Tekil Mesaj gösterimi
 
Alt 22.03.08, 08:31   #40
leonking90
Herseyden Haberi Var
 
leonking90 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Nov 2005
Mesajlar: 927
Tesekkür etmis: 306
Tesekkür almis 587 -> 159 Konu
Standart

Ahmet Asker

Her Anadolu evladının hayatında askerliğin farklı bir yeri vardır. Bu, kültürümüzde çeşitli şekillerde kendini göstermektedir. Askere gidenler davul ve zurnayla gönderilir, onlara kurbanlar kesilir.Askerliğini yapmayana kız bile vermezler, Anadolu***8217;da.

Ahmet, saf bir Anadolu çocuğuydu. Her şeye safiyane yaklaşır, kimseyi kırmak istemezdi. Askerlik vakti gelmişti. O da diğer askerliğini yapanlar gibi arslanlar gibi gidip, askerliğini yapıp gelecek ve köyde havasını atacaktı. Belki de sevdiği kızla evlenecekti askerlik dönüşü, kim bilir!

Bu düşüncelerle gitti askere. Askerlikte nelerle karşılaşacağını bilmiyordu tabi. Gerçi askere gidenlerden birçok hatıra dinlemişti`, ama yaşadıklarıyla anlatılanların arasında dağlar kadar fark olduğunu sonradan anlayacaktı.

Havacı olarak yapacaktı askerliğini. Üç aylık acemiliğini Kütahya***8217;da yaptıktan sonra usta birliği İzmir Çiğli Hava üssüne çıkmıştı.15 ayını burada geçirecekti. Burada askerler, pilot adaylarının daha iyi eğitim almaları için geri hizmeti yapıyorlardı. Yani askerlik için rahat bir yerdi.İzmir***8217;in dezavantajı, yazın çok sıcak olması ve nemden dolayı da insanı bunaltmasıydı.

Acemilikte çok sıkıntı çekmişti. Saf olduğu için arkadaşları onun iyi niyetini suistimal ediyor, onu kendi menfaatleri doğrultusunda kullanıyorlardı. Ama o her şeye sabretmiş ve usta birliğine teslim olmuştu. Hava üssünde pilotların bağlı bulundukları filolar vardı. Ahmet de bu filoların birinde pilotlara hizmet etmekle vazifelendirilmişti. Mesai saatlerinde, pilotların çay, kahve gibi içecek ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyordu. Daha ilk günlerden itibaren safiyane görünüşüyle herkesin ilgisini çekmiş, sevgisini kazanmıştı. Mesaiden sonra bütün pilotlar evlerine gittiklerinde, filoda kalan askerler kendilerince gülüp eğleniyorlar, rahatça istedikleri her şeyi yapıyorlardı. Mesai içinde tabi ki ast üst disiplini içerisinde hareket ediyorlar, haliyle sıkılıyorlardı. O nedenle mesainin bitmesini dört gözle bekliyorlardı. Fakat akşamları nöbetçi subayın ani baskınları olmuyor değildi. Bu çok nadir olurdu.

Yine bir gün mesai bitmiş, akşam Ahmet ve arkadaşları kantinde televizyonun karşısına geçmişler, çaylarını yudumlayarak vakit geçiriyorlardı. Etrafı dağıttıklarının farkında değillerdi. O gece en belalı subayın, Yüzbaşı Hurşit***8217;in nöbetçi olduğunu unutmuşlardı. Belalı birisiydi. Hatasını gördüğü askeri topluluk içinde azarlamaktan zevk alırdı.

Hiç beklemedikleri bir anda nöbetçi subay filoya geldi. Onun geldiğini gören askerler hemen kendilerine çekidüzen vererek ayağa kalktılar. Nöbetçi subay ortalığın dağınık olduğunu görünce küplere binmişti. Öfkeyle, orada bulunan askerlere ateş püskürüyordu: ***8216; Siz ne biçim askersiniz? Burası ne böyle? Babanızın çiftliği mi burası? Hepinizi disco***8217;ya (askerde cezaevinin ismi discoydu) göndereceğim.***8217;

Bu arada Ahmet, şaşkınlığın verdiği ürpertiyle olanları izliyor, izlerken de kendi içinde düşünüyordu: ***8216; Bu olayı bu kadar büyütmenin alemi ne? Bu kadar bağırıp çağıracağına biraz daha yumuşak davranabilir. İşin ucunda ölüm yok ya! Zaten anadan, babadan, memleketten uzağız`, bir de bu olay***8230;hiç de çekilmiyor.***8217;

Ahmet bunları düşünürken nöbetçi subay hala öfkesini kusuyordu: ***8216;Size askerliğin ne demek olduğunu göstereceğim. Sizi ananızdan doğduğunuza pişman edeceğim ve sizi asla affetmeyeceğim.***8217;

Askeriyede rütbeler yıdızlarla ifade edilirdi. Bir yıldız sahibi teğmen, iki yıldız sahibi üsteğmen, üç yıldız sahibi yüzbaşı***8230;

Ahmet daha fazla dayanamadı ve nöbetçi subaya: ***8216;Komutanım!***8217; dedi. Açık olan pencereden eliyle gökyüzündeki yıldızları göstererek: ***8216;Milyarlarca yıldıza sahip olan Yüce Mevla, verdiği onca nimetine karşı, kendisine asilik yapan kullarını affediyor da`, omzunuza üç yıldız takmış olan siz, bu ufacık hadiseden dolayı bizlere olmadık laflar ediyor, bizi affetmeyeceğinizi söylüyorsunuz.***8217;

Ahmet***8217;in bu beklenmedik çıkışı karşısında herkes donakalmıştı. Nöbetçi subay da ne yapacağını şaşırmıştı.İstese Ahmet***8217;i üste itaatsizlikten disco***8217;ya gönderebilir, askerliğini uzatabilirdi.Öfkesinden gözleri büyümüştü.Yutkundu.Biraz durduktan sonra, hiçbir şey söylemeden geriye dönüp gitti.

Filoya sessizlik hakim olmuştu. Kimseden çıt çıkmıyordu.Herkes Ahmet***8217;in nöbetçi subaya verdiği cevabı düşünüyor, olayı anlamaya çalışıyorlardı.Halbuki nöbetçi subayın en çok sevdiği bir şeydi bu tip durumlarda bir insanı azarlamak ve ona haddini bildirmek.

Belki de bu olayın tatsız neticelenmemesi, Allah***8217;ın, iyi niyetliliğinden, saflığından dolayı Ahmet***8217;e verdiği bir lütuftu. Çoğu asker de böyle düşünüyordu.
__________________
Offline   Alıntı ile Cevapla