Yaklaştıkça uçurum yaratan ses tellerinden
bir nota çıkarıp assana dudağımın portresine
şarkılar çivilenirken aklımın duvarlarına
sökülürken gözlerim bir mum alevinden
karanlığa gözlerini yaksana,
yaşamak kanaviçe ölüm yakındır
toprağı bol bedenin kıyılarında ter denizleri
genzine kaçan bir damla suda boğulan askerler
dudaklar ah dudaklar!! daima kahramandır
dudaklar asker...
dil kayıran çene açıl kapan karanlığa ışığa
çatala ve kaşığa yaklaşan bir damak gibi
savur hücrelerini gün damıtan eşiğe
kırılgan ve eringen güz mevsimine ziynet
yaprakları aşırarak saçlarından
bir yaprak kadar masumane
ruhumun mevsiminde yaşasana
çatırdıyor aklımın duvarları
bu öyle bir düşünmek ki
eşiliyor damarları
sana akan düş doğumu müjdeler
yok edecek kin doyuran tabakları
öğlenci kıpırdamalardan ömür bileyen güneş
ve aşkı kınından ayıran kılıç
gözlerini keserken göz dileklerim
güneşinin kılıcına avuç ısıtan ateş
küllerimde yaşasana
öyle bir şarkı söylemeyim ki
yankısında yaşamalısın
dağlarında depremler durmamalı
olabildiğince sarsılmalısın
bir an gelmeli ki
düşerken gözlerinden aşağı
ellerimi uzatmalıyım inceliğine
bir kalem gibi asil ve kainat karalayan
avuçlarımda yaşasana...
bu öyle bir düşünmek ki
düşünmekten de öte
bir düşünsene.
Mehmet Nusret Poyraz
|