BU DÜNYANIN EVVELİNİ SORARSAN
Bu dünyanın evvelini sorarsan
Allah bir Muhammet Ali'dir Ali
Sen bu yolun sahibini ararsan
Allah bir Muhammet Ali'dir Ali
Tahtını terketti İbrahim Edhem
Süleyman Nebi'ye verildi hatem
Her kulun alnına yazıldı sitem
Kişinin çektiği yoludur yolu
Erenler öldürür yoldan şaşanı
İhlas ile kaldırırlar düşeni
Tarikatta her kişinin nişanı
Erenler katında bellidir belli
Erenler elinden dolu içildi
Ol saatte kıl-ü kaiden geçildi
Firdevs-i alada güller açıldı
Cennet-i alanın gülüdür gülü
Pir Sultan Abdal'ım ummana daldı
Yenemedi kendin engine saldı
Hak-i payınıza yüz süre geldi
Erenlerin kemter kuludur kulu
BU YIL BU DAĞLARIN KARI ERİMEZ
Bu yıl bu dağların karı erimez
Eser bâd-ı sabâ yel bozuk bozuk
Türkmen kalkıp yaylasına yürümez
Yıkılmış aşiret il bozuk bozuk
Kızılırmak gibi çağladım aktım
El vurdum göğsümün bendini yıktım
Gül yüzlü cerenin bağına çıktım
Girdim bahçesine gül bozuk bozuk
Elim tutmaz güllerini dermeye
Dilim tutmaz hasta hâlin sormaya
Dört cevabın manâsını vermeye
Sazım düzen tutmaz tel bozuk bozuk
Pir Sultan'ım yaratıldım kul diye
Zâlim paşa elinden mi öl diye
Dostum beni ısmarlamış gel diye
Gideceğim amma yol bozuk bozuk
BÜLBÜL NE YATARSIN KALK FÎGAN EYLE
Bülbül ne yatarsın kalk figan eyle
Şakıyıp ötmenin günleri geldi
Yeşil yaprak arasında gül kaldı
Sevip koklamanın günleri geldi
Benim yârim gelişinden bellidir
Ak elleri deste deste güllüdür
Bizi ziyan eden esmer tenlidir
Niyaza varmanın günleri geldi
Abdal Pir Sultan'ım bu dünya fâni
Boz bulanık akar dağların seli
Yanına almış da nazlı dilberi
Doldurup içmenin günleri geldi
ÇOKTAN BERİ YOLLARINI GÖZLERİM
Çoktan beri yollarını gözlerim
Hatırım sormaya yâr sen mi geldin
Gönlümün yemişi bağı bostanı
Ayva ile turunç nar sen mi geldin
Gelip şu yanımda oturan mısın
Serimi sevdaya yetiren misin
Ağır yüklerimi götüren misin
Katar maya ile dür sen mi geldin
Yüzünde benlerin hindidir hindi
Bilmem melek midir arştan mı indi
Bir su ver içeyim yüreğim yandı
Ağustos ayında kar sen mi geldin