Tekil Mesaj gösterimi
 
Alt 24.03.08, 09:06   #57
Psikolog_08
Site Ondan Sorulur
 
Psikolog_08 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Jan 2006
Mesajlar: 619
Tesekkür etmis: 104
Tesekkür almis 706 -> 450 Konu
Standart

Dinle oğlum;

Bunları sen küçük ellerinden biri çenenin altında yumruk olmuş, sarı saçların terden ıslanmış, alnına yapışmış bir halde uyurken söylüyorum...
Odana gizlice, tek başıma girdim... Sadece birkaç dakika önce, kütüphanede oturmuş gazetemi okurken, güçlü bir pişmanlık dalgası her tarafımı sardı...
Suçluluk içinde kalkıp, yatağının başucuna geldim...
...
Düşündüklerim şunlardı oğlum;
Sana kızmıştım... Okula gitmek için hazırlanırken yüzünü havluyla şöyle bir sildin diye sana bağırmış, ayakkabılarını temizlemediğin için seni azarlamıştım...
Eşyalarını yere attığın için öfke içinde haykırmıştım...
...
Kahvaltıda da hata buldum... İçeceklerini etrafa sıçrattın, yiyeceklerini alelacele yedin...
Dirseklerini masaya koydun, ekmeğine tereyağını çok kalın bir tabaka halinde sürdün...
Sen oynamak, ben de trene yetişmek için çıkarken, bana döndün, elini salladın ***8220;Güle güle baba***8221; dedin...
Ben ise irkildim ve ***8220;Omuzlarını dik tut***8221; cevabını verdim...
...
Öğleden sonranın geç saatlerinde her şey yeniden başladı...
Eve gelirken seni dizlerinin üstünde eğilmiş, misket oynarken gördüm... Çoraplarında delikler vardı...
Seni arkadaşlarının önünde, benimle eve gelmeye zorlayarak aşağıladım... Çoraplar çok pahalıydı ve eğer parası senin cebinden çıkıyor olsaydı, daha dikkatli olurdun...
Bir düşün oğlum, bunlar bir babanın lafları...
...
Daha sonra, ben kütüphanede okurken, gözlerinde acı dolu bir bakışla nasıl çekingen çekingen içeri girdiğini hatırlıyor musun?...
Gazetenin üstünden, rahatsız edilmiş olmanın verdiği sıkıntıyla sana baktığımda, kapıda durakladın...
Ben ise ***8220;Ne istiyorsun***8221; diye kükredim...
...
Hiçbir şey söylemedin ama aceleyle bana doğru koştun, kollarını boynuma dolayıp beni öptün...
Küçük kolların sana yaptıklarımın bile soldurmadığı o büyük sevgiyle boynumu sıkıyordu...
Sonra koşa koşa merdivenlerden çıkıp gittin...
...
Evet oğlum, bundan hemen sonra gazetem ellerimden kaydı ve müthiş bir korku her yanımı sardı...
Adetlerim bana neler yaptırıyor?... Hata bulma adetim, azarlama adetim...
Sana bir çocuk olduğun için verdiğim ödül bu mu?... Seni sevmediğimden değil, ama bir çocuktan çok fazla şey beklemiştim...
Seni kendi ölçülerimle değerlendirmeye kalkıyordum...
...
Oysa karakterinin o kadar iyi o kadar güzel yanları vardı ki...
Küçük yüreğin, dağların ardından söken şafak kadar büyüktü... Ve bunu gelip bana iyi geceler öpücüğü vererek gösterdin...
Bu akşam başka hiçbir şeyin önemi yok oğlum... Karanlıkta yatağının başucuna geldim ve utanç içinde diz çöktüm...
...
Bu çok yetersiz bir af dileme çabası... Bunları sana sen uyanıkken söylersem anlamayacağını biliyorum...
Ama yarın gerçek bir baba olacağım... Seninle dost olacak, sen acı çektiğinde ben de çekecek, sen güldüğünde ben de güleceğim...
İçimden kötü sözler etmek geldiğinde dilimi ısıracağım... Bir görev gibi kendime hep şu sözleri söyleyeceğim:
***8220;-O sadece bir çocuk, küçük bir çocuk...***8221;

(...W. Livingston Larned)
__________________
Deryada sonsuzluğu zikretmeye ne zahmet!
Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet!

Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde;
Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde!!!
Offline   Alıntı ile Cevapla