Tekil Mesaj gösterimi
 Asik Mahsuni Serif (3)
Alt 05.09.07, 15:42   #9
SAHmerdan
Herseyden Haberi Var
 
SAHmerdan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Dec 2005
Mesajlar: 1.685
Tesekkür etmis: 117
Tesekkür almis 330 -> 106 Konu
Standart Asik Mahsuni Serif (3)

Mahsunu Serifi Anlamak


Çağına damgasını vurmuş sanatçıların, yaşadıkları süreçte anlaşılmaları
kolay olmamıştır...
...Âşık Mahzuni'yi anlamak ve yorumlamak başka açılardan da zordur.
Bunlar nedir sorusuna yanıt ararsak; öncelikle Türkiye gibi aşırı
siyasallaşmış bir toplumsal coğrafyanın insanları olarak, sanatcıyı
yüklediğimiz misyonla algılama beceri(sizliği)miz, kavramları güncel
içerikleriyle yorumlamadaki ustalığımızla birleşince, Mahzuni'yi anlamamız
güçleşecektir.
..Mahzuni, sözlü kültürün zengin toplumsal ortamın yetiştirdiği bir sanatçı.
O da bu geleneğin büyük ustaları Yunus, Şah Hatayi, Pir Sultan, Kul Hikmet,
Köroğlu, Karacaoğlan, Dadaloğlu, gibi ürünlerini sözel yolla topluma
ulaştırılıyordu. Gerçi, Mahzuni, bu ürünlerini müzikleriyle birlikte ses kayıt
araçları kanallarıyla, radyo ve televizyon yoluyla kayıtlara geçiyordu ama,
toplumun algılama biçimi, büyük kesimiyle, bu geleneksel duyma biçimini
geçmiyor.
En doğrusu, Mahzuni, bu yolla çok daha iyi anlaşılmıyordu. Çünkü O'nun
büyük çoğunluğuyla sadece müziklendirilmiş parçaları, hatta onların da
popüler olanları belleklerde kalıyordu. Oysa, bir büyük geleneğin birikimiyle
kendisini donatmış bu usta sanatçı, felsefi derinliği yoğun ürünlerin
sahibiydi. Aşık Mahzuni'yi bir bütün olarak tanımanın, anlamanın yolu
onun bu ürünlerini algılamaktan geçiyor.
Mahzuni ve O'nun öncüleri yeterince anlaşılabilseydi, bu toplumda hâlâ
barbarlığın, ortaçağ karanlığına ait nidâların esamesi okunabilir miydi?

KİMLİĞİ
...Buraya "Hasan Obası" denmektedir. Burası göçer Çilingirler'in bulunduğu,
otlak bir arazidir. Bunun için adına "Çilingir Çayırı"da denir. Bu gün burası
hala Çilingir Çayırı olarak anılmaktadır. Seyyit Mehmet'in türbesinin
bulunduğu bu köye şimdi ise, "Hasan Köyü" denilmektedir. Bütün Elbistan /
Malatya ovalarında ve dağlarında o günün büyük mürşidi ve evliyası olarak
bilinen Seyyid Hacı Mehmet Dede, Aşık Mahzuni Şerif ' in babası Zeynel'in,
öz dedesidir.
Seyyid Mehmet'in 1800'li yılların başında vefat etmesiyle, Hasan Köy'de
asimile edilerek Sünniliği kabul eden Cırıklı ve Ağuçan Türkmenleri burada
kalır. Ancak, Oniki İmam'a bağlılığını sürdürmek isteyen, Kocalar ve bir
kısım Ağuçan Türkmenleri, Koç Obası ve Alhaslı yaylalarına dağılır.

Sonunda, Afşin'in 15 km. kuzeydoğusunda, küçük bir tepe üzerine gelirler ve
Hozat / Barginek Köyü'nün anısına Berçenek Köyü'nü kurarlar. Elbistan'a;
Dersim'den, Horasan'dan, Hatay'dan akın etmiş bütün Türkmen ve Yörük
Alevileri asimileye uğrar ve köylere; camiler, imamlar tahsis edilir. Bu arada
Berçenek köyü de üç-dört çeşit aşiretin karmasından meydana gelir
(Ağuçan, Cırıklı, Kocalar, Savranlar, Ellezler). Bu aşiretler uzun zaman kök
kültürlerini devam ettirirler. Ancak, bunlarla birlikte, Maraş Sünni Türkmen Köyleri'nden gelen bir kısım Sünni Yörük uzantılar da bu köye yerleşirler.

1940'ın başlarında Mahzuni Şerif bu köyde doğar. Barginekli Ağuçan
Türkmenleri'nden olup, nene tarafı Varto / Hormekan Aşireti'nden
Razey'e (Irazca hatun) mensuptur.
1940'lı yıllarda, Berçenek'te ilk okul olmadığı için Mahzuni, Elbistan'ın
Alembey Köyü'nde, Lütfü Efendi Medresesinde Kur'an eğitimi alır, Eski
Türkçe okur, yazar. Ancak, 1956 yılında köye gelen ilk okuldan, mezun
olduktan sonra Mersin Astsubay Okulu'na gider. 1960 yılında Ankara Ordu
Donatım Teknik Okulu'nu bitirir. Başarısının gereği Kuleli Askeri Lisesi'ni
aynı yıllarda hak etmesine karşılık, toplumculuğa ve halk edebiyatına gönül
verdiği ve Alevi olduğu için ordudan ihraç edilir.

1961 yılından itibaren yüzlerce plak, kaset yapar.
Hakkında yazılan ve yazdığı kitaplar uluslararası edebi tartışmalara konu
olur ve 1998 yılında dünyanın, yaşayan üç büyük ozanı arasında birinci
sırayı alır.
...1940'lı yılların başında doğan Mahzuni Şerif, elini sazına attığı günden
itibaren bu tarihi bilmekte gecikmemiş ve sürüp geldiği ecdadı yolunda fire
vermemiştir. Geçmişinde yapılan zulüm ve adaletsizliğe kin beslememiş
olup, Yezit sözcüğünü yalnız Hz.Hüseyin'i şehit eden Emevi zalimi için
kullanmış ve hiç bir sünni dostuna Yezit yakıştırmasını reva görmemiştir.

Mahzuni'nin, Orta okul yıllarından itibaren beğendiği, demokrasi ve
sosyalist mantık onu geleceğin en tutarlı terbiye kalıpları olarak
muhafaza etmişlerdir.
...Mahzuni Şerif, kendisini dünya kültürleri içinde bir parça
mazlum milletler içinde bir birey olarak tanımlamış ve bu iki gerçekten
yola çıkarak, dönmeden devam etmiştir.
...Mahzuni'yi yakından tanımak, O'nun eserlerini çok iyi dinlemekten ve
özümsemekten geçer. Kendisinin söylediği gibi "benim söylediklerim ne ise
ben oyum". Gerçekten de Mahzuni ürettikleri eserlerle topluma ve dünyaya
çok önemli iletiler vermiştir. Önemli olan bu iletiyi algılamak ve bu iletileri
topluma sunmaktır.

Mahzuni ordudan ayrıldıktan sonra toplumsal, siyasi konuları ele alan;
geleneksel halk şiirini devam ettiren ve diğer yanda protest şiirlerle halkın
sorunlarını dile getiren; halk aşığı veya halk ozanlığına başladı.
12 yaşından bu yana bu geleneği devam ettirmektedir.
Saz çalmayı amcası Aşık Fezali (Behlül Baba) dan öğrendi.
- Devlet Sanatçisi" teklifi almadınız mı?

- Devlet benim ödülümü sıkıyönetim dönemlerinde tırnaklarımı çekerek verdi!

- Kaç yıl yattınız?

- Peyder pey beş yılın üstünde.

- Çok işkence gördünüz mü peki?

- Çook. Benim mesela gördüğüm iskenceden dolayı on tırnağımın onu da düştü.

- Başka?

- Ayağımdan asılmalar, cereyan vermeler, gözü bağlı olarak her türlü hakaretlere maruz kaldım. Ama bir gün ben kalkıp o sopadan bahsetmedim.

- Neden?

- Çünkü o bahsetmem gereken sopa, devletin kendi sistemiydi

- Pişmanlık duydunuz mu hiç?

- Eğer pişmanlık duysaydım, Aşık Mahzuni Şerif olmazdım

- Peki bunca acı, işkence, dışlanma, korku sizi "uslandırma"dı mı?

- Aksine daha da bileyledi. Çünkü eğer gerçekten halk ozanıysanız yasadığınız toplumsal gerçeklere dikkat çekmek ve o acıları paylaşmak zorundasınız.
Evet elektrik verdiler, tırnaklarını çektiler, dişlerini söktüler, küfürler savurdular.Kolay değildi ozan olmanın bedeli:

"BİZİM SUÇUMUZ ŞEREFİMİZDİR"
YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.
__________________
Offline   Alıntı ile Cevapla