Tekil Mesaj gösterimi
 öyle Içimdesin Ki...
Alt 15.02.08, 19:58   #100
masal_1
Site Ondan Sorulur
 
masal_1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Dec 2007
Mesajlar: 411
Tesekkür etmis: 58
Tesekkür almis 175 -> 4.294.967.280 Konu
Post öyle Içimdesin Ki...




Öyle içimdesin ki. Yanağımda dolaşan rüzgardan daha gerçek dokunuşların.
Küçük, ürkek, kesik dokunuşlarınla, belki de her zamankinden daha
yanımdasın. Yani öylesine, o kadar bensin ki. Ah nasıl anlatsam. Boşuna bu
çabalarım, doğru kelimeleri aramalarım. Ne kitaplar yazıyor, ne de
sözlüklerde karşılığı var.

Yalnızca hissediyor insan, yaşıyor. Kelimeler eksik, kelimeler yaralı.
Kelimeler cılız.

Taşımıyor, anlatmıyor, tanımlamıyor bu duyguyu. Ben de. Çok başka bir şey.
Sevginin ortasında, derin acılar hisseder mi insan? Aydınlık gülümsemelerin
içine, hüznü yerleştirir mi durup dururken? Gözlerine buğu, diline sitem,
yüreğine burukluk, çöreklenir kalır mı asırlarca?

Gelmeyeceğini bildiği mektup için, posta kutusunu hep aynı heyecanla açar
mı? Dedim ya, başka bir şey bu. Ne kadar yalnızsam, o kadar seninleyim şu
günlerde. Belki de en başta, tutup seni en derinlere koydum diye oldu
bunlar. Kimseler ulaşmasın diye, kimselerin bilmediği, bulamayacağı yollara
götürdüm seni. En derinlerde tuttum. Bana sakladım. Derine, hep daha derine.

Seni yapayalnız, bir tek bana bıraktım. Paylaşamadım yanlış yaptım. Sana
ulaşan yolları kaybettim diye bütün bu şaşkınlıklar. Kendimi oradan oraya
vurmam. Sağımda, solumda, ne zaman dikildiğini bilmediğim duvarlara çarpmam,
hiç görmediğim çukurlarla boğuşmam. Denizlerin, gürültüyle gelip vurduğu
dehlizlerin, acılı duvarları gibiyim.

Duvarlarım yosunlu, duvarlarım kaygan, duvarlarımdan hiç tükenmeyen sular
sızıyor. Tutunamıyorum. Renklerim, gün içinde değişiyor. Soluyorum,
soğuyorum. Güneş ulaşmıyor içerilerime. Küfleniyorum, yaşlanıyorum.
Yalnızlıklar peşimde. Dokunduğum her ıslak duvardan, pis kokulu bir
yalnızlık bulaşıyor üstüme. Biliyorum, bütün bunlar, hep benim suçum.

Seni sakladığım yere ulaşamaz oldum. Yollar, gitgide uzadı ve karıştı.
Ümidimi ısıtacak, parlatacak, kımıldatacak bir şeylere ihtiyacım var. Ah
onun ne olduğunu biliyorum. Sonu sana geliyor her cümlenin. Her şeyin
başında içinde ve sonundasın. Bu değişmiyor. Öyle içimdesin ki. Birden
aklıma geldi, tuttum sana bir mektup yazdım dün.

Çok mutluydum. Gün içinde neler yaptığımı, nelere kızıp, nelerle mutlu
olduğumu, tek tek anlattım. Mevsimlerin ve insanların nasıl karışık ve
beklenmedik olduklarını yazdım.

"Yine zamansız yağmurlar" dedim, "Daha önce, hiç bu kadar zayıf değildi
güneş ışınları" dedim, "Gerçekten buradaki şarkıları hiç öğrenmeyecek,
bilmeyecek, söylemeyecek misin?" dedim. Çok uzun bir mektup oldu. Başından
sonuna kadar okudum.

Neler yazmışım diye merakımdan.

Sonra çekmecemden bir zarf çıkarıp, adını yazdım. Büyük harflerle, yalnızca
adını. Adresini bilsem gönderir miydim, bilmiyorum.

Mektup cebimde.
Cebimyüreğime yakın.
Yüreğim sende.
Sen yüreğime yakın.
Öyleyse mektup sende.
__________________
Hangi ruh seni duydu benim kadar derinden?
Hangi gönülde yandın böyle bir yangınla sen?
Ya benim gözlerimdir seni bambaşka gören
Ya hepsinin gözleri sana görmeden baktı....
Offline   Alıntı ile Cevapla