Tekil Mesaj gösterimi
 Sirri Hakikat Kapisi (4)
Alt 30.09.07, 03:28   #23
SAHmerdan
Herseyden Haberi Var
 
SAHmerdan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Dec 2005
Mesajlar: 1.685
Tesekkür etmis: 117
Tesekkür almis 330 -> 106 Konu
Exclamation Sirri Hakikat Kapisi (4)

SIRRI HAKIKAT KAPISI

Dört Kapi Kirk Makam ögretisinin son kapisi olan Sirri Hakikat Kapisi, Hünkarin deyimiyle, ***8216; Tanriyi kendi özünde bulma***8216; makamidir. Bu kapida, gönül gözünü perdeleyen perdeler bir bir acilmis, hakki da batini ve zahiri dünyayi da görür olmustur. Bir insana baktiginda onun bulundugu makamin derecesini hemen anlar vaziyete gelmistir. Hallaci Mansurun ***8218;***8216;Enel Hak***8216; diye seslendigi kemalet makamidir.

Insan, makro alemin (uzayin) degil, mikro alemin de aynasi oldugunu ve onlari yansittigini bilir. Büyük ozan Muhyi***8217;nin dedigi gibi:***8216;her ne varsa bu alemde hepsi mevuttur Adem***8217;de.Bende sigar iki cihan ben bu cihana sigmam***8216;
Yasanmis menkibe ve olaylardan örneklerle bu kapiyi anlatmaya calisalim:

Bir Alevi köyünde, bütün yaslilar bir araya gelirler ve Allahi aramaya karar verirler. Dag tas demeden gezerler. Bulmadan geri dönmeme karari alirlar, fakat aradan epey bir zaman gecince, birer ikisel eli bos dönmeye baslarlar. Dönenler köy kahvesinde otururlar ve kendilerinden sonra dönenlerle alay etmeye baslarlar. Cünkü, böyle bir iddiayi deli sacmasi bulurlar. Her yeni dönene eskiler:***8216;Ne o, buldun mu Allahi, nasil bir seymis***8216; diye alay ederler. Sonunda hepsi geri döner fakat bir tanesi geri dönmez. Köylüler merak eder ve beklerler. Kirk gün sonra, saci sakali bir birine karismis vaziyette döner gelir. Herkese yönelttikleri soruyu yari alayci bir sekilde ona da yöneltir ve söyle derler: ***8216;ne o, Allahi buldun mu?***8216; o da, ***8216;evet buldum, bendeymis meger, sana bana benziyor***8216; diye yanit verir. Onca insan arasindan ancak hakki bulmak bir insana nasip olur.

Hakla Hakk olmus, o mertebenin manevi olgunluguna ulasmis bir insan, zahiri alemde, kimi zaman batiniligi yasar. Onun muhabbeti, dinleyenlere, esenlik ve mutluluk verir. Manevi anlamda ilerlemesine yardimci olur. Bu nedenle, Alevilikte arif insanlarin muhabbetine katilmak ta bir ibadet sayilir.

Sehitlik mertebesine eristigi icin ünü ölümünden sonra da artip giden Hallaci Mansur olmak üzere Sibli, Cüneydi Bagdadi, Mevlana, Haci Bektasi Veli, Nesimi, Muhyiddin Arabi, kadin sufi Rabia ve daha niceleri bu kapidan gecmis büyük mürsitlerdir. Acak bunlardan bir cogu yasadigi devirde yeterince anlasilamamistir. Ünlü Alman filofu Nietsch***8217;nin dedigi gibi: ***8218; kimileri öldükten sonra yasarlar.***8216; sözü bunlarin akibetine uymaktadir. Fakat, onlar, zahiri dünyada kalplerde mekan kurarak yasamaya devam etmektedirler. Sözleriyle, halen insanliga isik tutmaktadirlar.

Adindan alevi inanc ve kültüründe sikca bahsedilen Gruhü Naci denilen zümre , Hakikat Kapisina varmis, Hakla hak olmus, özündeki ilahi kaynaga dönmüs, sir perdesini ortadan kaldirmis, Kamil Ýnsan mertebesindeki insanlarin verilen bir isimdir. Bunun, kimilerinin zannettigi gibi zahiri soy, sopla, kanbagiyla alakasi yoktur. Gruhü naci demek, gönül gözü acilmis, hakikati perdesiz gören insan demektir.

Alevi ozani Sitki Baba bir nefesinde Gruhü Naciyi ve onun manevi dünyasinin acilimlarini söyle tabir eder:

Ondört bin yil gezdim pervanelikte
Sitki ismin buldum divanelikte
Ictim sarabini mestanelikte
Kirklarin ceminde dara düs oldum

Güruhu naciye özümü kattim
Insan sifatinda cok geldim gittim
Bülbül oldum bir dost baginda öttüm
Bir zaman gül icin zara düs oldum***8216;

Bu kapiya gelip, Hakla Hak olmus kisi, Hakikatin dil yoluyla anlatiminin mümkün olmadigi bilir ve gercegi mecaz ve sembollerle anlatmaya calisir. Ayni mertebeye gelmis bir insan bu mecazlardan, icindeki Hakikati ve ozanin ne söylemek istedigini hemen anlar.

Sitki Babanin yukarda sundugumuz nefesi de, bastan basa mecaz ve kinayelerle doludur. Ruhsal tekamülü, arinmislar zümresi olan Güruhu Naciyi, hakikatin ancak arinma ve olgunlasmayla anlasilabilecegini, ilahi-aski ve daha bir cok gercegi ritmik bir uyum icerisinde dile getirmektedir. Ýc yasantisindaki manevi ahengi ve esenligi nefeste hissetmek gene de mümkündür.

Bu kapiya ulasmis insan, varligin sürekli bir tekamül icerisinde oldugunu anlar. Kaliplasmis dinlerdeki ceza, yargi, cennet, cehennem, sirat köprüsü gibi kavramlar farkli anlamlar tasir. Hepsi de bu dünya hayatinda olmaktadir. Sirat Köprüsü, ölümden sonra gecilecek, kildan ince kilictan keskin oldugu tabir edilen bir köprü degil, dünya hayatinda insanin ruhsal tekamülünü tamamlayarak, asli olan nura kavusmak anlamina gelir. Cennet ve cehhennem ise dünya yasantisindaki ruhi halin sembol diliyle anlatimidir. Eger kisi tekamülünü tamamlamak yerine nefsani dünyanin karanligina batmis, hayatin cezbesinden ve varolusun sonsuz deviniminden habersiz yasiyorsa, cehennemi; gönül gözü acilip, ruhu aydinlik ve esenlikle dolu yasiyorsa cenneti dünyada yasiyor demektir.

Bu Kapiya erismis insan, yüzünü nereye dönerse Allahin varligi ile karsilasir. Tüm varlik, Allahin cesitli mertebelerde tecelli etmesinden ibarettir. Onun tecellisi disinda esasen bir ikinci varlik yoktur. Bu yüzden, yargi ve ulu mahser bu dünyadadir. Hayat sonsuz tekamül icerisindedir. Bu hakikati duyumsadiginda sufinin biri söyle söyler:***8216; her an bu ask daha bir sonrasiz, her defasinda insan daha bir hayret ediyor***8216;.

Siiri Hakkat mertebesine ererek, Hakkla Hak olmus insan, hangi kültür, din kaliplari ve gelenek icerisinden kicarsa ciksin, hepsinin tetigi gercek aynidir, yollari ayni menzile cikar. Alevi inancinda bu kisilere, erenler, derler. Pir Sultan bir nefesinde söyle der: ***8216;Erenlerin yolu birdir, cümlesine dedik beli***8217; cümlesini de, kabul ettiklerini, birbirinden ayirmadiklarini söylemek ister.
Hakikata erismis bir Zen_ustasi da hayati imkanli kilan tekamülü söyle tarif ediyor: ***8218;***8216;Dünya sonsuz bir ummana benzer. Bu ummanin icinde sayisiz dev delgalar sürekli carpismaktadir. Bu carpismadam sayisiz köpükler meydana gelir ve bir zaman görünüm alanina cikar, görünür ve sonunda asli olan ummana karisir; onunla yeniden bütünlesir.***8216;
Alevi ozani Güfrani bir nefesinde, bu gercegi daha genis boyutlariyla ortaya koymaktadir:

Katre idim ummanlara karistim
Kac bulandim, kac duruldum kim bilir
Devre ede alemleri dolastim
Bir sanata kac sarildim kim bilir

Kac kez gani oldum, kac kere bakir
Kac kez altin oldum, kac kere bakir
Bilmem ki kac katip ismimi okur
Bazi nebat oldum, toprakta sürdüm
Bilmem kac atanin sulbünde durdum
Kackere cenneti alaya girdim
Cehenneme kac sürüldüm kim bilir

Kac kez alet oldum elde bakildim
Semadan kac kere indim cekildim
Balcik oldum kerpic kerpic döküldüm
Kac bozuldum, kac kuruldum kim bilir

Dünyayi dolastim hep karabatak
Görmedim bir karar, bilmedim durak
Üstümü kac örttü bu kara toprak
Kac serildim kac derildim kim bilir

Güfrani***8217;yim tarikatim bos degil
Ýyi bil ki karabagrim tas degil
Felek ile hatircigim hosedgil
Kac baristim kac darildim kim bilir***8216;

Büyük Alevi ozani Asi Veysel de bir nefesinde, insanin ölümsüz oldugunu, fakat cümle alemle birlikte sürekli bir devinim icerisinde evrimlestigini bir nefesinde söyle dile getirir:

***8218;Göklerden süzüldüm tertemiz indim
Yere indim, yerli renge boyandim
Boz bulanik bir sel oldum yürüdüm
Kusur günah kirli renge boyandim

Azgin azgin caglayarak akarak
Insafsizca tahrip edip yikarak
Ne utandim ne kimseden korkarak
Kusur günah kirli renge boyandim

Yüzlerimi yere vurdum süründüm
Cok dolandim irmak olup göründüm
Eleklerden gectim yundum arindim
Kamilane karli renge boyandim

Irmak olup kosunca denize
Dalgalandik costuk tastik biz bize
Cok zaman seyrettim aya yildiza
Aydin parlak nurlu renge boyandim

VEYSEL yoktan geldim, yok olup gectim
Ben diyenler yalan gercegi sectim
Bir buhar halinde göklere uctum
Kayboldum o sirli renge boyandim***8216;

Beden gözüyle renkleri göremeyen Asik Veysel, can-gözüyle insanin bu ummandaki sonsuz devinimini ve varliginin hakikatini dogru sezinlemekte ve bilmekteydi.

Hakikat kapisinda bulunan insan sürekli kendini asma ve cevbe durumu yasar. Hem zahiri alemi, hem de batini alemi sürekli yasar. Büyük üstat Nesimi***8217;nin bir nefesinde bunu bariz bir sekilde görebiliriz. Cezbe durumu arttikca, hakikat ayan olmaya baslar fakat zahiri aleme yansirken yine sembollerin ve mecazlarin zirhina bürünür.

***8218;O sevgili, Allahin ruhlari yarattigi toplantida beni kendimden gecirdi. Onun icindir ki, gözlerime hsaehos görünüyor. Söyle bil, Allaha sevgi sarabindan icerek hayran olduklari icindir ki yerler ve gökler sarhos, dönen yildizlar sarhostur. Peygamberler, evliyalar, veliler, günahsizlar tanri meclisinde akillarini kaybedip sarhos olmusyular.Bizim gönlümüz Allaha kavusma nurudur. Vücudumuz Tur dagidir,Canimiz, Allahin görünüsüyle Musa gibi sarhos olmustur. Ey Nesimi, bugün tanri sirlarini yakindan bile kisi sensin. Sen bu sirrin mansini kudret diliyle söylerken sarhossun.***8216;

Anadolu Alevi yolagini büyük oranda etkilemis ve daha genc yasta yazdiklari nefeslerle cemlerde ve gönüllerde taht kurmus olan Hatai, insanin nurani ve ilahi özellilerinden bahseder ve nefesinin birinde bunu söyle dilegetirir:

***8218;Bir kandilden bir kandile atildim
Türab olup yeryüzüne sacildim
Bir zaman hakk idim Hakk ile kaldim
Gönlüme od düstü yandim da geldim

Evelden evvele biz Hakki bildik
Hakktan nida geldi Hakka Hakk dedik
Kirklar meydaninda yunduk pak olduk
Istemem yunmayi yundum da geldim

Sunda bir kardasla kayda düsmüsüm
Pirler makaminda yanmis pismisim
Kirklar meydaninda hem görüsmüsüm
Istemem yanmayi yandim da geldim

Sah Hatai eder senindir ferman
Olursun her kulun derdine derman
Güzel sahim sana bir canim kurban
Istemem kurbani kestim de geldim***8216;

Günümüzden bir asir önce yasamis olan ünlü bektasi babasi Riza Tefik***8217;te bir nefesinde Allahi yerlerde, göklerde ya da kitaplarda aramanin beyhudeligine deginere dogusunu göstermektedir:

***8218;Gel dervis gel hele yabana gitme
Her ne arar isen inan sendedir
Beyhude nefsine eziyet etme
Kaybeyse mahsudun rahman sendedir

Cöllerde dolasip seraba bakma
Allah Allah deyü havaya bakma
Talibi Hak isen kitaba bakma
Okumak bilirsen Kuran sendedir

Gayridan derdine arayip care
Ne varlik verirsin ner ile mara
Cennetten ciktiysan behey avare
Havva***8217;yi aldatan yilan sendedir

Ey Riza takat yok Hakki inkara
Sen mahrem imissin didari yare
Simdi agah oldum sirri esrera
Alemi yaratan vicdan sendedir.***8216;

Büyük bir Bektasi sairi olan Edip Harabi ise Vahdetname isimli uzun bir nefesinde, insanin ilahi kaynakli tekamülünü semboller vasitasiyla dile getirmektedir. Bu uzun nefesinden bir kac dörtlük sunalim:

***8218;Vahdet alemini bilmeyen insan
Insan suretinde kalmis bir ******
Bizden ayri degil hazreti Süphan
Bunu Kuran ile ayan eyledik

Sözlerimiz bizim bek muhakkaktir
Dogan, ölen, yapan, bozan hep Hakktir
Her nereye baksan hakki mutlaktir
Ahvali vahdeti beyan eyledik

Vahdet sarayina girenler icin
Hakki hakkel yakin görenler icin
Bu sirra Harabi erenler icin
Birlik meydaninda cevlan eyledik***8216;

Kendini tarikata ve caginin sosyal olaylarina adayan Pir Sultan Abdal daha cok baskaldirici ve kavgaci yaniyla bilinir. Oysa derin bir tasavvuf eri ve erenlerindendir. Onun nefesleri bu gözle okundugunda karsimiza simdiye kadar tanidigimiz Pir Sultanin baska bir suret cikacaktir:

***8218;Bir nefescik söyleyeyim
Dinlemezsen neyleyeyim
Ask deryasin boylayayim
Ummana dalmaya geldim

Ben Hakk ile oldum asna
Gönlümüzde yoktur nesne
Pervaneyim atesine
Oduna yanmaya geldim

Ask harmaninda savruldum
Hem elendim hem yogruldum
Kazana girdim kavruldum
Meydana yenmege geldim

Ben hakkin edna kuluyum
Kem damarlardan beriyim
Azini cemin bülbülüyüm
Meydana ötmege geldim

Pir Sultanim der gözümde
Hic hata yoktur sözümde
Eksiklik kendi özümde
Darina durmaya geldim***8216;

Alevi tasavvuf anlayisina göre Dar, kisinin, ete kemige bürünüp bir suret aldigi dünya hayatindan itibaren baslar. Zira insan sürekli tanri huzurundadir.
__________________
Offline