Geri git   A-Z ye Herkonu > Genel Konular

Cevapla
 
Seçenekler Stil
 
 
Alt 04.09.07, 10:02   #11
rayiha
Moderator
 
rayiha - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Apr 2006
Mesajlar: 349
Tesekkür etmis: 289
Tesekkür almis 145 -> 36 Konu
Standart

Seni hala sevdiğimden değil..ama belki beni hala sevdiğinden


Gökyüzde yıldızlar gibi parlıyordum bir zamanlar sevdanla..ama artık söndü yıldızlar vedasız gidişinde...seni hala sevdiğimden değil ayzdıklarım çizdiklerim..ama kimbilir belki beni hala sevdiğindendir..sevememekle suçlayamazsın beni...sevemessin beni sevdiğin gibi kimseyi..
bitti belki ölümsüz sandığım sevdam ama izi kaldı acıyor hala yaram..
unutmayacaktık hani birbirimizi hani söz vermiştik bırakmayacaktık ellerimizi..birbirimiz için çarpacaktı kalplerimiz ne zaman biri durursa öbürü de duracaktı beraber.nerde yeminlerimiz asla bırakmam deyişlerimiz..
gidişinle durdu kalbim kırmızı ışıkta duran bi araba gibi ansızın ani bi frenle...geri kalkışı çok zor oldu ama dedim ya geçte olsa oldu.
şimdi kızıyorsun belki bana...suçluyorsun sevdanı taşıyamamakla..ama haksızsın...
ayrılık vakti gelmiş gibi acısı çöktü içime..sensiz başlayacak artık hayatım sen olmadan seni görmeden sana bakmadan devam edecek belki de böyle bitecek..
o soluk kırmızı gülü bırak ellerime
son bir şans dile yaban_gülüne
bensiz çok iyi bak kendine
artık dur de o yaramaz kalbine


alıntı
__________________
Benim Sevdam Kırmızı
Offline   Alıntı ile Cevapla
Tesekkür edenler:
SAHmerdan (04.09.07)
 
Alt 04.09.07, 23:10   #12
dost
Herseyden Haberi Var
 
dost - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: May 2003
Mesajlar: 1.171
Tesekkür etmis: 232
Tesekkür almis 1.405 -> 462 Konu
Standart

Mecnun Olmak Başkadır Çook Başka...

Leyla'nın ve Mecnun'un yaşadığı devirlerde bir kıtlık olur.

Anlatılan hikayeye göre Leyla aç insanlara sıcak yemek dağıtmaktadır.
Uzun yemek kuyruğuna geçenler arasında Mecnun da vardır.
Fakat sıra Mecnun'a geldiğinde Leyla yemek vermek
yerine elindeki kepçeyi Mecnun'a vurur. Mecnun ise
bir ödül almış gibi sevinerek gider ve tekrar sıraya geçer.

Buna bir anlam veremeyen halk Mecnun'a sorar:
-Behey deli oğlan, her seferinde dayak yiyorsun,
hâlâ ne diye sıraya geçiyorsun?..

Mecnun'un verdiği cevap, "neden Mecnun olduğunun" da cevabıdır aslında...

-Görmüyor musunuz; Yalnız bana vuruyor!...
........
Offline   Alıntı ile Cevapla
Tesekkür edenler:
TatLi_BeLaa (08.09.07)
 
Alt 05.09.07, 10:12   #13
rayiha
Moderator
 
rayiha - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Apr 2006
Mesajlar: 349
Tesekkür etmis: 289
Tesekkür almis 145 -> 36 Konu
Standart

Sen Giderken
Merhaba! Umarım herşey istediğin gibidir. Ben sevdiğim insanların mutlu olmasını isterim ve senin için de bu geçerli. Çünkü sen de saygı gösterdiğim ve sevdiğim çok özel birisin.
Sen benden uzaklaşmak istiyosun sanırım. Belki de yanılıyorumdur. Ama durumunu biliyonum ve seni çok iyi anlıyonum. Duygusallık işin için girince bazen gerçekleri görmemizi engelliyor.
Konuşacak neler vardı senle bilmiyorsun... Bitmeyen bir gecenin ulaşılmayan aydınlığında, güneşe ihtiyaç duymaksızın yaşayacaktık sıcaklığımızda. Öyle bir sıcaklık biliyo musun? Karlar düşerken tenine, güneşi aramıyorsun hiç! Karanlık da umrunda değil,
Sevdiğin var yanında... Birikmiş hayalleri beklemediğin bir anda yaşıyosun, tutamayacağını sandığın mutluluğu sarmışsın sımsıkı... Umrunda değil hiç bişey! Baharı da beklemiyorsun artık!Sevdiğinin teni var ya! Bilemezsin böyle bir hayalin yaşattığı duyguları... Bilemezsin böyle bir hayalin seni nasıl hayata bağladığını! Bilemezsin! Bilemeyeceksin hiç bir zaman...
Çok iyi bak kendine!!! Ama çok iyi!!!

Beni hayallerimle başbaşa bırakmak senin tercihindi. Beni unutmaya çalışmak senin eserindi!

Zamansız bir yağmur yağarsa bir gün tenine;
Bırak dokunsun, açma şemsiyeni
Zamansız bir rüzgar eserse şehrinde;
Bırak okşasın, kaçırma saçlarını...


Sen var ya en deli köşeme oturdun... Beklemediğim bir anda hem de... Belki yanlış belki yakışıksız oldu benimki... Ama güzeldi gelişin... Bazen yaşanan küçük anlar, ömür boyu yaşananlardan daha anlamlı oluyor... Ve biz yetinmeliyiz bize sunulan kısa ama muhteşem güzelliklerle... Seni çok özleyeceğim!!!

alıntı
__________________
Benim Sevdam Kırmızı
Offline   Alıntı ile Cevapla
Tesekkür edenler:
Lottswism (16.06.14)
 
Alt 06.09.07, 10:32   #14
rayiha
Moderator
 
rayiha - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Apr 2006
Mesajlar: 349
Tesekkür etmis: 289
Tesekkür almis 145 -> 36 Konu
Standart

YeniLdim yine.
YanıLdım.
Sandım ki ...
Bir yerlerde beni düşünüyorsun hiç çıkarsız, haLa.
...
***8216;***8217; ÖzLedi ***8216;***8217; dedim.
***8216;***8217; Pişman ***8216;***8217; dedim.
***8216;***8217; Seviyor haLa ***8216;***8217; ... dedim.
YanıLmışım !!!
...

Çok zor aşk bu ...

Yok ki karşıLıqı sende ...

...

Kısa bir teLefon qörüşmesiydi sadece.
Şaşırmıştım ... Bir o kadar da sevinmiştim.
Sıcaktı sesin, nefesin.
YaLnızdın benim oLmadıqım yerLerde, biLiyordum.
Seni bana çeken yaLnızLık mıydı ?
Yoksa hiç emin oLamadıqım sevqin miydi ?
Kafamı karıştırıyordun yine ...
BiLerek mi yapıyordun bunu bana ?
...
Zaman qeçtikçe ,,, deqişmediqini farketmeye başLadım.
Sen, yine o biLdiqim yabancısın.
Bana hâLâ en uzak oLansın.
...

Çok zor aşk bu ...

Yok ki karşıLıqı sende ...

...
Gördün mü yine qözyaşLarımı ?
MutLu oLdun mu ?
Hep hoşuna qitti deqiL mi canımı yakmak ?
Kazandın mı kendi yarışını ?
...
Kaybettim ,,, doqru.
Ama seni kaybettim sadece.
Sevqiyi, aşkı, qüzeLLiqi kaybetmedim.
Sende buLamadıqım sayqıyı kaybetmedim.
İnsanLıqımı, umutLarımı, hayaLLerimi kaybetmedim ...
...
Beni yaLnız bıraktın ...
Yarı yoLda bıraktın bu defa da.
YaLnız yaşayamadım ...
Zamanı bahane etmiyorum şimdi.
Zaman deqiL ,
Sendin yanLış oLan.
YanLış adamdın.
...

Çok zor aşk bu ...

Yok ki karşıLıqı sende ...


...
Vazqeçiyorum ...
Sevqimden ...
BeLki aLdıqım nefesten bir süre ...
Acı qerçeqimLe kayboLuyorum yarınLarından.
Artık aqLamak yok bana ...
Senin için aqLamak yasak bana ...
HoşçakaL ,,,


alıntı
__________________
Benim Sevdam Kırmızı
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 08.09.07, 09:25   #15
rayiha
Moderator
 
rayiha - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Apr 2006
Mesajlar: 349
Tesekkür etmis: 289
Tesekkür almis 145 -> 36 Konu
Standart

Aşk Bize Hiç Uğramadı...

Aşkı yaşayarak öğrenmedik biz. Onun gizli sancılarını yüreğimizde hissetmedik. Aşk, içimizde kapanması zor yaralar açmadı bizim.

Çünkü aşk bize hiç uğramadı.

Eski sevda masallarını dinledik büyüklerimizden ya da kitaplarda yazılanlardan ve çizilenlerden.

Onun üzerine yazılmış nice destanlar dolandı dillerden dillere, ağıt olup yükseldi yüreklerden gökyüzüne.

Belki bakışta alevlendi belki de küçücük bir sözde, bir dokunuşta, bir tende...

Ama bizde olmadı hiçbir zaman o alevler, bizim yüreklerimizi dağlamadı.

Çünkü aşk bize hiç uğramadı.

Şiirler dinledik şairlerden. İçimize hüznün gölgesi düştü. Ellerimizde soluverdi bütün kan kırmızı güller. Aşkı anlamaya yetemedi bazen kelimeler.

Bir aşk şarkısı düştüğünde dilimize sıcacık duygulardı kaplayan benliğimizi. Düşlerimizi zorlayan bir kadının bir erkeğe ya da bir erkeğin bir kadına olan aşkıydı.

Nasıl başlardı ilk duygular?

Bir şimşek nasıl çakıverirdi aniden?

Aşk nasıl damlayıverirdi bir yüreğe?


Akışkan bir şey miydi? Bulunduğu ortamın şeklini mi alırdı? Bilemedik. Sadece seyrettik aşkı ve nasıl yaşandığını.

Çünkü aşk bize hiç uğramadı.

Nasıl elleri titrerdi insanın ya da yüreği nasıl delice çarpardı? Aşk denilen şey bir iç sızısı mıydı? Geceleri insanı uyutmayan bir baş belası mıydı?

Bilemedik, tıpkı dudaklarda ya da bakışlarda başlayan yangının yürekleri nasıl ele geçirdiğini bilemediğimiz gibi.

Belki de hiç bilemeyeceğiz ama beklemeye devam edeceğiz inatla, belki bir gün kapımızı çalarsa diye...


alıntıdır....
__________________
Benim Sevdam Kırmızı
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 08.09.07, 18:48   #16
Scorpio
Banned
 
Üyelik tarihi: Aug 2004
Mesajlar: 1.729
Tesekkür etmis: 94
Tesekkür almis 584 -> 276 Konu
Standart

edebiyatı seviyosun sannırım
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 08.09.07, 18:54   #17
rayiha
Moderator
 
rayiha - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Apr 2006
Mesajlar: 349
Tesekkür etmis: 289
Tesekkür almis 145 -> 36 Konu
Standart

Al***305;nt***305;:
Scorpio´isimli üyeden Al***305;nt***305; Mesaj***305; göster
edebiyatı seviyosun sannırım
sevilmezmi edebiyat
__________________
Benim Sevdam Kırmızı
Offline   Alıntı ile Cevapla
 Sensizlik ..
Alt 09.09.07, 00:27   #18
SAHmerdan
Herseyden Haberi Var
 
SAHmerdan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Dec 2005
Mesajlar: 1.685
Tesekkür etmis: 117
Tesekkür almis 330 -> 106 Konu
Standart Sensizlik ..

Seni andım çalan her zilde koşup baktım balkondan ama sen değildin her cavapsıza hemen baktım ya annem yada yakın bir dost balkondan geçen herkese baktım aralarında sen yoksun her gün sinemanın önünde bekledim yoksun hafta sonları gittiğimiz havuza oradan nargile içtiğimiz kafede de yoktun bara gitmeyi sevmezsin ama oraya da baktım orada da yoksun telefon etmeye yüzüm yok yüz yüze görüşmek istedim biliyorum bana kızgınsın ama seni gerçekten seviyorum ve kendi hatamın cezasını seni kaybetmekle ödüyorum her yeni bir güne ya yaşlı gözlerle yada ayılmamış sarhoş olarak başlıyorum gittiğinden beri yüzüm gülmüyor yalan aşklarla kendimi avutuyorum ah be sevgilim bana bir küçük şans ver lütfen seninle bir çay içimi yada bir merdiven sohbetine bile razıyım yeter ki bana fırsat ver sana öyle çok ihtiyacım var ki anlatamam sana layık olmak istiyorum sözünden dışarı çıkmayacağım ah ipek saçlım resminle artık avunuyorum resmin bile acımı hafifletiyor uyumamak istiyor gözlerim rüyalarım hep aynı küçük tepenin üzerinde kurulmuş evimiz ve köpeğimiz bahçede mangal keyfi görüyorum bunları çok görme bize istersen sende aşarız her şeyi bunu yeter ki tüm kalbinle iste sen ne istiyorsun bilmiyorum ama ben sadece senin içinde olduğun hayatı istiyorum bu bahar sabahına uyanırken her şey gönlümüzce olsun ne ayrılık ne sensizlik ne kara bulutlar günümüz aydınlık sevgimiz beraber olsun bir tanem seni ilk gördüm andan daha çok seviyorum***8230;
__________________
Offline   Alıntı ile Cevapla
 Sevgi de bir yaşam felsefesidir
Alt 09.09.07, 00:28   #19
SAHmerdan
Herseyden Haberi Var
 
SAHmerdan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Dec 2005
Mesajlar: 1.685
Tesekkür etmis: 117
Tesekkür almis 330 -> 106 Konu
Standart Sevgi de bir yaşam felsefesidir

Sevgi gerçektir, iyiliktir, güzelliktir, anlayıştır, uyumdur. Bu ortamda duygular hep bir akış içinde olurlar. Önlerinde setler oluşturmamaya çalışmak her insanın bilinçli bir tavrı olmalıdır. Bu duygular, insanın gerçek kimliğinin, düşünce ve davranış biçimlerinin yaşama yansımalarıdır. Sevgiyi, büyük bir samimiyetle ve özellikle ciddi bir biçimde isteyin ve bir yaşam felsefesine dönüştürün. Sevgi saf ve pürüzsüz bir yansımadır. Kendini bilen, kendini duyan, var oluşunun farkındalığına varan herkes, her zaman bir sevgi esintisi içinde daha huzurlu bir yaşam sürer. Şöyle çevrenize bir göz atın. Çevresi ile kavgalı, geçimsiz, huysuz, hoşgörüsüz insanların kendi yaşamlarına yansımalarında, çektikleri sevgi açlığının izlerini bulursunuz. Sevgiden ve şefkatten yoksun, ***8220;Kutsal Sevgi Dünyası***8221;nın varlığından bile habersiz bir ortamda, büyük baskılar ve madde kalıpları ile büyümüş insanların, bu güzelim ***8220;Sevgi Mabedi***8221;ni keşfetmeleri için, iki kat çaba göstermeleri gerekecektir. Hiçbir şey nedensiz değildir ve olamaz da. Kişinin bağımsızlığı, kendini sorgulayabilmesinin kökeninde, su yüzüne çıkmamış bir yığın nedenlerin varlığına bağlıdır. Bu nedenlere inmek ve gerçekle yüz yüze gelmek, insanın sevgi açlığını aşması için çok önemlidir. Sevme gereksinimi, toprağın suya olan gereksinimi gibidir. Sevgi, kişisel dünyanın, topluma, doğaya açılması, herkese bir tür ortaklık payı sunması, tüm insanlara iç dünyasının kapılarını aralaması olayıdır. Orada, birlik, anlayış, hoşgörü, şefkat günlük yansımalar halinde vardır. Sevgi, ancak bu biçimde kalıcı bir yaşam felsefesi haline gelir. Sevgi, bir üretim olayı değildir. Sevgi varlıktan varlığa aktarılan, kullanılan, değerlendirilen, var oluşta yansıyan, paylaşılan ve tüm bunlar olurken devamlı olarak artan ve insanları bir araya getirip kaynaştıran bir enerjidir. Sevgi, genel yapısı gereği, hep var olan olduğuna göre, sevginin ayrıca üretilmesi diye bir şey yoktur. Ancak, belirli bir gelişim ve bir algılama süreci içinde olan insanlar arasında, kişiye, duruma, gelişim düzeyine göre geç ya da öncelikli olarak algılanmış olabilir. Dolayısıyla sevginin keşfi, kişinin iç potansiyeline, özüne, gerçek kimliğine dönüşümü ile olanaklı olur. Yine bu değerler içinde az ya da çok bir ölçümlemeye giderek, ardından da yaşama geçirmemiz de olasıdır. Sevgi bir bütünün yansıması olarak, o bütünün kaynağından her tarafa yayılan bir güçtür. İçimizden kaynaklanmakta olan bu enerjiyi daha kolay ve daha çabuk bir biçimde yansıtacak ve çevremize yayılmasına ön ayak olacağımız bir kararlılık içinde olmamız gerekmektedir. Bizler, yetişme tarzlarımız gereği, sevgi enerjisinin bizden yansıması için gerekli olan bir ortamı kolay kolay yaratamıyoruz. Hem de sevgi kaynağının kendi özümüzde olduğunu bildiğimiz halde... Güncel yaşamın, dünyevi kısıtlamaların bizlerde oluşturdukları engellerle, dirençlerle, olumsuzlukların tortuları ile öyle bir hale geliyoruz ki, aslında saf ve pürüzsüz ***8220;biz***8221; olan sevgiyi bir türlü yaşayamıyor ya da yaşamaya yanaşmıyoruz. Doğaldır ki, bu durumda yaptığımız sevgi gösteri ve sözde uygulamalarında kolaycılığa ve gösterişe kaçarak ailemize, komşularımıza, çıkarımız olan yakın çevremize hep yapaylıkların sahteliğini sunuyoruz. Sevgisizliğin kaynağı ve yapay tavırlarımız, kendimize koyduğumuz engeller ve oluşturduğumuz dirençlerdir. Ancak insanlar ortak bir sevgi çevresinde toplanmaya hazır ve gönüllülerse, tüm evren, bunu oluşturmak için sanki bir özel çaba harcar. Çünkü doğanın mayasında sevgi gücü ve verme gücü vardır. Doğayla uyum, insanla uyumu; insanla uyum, dünya ile, evren ile uyumu sağlar. Bu konuda gösterilecek çaba ve özen asla başarısızlığa uğramayacaktır. Eğer, bizim bir isteğimiz yoksa, kim bize bir şey verme iddiasında bulunabilir. Her şeyin mutlaka kendisine ait olması gerektiği, kesinlikle bir egosal saplantıdır. Sevginin temel niteliği; insanın bencilliğinin dar çerçevesinden kendisini kurtarması ve ardından yaşamın en güzel coşkularını, sonsuz enginliklere, sınırsız mutluluklara ulaştırabilme üstünlüğüdür. Çünkü, bu varılan nokta, gerçek insan olmaya geçişin en üst noktasıdır. Kısacası; tekilin, çokluk içinde kendisi ile buluşmasıdır. Seven insan, sevmesini bilen insan; kime, nereye, neden ve niçin bakarsa baksın, göreceği hep sevdiğine yansıyan kendi görüntüsü olacaktır. Oysa, sevgi duygusu, tam anlamıyla saf ve pürüzsüz bir vericilik ve devamlılık duygusu içinde yerini bulur ve hiçbir biçimde bencil değildir. Bizim aradığımız, anlatmaya çalıştığımız sevgi, her şeyi kapsayan, insanın özüne yönelik bir duygudur. Bu noktaya vardığımızda hiçbirimiz kendi doğrularımız gibi ayrı ayrı kabullenmelere, ısrarlara kesinlik ve katılıkla yanaşmayacağız. Kişilerin sayısının çokluğu, doğrularının önemini göstermez. Bu noktadan sonra herkes için tek yol gerçeğe yönelmektir. Herkesin aynı görüş ve hareket içinde olacağı ve varacağı bu nokta gerçek adı altında tanımladığımız ***8220;Sevgi Dünyası***8221;dır. Sevgi kaynağının sonsuz oluşu gibi, kendisi de sonsuzdur. Ancak onu algılayabilen ve yaşama geçirebilenler için...
Sevgi yaşamın ta kendisi, yaşam da sevginin yansımasıdır.
__________________
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 09.09.07, 00:31   #20
SAHmerdan
Herseyden Haberi Var
 
SAHmerdan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Dec 2005
Mesajlar: 1.685
Tesekkür etmis: 117
Tesekkür almis 330 -> 106 Konu
Standart

Merhaba!
Siz, siz olun insani değerlerinizi öldürmeyin! Ağlamaksa ağlamak, gülmekse gülmek, hüzünlenmekse hüzünlenmek, sevmekse sevmek. İnsan bir makina değil, duygusuyla, merhametiyle, sevgisiyle insandır.
Ve nitekim yaşamak. Tek bir dokunuşta, bir bakışta gizli, hissetmekle kalan sahici değerler... Yapay değerlerimizde büyüttüğümüz, her şeyi lükste,parada, maddiyatta aramanın, hırsın, bencilliğin, çürümüşlüğün gerçek değeri ne olaki.
Hayatımıza o kadar çok karmaşa ve ucuz değerler girdiki, her gün biraz daha kaos, biraz daha karmaşa içinde yaşamın farkına varmadan kaybolup gidiyoruz. O kadar çok acele yaşıyoruzki hayatı. Bir tabloya bakarken yada bir şiiri okurken bile neyi anlattığını, üzerinde durup düşünmeye fırsat bulamıyoruz.
O kadar çok sevgi varki yarım kalan, bu acelecilikten sevgileri bile yaşayamıyoruz, paylaşamıyoruz. Dostluklar bile sahte ve çıkar ilişkilerinden öteye geçmiyor. Farkında mısınız? ne kadar çok özlüyoruz doğal dostlukları ve sevgileri.
Peki biz gerçekten dost olabiliyor muyuz insanlara, çıkarsız sevebiliyor muyuz insanları?
Neden hep yalnızlığı seçiyoruz çoğunlukla, neden hep boğulduğumuzu sanıp kaçıyoruz insanlardan? Bu acelecilik bu korku bu kaçış niye? Sevgileri gerçek dostlukları öldürmüyor muyuz hep beraber, sevgilerimizi de öldürecek kadar sevgi katili olmuyor muyuz?
***8220;Bir gün sormuşlar Bektaşi erenlerinden birine:"Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır? "diye."Bakın göstereyim" demiş ermiş.
Önce sevgiyi dilden gönle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış.Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da derviş kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar.
Ermiş "Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz" diye bir de şart koymuş. "Peki" demişler ve içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına.En sonunda bakmışlar beceremiyorlar,öylece aç kalkmışlar sofradan. Bunun üzerine "Şimdi..." demiş ermiş.
"Sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe."Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa."Buyrun" deyince her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, karşısındaki kardeşine uzatarak içmişler çorbalarını. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan.
"İşte" demiş ermiş."Kim ki hayat sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse o aç kalacaktır.Ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır şüphesiz.
Şunu da unutmayın:Hayat pazarında alan değil, veren kazançlıdır her zaman..."
Biliyoruz ki, düşündüklerimizle yaşantımız arasındaki ilintiler çoğu kez özlenenin, umulanın dışında kalıyor. Toplum olarak da, bireysel olarak da, durmadan bir karamsarlığa bir yılgınlığa doğru sürükleniyoruz. Bunları söylerken edebiyat yaptığımı yada bilgiçlik tasladığımı sanmayın. salt bireycilik, bireysel saplantılar değil bunlar. toplumsal bir yangına dönüşmüş durumda.

Bunları yazarken bir arkadaşımın anlattığı ve yazarının ismini bilmediğim kısa bir öykü geldi aklıma. Hatırladığım kadarıyla öykü şöyleydi.
***8220;***8221;Dağlık bir bölgede adam küçük oğluyla yürürken, oğlan ayağını taşa çarpar ve can acısıyla, ***8220;Ahhhhh!***8221;diyebağırır. Dağdan, ***8220;Ahhhhh!***8221; diye bir ses gelir ve bu sesi duyan çocuk hayret eder. Merakla ***8220;Sen kimsin?***8221; diye bağırır ; ama aldığı tek yanıt ***8220;Sen kimsin?***8221; olur. Çocuk bu yanıta kızar ve, ***8220;Sen bir korkaksın!***8221; diye bağırır.Dağdan aldığı yanıt ***8220;Sen bir korkaksın!***8221; dır. Babasına bakar ve ***8220;Baba ne oluyor?***8221;diye sorar.

***8220;Oğlum, dikkat et!***8221; diyen baba, vadiye doğru, ***8220;Sana hayranım!***8221; diye bağırır.Ses ***8220;Sana hayranım!***8221; diye yanıtlar. Baba ***8220;Sen harikasın!***8221; diye bağırdığında, bu kez dağdan ***8220;Sen harikasın!***8221; yanıtı gelir. Çocuk şaşırmıştır, ama hala ne olduğunu pek anlayamamıştır.

Baba oğluna durumu açıklar: ***8221;Oğlum, insanlar buna yankı derler ama; ama gerçekte YAŞAM***8217;ın kendisidir. Yaşama ne verirsen sana onu yansıtır. Yaşam senin davranışlarının bir aynasıdır. Eğer yaşamında daha çok sevgi istiyorsan, insanları daha çok sev. Eğer sana saygılı davranılmasını istiyorsan insanlara saygılı davran. Eğer başkaları tarafından anlaşılmak istiyorsan, önce başkalarını anlamaya gayret göster. Eğer insanların sana hoşgörülü ve sabırlı davranmasını istiyorsan, önce sen insanlara karşı hoşgörülü ve sabırlı olmalısın.
Oğlum yaşamda ne ekersen onu biçersin. Bu doğa yasası yaşamın her yönü için geçerlidir.***8221;

İnsanların yaşamı tesadüfler sonucu oluşmaz; insanların yaşamı onların davranışlarının yansımasından başka birşey değildir...

Bazen karşımızdakilerin varlığına bile tahammül edemiyoruz, çarpık sağlıksız bir kişiliğe doğru sürükleniyoruz. Salt ***8220;Sevmeyi bilmek***8221; başlıklı yazımdan dolayı onlarca tehtit ve küfür maili aldığımı yazsam inanır mısınız?

Ey siz sessiz sevgilerin sessiz ortakları... Bu serin gecenin ıslak damlacıkları bedeninize yayılırken, üşüyüp kaçmak yerine, Yüreğinize sevginin sıcaklığını esir edin... Ve bunu kendinize bahşedilmiş en kutsal ödül sayın. Sevin yalnızca sevin... Dünyanın en güzel şeyi insanların sevildiğini bilmesidir, daha da güzeli sevebilmesidir,sevmeyi bilmesidir. Sevmek hiç bir zaman çılgınlık değildir. Sevmek insan tarafımızı bulmamızdır. Dünyada sevmeyenlere, sevemeyenlere acımalı. Sevebilen insan kendini ve yaşamı keşfeden insandır, talihli insandır. Duygulu duyarlı ve güzel insandır. Sevgidir insanı yücelten, insanın yaşamına anlam ve derinlik kazandıran. Sevmeyenler ve sevemeyenler ot gibi yaşayıp, ot gibi gidenlerdir. Ah evet, sevgisiz bir dünyada hala sevmeyi bilen siz duyarlı dostlara selam, bilmeyenlere de bir mesaj iletiyorum bu şekilde...


***8216;***8221;Dünyayı şairler yada çocuklar yönetse, o zaman dirlik düzenlik olur; çünkü ikisinin de yüreği sevgi doludur, ikisi de açık yüreklilikle yaklaşır hem beyninin hem yüreğinin sorunlarına***8221; diyen yazara katılmamak mümkün mü?.

Beynimi beyninizin aydınlığına yaslayıp, yüreğimi yüreğinizin sıcaklığına, güzel, yalın yapmacıksız duygularınızdan öpüyorum.
__________________
Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 18 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 18 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 00:58 .

Powered by Herkonu team