08.09.07, 17:39
|
#1
|
O Artik Bizden
Üyelik tarihi: Oct 2006
Mesajlar: 72
Tesekkür etmis: 69
Tesekkür almis 16 -> 11 Konu
|
...The Shawshank Redemption... (Esaretin Bedeli) ...1994...
"Fear Can Hold You Prisoner, Hope Can Set You Free..."
"Korktukça Tutsak, Umut Ettikçe Özgürsün..."
...The Shawshank Redemption...
(Esaretin Bedeli) ...1994...
Özgün ad :The Shawshank Redemption
Yönetmen :Frank Darabont
Yapımcı :Niki Marvin
Senaryo yazarı : Richard Francis-Bruce
Oyuncular
Tim Robbins
Morgan Freeman
Bob Gunton
Clancy Brown
William Sadler
Gil Bellows
James Whitmore
Film müzikleri :Thomas Newman
Yapım yılı, ülkesi :10 Eylül 1994 İngiltere
Dağıtım şirketi :Columbia Pictures (sonra Warner Bros. Pictures)
Süre :142 dk.
Dil :İngilizce
Bütçe :$25,000,000
Şaibeli bir şekilde karısını öldürmek suçundan Shawshank hapishanesine gönderilen Andy Dufresne (Tim Robbins), burada hiç alışık olmadığı bir hayat mücadelesi vermeye başlıyor. Hapishanede tanıştığı Ellis Redding (Morgan Freeman) onun en yakın dostu oluyor ve kendi deneyimleriyle Dufresne'e mücadele gücü veriyor. Film, Stephen King'in aynı adlı romanından sinemaya uyarlandı ve gösterildiği ülkelerde büyük ilgiyle karşılandı ve 7 dalda Oscar'a aday gösterildi.
Film sıradan bir hapishane filmi gibi gözüksede, içerisindeki replikler ve dostluğu ifade den vurgular gerçek anlamda insana kendisini sorgulama fırsatı veriyor... Suçsuz yere bir haksızlığa uğramanın insan üzerindeki etkileri, arkadaşlığın nasıl bir kavram olduğu, zorluklarla nasıo mücadele edilebileceği ve en önemlisi esaretin insana neler yaptırabileceği hakkında önemli bir kademe ilerleyebilirsiniz...
Bir hapishane ortamında, hiçbir menfaat gözetmeksizin arkadaşlarına sadece birer bira ısmarlamak adına kendini riske atması, kurtuluşun incilin içinde olduğunu idda eden hapishane müdürüne bunu ispatlaması, sadece bir kaç dakika kendini özgür hissetmek adına; yasak olduğu halde tüm hapishaneye müzik dinleterek ardından çok ağır bir ceza alması ve en garibi bütün bunları yapanın suçsuz yere hapishaneye girmiş başarılı bir bankacı olması mükemmel bir kurgunun ürünü olsa gerek...
Tüm bunlarla beraber umudunu hiçbir zaman yitirmemesi ve arkadaşlarında umutsuzluk gördüğü anda bunu gidermeye çalışması... İşte size izlenmesi gereken gerçek bir film... Eğer bu filmi izlemeden; özgürlük, adalet, eşitlik, esaret vb. kavramlar hakkında ahkam kesmeyin... Çünkü Yanılırsınız...
Aynı zamanda film içerisinde enteresan hayat hikayelerine ve uzun yıllar mahkumiyet çekmiş insanların psikolojik durumlarına ulaşabiliyorsunuz... Gerçek anlamda etkileyiciydi: 50 yıl hapishanede kaldıktan sonra serbest bırakılan bir adamın; "-ben hapishaneye girmeden önce bir araba görmüştüm, şimdi heryerde onlardan var" demesi ve ardından uyum sağlayamayarak intihar etmesi...
İlgi çekici bir sahne de sürekli ıslah olduğu kanaatine varılmayan bir adamın, kendisini salıvereceklerin karşısına geçerek rest çekmesidir... Kendisinden emin ve dünyayı değişik açıdan görebilen bir adamın...
Mesela BaşGardiyan'ın tutuklanırken ağlamış olması...
O kişilikte bir kimsenin psikolojisini düşünürseniz, kuvvetle muhtemel...
Ya da Müdür'ün intihar etmesi, tam da kişiliğine yakışan bir eylem.
Red'in "Brooks"a bakarak kendisini de onun gibi o duvarlarla özdeşleştiren kişiliği...
O kadar ki aynen Brooks gibi "Oraya Ait" oluyor sonunda...
Ve bu aidiyeti bozan da Andy oluyor.
Hatırlarsan ne diyordu Red?
Umut etmenin kötü olduğundan bahsediyordu...
Andy'nin verdiği cevap neydi?
"Brooks gibi mi olayım!"
Orada Red bir tepki ile masadan kalkıyor.
Gerçeği görüyor çünkü;
"İnsan özgür kılan şey Umut'tur..."
tarzı replikler gerçek anlamda hafızalara kazınacak türden...
saygılar...
__________________
*** UMUT ETTİKÇE ÖZGÜR... KORKTUKÇA TUKSAK KALIRSIN...***
|
Offline
|
|