Banned
Üyelik tarihi: Aug 2005
Mesajlar: 247
Tesekkür etmis: 165
Tesekkür almis 213 -> 109 Konu
|
Popülerlik mi Tektipleşmek mi?
Tarz sahibi olmak, kendini ifade etmek, farklı olmak, insanların ilgisini çekmek...
Bu duygu ve düşünceler gençlerin çoğunun aklından geçmiştir, geçiyordur. Bize yaşatılan bu tüketim, hırs ve kâr için her türlü çirkefliğin mübah sayıldığı sistemde, bunlar bir yanıyla "doğal" isteklerdir. Toplumları, kültürleri belirleyen faktörlerin başında ekonomi gelir der Marks. Bugün halkın içinde yaşatıldığı bu ekonomik sistemde gençliğin kendini ifade etmek, farklı olmak adına daha pek çok isteği olacaktır.
Genç bir insanın kendini ifade etme ve "kişilik" arayışına; kim, ne cevap veriyor, gençliğimiz 12 Eylül Cuntası'nın yarattığı bu bataklığın içinde nereye savruluyor? Pek çok anne baba kendi çocuğunun gözleri önünde ahlâksızlıklara ortak olmasına göz yumar hale geliyor, popstar, alaturka gibi saçma sapan yarışmalara kendi çocuğunu elinden tutup götüren anne-babalar görüyoruz. Bu mudur bir gencin tarzı, popülaritesi? Örneğin Avrupa Yakası adlı dizideki 'Selin' karakteri binlerce genci etkiledi, liseli kızlar Selin gibi konuşmaya, onun gibi olmaya, hareket etmeye başladı.
Belki farkında bile değil kendine yabancılaştığının. Gün içinde arkadaşlarına yaptığı birkaç şaka ile sınırlı sanıyor Selin'i ve Selin'in cümlelerini ama bir süre sonra, olaylara tepkileri bile aynı Selin gibi olmaya başlıyor.
Ya da Kurtlar Vadisi dizisindeki 'Polat Alemdar' karakteri gibi olmaya, onun gibi "sert bakışlar" atıp onun gibi yürüyüp, onun gibi "racon kesen" delikanlılar. Farklı olmak adına burnunu kaşını deldirip pirsing takan, düşük belli pantolonlar giyen gençler...
Akşam partilerde eğlenen, oralarda "yakışıklı" ya da "güzel" görünüp insanların ilgilerini çekmeye çalışan, kendini ifade etmeyi ayakkabıda, çantada, tişörtte bulan bir gençlik. "Benim tarzım" diyor şöyledir. Bu kotu giyerim, şu kazak olmazsa yaşayamam, şu telefon tam bana göre gibi türlü kalıpların içinde boğulan, dumura uğratılmış bir gençlik. "Ben adidas giyerim"... Peki niye? "İyi marka!" Yani tarzını, isteğini emperyalizmin belirlediği, tüketmek ve emperyalistler için çalışmaktan başka bir şey yapmayacak olan, yetenekleri köreltilen bir gençlik..
Bu gençliği yaratanlar dünya halklarını katleden, başta Amerika olmak üzere emperyalistlerdir. Bu gençliği yaratanlar, 12 Eylül 1980'de 17 yaşında gençleri asan, kitapları yakan, binlerce insanı işkence tezgahlarında katleden, sakat bırakan, insanlık onurunu ayaklar altına alan, emperyalizmin işbirlikçileri cuntacılar, Kenan Evrenler, Mehmet Ağarlar, Turgut Özallar, Süleyman Demireller, Bülent Ecevitler, Necmettin Erbakanlar'dır. Bu gençliği yaratan bu sistemin, devletin kendisi...
Gençliğin kendini ifade etmek istemesi çok doğal, doğal görmememiz gereken, bu ifade tarzının gençlerin kendisi tarafından değil tekellerin reklam ve rol modeli tiplemeleri tarafından belirlenmesidir. Aslında burada bir "kendini ifade"den çok, kendine sunulan kalıba uyma vardır. Düşünün ki, bir gencimiz, "Selin gibi" davranmaya, giyinmeye başladığında artık o kendisi değildir.
Evet gençlik kendini ifade etmeli ama televizyonla, gazetelerle ve türlü araçla gözümüzün içine sokulmaya çalışılan kişiliklerle değil; halkını, vatanını seven, yaşam tarzını erdemli temeller üzerine oturtan bir şekillenişle.
Kaynak: Istanbulinmedia
|