A-Z ye Herkonu

A-Z ye Herkonu (http://www.herkonu.eu/index.php)
-   Kütüphane (http://www.herkonu.eu/forumdisplay.php?f=40)
-   -   Kitap tavsiyeleriniz? (http://www.herkonu.eu/showthread.php?t=281)

KaCaMaK 11.12.07 00:07

ahmet altan en uzun gece

deniz_25710 13.12.07 11:50

Melekler Ve Şeytanlar-Dan Brown

Çok sürükleyici. Sonuna kadar okumadan bırakmak imkansızzz

deniz_25710 31.12.07 20:21

Düşündüren öyküler!
Bu öykülerin sonunda hep bir kıssadan hisse çıkıyor...

İşadamı Dikran Masis "Beni Düşündüren Öyküler" adlı ilginç bir kitap yayınladı. Kitabın içeriği Masis'in yıllarca okuyup beğendiği, onu düşündüren öykülerden oluşuyor.

Hürriyet'in yazarı Tufan Türenç de bu öykülerden bazıların köşesine taşımış.

BİR BARDAK SÜT

Howard Kelly yoksul bir ailenin çocuğuydu. Kapı kapı dolaşarak bir şeyler satıyordu. O gün hiç satış yapamamıştı. Karnı açtı. Çalacağı ilk kapıdan yiyecek istemeye karar verdi.

Kapıyı genç bir kadın açtı. Howard utandı ve sadece bir bardak su isteyebildi. Kadın kocaman bir bardak süt getirdi. Çocuk sütü içti, teşekkür ettikten sonra "Borcum ne kadar?" diye sordu.

Genç kadın gülümseyerek, "Borcunuz yok. Annem bize yaptığımız iyiliğe karşı bir bedel almamamızı öğretti" dedi.

Howard bir kez daha teşekkür ederek gitti.

Yıllar sonra o genç kadın hastalandı. Onu büyük bir kentin hastanesine götürdüler. Kendisine Howard Kelly adlı genç bir doktor baktı.

Howard kadını hemen tanıdı. Yıllar önce kendisine süt veren kadındı bu. Ama belli etmedi. Onu tedavi etti ve iyileştirdi.

Kadının ödeyeceği fatura Dr. Kelly***8217;nin önüne geldi.

Dr. Kelly bir not yazarak faturaya ekledi. Kadın faturayı nasıl ödeyeceğini kara kara düşünüyordu.

Zarfı açtı ve notu gördü. Káğıtta şunlar yazılıydı:

"Hastane giderlerinin tamamı bir bardak süt karşılığı ödenmiştir."

DELİKANLININ ADI

Bir delikanlı şiirlerini, o devrin en büyük yayıncılarından birine göstererek, "Bunları satmak istiyorum" dedi. Yayıncı şiirlere bakıp "Bunları basmam, çünkü hiçbiri beş para etmez" diye genci tersledi.

Delikanlı kendinden emin: "Yazık. Büyük bir serveti kaçırdınız. Çünkü ilerde yazacağım bütün eserlerin telif hakkını size satmak istiyordum."

Yıllar geçti o genç çok büyük bir yazar oldu. Adı da Victor Hugo idi.

VASİYET VE AKIL

Ölmek üzere olan yaşlı adam 3 oğluna vasiyetini açıkladı: "Size 17 deve bırakıyorum. Develerin yarısı büyük oğlum senin, üçte biri ortanca oğlum senin, dokuzda biri de küçük oğlum senin."

Babaları ölünce kardeşler toplanıp develeri vasiyete göre paylaşmak istediler ama başaramadılar.

Köyün bilgesine gittiler. Bilge çocukları dinledikten sonra "Benim bir devem var, onu da alıp yeniden hesap yapın" dedi.

18 deveyi önce ikiye böldüler, büyük 9 deveyi aldı. Üçe böldüler 6***8217;sını ortaca oğlan aldı. Sonunda da 9***8217;a böldüler 2 deveyi de küçük oğlan aldı.

Geriye bir deve kaldı. Çocuklar yine yaşlı bilgeye gittiler, "Biz bölüştük ama bir deve kaldı" dediler.

Bilge güldü. "İyi. Sorununuz çözüldüğüne göre ben de devemi alayım" dedi.

FAKİR BİR GENÇ

Amerikan iç savaşından hemen önce bir genç bir çiftlikte iş buldu. Adı Jim olan çocuk o kadar çalışkandı ki kısa zamanda herkese kendini sevdirdi.

Bu arada çiflik sahibinin kızına áşık oldu. Bir gün cesaretini toplayıp patronuna kızıyla evlenmek istediğini söyledi. Adam "Senin gibi çulsuz ve şerefli bir soyadı olmayan birine kızımı vermem" diyerek Jim***8217;i kovdu.

35 yıl sonra çiftliğin sahibi samanlığı yıkarken duvarda Jim***8217;in kazıyarak yazdığı adını gördü: James A. Garfield.

O tarihte James A. Garfield ABD Başkanı***8217;ydı.

!_Byee_Kush_! 04.01.08 08:15

Cin Ali Serileri Süpper Bişe yaa:P

SAHmerdan 10.01.08 23:12

Başkasının Günahına Ağlayan Adam ...
(B.Said Nursi) - Vehbi Vakkasoğlu


Onun kaygısı, sevdası, derdi, davası hep Allah'ı kullarına tanıtmak ve sevdirmekten ibaretti. Bütün engellere, acılara, işkencelere, hapislere, sürgünlere, zehirlemelere rağmen Kuran'a, imana, İslam'a hizmet duygusundan hiç ayrılmadı. En zor şartlarda bile hiç ümitsiz olmadı. En olumsuz şartlardan, daima en olumlu sonuçlar çıkardı. Kendisini batırmaya, bitirmeye çalışanları da huzura ve mutluluğa, yanı kulluğa çağırdı. Çünkü ona göre, kul olmak, kurtulmak demekti. Kendisine en acımasız hakareti ve dayanılmaz işkenceyi layik görenleri bile iman hakikatleriyle tanıştırmak ve kurtarmak telaşındaydı. Güle oynaya günah bataklıklarına batanlarada merhametle baktı. Günahına ağlamayanların günahına ağladı. Çünkü o, şefkatten ibaretti. Sevgiyle sarıp sarmaladı yaralı yürekleri. Manevi kiri, pası, yarayı acısız ameliyatlara tedavi etti. Gönülleri çelen, ruhları çeken bir muhabbet merkeziydi. Benim sevdalandığım yürek, bu yürekti. Benim ve neslimin kendine gelişiydi. Uyanmamızdı heyecanla ve gafletten silkinmemizdi. Uyanalım diye uyanıktı. Ebediyen gülelim diye ağlıyordu.

SAHmerdan 10.01.08 23:14

Ryszard Kapuscinski - Şahların Şahı

Şimdi en önemli an gelmiştir; ülkenin, Şah***8217;ın ve devrimin kaderini tayin edecek olan an, bir polis memurunun kalabalığın kenarında duran bir adama doğru yürüdüğü ve sesini yükselterek ona evine gitmesini emrettiği an gelmiştir. Bu iki adam sıradan, isimsiz kişilerdir; ancak, karşılaşmalarının tarihsel bir önemi vardır. Her ikisi de yetişkin, bazı olayları görmüş geçirmiş ve kişisel deneyimleri olan kişilerdir. Polisin deneyimi: Bir insana bağırıp sopamı kadırırsam, o önce korkudan uyuşup kalır, sonra koşarak kaçar. Kalabalığın kenarındaki adamın deneyimi: Yaklaşan bir polis gördüğüm anda ödüm kopar ve koşmaya başlarım. Bu deneyimlere dayanarak iyi bir senaryo hazırlayabiliriz: Polis bağırır, adam kaçar, diğerleri toz olur ve meydan boşalır. Fakat bu kez her şey farklı bir biçimde gelişiyor. polis bağırıyor, fakat adam kaçmıyor, orada dikilip polise bakıyor.

SAHmerdan 10.01.08 23:26

Hz Hasan ve Hz Hüseyin, Peygamber Çiçekleri - Mustafa Necati Bursalı

Bu kitap, Cennet gençlerinin iki muhterem Efendisi Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin (R.A.)***8217;in mübarek hayatlarından pırıltılar sunmaktadır.
Onlar ki, şanlı ve ebedi Peygamberimizin ilahi bakışlarının aydınlığı altında birer saadet incisi olarak yetiştiler ve en büyük mânâ kahramanı oldular. Allah Resulünün kah omzunda taşıdığı, kah nefes nefes kokladığı bu solmaz çiçekleri sizde koklamak istemez misiniz?
Öyleyse bu kitabı dikkatlice okuyunuz. Okuyunuzda da, kendinizi Cennet bahçesinin ruh arıtıcı bulvarları arasında bulunuz.

ayben 10.01.08 23:52


Emine Şenlikoğlu - Hrıstiyan Gülü

Mademki, bütün insanlık temelde akrabadır, o halde herkes herkesi kendi inançlarıyla başbaşa bırakmak zorundadır.
Biz insanız, o halde, başkasının dini inancına tahammül etmesini öğrenecek, hakaretle eleştiriyi ayırt edeceğiz!
Günümüzde karşı fikrin güzel işleri haber olma niteliği taşımıyor, o halde, böylesine karanlık gecelerin nasıl aydınlanacağını düşünmek zorundayız. Ve ileri gitmek istiyorsak, şunu da düşüneceğiz: "Hep haklı olan biz olamayız, bazen düşmanımız bile haklı konumda olabilir." insanlık, bunları ayırt ettiği zaman, insan olduğundan dolayı övünme hakkına daha çok layık olacaktır.
"Yehova Şahidleri" derler ki;
"Biz Allah'ın şahidleriyiz."
Biz de diyoruz ki; her şey Allah'ın şahididir.

Ben bu Kitabi okudum ve cok begendim... Yehova sahidlerinin calisma sistemlerini ve imani zayif genclerin ne gibi bir tehlike bekledigini ve yasanmis gercek hayat hikayesi ile ispatlanmis cok güzel bir kitap,Herkese Tavsiye ederim , bi Kitab okumak istiyorum diyorsaniz mutlaka bunu alin derim

Emine Senlikoglundanda Allah Razi olsun , o genis bilgisi ile beni aydinlattigi icin cok Tesekkurler

deniz_25710 19.01.08 17:29

siyah kan
 


güneydoğu asya***8217;da, yengeç dönencesi ile ekvator
çizgisi arasında bir yerlerde bir yol vardır.
siyah kanla çizilmiş bir yol.
korkunun ve ölümün hakim olduğu bir yol.
paris. ilk temas. kuala lumpur. hayat yolu. uçuşan ve çoğalan. sonsuzluğun işaretleri. kamboçya. bal ve fresk. tayland. arınma odası. dünyadan soyutlanmış bu mekanda neler olduğunu anlayacaksınız! bangkok. gerçeğin rengi aynı zamanda yalanın da rengi***8217;dir! ve paris. her şey sona ermedi, yeni başlıyor.

Jean-Christophe Grangé

1961***8217;de Fransa***8217;da doğdu. Çeşitli haber ajansları ve gazeteler için çalıştı. Paris-Match için gezi-macera röportajları, Figaro Magazine için bilimsel röportajlar hazırladı. Bütün dünyada ve Türkiye***8217;de aylarca çok satanlar listesinden inmeyen Kızıl Nehirler, Taş Meclisi, Leyleklerin Uçuşu ve Kurtlar İmparatorluğu***8217;ndan sonra Siyah Kan, yazarın Türkçe***8217;de çıkan beşinci romanı.

Kitabın içinden

Aynada kendine baktı. Her zaman olduğu gibi neye benzediğine karar veremedi: piyanist, Sorbonne***8217;lu, röportajcı, paparazzi, polis muhabiri? Aslında bu rollerin hiçbiri haydut gibi görünüşüne göre değildi. Bodur, kızıl saçlı, bıyıklı bir adam; bir İngiliz veya İrlanda takımında oynayan minyatür bir ragbiciyi andırıyordu. Bu görüntüsünü biraz düzeltmek için giyimine dikkat ediyordu: tam beline oturan, belli belirsiz desenli, krem rengi ve kahverengi ceketler ile manşetleri ceketin kolundan dışarı çıkan İngiliz yakalı beyaz gömleklerden başkasını giymiyordu. Sonucun etkili olduğundan emin değildi. Keyifli olduğu günlerde, kendini şık, çok ***8220;İngiliz***8221; bulurdu. Keyifsiz olduğunda da, üzerinde kahve yansımaları bulunan çikolata rengi ceketiyle tam tersini hisseder, kendini pastane vitrinine benzetirdi. (sayfa 29)

Kitabın Künyesi

Yazarı: Jean-Christophe Grangé
Yayınevi: Doğan Kitap
Çeviren: Şevket Deniz
Türü: Roman
Sayfa Sayısı: 458
ISBN: 975-293-333-5
Basım Tarihi: Mayıs 2005

CraSh 22.01.08 01:06

Arkadaşlar geleceğe dönük büyük planları olanlar iş alanlarında kendilerini geliştirmek isteyen arkadaşlara ben Vehbi koç, Sakıb Sabancı gibi zengin iş adamlarının kitaplarını tavsiye ederim çünkü en iyi ilerleme yöntemi sağlam tecrübelerden faydalanarak ilerlemektir.


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 12:29 .

Powered by MJTurkiye
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Powered by Herkonu team