Tekil Mesaj gösterimi
 
Alt 20.03.08, 08:40   #53
Psikolog_08
Site Ondan Sorulur
 
Psikolog_08 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Jan 2006
Mesajlar: 619
Tesekkür etmis: 104
Tesekkür almis 706 -> 450 Konu
Standart

20.03.2008


Affetmek, bağışlamak, sözcük anlamıyla bile olsa, görkemli, sıcak, insani, kendine güven ve güçlülük ifadesidir...
Yazının başında özellikle şunu söylemek istiyorum:
***8220;Unutmayın ki, mutlaka unutmalısınız...***8221;
Gerek affetme, gerekse af dileme, insanlık, sevgi, saygı, akıl, duygu paylaşımı ve anlayışı için, çok insani ve fakat o derecede karmaşık bir mantık-duygu çatışmasının yansımasıdır...
Affetmeme nefret, kin, katılık, duygusal tükeniş, yıkıcılık ve insanı kahreden, kendi kendini bozguna uğratan bir inatlaşmadır...
Bağışlamak ise, bir hissediş değil, bir düşünce ürünüdür...
Ancak, bağışlamak, ölçülü bir davranış olmalı, suça teşvik edici ve suçu tekrarlatıcı rahatlığı vermemelidir...
Affetme, suçu noktalamayla sonuçlanmalıdır... Aksi halde nasıl olsa affedilirim felsefesi, hep yeni suçların anası olacaktır...
Bağışlayabilmek üstünlüğü, gün gelir bağışlanmak hakkını da bize kazandırabilir...
Affetme, affedilme olayı seyrek olarak oluşan, seyrek olarak ihtiyaç duyulan duygulardır...
En yüce affetme olayı, güçlüyken affetmesini bilmektir... İnsan o zaman daha da büyür.
Sık sık ve olur olmaz her olayda ve ortamda bağışlamak, bağışlanan kişiyi ahlaksız yapar...
Zalimlerin, acımasızların her yaptıklarını affetmeye kalkmak, öteki yönüyle masum kişilere acı çektirmektir...
Ancak, şunu unutmamak gerekir ki:
Af; yerine göre görev, yerine göre zorunluluk, yerine göre zaaftır...
(...Hanri Benazus)
__________________
Deryada sonsuzluğu zikretmeye ne zahmet!
Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet!

Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde;
Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde!!!
Offline   Alıntı ile Cevapla