Bilmiyorum....
Yitirilmis duygular içindeyim.
Ayın yeryüzündeki sulara etkisi gibi ben de duyguların çekimi içinde gel-git yaşıyorum.Çevremdeki herkes bunalım içinde. Onların bunalımlarını dinlemekten bazen kendimi unutuyorum. Ama nihayetinde ben ve bunalımlarım başbaşa kalıyoruz. Çılgının biri insanın sevilmeye ihtiyacı olmadığını söylüor. Acaba doğru mu ? Peki sevilmek niye bu kadar önemli geliyor bana. Niçin böyle hissediyorum. Hislerim yalancı mı yoksa? Hayatımda yalan olmayan ne var ki zaten?(O'ndan başka) Hep gülüyorum ve içimdekileri, gülmelerimle maskeliyorum. Kimse içime bakmıyor. Korkuyorlar. İnsanın derinliğine inildikçe kavranması güçleşiyor. Ne garip! Beni bir tek O dinliyor. Her neyse.
Düşünüyorum da gülücüklerimi birbirine ekleseler acı okunacak yüzlerinde.
Ne olur, ne olur eyy yıldızlar!
Tutun beni, yanınıza alın.
Yalancı bakışlardan, dostluklardan, boş konuşmalardan bıktım artık.
Gerçeği istiyorum. Ama gerçek ne? Niye mutlu değilim? Hata kimde ve nerde? Hata dünyaya gelmek mi? Yoksa dünyayı algılamak mı?Peki nasıl bakmalıyım dünyaya?Nasıl bakmalıyım ki mutsuzluktan, yıkılmaktan ve boşluktan kurtulayım.Ben neyim, keşke bilebilsem. Bir çakı taşı mıyım? Denizin sayısız darbeleriyle şekillenen... Ya da içimden habersiz birinin denize sektirmek istediği...
Evrenin tüm sırlarının sırlı bir anahtarı mıyım?
Sevilmeye muhtaç küçük bir çocuk muyum?
Almadan veremez mi acaba insan?
Nasıl çözülecek bu kadar bilmece, yine aynı söz yine aynı duygu:Bilmiyorum...
Ama... ama bir gün bilecek ve yaşayacağım.
Cesarete ihtiyacım var, yalnızca cesarete.............
(İşte bu da benim kendime itirafım..........)
__________________
Hangi ruh seni duydu benim kadar derinden?
Hangi gönülde yandın böyle bir yangınla sen?
Ya benim gözlerimdir seni bambaşka gören
Ya hepsinin gözleri sana görmeden baktı....
Konu GüLce tarafından (14.12.07 Saat 12:52 ) değiştirilmiştir..
|