MUSTAFA ÜNAL
m.unal@zaman.com.tr Yorumlar
Ülke normalleşirse CHP oy kaybeder mi?
Düne kadar CHP'nin kavga etmediği kim kalmıştı, sorusunun tek cevabı vardı, o da askerî kesim... Bugün CHP askerî kesimle de kavga halinde. 'Hayır, bunun öncesi de var' diyerek mart ayında kara harekâtının erken sona ermesine yönelttiği eleştirileri hatırlatabilirsiniz. Doğru, o zaman Genelkurmay Başkanı ile CHP Lideri arasında söz düellosu yaşanmıştı. Ancak bu konjonktüreldi, olağan bir görüş ayrılığıydı, siyasi mücadeleye askerin bulaştırılmasıydı.
Şimdi durum farklı ve çok daha ciddi. Son kavganın fitilini Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu ateşledi. 'Askeri Şûra'da nasıl hiç ihraç olmaz' dedi ve ardından akla ziyan yorumlar yaptı. Bununla da yetinmedi, 20 gün sonra emekli olacak Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'a zırhlı araç tahsis edilmesini de diline doladı. 'Fiyatı çok yüksek, önceki Genelkurmay başkanlarına da bu özelliklerde araç verilmiş miydi?' diye sordu.
Genelkurmay Başkanlığı, Kılıçdaroğlu'nun sorularına bir açıklama ile cevap verdi; ancak buna rağmen eleştirilerini sürdürdü, yeni sorular sordu, Genelkurmay'ı çelişkili olmakla itham etti. Kılıçdaroğlu'nun sözleri sadece kendisini bağlamaz, yönetici konumda, partiyi de bağlar. Eleştirileri partisi adına yaptığını söylemek mümkün. Haliyle bu kavga Kılıçdaroğlu'nun değil, CHP'nin kavgası. Yani kavga kişisel değil, kurumsal. CHP ile asker arasında.
Kılıçdaroğlu'na da bir parantez açmak isterim, kadrolaşmaktan falan söz ediyor, bir dönem başında bulunduğu SSK'da nasıl kadrolaştığını cümle âlem biliyor, devletin resmî raporlarına kadar girdi. Bu konudaki sicili hiç de temiz değil anlayacağınız.
Şûrada ihraç olmaması CHP'yi niye üzdü anlamak mümkün değil. İtirazına haklılık oluşturacak sağlam gerekçesi olsa neyse. Arkasında bit yeniği ararken bilgi ve gerçeklerden hareket etmiyor, komplo teorilerine sığınıyor. Marjinal partilerde görmeye alışık olduğumuz bu davranış biçimi doğrusu anamuhalefet partisine yakışmıyor. Bundan sonraki şûralarda yaşanacak ihraçların sorumlusu CHP olmayacak mı?
Görevleri gereği Genelkurmay başkanlarına zırhlı araç tahsis edilmesi anlaşılabilir bir durum. Büyükanıt'ın dört defa suikast atlattığı açıklamaya da yansıdı. Tehlike ve tehditlerin emeklilik yaşamında da devam edeceği dikkate alınırsa zırhlı aracın anlayışla karşılanması gerekmez mi?
Her iki konu da kavga haline getirilecek kadar ağır değil. Peki, CHP neden kavga peşinde?.. 'Gerilimden besleniyor, onun için kavgasız yapamıyor' diyebilirsiniz. Haklısınız, normalleşmeden hoşnut olmadığı ortada. Tansiyonu yükseltecek konu ararken askerî sahaya girmesinin izahı olmalı. Toplumun bilinçaltında yer eden 'CHP ordu eşittir iktidar' algısını yıkmak için olamaz. Bu formül anlamını yitirdi. Seçmenin vermediği iktidarı siyaset dışı odaklardan elde etmenin mümkün olmadığını yaşayarak gördü CHP. Son bir yıl içinde yaşananlar bile iyi tecrübedir.
Kavganın nedeni Yaşar Büyükanıt Paşa'ya dönük beklentilerin boşa çıkmasının bir sonucu olabilir mi? Mümkün. Açıkça söylemek gerekirse sol siyasetin de içinde bulunduğu çevrelerde, Büyükanıt'ın Genelkurmay Başkanlığı koltuğuna oturmasıyla AK Parti'nin iktidardan uzaklaştırılmasına dönük ciddi beklentiler vardı. Büyük bir heyecan ve sabırsızlık içinde ara rejim benzeri bir yapı umuyorlardı. Burada da iktidar armağan edilecek tek parti CHP idi. Ama olmadı. Büyükanıt muhtıravari açıklamalar yaptı, fakat siyaseti altüst edecek eylem planlarından uzak durdu. Büyükanıt'tan hayal kırıklığına uğrayanlar arasında CHP'nin de olduğunu söylemek yanlış olmaz. Eleştiriler bundan kaynaklanmasa da bu psikolojinin etkisinin olduğunu düşünüyorum.
Sebebi her ne olursa olsun Ankara'daki manzara-i umumiye şu ki; CHP'nin kavga etmediği bir asker kalmıştı, şimdi askerî kesimle de kavga halinde. Gerilimi ve kavgayı siyaset tarzı olarak benimsemiş bir partinin uzun süre daha iktidar yüzü göremeyeceği açık. Askerle bile kavga ederse, varın gerisini siz düşünün...