Tekil Mesaj gösterimi
 müslümanlığa zarar veren islamcılık ve pkk... ekseninde türkiye...
Alt 08.09.07, 11:18   #1
carpediem_317
O Artik Bizden
 
carpediem_317 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Oct 2006
Mesajlar: 72
Tesekkür etmis: 69
Tesekkür almis 16 -> 11 Konu
Standart müslümanlığa zarar veren islamcılık ve pkk... ekseninde türkiye...

Son günlerde başrolde Tayyip Erdoğan'ın; yardımcı rollerde ise çeşitli bürokratlar ve Gladio uzantısı terör örgütlerinin (Bkz PKK) rol aldığı bir "Kürt Sorunu" diyalektiğine şahit olmaktayız.

Türkiye'de aylardır evlere sessiz sedasız şehit cenazeleri gelirken görmezden gelen;

PKK'nın bayrağı aylardır Kuzey Irak'ta asılıyken Millet'e bir satırla bile duyurmayan;

Mustafa Kemal'in resmi altında demeç verip, "Devlet politikası" ilan ettikleri AB yolunda terörle mücadele yetkileri kısıtlanırken gram seslerini çıkarmayanlar; birden sahne aldılar ve kamuoyu bir tarafta "Terörle Mücadele Sorunu"; diğer tarafta "Kürt Sorunu" ile karşı karşıya kaldı.

"Terörle Mücadele Sorunu"nu dile getirenlerin bir kaç ay önce "Terörle Mücadelede Mükemmeliyet Merkezi" gibi ciddi Tercüme Sorunu kokan merkezler açtıkları gibi hassas ayrıntılar medya ışığı altında körelen gözlerden saklanırken; iki yanına bir grup "aydın" süsü verilmiş entellektüel taşeronu biblo gibi dizen;

AKP'nin karizma kiralayan lideri Tayyip Erdoğan;

Bu sahnenin en can alıcı metinlerinden birini "Ulusa Sesleniş" formatında kamuoyuna okuyuverdi.

Tabi ardından gelen Diyarbakır gezisi; tam bir imgesel şölen olarak, anlayana mesajlarla doluydu.

Bütün bunlar "Kürt Sorunu" adına yapılmadı.

AKP'nin destekleyici rolünde kurgulanan Kuzey Irak sahnesinin artık palazlanan ve Türkiye'de siyaset satın almaya başlayan güçleri açısından; geçici olarak AKP içine yerleştirilen Kürtçü dinamiğin parti dışına çıkarılarak, yeni dönem için partileşmesi zamanı geliyordu.

Türkiye'yi ve İstanbul'u dönüştürme sürecinde hala AKP gibi bir uluslararası koalisyon platformuna ihtiyaç duyanlar açısından ise;

AKP'nin üzerine kurulduğu üç temel direkten biri olan Kürtçülüğün bu aşamada parti dışına çıkması erken bir doğum olacaktı.

Yaşanan süreç ile;

Tayyip Erdoğan ve ekibi; Kürtçü dinamiklere;

"Sizi Askere ve taleplerine karşı kararlılıkla ben koruyabilirim. Beni desteklemezsiniz sizi asker amcalara veririm"

mesajını çok net bir şekilde verdiler.

Bu süreç;

"İslamcı" zannettikleri Başbakanlarının Anadolu'yu son gaz Hristiyan ve Yahudi odaklara peşkeş çekmesi ile şaşkına uğrayan İslamcı tabanın huzursuzlanmaya başlaması ile ardaarda sahnelenen ve Tayyip Erdoğan'ı tabanı nezdinde yeniden meşrulaştıran "laiklik sorunu" ve "türban sorunu" krizleri ile benzer niteliklere sahip bir süreçtir.

NATO'nun küresel güvenlik doktrinine senkron bürokratlar ile; NATO'nun küresel İslam konseptine uygun siyasilerin son gölge boksu; dördüncü kuruluş senesinde nitelikli destek sağlanan AKP'nin; üstlendiği misyon çerçevesinde görevinin sürdüğünün ve bu misyona hala ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir.

AKP'nin içine yerleştirilen "İslamcı" ve "Kürtçü" dinamiklerin rafine hale getirilerek, federasyon projesi nezdinde ayrı ayrı partileşmesi için daha zamana ihtiyacı vardır.

"Kürtçü" dinamikleri AKP dışına taşıma zamanı geldiğine inananlarla;

AKP'nin misyonunun hala tamamlanmadığına inananların çatışmasının;

TSK-AKP-STK(Aydınlar)-PKK dörtgeninde kurgulanan yeni gölge oyunları ile pekişmesi muhtemeldir.

Ortada bir "Kürt Sorunu" değil;

Tabanları ve kadroları nezdinde duruşlarını meşrulaştırma sıkıntısı yaşayan bürokratik ve siyasi kurumların Millet'i Salak Yerine Koyma Sorunu mevcuttur.

AKP'nin neden iktidara getirildiği ve bulunduğu noktada ne işe yaradığı çok netti :

1) Uygulanan ekonomik politikalarla patlama noktasına getirilen kitlelere; Tayyip Erdoğan isimli karizmasını kiralayan lider aracılığı ile "bakın sizden biri iktidarda" görüntüsü sunuldu ve bu yolla kitlelerin ağzına bir parmak bal çalındı.

Kitlelerin ağzına çalınan bu bir parmak bal; Türkiye'nin Arjantinleşmemesi yolunda da kritik öneme haizdi. Neticede; kızı türbanlı diye üniversiteye alınmadığı için devletinden soğumaya başlayan kitlelerle, midesindeki gurultu dayanılmaz boyuta ulaşan kitleler büyük oranda örtüşüyordu.

Tayyip Erdoğan önce mazlumlaştırılarak, sonra da liderleştirilerek; karizmasını kiralayan lider olarak Türk siyasetinin başına oturtuldu.

Tayyip Erdoğan'ın mazlumlaştırılması sürecinde; stratejik miyopluktan müzdarip kurumları çok önemli bir rol üstlendiler.

İnşa edilen mazlumluk üzerine liderleştirme sadece bir kozmetik operasyondu ve Türk medyası zaten bu günler için şekillendirilmişti.

Toplum önünden bir anda; "Devlet düşmanı Tayyip" imgesi kaldırılıp, yerine "vizyon adamı Tayyip" imgesi servis edildi.

2) Türkiye'de; 1950'lerden bu yana beslenip, radikalize unsur olarak sisteme balans ayarı yapmak için kullanılan iki unsurun; karikatürize isimleri ile "İslamcılık" ve "Kürtçülüğün", yeni dünya planı çerçevesinde bu coğrafyada üstlenmeleri gereken rol artık çok daha rafine olup, eski vulgarize halleri ile kalmalarına izin verilemezdi.

İslamcılığın "Erbakan" ; Kürtçülüğün "Öcalan" imgesinden temizlenmesi gerekiyordu. İşte bu noktada AKP; "İslamcılık" ve "Kürtçülüğün" yeniden inşaası için bir koza olarak örüldü. Tayyip Erdoğan'a iktidar yürüyüşü de; ABD-Almanya eksenindeki Atlantik kafalı "Kürtçülerle"

Kayseri-Üsküdar ekseninde konuşlanan liberal kafalı "İslamcıların" eşliğinde açıldı.

3) Soğuk Savaş döneminde "Komunizm" öcüsüne inandırılıp, onlarca evladının kanı üzerinden denge sağlayan devlet elitleri; geçiş döneminde, PKK kod adlı bir operasyonla, bu ülkenin binlerce evladının harcanmasına ve sanki bu evlatlar bir amaç uğruna can vermemiş gibi, bu davanın marjinalize edilip, gündemden düşürülmesine göz yumdular.

Bir zamanlar Kürt lafına bile tahammül edemeyen yapıların, bugün Kürt sorununu telafuz eden ve Kürtçü danışmanlar üzerine kurulan bir iktidarla şiir gibi olmaları ilk bakışta size garip gelebilir ama aşağıdaki üç maddeli formül çerçevesinde incelediğinizde; Türk Devleti'nin yakın siyasi tarihinde hep aynı dinamik üzerinden yönlendirildiğini görürsünüz.

Yukarıda üç madde altında sergilemeye çalıştığımız bu klasik oyunun bugünkü ismi "federasyon projesidir"

Bu proje için küresel güçlerin; nitelikli "İslamcılığa" ve nitelikli "Kürtçülüğe" ihtiyacı vardır fakat bunun zamanlaması tartışma meselesidir.

Birileri; Bu devletin kadrolarını federalizm projesine ikna etmeye çalışmaktadır. İkna olmakta zorlananların önüne; Milli damarları hoş tutulsun diye "Yeni Osmanlı" projesi konulup, bu yolda devletin özel birimleri Özbekistan'dan, Afganistan'a başkalarının oyunlarına jandarmalık etmek adına göreve gönderilirken; çoktan ikna olanlar ise; ABD-Almanya eksenindeki NATO konseptine uygun Kürtçüler, Liberaller ve İslamcılar'la ortak ticari ve toplumsal mühendislik projelerine imza atmaktadır.

Hangi kanatta olurlarsa olsunlar; bu kadrolar artık Türkiye'nin bekaasını; YENİ OYUN'A ADAPTE OLMAKTA görmektedirler.

Teslimiyetçilerle, "Onurlu Sızlanışçılar" arasındaki fark sadece önlerine konulan dosyaların başlığındaki farktır.

Dosyaların uzun vadeli içeriği aynıdır.

AKP; işte bu geçiş dönemi için; İslamcılıkla, Kürtçülüğün kozası olarak kurgulanmış bir platformdur ve son gelişmeler bu kozaya olan ihtiyacın sürdüğünü göstermektedir.

Bu ihtiyacın sürdüğü; son dönemde yaşanan olaylar arasındaki kurgusal paralellikte gizlidir.

Erdoğan'ın Kitlelere Mesajı :

"Bana Oy Vermezseniz Sizi Asker Amcalara Veririm"

TRT'de yayınlanan ve şehit aileleri ile karşılaştığı için rahatsızlıklarını açıkça dile getiren Ali Bayramoğlu gibi "aydın" görüntülülerin katıldığı "Ne Yapmalı" programında;

AB fonlarından yararlandıkça giydiği kravatların ve ceketlerin kalitesi yükselen Oral Çalışlar; Diyarbakır'daki geziye dair bir anektodu anlattı.

Çalışlar bölgedeki bir AKP'li yetkilinin, ilk defa Erdoğan'ın bu gezisinde AKP rozetini taktığını kendisine söylediğini ve kendisini ilk defa AKP'li hissettiğini belirttiğini açıkladı.

Aslında bu tespitte; AKP'yi tehdit eden ikinci unsur gizli. Bu da AKP içinden DEHAP'ın yeniden doğma riskidir. İşte "Kürt Sorunu krizi" bu noktada Tayyip Erdoğan'a; "bakın bana oy vermezseniz, sizi asker amcalara veririm" kozunu sunmaktadır.
__________________
*** UMUT ETTİKÇE ÖZGÜR... KORKTUKÇA TUKSAK KALIRSIN...***
Offline   Alıntı ile Cevapla