Geri git   A-Z ye Herkonu > Genel Konular

Cevapla
 
Seçenekler Stil
 
 
Alt 03.09.07, 20:18   #1
dost
Herseyden Haberi Var
 
dost - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: May 2003
Mesajlar: 1.171
Tesekkür etmis: 232
Tesekkür almis 1.405 -> 462 Konu
Standart

..Cimcime68 Sundu..

11 ayin sultani RAMAZAN serif geliyor..
Ey iman etmiş kullar! Oruç sizden evvelkilere yazıldığı gibi sizin üzerinize de yazılmıştır. Ta ki sakınabilesiniz.r1;

"Ey iman etmiş kullar! Oruç sizden evvelki (ümmet)lere yazıldığı (farz kılındığı) gibi sizin üzerinize de yazılmıştır. Ta ki sakınabilesiniz (nefsinizi haramlardan koruyup, müttakilerden olasınız)."(1)

Kazi Beyzavi'nin buyurduğuna göre, müslümanlar üzerine orucun farz oluşu bu ayetle sabit olduğu gibi, Adem Aleyhisselam'dan beri bütün peygamberler ve ümmetler üzerine orucun farz kılındığı ve bütün şeriâtle de tayin edilmiş eski bir ibadet olduğu meydana çıkmıştır. Fakat bilâhare Yahudi ve Hristiyanlar, mükellef oldukları oruçların, günlerini, sayılarını ve şartlarını değiştirmişler, perhiz vesair isimlerle uydurma törenler ortaya koymuşlardır.

Allah Celle Celâlûhu bu ümmet üzerine orucun farz edilişini kuvvetlendirmek, iman ehlini oruca teşvik etmek ve nefislerini rahatlatmak için, orucun geçmiş ümmetlere de farz kılındığını beyan etmiştir.

Çünkü oruç, insanların nefislerine zor ve ağır gelen bir ibadettir. Zor olan bir şeyin ise, herkes tarafından yapılması kalpleri rahatlandırır, zorluğu giderir.

Sıyam=Oruç:

Lügatta nefsi; meylettiği, arzu ettiği şeylerden imsak etmek, yani o şeyleri yapmaktan kendini tutmaktır.

Şer'an ise:

Mükellef (akıllı, bulûğa ermiş vb. şartlar kendinde mevcut olan) bir insanın ikinci fecirden (imsak vaktinden) güneşin batmasına kadar yemekten, içmekten ve cinsi münasebetten oruç niyetiyle uzak durmasıdır.

İşte bu, Avam orucudur. Haramlardan sakınılmadan tutulan bu oruç, sıradan insanların orucudur ki, nasipleri sadece açlıktır.

"Nice oruç tutanlar vardır ki (haramdan sakınmadıkları için) oruçlarından nasipleri sadece açlıktır."(2)

Oruçlarımıza dikkât edelim. Bilhassa dedikodu, gıybet ve yalan söylememeye!

İmamı Mücahid buyurdu ki: "İki huy vardır ki. onlardan sakınanın orucu kurtulur, bunlarda gıybet ve yalandır."

Ebu Hüreyre Radîyâllahû Anh buyurdu ki:

"Gıybet orucu yırtar, istiğfar ise onu yamalar. İçinizden her kim yarın ahirette orucunu yamalanmış olarak getirmeye güçlü ise, bunu mutlaka yapsın."(3)

Yine Ebu Hüreyre Radîyâllahû Anh'dan rivayet edilen bir başka hadisi şerifte:

"Her kim yalan söylemeyi ve yalanla amel etmeyi bırakmazsa, o kimsenin yemesini, içmesini bırakmasına Allah Celle Celâlûhu'nun ihtiyacı yoktur."(4) buyurulmuştur.

Havas (Hususi kullar)'ın orucu ise, bütün haramlardan vazgeçmektir. Sadece midene ve tenasül uzvuna değil bütün organlarına oruç tutturmaktır.

Göz, kulak, dil, el, ayak hepsini haramdan uzak tutmaktır.

Ehassûl Havas (en hususi kullar)'ın orucu da Mevlâ Celle Celâlûhu'dan başka herşeyden vazgeçmektir. Yani tüm organların dışında, kalbine de oruç tutturuyor. Mevlâ Celle Celâlûhu'dan başkasını koymuyor oraya, masivaya yer yok.

Allahû Tealâ bizlere; hususi, özel kullarının, dostlarının orucunu nasip eylesin. Amin!

Oruç Hicret'ten bir buçuk sene sonra, Şaban ayının 10. gününde Ramazan'ın farziyeti Peygamberimiz Sâllâlahû Aleyhi Vesellem'e beyan olunmuştur.

Orucun meşruiyetindeki hikmet, nefsi haramlardan korumak olduğuna işaret etmek için Cenabı Hak ayetin sonunda buyurmuştur ki:

"Oruç sizin (haramlardan sakınmanız) için farz kılınmıştır."

Zira oruç insanın şehavani gücünü kırdığı gibi heva ve hevesini de kökünden sökmekte ve uzuvların bütün arzularını azaltmaktadır.

Vücutta bir organ vardır ki, o aç olunca tüm organlar tok olur. O tok olunca tüm organlar aç olur.

O organ midedir. Aç oldu mu organlar, hele iftara doğru iyice acıkmışsın, gözünde harama bakacak fer, dizinde sağda solda gezecek kuvvet yok. Lâkin iftardan sonra mide doydu mu, organlar acıkır, gözler açılır fıldır fıldır. Tükürük bezleri çalışır, dil konuşur, şunun bunun hakkında dır dır eder...

Velhasıl oruç, nefisleri gemler, fakirin, yoksulun, açın derdini anlatır. Özellikle Çeçenistan'da mücadele veren, rahat yemek yiyemeyen müslüman kardeşlerimizin derdini bir nebze olsun hissettirir.

Onlara dua edelim iftar saatlerinde...

İbni Amr Radîyâllahû Anh'dan rivayet edilen bir hadisi şerifte:

"Oruçlunun iftar vakti mutlaka kabul olunmuş bir duası vardır."(5) buyurulmuştur.

Öyle bir aydayız ki, orucuyla, teravihleriyle, mukabeleleriyle bütün hayırları ve bereketleri kendinde toplamıştır.

"Ramazan ayı, öyle bir aydır ki, Kur'an onda indirildi."(6)

"Ramazan ayı girdiğinde, Cennet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar o ayda zincire vurulur."(7)

İmamı Rabbani Kuddise Sirrûhu Mektubat'ında şöyle buyuruyor:

"Bilinmelidir ki, Ramazanı Şerif ayı çok büyük bir aydır. Bu ayda namaz, zikir, sadaka gibi, yapılan her nafile ibadet Ramazan ayı dışında bir farzı edaya denktir. Bu ayda bir farzı eda eden ise, diğer aylarda yetmiş farz eda etmiş gibidir."

Efendimiz Aleyhisselam buyurmuştur ki:

"Kim bu ayda bir oruçluyu iftar ettirirse, günahları affolunur. Boynu Cehennemden azad olur ve iftar ettirdiği kişinin ecrinden bir şey eksilmeden, bir misli de iftar ettiren alır."(8)

Bu arada Sahabei Kiram şöyle dedi:

'Ya Rasulûllah! Bizden hemen herkesin oruçluya iftar ziyafeti vermeye gücü yetmez ki."

Peygamberimiz Sâllâllahû Aleyhi Vesellem buyurdu ki:

"Oruçluya bir hurma veren de bu sevabı alır... Oruçluya bir bardak su veren, bir tas süt ikram eden de bu sevabı alır."

Bu ayda işçisinin işini hafifleteni Allah Celle Celâlûhu affeder

ve Cehennemden azad eder. Ramazan ayı girdiğinde Efendimiz Aleyhisselâm bütün esirleri salar ve isteyene izin verirdi. Bu ayda hayırlara muvaffak olan kişiye, o senenin tamamında Allah Celle Celâlûhu'nun muvaffak kılması refik olur. Bu ay kalp huzuru olmadan geçerse bütün sene dağınıklık üzere geçer.

Yani bu ay nasıl geçerse, bütün sene öyle geçer. O hâlde bu ayı ganimet bilerek kendimize çeki düzen verelim, ibadet ve taâtimize dikkât edelim. Tevbe istiğfarla kendimizi mutlaka affettirelim. Bu ay da affolunmayan daha ne zaman affolunacak?

Kul tevbe kapıları kapanmadan Allah Celle Celâlûhu'ya tevbe etmelidir. Mevlâ'ya dönüş zamanı geçip gitmeden, O'na dönmelidir.

Yine Ramazanı Şerifin faziletine dair, Ebu Hûreyre Radîyâllahû Anh'dan rivayet edildiğine göre Resulûllah Sâllâllahû Aleyhi Vesellem buyurdu ki:

"Ümmetime Ramazan'ı Şerif ayında beş haslet verilmiştir ki, onlar kendilerinden evvel hiç bir ümmete verilmemiştir. Oruçlunun ağız kokusu Allah Celle Celâlûhu indinde misk kokusundan daha hoştur. İftar edilinceye kadar melekler, onlar için istiğfar eder. Allah Celle Celâlûhu hergün Cennetini süsler, sonra (ona hitaben) "yakında salih kullarım kendilerinden sıkıntı ve eziyetleri atıp sana varacaklar" buyurur. O ayda azgın şeytanlar zincire vurulur. Binaenaleyh başka ayda yaptıklarına o ayda ulaşamazlar. Ramazanı Şerifin son gecesinde (oruç tutan kullar) affolunurlar. O zaman:

'Ya Resulûllah! O gece Kadir Gecesi'midir?" diye sorulunca;

"Hayır!

Lâkin çalışan kişiye ücreti, işini bitirdiği zaman verilir." buyurdu.(9)

Mevlâ Celle Celâlûhu bizleri böyle bir aydaki hayır ve bereketlere muvaffak kılarak en büyük bir nasiple en yüksek ücretle (mükâfatla) merzuk eylesin. AMİN

Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 03.09.07, 22:33   #2
cimcime68
Herseyden Haberi Var
 
cimcime68 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Jul 2007
Yaş: 39
Mesajlar: 1.117
Tesekkür etmis: 195
Tesekkür almis 441 -> 197 Konu
Standart

herkesten ALLAH razi olsun...{sadce analmadigim neden boyle bi sayfa ki ozel konu acilsa bence daha guzel olurdu din anlaminda cok karisik boyle buranin yetlikisinden randevu istiyorumyetkilisinden ama}}
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 04.09.07, 21:56   #3
dost
Herseyden Haberi Var
 
dost - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: May 2003
Mesajlar: 1.171
Tesekkür etmis: 232
Tesekkür almis 1.405 -> 462 Konu
Standart

Gel Ey Güllerin Efendisi!.

Gel ey, konuşurken dudaklarına tebessümler karışan!..
Gel ey, yüzüne üzgünlerin üzüntüsünü dağıtmak yaraşan!..
Gel ey, ateş-i aşkına yanmak için âşıkları birbiriyle yarışan!..

Gel ey!...

Ayrılığında çoğalan alevleriyle arınalım aşkının; yanalım yandıkça ve yandıkça yanalım. Aşk yüzünden elbisesi yırtılan da, Hak uğruna gözlerini kurutan da seni arzulamakta şimdi. Bizi kendine madem yine sensin bağlayan ve ayrılığının derdine yine sensin ayrılıkla derman olan, o hâlde gülümse bize Efendim, bize gülümse. ***8216;***8216;Allah onları sever; onlar da Allah***8217;ı sever***8217;***8217; sırrına ermekte rehberimiz ol, tut günahkâr ellerimizden; günahkâr ellerimizden tut.

Sen ey!..

Gelsen hayallerimize bir kez***8230; Ve üzerine sepet sepet güller döksek biz. Gelsen düşüncelerimize bir an***8230; Ve baharları sersek ayağına çiçek çiçek, mevsim mevsim, ıtır ıtır***8230; Dolunaylar yerine doğsan dünyamıza bir vakit***8230;Ve zatını gündüz değilse, hayalini gece göstersen bizlere. Girsen ansızın düşlerimize, şevkat parmaklarınla okşasan başımızı ışık ışık***8230; Ve ışığına düşsek pervaneler gibi; pervaneler gibi ışığına düşsek.

Gel Efendim***8230;

Bir kez doğ içimize de isterse kaybolsun dolunaylar güneşler***8230; Gir gözümüze de bir nefes, isterse silinsin tutyalar, sürmeler***8230; İlham olup ak gönlümüze bir anda, isterse yitirilsin uçtan uca naatlar ve gazeller, beyitler ve dizeler uçtan uca yitirilsin isterse***8230;

Gel Efendim, dostluğuna muhtacız; umutsuz ve çaresiz bırakma çaresizlerini. Gel yeter ki, hakkımızda verilecek her hükme razı olalım.

Gel ey, bitir bitmeyen hasretini içimizde!..
Gel ey, onsuz mutluluk bulamadığımız!..
Gel ey, kendisine lâyık olamadığımız!..
Gel benim Efendim, bir kez olsun dokun yüreğime, yüreğime dokun bir kez olsun***8230;

Yüreğim kanıyor efendim, kanıyor yüreğim!..

Çığlık çığlığa beşeriyet, çiğnenmiş reyhanlar misali hep seni arıyor. Uyandır, zindanlara koyduğumuz Yusufî sevdalarımızı efendim! Uyandır, bahtını üftadelerinin!..

..İskender Pala..
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 04.09.07, 22:02   #4
dost
Herseyden Haberi Var
 
dost - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: May 2003
Mesajlar: 1.171
Tesekkür etmis: 232
Tesekkür almis 1.405 -> 462 Konu
Standart

Efendime Mektup........

Asrın günahkârları adına, Efendiler Efendisine (s.a.v),

Sana ***8220;gel***8221; demeye yüzümüz yok Efendim. Sen kabul buyur bizi, sen
davet et de biz varalım o ravzay-ı pâkine yalınayak. Gerekirse
yollarında emekleye emekleye, hatta sürünerek, yüzüstü gelelim
huzuruna. Sen kabul et ki biz senin uğruna her türlü ezâya, cefâya
razıyız.

Sümeyye***8217;ler (r.a) misali bizi de ayaklarımızdan bağlayıp develeri
ters istikamete sürsünler. Bedenlerimiz iki parça olsun. Vücudumuz
tek parça olarak kapına gelmekten utanıyoruz. Bir değil bin parça
olsun bedenlerimiz de yeter ki kabul et bizi. Kabul et ki Bilâl
(r.a) gibi bizi de kızgın kumlara yatırsınlar ve diyebilelim
Allah***8217;ın huzuruna çıkarken, o gün, senin ve dinin için bütün
meşakkatlere katlandık diye. Kabul et ki Habbab bin Eret (r.a) gibi
bizi de bir hasıra sarmalasınlar ve sonra da yaksınlar. Senin
yolunda feda edilmemiş bir can olarak huzuruna gelmekten utanıyoruz
Efendim. Yeter ki sen ***8220;ümmetim***8221; diye kabul et bu asrın
günahkarlarını Efendim.
Bizi de ***8220;liva-ül hamd***8221; sancağının altında topla, o dehşetli günde. O
gün öyle dehşetli gün ki bütün beşeriyet hatta peygamberler dahi
***8220;nefsî, nefsî..***8221; dediği gündür. Sadece senin ***8220;ümmetî, ümmetî..***8221;
diyeceğin o günde, bizi yani bu acizleri, bu günahkar ümmetini bir
halimizle perişan bırakma Efendim.

Öyle bir hale düştük ki Efendim, gündüzlerimiz bile siyaha boyandı.
Sen kokmayan gülleri büyüttük bahçelerimizde. Senin için olmayan
neyimiz varsa hep renksiz, neyimiz varsa hep yağmalandı çaresiz. En
kutsal hediyesiydin Yaradan***8217;ın bize. Heyhat ki koruyamadık tam
manasıyla seni. Asır, sinede ateş misali oldu.. İman elde kor gibi
Efendim. Sevgili diye yılanlar atıldı koynumuza.

Ey Güllerin Sultanı! Sana gel demeye yüzümüz yok. Sen davet buyur
bize. Biz gelelim alemlere rahmet olan Sen***8217;in nurlu eşiğine. Davet
et ki bütün meşakkatler kabulümüzdür. Tek temennimiz bu asrın biz
çaresizlerini de ***8220;Ey rabbim! Bunlar da benim ümmetimdendir***8221;
demendir. Toprak olup aslımıza döneceğimiz günler elbette uzak
değildir. Bir tebessüm buyur ki gittiğimiz yerler nurunla
aydınlansın Efendim.

Amellerimiz bizi cennetin yanına bile götürmez ki sana muhabbetimiz
olmadan. Bizi ***8220;ümmetim***8221; diye kabul et ki asırlardır hep dünyaya bel
bağlamış şu günahkarların artık Sen***8217;in muhabbetinle yürekleri taşsın
cihandan, cuş-u huruşa gelsin yüreklerimiz sana olan aşkla.

On dört asır evvelinden ***8220;Ümmetim yağmur misalidir. Evveli mi ahiri
mi hayırlıdır bilinmez***8221; buyurmuştun. Ama Efendim, biz haramlarla
günahlarla hemhal olduk daim. İçimiz dışımıza bir çevrilse ne kadar
acınacak halde olduğumuz görülecek. Allah ise bu halimiz mahşere
sakladı. Bu yüzden başımız önümüzde eğik, bu yüzden sana ***8220;Gel Ey
Efendim***8221; diyemiyoruz. Çünkü sana gel demekten utanıyoruz Ey
Gönüllerin Şehremini. Öyle ise biz gelelim kapına. Kapına gelip
Kıtmir***8217;in olalım Sen***8217;in daima.
Kabul et nolur. Yoksa başımıza dağlardan daha büyük taşların
yağacağı gün yakındır. O gün kaçacak yer olmayacak Efendim. Azığımız
olan salih amelleri boynumuzda gerdanlık yapamadık bu dünya
zindanında. Kalplerimiz taş kesildi Ey Gönüllerin Sultanı! Ummanlar
çekilip kurudu birer birer. Hayat çöl ortasında kaldı çaresiz.

Sana ***8220;gel***8221; diyemiyoruz Efendim, ***8220;doğ gecelerimize***8221; diyemiyoruz sana
Sultanım. Ama nolur sen kabul et de senden gayrı neyimiz varsa
hepsini geride bırakıp sana gelmek istiyoruz. ***8220;Af diliyoruz***8221;
kapında. Ey Güllerin Sultanı! Bize yüzünü çevirme nolursun.

Efendim! Sana salât olsun.. selamlar olsun..

Bizleri sana ümmet yapana hamdü senalar olsun..
__________________
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 06.09.07, 01:31   #5
dost
Herseyden Haberi Var
 
dost - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: May 2003
Mesajlar: 1.171
Tesekkür etmis: 232
Tesekkür almis 1.405 -> 462 Konu
Standart

..BesmeLe Ceken Kadın..

Bir Kadın her söze ve işe başlarken besmele çekermiş. O kadının birde münafık bir kocası varmış. Besmele çekmesine çok kızarmış. Hanımını Besmele ile ilgili bir işte mehcup etmeye karar vermiş.

Bir gün hanımına, içerisinde para bulunan bir kese verir, "Bunu sakla , sonra senden isterim" der.

Hanımı keseyi Besmeleyle bir yere koyup üzerini örter. Kocası, hanımın haberi olmadan gidip keseyi alıp ve kuyuya atar. Sonra gelip hanımından keseyi getirmesini ister.

Kadın keseyi koyduğu yere gidip, Besmele çeker. Allahü teala o anda Cebrail aleyhisselâma, yer yüzüne inip keseyi kuyudan alıp yerine koymasını emreder. Cebrail aleyhisselâm keseyi kuyudan alıp suları akar bir vaziyette yerine koyar.

Kadın keseyi almak için elini uzatınca, keseyi ıslak bir halde bulunca "Bu kese nasıl ıslandı?" diye hayretler içinde kalır. Hiçbir şeyden habersizce kocasına götürüp verir.

Bu durum karşısında Hayretler içinde kalan kocası da hemen tevbe edip salih bir müslüman olur.

Bundan sonra her işe başlarken ve bir şey yaparken Besmele çekmeye başlar.
Offline   Alıntı ile Cevapla
Tesekkür edenler:
kizilay (16.09.07)
 
Alt 11.09.07, 15:55   #6
dost
Herseyden Haberi Var
 
dost - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: May 2003
Mesajlar: 1.171
Tesekkür etmis: 232
Tesekkür almis 1.405 -> 462 Konu
Standart

..Skorpio Sundu..

Ölüm Sırasında AzraiLLe Konustuklarım...

Sabah kalktım. Güzelce kahvaltımı da yaptım ve işe gittim.
Klasik bir gün... Diğerleri gibi, sıradan bir başlangıç...
Nöbetçi arkadaştan öğrendiğime göre, gece problem çıkmamış cihazlarda. Bu iyi haber işte! Zaten dünden devam eden 2 tane sistem arızası vardı.
Cihaz odasındaki klimalar da problemli. Hem de ta kurulduğu günden beri!
Bugünde firmanın birinden eleman gelecek, onlarla ilgilenmem lazım. İş çok bugün! Akşamı nasıl ederim bilmem. Bu hafta çok yoğun geçecek. Sezonda başladı malum. Beklentilerimiz epey yüksek.
Neyse, odama gittim ve kapıyı kapadım. Bilgisayarımı da açtım ve maillerimi kontrol ediyordum ki, kapı çaldı. ***8220;Girin***8221; bile diyemeden kapı açıldı ve içeriye bir ***8220;şey***8221; girdi, kapıyı da kapadı hemen!
Aman Allah***8217;ım! O da ne!? Tanımlayamadım bir türlü. Kadın desen değil, erkek desen değil, turist belki! Bir çirkinlik abidesi! Kesin 10 gün rüyalarımın baş rol oyuncusu olur.
Ona ***8220;Kimsiniz?***8221; diye sormama bile fırsat kalmadan:
- Hadi kalk gidiyoruz! dedi...

Aaa! Hem de Türkçe konuştu! Şaşırdım ama bozuntuya vermedim.
- Sizi ilk kez görüyorum. Kimsiniz?
- Ruhunu bedeninden söküp almak için görevlendirilen meleğim ben! Nam-ı diğer Azrail! Cehennem habercisi!
- Dalganın sırası değil şimdi. Lütfen odamı terk edin. Yoksa güvenliği çağırırım!
- Çağırsan ne olur? Beni sadece sen görüyorsun!
- Dalga geçme. İşim gücüm var benim. Seninle uğraşamam...
Bir yandan Azrail değildir diyorum ama böyle bir kişinin bana haber verilmeden buraya kadar gelmesi imkansız ki! Eyvaaah! Ya gerçekse! Bittim ben, bittim!
Savsakladığım namazlarım, ahirette buruşturulup yüzüme çarpılacak olan oruçlarım geldi aklıma...
Ufacık dünya menfaatleri için teptiğim Allah***8217;ın emirleri geçti gözümün önünden hızla...
Eti için kesilen bülbül, tahtası için yakılan saz gibi...
Gayri ihtiyari:
- Mesai saatleri içinde olmaz! deyiverdim. Sanki benden bitecek bir işi varmış gibi...
-Neden? dedi.
-Şu an hazır değilim!
-Neye hazır değilsin?
-Kabirde ve öbür alemde başıma geleceklere!
-Ama senin son kullanma tarihin bugün son. 08 7. Sen ayvayı yedi... Hem sana yeterince vakit verilmedi mi?
-İnan ki, bu yaşta öleceğim hiç aklıma gelmemişti.
-Neden?
-Gencim daha, ciddi bir sağlık problemim de yok. Turp gibiyim evelallah!
-Senin yolun mezarlığa hiç düşmüyor herhalde! Ya da hastanelerin acil servislerine, morglara! Oradakilerin hepsinin teni buruşuk mu?
-Değil de yani!... Bana 1-2 ay kadar daha süre tanısan?
-Bu kadar kısa bir sürede ne yapabilirsin ki, onlarca yılını heba etmiş biri olarak?
-İbadet borçlarımı öderdim... Kaza üstüne kaza ederdim namazlarımı deliler gibi... Kalplerini kırdıklarımdan, üzerimde hakkı olanlardan helallik dilerdim. Dünyanın öbür ucunda olsalar, taşların altına saklansalar gene de bulur, her şeyimi verir, haklarını helal ettirirdim. Üzerimde kul hakkı kalmasın diye... Daha vasiyetimi bile yazmadım hem!
-Yeterince vaktin vardı! Yapsaydın! Neden düşünmedin? Engel mi oldular sana?
-Hiç ölmeyeceğimi sanmıştım. Hep başkaları ölüyordu, başkalarının selaları okunuyordu minarelerden. Ben muaftım sanki ölümden. Meğer bu iş parayla değil, sıraylaymış.
-Bir sene önceden haberin olsaydı geleceğimden, neler yapardın?
-Kalan zamanımı çok iyi değerlendirirdim!
-Hadi be sen de! Kimi kandırıyorsun! İlk 2 gün iyi giderdin. Namaz-niyaz full, sonra dönerdin gene eski haline. Bulurdun bir de bahane kendine. Her şey yine eski hamam eski tas olurdu. Bir rüyaydı o derdin sana verdiğim habere, kendini avutmak için...
Haklıydı! Kaç kere hastalık geçirmiş, kaza atlatmıştım... Bunların hepsi birer haberdi aslında ama üzerimdeki etkisi çoğu zaman 2 gün bile sürmemişti...
Ama şimdi kafamı taşlara vurmaya bile vaktim yoktu artık!...
Bu arada telefonum çaldı. Başmüdür arıyordu. Önemli bir arıza varmış, trafiği durduran. Acil gitmemi istedi. Her şey önemini kaybetmişti ki benim için: para, pul, mevki, kadın, nefs... Her şey sıfırla çarpılmıştı. Can derdindeydim ben. Bir de baş da olsa arka da olsa müdürle veya başka bir şeyle falan uğraşacak durumda değildim. ***8220;Bırak bu fani işleri***8221; deyip kapadım telefon suratına müdürün...
Baktım sırıtıyordu Azrail. Demek alışkındı benim gibi jetonu iş işten geçtikten sonra düşenlerin panik hallerine. Ben de güldüm gayri ihtiyari... Neye güldüysem! Ağlamayı bile beğenmemem lazımken!... En iyi savunma saldırıdır taktiğine geçtim hemen!
-Hem sen, Azrail de olsan, can almakla da görevli olsan nihayetinde bir melek değil misin? Ne bu surat? Korku filmindeki yaratıklar gibi! Allah seni nurdan yaratmamış mıydı?
-Nurdan yaratılmasına nurdan yaratıldım. Bu arada laf aramızda, güzelliğim dillere destandır.
-Hiç de öyle görünmüyorsun ama! Notr Damın Kamburu bile sana on beş çeker.
-Orası öyle! Ben de surat çok! Ama sor bakalım senin yanına neden bu suratımla geldim? Utanma sor, sor!
-Neden bu suratla geldin yanıma?
-İnsanın ameli güzelse ona güzel görünürüm ben. Hayatını Allah***8217;ın rızasına göre dizayn etmeyenlere de çirkin görünürüm. Şimdi sana göründüğüm gibi! Ben senin aynanım şu anda. Kalp gözü açık olanlar, yüzüne baksalardı seni böyle görürlerdi!
-Desene EYVAH!
-Eyvah ki ne eyvah!
-Birazdan kabirde başına neler gelecek biliyor musun? Karşılama mahiyetinde? Ön sıcaklardan!
-Pek hayra alamet değil şu anki verilerim.
-Okusaydın Allah***8217;ın kitabından, Resulünün sünnetinden!... İşin ciddiyetini kavrasaydın, uykuyu haram ederdin gözlerine!... Neden okumadın?... Bir arkadaşından yıllar önce gelip de hiç okumadığın bir mektubun var mı? Ya da açmadığın bir mail? Madem Allah***8217;ın kitabının kapağını açmadın, bük boynunu ve sus!
- Dünya meşgalesi...Geçim derdi... Para, mevki, nefs, kadın... Çepeçevre kuşattılar beni, kıramadım sarmalı!
-Halbuki dünyada kalma süren ne kadar azdı oran olarak! Bunu da biliyordun üstelik! Birazdan gideceğin hayat ise ebedi! Nasıl olur da senin gibi akıllı geçinen bir adam okyanusu unutur da bardakta boğulur? (Haşa) Allah***8217;ın yerine kendini koy! Senin gibi bir kula müstehak değil mi azap! Bunca akıl vermiş ilim vermiş, dininden seni haberdar etmiş...
-Haklısın! Ama dünya gözle görülüyor ama öbür dünya gayb, göz önünde değil!
-Merak etme, biraz sonra ölünce, gaybın önündeki perdeler kalkacak!... Kuran***8217;da ve hadislerde anlatılıyor bunlar. Sen de okudun hem! Üstelik başkalarını uyaran yazılar da yazdın. Muhtelif yerlerde anlattın bile! Neden o zaman bu gafletteki ısrarın?
-Başkalarına nasihat verirken kendimi unutmuşum...
-Allah da din günü seni unutur o zaman! Bir yandan ele öğüt verirken diğer yandan da kırmadık söğüt bırakmadın ortalıkta!
-Maalesef, biliyorum, kendim düştüm ve ağlamaya hakkım yok.
-Kendin ettin kendin buldun! Hadi artık gidiyoruz, fazla oyalama beni. Senden sonra iki gafil daha var sırada!
-Bırak çekiştirmeyi ya! Nereye gidiyoruz?
-Allah***8217;ın sana hazırladığı azabı tatmaya.
-Doğru adrese geldiğinden emin misin? Benim adımda çok insan var da, hani o bakımdan!
-Adın gibi eminim. Zaten nokta tarifler var elimde. Iskalamam mümkün değil!
-Son bir şey soracağım: Allah***8217;ın rızasına uygun olsaydı yaşamım, nasıl olacaktı ölümüm? Nasıl bir diyalog geçecekti aramızda?
- Ben senin canını almaya gelince yüzümdeki güzelliği görünce hayrete düşecek ve: ***8220;Aman Allah***8217;ım! Bu ne güzellik! Rüyada mıyım ben!***8221; diyecektin. Çünkü o zaman cennet müjdecisi olacaktım sana, şimdiki gibi cehennem habercisi değil! Seni Rabbine götürmeye geldiğimi söyleyecektim. Sen korkuyla karışık: ***8220;Rabbim benden razı değilse?***8221; diyecektin. Ben de yüzümdeki güzelliği hatırlatıp korkmana gerek olmadığını söyleyecektim. İçini bir huzur kaplayacaktı.
-Keşke hayatımı yeniden yaşayabilme imkanım olsaydı...
-Geçmiş olsun!... Neyse! Ailen ve sevdiklerin aklına gelecekti bir bir... Ama onların da zamanı gelince dünyadaki rollerinin son bulup yanına geleceklerini hatırlayınca rahatlayacaktın... Tereyağından kıl çeker gibi ayrılacaktı ruhun bedeninden... Bulutların üstünde gibi, yumuşacık.... Haberin bile olmayacaktı. Gül bahçesine girer gibi... Tüm hücrelerinde hissedecektin mutluluğu...
-Ama şimdi
-Çığlık atmayı bile beğenmeyeceksin çekeceğin acıdan!... Saat de tam 08 7 oldu. Bak konuşmaktan kelime-i şehadet bile getirmeyi unuttun...
...
Gözümün önündeki perdeler açılmaya başladı...
Gayb meğer ne yakınmış...
Keşke iş işten geçmiş olmasaydı...
Neler yapmazdım ki!
Artık hiçbir değeri yok ***8220;keşke***8221;lerimin...
ÇARP SIFIRLA!

__________________
..Eskiden Yeterdim Kendime..Artardım Bile..Simdi Ne Yapsam Nafile..Kim Demiş Can Eskimez Diye..Bu Can Tedirgin Tende..Canda Eskimiş Bende..
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 17.09.07, 15:16   #7
gira
O Artik Bizden
 
Üyelik tarihi: Dec 2003
Mesajlar: 13
Tesekkür etmis: 8
Tesekkür almis: 1 -> 1 Konu
Standart

selam arkadaslar...bir sorum olacak, is yerinde ufak bir tartisma oldu... oruca niyetlendigin zaman, imsak dan önce mi karnini doyurup baglayacaksin, yoksa sabah ezanindan önce de olabilirmi ?
__________________
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 17.09.07, 15:38   #8
dost
Herseyden Haberi Var
 
dost - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: May 2003
Mesajlar: 1.171
Tesekkür etmis: 232
Tesekkür almis 1.405 -> 462 Konu
Standart

Al***305;nt***305;:
gira´isimli üyeden Al***305;nt***305; Mesaj***305; göster
selam arkadaslar...bir sorum olacak, is yerinde ufak bir tartisma oldu... oruca niyetlendigin zaman, imsak dan önce mi karnini doyurup baglayacaksin, yoksa sabah ezanindan önce de olabilirmi ?
Oruç Ezanla Mı Başlar, Yoksa Vakitle Mi?..(Sanırım Soru Bu Dimi)..

Cevap....

Hemen ifade edelim ki, oruç ezanla değil vakitle başlar. Ezanlar orucun başlama vaktini değil namazın başlama vaktini bildirir. Ayrıca ezanı okuyan erken de okuyabilir, geç de.

Bu sebeple, orucun başlama bitme vaktini ezan sesleri değil takvimdeki imsak ve iftar dakikaları bildirmiş olur. Bunun için, bulunduğunuz yerin imsak ve iftar dakikalarını iyi bilmek gerekir ki, imsak ve iftarda bir yanılgıya maruz kalınmasın, yanlışlıkla oruç yeme hatası meydana gelmesin.

İmsak ve iftarda bir yanılgı nasıl meydana gelir, oruç yeme hatası nasıl oluşabilir? Şöyle ifade edebiliriz durumu:

İmsak vakti girdiği halde girmedi zannıyla yemeye devam eden insan orucunu yemiş olur. Yahut da iftar vakti girmediği halde girdi zannıyla orucunu açan insan da orucunu yemiş olur. Bunlara hata ile oruç bozma hali denir. Bu kimselerin hata ile bozmuş oldukları bu oruçlarını Ramazan***8217;dan sonra yeniden tutmaları, yani kaza etmeleri gerekir. Hata ile bozulan oruçlarda kefaret değil sadece gününe gün olarak kaza etmek yeterli olur. Yani sakatlanan oruç, sağlamıyla sonra değiştirilmiş olunur.

Nitekim abdest alırken yahut da gusül yaparken oruçlu olduğunu bildiği halde dikkat ve tedbir eksikliğinden dolayı boğazından aşağıya su kaçırır da orucunu hata ile bozarsa, bu orucu da sonra yeniden tutmak icap eder. Çünkü bu da kasıtla değil hata ile bozma halidir. Hata ile bozulan oruçlar sadece kaza edilir, kefaret icap etmez. Çünkü kasıt yok, bir dikkat eksikliği, bir tedbirsizlik söz konusudur.

Kaynak İse..Ahmet Şahin

Umarım işinizi görür..
__________________
..Eskiden Yeterdim Kendime..Artardım Bile..Simdi Ne Yapsam Nafile..Kim Demiş Can Eskimez Diye..Bu Can Tedirgin Tende..Canda Eskimiş Bende..
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 17.09.07, 16:02   #9
dost
Herseyden Haberi Var
 
dost - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: May 2003
Mesajlar: 1.171
Tesekkür etmis: 232
Tesekkür almis 1.405 -> 462 Konu
Standart

Oruçluyken Çok Sorulan Sorulardan..Bir Kaçı..

1-Oruçlu kimsenin diş doldurtması, kaplatması, çektirmesi gibi tedavilerde oruç bozulur mu?
Cevap:
Aslında bu gibi tedavilerde boğazdan aşağıya, bedenden içeriye bir şey gitmezse, mesela kan ve ilaç yutulmazsa oruç bozulmaz. Çünkü orucu bozacak herhangi bir madde ne boğazdan aşağıya kaçmış ne de bedenden içeriye geçmiştir. Öyle ise orucu bozacak bir durum söz konusu olmamıştır tedavilerde... Bununla beraber oruçlu iken morfinli diş çekiminin orucu bozmayacağı ifade ediliyorsa da diş tedavisini iftardan sonraya bırakmakta (şüpheden kurtulmak için) isabet vardır. Acil bir durum yoksa tabii...

2-Göze, burna, kulağa damlatılan ilaçlar orucu bozar mı?
Cevap:
Bu konuda da farklı tıbbî görüşler vardır. Buna göre, göze, kulağa damlatılan ilaç orucu bozmazsa da burna akıtılan ilacın yemek borusu ve mideyle bağlantısı bulunduğundan dolayı orucu bozacağı görüşünü öne çıkaranlar vardır. Demek oluyor ki, burna akıtılan ilaç içeriye akacak derecede çoksa orucu bozar, göze, kulağa akıtılan bozmaz. Diyanet ilmihaline de bakılabilir. (İsam)

3-Kadın adet göreceği günü de oruca niyet etmeli midir? Yoksa adet görme ihtimali olan günde oruca niyet etmese de olur mu?
Cevap:
Adet göreceğini sandığı günü de oruca niyet etmesi uygun olur. Adeti başlamazsa orucunu sürdürür. Başlarsa anladığı an hemen bırakır. Bir karışıklık söz konusu olmaz. Hatta iftar saatine yakın da olsa adetin başlamasıyla orucun bozulması uygun olur. O halde iken oruç tutulmaz.

4-İlaç alıp da adeti Ramazan***8217;dan sonraya tehir ettirmek caiz olur mu?
Cevap:
Caiz olsa da sıhhi açıdan mahzur ihtimali akla gelmektedir. Zira her bünye ilaç almaya müsait olmayabiliyor. En iyisi, oruç tutulmalı, özür başlayınca bırakılmalı, yenen günleri de sonra kaza ederek borçtan kurtulma tercih edilmeli, zorlamaya gerek duyulmamalıdır...

Çünkü ***8220;tut***8221; emri de dinî emirdir, adet başlayınca ***8220;tutma ***8220;emri de... Bu sebeple tutunca itaat etmiş de tutmayınca isyana yönelmiş olunmaz. Belki her iki halde de Rabb***8217;imizin emrine uyulmuş, ikisinden de sevap kazanılmış olunur. Bundan dolayı bir maneviyat büyüğünün hanımlara şu hitabı düşünülmeye değer doğrusu. Demiş ki:

- Hanımefendiler!.. Sizler Allah***8217;ın ne bahtiyar kullarısınız!.. Orucunuzu tutar, sevap alırsınız, yer yine sevap alırsınız. Çünkü her iki halde de emre uymuş oluyorsunuz...

5-Dudak ve tırnaktaki boya orucu bozar mı?
Cevap:
Dudaktaki boyanın sökülüp de parçası boğazdan aşağıya inmesi halinde orucun bozulacağı bilinmektedir. Böyle bir yutma söz konusu olmazsa ister ruj, isterse başka boya sürmekle oruç bozulmaz. Ancak bu gibi boyalar tabaka teşkil edecek kadar kalın olur da abdestte ve gusülde altına su geçirmezse, burada sorun çıkar, abdestin, guslün sıhhatine mani olur. Bu boyaları iyi incelemek gerekir. Kına gibi tabaka teşkil etmediği takdirde bir mahzur söz konusu olmaz...

6-Astımlı hastaların kullandığı sprey orucu bozar mı?
Cevap:
Nefes almakta zorluk çeken astımlının boğazına pompaladığı hava orucu bozmaz!..

Çünkü bu bir hayati ihtiyaçtır. Üstelik yutulan hava zerreciklerinin içeriye gittiği doğru olsa bile akciğerden ileriye geçmediği, mideye ulaşmadığı ve susuzluk ihtiyacını karşılamadığı da ileri sürülmektedir. Bu sebeple astımlının nefes almayı kolaylaştıran hava pompalamasının orucu bozmayacağı yolunda Diyanet***8217;in de kararı vardır...

Önceden hastaneden alabildiğim film çektirme sıram oruçlu iken geldi. Oruç bozduracak şeyler içiriyorlar film çekerken. Ne yapayım?.. O gün orucu mu bırakayım, yoksa bir daha kolayca alamayacağım sıramı mı?..
Cevap:
Hastanede orucu bozduracak şeylerin olacağını biliyorsanız o gece oruca niyet etmezsiniz. Dolayısıyla muayene günündeki oruç bozucu hallerden dolayı da oruç bozmuş sayılmazsınız... Sonra, niyet etmediğiniz günün orucunu kaza edersiniz. Sırası gelmiş tedaviyi terk etmeyebilirsiniz.

Belli zamanlarda enjeksiyon yoluyla (insülin) almaları gereken (şeker hastalarının) oruç tutmalarında tıp bakımından bir sakınca bulunmazsa, oruçlu iken (insülin) iğnelerini yaptırmaları oruçlarını bozmaz. Çünkü şeker hastaları bunu yaptırmadan yaşayamaz. Hayati bir tehlikenin olduğu anlarda iğne yasağı yoktur zaten. Şayet hastalığın şiddetlenmesi gibi ciddi bir mahzur yoksa iğneler iftardan sonraya bırakılırsa daha sağlamı tercih edilmiş olunur.

__________________
..Eskiden Yeterdim Kendime..Artardım Bile..Simdi Ne Yapsam Nafile..Kim Demiş Can Eskimez Diye..Bu Can Tedirgin Tende..Canda Eskimiş Bende..

Konu dost tarafından (17.09.07 Saat 16:09 ) değiştirilmiştir..
Offline   Alıntı ile Cevapla
Tesekkür edenler:
Lottswism (30.06.14)
 
Alt 21.09.07, 13:05   #10
dost
Herseyden Haberi Var
 
dost - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: May 2003
Mesajlar: 1.171
Tesekkür etmis: 232
Tesekkür almis 1.405 -> 462 Konu
Standart


Ve..Bir Kac Soru Ve CevapLar......

1. Soru: Oruçlu kimsenin kolonya koklaması orucu bozar mı?

Cevap:
Koku orucu bozmaz. Zaten havayı kokusuz kılmak da mümkün olmaz. Her yerde az çok koku olur. Hele sokakta, egzoz kokusundan tutun da her türlü havayı koklamak mümkündür. Astım hastalarının ağız içine pompaladıkları havanın dahi orucu bozmayacağı yolunda Diyanet***8217;in fetvası vardır. Bununla beraber bozar mı bozmaz mı, diye şüpheye düşenlerin rahat etmeleri için şüphe ettikleri şeylerden uzak kalmayı tercih etmeleri daha yerinde bir tedbir olur.

2. Soru: Oruç tutan hanım bazen pişirdiği yemeğin dil ucuyla tadına tuzuna bakıyor, sonra da dilinin ucundakini tükürüyor. Bazen de oruçlu kimse dişlerini fırçalıyor, ağız kokusunu önlemek için buna ihtiyaç olduğunu düşünüyor. Bunlar orucu bozar mı?

Cevap:
Bu gibi konularda dikkat edilecek temel nokta şudur: Gerek dil ucuyla yemeğin tadına tuzuna bakmada, gerekse diş fırçalamada yeme yahut da içme gerçekleşiyor mu? Yani boğazdan aşağıya bir şeyler kaçıyor mu? Dikkate alınacak husus budur. Bu ölçü ile baktığımızda şöyle diyebiliriz:

Oruçlu hanım, pişirdiği yemeğin tadına, tuzuna dil ucuyla bakar da, sonra dili ucundakini boğazından aşağı kaçırmaksızın dışarıya atarsa, yeme de yok, içme de. Öyle ise bununla oruç bozulmaz. Diş fırçalama da böyledir. Boğazından aşağıya macun parçası veya su kaçırmazsa orucu bozulmaz, kaçırırsa bozulur. Çünkü böyle durumlarda boğazdan aşağıya bir şeylerin kaçmasında ya yeme gerçekleşmiş olur ya da içme.

Anlaşılan odur ki, oruçlu kimseler, orucu bozma tehlikesi taşıyan şeylerden uzak kalsalar, daha isabetlisini yapmış olurlar. Yemeğin tadında tuzunda bir kontrol eksikliği olursa, yemeği yiyenler bunu tabii bulmalı, oruçlu hanımı dil ucuyla da olsa yemeğin tadını tuzunu hissetmeye mecbur bırakmamalılar.

Oruçlunun ağız kokusunu da İlahi emre uymanın bir işareti olarak görüp takdir ve tebrik sebebi bilmeli, Allah***8217;ın cennet kokusu değerinde bulduğu bir kokuya karşı rahatsızlık duymamalı, bilgisizlik ve anlayışsızlık örneği göstermemelidir.

Diş fırçalama sırasında ağzı iyice aşağıya indirip boğazı da yukarıda tutma halinde ağızdan boğaza yukarı su çıkamayıp aşağıya akacağından, orucu bozma tehlikesi meydana gelmeyecektir. Mutlaka diş fırçalamak durumunda kalanların böyle bir dikkati göstermelerinde isabet olsa gerektir.

3. Soru: Hata ile orucunu bozan kimse, bu orucuna yine devam edecek, sonra bunu yeniden tutarak kaza etmiş olacaktır. Bunda bir şüphe yoktur. Ancak, böyle hata ile bozduğu orucunu, artık orucum bozuldu, tutmaya gerek kalmadı (zannıyla) yese yani orucuna son verse bu kimse kefaret mi yüklenmiş olur, yoksa yediği günün orucunu mu tutması gerekir?

Cevap:
Normalde bilerek kasdı şekilde Ramazan içinde oruç yiyip içmelerde oruç bozulur, kefaret de yüklenilmiş olunur. Bu yüzden Ramazan içinde bilerek orucunu yiyen kimse iki ay oruç tutma kefaretini yüklenmekten kurtulamaz. Ancak bu kimse orucunu (kasten) yemiyor da, artık tutmak gerekmez (zannıyla) yemiş bulunuyorsa, bu (zan) onu kefaretten kurtarır, yediği tek günü sonra kaza etmekle kurtulur, diyenler çoğunluktadır...

Bu sebeple, hata ile oruç bozanlar, orucum bozuldu, diyerek yememeli, oruca devam etmeliler. Sonra bu orucu yeniden tutarak kaza etmeli, sakat oruçlarını sağlamıyla değiştirmiş olmalılar. Nitekim abdest alırken, guslederken dikkatsizlik yüzünden boğazından içeriye su kaçırarak hata ile orucunu bozan kimse, bu orucuna yine devam etmeli, sonra bunu yeniden tutarak kaza etmeli, sakatsız oruçla değiştirmiş olmalıdır.

4. Soru: Sahura kalkan kimse, yıkanması gerektiğini anlasa ne yapacak? Yıkanmaya girse sahur vakti geçecek, aç kalacak; yıkanmasa cünüpken yemek yemiş olacak?

Cevap:
Sahura kalkan kimse yıkanmaya vakit bulamazsa ekmeğe değen elini, ağzını yıkar, normal olarak sahur yemeğini yer, sonra da guslünü yaparak orucuna devam eder. Cünüplük hali yemeğe ve oruca mani olmaz.
__________________
..Eskiden Yeterdim Kendime..Artardım Bile..Simdi Ne Yapsam Nafile..Kim Demiş Can Eskimez Diye..Bu Can Tedirgin Tende..Canda Eskimiş Bende..
Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 17:05 .

Powered by Herkonu team