Geri git   A-Z ye Herkonu > Genel Konular

Cevapla
 
Seçenekler Stil
 
 
Alt 08.12.08, 01:38   #161
masal_1
Site Ondan Sorulur
 
masal_1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 411
Tesekkür etmis: 58
Tesekkür almis 175 -> 4.294.967.280 Konu
Standart

Neler neler yaşandı tek bir gecede
Anlasam mı, ağlasam mı bilemiyorum
Taşamayan bir nehir var bu sinede
Saklasam mı, haykırsam mı bilemiyorum

Neler neler sığmazdı tek bir geceye
Gülüşmek mi,ağlaşmak mi seçemiyorum
Sonra bir duruluk gelir sineye
Ağlasam mı, çağlasam mı seçemiyorum

Belki yine girersin bir gün geceme
Küskünlükmüş, dargınlıkmış istemiyorum
İşledim nakış nakış seni sineme
Bir Allah***8217;tan, bir de senden geçemiyorum
__________________
Hangi ruh seni duydu benim kadar derinden?
Hangi gönülde yandın böyle bir yangınla sen?
Ya benim gözlerimdir seni bambaşka gören
Ya hepsinin gözleri sana görmeden baktı....
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 08.12.08, 01:47   #162
masal_1
Site Ondan Sorulur
 
masal_1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 411
Tesekkür etmis: 58
Tesekkür almis 175 -> 4.294.967.280 Konu
Standart

Hangi sevgili var ki, senin kadar duyarsız ve kalpsiz?

Ve hangi sevgili var ki, benim kadar çaresiz?



Hangi ayrılık var ki, böyle kanasın ve böyle acısın?

Ve hangi taş yürek var ki, benim kadar ağlasın?





Hangi gün karar verdin, küt diye çekip gitmeye?

Hangi lafım dokundu sana, böyle inceden inceye?

Hangi otobüs söyle, hangi uçak, hangi tren?

Seni benden götüren, beni bir kuş gibi öttüren.

Hangi kırılası eller dolanır, kırılası beline?

Hangi rüzgar şarkı söyler, o ay tanrıçası teninde?

Hangi çirkin gerçek uğruna, tükettin güzel ütopyamızı?

Hangi boşboğazlara deşifre ettin, en mahrem sırlarımızı?

Hangi cama kafa atsam?

Hangi kapıyı omuzlayıp kırsam?

Hangi meyhanede dellenip, hangi masaları dağıtsam?



Bende bu sersem başımı, karakolun duvarına vursam.

Kendimi caddeye atıp, arabaların altına savursam.

Hangi tercih beni en hızlı şekilde öldürür?

Hangi şekil öldürmez de, ömür boyu süründürür?

Kayıp ilanı mı versem, şehir şehir dolanmak yerine?

Ödül mü koysam, ölü veya diri seni bulup getirene?

Hangi ayrılık var ki, böyle diş ağrısı gibi durmadan zonklasın?

Hangi cam kesiği var ki, böyle musluk gibi içime damlasın?

Hiç sanmam! ...

Hasta kalbim bunu bir süre daha kaldıramaz! .

Feriştah olsa, böyle eli kolu bağlı bekleyip duramaz.

Hangi mübarek dua,

Hangi evliya tesir eder, seni döndürmeye?

Hangi aptal mazeret ikna eder, ateşimi söndürmeye?

Aşk dediğin mendil mi?

Buruşturup bir kenara atılır mı?

VEFA bu kadar basit mi? Alınır mı? Satılır mı?



Hangi hırsız çaldı, seni yırtık cebimden?

Hangi pense kopardı bizi birbirimizden?

Hangi uğursuz hamal taşıdı valizini?

Hangi çöpçü süpürdü yerden bütün izini?

Hangi yaldızlı otel çarşaf serip barındırdı?

Hangi süslü manzara seni kolayca kandırdı?

Hangi şarlatan imaj böyle çabuk ilgini çekti?

Hangi pembe vaadler o saf kalbini cezbetti?
__________________
Hangi ruh seni duydu benim kadar derinden?
Hangi gönülde yandın böyle bir yangınla sen?
Ya benim gözlerimdir seni bambaşka gören
Ya hepsinin gözleri sana görmeden baktı....
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 08.12.08, 01:51   #163
masal_1
Site Ondan Sorulur
 
masal_1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 411
Tesekkür etmis: 58
Tesekkür almis 175 -> 4.294.967.280 Konu
Standart

Beklediğim gelmedi, hayâlim kan içinde
Canım her an can verdi, bir heyecan içinde.

Yaşadı infiâli, yaşamamış yüreğim
Kavuşmaya özlemli, bin bir ilham içinde.


Ne kadar çok uzadı, vuslat için fasıla
Gözlerim bitkin düştü, her an efgân içinde.

Hislerime gem vurdum, gözyaşımı sakladım
Gizledim hicrânımı, kâlbim hicrân içinde.

Korktuklarım başıma nihâyet geldi bir bir
Kapandı sevdâ sayfam yine ziyân içinde.

Kimselere demedim, çektiğimi yüzünden
O***8217;ydu olan derdimin ayan, beyan içinde.


Ne desem teselliye zerre kâr eylemedi
Şifa bilmez derdimin derdi nihân içinde.

Bir kor gezer rûhumda, yakarak her yerimi
Fark ettim ki gözleri, yanan şamdan içinde.

Rahmetseydi hâlime, böyle zelil olmazdım
Acılara gark oldum, her an isyan içinde.

Çok aradım dengini, bulamadım bir türlü
Var mı, bilemiyorum, dengi cihan içinde?

Ben ona her şeyimi verdim, verse olmaz mı
O da bana kâlbini, aşkı ihsan içinde?

Niçin rağbet etmedi, bilmem neden umarsız ?
Olmadığı ânım yok, bilse cânân, içinde.


Bir elvedâ diyerek kopardı yüreğini
Yaralı düştüm yere, bin helecan içinde.

ASGARİ usandı yâr lütfunu beklemekten
Gezemez utancından bir ân, insan içinde
.
__________________
Hangi ruh seni duydu benim kadar derinden?
Hangi gönülde yandın böyle bir yangınla sen?
Ya benim gözlerimdir seni bambaşka gören
Ya hepsinin gözleri sana görmeden baktı....
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 08.12.08, 01:59   #164
masal_1
Site Ondan Sorulur
 
masal_1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 411
Tesekkür etmis: 58
Tesekkür almis 175 -> 4.294.967.280 Konu
Standart

Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun?


Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.



Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?


''Seni seviyorum'' sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek.


Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?


Aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek. Ve buradayken bile seni çılgınca özlemek...



Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun?


Seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak. Senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak.



Seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun?


Tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana... Elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte. Elimde kır çiçeğiyle seni beklemek... Aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek.



Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun?


Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak... Okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak.



Seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun?


Seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek. Sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak. Yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde. Kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime.


Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?


Nereden bileceksin?


Sen benimle hiç olmadın ki. Olsaydın avuçlarım terlemezdi... Isırmazdım dilimin ucunu... Özlemezdim seni yanımdayken.Kıskanmazdım.



Korkmazdım yollarda yürümekten. Islanmazdım yağmurlarda... Yıldızlara aya dert yanmaz, böyle her şarkıda serhoş olmazdım.



Korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize... Ve her kulaçta haykırırdım seni..



Ama sen hiç benimle olmadın ki...
YA AKLIN BAŞKA YERLERDEYDİ YA YÜREĞİN...
__________________
Hangi ruh seni duydu benim kadar derinden?
Hangi gönülde yandın böyle bir yangınla sen?
Ya benim gözlerimdir seni bambaşka gören
Ya hepsinin gözleri sana görmeden baktı....
Offline   Alıntı ile Cevapla
 susuyorummm.......
Alt 08.12.08, 02:08   #165
masal_1
Site Ondan Sorulur
 
masal_1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 411
Tesekkür etmis: 58
Tesekkür almis 175 -> 4.294.967.280 Konu
Standart susuyorummm.......

Suskunluğun misafiri olmaktan haz alıyor yüreğim!

Musalla taşındaki cesedin suskunluğu kadar suskunum

Konuşmalara küstüm! Gemilerim artık kendime yol alıyor.

Her zaman her yerde her istenileni anlatamıyorum.

Kime, neyi, nasıl ispatlayacaksın! o halde suskunluğun elini tutuyorum.

Merhem tutmaz öyle yaralarım var ki! Konuşamıyorum***8230;

İçime atıp susuyorum.

Kurşun geçmez şartlanmış beyinlere söz geçiremiyorum.

Sayfalarca susuyorum.

Kelimelerimin dinlenmeye en çok muhtaç olduğu anlarda,

Beni anlayacak bana derman olacak birini aradığımda,

O çok (boş) konuşanlar kaçıyor.

Sokağımın gece yarısı suskunluğa terk edildiği gibi,

Bende yüreğimi suskunluğun kucağına bırakıyorum

Konuştuğum zaman mahkûm,

Sustuğum zaman zanlı muamelesi görüyorum.

Ne yapacaksın, kime gideceksin***8230;

Anlamsız konuşmalardan kendime sığınıyorum

Zor olanı tercih ettim sustum***8230;

Boğazıma dizilmiş sözcükleri söylemeden, haykıramadan, içime atarak***8230;

Bir bilseler susan birinin gözlerinde çuvallar dolusu kelime olduğunu,

Ve yine bir bilseler söz tükenmişse en güzel cevabın susmak olduğunu***8230;

Tarif edemediğim acıları,

Hayal kırıklıklarımı susuşlarımla örtüyorum.

Yüreğimin en ücra köşelerine inen zehirli oklardan

Canım çok yandı!

Konuşursam;

Kırmaktan, kırılmaktan

Gözyaşlarımı tutamamaktan

Kelimeleri yan yana getirememekten

Yaralı kelimeler sunmaktan korkuyorum.

Geri alınmayacak kelimeler adına; ağzımın sürgüsünü çektim!

Şuan boğazımda düğümlenen kelimeleri çarmıha germekle meşgulüm

Sustum***8230;

Ben sustukça suskunluğumun üstüne düşman gibi sözcükler yağsa da

İncitseler de beni, artık vakit susma vaktidir

Korkup kaçtı,

Suçunu kabul etti,

Haksız olduğunu kabullendi diyecekler***8230;

Desinler***8230; Dudağım mühürlü!

Duygularım susuşlarımda saklı kalacak.

Yıllardır biriktirdiğim hiç kullanılmamış kelimelerimi

Devren satılığa çıkarıyorum. İlan verdim!

Alan olmazsa kalbimin morgunda biriktireceğim


Sahi, her susan haksız mıdır?

Belki de her Suskunluğun arka planında ciltler dolusu anlamlar vardır.

Kim bilir!

Ve bir gün Söylenmemiş cümlelerimi zulama koyup gideceğim bu şehirden

Varsın kaçtı desinler***8230;

Susacağım!

Derin denizleri her rüzgâr dalgalandıramaz***8230;


__________________
Hangi ruh seni duydu benim kadar derinden?
Hangi gönülde yandın böyle bir yangınla sen?
Ya benim gözlerimdir seni bambaşka gören
Ya hepsinin gözleri sana görmeden baktı....
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 08.12.08, 03:01   #166
masal_1
Site Ondan Sorulur
 
masal_1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 411
Tesekkür etmis: 58
Tesekkür almis 175 -> 4.294.967.280 Konu
Standart

Kırık güncelerin kalp sızısıydı seni düşünmek .Akşam üstlerimin vazgeçilmez melankolisi ve gecelerimin ironisi.Sendin çok zaman zamanımın cilvesi.Güneş batardı sen batmazdın, gün olurdu sen var olmazdın her zaman.Bense her gecenin göz yaşında ölümsüz düşler biriktirirdim seni beklerken.

Evet .Beklerdim seni gecelerin o ıslak dokunuşlarıyla aydınlattığı düşlerde.Gelmezdin her zaman ki gibi.Bilmem nerelerde düştün düşlerimden ama düşmekle bitmiyor ki varlığın hayallerimde.Bitmezdin ama ben yinede beklerdim seni.Beklerdim, çünkü karşılaştığım özlemin öyle der gibi fısıldıyordu dudaklarıma.Aklımda sende kalsa düşlerim ölümsüzdü dudaklarında.Hatırlıyorum...Fısıltıların rüzgarlar gibi okşardı ruhumu ,sana hasret köşelerde ve ben sızardım şarap kızılı kelimelere.Nice küfenin ardından hep yanlış kapıların önünde buldum kendimi.Ya kelimeler bu şehri bilmiyor.Ya ben evimi?Postacılar desen ne bilsin seni?

Bir ben bilirim seni birde düşlerimdeki ölümsüzlük bilir beni.Geceler desen şarabıma ortak derdime k.ltak.Gittiğinden beri gecelerle sevişir oldum ter kokan yatağımızda.O şehvetin terlerinde ölümsüz düşler biriktirdim sana.Sabahı satmıştık sevgililere çünkü şarap alıcak paramız kalmamıştı geceyle.Gecede ayrılmıştı zaten sevgilisinden.O bir ayyaş ben bir ayyaş sabahlar olmadı gittiğinden beri.Sen var olmadın günlerde sabah olmadığından beri.İşte o bitmez gece aşıkların berduşu olduk.Kaldırım taşlarının masal kokan köşelerinde gece ile ölümsüz düşler besteledik sana.

Oysa sen hala kırık güncelerimin kalp sızısı olmakta ısrarlıydın ve ısrarın yüzünden bestelenen o güzelim ölümsüz düşleride çaldırdık rüzgara.Kaldık masal ,gece ve ben başbaşa.Bitirmek istedik pembe dizi kıvamındaki bu aşkın tarihini ama beceremedik...Masal ölümsüz bir düştü zaten.Geceyse içip içip sızmıştı dizlerimde.Bense seni bitiremeyecek kadar damlamıştım kelimelere.

Ve bitmedin ölümsüz düşlerimde.
__________________
Hangi ruh seni duydu benim kadar derinden?
Hangi gönülde yandın böyle bir yangınla sen?
Ya benim gözlerimdir seni bambaşka gören
Ya hepsinin gözleri sana görmeden baktı....
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 08.12.08, 03:05   #167
masal_1
Site Ondan Sorulur
 
masal_1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 411
Tesekkür etmis: 58
Tesekkür almis 175 -> 4.294.967.280 Konu
Standart

Sesini sapladım içime...
Sensizliğe tanık yüreğim gecelerden yorgun.
Gözlerim duvarlardaki hüzünden dalgın.
Satırların zindanında esaret oluyor ömrüm.
Oysa gözlerinde boğulmak istemiştim.
Bulutlardan topladığım hüznü gözlerine yağmak istemiştim.
Sen bilmedin.
Beyhude umursamazlığını yaktım yüreğimde gece oldum, yağmur oldum bomboş caddelere yağdım.
Sen yine bilmedin...

Aşkın divaneliğinde büyüttüğüm sözlerden uzak elemlerim bir bir depreşirken duvarlarımda bilinmezliklere sürgündeyim.
Bütün geç kalmışlığıyla yüreğimi sömüren aşk artığı sevgilere tanığım.
Körpe umutlarla yarattığım kentimin acı uğultuları kulağımda.
Geceden düşüyorum üstelik tutan da yok ellerimden...

Nokta konmuş bir hayatın sessiz iniltilerinden ibaret çığlıklarından yeniden doğmayı denedim hep.
Hoyratım!
Hayatın en dik yamacında yalnızlığım oldun.
Kasvetsiz rüzgarlardan arta kalan nefretleri yığdın avuçlarıma.
Buz kestim, cam kırıkları birikti gözlerimde.
Acı bir hüzün, dolu bir bulut dökülmeye ramak kalmış.
Zamansızlığın dur durak bilmez savaşlarından yenik çıkmış yüreğimde, efsunlu bir sevdayla inatlaşıyorum ve zaman tüm soyut yanlarını kusuyor yüzüme.
Düşün ki zaman acımasızdı bize ya da bana!
Ki zamandı herşeyi bana veren ya da bize!
Seni verdi mesela; yalnızlığı yani.

Usul usul içime sızan bu acı bu yalnızlık senden hatıra.
Hayatımızın duvarlarına astım.
İçimin okyanuslarından yaptığım mavi düşler boğuldu, hayata isyanımı armağan ettim
Kıvranıyorum!

Şimdi hayat öyküsüzlüğümün nişanı gibi duruyor hüznün doğurduğu resmin kucağında.
Yüzüme asıyorum çoğu zaman yüreğimdeki boşluklara esaretimi.
Yüzümde kırışıyor hayat.
Gitmelerine can yakıyorum.
Ben, kızıl bir aşkla gelmek isterken sana sen somurtkan mutlulukları seçtin, gece artığı saatlerde kaldın, güneşi soğuttun gözlerinde gözlerim dondu.
Ey yâr!
Saçlarında dalgalanan o hüzün kimin?
Beni kirpiklerinden astığın günden beri milyon defa ölüyorum...
Yanlış senaryolara intiharlar biriktiriyorum...
Gidişinden hasretler yapıyorum kendime sonra yine ölüyorum.

Cüzzamlı yağmurları damlıyorsun içime.
Kapandı sesine isyan eden bu ağız.
Her adım bir intihar dirilemem artık.
Köşe başlarında ninni gibi agıt sesleri üşüşüyor kulaklarıma.
Ben hangi kimim?
Dilinde çürüttüğün o şarkı, kaleminde yanan o şiir kime yol oluyor?
Hangi gökyüzünde mutlusun?
Mutlumusun?...

Susarak haykırıyorum sana sessizliğim oluyorsun.
Geceye satıyorum düşlerimi, yalnızlık kentine göçüyorum ve her yağmur gibi kendimi ağlıyorum. Susuyorum. Aklıma düşsen yalnızlık oluyorum.
Seni seviyorum...
__________________
Hangi ruh seni duydu benim kadar derinden?
Hangi gönülde yandın böyle bir yangınla sen?
Ya benim gözlerimdir seni bambaşka gören
Ya hepsinin gözleri sana görmeden baktı....
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 09.12.08, 08:38   #168
Elyasa
Forum Admin
 
Elyasa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Nov 2005
Yaş: 40
Mesajlar: 521
Tesekkür etmis: 127
Tesekkür almis 259 -> 4.294.967.247 Konu
Standart

AŞKIN GÖZYAŞLARI......

Oturduğu yerden usulca kalktı ve yüzünü gökyüzüne döndü. Rüzgar sanki bedenini alıp götürecekmiş gibi esiyordu. Bedeni ise ona inat ayakta durmaya çalışıyormuş gibi hafif sallanarak dimdik ayaktaydı. Gözyaşları gözlerinden hırçınca çıkıyor yanaklarından hızla süzülüp yüreğine yavaşça akıyordu. Delip geçiyordu yağmur her yerini. Düşündüğü hatıralar yağmurla bir bir akıp gidiyordu içinden. Bir ara hatıraların birinde düşecekmiş gibi oldu. Eğer güçlü olmasaydı biliyordu ki o anda yere yığılıp kalacak ve bir daha kalkamayacaktı. Ölmek onun için aslında bir şey ifade etmiyordu. Ölse de olurdu yaşasa da. Ölümü düşünmek için önünde yıllar varken o yaşa şimdiden girmişti...

O zaman neye direniyordu? Ölmeyi istiyorsa neden hala yaşıyordu?

Aslında bizim gibi o da bilmiyordu bu sorunun cevabını. Belki de onu yeniden kazanabilirim umudu içindi yaşamayı seçmesi. Zor bir ihtimaldi belki de ama herşeye değerdi.

Kimse bilmiyordu içinde kopan fırtınaları yaralandığını savunmasız olduğunu. Dayanabilir sanıyorlardı oysa o çoktan yenilmişti. Gözyaşları yağmurla birleşip adeta göl oluşturmuşlardı. Saçlarında sanki bir ayrilik ezgisi dolaşıyordu.

Kimdi?

Neden böyleydi?

Neler yaşamıştı hayatın ve gerçeğin soğukluğunda...

Sevginin güzelliğini çoktan unutmuştu. Çok denemişti ondan sonra ama olmamıştı. Yapamamıştı.

Kimdi onu bu kadar yaralayan?

Y akalanamayan bir yüz mü yoksa bir ses mi?

Ondan gelecek tek bir haber bile yeterdi yaşamasına. Zaten bunun için yaşamıyor muydu?

Tek bir ses her şeyi yapmasına yeterdi.

Gel dese gelir öl dese ölürdü.

Yağmur bir anda dinince ilişkilerininde bir anda böyle nedensiz ansızın bitivermesini hatırladı.

Hayatında ilk defa mi seviyordu? Yok ikinci kez. İlkinde aşık olmuştu ama ikinci de tutulmuştu. Değişik bir sevgiydi onunki. Hem seviyor hem de nefret edebiliyordu. Yüreğinde iki zıt duyguyu aynı insan için besleyebiliyordu. Özlemi giderek artıyordu tıpkı denizin duvara hırçınca çarpması gibi özlemleri de kendisine çarparak büyüyordu. Buna bir türlü engel olamıyordu. Delicesine seviyor delicesine özlüyor delicesine kıskanıyor ve delicesine kin duyuyordu. Bitmeyen yoğun duygulardı onun için. Aylardır tek başına sürdürüyordu içinde bu sevdayı. Aslında o bir ölüyü özlüyor ve seviyordu. Ölüden hiç bir farkı olmayan bir erkeğe böyle delicesine bağlanabiliyordu. Ölü biriydi çünkü onun ne sesini duyabiliyordu ne kendisini görebiliyordu ve her şeyden önemlisi bir kalbi yoktu.

Kısa bir süre içinde onu etkilemeyi başarmıştı. Önceleri farketmemişti onu bu kadar çok sevdiğini. Güçlü sanıyordu kendini ama her görüşmelerinde yanan bir mum gibi eriyordu yavaş yavaş. Sonuna kadar yanacağını düşünürken bir rüzgarla söne vermişti mum. Çoktan sönmüştü de nedense dumanı hala daha sürüyordu. Ona yenilmişti ve ona karşı çok zayıftı. Karanlık çoktan çökmüştü ama o hala daha aynı yerdeydi. Bu akşam dolunay vardı gökyüzünde ve yıldızlar her zamankinden daha parlaktı. Oysa o bu güzellikleri göremeyecek kadar yastaydı. Bazen boşversede bu sevgiyi özlem nöbetleri dinmek bilmiyordu. Birden haykırmaya başladı :

"NedeeeeeeeeeeeeeeeN?"

Durmak bilmiyordu defalarca haykırdı en sonunda yoruldu ve yere çöküp ağlamaya başladı. Hıçkıra hıçkıra gözyaşlarına engel olamıyordu. Birden sıcak bir el dokundu omzuna. O sandı birden ve aniden döndü ama o değildi.

"Lütfen artık içeri girin"dedi.

Ayağa kalktı ve yavaş yavaş yürümeye başladılar içeriye doğru.

Geride sadece deniz köpüklü kollarını iki yana açmış gel bana dercesine bir erkek resmi kaldı deliler hastanesinin o yalnızlık bahçesinde....
__________________
Elimde deqiL Hala Seviyorum

Konu Elyasa tarafından (09.12.08 Saat 08:41 ) değiştirilmiştir..
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 09.12.08, 09:05   #169
Elyasa
Forum Admin
 
Elyasa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Nov 2005
Yaş: 40
Mesajlar: 521
Tesekkür etmis: 127
Tesekkür almis 259 -> 4.294.967.247 Konu
Standart

O Kıza (Sitem)...

Birgün giymek isteyeceği
Düşündeki beyaz gelinlik gibi
Ten rengi alnının akıyla
Aynı tondaydı o kız da
Tebessüm doğru söz gibi yakışırdı dudaklarına
Gülünce şafakları getirirdi yanaklarına
Geceyi küstürürdü sabahına
Güneş tel tel saçlarındaydı
Ay gizlenmişti gerdanına
Gündüz içimi ısıtırdı
Bayılırdım akşamına
Gözlerine süzülmüştü iki damla mavi
Gönlündeki ummandan
Ne zaman baksam
Korkardım boğulmaktan
Öyle bir yaratmış ki onu yaratan
Hani inanmasam Allah'a
Derdim
Şirinlik çalmış körpe kuzulardan
Bazen
Öptüğüm gelir de onu aklıma
Bana yazılmış sandığım alın yazısından
Kahverengi bir efkar çöker ufkuma
En koyusundan
Her aklıma düştüğünde o kız
Kanım başlar fokurdamaya
Ayrılık kelimeleri gelir lûgatlardan
Misafir olurlar kulaklarıma
Damla damla gözyaşı ikram ederim
Elvedalara yolun açık olsunlara
Ah her aklıma düştüğünde o kız
Dilimdeki duam ardından
Dilerim
Bir ömür boyu Rabbim silmesin
Baharın yeşilini yıllarından
__________________
Elimde deqiL Hala Seviyorum
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 09.12.08, 09:11   #170
Elyasa
Forum Admin
 
Elyasa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Nov 2005
Yaş: 40
Mesajlar: 521
Tesekkür etmis: 127
Tesekkür almis 259 -> 4.294.967.247 Konu
Standart

Halk Hikayesi ne zaman ortaya çıkmıştır?

HALK HİKAYESİ

1) Destanlar ve Destanımsılar
2) Tarihler ve Menkıbeler
3) Aşık Hikayeleri
4) Masallar, Fıkralar ve Efsaneler




Halk anlatılarının önemli bir türü olan halk hikayeleri, batıda ve bizde üretiliş tarz ve biçimi belirli bir tür olarak ele alınmış ve diğer anlatı türleri ile karşılaştırmalı olarak incelenmiştir.

Halk hikayelerinde de bu anlatım ananesi devam etmekle beraber mühim bazı farklar onu destandan ayırır. Bunları şöyle sıralamak mümkündür:

A-) Tarihi bir vakanın olması şart değildir.

B-) Nazım-Nesir karışıktır. Zamanla nesir nazıma üstünlük kazanmıştır.

C-) Şahısları ve olayların anlatılmasında realist, çizgilere daha çok yer verilmiştir.

D-) Kahramanlıktan çok aşk maceraları konunun ağırlığını teşkil etmektedir.

Konuları Bakımından Halk Hikayeleri:

1-) Aşk Hikayeleri

2-) Kahramanlık Hikayeleri

3-) Aşk ve Kahramanlık Hikayeleri

Coğrafi Yayılışları Bakımından Halk Hikayeleri:

1-) Anadolu***8217;da Bilinen Halk Hikayeleri

2-) Türk Dünyasının Bir Bölümünde Bilinen Halk Hikayeleri

3-) Türk Dünyasının Genelinde Bilinen Halk Hikayeleri

Çeşitli ve sayıları pek çok olan Anadolu Halk hikayeleri, çok değişik kaynaklardan gelmişlerdir. Bunlar arasında, kökleri binlerce yıl önceki Türk tarihinin derinliklerinde olanlar bulunduğu gibi, yeni olaylardan doğanlar veya yabancı kültürden aktarılanlar da vardır. Halk hikayelerini kaba bir sınıflandırma ile, aşağıdaki türlere ayırabiliriz:



1) Kozmogoni ve mitoloji konuları - Tanrılar ve evrenin yaratılışını inceler
2) Ulusun geçmişindeki önemli olaylar ve büyük önderler
Destanların günümüze kattıkları, geleneklerimiz, göreneklerimiz ve tarihimiz hakkında verdiği bilgilerdir.En önemlileri: Oğuz Destanı, Dede korkut hikayeleri, Ergenekon Destanı






***8230;
Dinleyin ağalar dinleyin beyler
Sorarım bunları birgün olur ki
Adam olup koç bir ata binmişim
Kırarım belleri bir gün olur ki
Ben yükümü dağ başında çözersem
Sıra sıra koç yiğidi dizersem
Yiğitler elinde bade süzersem
Ararım bunları bir gün olur ki
***8230;
4) Masallar, Fıkralar ve Efsaneler:
Masallar nesirle söylenmiş, dinlik ve büyülük inanışlardan ve törelerden bağımsız, tamamiyle hayal ürünü, gerçekle ilgisiz, ve anlattıklarında inandırmak iddiası olmayan, kısa bir anlatıdır. Ancak, masalı sadece ***8220;olağanüstü***8221; olayları konu eden yazı biçimi olarak tanımlamak da hata olur, çünkü, hayal ürünü olup olağanüstü olmayan masallar da vardır. Masalı hikaye, destan ve efsaneden ayıran başlıca özellik, masalın, gerek olağan-üstü, gerek gerçek hayattan alınma olayları, hayal ürünüymüş gibi anlatmasıdır.
Fıkra terimi, genelde, fıkra, latife, nükte, ve birçok hallerde sadece hikaye anlatılarına verilen genel addır. Fıkralarda kısa ve yoğun bir anlatım tekniği kullanılır. Bu anlatı biçimi, halk edebiyatında, gerek sözlü, gerek yazılı olsun, bir hazine değerindedir ancak tam olarak derlenmiş, sınıflanmış ve incelenmiş olmadıkları için bu hikayelerden yeterince yararlanılamaz.
Efsaneyi, diğer anlatım türlerinden farklı kılan efsanenin geçmiş hakkında söylediğinin gerçek olarak kabul edilmesidir. Efsaneler gerçek niteliktedir. Diğer bir anlatım farkı ise, efsanelerin günlük anlatım diliyle, uslüpsüz, düz yazı biçiminde yazılmış olmasıdır. Bir destan parçası karmaşık ve uzun soluklu anlatı bütününden kopup, kendine özgü üslup niteliklerini yitirince, sadece olağanüstü yönleriyle bir kişiyi ya da bir olayı bildirmek göreviyle sınırlanınca ***8220;efsane***8221; olur
__________________
Elimde deqiL Hala Seviyorum
Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 21:11 .

Powered by Herkonu team