Geri git   A-Z ye Herkonu > Genel Konular

Cevapla
 
Seçenekler Stil
 
 
Alt 16.09.07, 16:05   #31
Hasani
Uzman
 
Hasani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2004
Mesajlar: 4.727
Tesekkür etmis: 32
Tesekkür almis 155 -> 113 Konu
Standart

Allah için sevişen iki kardeş buluştukları zaman, biri diğerini yıkayan iki el gibidir. Ne zaman iki mümin bir araya gelirse, Allah Teala, birini diğerinden faydalandırır.
Hadis-i Şerif

Din kardeşinin ayıbını örten kimsenin, Allah Teala dünya ve ahirette kusurunu örter.
Hadis-i Şerif

Kardeşinle mücadele etme, onunla alay etme, ona verdiğinden sözden dönme
Hadis-i Şerif

Müslüman müslümanın kardeşidir, onu terk ve ihmal etmez.
Hadis-i Şerif
__________________
Güveni geliştirmek yıllar alıyor.Yıkmak bir dakika..
Offline   Alıntı ile Cevapla
Tesekkür edenler:
Mc_Neal (17.09.07)
 
Alt 16.09.07, 16:08   #32
Hasani
Uzman
 
Hasani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2004
Mesajlar: 4.727
Tesekkür etmis: 32
Tesekkür almis 155 -> 113 Konu
Standart

Cennet güçlük ve zorluklarla, Cehennem de şehvetlerle kuşatılmıştır.
Hadis-i Şerif

Cennetin de, cehennemin de anahtarı kılıçtır.
Hadis-i Şerif

Cesaret on kısımdır, biri korkmamak, dokuzu dikkat ve ihtiyattır.
Hz.Ali r.a.

Allah cömerttir, cömetliği ve güzel aklakı sever.
Hadis-i Şerif

Cennet cömertlerin, cehennem cahillerin yeridir.
Hz.Ali r.a.

Cömertlik güzeldir, fakat zenginlerde olursa daha güzel olur.
Hadis-i Şerif

Cömertliğin afeti başa kakmadır.
Hadis-i Şerif
__________________
Güveni geliştirmek yıllar alıyor.Yıkmak bir dakika..
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 16.09.07, 16:11   #33
Hasani
Uzman
 
Hasani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2004
Mesajlar: 4.727
Tesekkür etmis: 32
Tesekkür almis 155 -> 113 Konu
Standart

Çalışanlar, kötülük düşünmeye vakit bulamazlar. Çalışmayanlar ise, kendilerini kötülükten kurtaramazlar.
Hz.Ali r.a.

Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi de ahiret için çalış.
Hadis-i Şerif

İnsan, ancak çalıştığını kazanır.
Hz.Mevlana

Sakın oturduğunuz yerden "Allah'ım rızkımı ver" deyip durmayın. Gökten ne altın yağar, ne de gümüş...
Hz.Ömer r.a.

Çocuk kokusu, Cennet kokularındandır.
Hadis-i Şerif

Çocuğu güzel terbiye etmek ve ona güzel bir isim vermek, evladın, baba üzerindeki haklarındandır.
Hadis-i Şerif
__________________
Güveni geliştirmek yıllar alıyor.Yıkmak bir dakika..
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 17.09.07, 10:04   #34
dost
Herseyden Haberi Var
 
dost - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: May 2003
Mesajlar: 1.171
Tesekkür etmis: 232
Tesekkür almis 1.405 -> 462 Konu
Standart

..Cimcime Sundu..

Anne Hakkında..

Hazreti Peygamberimiz (s.a.s.) eshabıyla oturmuş sohbet ediyordu. Bir kadın sahabe Resulullah'ın huzuruna telaşla girerek:

- Ya Resûlellah! Şu anda kocam ölüm dçşeğinde, belki biraz sonra ölmüş olacak... Yalnız yanında kelime-i şehadet getirdiğimi anladığı ve kendiside getirmeye çalıştığı halde şehadet kelimesi getiremiyor. Kocamın imansız gitmesinden korkuyorum. Bu hususta bir yardımınızı bekliyorum, dedi.

Hazreti Peygamberimiz:

- Kocan sağlığında ne gibi kötü harekette bulunurdu? diye sordu.

Kadın hiçbir kötü amelinin olmadığını, namazını kılıp her türlü ibadetini noksansız yerine getirmeye çalıştığını söyledi.

Bu sefer Peygamberimiz:

- Kocanızın dünyada kimi var? diye sordu.

Kadın ihtiyar bir annesi olduğunu söyleyince Peygamberimz (s.a.s.) kadının kocası Alkama'nın anasın huzura çağırdı. Hazreti Alkama'nın anası, Hazreti Peygamberimizin huzuruna çıktı. Peygamberimiz:

- Oğlun sana karşı nasıl hareket ederdi? Oğlundan memnunmusun? diyr sordu.

Alkamanın anası:

- Ya Resulullah, oğlum evleninceye kadar çok iyi muamele ederdi. Evlendikten sonra hanımını dinledi, bana hor bakmaya başladı. Hatta son zamanda evini bile ayırdı. Ben de üzüldüm, onun bu hareketine, dedi.

Peygamberimiz (s.a.s.) yaşlı kadına; oğlunun ölüm döşeğinde olduğunu, hakkını helâl etmediği takdirde cehennem azabı çekeceğini söylediyse de kadın:

- Hakkımı helâl etmem ey Allah'ın Resûlü, dedi.

Alkama ise evde yatıyor, hâlâ şehadet kelimesi getiremiyordu.

Hazreti Peygamberimi, kadının annelik şefkatini harekete geçirmek için, orada bulunanlara:

- Bana biraz odun hazırlayın, diye emir verdi.

Kadın hayretle :

- Odunu ne yapacaksın ya Resûlellah! diye sormaktan kendini alamadı.

Çünkü o da şüphelenmişti.

Peygamber Efendimiz :

- Oğlunu yakacağım... Zira yarın cehennemde yanacağına cezasını burada çeksin, daha iyi buyurunca, kadın dayanamadı,

- Oğlumun gözümün önünde yanmasına razı olamam ya Resûlellah ! Ona hakkımı helal ediyorum, dedi.

Murat hasıl olmuştu... Hazreti Peygamberimiz, Bilâl-ı Habeşi Hazretlerini göndererek :

- Git bakalım, Alkama ne haldedir? buyurdular.

- Bilâl-i Habeşi Alkam'nın yanına varıp şehadet kelimesei telkin ettiğinde, Alkama'nın dili açılmıştı :

- Lâ ilâhe illallâh, Muhammedün Resûlüllah, deyip ruhunu Allah'a teslim etti
__________________
..Eskiden Yeterdim Kendime..Artardım Bile..Simdi Ne Yapsam Nafile..Kim Demiş Can Eskimez Diye..Bu Can Tedirgin Tende..Canda Eskimiş Bende..
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 17.09.07, 15:16   #35
gira
O Artik Bizden
 
Üyelik tarihi: Dec 2003
Mesajlar: 13
Tesekkür etmis: 8
Tesekkür almis: 1 -> 1 Konu
Standart

selam arkadaslar...bir sorum olacak, is yerinde ufak bir tartisma oldu... oruca niyetlendigin zaman, imsak dan önce mi karnini doyurup baglayacaksin, yoksa sabah ezanindan önce de olabilirmi ?
__________________
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 17.09.07, 15:38   #36
dost
Herseyden Haberi Var
 
dost - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: May 2003
Mesajlar: 1.171
Tesekkür etmis: 232
Tesekkür almis 1.405 -> 462 Konu
Standart

Al***305;nt***305;:
gira´isimli üyeden Al***305;nt***305; Mesaj***305; göster
selam arkadaslar...bir sorum olacak, is yerinde ufak bir tartisma oldu... oruca niyetlendigin zaman, imsak dan önce mi karnini doyurup baglayacaksin, yoksa sabah ezanindan önce de olabilirmi ?
Oruç Ezanla Mı Başlar, Yoksa Vakitle Mi?..(Sanırım Soru Bu Dimi)..

Cevap....

Hemen ifade edelim ki, oruç ezanla değil vakitle başlar. Ezanlar orucun başlama vaktini değil namazın başlama vaktini bildirir. Ayrıca ezanı okuyan erken de okuyabilir, geç de.

Bu sebeple, orucun başlama bitme vaktini ezan sesleri değil takvimdeki imsak ve iftar dakikaları bildirmiş olur. Bunun için, bulunduğunuz yerin imsak ve iftar dakikalarını iyi bilmek gerekir ki, imsak ve iftarda bir yanılgıya maruz kalınmasın, yanlışlıkla oruç yeme hatası meydana gelmesin.

İmsak ve iftarda bir yanılgı nasıl meydana gelir, oruç yeme hatası nasıl oluşabilir? Şöyle ifade edebiliriz durumu:

İmsak vakti girdiği halde girmedi zannıyla yemeye devam eden insan orucunu yemiş olur. Yahut da iftar vakti girmediği halde girdi zannıyla orucunu açan insan da orucunu yemiş olur. Bunlara hata ile oruç bozma hali denir. Bu kimselerin hata ile bozmuş oldukları bu oruçlarını Ramazan***8217;dan sonra yeniden tutmaları, yani kaza etmeleri gerekir. Hata ile bozulan oruçlarda kefaret değil sadece gününe gün olarak kaza etmek yeterli olur. Yani sakatlanan oruç, sağlamıyla sonra değiştirilmiş olunur.

Nitekim abdest alırken yahut da gusül yaparken oruçlu olduğunu bildiği halde dikkat ve tedbir eksikliğinden dolayı boğazından aşağıya su kaçırır da orucunu hata ile bozarsa, bu orucu da sonra yeniden tutmak icap eder. Çünkü bu da kasıtla değil hata ile bozma halidir. Hata ile bozulan oruçlar sadece kaza edilir, kefaret icap etmez. Çünkü kasıt yok, bir dikkat eksikliği, bir tedbirsizlik söz konusudur.

Kaynak İse..Ahmet Şahin

Umarım işinizi görür..
__________________
..Eskiden Yeterdim Kendime..Artardım Bile..Simdi Ne Yapsam Nafile..Kim Demiş Can Eskimez Diye..Bu Can Tedirgin Tende..Canda Eskimiş Bende..
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 17.09.07, 16:02   #37
dost
Herseyden Haberi Var
 
dost - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: May 2003
Mesajlar: 1.171
Tesekkür etmis: 232
Tesekkür almis 1.405 -> 462 Konu
Standart

Oruçluyken Çok Sorulan Sorulardan..Bir Kaçı..

1-Oruçlu kimsenin diş doldurtması, kaplatması, çektirmesi gibi tedavilerde oruç bozulur mu?
Cevap:
Aslında bu gibi tedavilerde boğazdan aşağıya, bedenden içeriye bir şey gitmezse, mesela kan ve ilaç yutulmazsa oruç bozulmaz. Çünkü orucu bozacak herhangi bir madde ne boğazdan aşağıya kaçmış ne de bedenden içeriye geçmiştir. Öyle ise orucu bozacak bir durum söz konusu olmamıştır tedavilerde... Bununla beraber oruçlu iken morfinli diş çekiminin orucu bozmayacağı ifade ediliyorsa da diş tedavisini iftardan sonraya bırakmakta (şüpheden kurtulmak için) isabet vardır. Acil bir durum yoksa tabii...

2-Göze, burna, kulağa damlatılan ilaçlar orucu bozar mı?
Cevap:
Bu konuda da farklı tıbbî görüşler vardır. Buna göre, göze, kulağa damlatılan ilaç orucu bozmazsa da burna akıtılan ilacın yemek borusu ve mideyle bağlantısı bulunduğundan dolayı orucu bozacağı görüşünü öne çıkaranlar vardır. Demek oluyor ki, burna akıtılan ilaç içeriye akacak derecede çoksa orucu bozar, göze, kulağa akıtılan bozmaz. Diyanet ilmihaline de bakılabilir. (İsam)

3-Kadın adet göreceği günü de oruca niyet etmeli midir? Yoksa adet görme ihtimali olan günde oruca niyet etmese de olur mu?
Cevap:
Adet göreceğini sandığı günü de oruca niyet etmesi uygun olur. Adeti başlamazsa orucunu sürdürür. Başlarsa anladığı an hemen bırakır. Bir karışıklık söz konusu olmaz. Hatta iftar saatine yakın da olsa adetin başlamasıyla orucun bozulması uygun olur. O halde iken oruç tutulmaz.

4-İlaç alıp da adeti Ramazan***8217;dan sonraya tehir ettirmek caiz olur mu?
Cevap:
Caiz olsa da sıhhi açıdan mahzur ihtimali akla gelmektedir. Zira her bünye ilaç almaya müsait olmayabiliyor. En iyisi, oruç tutulmalı, özür başlayınca bırakılmalı, yenen günleri de sonra kaza ederek borçtan kurtulma tercih edilmeli, zorlamaya gerek duyulmamalıdır...

Çünkü ***8220;tut***8221; emri de dinî emirdir, adet başlayınca ***8220;tutma ***8220;emri de... Bu sebeple tutunca itaat etmiş de tutmayınca isyana yönelmiş olunmaz. Belki her iki halde de Rabb***8217;imizin emrine uyulmuş, ikisinden de sevap kazanılmış olunur. Bundan dolayı bir maneviyat büyüğünün hanımlara şu hitabı düşünülmeye değer doğrusu. Demiş ki:

- Hanımefendiler!.. Sizler Allah***8217;ın ne bahtiyar kullarısınız!.. Orucunuzu tutar, sevap alırsınız, yer yine sevap alırsınız. Çünkü her iki halde de emre uymuş oluyorsunuz...

5-Dudak ve tırnaktaki boya orucu bozar mı?
Cevap:
Dudaktaki boyanın sökülüp de parçası boğazdan aşağıya inmesi halinde orucun bozulacağı bilinmektedir. Böyle bir yutma söz konusu olmazsa ister ruj, isterse başka boya sürmekle oruç bozulmaz. Ancak bu gibi boyalar tabaka teşkil edecek kadar kalın olur da abdestte ve gusülde altına su geçirmezse, burada sorun çıkar, abdestin, guslün sıhhatine mani olur. Bu boyaları iyi incelemek gerekir. Kına gibi tabaka teşkil etmediği takdirde bir mahzur söz konusu olmaz...

6-Astımlı hastaların kullandığı sprey orucu bozar mı?
Cevap:
Nefes almakta zorluk çeken astımlının boğazına pompaladığı hava orucu bozmaz!..

Çünkü bu bir hayati ihtiyaçtır. Üstelik yutulan hava zerreciklerinin içeriye gittiği doğru olsa bile akciğerden ileriye geçmediği, mideye ulaşmadığı ve susuzluk ihtiyacını karşılamadığı da ileri sürülmektedir. Bu sebeple astımlının nefes almayı kolaylaştıran hava pompalamasının orucu bozmayacağı yolunda Diyanet***8217;in de kararı vardır...

Önceden hastaneden alabildiğim film çektirme sıram oruçlu iken geldi. Oruç bozduracak şeyler içiriyorlar film çekerken. Ne yapayım?.. O gün orucu mu bırakayım, yoksa bir daha kolayca alamayacağım sıramı mı?..
Cevap:
Hastanede orucu bozduracak şeylerin olacağını biliyorsanız o gece oruca niyet etmezsiniz. Dolayısıyla muayene günündeki oruç bozucu hallerden dolayı da oruç bozmuş sayılmazsınız... Sonra, niyet etmediğiniz günün orucunu kaza edersiniz. Sırası gelmiş tedaviyi terk etmeyebilirsiniz.

Belli zamanlarda enjeksiyon yoluyla (insülin) almaları gereken (şeker hastalarının) oruç tutmalarında tıp bakımından bir sakınca bulunmazsa, oruçlu iken (insülin) iğnelerini yaptırmaları oruçlarını bozmaz. Çünkü şeker hastaları bunu yaptırmadan yaşayamaz. Hayati bir tehlikenin olduğu anlarda iğne yasağı yoktur zaten. Şayet hastalığın şiddetlenmesi gibi ciddi bir mahzur yoksa iğneler iftardan sonraya bırakılırsa daha sağlamı tercih edilmiş olunur.

__________________
..Eskiden Yeterdim Kendime..Artardım Bile..Simdi Ne Yapsam Nafile..Kim Demiş Can Eskimez Diye..Bu Can Tedirgin Tende..Canda Eskimiş Bende..

Konu dost tarafından (17.09.07 Saat 16:09 ) değiştirilmiştir..
Offline   Alıntı ile Cevapla
Tesekkür edenler:
Lottswism (30.06.14)
 
Alt 21.09.07, 13:05   #38
dost
Herseyden Haberi Var
 
dost - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: May 2003
Mesajlar: 1.171
Tesekkür etmis: 232
Tesekkür almis 1.405 -> 462 Konu
Standart


Ve..Bir Kac Soru Ve CevapLar......

1. Soru: Oruçlu kimsenin kolonya koklaması orucu bozar mı?

Cevap:
Koku orucu bozmaz. Zaten havayı kokusuz kılmak da mümkün olmaz. Her yerde az çok koku olur. Hele sokakta, egzoz kokusundan tutun da her türlü havayı koklamak mümkündür. Astım hastalarının ağız içine pompaladıkları havanın dahi orucu bozmayacağı yolunda Diyanet***8217;in fetvası vardır. Bununla beraber bozar mı bozmaz mı, diye şüpheye düşenlerin rahat etmeleri için şüphe ettikleri şeylerden uzak kalmayı tercih etmeleri daha yerinde bir tedbir olur.

2. Soru: Oruç tutan hanım bazen pişirdiği yemeğin dil ucuyla tadına tuzuna bakıyor, sonra da dilinin ucundakini tükürüyor. Bazen de oruçlu kimse dişlerini fırçalıyor, ağız kokusunu önlemek için buna ihtiyaç olduğunu düşünüyor. Bunlar orucu bozar mı?

Cevap:
Bu gibi konularda dikkat edilecek temel nokta şudur: Gerek dil ucuyla yemeğin tadına tuzuna bakmada, gerekse diş fırçalamada yeme yahut da içme gerçekleşiyor mu? Yani boğazdan aşağıya bir şeyler kaçıyor mu? Dikkate alınacak husus budur. Bu ölçü ile baktığımızda şöyle diyebiliriz:

Oruçlu hanım, pişirdiği yemeğin tadına, tuzuna dil ucuyla bakar da, sonra dili ucundakini boğazından aşağı kaçırmaksızın dışarıya atarsa, yeme de yok, içme de. Öyle ise bununla oruç bozulmaz. Diş fırçalama da böyledir. Boğazından aşağıya macun parçası veya su kaçırmazsa orucu bozulmaz, kaçırırsa bozulur. Çünkü böyle durumlarda boğazdan aşağıya bir şeylerin kaçmasında ya yeme gerçekleşmiş olur ya da içme.

Anlaşılan odur ki, oruçlu kimseler, orucu bozma tehlikesi taşıyan şeylerden uzak kalsalar, daha isabetlisini yapmış olurlar. Yemeğin tadında tuzunda bir kontrol eksikliği olursa, yemeği yiyenler bunu tabii bulmalı, oruçlu hanımı dil ucuyla da olsa yemeğin tadını tuzunu hissetmeye mecbur bırakmamalılar.

Oruçlunun ağız kokusunu da İlahi emre uymanın bir işareti olarak görüp takdir ve tebrik sebebi bilmeli, Allah***8217;ın cennet kokusu değerinde bulduğu bir kokuya karşı rahatsızlık duymamalı, bilgisizlik ve anlayışsızlık örneği göstermemelidir.

Diş fırçalama sırasında ağzı iyice aşağıya indirip boğazı da yukarıda tutma halinde ağızdan boğaza yukarı su çıkamayıp aşağıya akacağından, orucu bozma tehlikesi meydana gelmeyecektir. Mutlaka diş fırçalamak durumunda kalanların böyle bir dikkati göstermelerinde isabet olsa gerektir.

3. Soru: Hata ile orucunu bozan kimse, bu orucuna yine devam edecek, sonra bunu yeniden tutarak kaza etmiş olacaktır. Bunda bir şüphe yoktur. Ancak, böyle hata ile bozduğu orucunu, artık orucum bozuldu, tutmaya gerek kalmadı (zannıyla) yese yani orucuna son verse bu kimse kefaret mi yüklenmiş olur, yoksa yediği günün orucunu mu tutması gerekir?

Cevap:
Normalde bilerek kasdı şekilde Ramazan içinde oruç yiyip içmelerde oruç bozulur, kefaret de yüklenilmiş olunur. Bu yüzden Ramazan içinde bilerek orucunu yiyen kimse iki ay oruç tutma kefaretini yüklenmekten kurtulamaz. Ancak bu kimse orucunu (kasten) yemiyor da, artık tutmak gerekmez (zannıyla) yemiş bulunuyorsa, bu (zan) onu kefaretten kurtarır, yediği tek günü sonra kaza etmekle kurtulur, diyenler çoğunluktadır...

Bu sebeple, hata ile oruç bozanlar, orucum bozuldu, diyerek yememeli, oruca devam etmeliler. Sonra bu orucu yeniden tutarak kaza etmeli, sakat oruçlarını sağlamıyla değiştirmiş olmalılar. Nitekim abdest alırken, guslederken dikkatsizlik yüzünden boğazından içeriye su kaçırarak hata ile orucunu bozan kimse, bu orucuna yine devam etmeli, sonra bunu yeniden tutarak kaza etmeli, sakatsız oruçla değiştirmiş olmalıdır.

4. Soru: Sahura kalkan kimse, yıkanması gerektiğini anlasa ne yapacak? Yıkanmaya girse sahur vakti geçecek, aç kalacak; yıkanmasa cünüpken yemek yemiş olacak?

Cevap:
Sahura kalkan kimse yıkanmaya vakit bulamazsa ekmeğe değen elini, ağzını yıkar, normal olarak sahur yemeğini yer, sonra da guslünü yaparak orucuna devam eder. Cünüplük hali yemeğe ve oruca mani olmaz.
__________________
..Eskiden Yeterdim Kendime..Artardım Bile..Simdi Ne Yapsam Nafile..Kim Demiş Can Eskimez Diye..Bu Can Tedirgin Tende..Canda Eskimiş Bende..
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 24.09.07, 04:53   #39
Scorpio
Banned
 
Üyelik tarihi: Aug 2004
Mesajlar: 1.729
Tesekkür etmis: 94
Tesekkür almis 584 -> 276 Konu
Standart

Ahir zamanda olacaklar

Bugün sizlere işte bu kıyamet alametlerini anlatan hadislerin meallerinden
bir demet sunmak istiyorum. Sanırım hadis meallerini okuyunca siz de,
ibretle düşünüp hayretle tefekkür edeceksiniz. Daha fazla araya girmeden
sizi bazı meallerle baş başa bırakıyorum.

1- Kıyametten önce öyle bir devir gelecek ki, dinini koruyan kimse avucunda
ateş tutan kimse gibi olacaktır!..

2- Kıyamet kopmadan önce dünyada sınırsız zevku safayı sorumsuz kimseler
sürecektir.

3- Ahir zamanda ibadet edenlerin çoğu bilgisiz mümin, ibadet etmeyenlerin
çoğu da itikatsız bilgin olacaktır.

4- Kıyamet kopmadan önce idareciler çoğalacak, fakat güvenilecek idareci
azalacaktır!..

5- Kıyamet kopmadan önce toplumda değeri en az olan müminler olacaktır!..

6- Kıyamet kopmadan önce hayata haram helal tanımazlar hakim olacaktır.

7- Kıyamet kopmadan önce ekonomi her değerin önüne geçecek, okur yazarlık
artacak, ancak yalancılık da yaygınlaşacaktır.

8- Kıyamet kopmadan önce emanete ihanet edilecek, zekat vermek azalacak,
dinî ilimlere ilgi azalacak, dinî değerler arkaya atılacaktır.

9- Ahir zamanda 'İnsanın ***** büyütmesi, çocuk büyütmesinden daha uygun'
diyenler çıkacaktır. O zamanda büyüklere saygı kalkacak, küçüklere şefkat
yok olacak, yol kenarlarında uygunsuz haller görülecek, bazı insanlar da
koyun postu giymiş kurtlar haline gelecektir.

10- Ayağı çıplak, başı kabak bilgisiz çobanların zenginleşip yüksek
binalarda sınırsız bir israf içinde yaşamaya başladıklarını gördüğünüz zaman
kıyameti bekleyin.

11- İşler ehlinden başkasına verildiği zaman kıyameti bekleyin.

12- Kıyamet kopmadan önce akrabalık bağı kopacak, yakınlar
birbirinden şikayetçi
hale gelecek, mal meşru olmayan yollardan kazanılacak, fakir kendi sıkıntısıyla
baş başa bırakılacaktır.

13- Kıyamet kopmadan Allah için dostluk azalacaktır.

14- Yirmi kadar insan bir araya geldiği halde içlerinde samimi bir dindar
bulunmadığı zaman kıyameti bekleyin.

15- Bir zaman gelecek, harama girmeden geçim sağlamak zorlaşacaktır.

16- Bir zaman gelecek, bazı eş ve çocuklar, aile reisini gücünden fazla
harcama yapmaya zorlayacak, haram işleri yapmasına sebep olacaklardır.

17- Bir zaman gelecek ki, dindar insan, dindarlığını toplumdan gizleme
ihtiyacı duyacaktır.

18- Benden sonra sabrın çok önem kazanacağı bir devir gelecektir. Öyle
günlerde dinine sabırla, sadakatle bağlı kalan kimselere, öncekilere
verilenlerden tam elli kat fazla sevap verilecektir!.. Çünkü onların şartlar
ı bazen, öncekilerden de ağır olacaktır. Adil-i Mutlak olan Allah, zorluklar
ın çokluğu nispetinde de mükafatlarını çoğaltacaktır.
Offline   Alıntı ile Cevapla
 
Alt 27.09.07, 00:20   #40
dost
Herseyden Haberi Var
 
dost - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: May 2003
Mesajlar: 1.171
Tesekkür etmis: 232
Tesekkür almis 1.405 -> 462 Konu
Standart

İftar Ne İLe Acılır?....

Selman ibni Âmir Radiyallâhu Anh, Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellemin şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:

"Sizden biriniz orucunu açacağı zaman hurma ile açsın. Çünkü hurmada bereket vardır. Eğer hurma bulamazsa, su ile açsın. Zira su temizleyicidir."
(İbni Mâce, Sıyam: 24; Ebû Dâvud, Savm: 21)
---
Peygamberimizin bizzat uygulamasını da farklı bir rivayette Hz. Enes Radiyallâhu Anh şöyle anlatıyor:

"Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem akşam namazını kılmazdan önce birkaç tane taze hurma ile orucunu açardı. Eğer taze hurma yoksa kuru hurma ile açardı. Kuru hurma bulamazsa da bir kaç yudum su yudumlardı."
(Ebû Dâvud, Savm: 22, (2556); Tirmizî, Savm: 10)
__________________
..Eskiden Yeterdim Kendime..Artardım Bile..Simdi Ne Yapsam Nafile..Kim Demiş Can Eskimez Diye..Bu Can Tedirgin Tende..Canda Eskimiş Bende..
Offline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 22:30 .

Powered by Herkonu team