İtalyan ilk ve ortaöğretim okullarında haftada bir saat din dersi veriliyor. Veliler, yazılı talepte bulunmak şartıyla çocuklarını bu derslerden muaf tutabiliyor. Derslerde temelde Katoliklik bilgisi ve değerleri öğretiliyor. Sadece lise müfredatında diğer dinler de kısaca yer alıyor. Öte yandan din dersi öğretmenlerinin devlet memuru statüsü bulunmuyor. Özel bir statüye sahip olan din dersi öğretmenleri Vatikan Katolik Kilisesi'ne bağlı olarak çalışıyorlar. Kilise'nin onay vermediği kişiler din dersi veremiyorlar. Avrupa'nın en koyu Katolik toplumlarından birisi olan Polonya'da ise, 1990'da müfredata konan din derslerine katılım zorunlu değil. Öğrenciler, din dersi yerine ahlak dersini seçebiliyor. Fakat, Polonyalı öğrencilerin yüzde 90'ı din derslerini tercih ediyor.

İngiltere'de güne toplu dua ile başlanıyor

Avrupa'da görülen bir başka din dersi modeli ise, İngiltere, Danimarka ülkelerde uygulanan bütün dinlerle ilgili bilgilerin verildiği "çok dinli" ders modeli. Bu iki ülkede de okullarda din dersi zorunlu. Fakat bu ders, bazı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi kilise tarafından verilen bir din eğitimi değil; ülke nüfusunun bağlı olduğu dinler hakkında tanıtıcı bilgilerin verildiği bir tarih ve kültür dersi formatında. Örneğin, son yıllarda daha çoğul hale getirilen İngiltere'deki zorunlu din dersinde, Hıristiyanlığın yanı sıra, İslam, Musevilik, Hinduizm ve Budizm ile ilgili bilgiler de veriliyor. Fakat, bunun yanında 1988'de çıkan eğitim yasasına göre, din dersleri "Büyük Britanya'daki ana dini geleneklerin Hıristiyanlık olduğunu yansıtmalı." Öte yandan, İngiliz yasaları okullarda güne toplu dua ile başlanmasını öngörüyor. İsteyen aileler, çocuklarını dua merasimlerinden muaf tutma hakkına sahip. Danimarka'da okutulan zorunlu "Hıristiyanlık Bilgisi" dersi müfredatına 2006'da İslam da girdi. İsveç ve Norveç'te de benzer modeller uygulanıyor.

Fransa'da din dersi cemaat okullarının işi

Avrupa Birliği ülkeleri arasında devlet okullarında din dersinin hiçbir şekilde verilmediği tek ülke Fransa. Avrupa'nın önde gelen din sosyologlarından Jean Paul Willaime, bu durumu Fransa'da okulla din arasındaki yaşanan ve belli ölçüde halen devam eden "zor ilişkiye" bağlıyor. Üçüncü Cumhuriyet döneminde laik ve Katolik "iki Fransa" arasında yaşanan "savaşın" ana cephesi okullardı. Laiklik yasasını 1905 yılında çıkaran ülkede, okullarda din eğitimi çok önceden, 1882 yılında kaldırıldı. O döneme kadar verilen din derslerinin yerine vatandaşlık eğitiminin verildiği "Education civique" dersi getirildi. Fakat, öğrencilerin okulun dışında din eğitimi alabilmesi için haftanın bir günü (genelde çarşamba) boşaltıldı. 1980'li yıllarda, öğrencilerin dinle ilgili kültüre "cahil kaldıklarına" dair tartışma, ülkenin tabuları arasında yer alan din ve okul konusunu bir asır sonra yeniden gündeme taşıdı. Bunun üzerine, tarih ve coğrafya derslerinin müfredatı değiştirilerek dinlerle ilgili konular eklendi. 1996 yılında yapılan yeni bir değişiklikle kitaplara İslam ile ilgili bilgiler eklendi. Bugün, dinlerle ilgili genel tarihi bilgileri kapsayan bu eklemelerin dışında Fransız devlet okullarında hiçbir din eğitimi verilmiyor. Bu yasak, Almanya sınırındaki Alsace Lorraine bölgesini ve giderlerinin tamamına yakını devlet tarafından karşılanan Katolik ya da Musevi okullarını kapsamıyor. Örneğin, Strasbourg'da devlet okullarında din eğitimi verilebiliyor. İçlerinde ibadet yerlerinin de olduğu özel cemaat okullarında ise, din eğitimi serbestliğinin yanı sıra 2004 yılında getirilen dinî semboller yasağı da uygulanmıyor. Fransa'da öğrencilerin yüzde 20'si bu okullarda eğitim görüyor. Beş milyona yakın Müslüman'ın yaşadığı ülkede Müslümanların henüz bu statüde okulu bulunmuyor.

Cemaat okullarının müfredatları bağımsız

Avrupa'da dikkat çeken bir husus ise Katolikler başta olmak üzere dinî cemaatler tarafından işletilen okulların sayısının giderek artması. Bu okullarda, devlet okullarının müfredatından bağımsız olarak din eğitimi verilebiliyor. Kiliselere ya da cemaatlere bağlı okulların oranı İrlanda'da yüzde 98, Hollanda'da yüzde 65, Belçika'da yüzde 50 ve İspanya'da yüzde 40'ı buluyor.
__________________
Offline   Alıntı ile Cevapla
 2008-KPSS'ye (Lisans) Başvurular 28 Nisan'da başlayacak
Alt 02.04.08, 10:49   #5
leonking90
Herseyden Haberi Var
 
leonking90 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Nov 2005
Mesajlar: 927
Tesekkür etmis: 306
Tesekkür almis 587 -> 159 Konu
Exclamation 2008-KPSS'ye (Lisans) Başvurular 28 Nisan'da başlayacak

2008-KPSS'ye (Lisans) Başvurular 28 Nisan'da başlayacak

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan 2008 yılında yapılacak KPSS'ler ile ilgili yazılı açıklama yaptı. Yapılan açıklamaya göre, lisans mezunları ile lisans programlarından mezun olabileceklerin 28-29 Haziran 2008 tarihlerinde gireceği Kamu Personeli Seçme Sınavı'na (KPSS) başvurular 28 Nisan-9 Mayıs 2008 tarihleri arasından yapılacak.
Lisans mezunları ile lisans programlarından mezun olabilecekler için yapılan KPSS'nin 28-29 Haziran 2008 tarihlerinde gerçekleştirileceğini belirten Yarımağan, cumartesi sabah, cumartesi öğleden sonra, pazar sabah ve pazar öğleden sonra olmak üzere dört oturumda yapılacak sınavda "Genel Yetenek" ve "Genel Kültür" testlerinin uygulanacağını ifade etti.

Yarımağan, cumartesi sabah oturumuna tüm adayların girmesinin zorunlu olduğunu belirtti.

Başvurular

Adaylar "2008-KPSS Lisans Kılavuzu" ile aday bilgi formunu 2 YTL karşılığında 28 Nisan-9 Mayıs 2008 tarihleri arasında başvuru merkezlerinden alabilecek.

Başvuru merkezlerine, başvuru tarihinden önce ve başvuru süresi boyunca ÖSYM'nin "www.osym.gov.tr" internet adresinden ulaşılabilecek.

Kılavuzda, Türkiye İş Kurumu'nun (İŞKUR) KPSS sonuçlarının normal, özürlü ve eski hükümlü işçi alımında da kullanacağına ilişkin duyurusuna yer veriliyor.

Ortaöğretim ve önlisans mezunları ile bu öğrenim düzeylerinden mezun olabilecekler için düzenlenecek KPSS ise 21 Eylül 2008 tarihinde yapılacak. Bu başvurular ile ilgili ayrıntılı bilgi ise daha sonra ÖSYM tarafından duyurulacak.
--------------------------------------------------------------------------------

BASIN DUYURUSU

(27.3.2008)

03.05.2002 tarih ve 24744 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olan ***8220;Kamu Görevlerine ilk Defa Atanacaklar için Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik***8221; hükümleri uyarınca 2008 yılında Kamu Personel Seçme Sınavları (KPSS) yapılacaktır.

2008 yılında yapılacak Kamu Personel Seçme Sınavları

1. Lisans mezunları ve lisans programlarından mezun olabilecekler için KPSS (2008-KPSS LİSANS) 28-29 Haziran 2008 tarihlerinde yapılacaktır. Cumartesi sabah, Cumartesi öğleden sonra, Pazar sabah ve Pazar öğleden sonra olmak üzere dört oturumda yapılacak bu sınavda Genel Yetenek ve Genel Kültür Testlerinin uygulanacağı Cumartesi sabah oturumuna tüm adayların girmesi zorunludur. Kılavuzu inceleyerek adaylar diğer oturumlardan hangilerine katılacaklarına karar vereceklerdir.

2. Ortaöğretim ve önlisans mezunları ile bu öğrenim düzeylerinden mezun olabilecekler için KPSS (2008-KPSS ÖNLİSANS-ORTAÖĞRETİM) 21 Eylül 2008 tarihinde yapılacaktır. Bu başvurular ile ilgili ayrıntılı bilgi daha sonra bir basın duyurusu ile açıklanacaktır.

Adaylar, 2008-KPSS LİSANS Kılavuzu ile Aday Bilgi Formunu 2,00 YTL karşılığında 28 Nisan-9 Mayıs 2008 tarihleri arasında Başvuru Merkezlerinden alacaklardır. Başvuru Merkezleri başvuru tarihinden önce ve başvuru süresi boyunca ÖSYM***8217;nin www.osym.gov.tr internet adresinden duyurulacaktır. Adayların bu Kılavuzu dikkatle incelemeleri ve başvuru işlemlerini burada yer alan kurallara göre yapmaları gerekmektedir.

Bu Kılavuzda ayrıca, Türkiye İş Kurumunun (İŞKUR) KPSS sonuçlarının normal, özürlü, eski hükümlü işçi alımında da kullanacağına ilişkin bir duyurusu bulunmaktadır.

KPSS adaylarına duyurulur.


Prof. Dr. Ünal YARIMAĞAN

ÖSYM Başkan
__________________
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 03.04.08, 16:54   #6
Hasani
Uzman
 
Hasani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2004
Mesajlar: 4.727
Tesekkür etmis: 32
Tesekkür almis 155 -> 113 Konu
Standart

AB'den PKK şoku!

Avrupa Birliği Adalet Divanı Türkiye'yi ilgilendiren şok bir karar aldı. İşte o karar...
İlgili Haberler
MHP'den AB'ye sert tepkiDTP AB kararı için ne dedi?
Avrupa'dan PKK'ya yine destek geldi. Avrupa Adalet Divanı terör örgütü PKK'nın, Avrupa Birliği terör örgütleri listesine alınması için yapılan talebi reddetti.
Terör örgütü PKK ile bu örgütün siyasî kanadı KONGRA - GEL'in Avrupa Birliği terör listesine eklenmesi kararının iptal edildiği bildirildi.

PKK HESAPLARININ DONDURULMASINI DA İPTAL ETTİ
Associated Pres, Lüksemburg merkezli AB mahkemesinin, 2002 yılında PKK'nın terör listesine eklenmesi ve hesaplarının dondurulması kararını iptal ettiğini duyurdu.
AP'ye göre mahkeme, kararın AB yasalarına aykırı olduğuna hükmetti.

AB KONSEYİ: KARAR ETKİSİZ OLUR
AB'nin en yüksek siyasi karar organı olan AB Konseyi, Avrupa Adalet Divanı'nın, terör örgütü PKK'nın AB terör örgütleri listesinden çıkarılmasına ilişkin kararının etkisiz olacağını açıkladı.

AB Konseyi açıklamasında, PKK, Kadek ve Kongra-Gel isimleri altında faaliyet gösteren, AB terör örgütleri listesinde yer alan örgüte ilişkin kararın, söz konusu listede değişiklik gerektirmeyeceği belirtildi.

Açıklamada, AB Konseyi'nin, daha önceki benzer bir Adalet Divanı kararını dikkate alarak, terör örgütleri listesinin oluşturulmasında gereken değişiklikleri yaptığı, "daha anlaşılır ve saydam bir prosedür geliştirdiği" belirtildi.

Açıklamada, son olarak 22 Aralık 2007 tarihinde onaylanan terör örgütleri listesinde PKK'nın 25. sırada yer aldığı, Adalet Divanı kararının bunu değiştirmeyeceği ve listeyi etkisiz kılmayacağı
__________________
Güveni geliştirmek yıllar alıyor.Yıkmak bir dakika..
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 03.04.08, 16:56   #7
Hasani
Uzman
 
Hasani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2004
Mesajlar: 4.727
Tesekkür etmis: 32
Tesekkür almis 155 -> 113 Konu
Standart

MHP, AB kararına ne dedi?

AB'nin PKK'yı terör örgütü listesinden çıkarmasına bir tepki de MHP'den geldi. Cihan Paçacı konuyu değerlendirdi;

MHP Genel sekreteri Cihan Paçacı, Avrupa Birliği Adalet Divanı'nın PKK***8217;nın terör listesinden çıkarılmasını öngören kararını değerlendirdi ve şunları söyledi,
"Türkiye Avrupa Birliği ile ilişkilerini gözden geçirmelidir. Türkiyenin yapması gereken stratejik bir düşünme dönemine girmesi gerekiyor. 24 yıldır bir terör örgütünün ayakta kalabilmesi ancak bir dış destekle mümkündür. PKK'nın bizce bilinen bütün destekçileri kendilerine ifşa etmiştir."
__________________
Güveni geliştirmek yıllar alıyor.Yıkmak bir dakika..
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 03.04.08, 16:59   #8
Hasani
Uzman
 
Hasani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2004
Mesajlar: 4.727
Tesekkür etmis: 32
Tesekkür almis 155 -> 113 Konu
Standart

MHP'den AB'ye sert tepki

Avrupa Birliği'nin aldığı karar Türkiye'de şok etkisi yaptı. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural "yüzkarası" olarak değerlendirdi.

ZÜBEYİR KINDIRA
ANKARA/ Avrupa Adalet Divanı'nın terör örgütü PKK'nın, Avrupa Birliği terör örgütleri listesine alınması için yapılan talebi reddetmesine MHP'ten çok sert tepki geldi. MHP Grup Başkan vekili Oktay Vural kararı "yüzkarası" olarak nitendirirken MHP milletvekili Osman Durmuş "AB, DTP ve AKP'yi kapatmayın diyor" dedi.

Oktay Vural şöyle konuştu:
İLİŞKİLER GÖZDEN GEÇİRİLSİN

"Benim yargıma müdahale eden Avrupa Birliği, kendi yargısının aldığı karara bir baksın. Utanç verici bir karardır. Bu karar Türkiye'deki yaşanan dava sürecini etkilemek ve Güneydoğu sorununun çözülmesini zorlaştırmak için alınmıştır. Siyasi çözüm dayatmasıdır. Hükümet hemen AB ve AB'ye bağlı ülkeler nezninde diplomatik girişime başvurmalı ve net ve kararlı bir tavır sergileyerek, PKK'yı terör örgütü görmeyenlerle ülkenin ilişkisini gözden geçirmelidir.

MHP milletvekili Osman Durmuş ise şunları söyledi:
AB, "DTP'Yİ VE AKP'Yİ KAPATMAYIN" DEDİ

"Avrupa Birliği PKK'yı maşa olarak kullanmaya devam edebilmek için terör listesinden çıkarma kararı aldı. Bu karar aynı zamanda teröre bulaşmış partilerin kapatılmasına yönelik önerimize karşı alınmış bir karardır.
Avrupa Birliği, AKP bizim önerimizi kabul edip bölücülüğe bulaşmış partileri istisna tutularak parti kapatmayı zorlaştıracak değişiklik paketini çıkarır diye önlem alıyor.
Avrupa Birliği DTP'yi kapatmayın, AKP'yi kapatmayın diyor. PKK terör örgütü değil ki DTP'nin onunla ilişkisi var diye kapatacaksınız diyor...
Türkiye'nin yapması gereken diplomatik girişimlerle bu kararı ortadan kaldırmaktır. Ancak Türkiye'yi Avrupa'ya şikayet eden Dışişleri Bakanı bunu yapabilir mi?
Nasıl Fransa bazı ihalelerimize giremiyorsa, bunu genişletip okyanus ötesine ihale daveti yaparız, olur biter."
__________________
Güveni geliştirmek yıllar alıyor.Yıkmak bir dakika..
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 03.04.08, 17:14   #9
Hasani
Uzman
 
Hasani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2004
Mesajlar: 4.727
Tesekkür etmis: 32
Tesekkür almis 155 -> 113 Konu
Standart

'PKK terörist sıfatından kurtulamayacak'

AB'nin en yüksek siyasi karar organı olan AB Konseyi, Avrupa Adalet Divanı'nın, terör örgütü PKK'nın AB terör örgütleri listesinden çıkarılmasına ilişkin kararının etkisiz olacağını açıkladı.


AB Konseyi açıklamasında, PKK, Kadek ve Kongra-Gel isimleri altında faaliyet gösteren, AB terör örgütleri listesinde yer alan örgüte ilişkin kararın, söz konusu listede değişiklik gerektirmeyeceği belirtildi.
Açıklamada, AB Konseyi'nin, daha önceki benzer bir Adalet Divanı kararını dikkate alarak, terör örgütleri listesinin oluşturulmasında gereken değişiklikleri yaptığı, "daha anlaşılır ve saydam bir prosedür geliştirdiği" belirtildi.

Açıklamada, son olarak 22 Aralık 2007 tarihinde onaylanan terör örgütleri listesinde PKK'nın 25. sırada yer aldığı, Adalet Divanı kararının bunu değiştirmeyeceği ve listeyi etkisiz kılmayacağı vurgulandı.

-AYRINTILI AÇIKLAMA-

AB Konseyi, bu açıklamasının ardından, geçen şubat ayında yaptığı bir açıklamayı basına sundu.

Belgede, AB'nin 11 Eylül 2001 olaylarından sonra, aynı yılın aralık ayında aldığı kararlar çerçevesinde teröristler ve terör örgütleri listesi oluşturduğu belirtiliyor.

Amacın terörizmle mücadele olduğu vurgulanan belgede, AB listesinde yer alan kişi ve örgütlerin mal varlığının dondurulması, banka hesaplarına el koyulabilmesi gibi önlemler alındığı hatırlatılıyor.
Belgede, AB listesinin, üye ülkelerin adliye ve polis yetkilileriyle işbirliği içinde düzenlendiği, "terörizm eylemi" tanımının net bir şekilde yapıldığı, bireyleri, devletleri veya uluslararası kurumları hedef alan eylemlerin söz konusu olduğunun belirtildiği ifade ediliyor.
Terörist eylemler arasında kişilerin yaşamını yitirmesine neden olan saldırılar, rehin alma ve insan kaçırma olayları, uçak kaçırma veya tesis sabotajları, silah üretme ve kullanma, kitle imha silahları üretmek, bulundurmak veya kullanmak, terör örgütlerine maddi veya lojistik destek sağlamak, bir devletin anayasal, sosyal veya ekonomik düzenini bozmak veya yıkmak amaçlı eylemler yapmak gibi unsurlar sayılıyor.

AB Konseyi, 2007 yılında, Adalet Divanı'nın Halkın Mücahitleri örgütünü konu alan bir kararını da değerlendirerek, teröristler listesinin belirlenmesinde "daha saydam bir prosedür" başlattığını, bir çalışma grubu oluşturduğunu belirtiyor.

AB üyesi ülkelerden birinin önerisiyle listeye alınan teröristler veya terör örgütleri hakkında bilgilerin tüm diğer üye ülkelere aktarıldığı, dosyaların gerekçeleriyle birlikte üye ülkelerin incelemelerine sunulduğu ve onay istendiği hatırlatılıyor.

Açıklamada, teröristler listesine alınması kararlaştırılan kişi ve örgütlerin, "adresleri bilindiği takdirde" yazılı olarak bilgilendirildikleri, bu çerçevede kendilerine hangi gerekçelerle, hangi yaptırımların uygulanacağının duyurulduğu ifade ediliyor. Kararların resmi gazetede de yayımlandığı belirtiliyor.

AB Konseyi, terör örgütleri listesini her 6 ayda bir tekrar gözden geçirdiğini, üye ülkelerin yeni ve ek bilgiler verdiğini, gelişmelerin değerlendirildiğini, listede yer bulan kişi ve örgütlerin olası itirazlarının da gözden geçirildiğini ifade ediyor.

Açıklamada, AB teröristler listesinde yer alan her kişi ve örgütün AB Konseyi'ne başvurarak, kanıtlara dayalı savunma yapabileceği, ulusal yetkililerin verdikleri kararlara karşı itiraz haklarını kullanabilecekleri ifade ediliyor.

AB diplomatları, AB Konseyi'nin bugünkü "süratli ve kararlı tepkisinin", "anlamlı" olduğunu belirtiyorlar.

Konseyin, Halkın Mücahitleri örgütüne ilişkin Adalet Divanı kararını da dikkate almayı reddettiği, Halkın Mücahitleri'nin bu durum karşısında tekrar Adalet Divanı'na başvurduğu, ancak henüz bir tarih alamadığı ifade ediliyor.

Adalet Divanı'nın bugünkü kararının, "AB listesini etkisiz kılmayacağı", "PKK'yı da terörist sıfatından kurtarmayacağı" mesajı verildiği vurgulanıyor.
__________________
Güveni geliştirmek yıllar alıyor.Yıkmak bir dakika..
Offline   Alıntı ile Cevapla
 Zülfikarlı provokatör yakalandı
Alt 11.04.08, 08:15   #10
leonking90
Herseyden Haberi Var
 
leonking90 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Nov 2005
Mesajlar: 927
Tesekkür etmis: 306
Tesekkür almis 587 -> 159 Konu
Standart Zülfikarlı provokatör yakalandı

Akdeniz Üniversitesi'ndeki olaylarda tabancayla ateş eden Ömer Ulusoy dün gece geç saatlerde Antalya Emniyet Müdürlüğü'ne gelerek teslim oldu. Polis eşliğinde sağlık kontrolü için hastaneye götürülen Ömer Ulusoy'un üzerinde eşorfman olduğu ve sakallarını kestiği görüldü.



Antalya Valisi Alaaddin Yüksel, Akdeniz Üniversitesinde 6 Nisanda meydana gelen olaylarda silahla ateş açan Ömer U'nun Antalya'da saklandığı evde yakalandığını bildirdi. Antalya Valisi Yüksel, yaptığı açıklamada, Akdeniz Üniversitesinde 6 Nisanda karşıt görüşlü öğrenciler arasında çıkan kavgada, topluluğun üzerine silahla ateş açan ve daha sonra kaçan Ömer U'un, Antalya'da Şarampol semtinde saklandığı eve düzenlenen operasyonda kıskıvrak yakalandığını söyledi. Saat 23.15'te yakalanan Ömer U'un üzerinde, büyük ihtimalle olay sırasında kullandığı silah ile mermilerin de ele geçirildiğini kaydeden Vali Yüksel, üzerinde eşofman bulunan Ömer U'un sakalını kestiğinin görüldüğünü belirtti. Vali Yüksel, Ömer U'un Emniyet güçlerince sorgulanmasına başlandığını sözlerine ekledi.

Akdeniz Üniversitesi'nde çıkan kavgada silah kullandığı kameralarca görüntülen ve polis ekiplerince heryerde aranırken Antalya merkezde Şarampol Polis Merkezi'ne gelerek teslim olan Ömer Ulusoy, sağlık kontrolüne çıkarıldı. Terörle mücadele ekiplerince teslim alınıp, sorgulanmak üzere Antalya İl Emniyet Müdürlüğü'ne götürülen Ulusoy, sağlık kontrolü için Atatürk Araştırma Hastanesi'ne götürüldü.

34 yaşındaki Ömer Ulusoy, 6 Nisan 2008 Pazar günü Akdeniz Üniversitesi'nde karşıt gruplu öğrencilerin taşlı-sopalı çatışması sırasında belinden çıkardığı silahla ateş etmişti. Dün basın toplantısı düzenleyen Antalya Emniyet Müdürü Feyzullah Arslan, Ulusoy'u yakalayacak polis memuruna 10 maaş ödül verileceğini duyurmuştu.

Cep telefonlarını 3 hafta önce kapatmış

Antalya polisi, yaptığı araştırmada, öğrencilerin üzerine silahla ateş eden Ömer Ulusoy hakkında ilginç bir bilgiye ulaştı. Türkiye'yi ayağa kaldıran olaylarda elindeki silahıyla görüntülenen Ulusoy'un pazar günkü eylemden 3 hafta önce cep telefonlarını kapattığı anlaşıldı. Edinilen bilgiye göre 3 hat kullanan Ömer Ulusoy'un yaklaşık 3 hafta önce teknik takibe takılmamak için cep telefonlarını kapattığı belirlendi. Ulusoy'un telefonlarının o tarihten olay gününe kadar sinyal vermediği tespit edildi.

Bu arada Akdeniz Öğrenci Yurdu Müdürü Ramazan Tatlı, Antalya Valiliği'nce görevden alınarak yerine Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü'nden Ali Kurt, soruşturma süresince geçici olarak atandı.
__________________
Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 4 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 4 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 11:54 .

Powered by Herkonu team