Her insanın gönlünden geçen istekleri, dilekleri duaları mutlaka vardır... Kiminin ki maneviyatla ilgilidir, kiminin ki maddiyat... Adaklar adanır, türbelere gidilir dualar kabul olsun diye... Aslında gidilen yerden istenmiyordur duaların kabulu...Kitaplardan okuduğum kadar dua etmeninde bir şekli adabı bulunmaktaymış... Duaların kabul oluş vakitleri ve hallerini şöyle anlatıyolar....Tabiki öcelikle Allahtan isteyeğiz... Dilediğine dilediğini veren, olmazları olduran, imkansızlara imkan yaratan ilahi bir güç var....Ezan okunurken yapılan duaları....... Savaşın en şiddetli olduğu anlarda......... Namazda ve secdede, cenaze namazında...... Cuma vaktinde ve gecesinde yapılan dualar...... Hasta yanında yapılan dualar........ Kadir gecesinde.... Arife günlerinde.... Sabahın erken saatlerinde........ Yağmur yağarken...... İkindi vakti...... Zemzem suyu içerken yapılan dualar ve dileklerin kabul olduğunu yazıyor kitaplar..Yerin göğün duayla ayakta durduğu söylenir.... Sen gerekeni yapacaksın, gerisini Tanrı bilir.Bu canlı örnekde bir kanıt...Ataist olduğunu söyleyen büyük bir gazeteci.. beynindeki tümör yüzünden yaşama şansının kalmadığını, işinin dualara kaldığını öğrendiğinde, bu derece döneceğine kendisi de inanamamış... Allaha inanmayan ben diyor o günden sonra onun hakkında okumaya dualar öğrenmeye başladım diyor.... Çok dua ettim o kadar çok ettim ki diyor, Allah beni hayata geri döndürdü diyor... Ataistliğimi bırakıp ona yöneldiğim için beni affetti diyor... Ve o günden sonra duaların gücüne inanırım diyor...Bu relatif bir kavram olsa da ilahi bir gücün daima var olduğunu kabul ediyoruz her zaman..
Tüm duaların kabul olması dileğile....
Alintidir