Buna da şükür
Maç öncesi her şey Trabzon'un lehine gözüküyordu. Son üç maçın kazanılması futbolcuların özgüvenini artırmış, yeni yönetim kurulu hem takıma hem de kuruma moral olmuştu. Tribünleri dolduran taraftarların tek beklentisi de galibiyetti. Ancak futbolda hiçbir maç oynanmadan kazanılmıyor. Maçın mutlak favorisi Trabzonspor, oyunun ilk yarım saatlik bölümünde
oyundaki üstünlüğünü skora dönüştüremedi. Erdinç'in rakibine orta sahada yaptığı gereksiz faul nedeniyle oyundan atılması belki de maçın kader anı oldu. Trabzonspor 10 kişi kalmanın şokunu atlatamadan Selçuk'un golü geldi. Üç dakika sonra Burak'ın attığı gol ise 'Savunma nasıl yapılmaz' dersinin tez konusu gibiydi.
Bambaşka ikinci yarı
Burak topla buluştuğu anda Trabzon yarı alanında tek bir bordo-mavili oyuncu yok. Elbette yenilen golün ardından hücumu düşünmek, gol için çabalamak önemli. Ancak amatör takımlarda bile olmayan bir hücum anlayışıyla bunu yapmak Trabzonspor'a yakışmıyor. Hüseyin'in stoper oynayamayacağı bir kez daha gördük. Trabzonspor'un ikinci yarıdaki görüntüsüne ise şapka çıkarmak gerekiyor. 10 kişi kalmasına ve iki farklı geriye düşmesine rağmen bordo-mavili takım maçın son dakikasına kadar mücadeleyi elden bırakmadı. İki mükemmel gol atan Tayfun belki de kariyerinin en faydalı maçını oynadı. Ancak yenilen ilk goldeki hatasını da gözden kaçırmamak gerekiyor. Takımda alkışlanması gereken isimlerden birisi de İbrahima Yattara'ydı. Trabzon mutlak üç puan beklediği maçta beraberliği zor kurtardı. Bu şartlar altında "Buna da şükür" demekten başka yapacak bir şey yok.
__________________
murtiotesi
Yüksek Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur.
M.K.ATATÜRK
|