Tekil Mesaj gösterimi
 Seriat Kapisi (1)
Alt 30.09.07, 02:20   #20
SAHmerdan
Herseyden Haberi Var
 
SAHmerdan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Dec 2005
Mesajlar: 1.685
Tesekkür etmis: 117
Tesekkür almis 330 -> 106 Konu
Standart Seriat Kapisi (1)

SERIAT KAPISI

Seriat kelimesi dilimize arapcadan gecmis bir kelimedir. Bu yüzden, daha cok arapcada kullanildigi anlamiyla taninir. Oysa, Aleviligin tasavvuf ögretisine göre bam baska bir anlama gelir. Simdi bu iki anlami da biraz acmak gerekir. Zira yeterince bilimedigini gördük. Coguncasi seriat kavrami dar anlamiyla bilinmektedir.
Önce dar anlamini aciklayalim:
Dar anlamda seriat, Ortodoks yani sii ve sünnü islam anlayisinin toplumsal alandaki dini ve hukuki icraatlarinin tümüne denir. Ýslamin her iki büyük meshebinde de seriatin ayni sekilde anlasilmasinin nedeni, ortak bir olusum süreclerini yasamis olmalarindan ileri gelir. Dar anlamdaki seriatin temel özelligini anlamak icin ortodoks islamin olusum sürecine bir bakalim:

Hz. Muhammed insanliga evrensel ilahi mesaji getirmeden önce Arap toplumu sert bir kabile gelenegi yasamaktaydi. Kervan basmalar, soygunlar, talanlar, yagmalar, köle ticareti siradan bir olay gibi Bedevi-Arap toplumunun gündelik hayatini belirlemekteydi. Cok tanricilik ve putlara tapma gelenegi sadece Mekke ve Medinede degil bütün araplarda yaygin bir gelenekti.

Peygamber böylesi bir ortamda zuhur etti. Ýcinden geldigi toplumu kökten degistirmek icin insanlarin sadece ruh dünyalarina degil onlarin toplumsal dünyalarina da seslendi. Adeta arap cöllerinde bir medeniyete öncülük etti, büyük reformleri hayata gecirdi. Fakat peygamberin hakka yürüyüsünden sonra eski gelenekler tekrar canlanmis ve yeni ile eski olanin sentezi ortaya cikmistir.

Bu sentez cok gecmeden Muaviye ve oglu Yezid***8217;in iktidarini dogurmustur. Muaviye devrinde Ýslamin temel kitabi olan Kuran yazimi son seklini almis, Ýslam tarihinde yeni bir devir olan Emeviler devri baslamistir. Bu gün bir bucuk milyardan fazla müslümanin bagli oldugu dinin inanc icerikli geleneklerinin temeli Emeviler devrinde atilmistir.Buna ortodoks islam da denilmektedir.

Bir cesit dini ***8211;geleneksel hukuk (fikih) diyebilecegimiz seriat, islam devletlerinde bugün de temel anayasa olarak islev görmektedir. Ýslamin bes sarti veya imanin sartlari, seriat acisindan islam dininin bir tarifidir. Oruc, namaz, zekat, hac, kelimeyi sahadet gibi dini vecibeleri dinin temel diregi olarak görürler. Arap toplumunun örf ve adetleriyle sekillenmis olan islam seriati sadece hirsizligi, zinayi, giybeti degil Allaha inanmamayi, seriat buyruklerina karsi gelmeyi de büyük suc ve günahlar arasinda görür. Seriat hükümlerine göre suclulara verilen cezalar el kesmekten taslayarak öldürmeye kadar uzanmaktadir. Seriat, dar anlamda budur. Simdi de, seriatin Alevi ögretisindeki yerine bakalim:

Anadolu Erenlerinin büyük evliyasi olan Hünkar Haci Bektasi Veli***8217;nin temel ögretisi***8217;Dört Kapi Kirk Makam***8217; felsefesine göre seriat, sii yada sünni islamda kullanilan anlamindan baska bir manada kullanilir. Biz buna ***8216;genis anlamda seriat, ya da tasavvuf acisindan seriat***8217;da diyebiliriz. Alevilikteki seriata bakis acisiyla ortodoks islamin bakis acisi tamamen bir birine zittir. Bu iki bakis acisi arasindaki fark, seriatla tasavvuf arasindaki fark kadar büyüktür. Burada, kültürler arasi fark kadar tarihsel farkliliklar da önemli rol oynamaktadir.

Büyük Alevi ozani Yunus Emre bir nefesinde söyle söylemekte ve seriatin cift anlamini dile getirmektedir. ***8216;Seriat var seriattan iceri***8217;.

Bir aydinlanma ve kamil insan olma yolu olan ***8216;Dört kapi kirk makama***8217;in kurucusu Haci Bektasi Veli***8217;ye göre seriat ***8216;Bir anadan dogmaktir***8217;. Simdi bu sembol diliyle söylenmis bu sözü yorumlamaya calisalim:

Her canli dogum yoluyla zahir dünyaya gelir ve yasamina dünyada devam eder. Ýnsan gibi diger canlilar da dogduklari tabiati bütün özellikleriyle beraber hazir bulurlar. Ýnsanlar ise kendileri secmeksizin bir toplumda dogarlar ve o toplumun kültürel, ulusal, ananevi, geleneksel özelliklerini devralirlar. Milliyet, irk, cins, dil, din hatta deri rengi gibi daha bir cok farkliliklar iste dogumla gelen bu asamada bireyin hayatina girer ve onun bir parcasi haline gelir. Birey artik kendini bu kapida toplumdan devraldigi sekilsel farkliliklarla tanimlamaya baslar. Eger, Hindistanda dogmuss Hinti, Cinde dogmussa Cinli, Afrikada dogmussa Afrikali, kutuplarda dogmussa Eskimo olarak kendini görür. Sadece kültür ve gelenek icinde yasamaz, ayni zamanda o gelenek ve kültürün sorunlarini, görevlerini ve yasam bicimini devralir. Örnegin, birey kandavasinin oldugu bir ailede dünyaya gelirse, otamatilman kendiside bu meseleye tabii edilir. Kendi iradesi disinda gelisen bu olay bir müddet sonra kendi meselesi olmaya baslar.

Dünyaya ve kendimize dair ilk düsüncemizin olusum sürecinde icinde bulundugumuz toplumsal yasam, gelenekler, örf ve adetler cok önemli bir rol oynarlar.

Ýnsan fiziksel acidan olgunluga erebilmesi icin cesitli evrelerden gecerler. Bebeklik, cocukluk, ergenlik, genclik, olgunluk vs...bu evrelerde insan birbirinden farkli özellikler ve olgularla karsilasir. Kendini bekleyen bu sürecleri yasar ve dünyaya ve yasama yönelik bir tutum ve düsünce gelistirir. Daha önce dedigimiz gibi burda toplumsal olgular önemli bir rol oynar.
Seriat kapisi, toplumsal sartlanmalarin en yogun oldugu ve dogumla birlikte gelen insanin kendi özüne en zabanci kaldigi devirdir. Dünya yasanyisinda oldugu kadar tanri anlayisinda da bir yüzeysellik ve sirk görülmektedir.Buna gizli sirk te denir. Fakat, seriat ehli bunun farkinda degildir.tanri ona göre yerde yada gökte bulunmaktadir,insanlara oradan buyruklar yagdirmaktadir.ölümden sonra sevab coksa yani gökteki tanrinin yagdidiklari emirlere ictenlike itaat etmisse, hurilerle dolu cennete; günahlari coksa, cayir cayir yanacagi cehenneme gidecegine inanir.

Milliyetcilik, irkcilik, cins ayrimi, ideolojik bakis, kisacasi insan ayrimlarinin ve savaslarin oldugu seriat kapisi sadece toplumsal alandaki sorunlari yaratmaz ayni zamanda bireysel yasami da tehlikeye düsürür. Cünkü, bir varlik olarak insanin en önemli yanlarindan biri toplumsal bir yaninin olmasidir.

Her toplumun kendine göre bir seriat sekli vardir. Musa seriati, Ortodoks Ýslam seriati, Ýsanin seriati...
Kültür ve geleneklerin olusturdugu yasam bicimini de seriata benzetirsek, toplumlarin sayisi kadar seriat yasantisi vardir. Ýlkel toplumlardan gelismis toplumlara kadar bu böyledir.

Simdi de Alevi toplumunun seriat anlayisina bakalim: bilindigi gibi, her toplum kendi icinde toplumsal yasami imkanli kilabilmek icin bir adalet mekanizmasi gelistirmistir. Hukuk kurallari, toplumdan topluma farkliliklar icerir. En esneginden en kati kurallara kadar uzanir.

Modern toplumlarda ise adaleti hukuk sistemi ve mahkemeler saglar. Alevilikte ise halk mahkemeleri adini da verecegimiz cemler vasitasiyla toplumsal adalet saglanir. Paylasim, bölüsüm, yarginin, beraberligin en güzel örnegi olan cemler, ayni zamanda, adalet sisteminin en gelismis örneklerinden biridir. Diger adalet anlayislarindan amac olarak ayrilir. Diger sistemlerde amac sucluyu cezalandirmak iken, Alevi hukukunda amac, kisiyi irsad ederek isledigi sucu birdaha islememesini saglamaktir. Yani suca sebebiyet veren sartlari ortadan kaldirmak, bireyi topluma kazanmak, irsat ederek aydinlatmak, ve toplumsal yanini güclendirerek, sihatli bir benlige kazandirmaktir. (Bu konuda daha genis bilgi icin Cem brosürümüze bakabilirsiniz.)

Alevi gelenek ve göreneklerini yani Alevi seriatini inceledigimizde temelinde tasavvuf ve bilgelik yattigini görürüz. Cem ayini, Musahiplik, tevella teberra, Semah, ocaklarin ulularinin ziyareti, matem yasi, lokma dagitmak gibi seyler bunun acik örnekleridir.

Alevilik bir tasavvuf yolu oldugu icin her kavramin ve bu kavramla dile getirilen fiilin birden cok anlami vardir. Bu katli anlamlar kisinin ruhi acidan olgunluk mertebesine nisbeten aciga cikar, zihin dünyasinda belirir.

Yunus Emre bu kapinin insanina isik tutmak maksatiyla söyle demektedir:***8217; Mal sahibi, mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi. Mal da yalan, mülk ta yalan, var biraz da sen oyalan.***8217;

Seriat kapisindaki bir insan kendisine düsünce olarak ne verilmisse onu alir. Varligi sekilden ibaret sanir. Yüzeysel algilar, sekiller ve renklerin gerisindeki özü göremez. Algi dünyasi bes duyuorganinin sinirlarini asmaz. Ne duygu ve ruh yönünden ne de bilgi yönünden bir olgunluga ermemistir. Sufiler buna ***8216;******i Natik***8217; yani konusan ****** demisler. Burda bir kücümsame yok. Aksine Kamil Ýnsan***8217;la ham insan arasindaki farki dile getirmektedir. Baska bir örnek verecek olursak; gözleri dogustan kör (ama) olan insanin algiladigi dünya ile gözleri gören insanin algiladigi dünya kadar farklidir. Seriat kapisindaki insanin henüz can gözü-kalp gözü acilmamistir; henüz onun farkinda degildir.

Kisinin Dünya icinda karsilastigi olaylar, yasadigi tecrübeler, ya da karsilastigi kisiler seriat kapisindaki kisinin olgunlasmasina yolacar. Kisi, seriatin yetersizligini ve darligini anlar sonunda.

Hayatin anlamini ve kendi varlik sebebi üzerinde derinden derine düsünmeye baslayan seriat ehli, zahiri dünyanin kendisini tatmin etmedigini anlar. Artik seriat elbisesi kendisine dar gelmeye baslar. O,görünen ve bes duyu organiyla algilanan dünyanin sinirliligini anlar. Görünenin arkasindaki görünmeyeni,disi degil ici, sekli degil özü aramaya baslar. Ancak nerden baslamasi gerektigini bilemez.

Tasavvufa göre kendi kendine irsad olmak yani manevi ve ruhi acidan aydinlanmak cok zordur. Kör insanin karanlikta yol almasina benzer. Bir ustaya yani pire baglanmasi en dogru ve emin yoldur. Pirin temel özelligi irsad edici olmasidir. Sadece gönül gözündeki perdenin kalkmis olmasi yereli degildir. Ýrsad edebilmek yani ona hakikati tattirmak özel bir kabiliyet ister.

Haci Bektasi Veli bir sözünde ***8216;ilimle gidilmeyen yolun sonu karanliktir***8217; der. Baska bir sözünde mürsüdü, yani irsad ediciyi tanimlarken söyle der. ***8216;Mürsit ilimdir***8217;. Fakat bu ilim okuyarak elde edilmez. Ýcsel ve ruhi yasanti vasitasiyla elde edilen bilgidir.

Seriat kapisindaki kisi aradigi sorularin cevabini bulmak ve aydinliga giden yolu aralamak icin kendisine bir pir bulur. Seriat kapisindaki kisi ruhi dünyasi henüz karanlikta oldugu icin kendisine uygun bir secmekte zorlanacaktir. Ancak pirlik makamina gelmis bir usta kendisine gelen her talibi irsad edebilme yetenegine sahiptir.

Bu arayislar süresinde yeterli cabayi ve azmi gösterirse kisi, eninde sonunda kendisine uygun bir yolgösterici usta-pir bulur.
Bu asamada, kisi seriati yavas yavas asarken kendisini tarikat makamina dogru ilerlemis olarak bulur. Hakka erismenin yolunun ancak köklü bir ruhi bir tekamülden gectigi gercegini idrak etmeye baslar. Kendisi icin artik yeni bir dogumun baslamak üzere oldugunu anlar.Daha önceki dogumu ***8216;kanbagi vasitasiyla dogmak***8217; olarak görür ve bu ikinci dogumun manevi-ruhi bir dogum olacaginin bilincine varir. Ve sonu gelmez ruhi yolculuklarda ve icsel yasantida kendisine yol gösterecek olan bir usta aramaya baslar.
__________________
Offline