A-Z ye Herkonu

A-Z ye Herkonu (http://www.herkonu.eu/index.php)
-   Duyurular-Kampanya-Kutlama (http://www.herkonu.eu/forumdisplay.php?f=17)
-   -   Hz Mevlana 800 yasinda.. (http://www.herkonu.eu/showthread.php?t=1623)

cimcime68 01.10.07 01:04

Hz Mevlana 800 yasinda..
 



bu gun HZ MEVLAN 800 yasinda,,

Hz. Mevlana Hayatı ve Eserleri

Mevlâna 30 Eylül 1207 yılında bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Horasan yöresinde, Belh şehrinde doğmuştur.
Mevlâna'nın babası Belh şehrinin ileri gelenlerinden olup sağlığında "Bilginlerin Sultanı" ünvanını almış olan Hüseyin Hatibî oğlu Bahaeddin Veled'dir. Annesi ise Belh Emiri Rükneddin'in kızı Mümine Hatun'dur.

Sultânü'l-Ulemâ Bahaeddin Veled, bazı siyasi olaylar ve yaklaşmakta olan Moğol istilası nedeniyle Belh'ten ayrılmak zorunda kalmıştır. Sultânü'l-Ulemâ 1212 veya 1213 yıllarında aile fertleri ve yakın dostları ile birlikte Belh'ten ayrıldı.

Sultânü'l-Ulemâ'nın ilk durağı Nişâbur olmuştur. Nişâbur şehrinde tanınmış Mutasavvıf Ferîdüddin Attar ile de karşılaşmıştır. Mevlâna burada küçük yaşına rağmen Ferîdüddin Attar'ın ilgisini çekmiş ve takdirlerini kazanmıştır.



Sultânü'l-Ulemâ Nişâbur'dan Bağdat'a ve daha sonra Kûfe yolu ile Kâbe'ye hareket etti. Hac farizasını yerine getirdikten sonra dönüşte Şam'a uğradı. Şam'dan sonra Malatya, Erzincan, Sivas, Kayseri, Niğde yolu ile Lârende'ye (Karaman) geldi. Karaman'da Subaşı Emir Musa'nın yaptırdıkları medreseye yerleşti.

1222 yılında Karaman'a gelen Sultânü'l-Ulemâ ve ailesi burada 7 yıl kaldı. Mevlâna 1225 yılında Şerefeddin Lala'nın kızı Gevher Hatun ile Karaman'da evlendi. Bu evlilikten Mevlâna'nın Sultan Veled ve Alâeddin Çelebi adında iki oğlu oldu. Yıllar sonra Gevher Hatun' u kaybeden Mevlâna bir çocuklu dul olan Kerra Hatun ile ikinci evliliğini yaptı. Mevlâna'nın bu evlilikten de Muzaffereddin ve Emir Alim Çelebi adlı iki oğlu ve Melike Hatun adlı bir kızı dünyaya geldi.

Bu yıllarda Anadolu'nun büyük bir kısmı Selçuklu Devletinin egemenliği altında idi. Konya ise bu devletin başşehri idi. Konya sanat eserleri ile donatılmış, ilim adamları ve sanatkarlarla dolup taşmıştı. Kısaca Selçuklu Devleti en parlak devrini yaşıyordu ve devletin hükümdarı Alâeddin Keykubad idi. Alâeddin Keykubad, Sultânü'l-Ulemâ Bahaeddin Veled'i Karaman'dan Konya'ya davet etti ve Konya'ya yerleşmesini istedi.

Bahaeddin Veled, sultanın davetini kabul etti ve Konya'ya 3 Mayıs 1228 yılında ailesi ve dostları ile geldi. Sultan Alâeddin onu muhteşem bir törenle karşıladı ve ona ikametgâh olarak Altunapa (İplikçi) Medresesi'ni tahsis etti.

Sultânü'l-Ulemâ, 12 Ocak 1231 yılında Konya'da vefat etti. Mezar yeri olarak Selçuklu Sarayı'nın Gül Bahçesi seçildi. Günümüzde müze olarak kullanılan Mevlâna Dergâhı'na bugünkü yerine defnedildi.


Sultânü'l-Ulemâ ölünce talebeleri ve müridleri bu defa Mevlâna'nın çevresinde toplandılar. Mevlâna'yı babasının tek varisi olarak gördüler. Gerçekten de Mevlâna büyük bir ilim ve din bilgini olmuş, İplikçi Medresesi'nde vaazlar veriyordu. Medrese kendisini dinlemeye gelenlerle dolup taşıyordu.

Mevlâna 15 Kasım 1244 yılında Şems-i Tebrizî ile karşılaştı. Mevlâna Şems'te "mutlak kemâlin varlığını" cemalinde de "Tanrı nurlarını" görmüştü. Ancak beraberlikleri uzun sürmedi. Şems aniden öldü. Mevlâna Şems'in ölümünden sonra uzun yıllar inzivaya çekildi. Daha sonraki yıllarda Selâhaddin Zerkubi ve Hüsameddin Çelebi, Şems-i Tebrizî'nin yerini doldurmaya çalıştılar.

Yaşamını "Hamdım, piştim, yandım" sözleri ile özetleyen Mevlâna 17 Aralık 1273 pazar günü Hakk'ın rahmetine kavuştu. Mevlâna'nın cenaze namazını vasiyeti üzerine Sadrettin Konevi kıldıracaktı. Ancak Sadreddin Konevi çok sevdiği Mevlâna'yı kaybetmeye dayanamayıp cenazede bayıldı. Bunun üzerine Mevlâna'nın cenaze namazını Kadı Siraceddin kıldırdı.

Mevlâna ölüm gününü yeniden doğuş günü olarak kabul ediyordu. O öldüğü zaman sevdiğine, yani Allah'ına kavuşacaktı. Onun için Mevlâna ölüm gününe düğün günü veya gelin gecesi manasına gelen "Şeb-i Arûs" diyordu ve dostlarına ölümünün ardından ah-ah, vah-vah edip ağlamayın diyerek vasiyet ediyordu.


"Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız! Bizim mezarımız âriflerin gönüllerindedir"

____________________________________________()____ ______________________________________
YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.


Mevlananın Yedi Öğütü

1-Cömertlik ve yardım etmekte akarsu gibi ol

2-Şefkat ve merhamette güneş gibi ol

3-Başkalarının kusurunu örtmekte gece gibi ol

4-Hiddet ve asabiyete ölü gibi ol

5-Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol

6-Hoşgörülükte deniz gibi ol

7-Ya olduğun gibi görün yada göründüğün gibi ol


--------------------------------------------------------------------------------



"Gene gel! gene gel! her ne isen gene gel! kafirsen, atese tapiyorsan, puta tapiyorsan da, gene gel,
Bu bizim dergahimiz umutsuzluk dergahi degil,
Yüz kere tövbeni bozmussan da gene gel!"
Hz. Mevlana



ErGiN_HH 01.10.07 01:10

cok güzel konu acmissin.. tbr ederim öncelikle.. su anda bütün yazilari okuma firsatim yok..

ilk tebrik benden gelsin istedim.. sonra hepsini okuyacagim ama..

Mevlana Celaleddin Rumi Hazretlerinin Ruhuna Elfatiha..

Ali_Yolcusu 01.10.07 01:17

Büyük bir arif idi. Gönüllerde ki yerini her daim koruyacaktır.

SAHmerdan 01.10.07 02:00

Mevlana'nın asıl adı Muhammed Celaleddin'dir. Mevlana ve Rumi de, kendisine sonradan verilen isimlerdendir. Efendimiz manasına gelen Mevlana ismi, ona, daha pek genç iken Konya'da ders okutmaya basladığı tarihlerde verilir. Bu isim sems-i Tebrizi ve Sultan Veled'den itibaren Mevlana'yı sevenlerce kullanılmış; Adeta adı yerine sembol olmuştur.
Rumi, Anadolu demektir.

***8220;Ne düşünürsen savaşa dair, ben ondan uzağım, çok çok uzaklardayım.
Ne düşünürsen aşka dair, ben işte oyum, yalnızca oyum, tümden oyum ben.***8221;


"Ya olduğun gibi görün, Ya göründügün gibi ol"

"Biz güzeliz sende güzelleş, bizim huyumuzla huylan, başkalarının huyunu bırak.
Cevher madeni olmak istiyorsan, gönlünü aç, göğsünü deniz haline getir."


"Gene gel! Gene gel! Her ne isen gene gel!
Kafirsen, ateşe tapıyorsan, puta tapıyorsan da, gene gel,
Bu bizim dergahımız umutsuzluk dergahı değil,
Yüz kere tövbeni bozmuşsan da gene gel!"


"Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol,
Sefkat ve merhamette güneş gibi ol,
Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol,
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol,
Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol,
Hoşgörülükte deniz gibi ol,
Ya olduğun gibi görün, ya göründügün gibi ol."


"Gönül güzelliği geçmez güzelliktir.
O güzelliğin devleti Ab-i Hayatın sakisidir."

hahuer 01.10.07 02:10

Ali Yolcusu'na
 
Kardaş.Mevlana için teşekkürler.sevindim.(İyiki Mevlana HZ.'ni de zimmetine geçirmemişsin...Şaka şaka)
Bu insanlar bizim değerlerimiz.Övünç kaynaklarımız Işıüımız,önderimiz...Pir Sultan;Nesimi,Yunus,Yavuz gibi... Yazına cevap gelecek...yarın

y|a|L|n|i|z|kurt 01.10.07 02:15

Medeniyetler Çatışması Tartışmalarının Yaşandığı Günümüzde, Verdiği Mesajlarla İnsanlığı 800 Yıl Öncesinden Barış ve Hoşgörüye Davet Eden Hz. Mevlananın, 800. Yaşı Kutlu Olsun

cimcime68 01.10.07 05:15



Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 14:14 .

Powered by MJTurkiye
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Powered by Herkonu team