Konu: Volitan
Tekil Mesaj gösterimi
 
Alt 24.01.08, 08:48   #2
hahuer
Herkonu.com Fanatik
 
Üyelik tarihi: Sep 2007
Mesajlar: 160
Tesekkür etmis: 35
Tesekkür almis 46 -> 28 Konu
Standart

Hakan Gürsu, (d.1959, İstanbul) endüstriyel tasarımcı ve doktor öğretim üyesidir.


Hayatı :
1959 yılında İstanbul'da doğan Hakan Gürsu, 1984 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü'nü birincilikle bitirdi. 1987 yılında Mimarlık Fakültesi, Bina Bilgisi Ana Bilim dalında Master derecesini aldı. 1988 yılında başladığı Doktara çalışmasına; 1991 yılında Japonya'da proje çalışmaları ile devam etmiş ve 1996 yılında Doktara derecesini tamamlamıştır.

Nokta dönüşü yapabilen ilk deniz aracı olan Volitan'ı da tasarlayan Designnobis ekibinin kurucusu olan Dr. Hakan Gürsu, halen ODTÜ'de öğretim üyesidir.


--------------------------------------------------------------------------------

Söyleşi Cumhuriyet Bilim Teknik Dergisi 18 Ocak 2008 Tarihli Sayısından Aynen Aktarılmıştır.



"Tasarım Nobel"li tekne Türkiye'de üretilecek

Uluslararası tasarım ödülleri yarışmasın "IDA Int. Design Award 2007"de Tekne ve Ulaşım araçları genel kategorilerinde Volitan projesiyle iki ayrı birincilik ödülü alan Hakan Gürsu ve arkadaşları, büyük beğeni toplayan tasarımın Türkiye'de üretilmesini şart koşuyor. Gürsu ve arkadaşlarının, 16 ay içinde toplam 9 tasarım ödülleri var...


Geçen yılın kasım ayında yapılan uluslararası tasarım yarışmasında (IDA) elde ettikleri başarı üzerine, özellikle Fransızlarla üretim anlaşması için görüşmeler yapılıyor. İlginçtir ki Türkiye'den hiç bir şirket, işadamı uluslararası geleceği olan bu projeye bugüne kadar ilgi göstermedi..


° Güneş ve rüzgâr enerjisi ile çalışıyor, gece de yolculuk yapıyor. ° Tatlı suyunu denizden elde ediyor, 2 hareketli motora sahip ° 32 m. boyundaki tekne nokta dönüşü yapıyor ° Güneş panelleri aynı zamanda yelken görevi yapıyor ° 12 kişi alıyor, konforlu ve 80 yıl ömrü var!


Volitan adı verilen tekne tasarımı çevreci özellikleriyle dikkati çekerken, pek çok yenilikçi niteliğe (inovatif) de sahip. Şimdiden "Yarının en çevreci deniz aracı" olarak nitelendiriliyor. Tekne, yakıt olarak petrol kullanmıyor, rüzgâr ve güneş enerjisiyle 18-20 deniz mili hız yapıyor.


New York'ta düzenlenen uluslararası tasarım yarışması IDA'da iki dalda birincilik alan Hakan Gürsu ve ekibi, Volitan adını verdikleri teknenin üretimi için yaptıkları uluslararası görüşmelerdoe, üretimin ülkemizde gerçekleştirilmesini şart koşuyor. Kurdukları Designnobbis şirketinde 16 ay içinde toplam 9 tasarım ödülü alan ekip, projeye Türkiye'den ilgi gelmediğini, ancak uluslararası şirketlerin ilgisinin ise artarak sürdüğünü belirtti.


CBT: Sayın Gürsu, çok ilginç bir tekne tasarımı ile "tasarım oskarı" denebilecek bir ödül kazandınız. Nisan ayında da ödülünüzü almak için Los Angeles'e gideceksiniz. Önce, ödülün açıklandığından bugüne hayatınızda neler değişti?

Gürsu: IDA ödülünü kazandığımız tarih aslında kasım 2007'dir. Anadolu Ajansının haberi ile Türkiye'de basın yayın organlarında ödül haberi bir miktar yer almış ve konu hızla kapanmıştı. Ocak 2008 gelindiğinde ise; internet üzerinde bizim dışımızda hızla gelişen bir ikinci dalga ilgi başladı, giderek büyüyen bu ilgi gelinen nokta itibarıyla şaşırtıcı bir boyuta ulaşmış bulunuyor. Yurtdışında ise, ilk günden itibaren başlayan ilgi matematik bir artış eğrisi ile sürüyor. Özellikle yapımına talip olan firmalar, teknolojilerini öneren kurumlar ile yoğun bir görüşme trafiği yaşıyoruz.

CBT: Bu dünya çapındaki ödülü kazandığınıza ve patentini de aldığınıza göre, dünya ve Türkiye'de şirketler, işadamları ortak üretim için peşinizdeler demektir... Böyle bir ürünün peşini kimse bırakmaz... iş ortaklıklarınız nasıl gelişiyor?

Ülkemizde ilgi olduğunu söylemek zor, beğenen çok ve taktir edenler, tebrik edenler dışında, ilgi olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bazı yan sanayii kuruluşları malzeme temini konusunda her türlü yardımı yapmayı teklif ediyor. Yurtdışında ise, ilgi gerek ürün alımı gerekse de yapım ortaklığı temelinde gelişiyor. Özellikle Fransızların teklifi ciddiyet ve istek itibarı ile ilgimizi çekmiş durumda...


CBT: Üretim için öncelikli tercih edeceginiz bir yer var mı, öyle anlaşılıyor ki Fransız yatırımcılar devrede, yurtiçi mi yurtdışı mı?

Fransız yatırımcılara da söylediğim gibi, Türkiye denizcilik sektöründe hatırısayılır bir ülke: Volitan'ın üretilmesinde de şartlar uygun gözüküyor. Dolayısı ile yapım için Türkiye'nin gayet uygun olduğunu düşünüyoruz. Bu yöndeki isteğimizi kendilerine ilettik. Tekno kentler ve serbest bölgelerin bu amaçlar için geliştirildiğini ve incelemelerini tavsiye ettik. Firmalar ile görüşürken, ülkemizde üretilmesi konusunda bir ön talebimiz olduğunu belirtiyoruz.






CBT: Siz bir tasarımcı grup olarak çalışıyorsunuz, koltuk- sandalye tasarımından tutun yenilikçi ürünlere, ev eşyalarına, hediye ürünlerine, mimarı-iç mekân tasarımlarına kadar geniş bir alanda üretiyor, hizmet sunuyorsunuz... Şirketiniz var. Ödül alan başka tasarımlarınız var mı?

Gürsu: Designnobis, kurulduğu gündem beri, 3 yurtdışı ve 6 ulusal yarışmada ödüllere layık bulundu. İMMİB'de (İstanbul Maden ve ****ller İhracatçı Birlikleri- İMMİB- tarafından düzenlenen 'İMMİB Endüstriyel Tasarım Yarışmaları) 2005, 2006 ve 2007'de olmak üzere 6 ödül ve uluslararası vana yarışmasında 1 ödül olmak üzere, toplam 9 ödülü bu kısa süreye sığdırdı. 16 ayda 9 ödül kazanıldığı düşünüldüğünde keyifli bir çalışma sürecinin yoğunlukla yaşandığı ve sıra dışı bir performans yakalandığı ortaya çıkmaktadır. Hakan Gürsu'nun, meslek yaşamında kazandığı mimarı ve tasarım ödüllerin toplamı ise; 20'nin üzerindedir. Designnobis içersindeki tüm ekip elemanları, ödüllü genç tasarımcılar olup herbirisi konularında ayrı ayrı özel becerilere ve değişik tasarım ödüllerine sahiptir.


CBT: Volitan çok özgün bir tasarım, "geleceğin en yenilikçi ve çevreci deniz aracı" bulundu ve günümüzün bir çok sorununa çözüm üreten bir tekne olarak kabul edildi. Yarışma nasıl geçti, Türk tasarımcı olarak koşulları, zorlukları var mıydı?

Gürsu: Ürün Tasarımı Mesleğinin kurumsallaşmasının önünde aşılması gereken sayısız engel olduğunun bilincine fazlası ile vakıfız; inandığınız veya güvendiğiniz bir fikri hele ürünleştirmek, yatırımcı veya sponsor arayışlarına girişmek, henüz ülkemiz için beyhude çabalardır; özellikle de kapsamlı ve pahalı bir ürün geliştirenler için oldukça zor ve zahmetli uğraşlardır.

Öncelikle ürünün kavramsal olarak geliştirilmesinde, insan gücü, finansman, mekân ve zaman gerektiren süreçlere ilişkin zorluklar tasarımcının önüne her aşama da çıkmaktadır. Bu çerçevede bakıldığında Volitan'ın sponsoru yoktur. Sadece projenin son aşamasında, TÜBİTAK MAM Enerji Ajansının kurumsal desteği sağlanmıştır.

Bu kapsamda yarışmaların "innovasyon" katkısı net ve rasyonel bir şekilde ortaya konmadan kazanılamayacağı yadsınamayacak bir gerçektir. Kazanılan başarının "kabuklara" sığmayacağı gerçeği belki de; devam edecek başarılar ile daha iyi anlaşılacak diye düşünüyoruz.

Bütün araştırma ve geliştirme çalışması, başta proje müellifinin çabasına, ekip arkadaşlarının projeye olan inancı ile Üniversitenin kısıtlı olanakları çerçevesinde özveri ile tamamlanmıştır. Eşdeğer projeler yapan diğer uluslararası tasarım ekiplerinin şartlarına sahip olmadığımızı bilerek, bunun motivasyonu ile imkânsızı başarmak amacıyla ve kendimize güvenerek bu fikri ürünleştirdik. Sonuçta ekipte efsanevi tekne tasarımcıları yoktu. Diğer bir değişle, milyon dolarlık tekneleri yapan firmaların desteğine de sahip değildik. Bu durum da bizi daha özgür kıldı, yatırımcı baskısından uzaklaştırdı, rahat ve esnek hareket etmemizin önünü açtı.


CBT: Üretim aşamasında üstesinden gelinecek tasarım-üretim zorlukları, geliştirmeler var mı, olacak mı? Ortalama bir Volitan'ın maliyeti ne kadar olabilir? Tekne kimlere hitap edecek, farklı modelleri söz konusu mu?

Volitan konsept bir tekne, kavramsal olarak alternatif bir ulaşım aracı olarak gelecekte kullanılacak gibi gözüküyor. Dünyanın ilgisi, deniz taşıtlarında da yenilebilir enerji kaynaklarına yönelmiş durumda. Bu perspektifden bakıldığında ise; potansiyeli yüksek ve hızla çeşitlendirilebilecek bir ürün olarak "Volitan"ın fazlası ile cazip durduğunu biliyoruz. Dünya da oluşan ilgi bunu gösteriyor. Şu anda bile; farklı modellerine yönelik teklifler alıyoruz. Özellikle 18 m'lik türlerinin çok fazla talep göreceği ifade ediliyor. Güneş panellerindeki verim artığında, teknolojik gelişmeler ışığında Volitan konseptindeki küçük teknelerin yapımının önünde bir engel kalmayacak.








CBT: Volitan'ın tasarım sürecini bizimle paylaşır mısınız? Fikirler hangi aşamalardan nihai biçime dönüştü?

Volitan; Dr. Hakan Gürsu'nun geliştirdiği uzun dönemli projelerden birisidir. Belli bir aşamada kavramsal proje ekip ile paylaşıldı; ekibin inanç ve desteği sonucu ürünleşmesi 2 aylık çok yoğun bir çalışma programı ile tamamlandı. Tekne Tasarımı Dr. Hakan Gürsu tarafından geliştirildi, yardımcı tasarımcı Sözüm Doğan 'ın katılımı ile proje uygulama ve modelleme aşamasına geçildi ve teslim aşamasında mimar Gülsüm Baran 'ın destekleri ile bitirildi. Projenin animasyon filmi ise; Sözüm Doğan'ın olağanüstü gayreti ve çabası ile ortaya çıkarıldı. Çalışma süresince Designnobis ekibi ve stajyerlerin manevi desteklerinin de altını çizmeliyim. Kapsamlı teknik raporlar ise; Hakan hocanın başkanlığında bir çok uzman desteği ve görüşü alınarak hazırlandı.

Bu birikimler çerçevesinde eski deniz ulaşımının; teknolojinin desteği ile tekrar yüceltilmesini ve çevreye duyarlılığı vurgulamayı hedefleyen bu proje ile çok keyifli ve prestijli bir ulaşım aracı olarak "Volitan"ortaya çıktı. Doğaya saygının çizgisellik kadar kullanım tarzı ile de mümkün olduğunu simgeleyen ileri teknoloji seçenekleri ile doğanın ahengini buluşturan bir ürün olarak taktir toplamaktadır.


CBT: Tekne tasarımı kavramsal olarak düşüncelerinizde oluşmaya başladığında ilk öncelikleriniz ne oldu, paradigmaların dışında bir tasarım mı, yoksa çevre-yakıt öncelikler mi?

Dünyadaki gelişmeleri izlediğinizde, eğilimlerin ve gündemin her araştırmacıyı etkilediği aşikâr! Gelecek ve dünya için ürün yapmak her tasarımcının rüyası. Bu çerçeveden bakıldığında yenilenebilir enerji kaynakları kullanımı, geri dönüşüm, tüketimi azaltmak gibi kavramlar, gelecek için düşünen tasarımcıların yapı taşlarını oluşturmalı. Dolayısı ile, yapı taşları yerlerine oturduğunda; paradigmalar ve kaygılar sıra dışına taşıyor tasarımcıları ....


CBT: Ülkemizde tasarımcılığın durumu nedir? Hem ekonomi hem bilim hem de kültür bakımından, tasarım ne kadar etkileniyor? Bir "Türkiye tasarımcılığı" diye bir kavramdan bahsedebilir miyiz?

Tasarımcılık çağın en stratejik mesleklerinden birisidir. Özellikle global pazarlarda oyuncu olmak ile seyirci kalmak farkını belirleyen etkin değerlerin başında gelmektedir. Bir ürün sattıran gizli büyülerin ise en etkilisidir.

Diğer bir değişle; yeniyi, özgünü üretebilmek ile; ucuz emek karşılığı tüketici kalmanın dengesini değiştirecek mesleklerin başında "tasarım" becerisi gücü gelmektedir. Teknoloji geliştirmek bir beceri ise; bunu "rasyonel" yenilikçi ve "yararlı" bir ürünle satılabilir kılmak ise; tasarım becerisi gerektirmektedir. Bu konuda dünyada liderliğini korumayan çalışan uluslar varalığını ve sektörel bazda etkileri olduğunu hepimiz görüyoruz. Dolayısı ile ürün tasarımı ARGE faliyetlerinin ülkemizde unutulan parçasıdır.


CBT: Volitan dünya tasarım, denizcilik vb. çevrelerinde heyecan yarattı, ülkemizde bu heyecanı gördünüz mü?

Deniz Kuvvetlerinde fazlası ile gördüm :


CBT: Ülkemizde tasarımcılığın gelişmesinin önündeki başlıca engeller sizce neler, bunları aşmak için ne yapmalı?

Ülkemizde inovasyon becerisi, diğer bir değişle, ulusal ARGE raporunda tasarım sözcüğünün geçmemesi ile ciddi olarak engellenmektedir. Meslek örgütlenmesi tamalanamamış, Ulusal Tasarım Markasını oluşturacak tasarım ve ürün geliştirme şirketlerinin önü açılamamıştır. Devlet desteği verilecek oluşumların başında, ürün geliştiren gruplar gelmektedir. Çünkü çekirdek, tohum olmadan; üretim süreci ancak kopya, biraz taklit veya lisanslı ürünler ile yapılabilir ki; bu da sizi oyuncu yapmaktan uzaklaştıracaktır.


CBT: Üniversitelerde tasarımcılık üzerine dersleri nasıl buluyorsunuz, sizce öğrencileri evrensel başarılar için donatacak ve motive edecek bir kurumsallaşamadan söz edebilir miyiz?

Tasarım eğitimi okulların farklı açılımları sonucu farklı gelişmektedir. Teorik kalanların yanında, işi uygulamaya taşımayı başaranların olduğu da açıktır. Ekol değeri taşıyan, Mimar Sinan, ODTÜ ve o çabaya sahip İTÜ kurumlarını görmekteyiz. Problemlerin başında, teori ve pratiğin ahengli bir sentezi sürdürmesi gereken eğitim kadrolarının bu yenilenme işleminde, çağa ayak uyduramaması ve üniversitelerdeki olumsuz gelişmelerden fazlası ile nasibi almasıdır. Güncel teknolojilerin, üretim tekniklerinin ulaşılabilirliğinin giderek okullardan uzaklaşıyor olması; sistemleri olumsuz yönde etkilemektedir. Kaliteli eğitim kadrolarındaki artış yerine tükeniş, okulları güçsüz kılan diğer etkilerdir. Öte yandan mesleğin yükselen trendi, mesleği giderek cazip ve istenir kılmakta, bölüm puanlarındaki kayda değer artış, gelecek için bizlere ümit vermektedir.


CBT: tasarımcılara, öğrencilere neler söylemek istersiniz?

Tasarım öğrencilerine söylemeyi arzu ettiğim; her zaman işin olmaması için çok neden bulunabilir, bunun için yaratıcı bir zekaya bile ihtiyacımız yok, hele yaşadığımız ülke de :! Ama tasarımcı olacaklar için, bütün bu imkansızlıklar içinde çözüm yolu bulmanın yolunu aramalarını ve keyfini yakalamalarını tavsiye ediyorum. İmkansızı başarmanın keyfine ulaşma hedeflerinde onlara başarılar diliyorum. Gelecek için ülke onlardan çok şey bekliyor.


CBT: Tasarım ve yaratıcılık: bu konuda düşünceleriniz?

Kanımca iki çeşit tasarım yaklaşımından bahsedebiliriz, işin sanatsal ve görsel tarafında duranlar "görsel tasarım", işin inovasyon ve yenilik tarafında duranlar "yaratıcılık".. Belki de doğrusu; bunları ürününe göre dengeleyebilme becerisidir...

Günümüzde "kabuk tasarlamak" ile mesleki sorumluğunu icra ettiğini dtüşünerek bununla yetinenler giderek style bir boyutta modacı çizgisine kayıyor; İnovasyon alanında ihtisas yapanların da mühendislik çizgisinde katılaşmaları endişesi, kanımca gelecek için bizleri düşündürmeli. Eğitim veren kurumlar, bu ince dengeleri belirleyecek çizgide programları güncelleyerek, "tasarımcı" yetiştirme becerilerini geliştirmeliler.


CBT: Son olarak bir kaç söz daha?

Tasarım geleceğin mesleklerinden olması kadar ve bu ülkenin "tüketici" konumdan üretici konuma geçişindeki gizli ve etkin araçlardan birisidir. Üretmek, kaliteli ve geçerli, özgün ürünler ile dünya pazarlarında var olmak ve bunu istikrarlı bir süreçte geçerli kılmak için tasarım gücümüzü markalaştırmak bir politik hedef olmalıdır. Bu bir devlet politikası olarak eylem planlarında yerini almalı, gözle görülür sonuçları için de sabır gösterilmelidir.

Soruları yönelten: Orhan Bursalı
__________________
http://www.hahuer.azbuz.com
Offline   Alıntı ile Cevapla