~KuTLu DoGuM HafTaSi~14-20.04.2008
Hayatın gayesi, yaratılışın mânâsı silinmiş, yok olmuştu. Herşey mânâsız başıboşluk ve hüzün örtülerine bürünmüştü. Ruhlar birşey bekliyor, bir nurun zulmet perdesini yırtmasını içten içe hissediyordu. O vahşet devrinde kâinat ufkundan bir güneş doğdu. Bu güneş âhirzaman Peygamberi Hz. Muhammmed Aleyhissalâtü Vesselam idi. Tarihin seyrini, hayatın akışını değiştiren bu eşsiz olay, dünyayı yerinden sarsan değişimlerin en büyüğü idi. İşte insanlığın akıl ve kalbinde düğümlenen "Necisin, nereden geliyorsun, nereye gidiyorsun?" sorularını, düğümlerini çözüp kâinatın Sahibini ilân ve ispat edecek bir zatın teşrifi sadece insanların ruh ve kalbinde değil, diğer varlıklarda, hattâ cansız eşyada bile yansımasını bulacaktı. Doğudan batıya bütün âlemin nurlara büründüğü, İlâhi değişimin tecelli ettiği o gece neler oldu neler? Yahudi ileri gelenleri ve âlimleri kitaplarında daha önce rastladıkları işaret ve müjdelerin açığa çıktığını gördüler. Kimsenin haberi olmadan en önce onlar bu müjdeyi verdiler. O gece Yahudi âlimleri semâya bakıp "Bu yıldızın doğduğu gece Ahmed doğmuştur" dediler.(1) Bîr Yahudi İleri geleni Mekke'de Peygamberimizin doğduğu gece, içlerinde Hişam ve Velid bin Muğire, Utbe bin Rabia gibi Kureyş ileri gelenlerinin bulunduğu bir toplantıda, - "Bu gece sizlerden birinin çocuğu oldu mu?" diye sordu. - "Bilmiyoruz" diye cevap verdiler. Yahudi, "Vallahi sizin bu ihmalinizden iğreniyorum! "Bakın, ey Kureyş topluluğu, size ne söylüyorum, iyi dinleyin. Bu gece, bu ümmetin en son peygamberi Ahmed doğdu. Eğer yanlışım varsa, Filistin'in kudsiyetini inkâr etmiş olayım. Evet, onun iki küreği arasında kırmızımtırak, üzerinde tüyler bulunan bir ben var" dedi. Toplantıda bulunanlar Yahudinin sözünden hayrete düştüler ve dağıldılar. Her birisi evlerine döndüğünde bu durumu ev halkına anlattılar. "Bu gece Abdülmuttalib'in oğlu Abdullah'ın bir oğlu doğdu. Adını Muhammed koydular." haberini aldılar. Ertesi gün Yahudiye vardılar: "Bahsettiğin çocuğun bizim aramızda dünyaya geldiğini duydun mu?" dediler. Yahudi "Onun doğumu benim size haber verdiğimden önce midir, sonra mıdır?" dedi. Onlar, "Öncedir ve ismi Ahmed'dir" dediler. Yahudi, "Beni ona götürün" dedi. Yahudi ile beraber kalkıp Hz. Âmine'nin evine gittiler, içeri girdiler. Pegamberimizi Yahudinin yanına çıkardılar. Yahudi Peygamberimizin sırtındaki beni görünce, üzerine baygınlık geldi, fenalaştı. Kendine gelip ayıldığı sırada, "Ne oldu sana, yazıklar olsun" dediler. Yahudi, "Artık İsrailoğullarndan peygamberlik gitti. Ellerinden kitap da gitti. Artık Yahudi âlimlerinin kıymet ve itibarları da kalmadı. Araplar peygamberleriyle kurtuluşa ereceklerdir. "Ey Kureyş topluluğu, ferahladınız mı? Vallahi size, doğudan batıya kadar ulaşacak bir güç, kuvvet ve bir üstünlük verilecektir" dedi.(2) Kâinatın Efendisini dünyaya getiren bahtiyar annenin henüz dünyaya gelmeden görüp gördükleri çok manalıydı.. Peygamber Efendimize hamileyken rüyasında, "Sen, insanların en hayırlısına ve bu ümmetin efendisine hamile oldun. Onu dünyaya getirdiğin zaman 'Her hasetçinin şerrinden koruması için bir ve tek olana sığınırım' de, sonra ona Ahmed yahut Muhammed ismini ver." Yine kendisinden çıkan bir nurun aydınlığında bütün doğuyu ve batiyi, Şam ve Busra saray ve çarşılarını, hattâ Busra'daki develerin uzanan boyunlarını gördüğünü Abdülmüttalib'e anlatmıştı.(3) Aynı gece Hz. Âmine'nin yanında bulunan Osman ibn Âs'ın annesinin gördükleri de şöyle: "O gece evin içi nurla doldu, yıldızların sanki üzerimize dökülecekmiş gibi sarktıklarını gördük." Evet bu ulvî anı dile getiren Mevlid'in yazarı Süleyman Çelebi bütün bu hakikatleri şu beytiyle şiirleştirmiştir: "Hem Muhammed gelmesi oldu yakin Çok alâmetler belürdi gelmedin" Rabiülevvel ayının 12. Pazartesi gecesi, yapılan hesaplamalara göre, Miladi takvime göre 20 Nisan'a denk gelen gece idi. Dünyayı şereflendiren iki Cihan Serverinin üzerini o günün bir âdeti olarak bir çanakla kapattılar. Araplara göre o zaman, gece doğan çocuğun üzerine bir çanak koymak ve gündüz olmadan ona bakmamak âdetti. Fakat bir de baktılar ki. Peygamber Efendimizin üzerine konulan çanak yarılarak ikiye ayrılmış, Efendimiz gözlerini gökyüzüne dikmiş, başparmağını emiyordu.(5) Evet, bu işaret her türlü küfrün, zulmün, şirkin ve her türlü bâtıl inanç ve âdetlerin parçalanıp yok olması, imanın, nurun ve hidâyetin kâinatı aydınlatması için gönderilmiş bir Peygamber idi. Aynı gece Kabe'de tapılmakta olan cansız putların çoğunun başaşağı devrildiği görüldü. Aynı gece Kisra sarayının beşik gibi sallanıp on dört balkonunun parçalanıp yerlere düştüğü öğrenildi. Sava'da mukaddes tanınan gölün suyunun çekilip gittiği görüldü. Bin senedir yakılan ve söndürülmeyen mecusi ateşinin sönüverdiği müşahede edildi. Bütün bunlar işaret ve alamettir ki, yeni dünyaya gelen zat ateşe tapmayı, puta tapmayı kaldırıp, Fars saltanatını parçalayarak Allah'ın izni olmadan kutsal tanınan şeylerin kutsallığını ortadan kaldıracaktır.(6) İşte bu geceye Veladet-i Nebi gecesi diyor ve onun bütün kalbimizle, ruhumuzla her sene yeniden yâd edip kutluyoruz. Bütün kâinatla bu geceyi karşılayarak onun âleme teşrifine kıyam ediyoruz. Getirdiği ebedi nura, açtığı saadet caddesine ve sünnet-i seniyyesine yeniden sımsıkı sarılmak,ona yeniden biatimizi, bağlılığımızı tazelemek ne yüce bir şeref ve ne büyük bir saadettir..
Sükür sana Ya Rab,Hamd-ü Senalar olsun sana ki bizi O'nun ümmeti olma serefine nail eyledin.. Sen bizleri Habibinin sefaatinede nail eyle,cennetinde komsu olmayi nasip et.. Aminlerce aminnn.. Kutlu dogum haftamizin hayirlara vesile olmasi dilegi ile arkadaslar.. Bu hafta Peygamber Efendimize,iki cihan sevrverine,habibler habibine, en sevgiliye her seferinden daha cok salavat getirelim.. Iste size salavatin anlam ve önemini anlatan güzel bir slyat.. SaLaVaT-i Serif Salatu Selam sana Ya Habib Allah.. Dualarda bulusmak duasi ile.. Es Selamün Aleyküm =) |
o aziz peygambere hakiki ümmet olanlardan olabilmek temennisiyle..
teşekkürler yüreğine sağlık.. |
oo yazi cok güzel olmus ellerine emegine saglik canim :)))
Mevlam o Aziz Peygamberin sefatinden mahrum etmez bizi insallah |
rabbim razi olsun senden..
|
Allah razi olsun..
bizde camiide kizlarla o hikayeyi oynamistik;) |
Al***305;nt***305;:
Insallah canim insallah... Temenni ve Dualariniz icin bende Sizlere tesekkür ederim.. Rabbim cümlemizden razi olsun.. O'nu bize verene güLLerce Hamd olsun.. Güllerce Selatü selam olsun Güllerin en Güzeline,Güllerce Salatü Selam olsun Güllerin Efendisine.. |
SENA ALLAH razi olsun böyle güzel bir yaziyi bizlerle paylastigin icin..
|
sağol bacım yazıyı biraz okudum güzeldi...
|
ALLAH RAZI OLSUN YÜREĞİNE SAĞLIK SENA
Ay desem nûruna, aydan daha parlaksın Sen. Su desem, cümle sulardan daha berraksın Sen. Şaşırıp inci desem, inci de Senden doğuyor. Sade bir katresi deryâ gibi ırmaksın Sen. Gül desem, ey yüce mahbûb, terinin damlası o Neye teşbih edeyim, mahzar-ı levlâksın Sen. Ey Rauf, anneler evlada dönüp bakmazken, Bir Rahimsin ki, bütün aleme kundaksın Sen. |
Rabbim cümlemizden razi olsun arkadaslar..Sizlerde sagolun =) MeDiNe'NiN GüLü Andım yine Sen'i her şey yâdımdan silindi, Hayalin gönlümün tepelerinde gezindi; Bu bir serap olsa da hafakanlarım dindi.. Andım yine Sen'i her şey yâdımdan silindi. ~*~ Keşke her an aşkınla oturup aşkınla kalksam, Ruhlar gibi yükselip de ufkunda dolaşsam; Bir yolunu bulup gönlünden içeri aksam.. Keşke her an aşkınla oturup aşkınla kalksam. ~*~ Anladım vaslına ermek için artık çok geç, Hicranla yanan gönlüm durmadan inleyecek; İnleyip en taze hislerle hep bekleyecek.. Anladım vaslına ermek için artık çok geç... ~*~ Kalbim bir güvercin kalbi gibi titrerken adından, Ne olur Sana ulaşmam için kanadından; Bana bir tüy ver pervaz edeyim hep ardından.. Kalbim bir güvercin kalbi gibi titrerken adından. ~*~ Ey kupkuru çölleri cennete çeviren gül; Gel o bayıltan renklerinle gönlüme dökül! Vaktidir ağlayan gözlerimin içine gül!. Ey kupkuru çölleri cennete çeviren gül! ~*~ Mecnûn gibi arkanda koşan kulun olayım, Bir kor saç içime ocaklar gibi yanayım; Sensiz geçen bu acı rüyadan kurtulayım.. Mecnûn gibi arkanda koşan kulun olayım.. ~*~ Aklım uzakta kaldığı günleri saymakta, Ruhuma sisli-dumanlı bir kasvet yaymakta; Göster çehreni ki güneş gurûba kaymakta.. Aklım uzakta kaldığı günleri saymakta... ~*~ Son demde hiç olmazsa gurûbum tulû olsun, Gönlüm ufkunun en taze renkleriyle dolsun; Her yanda tamburlar çalınsın; neyler duyulsun.. Ne olur hiç olmazsa gurûbum tulû olsun.. Ne olur hiç olmazsa gurûbum tulû olsun..! |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 01:13 . |
Powered by MJTurkiye
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Powered by Herkonu team