|
|
E mi |
|
23.02.08, 03:03
|
#1131
|
Site Ondan Sorulur
Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 411
Tesekkür etmis: 58
Tesekkür almis 175 -> 4.294.967.280 Konu
|
E mi
Kırık bir eylül güneşi gibi etkisiz,
Gözlerinden bana yayılan.
Gözlerime değdiğinde bütün günahlarının bedelini ödüyormuşcasına
Cehennemin narında yanan kalbim ,
Üşüyor şimdi gözlerinden.
Üşüyor bedenim.
Birazdan yattığım yerin kapısı açılacak,
Alıp yıkayacaklar beni,
Sonra,gözlerim ıslak ıslak gideceğim
Asla olmayacağın bir yere
Orada da olma
E mi....
__________________
Hangi ruh seni duydu benim kadar derinden?
Hangi gönülde yandın böyle bir yangınla sen?
Ya benim gözlerimdir seni bambaşka gören
Ya hepsinin gözleri sana görmeden baktı....
|
Offline
|
|
|
Elveda....... |
|
23.02.08, 03:12
|
#1132
|
Site Ondan Sorulur
Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 411
Tesekkür etmis: 58
Tesekkür almis 175 -> 4.294.967.280 Konu
|
Elveda.......
bu son şiirim,
son bakışım sana...
hoşçakal sevgilim!
sonunda sana da elveda!
...
***8220;sev..!***8221; diye yalvarmıyorum,
bu sefer sana ***8220;..git!***8221; diyorum.
***8220;gel...***8221; demiyorum işte!
unutalım herşeyi bir darbede.
...
sandığım bir ömürdü belki,
sana saatler bile uzun geldi.
bana verdiğin birkaç dakika,
diğer aşklarını geciktirdi.
...
elveda!
avuçlarına sevgiler doldurduğum...
yüzüne vuran günışıgıyla,
mutluluklar gönderdiğim zalim...
elveda sana!
...
bana sevgi öğrettin,
bana gülmeyi öğrettin...
ellerimi tuttun,
yürümeyi öğrettin...
ama,
ama sen...
bugünden sonra çoğalan sevgimi...
bulmadan kaybettin...
...
sevgin kurumus bir çiçek şimdi,
sararmış bir kitap,
kağıtlarda kalan şiirler..
birkaç sözcük.
sevgin şimdi,
birkaç sözcük.
...
elveda!
boynumu büktüren sözlerine,
gözlerimi yaşartan gidişine,
sana...sana ve herşeyine elveda!
...
avuçlarımda eriyen,
yaşamadığım yıllarıma...
seni düşündükçe çoğalan kabaran sevgime,
özlemlerime,
elveda!
...
hoşça kal!
çektiğim acıları sana bırakıyorum,
bir ömür onlarla sarmaş dolaş kal,
hoşçakal!
hayatın boyunca,
ter****lişlerle
vedalarla kal..
elveda diyorum sana anlıyormusun!
***8220;hadi...kendini yalnızlık denizine Sal!***8221;
__________________
Hangi ruh seni duydu benim kadar derinden?
Hangi gönülde yandın böyle bir yangınla sen?
Ya benim gözlerimdir seni bambaşka gören
Ya hepsinin gözleri sana görmeden baktı....
|
Offline
|
|
|
Eğer.... |
|
23.02.08, 03:20
|
#1133
|
Site Ondan Sorulur
Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 411
Tesekkür etmis: 58
Tesekkür almis 175 -> 4.294.967.280 Konu
|
Eğer....
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar
bırakılmasaydı eğer.
Dayanılması o kadar da zor değildir,
büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer.
Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer.
Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.
Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.
O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.
Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.
Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.
Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı
belki de,
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.
Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece
sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.
Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır
yaralamasaydı eğer.
Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.
Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.
O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.
O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.
Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.
Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.
Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.
Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipekten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.
Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.
Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.
İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir
ayrılık gizlendiğine
belki de, kartvizitinde "onca ayrılığın birinci
dereceden failidir"
denmeseydi eğer.
Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.
Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle
avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.
Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini
tutmak isterse...
Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu, kim
uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık
etmiş olmasalardı eğer!!
__________________
Hangi ruh seni duydu benim kadar derinden?
Hangi gönülde yandın böyle bir yangınla sen?
Ya benim gözlerimdir seni bambaşka gören
Ya hepsinin gözleri sana görmeden baktı....
|
Offline
|
|
|
Sen... |
|
24.02.08, 23:30
|
#1134
|
Site Ondan Sorulur
Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 411
Tesekkür etmis: 58
Tesekkür almis 175 -> 4.294.967.280 Konu
|
Sen...
sen benim yaşadığım en güzel mevsimsin.
en güzel yağmurdur yüreğinden yüreğimin ateşine yağan.
en mükemmelidir güneşin günlerime doğan.
narin bir çiçek sevdan, gönül bahçemde mis kokan.
ve bir ömür solmayacak olan.
en güzel denizlerdir senin aşkın, içinde ümitlerimi yüzdürdüğüm.
ne hoştur bakışın, gözlerinde kaybolduğum.
bir sözün hazinedir sevgilim, en derinlerde bulduğum.
en harika manzaradır yüreğin bakmaya doyamadığım.
sen gözyaşımsın gözlerimde, akıtmaya kıyamadığım.
sen aslında bensin, içimden söküp atamadığım.
ah sevgilim....
sen bir şiirsin okumaya doyamadığım.
sen bir cümlesin, tarif etmeye kelime bulamadığım.
sen bir rüyasın, hiç bitmesini istemediğim.
en hoş melodisin, dilimden düşürmediğim
en tükenmezisin umutların, hayallerin.
sevinçsin.. neşesin...
sen bir mahkumun özgürlüğüne kavuşması gibi...
sen acıların bittiği nokta.
sen ışıksın kalbimin uçsuz bucaksız karanlıklarında.
sebepsin mutluluklara...
seni sevmek bir kardelen, kış günü açan aşarak karları...
senin tarafından sevilmenin ise tarifinin yok imkanı... yok... yok...
yok....
__________________
Hangi ruh seni duydu benim kadar derinden?
Hangi gönülde yandın böyle bir yangınla sen?
Ya benim gözlerimdir seni bambaşka gören
Ya hepsinin gözleri sana görmeden baktı....
|
Offline
|
|
|
Hicranname.... |
|
24.02.08, 23:44
|
#1135
|
Site Ondan Sorulur
Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 411
Tesekkür etmis: 58
Tesekkür almis 175 -> 4.294.967.280 Konu
|
Hicranname....
Aynalarda seni hissediyorum,
Hayal ırmağının çağıltısında
Umutların mecnun parıltısında
Rüyalarda seni hissediyorum...
Ey dost en güzelin nakışındasın,
Nurun karanlığa akışındasın,
Bir denizin şehlâ bakışındasın
Dalgalarda seni hissediyorum...
Şûledar eyleyip sundun elini,
Tayfuna çevirdin sevda yelini,
Tutuşturdun yüreğimin külünü,
Nevalarda seni hissediyorum...
Yürürken gecenin kalbine doğru,
Gönlümden beynime vuruyor ağrı,
Yalnızlık bir çöldür, ayrılık uğru,
Tenhalarda seni hissediyorum...
Akşamın renginde ay ışığında,
Bir gül yaprağının kırışığında,
Bulutta, yağmurda, gökkuşağında,
Semalarda seni hissediyorum...
Hüzün gözlerinden ruhuma düşer,
İçim acılarla yoğrulur pişer,
Ey hicran yıldızı ahsen-i beşer,
Dualarda seni hissediyorum
__________________
Hangi ruh seni duydu benim kadar derinden?
Hangi gönülde yandın böyle bir yangınla sen?
Ya benim gözlerimdir seni bambaşka gören
Ya hepsinin gözleri sana görmeden baktı....
|
Offline
|
|
|
Tüm şehitlerimize |
|
25.02.08, 00:24
|
#1136
|
Herkonu.com Fanatik
Üyelik tarihi: Sep 2007
Nerden: YoZgaT
Mesajlar: 134
Tesekkür etmis: 53
Tesekkür almis 63 -> 4.294.967.167 Konu
|
Tüm şehitlerimize
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle- "Bu bir Avrupalı!"
Dedirir: Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi... Mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihânın duruyor karşısında,
Ostralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani, tâ'ûna da zuldür bu rezil istilâ!
Ah, o yirminci asır yok mu, o mahhlûk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcud ise, hakkıyle sefil,
Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.
Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.
Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lâğam,
Atılan her lâğamın yaktığı yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkâz-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak,
Boşanır sırtlara, vâdilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız tayyâre.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
Çünkü te'sis-i İlâhî o metin istihkâm.
Sarılır, indirilir mevki'-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;
Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedî serhaddi;
"O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme" dedi.
Âsım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmeyecek.
Şûhedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar...
Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe" desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
"Bu, taşındır" diyerek Kâ'be'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da ridâ namıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;
Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına;
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak salvetini,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...
Sen ki, İslâm'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın... Heyhât!
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âguşunu açmış duruyor Peygamber.
|
Offline
|
|
|
Aşk-ı Figan... |
|
29.02.08, 19:15
|
#1137
|
Site Ondan Sorulur
Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 411
Tesekkür etmis: 58
Tesekkür almis 175 -> 4.294.967.280 Konu
|
Aşk-ı Figan...
..
Gönlümü.. yakarken.. aşk-ı figanın,
Söylenen şarkılar hezeyandır bana..
Perli- perişanken bu ateş-i suzanın,
Her bir..özleyiş... bin ziyandır bana..
..
Kanayıp dururken bu aşk-ı hicranın,
Sensiz geceler birer nizandır bana..
Hülyası bitmezken vuslat-ı lahzanın,
Her yabancı sevda... fizandır bana..
..
__________________
Hangi ruh seni duydu benim kadar derinden?
Hangi gönülde yandın böyle bir yangınla sen?
Ya benim gözlerimdir seni bambaşka gören
Ya hepsinin gözleri sana görmeden baktı....
|
Offline
|
|
|
Aşık Kendi Kanını... |
|
29.02.08, 19:20
|
#1138
|
Site Ondan Sorulur
Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 411
Tesekkür etmis: 58
Tesekkür almis 175 -> 4.294.967.280 Konu
|
Aşık Kendi Kanını...
Helal kıldı ma'şuka aşık kendi kanını
Ma'şuk nakşından okur aşk eri Kur'anını
Yardan ayrı olunca asılıp ölmek yeğdir
Aşık kendi bırakır boynuna urganını
Gitmez aşık gözünden hergiz ma'şuk hayali
Nitekim zilha verir Yusuf'un nişanını
Dirlik budur aşıka ma'şuk yolunda öle
Sorarlar ise aydam aşıkın burhanını
Belkıys ile Süleyman aşka düştü bir zaman
İsteyip bulmadılar bu derdin dermanını
Gökteki Harut Marut aşk için indi yere
Zühre yüzün görecek unuttu Rahman'ını
Güzaf görmen siz aşkı kime oğradı ise
Sultanı iltir baştan yitirir hanmanını
Ferhat bu aşk yolunda başın külünge tuttu
Hüsrev Şirin derdinden dosta verdi canını
Leyli'yle Mecnun işi acebdür ( ür ) bu halka
Abdürrezzak terk etti aşk için imanını
Zemane vefaları cefa gelir yunüs'a
Bir doğru yer bulucak fidi kılar canını
__________________
Hangi ruh seni duydu benim kadar derinden?
Hangi gönülde yandın böyle bir yangınla sen?
Ya benim gözlerimdir seni bambaşka gören
Ya hepsinin gözleri sana görmeden baktı....
|
Offline
|
|
|
|
|
02.03.08, 21:51
|
#1139
|
Moderator
Üyelik tarihi: Oct 2007
Mesajlar: 773
Tesekkür etmis: 202
Tesekkür almis 325 -> 219 Konu
|
GİBİYİM
Tükenmek bilmeyen derdin elinden
Tıpkı yanıp tüten dağlar gibiyim
Aşkın ateşinden tufan yelinden
Tavada erişen yağlar gibiyim
Alem zevk ü sefa bir alem arar
Ben ise kılmışım elemde karar
Kendi dölüm kendi dalımı kırar
Direksiz desteksiz bağlar gibiyim
N'olacak böyle hicranla hep yan yan
Gönlümüz büryandır gözümüz giryan
El sanır ki hep de gülüp oynayan
Gamsız kasavetsiz sağlar gibiyim
Bülbülün feryadı fezayı deler
Kül kesilirdi gül duysaydı eğer
Zor ile güzellik olmazmış meğer
Gülsem de ben yine ağlar gibiyim
Başım kar bağrım kor sıcak mı sıcak
Korkarım ya dağ yada bağ kopacak
Yel çalsa gün değse hemen uçacak
Çıplak dağlardaki çığlar gibiyim
Zevraki'ye zar ile nale
Laleye yakışır üstünde Jale
Gönlüm bir göldür de gözüm şelale
Yaz güz gece gündüz çağlar gibiyim
__________________
İnanıyorsan savundukLarına, arkasında duracaksın..
gerek yok ceLLada cıkarıLdığında darağacına, tabureye sen vuracaksın !
|
Offline
|
|
02.03.08, 22:07
|
#1140
|
O Artik Bizden
Üyelik tarihi: Sep 2007
Nerden: istanbul
Mesajlar: 25
Tesekkür etmis: 6
Tesekkür almis 4 -> 4 Konu
|
ONLAR
Nerede kaldı o anlar ki,
Analar kurt doğururdu.
Hilkat insan çamurunu
Destan ile yoğururdu.
Nerede o yiğitler ki,gür
Sesleri ülkeyi bürür,
"Yürü" dese dağlar yürür,
"Dur" dese kalpler dururdu.
Kopardılar ayı gökten,
Bir ipek dala astılar.
Yurt,dediler gölgesine,
Ayaklarını bastılar.
Yeryüzünün göbeğinde,
KurulduKurultayları,
Günleri sönmek bilmedi,
Yere düşmedi ayları.
Onlardan kaldı bu toprak!
Biz gezip tozmayalım mı?
Yabanlar kıskanır diye,
Destan da yazmayalım mı?
|
Offline
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
|
|
Seçenekler |
|
Stil |
Normal
|
Yetkileriniz
|
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.
HTML-KodlarıKapalı
|
|
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 21:42 .
|
|