Tekil Mesaj gösterimi
 
Alt 13.10.07, 15:03   #65
OSMANLIOGLU
Herkonu.com Fanatik
 
OSMANLIOGLU - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Jun 2005
Mesajlar: 88
Tesekkür etmis: 27
Tesekkür almis 38 -> 29 Konu
Standart

Ölmeyecek Sevda



Hüzünlü bir aşk hikayesinin kaybolup giden sayfalarında aranan mutluluk gibiydi onların aşkı. Bir kafe de karşılıklı bakışmaların ardından, dansa yapılan bir davetle başlamıştı. İlk görüşte aşk bu olmalıydı.

İlk tanışma ve dansın ardından yapılan koyu sohbette ***8220;işte bu***8221; demişti genç adam. Uzun süredir beklediği aşkı bulduğuna ikna olmuştu. Karşılıklı verilen telefon numaraları bu buluşmanın orada kalmayacağının işaretiydi.

Geceler boyu bitmek tükenmek bilmeyen telefon konuşmaları onları mutlu ediyordu. Her fırsatta buluşuyor, saatlerce konuşuyorlardı. Birbirlerine sevgi dolu cümleler kuruyor, hiç ayrılmayacakmış gibi ellerini sımsıkı kenetliyorlardı. Geçip giden günlerle sevgileri zamana inat katlanarak büyüyordu. Bu sevgiyi taçlandırmak için evlenmeye karar verdiler.

Aileler haberdar edildi ve kız istendi. Her şey yolunda gidiyordu. Mutluydular, güzel birer işleri, biraz paraları, paha biçilemeyecek büyük aşkları ve onlar için yavaş yavaş hazırlanan bir yuvaları vardı. Tanrıdan daha ne isteyebilirlerdi ki.

Derken bir gün kara bir bulut çöktü üzerlerine. Genç kadın eskisi gibi değildi artık. Yüzü hiç gülmüyordu. Adam ne olduğunu soruyor ama bir cevap alamıyordu. Bir süre sonra kadın iyice kötüleşmiş, her fırsatta adamı terslemeye başlamıştı. Ona olabildiğince kötü davranıyordu.

Bir gün genç adam bir kır kahvehanesinde oturmuş, hayatındaki bu değişimin sebebini çözmeye çalışıyordu. Ama bu olanlara anlam vermek imkansızdı. Her şey yolunda giderken, sevgiyi doyasıya yaşarken ne hata yaptım da böyle oldu diye geçirdi aklından. Genç adam bunları düşünürken birden telefonu çaldı. Arayan tapar gibi sevdiği kadındı. ***8220;Hiçbir şey söyleme ve beni dinle***8221; dedi kadın. ***8220;Ben artık yokum, beni unut. Seni sevdiğimi sanmıştım ama yanılmışım. Beni arama çünkü her şey bitti***8221; dedi ve telefonu genç adamın yüzüne kapattı. Genç adam bunları duyduktan sonra kahroldu. Artık yaşamanın bile bir anlamı kalmadı, bundan sonra ne yaparım ben diye geçirdi aklından. Kesin bir başkası var hayatında ve beni böyle kolay çıkardı hayatından dedi kendi kendine.

Genç adam oradan kalktı ve evine doğru yola çıktı. Avare gibi bir o tarafa bir bu tarafa ne yaptığını bilmeden yürüdü. Eve vardığında saat gece yarısını çoktan geçmişti. Sessizce odasına geçti. Odanın duvarları üstüne üstüne geliyordu. Bir zindan olmuştu dünya ve o oda en küçük hücresiydi. Biraz daha düşüncelere kapıldı ve yorgun düşlerle uykuya daldı.

Sabah olunca; burada bitemez dedi. Üstünü giyindi ve genç kadının evine gitti. Gördüğü manzara onu şok etmişti. Ev bomboştu, camda kiralıktır yazısı asılıyordu. Ev sahibini buldu, nereye taşındıklarını sordu. Fakat ev sahibi bir şey bilmiyordu. ***8220;Sessizce bir gün biz taşınıyoruz dediler ve gittiler***8221; dedi. Genç adam isyan etti, oturdu ağladı. Her yolu denedi ona ulaşmak için ama bir türlü başaramadı.

Aradan aylar geçti. Kahır dolu günler her gün genç adamı biraz daha çökertti. Saçı, sakalı birbirine karışmış bir halde aylarca onu aradı. Onunla gittiği her yeri gezmeye başladı. Çölde Leyla***8217;yı arayan Mecnun gibi umursuz ve sersefildi. Birden aklına onunla tanıştıklar kafe geldi apar topar kafeye gitti. İçeride genç kadının o ilk tanıştıkları gün yanında olan arkadaşını gördü. Koşarak yanına gitti ***8220;ne olur sana yalvarıyorum söyle. O nerede?***8221; dedi. Kız onun yüzündeki bitkin ve çaresiz ifadeyi gürünce oturmasını söyledi ve devam etti. ***8220;Sana söyleyeceklerim içini acıtacak. Ama bunu sen istedin. Sevdiğin kadın çok hasta. Şu anda ölümle pençeleşiyor. Sırf sen de onunla birlikte yok olma diye seni terk etti. Acil bir karaciğer nakli yapılmazsa birkaç gün içinde ölecek. Hadi git ve onu son bir kere daha gör***8221; dedi. Yattığı hastanenin adresini alır almaz genç adam son sürat fırladı ve oraya gitti.

Sevdiği kadın yoğun bakımdaydı. İçeri girmesine müsaade etmediler. Yoğun bakım odasının küçük penceresinden bir süre sevdiği kadını seyretti. Akıp giden gözyaşları yağmur gibi yağıyordu yerdeki döşemeye. Hemen doktoru bulmam gerek diye düşündü. Oradan hızla doktoru bulmaya gitti ve buldu. ***8220;Söyle bana doktor ne yapabilirim***8221; dedi. Doktor ***8220;maalesef yapabilecek bir şey yok. Hastalık tüm karaciğeri sarmış. Tek umut dokularının uyuşacağı birinin ölmesi ve karaciğerin tamamının ona nakledilmesi***8221; dedi. ***8220;Benimkini alın. Testleri yapın eğer uygunsa onun için canımı bile veririm***8221; dedi genç adam. ***8220;Fakat bunu yapamayız. Bu bir suçtur***8221; dedi doktor. Genç adam kararlıydı. Doktoru tehdit etti testlerin yapılmasını sağladı. Mucizevi bir şekilde dokuların birbirine uyduğunu saptadılar. Genç adam bunu duyunca çok sevinmişti. Şimdi tek yapması gerekn karaciğerini sevdiği kadına ölüm pahasına vermek olacaktı.

Ümitsiz günlerin ardından bir umut ışığı doğmuştu. Sevdiği kadın artık yaşayacaktı. Cebine kısa bir mektup yazıp koydu. Arabasına bindi, kontağı açar açmaz lastiklerin kulak tırmalayan gürültüsüyle hastaneden hızlı bir çıkış yaptı. Uçarcasına giden arabasının direksiyonunu beton bir elektrik direğine doğru çevirdi. Genç adam çarpmanın etkisiyle orada hayatını kaybetti. Hastaneye götürüldüğünde genç kadının doktoru onu gördü ve ***8220;aman Allah***8217;ım bu olamaz***8221; dedi. Sonra yapacak bir şeyin olmadığını anladı. Çok hızlı bir şekilde adamın karaciğerini aldı, uzun süren bir ameliyattan sonra kadına nakletti.

Ameliyatın üstünden neredeyse bir yıl geçmiş, genç kadın sağlığına kavuşmuştu. Sevdiği adama dönme vaktinin geldiğini düşündü ve onun evine gitti. Kapıyı sevdiği uğruna hayatını veren genç adamın annesi açtı. kızı karşısında görünce afalladı, sonra ona sarılıp ağlamaya başladı. Kadın ***8220;o nerede***8221; diye sordu. Adamın annesi ***8220;gel seni ona götüreceğim***8221; dedi. İkisi birlikte ağaçlıklar altında bir mezarlığa girdiler. Genç kadın oraya gitmelerine anlam veremiyordu. Adamın annesi kocaman mezar taşı olan bir mezarı gösterdi ve ***8220;işte***8221; dedi. Kadın hala olanlara bir anlam veremden karmaşık duygular içinde mezara doğru yürüdü. Mezar taşında genç adamın ölmeden önce son mektubundaki bir yazının vasiyeti üzerine mezar taşına yazıldığı o yazıyı gördü. Şöyle yazıyordu.


Zümrüt gözlüm.
Eğer benim ölmem seni yaşatacaksa,
Ölüm bayramdır bana.
Yok olmam ağır geliyorsa sana.
Kaldır başını ve bak ufuklara.
Ben oradan sana bakıyor olacağım.
Ve sen mutlu oldukça.
Kara toprakta huzurla yatacağım.



Genç kadın bunu okuyunca her şeyi anladı. Dizlerinin bağı çözüldü ve diz üstü yere çöktü. Başını göğe kaldırıp neden diye haykırdı. Haykırışları serseri bir kurşun gibi mezar taşlarında yankılandı.

Şimdi onlar ölümle yaşam arasında bir sevdayı yaşatmaktalar umutsuz da olsa. Ve bitmek tükenmek bilmeyen aşklarıyla kafa tutuyorlar günübirlik aşklara faydasız da olsa.



Gökhan TAFLAN

28.09.2007

Pendik/İSTANBUL
__________________
Yaktım sana dair her şeyi,
Hatıralar yandı aynı fotoğraflar, şiirler gibi,
Sende yandın onlarla,
Bakma öyle hiç üzülmedim,
Nasıl olsa yalandın düşünmedim.
Offline   Alıntı ile Cevapla