A-Z ye Herkonu

A-Z ye Herkonu (http://www.herkonu.eu/index.php)
-   Politika-Ekonomi (http://www.herkonu.eu/forumdisplay.php?f=38)
-   -   Alevilik Nedir? (http://www.herkonu.eu/showthread.php?t=1431)

sudenur 25.09.07 20:57

Alevilik Nedir?
 
Allah, Muhammed, Ali kutsallığını kalbinde taşıyan , Hz.Ali***8217;nin adaletinden ayrılmayan temelinde insan sevgisi bulunan her dine , mezhebe ser inanca saygı duyan ve hoşgörü ile bakan, dil, din, ırk, renk , farkı gözetmeyen eline diline sahip olma ilkelerini şart koşan, gelmek isteyen, inançlı insanları çatısı altına alarak manevi susuzluklarını gideren, insanları yaşadıkları toplumda kendi istekleriyle kendi kendilerini yargılamalarını sağlayan, laik,demokrat, eiştlikçi, katılımcı, paylaşımcı düşünceyi savunan, zalime ve zulme karşı gelen, mazlumun yanında olan, şeriatın bağnaz kuralllarına bağlı olmayan, ve onu reddeden, İslam dinini kendine göre ve sunni inancın dışında yorumlayan, aslı doğruluk, kemali dostluk, cevheri, merhamet, görüşü eşitlik, hazinesi bilgi, meyvası sevgi hamuru ile yoğrulmuş, insanı Kamil ve erdemli insan yaratmayı ön gören, korkuyu aşıp sevgi ile tanrıya yönelen, Enel-Hak ile insanın özünde tanrıyı gören, yaradan ile yaradılan ikiliğinen Varlk Birliğine varan, edep ve ahlaklığı yaşamın temeline oturtan, insanı yücelten, hamurunda hem ilahiliğin hemde irfaniliğin mayası bulunan; kişinin ahlaklı ve karakterli yaşam ilkelerini belirleyen, Hz. Muhammed ve Hz. Ali***8217;den gelen neslin imametini teberra ve tebelle ilkesi ile sahiplenen, dini biçim ve şekil olarak değil, gerçek anlamıyla algılayan, dini bağımsız bir irade gücü ve batını özelliği ile evrimleştiren akıl ve iman bütünlüğünde birleştiren ve tüm bunları Kırklar Cemi ile yürüten bir inanç sistemidir. Alevilik Aleviler için üst kavramı, Bektaşilik ve Kızılbaşlık ise alt kavramları oluşturur.

Alevilikte Allahtan başka Tanrı Yoktur

Kızılbaşlık Nedir?

Kızılbaş, Allah***8217;ı ve Resulü uğruna kendini adamış, onların yolunda canından ve malından vazgeçmiş, bu yolda ölmek var dönmek yoktur yeminini başına sardığı kırmızı sarık ile ilan eden kişilerdir.


Bektaşilik Nedir?

Türkiyede babagan ve dedegan kollarına bağlı Aleviler kendilerini Bektaşi olarak tanımlarlar.

4 Kapı 40 Makam Nedir ?

Yolumuzun erkanı 4 Kapı 40 Makamdır. Bu 4 Kapı ve 40 Makam şöyledir.

4 Kapı; *Şeriat Kapısı
*Tarikat Kapısı
*Marifet Kapısı
*Sırr-ı Hakikat Kapısı

1-Şeriat Kapısının Makamları;

*İman getirmek
* İlim öğrenmek
*Namaz, oruç, zekat ve hac ve gaza eylemektir ve cenabetten arınmaktır.
*Helal istemek, kazanmak, faizi haram saymaktır.
*Nikah Kıymak
*Hayz ve Nifazın Nikahı haram eylemesi
*Arı giymek, arı yemek
*Sünnet-i Cemaat
*Şefkat
*Emri marut, yaramaz işlerden kaçınmak.

2- Tarikat Kapısı:Eğitim ve öğretim müessesesidir

* El alıp tövbe kılmak
* Mürid olmak
* Saçın gidermek ve libasını giymek (gösterişsiz kılık kıyafette bulunmak.)
* İnsanın nefsi ile mücadele etmesi
*Hizmet etmek
* Korku (hata yapmaktan, gönül kırmaktan,kötülük yapmaktan kork)
* Umut tutmak
* Hırka, (sadelik), Zembil(Hakkın yolunda giden, ulu tanrının dostluğunu arayan , kendisine tanrıtanrı sevgisinin ateşiyle yol gösterecek aydınlatıcı aramak için durmadan gezip dolaşmayı), Makas(dünya ile ilgili her türlü ihtirasın tehlikeli olabilecek her türlü düşüncenin zihinlerden sökülüp atılması), Seccade (Tanrının karşısında insan oğlunun ne kadar aciz olduğunu kavrayarak kibir hırs kendini beğenmişlik gibi duygulardan uzak durmak), İbret , Hidayettir.
Sahib-i makam sahib-i cemiyet, (Çevresinde kendisine ve bilgisine güvenen bir topluluk oluşturabilecek bir kişi sahib-i cemiyet olacak)
* Aşk ve Şevk ( Bu makama gelmiş Hak , bu kapıda aldığı gereli bilgi birikimi ile, belli bir olgunluk düzeyine ulaştıktan sonra ve sağlam ahlak değerlerine sahip olduktan sonra yoluna yine devam ederek o kutsal amacına ulaşmak ister bunun özlemini duyar. Böyle özlemi duyan Tarikat kapısından Marifet Kapısına gelmiştir.

3- Marifet Kapısı

Bu kapıda Yolun Talibi daha derin araştırmalar ve incelemeler yaparak doğruları ve Hakkı daha derinden keşfedecektir.
*Edep (Yolumuzun ahlak kurallarına aykırı hiçbir davranışta bulunmamaktır.)
*Korku ( İnsanları çirkin ve zararlı düşüncelerden koruyacak bir güç kaynağıdır.)
* Perhis/ Yetinmek ( Her türlü aşırı istek ve yönelişlerden ve her türlü aşırı düşünce ve duygulardan perhizkarlık yapması)
* Sabır / Kanaat (İnsan ancak sabır ile karşılaştığı zorlukların üstesinden gelir.)
* Utanmak (Utanma duygusunu hisetmek ve taşımak olgunlaşmanın bir çok başka önemli ve değerli ögesini oluşturur.)
* Cömertlik ( Bir insan , bir arif kişiye gerçek bir tanrı dostuna cömertlik yakışır.)
* İlim ( İnsan ancak ilim ile yolunda sağlıklı yürüzebilecektir.)
* Miskinlik (Gösterişsiz yaşamak)
* Marifet ( Kaynağını bilimden ve ulu Allaha karşı duyulan sonsuz bir sevgi , bir doyumsuz aşkve bitmez bir özlemden alan hem bilim hemde sezgi ve içe doğma yoluyla yüce tanrının zatıve kainatın oluşumuyla ilgili tüm sırları sakladığı tüm gerçekleri bilme alma halidir.)
* Kendini bilmek (Kendini bilen kişi Hakkı da görmüş olur. Ve insanı-ı Kamil olmak yolunda büyük bir adım daha atılmış olur.)

4- Hakikat Kapısı

İnsan bu kapıdan geçtikten sonra Tanrı dostluğuna kavuşmak o sonsuz deryaya ulaşarak , orada eriyerek yok olan bir damla haline dönüşmenin hazzını tadar. Bundan sonra dönüp insanlığa hizmete gitme kapısıdır.
* Toprak olmak ( alçak gönüllü olmak)
* 72 Milleti ayıplamamak (Dünya insanlığının hiç birini hor görmemek ve ayıplamamaktır.)
* Elinden geleni men kılmamak (Kişisel fedakarlıklar yaparak dilek sahibinin derdine derman olmaktır.)
* Herşeyin kendisinden güven kılması (
*Tanrıya rıza göstermek
* Sohbet
* Seyir (İnsan tasavvuf felsefesine göre 3 önemli yolculuk yapar. 1- Tanrı katında bir aslı ve gerçeği olarak yaratılır ve dünyaya gelir . 2- dünyada insanlar kamil olabilme uğruna verdiği çabalar sonucunda makamına ulaşır. 3- Tanrıya seyirdir.
* Sırr (Gerçek olan tek varlık Yüce Allah***8217;ın varlığıdır. Dolayısıyla gerçekle ilgili sırlar , Allah***8217;a ait sırlardır.
* Münacattır. (Tanrıya ulaşma , O***8217;na sığınmadır.)
* Müşahade (Tanrının cemalini görebilmek o erişilmez zevke erebilmek yeri , mutlak gerçeğe ulaşmaktır.)

Kırklar Cemi: Alevilerin bugün sürdürdükleri, erkanları 12 hizmetin yapıldığı ***8216;yol***8217; a CEM denir.

HZ. ALİ:

Alevi yolunun kurucusu, İmamların başı, Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin***8217;in babasıdır. Tarikatta ***8216;Yol Ali***8217;nin ***8216; deyimi ile anılır. Hz. Muhammet ile aynı gömleğe girdiği ( bir olduğu ), bu yüzden Hz. Muhammed***8217;le ayrı tutulmaması gerektiğine inanılır.
ALLAH***8221;IN ARSLANI IMAM HZ.ALI

EHL-İ BEYT

Hz. Muhammed***8217;in kızı Fatıma anamızdan gelen soydur. Bu soya giren her kişi Alevi için kutsal önderdir.

* 1-Hz. Muhammed
* 2-İmam Ali
* 3-Hz. Fatma anamız
* 4-İmam Hasan
* 5-İmam Hüseyin

ERKAN NE DEMEKTIR ?

Sözlük anlamı olarak esaslar, direkler demektir. Alevilik erkanı denildiğinde Aleviliğin esasları , yol kuralları , kısacası yolu anlaşılır. Alevilik yolunda 7 farz 3 sünnet vardır.

3 SÜNNET

* Allah***8217;ın birliğine inanmak,
* Kalbinde adavet olmamak, kötülük etmemek,
* Tarikatın emirlerini yerine getirmek

7 FARZ



* Mürebbisine düşe
* Müsahib ola
* Taç uruna
* Sırdar ola
* Yar a yar ve özü ulu ola[
* Beli Berk ola
* Hakk***8217;a sohbet kıla

CENNET ***8211;CEHENNEME İLİŞKİN İNANCIMIZ NEDİR?

Her ne kadar cennet cehennem kavramları Alevi literaturunda da çokça yer almakta ise de, Kur***8217;an da anlatılan biçimiyle bir Cennet- cehennnem anlayışı Alevilikte hakim değildir.

MUSAHİPLİK NE DEMEKTİR ? ?

Musahiplik yol kardeşliği demektir. Alevi inancına göre evli her Alevi kendisine denk düşebilecek başka bir evli Alevi ile dinsel bir kardeşlik tutar; bu aynı zamanda kendisinin ahiret kardeşidir. Öz kardeşlik kurallarından daha ağır kuralları olan bu yol kardeşliği Alevilikte farzdır.

GÖRGÜ NEDİR ? DÜŞKÜNLÜK NEDİR ?

Alevi yolunda her talib , yılda bir kez tüm topluluğun ve pirinin huzurunda, o yıl içerisinde yaptıklarının ve yol kurallarına uyup uymadığının hesabını verir. Burada hem dinsel hem dünya evi sorunlar , sorumluluklar söz konusudur. Eğer kişi, topluluk tarafından kabul görülmeyen hatalar, fenalıklar yapmamış ve kuralları yerine getirmişse, pirin ve orada bulunan yol erenlerinin izniyle görülmüş olur.
Komşuluk ilişkilerinde hoşnutsuz, yol kurallarına aykırılık gösteren kişiler düşkün bırakılırlar. Düşkünlük bir anlamıyla toplumun dışına çıkarmak , cemaatten atmak anlamına gelir. Cezanın büyüklüğüne göre geçici ya da sürekli düşkünlükler vardır.

ALEVİLİKTE AHLAK SİSTEMİNİN TEMELİ NEDİR?

Alevi sisteminin temeli ; eline , beline, diline hakim olmaktır. Eline demek, kendisine izinli olmazan şeylere dokunmamak; beline demek; kendi eşi dışında hiç kimseyle cinsel ilişkide bulunmamak; diline demek ; yalan söylememek demektir.

KURBAN

Hakk***8217;a sunulan , eti yenilen ******a kurban denir. Alevilikte Allah yoluna, İnanç yoluna, ululara ve Hakk***8217;a yakınlaşmak için kesilir.

ADAK

Bir dileği yerine getirmek, bir tehlikeden korunmak için gücüne inandığımız şeylere vaad edilen şeylere denir.

LOKMA

Dualanmış bir yiyeceğin her parçasına denir. Dedelerden ululardan lokma almak sevaptır.

DEM

Kan, zaman, an, soluk anlamına gelir. Alevilikte ***8216;dem***8217; kuralları gereği alınan kutsal içki, dualı içki anlamına gelir.
MUHARREM ORUCUNUN ANLAMI NEDİR?

Kurban Bayramı Hicri Takvim'e göre Zilhicce ayının 10. günü başlar. Kurban Bayramının 1'nci gününden başlayarak 20 gün sayılır. 20'nci günün akşamı Muharrem Orucu için niyet edilir ve oruç başlar. Muharrem Orucundan önce 3 günlük MASUM-U PAK ORUCU tutulur. Bu oruç Küfe'de şehit düşen Müslüm Bin Akıyl ile çoçukları ibrahim ve Muhammet için tutulur. Müslüm, imam Hüseyin'in amcasının oğlu ibrahim ile Muhammet ise amcasının torunlarıdır. 3 günlük Masum-u Pak ve 12 günlük Muharrem Orucu olmak üzere toplam 15 gün oruç tutulduktan sonra Muharrem Ayının 13'ncü günü kurbanları tığlanır ve AŞURE dağıtılır. Kurban imam Ali Zeynel Abidin'in Kerbela Katliamından kurtuluşundan duyulan sevinci belirtir. Muharrem Ayında eğlence yapılmaz, bıçağa ve kesici aletlere el sürülmez, düğün-nişan-sünnet törenleri yapılmaz, karı koca ilişkileri kesilir, kurban kesilmez, et yenilmez. Kerbela şehitleri'nin çektikleri susuzluğu hissetmek için su içilmez, eğlence yerlerine gidilmez, saç ve sakal traşı olunmaz.
Günümüzde bunların bir bölümü uygulanamamaktadır. Örneğin, sakal traşı olmamak gibi...
Su saf olarak içilmemektedir. Vücudun su ihtiyacı yenilen yemeklerden, çay-kahve-meşrubat-meyve suyu-ayran gibi sıvı içeceklerden karşılanır.
Alevi inancı şekilciliğe takılıp kalmayı değil, özü benimser. Aklın ve ilmin yolundan ayrılmaz. Önemli olan imam Hüseyin'in ve diğer Kerbela şehitleri'nin çektikleri acıyı ve zorlukları beyninde, kalbinde ve gönlünde duymaktır. Onlar gibi düşünüp, onlar gibi yaşayıp, onlar gibi inanmaktır. Zalime karşı çıkıp, mazlumdan yana olmaktır. Eline-diline-beline sadık olup insanca ve onurluca yaşamaktır. Onlara layık olmaktır. Ölmeden önce ölmek, öldükten sonra yaşamaktır. Yaşayan ölü olmamaktır. Yarın onlar'ın huzuruna alnı açık yüzü pak çıkmaktır. Onlar'ın bıraktığı onurlu mirasa sahip çıkmaktır.
Belirlenmiş bir iftar vakti'de yoktur. Akşam olup güneş batınca, karanlık gözle görünce oruç açılır. Gece sahura kalkma uygulaması Muharrem Orucu'nda yoktur.
Oruç tutulmadan önce (yatmadan önce) şöyle niyet edilir. Niyetten sonra Muharrem Orucu başlar.
BiSMi ŞAH. ALLAH ALLAH. ERENLERiN HiKMETiNE. ER HAK MUHAMMET-ALi AŞKINA. iMAM HÜSEYiN EFENDiMiZiN SUSUZLUK ORUCU NiYETiNE. KERBELA ŞEHiTLERi'NiN TEMiZ RUHLARINA MATEM ORUCU NiYETi iLE HZ. FATMA ANAMIZIN ŞEFAATiNE. 12 iMAM, 14 MASUM-U PAK EFENDiLERiMiZiN ŞEVKiNE, 17 KEMERBESTLER HÜRMETiNE HAZIR-GAYiP GEÇEK ERENLERiN YÜCE HÜMMETLERi ÜZERiMiZDE HAZIR VE NAZIR OLA. LANET MÜNKiRE. LANET YEZiD'E. RAHMET MÜMiN'E ALLAH EYVALLAH. HÜ



ALEVİLİKTE AŞIĞIN SAZIN VE DEYİŞLERİN ÖNEMİ NEDİR?

Alevi ibadetinde, gerekse sosyal yaşamında büyük yer ve önem taşır. 12 hizmetten biri aşığa aittir; yani aşıksız Alevi ibadeti yapılmaz. Makam olarak pirden sonra gelsede, 12 hizmetin en ağır yükünü taşır. Aşık sazıyla bestelerini yapar, çalar, çağırır.Alevi ibadetinin vazgeçilmez parçası semah, bu saz aşık bütünleşmesi içerisinde dönülür.Alevi deyişleri geçmiş tarihleri, Alevi düşünce ve öğretisini, günlük yaşamı, dünyasal ilişkileri konu alır. Deyişler aynı zamanda Alevilerin gülbenklerini oluştururlar. Yine aynı deyişlerle tanrı ile ilişkiler kurulur.

SEMAH NEDİR?

Alevi inanışında büyük bir yer tutar. Sözcük anlamı; günahlardan arınmak anlamına gelir. Alevi Cemindede öyle kabul edilir.

CEM NEDİR?

Sözcük anlamı olarak, birleşme, birlik olma, bir araya gelme demektir. Alevi inancında , ibadet için cem olma, bir araya gelmeden yola çıkılarak, bütünleşme anlamında kullanılır. İbadetin yapıldığı yere cem evi denir.
Alevi inancı cemsiz düşünülemez. Bir Alevinin doğumundan ölümüne tüm yaşantısı cem ile bağlantılıdır. Yola girdiği, müsahib tuttuğu, erkan gördüğü, görüldüğü-sorulduğu yerdir. Cemin çok çeşitleri vardır. Kurban cemleri, görgü cemleri, Abdal Musa cemleri, Bayram cemleri.

KIRKLAR CEMİ

Alevi inancına göre Hz. Ali bu yolu kurduğu zaman kendine eşlik eden kadınlı erkekli 40 kişi ile birlikte ilk kez bu cemi gerçekleştirdi. O günden bu yana Alevi topluluğu bu kırkların cemini sürmektedir.

CEMDE 12 HİZMET

1- Mürşid (Dede) Hizmet itibari ile Hz. Muhammed, Hz. Ali ve Haci Bektasi Veliýi temsil eder.
Cem Erkanı Başkanlığını yapar,ikrar alır nasip verir. Cenaze, Müsahiplik, Nikah, Sünnet, Ad takar (isim takar).
2- Rehber Görev itibariyle İmam Hüseyin´i temsil eder.
Yola girmek isteyenleri hazırlar, yol gösterir. Mürsidin en yakın yardımcısıdır.
3-Gözcü Görev itibariyle Ebuzer Gaffari***8217;yi temsil eder.
Rehberin yardımcısıdır. Cem'in sessiz ve sakinlik içinde gecmesini sağlar. Cem***8217;in bekcisidir.
4- Çerağcı (Delilci) Görev itibariyle Cabir El Ensari***8217;yi temsil eder.
Cem evinde bulunan aydınlatma araçlarını yakar. Buhardanlıkları ve Mumları (Çerağları) hazırlar.
5- Zakir (Aşık) Görev itibariyle Bilal Habeş***8217;i temsil eder.
Cem***8217;de Tevhid, Duazde imam, Mersiye, Semah, Nevruzi'ye söyler.
6- Süpürgeci(Ferraş) Görev itibariyle Selman***8217;ı Piri pakı temsil eder.
Cem evinin sürekli temizliği ile meşkul olur.
7- Meydancı Görev itibariyle Hüzeyme tül Yemeni***8217;yi temsil eder.
Cem evinde Semahserleri kaldırır. Postları yerine dizer.
8- Niyazci Görev itibariyle Mahmut el Ensari***8217;yi temsil eder.
Kurbanları tekbirler ve keser. Gelen Lokmaları alır ve dağılımını sağlar.
9- Ibrikci Görev itibariyle Kamber Hazretlerini temsil eder.
Cem de Mürşidin ve Cem erenlerinin abdest almalarını sağlar.
10- Kapıcı Görev itibariyle Gülam Keysani***8217;yi temsil eder.
Cem***8217;e gelen erenlerin evlerini gözetler.
11- Peyikçi Görev itibariyle Amri Ayyari***8217;yi temsil eder.
Cem olaca***387;ını tüm canlara duyurur.
12- Sakacı Görev itibariyle Ammari Yaseri***8217;yi temsil eder.
Cem evinde Su, Şerbet, Saka, Süt v.b. dağılımını sağlar.

sudenur 25.09.07 20:58

devamı...
 
DEMOKRATİK MÜCADELEDE ALEVİLERİN TEMEL İLKELERİ

* Özgürlük ilkesi: Öğretisinde insanı kutsal varlık olarak kabul eden Alevi örgütlenmesi; kişi özgürlüğünün, inanç ve düşünce özgürlüğünün en aktif savunucusudur.
* Eşitlik ilkesi: Alevi örgütlenmesi yaşamın her alanında, gelirlerin paylaşımından öğrenime kadar, bireyin eşitliğini savunur. Hiçbir kimseye , hiçbir kuruma, hiçbir ulusa ya da inanca bu eşitliği bozucu ayrıcalıklar tanınmaz.
* Demokrasi ilkesi: Barış: ve demokrasi birbirinin ayrılmaz parcasıdır. Demokrasi için, insan hakları için, barış için mücadele etmek ve Aleviler arasında bu düşüncelerin yayılmasına çalışmak en başta gelen görevimizdir.
* Barış ilkes: Yurtdaşlarımız arasında yayılmak istenen savaş, şiddet, nefret duyguları yerine sevgiyi ,dayanışmayı, dostluğu egemen kılmak için çalışmalıyız.
* Laiklik ilkesi: Alevi örgütlenmesi, devlet idaresinde laiklik ilkesini, varoluş mücadelesinin temel taşlarından biri olarak görür.
* Emeğin üstünlüğünü savunma ilkesi: Aleviler emeğin üstünlüğüne inanır , emek verilmiş bütün çalışmalara emekçilere saygı duyar.
* Bağımsız örgütlenme ilkesi: Hz. Ali***8217;nin ***8216;haksızlık karşısında eğer susuyorsanız, yalnız hakkınızdan değil, aynı zamanda şerefinizden de olursunsuz***8217; ilkesi bizim ilkesidir. Alevi örgütlenmesi mazlumun yanında, zalimin karşısında her zaman taraftır.

sudenur 25.09.07 21:03

Bütün can lara
 
Arkadaşlar konuyu tartışmak için açmadım sadece bu konu hakkında bilgisi olmayan ve önyargılı arkadaşlara bilgi olsun diye açtım ve kesinlikle tartışma olmasın zaten tartışcak bir şeyde göremiyorum ortada.Şimdiden teşekkürler okuduğunuz için.Saygılar...

carpediem_317 26.09.07 22:11

açıklamalar yeterince aydınlatıcı...
bunula berabee tarihi perspektife indiğimizde...
1071 ile anadolu'nun kapıları türklere açılıyor ve bu tarihten itibaren anadolunun değişik bölgeleri hızlı bir şekilde türkleşiyor...
türkleşme akımı büyük ölçekte oğuz boyundan gelen budunlar ile gerçekleşiyor...
ardından anadolu birliğini sağlayan bir osmanlı devleti kurulunca anadolunun değişik yerlerine yayılmış olan bu oğuz budun toplulukları osmanlı devleti ile bir müddet anlaşmazlık yaşıyor...
özellikle osmalı'nın iskan politikası ile taban tabana zıtlaşıyorlar... osmanlı her ne kadar bu oğuz topluluklarını yerleşik hayata geçirmeye çalışsada direniyorlar...
nitekim kendilerine destekçi olarak doğuda kurulmuş olan şii büveyhoğulları devletini destekçi buluyorlar ve hem siyasi hem de kültürel anlamda bir yakınlaşma başlıyor...
işte XIV. yüzyıldan itibaren anadolu'nun değişik yerlerinde kültür oluşturmaya başlayan oğuz boyları: sünni islamiyet, şii terminoloji ve özlerinde taşıdıkları türk kültürünün bir sentezini yaparak ortaya mükemmel bir sentez medeniyet çıkarıyorlar...
günümüze kadar gelişleri ise tarihsel serüven içerisinde devam ediyor...
pek çok kendini bilmezin ağzını açıpta; atıp tuttuğu "mum söndü" ismini verdikleri kavram ise:
XIV. ve XV. yüzyılda bir osmanlı devleti baskısında yeleşmeye zorlanan, bu duruma karşı çıkarak direnen, ve osmanlı devleti'ni doğudaki düşmanı olan şii büveyhoğulları ile yakın ilişkiler kuran bir topluluğun malumdur ki kafalarına buyruk yaşamaları elverişli değildi... nitekim öyle de oluyor ve bir takım ictihatlarını yerine getiremez hale geliyorlar...
işte bunlardan biri toplandıkları cem evlerinde gerçekleştirdikleri ibadet nitelikli eylemler osmanlı askerleri tarafından yasaklanıyor ve engellenmeye çalışılıyor... akşam sophbetleri ise askerler tarafından sekteye uğratılıyor... işte böyle akşam sohbetlerinde osmanlı askerlerinin yaklaştıklarını gördüklerinde kendilerini belli edecek olan zamanın aydınlatma aracı olan mumlarını söndürüyorlar... ve nedense anadolu insanını birbirine düşürmeye çalışan bir takım art niyetlilerin dillerine malzeme olan bu durum günümüzde bu hale gelebiliyor...

tarihimizi bilirsek eğer herşey ama herşey o kadar sade ve anlaşılır ki...
birbirimizi incitmeye ve kırmaya hiç gerek kalmadan birlik ve beraberliğimizi sağlayabiliriz...
nacizane tarih bilgimle açıklamaya çalıştım... yanıldığım noktalar var ise düzeltilmesi temennisi ile...
saygılar...

dost 27.09.07 14:57

Hmmm..burada kafama takılan cok sey var..En kısa zamanda bır kıtap alcam bu konu hakkında..Arastırıyorum..Bılgılendırme ıcın tesekkurler sudenur..

hahuer 29.09.07 04:21

''Alevilik nedir?''başlıklı yazının kaynağını yazmanı isterdim.
Anlatılan Alevilik itikadına büyük bir çoğunluk Alevi insanımız uymaz.Ama nedendir bilinmez.Çok Alevi kardeşimiz ehli sünnet itikadına uyar ve amel eder,birçoğuda kabul etmez.
Çok hassas bir konu...
İyi okuyup,araştırıp işlenmesi gereken bir konu.

follow 30.09.07 01:39

sevgili sudenur, bu yazıda doğru bilgiler olduğu gibi yanlış bilgilerde mevcut_! yinede emeğine sağlık

dost 30.09.07 01:44

Al***305;nt***305;:

hahuer´isimli üyeden Al***305;nt***305; (Mesaj 20248)
''Alevilik nedir?''başlıklı yazının kaynağını yazmanı isterdim.
Anlatılan Alevilik itikadına büyük bir çoğunluk Alevi insanımız uymaz.Ama nedendir bilinmez.Çok Alevi kardeşimiz ehli sünnet itikadına uyar ve amel eder,birçoğuda kabul etmez.
Çok hassas bir konu...
İyi okuyup,araştırıp işlenmesi gereken bir konu.

O yüzden kafam karıstı zaten..Yanı tam olarak dogru ne?Okumak lazım..Kesınlıkle hassas konu katılıyorum..

SAHmerdan 30.09.07 01:49

Ben sudenur arkadasin sundu paylasima biraz daha bilimler ekleyim.. Follow caninda dedi gibi biraz eksiklik var.. saygilarimle simdiden..

follow 30.09.07 01:51

Arkadaşlar Sünni yorumu ile Alevi yorumu farklıdır, Sünni hadiscilerin bu şöyledir böyledir dedikleri Aleviler için geçerli değildir, Sünni hadislerle Şii hadislerini karşılaştırdığınızda biri bir şeye kara diğeri beyaz der. derin bir konudur bu kadarı internette yeterlidir...

SAHmerdan 30.09.07 01:56

Alevilik Nedir?
 
Alevilik Nedir ?

Alevilik, Dini Islam, Kitabi Kuran, Allah'a kul, Hz.Muhammet***8217;e bagli, Hz. Ali'ye talip, Ehli-i Beyt yolunu süren, Haci Bektasi-i Veli'nin "eline, beline, diline sahip" olmayi ilke edinen, iyi düsünce, iyi söz ve iyi davranista kendini bulan, tanri korkusu yerine sevgisini benimseyen, zâhiri bâtinla, bâtini zâhirle birlestiren, Seriat kapisini aSip, marifet yoluyla hakikat dünyasini ulasan, Kuran***8217;in Sekline degil, özüne inen, akil ve gönül ile ruhsal olgunlasma yoludur.
***8220;Alevi Islam anlayisi; Islamiyet***8217;in Kuran'a dayali, Hz. Muhammed'in buyruklarina göre ,IslamI evrensel boyutlari ile yorumlayip yeryüzü insanligina yeni kapilar acan bir büyük düSünce akimi olan Tasavvuf felsefesiyle hayat bulan, bir insan bütünlügüdür, özünü insan sevgisin-de bulan Tanri***8217;nin insanda tecelli ettigine inanir.

Alevi Islam anlayiSi, Hoca Ahmet Yesevi, Ebul Vefa, Haci BektaSi Veli, Yunus Emre, Pir Sultan Abdal ve Anadolu Erenleri, Kuran***8217;i en iyi yorumlayan filozof velilerin görüSlerinden ilham alarak hayat alani bulmustur. Anadolu'yu Islamlastiran bir yorumdur.

Alevilik, Islam dinin özüdür; manasidir. Alevilik Islam icinde insanidir, aklidir, ahlakidir. Hz. Ali inancinin, Kuran ayetlerinin yorumu-dur. Alevilik bir ic dünya olayidir, his ederek yaSamaktir, insan olan her Seyi özünde duymaktir.

Alevilik, Hz. Muhammed-Ehlibeyt taraftari, Hz-Ali ve onun soyunda gelenlere büyük bir saygi ve muhabbetle bagliliktir. Alevilik, Ehlibeyt***8217;in yoludur. Alevi-Bektasi kendisini her anlamda yetistirmis, kâmil insan demektir. Alevilik, diS yüzünden halka ve ic yüzün den Hakka bakan bir inanctir. Alevilik görünüs itibari ile Cafer-i Sadik mezhebidir. Imam Cafer-i Sadik ictihatlarina göre hareket eder ve onun yolunu sürer.

Alevilik, Islam dinini de Kuran yorumu ile kabul eder. Kuran***8217;in gercek manasina vakiftir ve tüm mevcudatin Hakkin kendi öz var-ligindan ibaret olduguna inanir ve bilir. Kuran***8217;i Kerim***8217;in yorumudur ve Islam***8217;dir. Alevilik Islam icerisinde dogmustur. Toplumsal, kültürel, yapisal ve inancsal kimlik olusmasinda etkili olan inancsal temeller yaratmistir. Bu nedenlerden dolayi Islam***8217;in icindedir.

Alevilik, Alevi: (Ali ***8211; Evi) Hz.Ali***8217;nin soyundan galipte onun tasavvufi yolunu izleyenler ile, o***8217;nun soyundan gelen (Seyyid, Serif Hacegan) kollarindan olan herhangi bir mürSide ikrar verip baglananlardir.Al-i Beyt(Yüce ev)

Temelde Hz.Ali***8217;nin soyuna mahsus olan bu isme sonradan ikrar verip baglananlarda katilmiStir.(Bk.H.Kaya Alevilik tanitim ve ilkeleri Manisa 1994)

***8220;Alevi***8221; Hz. Ali ailesinin adidir. Hz. Ali***8217;ye bagli olan, o***8217;nu seven Hz. Ali***8217;nin yolundan giden, Hz. Ali***8217;nin taraflarina Alevi denilir. Ali***8217;yi sevenlerdir. Aleviligin tanimlanmasini 941-942 yilinda Ebu Dulaf yapmiStir. Alevilerin Ali sevgisi, taraftari icinde Ehl-i Beyt sevgisiyle Ali***8217;yi ve ev halkiyla sevenler taraftari olanlar, izinde gidenlere Alevi denir.


Aleviler, Ehl-i Beyti sevenlerdir. Tevella taraftarlari da denilir. Sevmeyenlere de
Teberra denilir. Alevilik, Hz Muhammed***8217;in son dönemlerinde ki geliSmelere icersinde geliSmeye baSlar. Tasavvufa egilimli sufi cevreler ve Hz. Ali etrafinda toplanirlar.

Iste Alevi Islam Inanci; erdemligi,yüceligi,insanciligi,bariSi saglayan ve insanligin özlem duydugu, paylasimciligi saglayacak birinci yol oldugu, gerek inanc bakimindan,gerekse ahlak esaslari acisindan dünyanin en insancil ,en özgün,en ahlâkli,en görkemli inanc ve kültür bütünlügüdür.

Alevi ; kelime olarak Ali***8217;ye ait veya Ali***8217;ye bagli olma anlamina gelir. Alevilik, her ne kadar Hz. Ali***8217;ye ve yakinlarina taraftar anlaminda ise de asilinda sadece Hz. Ali***8217;ye yakin olmak anlaminda anlaSilmamalidir. Alevilik, Kur***8217;an ve Alevi Islam***8217;i Hz. Ali***8217;nin anlayip anlattigi gibi anlamaktir. Alevilik, Islam inancini, özünde besledigi amaclar dogrultusunda anlamaya caliSan, insanda yücelmeyi, Sekil Sartlarindan daha cok icsellikle arayan, Islam***8217;in bir tasavvufi yorumudur.

Buna göre Alevilerin Islam icindeki yeri Söyledir:
Dini Islam, kitabi Kur***8217;an , Allah***8217;a kul, Hz. Muhammed***8217;e ümmet, Hz. Ali gibi Ehl-i Beyt***8217;in yolunu süren, yani Kur***8217;ani ve Islam***8217;i Hz. Ali gibi anlayan ve oniki imamlar gibi inanci sürdürenlerdir.

Alevilik,Allah, Muhammed, Ali kutsalligini kalbinde taSiyan, Hz. Ali***8217;nin adaletinden ayrilmayan temelinde insan sevgisi bulunan her dine, mezhebe, inanca saygi duyan ve hoSgörü ile bakan, dil, din, irk, renk, farki gözetmeyen, eline, diline, beline sahip olma ilkelerini Sart koSan, gelmek isteyen, inancli insanlari catisi altina alarak manevi susuzluklarini gideren, insanlari yaSadiklari toplumda kendi istekleriyle kendi kendilerini yargilamalarini saglayan, laik, demokrat, eSitlikci, katilimci, paylaSimci düSünceyi savunan, Seriatin bagnaz kurallarina bagli olmayan, ve onu reddeden, Islam dinini kendine göre ve Sünni inancin diSinda yorumlayan, asli dogruluk, kemali dostluk, cevheri, merhamet, görüSü eSitlik, hazinesi bilgi, meyvesi sevgi hamuru ile yogrulmuS, insani Kamil ve erdemli insan yaratmayi ön gören, kokuyu aSip sevgi ile tanriya yönelen, Enel-Hak ile insanin özünde tanriyi gören, yaradan ile yaratilan ikiliginden Varlik Birligine Varan, edep ve ahlakligi yaSamin temeline oturtan, insani yücelten, hamurunda, hem ilahiligin hem de irfan iligin mayasi bulunan; kiSinin ahlakli ve karakterli yaSam ilkelerini belirleyen, Hz. Muhammed ve Hz. Ali***8217;den neslin imametini teberra ve tebella ilkesi ile sahiplenen, dini bicim ve Sekil olarak degil, gercek anlamiyla algilayan, dini bagimsiz bir irade gücü ve batini özelligi ile evrimleStiren akil ve iman bütünlügünde birleStiren ve tüm bunlari Kirklar Cemi ile yürüten bir inanc sistemidir.

Alevi Islam inanc ve felsefesi Sünni Islam inan ve felsefesinden cok farklidir. Islam***8217;in iki temel inanc kolundan biri olan Sünnilik devlet ile bütünleSmenin ve Islam Ortodoks temsilci olmanin verdigi artik farklarla güclü olan kanadin; bu gücü rahmet ile degil zulmet ile kullananlarin elinde hürriyetleri bogulan Aleviler ise özgür olmayan kanadin temsilcileri olmuStur.

Ortodoks Islamiyet, seven bir ümmetin degil, korkan bir ümmetin; hayati kaliplayan, her türlü yenilgiye kapali olan ve bunlari din adina koyan bir ümmetin; bilmedigi bir dil ile ibadet etmek yüzünden dininin gercek mesaj ve anlamini kavramaya firsat bulamayan Sekilci bir ümmetin; ibadeti yasak sayar gibi yapan, dinimizi yalniz namaz borcunu, oruc borcunu ve benzerlerini ödemek Seklide anlayan ve bu iSlevleri yerine getirmekle dinsel. ödevlerini tamamlamiS olmak gibi yaniltici ve aldatici bir tatminkarliga kendilerini kaptiran bir ümmetin sembolü olmuStur.

Alevi ibadetinin hayatini dolduran sey; sekil, protokol, ezber degil Edep-Erkan***8217;dir. Hayat bir eylemdir. Insana yakisir yasamak, eylemin insana yakisir olanini kullanmaktir.

Alevilikle bu Edep***8217;tir. Insan yapabilecegiyle degil, yaptiklariyla insandir. Gerceklestirdiklerinin bir toplamidir.

Alevilik, Hilafetci degil Cumhuriyetcidir ! dogmaci degil, akilcidir ! Dinsel dogmalar özgürce yorumlanarak***8230; insana düSünme tanimayan imana yan durak Sekle degil öze, bicime degil, ruha yönelerek edep ve erkan üzere yasar !

Zahiri batin ile, namazi niyaz ile ,Camiye Cem ile ,Kibleyi insan ile, Kabe***8217;yi gönül evi ile, Hasri Sudur ile, kiyasi ictihat ile, Kaderciligi özgür irade ile ,kullugu özgür insan ile ,Tanri korkusunu Hak sevgisi ile ,Yaratan -Yaratilan ikiligin, varligin birligiyle, biati, kötüye degil hakli ve adil olana layik görmek ile , Arabi adet ve icaplarini ata evi gelenek ve görenekleri ile, Dini akil ***8211;gönül sentezi ile karsilayarak; Seriat dünyasini aSip tarikat dünyasinda, hatta ondan da öte marifet dünyasinda kendini yeni temel ve boyutlarda inSa etmiStir.

Iste bütün bunlari hayatiyla özdeslestirerek yasayandir Alevi***8230;!
Alevilik kelime anlami olarak Hz.Ali***8217;ye bagli olanlar anlamina gelir. Alevilik Islam***8217;in Ehl-i Beyt yorumu ve anlayisidir. Hz. Muhammed ile nübüvvet son bulmuS, Hz.Ali ile velayet dönemi baSlamiStir. Alevilik Kur-an ve Islam***8217;i Ehl-i Beyt yorumuyla kabullenmiStir. Merkeze insani koyar. Muhammed Zahir Ali Batindir burada Alevilik iki yönlü olarak dinin sadece zahiri anlami degil icsel Batin yorumuna daha cok önem verir.

Dini Islam, kitabi Kur-an Allah***8217;a kul, Hz. Muhammed***8217;e ümmet , Hz.Ali***8217;ye talip, Ehl-i Beyt***8217;in yolunu süren, on iki imamlara bagli olan, zümredir. Aleviler, Allah, Muhammed , Ali kutsalligini kalbinde taSiyan , Hz. Ali***8217;nin adaletinden ayrilmayan , temelinde insan sevgisi bulunan, bütün dinlere ve inanclara sayi duyan, dil , din, irk , renk farki gözetmeyen, eline, diline, beline sahip olma ilkelerini Sart koSan, laik, demokrat,eSitlikci, katilimci paylaSimci düSünceyi savunan Seriata, bagnazliga karSi olan, asli dogruluk, kemali dostluk, cevheri merhamet, görüSü eSitlik, hazinesi bilgi, meyvesi sevgi olan insan kamil ve erdemli insan olmayi arzulayan korkuyla degil sevgi ve aSk ile Tanri***8217;ya yönelen, insanin özünde Tanri***8217;yi gören, 72 milleti bir gözle gören yaratilmiSi yaratandan ötürü seven bütün alemi Tanri***8217;nin yansimasi gören, can incitenin de Tanri***8217;yi incittigine inanan , Islam***8217;in sevgi, aSk ve gülen yüzüdür Alevilik.
Alevilik, Sünni Islam inancindan farli bir yapiya sahiptir. Sünni Islam anlayiSi Emevilerin devamidir. Alevilik ise Ehl-i Beyt inancinin devami ve süregidir.

Alevilik mezhepler üstü bir degerdir.Mezheple kayitlanmamiS olmasina ragmen Islam mezheplerinin maksat ve payesini bilir. Mezheplerin de resmi statüye kavuSturulmasi Emevi ve Abbasiler döneminde siyasi ve politik olgulara dayanan bu dönemden beri Hz. Muhammed***8217;in torunu imam Cafer Sadik***8217;***8217;a bagli olarak varligini sürdürmüSlerdi
Alevilik nedir? Alevilerin Islam dini icerisindeki yeri ve Alevi Islam deyiminin aciklanmasi:

Alevi kelime olarak ***8220;Ali***8217;ye bagli imami Ali cenabi Murteza***8217;nin Islam***8217;i anladigi gibi anlamak, ibadetini onun yaptigi gibi yapmaktir.
Alevilik her ne kadar Hazreti Ali***8217;ye ve hanedani Ehlibeyt***8217;e 12 imamlara baglilik anlamindaysa aslinda sadece Hz. Ali***8217;ye yakin olmak anlaminda anlaSilmamalidir. Alevilik, Kuran ve Alevi Islami Hz. Ali***8217;nin anlayip anlattigi gibi anlayip, yorumladigi gibi yorumlamak, ibadetini de Seklen uymak ,yorumun acilimlarini da Pir Ahmet Yesevi Anadolu***8217;ya gelerek ser cesme dedigimiz Pir Hünkar Haci Bektasi-i Veli***8217;nin ve diger Anadolu erenlerinin Kuran-i Kerim***8217;i Serh ederek uyguladiklari ibadeti bir Türkmen yorumu ile harmanlayarak uygulama bicimini Islam inancini özünde besledigi amaclar dogrultusunda anlamaya caliSan. Insanda yücelmeyi, Sekil Sartlarindan daha cok icsellikte yani özde arayan bir yorumdur.
Cenabi Hakk kuranda ***8220;bugün size dininizi ikmal ettim üzerinize nimetimi tamamladim ve sizin icin din olarak Islami begendim***8221; buyuruyor. (maide3)
Bu tanima göre Alevilerin Islam icindeki yeri Söyledir: dini Islam, kitabi kuran, Allah***8217;a kul, Hz. Muhammed***8217;e ümmet, Hz. Ali***8217;ye talip, Ehlibeyt***8217;in yolunu süren, insani merkeze koyarak, tüm inanclara saygi duyan, inanclarindan dolayi hic kimseye hor bakmayan, onlari zor kullanarak kimseyi rencide etmeden ama irSat yolu ile kiSinin reyine birakarak yola girene de özü ve sadakatle bagl a n a n i can kardesi bilip onu bagrina basmanin adidir, yoludur.

devami geliyor..(yazmayin lütfen)

follow 30.09.07 01:58

Al***305;nt***305;:

SAHmerdan´isimli üyeden Al***305;nt***305; (Mesaj 20665)
Ben sudenur arkadasin sundu paylasima biraz daha bilimler ekleyim.. Follow caninda dedi gibi biraz eksiklik var.. saygilarimle simdiden..

yok, yazıda verilen bilgilerin bazıları yanlış, özelliklede 4 kapı 40 makamın Şeriat kapısında yazılanların bir kısmı, Alevilikteki Şeriatla Sünnilikteki Şeriat farklıdır, burda sanki Sünni-Şeriat anlatılmış gibi

follow 30.09.07 02:02

SAHMerdan Can seninde yazında yanlışlar var_! hassas konular fazla üstelemeyin_! daha fazla kafa karıştrır sadece

SAHmerdan 30.09.07 02:02

Alevilik Nedir ?
 
Siilikle, Alevilik arasindaki Farklar ve Ortak Benzerlikleri

Siilik, Arapca***8217;da (S.Y.A) kökeninden gelme bir kelimedir ve yaygin olarak ***8220;Taraflar***8221; anlamina gelir.Bu Hz.Ali ve Ehl-i Beyt taraflaridir. ***8220; Alevi***8221; kelime olarak Ali***8217;ye bagli olanlar anlamina gelir Hz.Ali***8217;nin soyundan gelenlerin isimlerinin önüne konulan bir takidir. Siiler ve Aleviler her ikisi de Ehl***8217;i Beyt***8217;e bagli , 12 imamlara baglidir. Inanc temelleri ayridir bunun diSinda ibadet uygulama ,düSünce yapisi olarak birbirinden farklidir
1-Siilikte ikrar ve biat yoktur.sadece taniklik ve baglilik vardir., Alevilikte ise ikrar,biat ve teslimiyet vardir.
2-Siilikte minhâc ( aydinlik yol) yani tasavvuf ve tarikat yoktur.Alevilik ise, minhâc ve erkan,yani tasavvufi yoludur.(Aydinlik yoludur).Ehli Sünnet gibi hareket eder ve Sünni düsünceyi paylaSirlar.. 3-Siilik Seriata bagli kalinir,Alevilik ise, Seriat, tarikat, marifet, ve hakikat aSamalarini kabul edilir.
4-Siilikte, musahip olma kosulu yoktur, Alevilikte ise musahip olma kosulu vardir.
5-Siilikte mut***8217;a nikahi evlilikleri kabul edilir.Alevilikte ise mut***8217;a nikahinin varligi kabul edilmez. Genellikle tek esliligi kabul eder.
6-Siilikte, zikir, semah ve müzik ibadete sokulmaz..Alevilikte ise bunlar ibadetin temel ögeleridir
7-Siilikte dinin Sarti bestir.Tevhit, Adalet, Nübüvvet, imamet ve mead***8217;dir. Alevilikte altidir. Alevilikte Velayet inanci eklenir.Bunlar,Usul-i Din***8217;dir.
8-Siilikte dinin ayrintilara ait kosullari (Füru-i Din )ondur. a-Namaz,b-Oruc,c- Hac d-Zekat e- Cihat etmek f- Humus g- Peygamber soyuna tevella etmek h- Peygamber ve Ehl-i Beyt düSmanlarini teberra ( diSlamak) j-Ilahi emirleri tutmak, k-Yasaklarindan kacinmak.
9--Alevilikte,mürSit,rehber,talip veya muhip,yol oglu gibi kavramlar vardir.Siilikte bunlarin hic biri yoktur.
10-Alevilikte;Pir, mürSit, rehber, talip, musahiplik gibi kavramlar vardir.Siilikte bunlar yoktur...
11-Alevilikte 4 kapi 40 makam anlayiSi vardir. Bunlar Seriat, tarikat, marifet , hakikat tir ve her kapinin 10 menzili vardir. Siilikte ise sadece Seriat vardir.
12-Aleviler ibadetlerinde musiki ile cem olurlar. Siilikte ise bunlara yer verilmez.
Siilikte Alevilik arasindaki benzerlik Ehl-i Beytin sevgisidir.
Siilik Seriattir, Alevilik Tasavvuftur. (Bk.H.Kaya,Alevilik Tanitimi ve Ilkeleri)

Alevilikle, Sunni Islam Arasindaki Farklar

1-Alevilik tasavvufi batini yorumu esas alir. Sunilikte ise Emevi Seriatina uygun hareketleri esas alirlar
2- Alevilik Ehl-i Beyt yorumudur.Sünnilik, Emevi yorumudur.
3- Alevilik sevgi ve aSk ile Hakka gitmeyi esas alir. Sunilik korkuya, Sekle dayali inanci esas alirlar.
4-Alevilikte 4 kapi 40 makam vardir ve 3 sünnet 7 farz , 12 erkan vardir Sunilikte bu yoktur. Sunilikte 5 vakit namaz vardir. Islam***8217;i 5 Sarta imani 6 Sarta dayandirirlar.
5-Hac, zekat vardir. Alevilikte hac anlayisi gönülleri fethetmektir.Alevilikte zekat degil paylaSim vardir.Sünnilikte inanc ritüelleri tamamen farklidir. Alevilerde cem vardir. Secde ademedir. Ibadetinde musiki ve aSk vardir. Kabe gönüldür.
6-Alevilikte varolan dört kapi kirk makam, üc sünnet, yedi farz, on iki erkan Sünnilikte yoktur. Sünnilikte ise beS vakit namaz ve Islam***8217;in 5 Sarti vardir. Allah***8217;tan korkmak vardir. 5 vakit namaz vardir. Hac, zekat vardir.
7- Alevilikte Allah***8217;a sevgi vardir. Insana sevgi saygi vardir. Muharrem orucu, Hizir orucu vardir. 48 PerSembe orucu, Hizir orucu, Nevruz bayrami vardir. Sünnilikte bunlar yoktur
8-Alevilikte Cem ve niyaz vardir. Sünni inanc bunlari reddeder.
Sünni Islam***8217;la Alevilerin ortak tek noktalari;Hz. Peygambere ve Kuran-i Kerimine ve de Allah***8217;in birligine inanmaktir. Baska inancsal bagliligi yoktur.

Alevi erkanlari bazilari Sunlardir:

Dogum,sünnet, Hakka yürüme,ikrar verip nasip alma, musahip edinme ve görgü ,Ayn-ül Cem, Tarikat Erkani, Tevhit, Veladet-i Nebi(Hz.Muhammed ve Hz.Ali***8217;nin dogum günlerini kutlanir)BaS okutma Erkani,Tarikat kavline göre yükselis Erkani, Marifet Erkani , Sema etmek, Matem ve Oruc Erkâni, Düskünlük Erkâni gibi erkânlar da Aleviligin temel inanclardir.

Alevilikte Ibadetin Temel Sartlari

1-Iman:Alevilikte ibadet yapabilmek icin iman sahibi olmak,
2-Ikrar:Alevi (yologlu) olabilmek icin peygamber soyundan gelen ve o soy tarafindan kendisine görev verilen bir MürSide söz verip baglanmak Sarttir.
3-Erkân musahip tutup görgü kavline girmek, 48 Cuma cem***8217;e katilip,Hak lokmasi dagitmak, mürSidin dediklerini uygulamak.
4-Takva: Allah***8217;i sevmek , O***8217;nu dariltmamak icin gayret sarf etmek,eline, diline, beline sahip olmak, esine aSina, iSine sadik olmak, özüne , sözüne, sazina, gözüne, dogru olmak, aglayani güldürmek, bosalttigini doldurmak, yiktigi varsa yapmak, gördügünü örtmek, görmedigini söylememek, eliyle koymadigini ve hak etmedigini almamak,on sekiz bin alemi hak bilmek,yetmis iki milleti bir görmektir.Al
Allah : özünde iman, sözünde,takvayi yüzünde bilmek,bilcümle varlik onun elinden ve dilinden emin olmak.
5-Amel:Ilim sahibi olmak , inandiklarini uygulamak, yedi nefis mertebesini ve dört kapi, kirk makami uygulayarak gecip, insan-i kamil olmak ve 4 kapi 40 makami bilmek ve yerine getirmek.
6-Meveddet: (Tevella ***8211; Teberra) Allah pek cok ayette Peygamber ve onun Ehli-i Beytine ve soyuna sevgi ve baglilik göstermemizi emretmektedir. Meveddet, sevgi ve baglilik anlamindadir. Tanri***8217;nin Vedüd adindan kaynaklanmaktadir.Tevellâ sevmek anlamindadir.Teberrâ ise kacinmak anlamindadir.

Alevilikte; Peygamber ve Ehli Beyitini , Peygamberin soyunu sevmeyenlerden kacinmak anlamindadir.
Alevilikte Ehli-Bayt***8217;i incitmek, Peygamberi incitmekle es deger tutulmustur.

Alevilikte Dinin Sartlari

1-Tevhid : Allah***8217;in varligina birligine inanmak,
2-Nubuvvet : Hazreti Muhammed Sen elci olarak görmek,emirleri uygulamak,
3-Imamet: Hz.Ali ve on iki imamlara inanmak,
4-Velayet: Din ve dünya iSlerinde Kuran.. imametin sonra velayet ve ***8230; inanma,
5-Adalet: Allah***8217;in mutlak adil olduguna , melekler yoluyla denetledigine inanmak,
6-Mead. Allah***8217;in emirlerine uyanlarin ödüllendirip cennete , emirlerini dinlemeyenlerin yargilanip cennete konulmayacagina inanmaktir,(Kaynak : Haydar Kaya Alevilik .. ve ilkeler Manise 1994


Alevilik Bir Mezhep Midir?

Alevilik bir mezhep degildir. Kurani Kerim ve Islam***8217;in bir yorumudur. Alevilik hicbir mezheple kayitlanmamiS olmasina ragmen tüm mezheplerin maksat ve gayesini bilir ve mezheplerin de resmi statüye kavuSturulmasinin siyasal olup bir kesimin amacina yönelik hizmet amacli olarak idame ettirildigi göz önüne alinarak onlar da kendilerini Caferi olarak adlandirmiSlar. Bunun nedeni ise dönemin hak imami Imam Cafer Sadik hazretlerinin dönemine denk gelmesidir.

Alevilik, ilke olarak mezhepler üstü bir inanc, Islam***8217;a bagli bir yorumudur. Buna ragmen Sünni Islam***8217;da oldugu gibi Alevi Islam***8217;da da tarih icinde mezhepler cikmiStir. Bunun en bilineni de Anadolu***8217;daki Imam Cafer-i Sadik mezhebidir.

Anadolu insaninin düzeninde Alevi Islam inancinin etkileri vardir. Anadolu***8217;da bugün Alevi Islam inancina veya degiSik mezhep yorumlarina inanan bircok insan vardir. Bu inanc yorum ve geleneklerin baSinda musahiplik, kirvelik, ölüm ve dogum gibi yaSamla ilgili törenler en önde gelen geleneklerdir. Bu gelenek ve göreneklerin bir cogunda Alevi Islam inancinin izleri ve uygulamalari mevcuttur.

Muharrem Ayi ve Matem Orucu

Muharrem ayi Hicri takvimin birinci ayidir. Onuncu günün de ismi, ASure***8217;dir. Tarihi kaynaklara göre milattan cok önce Arap, Israil ve Fars milletleri tarafindan, Muharrem ayinin AS;ure günü, kutsal kabul edilen ortak bir degerdir. Bugünün degerini ve kutsalligini, tarihler Söyle anlatiyor:

Adem atanin tövbesinin kabul edildigi gün.

Nuh Peygamber'in gemisinin karayi buldugu gün.

Ibrahim Peygamber'in Nemrut,un ateSinden kurtuldugu gün.

Musa Peygamber'in kavmini Firavun'un Serrinden kurtardigi gün.

Yunus Peygamber'in baligin karnindan kurtuldugu gün.

Eyüp Peygamber'in dertlerine Sifa buldugu gün.

Saymakla bitiremeyecegimiz bütün peygamberlerin refaha, kurtulusa ve basariya ulastiklari gündür. Onun icindir ki Nuh Peygamber dahil ondan sonra gelen bütün peygamberler, Hz. Muhammed ve Hz. Ali de 10 Muharrem Asure günü Sükür ve senalarini ifade ederek, oruc tutmuslar. Nuh Peygamber'in kurtulus corbasini pisirip fakir fukaraya yedirmisler, Hayir ihsan yapmislar. Bütün tarihler o güne kadar olan, Muharrem ayinin kutsalligi ve özelligini böyle anlatirlar.

Matem

Matem Farsca,dan gelen bir kelimedir. Türkce'de anlami: Cok sevilen degerli bir varligi veya yakini kaybedildiginde bu insanin günlük yaSamini etkiler; insanlar kederlenir, üzülür aglar ve uzun bir zaman üstünden atamaz, eglenemez, gülemez, neselenmek istemez, hep günlerini üzüntü ile gecirdigi zaman dilimine Yas veya matem tutmak, demektir.Hz. Muhammed,in ölümünden 48 sene sonra, bütün peygamberlerin kutsal kabul ettikleri, oruc tuttuklari Hicri 10 Muharrem 61 Cuma günü Miladi 10 Ekim 680 tarihinde, Kerbela denen Firat Nehri,nin kenarinda, kurda kusa sebil olan Firat suyunu, Hz. Muhammed,in torunlarina, Ehl-i Beyt,ten de tek kalan Hz. Hüseyin,ine ve onun mahsun yavrularina vermediler. Dünya da bugüne kadar bir esi benzeri olmayan, insanlik aleminin yüz karasi, görülmemis susuz bir zulüm ve katliam islendi.

Muharrem ayi denince? Aleviler icin yas veya matem ay iakla gelir. Bugüne kadar inancinda, felsefesinde, itikatinda, sevgisinde, Hz. Muhammed***8217;e ve onun Ehl-i Beyt'ine cani gönülden ASk-i Muhabbetiyle bagli olan Aleviler, onlarin sevgisi ile sevinmiSler, kederi ile kederlenmiSler, acilarina aglamiSlar, gördükleri zulüme de yas tutmuslar. Zulüm edenleri de lanetle anmislar.

Hz. Muhammed***8217;e ve Ehl-i Beyt***8217;ine inanip iman edenler, onlara yapilan bu zulmün acisini hicbir zaman unutmazlar. Hele Muharrem ayi gelince o zulmün kendilerine yapilmis gibi acisini hissederler. ISte o 12 gün, oruclu halleriyle. Dügünlere, eglenceli yerlere gitmezler, dügün nisan yapmazlar, fazla sulu yiyeceklerden gücleri oraninda sakinirlar, yasadiklari ortama göre, imkanlari ve olanaklari el veriyorsa tras olmazlar, istahlarinin cektigi güzel ve etli yemekleri yemezler.

Alevilikte oruc tutarken sahura kalkmak yoktur. Durumu özetleyecek olursak: Nasil ki yakinlarinizdan birini kaybettiginiz zaman, onun acisi ile bir zaman kederli, üzüntülü günler yaSiyorsaniz. ISte 12 gün oruc boyunca da aynen öyle yaSanir.

Asure

Matem Orucu bitiminde ASure piSirilir. Asure, tatli bir corba olup, birlikte yenilir veya evlere dagitilir. Asure corbasinda et bulunmaz. Bugday, findik, ceviz veya meyvelerden olusan 12 degisik üründen yapilir (tarif). Asure Günü, Sünnilerin Ramazan Orucu bitiminde kutladigi Seker Bayrami gibi bir bayram kutlamasi degildir. Aleviler; Kerbela***8217;da Imam Hüseyin***8217;in oglu Zeynel Abidin***8217;in sag kurtuldugu icin mutludurlar, bu nedenle corba tatli olur.
Muharrem ayinda Aleviler bir araya gelerek birlikte mersiyeler, Siirler, deyisler, Alevi önderlerinin kahramanlik öykülerini okurlar, anlatirlar, söylerler.

Oruca Niyet Etmek

Bism-i Sah***8230;Allah Allah***8230; Er Hak-Muhammed-Ali askina, Imam Hüseyin Efendimizin susuzluk orucu niyetine Kerbela***8217;da Sehid olanlarin temiz ruhlarina, Fatima Anamizin Sefaatina, Oniki Imamlar askina oruc tutmaya niyet eyledim. Ulu Dergah kabul eylesin...

Asure Lokmasi Icin Dua

Bism-i Sah***8230;Allah Allah***8230;
Barekallah. Sehidler Sahi Imam Hüseyin Efendimizin ve Kerbela Sehidlerinin yüce ruhlarinin Sad olmasi icin barekallah. Cümle erenlerin ruhu icin barekallah. Yurdumuzun, Ulusumuzun, Cumhuriyetimizin esenlikte olmasi icin barekallah. Ordularimizin güclü olmasi icin barekallah. Ahirete göcenlerimiz ve bugün yasayanlarimiz icin barekallah. Gökten hayirli rahmet, yerden hayirli bereket vermesi icin barekallah. Muhammed Mustafa, Aliyyel Mürteza, Imam Hasan, Imam Hüseyin, Kerbela Sehidleri ve Hünkâr Haci Bektas- i Veli hakki icin el-Fatiha ve salevat. Gercege hü***8230;

Asura Yendikten Sonra Okunacak Dua

Bism-i Sah ***8230;Allah Allah***8230;
Allah, Muhammed, Ali, Oniki Imam Efendilerimizin ruhu revanlari, Sâd ve handan ola. Münkir ve münafiklar mat ola, müminler Sâd ola. Lokmalarimiz dertlere deva ola.
Matem-i Hasan ve Hüseyin ola. Cümlemize hakli hayirli kismetler verilmesi icin ***8230;
Nur-u Nebi, Kerem-i Ali, Pirimiz Hünkâr Haci Bektas Veli demine hü.

SAHmerdan 30.09.07 02:03

Al***305;nt***305;:

follow´isimli üyeden Al***305;nt***305; (Mesaj 20671)
SAHMerdan Can seninde yazında yanlışlar var_! hassas konular fazla üstelemeyin_! daha fazla kafa karıştrır sadece

Can dede ocagindanim.. saygilarimla niyaz ederim..

SAHmerdan 30.09.07 02:06

Alevilik..
 
ALEVILIK : Muhammet - Ali´nin aydinlik yoludur !

ALEVILIK : Aydinliktir, karanliklarin düsmanidir, bir i****** !

ALEVILIK : Insanligin, güzelligin dostu, düsmanligin, kinin, garazin, kibirin yok edicisidir, erginlik ve turapliktir !

ALEVILIK : Baristir, Sevgidir, Kardesliktir, Güzelliktir.Yasanilir bir dünya yaratmaktir.

ALEVILIK : Yobazin, bagnazin, gericinin bas düsmanidir !

ALEVILIK : Bilimdir,Tiptir,ilactir !

ALEVILIK : Sazdir, sözdür, güzelliklerle bezenmis bir bagdir, gül bahcesidir

ALEVILIK : Güzellikleri ve dünya nimetlerini paylasmaktir !

ALEVILIK : Tabiatdir, yaratanlardir, yaraticidan yanadir ve üretendir

ALEVILIK : Insanlarin dinine, diline, irkina, rengine göre ayirmadan sevip bagrina basan bir yoldur... bir felsefedir

ALEVILIK : Edebiyatdir, bir siirdir, muziktir. Düsünen düsünmeyen herkes yoldastir, kardestir, yarendir.

ALEVILIK : Bilgi sunmaktir. Kör gözlere degil, gör gözlere Allahin bir lütfudur.

ALEVILIK : Alevilik inanca korku ile sarilmak degil, sevgi ile sarilmaktir.

ALEVILIK : Hak ile bütünlesmek icin verilen bir hizmet yarisidir.

ALEVILIK : Alevilik dünya insanligini her türlü kötülükten kurtaracak " NUHUN GEMISI " ni icine sigdirip cagdas dünyaya yeni bir hizmet sunacak olan Muhammet - Ali´nin Ehlibeyt gemisidir.

ALEVILIK : Dinli, dinsiz, yobaz, gerici, hak düsmani, halk düsmani zavallilara da aciyan Allah´dan onlarin bile affedilmesini dileyen ince bir yoldur.

ALEVILIK : Bagislayicidir

ALEVILIK : Haktan alip halka , Halktan alip Hakka ulastiran semah dir.

ALEVILIK : Cagdasliktir, insanoglunun beraber yasiyacagi bir yasam felsefesidir.

ALEVILIK : ilme isik tutan evrensel bir feza cagin in yaraticiligini savunan bilimsel bir inancdir.

ALEVILIK : Dört kapi, Kirk makam, Pirlik, Mürsitlik, Dedelik, Taliplik ve Devrisliktir.Bir Candir.

ALEVILIK : Nebilerin, Velilerin Ulularin yoludur !

ALEVILIK : Gönül kabesini yikmamaktir.

ALEVILIK : Kimsenin inanciyla alay etmemektir, Hosgörüdür.

ALEVILIK : Evrenselliktir !

ALEVILIK : Aleviligi yanlizca bir yasam bicimi olarak görüp kücük bir kabin icine haps etmeye calisanlara biraz daha gözlerine acmalari icin ömür boyu arastiracaklari bir bilim dalidir.

ALEVILIK : Dünya durdukca sonsuza dek yasayacak olan bir haktir.Dünya dinidir,insanlik yoludur.Hakkin batili yok etdigi bir cizgidir.

ALEVILIK : Haci Bektas-i Veli´dir, Pir Sultan Abdal´dir, Kaygusuz abdal´dir, Nesimi´dir, Mansur´dur, Yunus Emre´dir, Karaca Ahmet´dir, Baba Ishak´dir, Baba Ilyas´dir, Ahi Evren´dir.

follow 30.09.07 02:07

Al***305;nt***305;:

SAHmerdan´isimli üyeden Al***305;nt***305; (Mesaj 20673)
Can dede ocagindanim.. saygilarimla niyaz ederim..

tamam sen bilirsin Can, Aşk-ı Muhabbetle... Muhammed klavuzun, Ali yoldaşın, Hızır yardımcın olsun...

SAHmerdan 30.09.07 02:15

Al***305;nt***305;:

follow´isimli üyeden Al***305;nt***305; (Mesaj 20676)
tamam sen bilirsin Can, Aşk-ı Muhabbetle... Muhammed klavuzun, Ali yoldaşın, Hızır yardımcın olsun...

Eyw Can Aşk-ı Muhabbetle.. sevgi saygi..

SAHmerdan 30.09.07 02:19

Dört Kapi Kirk Makam
 
Dört Kapi Kirk Makam

Dört Kapi Kirk Makam seklindeki Kamil (olgun) insan olma ilkelerini Hünkar Haci Bektas Veli***8217;nin tespit ettigine inanilir.Haci Bektas "Kul Tanri***8217;ya kirk makamda erer, ulasir, dost olur." buyurmuslardir. Bu ilkeler asama asama insani olgunluga ulastirir. Bir baska yoruma göre ise seriat anadan dogmak, tarikat ikrar vermek, marifet nefsini bilmek, hakikat Hakki özünde bulmak yollaridir.

Dört Kapi sunlardir:


1.Seriat
2.Tarikat
3.Marifet
4.Hakikat


Her kapinin on makami vardir.

Seriat kapisinin makamlari:

1. Iman etmek, (Allaha, Meleklerine, Peygamberlerine Inanmak)
2. Ilim ögrenmek,
3. Ibadet etmek,
4. Haramdan uzaklasmak,
5. Ailesine faydali olmak,
6. Cevreye zarar vermemek,
7. Peygamberin emirlerine uymak,
8. Sefkatli olmak,
9. Temiz olmak ve
10.Yaramaz islerden sakinmak.

Tarikat kapisinin makamlari

1. Tövbe etmek,
2. Mürsidin ögütlerine uymak,
3. Temiz giyinmek,
4. Iyilik yolunda savasmak,
5. Hizmet etmeyi sevmek,
6. Haksizliktan korkmak,
7. Ümitsizlige düsmemek,
8. Ibret almak,
9. Nimet dagitmak ve
10.Özünü fakir görmek

Marifet kapisinin makamlari

1. Edepli olmak,
2. Bencillik, kin ve garezden uzak olmak,
3. Perhizkarlik,
4. Sabir ve kanaat,
5. Haya,
6. Cömertlik,
7. Ilim,
8. Hosgörü,
9. Özünü bilmek ve
10.Ariflik.

Hakikat kapisinin makamlari


1. Alcakgönüllü olmak,
2. Kimsenin ayibini görmemek,
3. Yapabilecegin hicbir iyiligi esirgememek,
4. Allah***8217;in her yarattigini sevmek,
5. Tüm insanlari bir görmek,
6. Birlige yönelmek ve yöneltmek,
7. Gercegi gizlememek,
8. Manayi bilmek,
9. Tanrisal sirri ögrenmek ve
10.Tanrisal varliga ulasmak

Önsöz

Anadolu Aleviligi inanc ve yasam bicimi olarak binlerce yildan beri varligini sürdürerek bugünlere gelmis. Ýnancin özünde degil fakat geleneksel yasamda her dönemin kendine özgü degim ve dönüsümlerini yasamis; ordan edindigi degerleri kendi öz degerine katarak ilerlemistir. Bundan dolayi, özünü ve yasambiciminini anlamadan tam bir tahlilini yazmak olasi degidir.
Günümüzde alevilikle ilgili tartismalarin, sonunda, islam ici mi yok islam disi mi gibi tatismalarla önü kilitlendi. Biz bunun asilacagindan umutluyuz.Binlerce yilin bilgelik ögretisi ve yasam tarzi öyle kolay kolay yitip gitmeyecek kadar saglam temeller üzerine insaa edilmistir. Aleviligin dogru düzgün bir taniminin henüz yapilamamis olmasi bunun delilidir.
Kimilerine göre Alevilik Ýslamin özüdür, kimilerine göre cesitli din ve kültürlerin sentezidir, kimine göre kendine özgü bir dindir, kimilerine göre ise bir tür ateizm. Oysa, bu tanimlamalarin her birinin kendine özgü bir dayanagi olsa da, son tahlilde, her görüsü cürütecek tezler ileri sürmek mümkündür. Aslinda bu durum, tasavvufta sik kullanilan ***8216;Fillerle körler***8217; hikayesine cok benzemektedir. Hikaye söyle: Bir odanin ortasina bir fil koyarlar ve körlere, bunun ne oldugunu tanimlamalari söylenir. Eller nereye dokunursa cevap ta ona göre degisir. Kimi, bacaklarina dokunur, sütün, der, kimi sirtina dokunur, taht der, kimi hortumuna dokunur, süpürge der. Süphesiz ki, dokunduklari varlik bunlardan hic biri degildir lakin verilen cevaplar dokunulan yerin benzetildigi seye de uyar. Ama yine de, dokunduklari varlik taht, sübürge, sütun....degidir. Alevilikle ilgili tanimlamalar da buna benzemektedir. Tasavvuf acisindan bakarsak, bu verilen cevaplar cesitli acilardan Aleviligin görünen suretleridir. Fakat, birbütünlük icerisinde ele almayinca dogru bir Alevilik tanimi ortaya cikmaz.
Aleviligin temel mayasi tasavvufi ve mistik yasantiya dayanir. Bunu da bize, bir bilgelik, esenlik ve icsel aydinlanma yolu olan ***8216;Dört Kapi Kirk Makam***8217; ögretisi anlatmaktadir. Temel maya burda yatmaktadir. Alevi inanc ve ögretisinin bu yaniyla taninmasi icin harcanan cabanin bir ürünü olarak ortaya cikan bu brosür, makamlari ayri ayri ele almak yerine, onlari menkibeler esliginde anlatmayi yegledi. Hz. Ali***8217;nin: ***8216;Her kap kendi hacmince su alir***8217; sözünden hareketle, biz de kendi dilimizin döndügünce, algiladigimiz oranda anlatmaya calistik. Umariz canlara faydali olur.

Menkibelere özel önem verdigimiz icin bundan sonraki brosürlerde de genis yer verecegiz. Nedenine gelince... Menkibelerlerin özelligi, cesitli mertebelerin katli anlamlarini iceren, Zen Koan***8217;larina benzemesidir. Kisi, kendi algi, kavrama ve bilgelik düzeyine göre onun ic anlamini anlar. Bu nedenle menkibeler tipki Zen koanlari gibi her mertebenin insanina hitap eder.
Sadece sosyolojik ve folklorik, yani zahiri yanina bakilarak onun tanimlanmasi, bizleri yaniltir ve gercegine ulasmamizi engeller. Ulus, millet, din, ideoloji gibi siradan ve izafi kavramlara sürükler. Bunlar da, kapitalist sistemin 19. Yüzyildan kalma, eskimis ve Alevilikle kiyasladigimizda, ancak, zahiri kalan, baska kültürün gecici degerleridir. Oysa, Aleviligin kültürel ve geleneksel degerleri (zahiri yani) bunlardan daha insancil, paylasimci ve dayanismacidir. Örnegin, Cem, semah, gülbank, musahiplik, kirvelik, hangi yönden bakilirsa bakilsin, daha hümanist degerler oldugu anlasilir. Bunlarin anlamlari yeniden kesfedilmelidir, diyoruz.

Alevi gelenek ve görenekleri (Zahiri yani) dogru kavrandiginda, onlarin temelinde, batiniligin yattigi anlasilir.

Aleviligi bircok inanc ve dinden ayiran seylerden biri de, Aleviligin tabulari kabul etmeyisi ve bu nedenle de önünün daima acik olmasidir. Bulundugu cagin güzelliklerini bünyesinde toplayarak, daima yoluna devam etmis ve sayisiz inanc ve kültürden insani catisi altinda toplamistir.

Alevi inac ve felsefesi, bu cagda da, bir yasam bicimi olarak varligini koruyabilir ve icinde yasadigi dünya kültürleri icerisinde bir alternatif olma özelligini sürdürebilir.
Bundan en ufak bir süphemiz yok.

Bu brosürü, Sivas katliaminda canice katledilen, o ateste semaha duran, gül yüzlü, günes gözlü insanlara itaf ediyoruz. Onlari saygiyla aniyoruz.

SAHmerdan 30.09.07 02:20

Seriat Kapisi (1)
 
SERIAT KAPISI

Seriat kelimesi dilimize arapcadan gecmis bir kelimedir. Bu yüzden, daha cok arapcada kullanildigi anlamiyla taninir. Oysa, Aleviligin tasavvuf ögretisine göre bam baska bir anlama gelir. Simdi bu iki anlami da biraz acmak gerekir. Zira yeterince bilimedigini gördük. Coguncasi seriat kavrami dar anlamiyla bilinmektedir.
Önce dar anlamini aciklayalim:
Dar anlamda seriat, Ortodoks yani sii ve sünnü islam anlayisinin toplumsal alandaki dini ve hukuki icraatlarinin tümüne denir. Ýslamin her iki büyük meshebinde de seriatin ayni sekilde anlasilmasinin nedeni, ortak bir olusum süreclerini yasamis olmalarindan ileri gelir. Dar anlamdaki seriatin temel özelligini anlamak icin ortodoks islamin olusum sürecine bir bakalim:

Hz. Muhammed insanliga evrensel ilahi mesaji getirmeden önce Arap toplumu sert bir kabile gelenegi yasamaktaydi. Kervan basmalar, soygunlar, talanlar, yagmalar, köle ticareti siradan bir olay gibi Bedevi-Arap toplumunun gündelik hayatini belirlemekteydi. Cok tanricilik ve putlara tapma gelenegi sadece Mekke ve Medinede degil bütün araplarda yaygin bir gelenekti.

Peygamber böylesi bir ortamda zuhur etti. Ýcinden geldigi toplumu kökten degistirmek icin insanlarin sadece ruh dünyalarina degil onlarin toplumsal dünyalarina da seslendi. Adeta arap cöllerinde bir medeniyete öncülük etti, büyük reformleri hayata gecirdi. Fakat peygamberin hakka yürüyüsünden sonra eski gelenekler tekrar canlanmis ve yeni ile eski olanin sentezi ortaya cikmistir.

Bu sentez cok gecmeden Muaviye ve oglu Yezid***8217;in iktidarini dogurmustur. Muaviye devrinde Ýslamin temel kitabi olan Kuran yazimi son seklini almis, Ýslam tarihinde yeni bir devir olan Emeviler devri baslamistir. Bu gün bir bucuk milyardan fazla müslümanin bagli oldugu dinin inanc icerikli geleneklerinin temeli Emeviler devrinde atilmistir.Buna ortodoks islam da denilmektedir.

Bir cesit dini ***8211;geleneksel hukuk (fikih) diyebilecegimiz seriat, islam devletlerinde bugün de temel anayasa olarak islev görmektedir. Ýslamin bes sarti veya imanin sartlari, seriat acisindan islam dininin bir tarifidir. Oruc, namaz, zekat, hac, kelimeyi sahadet gibi dini vecibeleri dinin temel diregi olarak görürler. Arap toplumunun örf ve adetleriyle sekillenmis olan islam seriati sadece hirsizligi, zinayi, giybeti degil Allaha inanmamayi, seriat buyruklerina karsi gelmeyi de büyük suc ve günahlar arasinda görür. Seriat hükümlerine göre suclulara verilen cezalar el kesmekten taslayarak öldürmeye kadar uzanmaktadir. Seriat, dar anlamda budur. Simdi de, seriatin Alevi ögretisindeki yerine bakalim:

Anadolu Erenlerinin büyük evliyasi olan Hünkar Haci Bektasi Veli***8217;nin temel ögretisi***8217;Dört Kapi Kirk Makam***8217; felsefesine göre seriat, sii yada sünni islamda kullanilan anlamindan baska bir manada kullanilir. Biz buna ***8216;genis anlamda seriat, ya da tasavvuf acisindan seriat***8217;da diyebiliriz. Alevilikteki seriata bakis acisiyla ortodoks islamin bakis acisi tamamen bir birine zittir. Bu iki bakis acisi arasindaki fark, seriatla tasavvuf arasindaki fark kadar büyüktür. Burada, kültürler arasi fark kadar tarihsel farkliliklar da önemli rol oynamaktadir.

Büyük Alevi ozani Yunus Emre bir nefesinde söyle söylemekte ve seriatin cift anlamini dile getirmektedir. ***8216;Seriat var seriattan iceri***8217;.

Bir aydinlanma ve kamil insan olma yolu olan ***8216;Dört kapi kirk makama***8217;in kurucusu Haci Bektasi Veli***8217;ye göre seriat ***8216;Bir anadan dogmaktir***8217;. Simdi bu sembol diliyle söylenmis bu sözü yorumlamaya calisalim:

Her canli dogum yoluyla zahir dünyaya gelir ve yasamina dünyada devam eder. Ýnsan gibi diger canlilar da dogduklari tabiati bütün özellikleriyle beraber hazir bulurlar. Ýnsanlar ise kendileri secmeksizin bir toplumda dogarlar ve o toplumun kültürel, ulusal, ananevi, geleneksel özelliklerini devralirlar. Milliyet, irk, cins, dil, din hatta deri rengi gibi daha bir cok farkliliklar iste dogumla gelen bu asamada bireyin hayatina girer ve onun bir parcasi haline gelir. Birey artik kendini bu kapida toplumdan devraldigi sekilsel farkliliklarla tanimlamaya baslar. Eger, Hindistanda dogmuss Hinti, Cinde dogmussa Cinli, Afrikada dogmussa Afrikali, kutuplarda dogmussa Eskimo olarak kendini görür. Sadece kültür ve gelenek icinde yasamaz, ayni zamanda o gelenek ve kültürün sorunlarini, görevlerini ve yasam bicimini devralir. Örnegin, birey kandavasinin oldugu bir ailede dünyaya gelirse, otamatilman kendiside bu meseleye tabii edilir. Kendi iradesi disinda gelisen bu olay bir müddet sonra kendi meselesi olmaya baslar.

Dünyaya ve kendimize dair ilk düsüncemizin olusum sürecinde icinde bulundugumuz toplumsal yasam, gelenekler, örf ve adetler cok önemli bir rol oynarlar.

Ýnsan fiziksel acidan olgunluga erebilmesi icin cesitli evrelerden gecerler. Bebeklik, cocukluk, ergenlik, genclik, olgunluk vs...bu evrelerde insan birbirinden farkli özellikler ve olgularla karsilasir. Kendini bekleyen bu sürecleri yasar ve dünyaya ve yasama yönelik bir tutum ve düsünce gelistirir. Daha önce dedigimiz gibi burda toplumsal olgular önemli bir rol oynar.
Seriat kapisi, toplumsal sartlanmalarin en yogun oldugu ve dogumla birlikte gelen insanin kendi özüne en zabanci kaldigi devirdir. Dünya yasanyisinda oldugu kadar tanri anlayisinda da bir yüzeysellik ve sirk görülmektedir.Buna gizli sirk te denir. Fakat, seriat ehli bunun farkinda degildir.tanri ona göre yerde yada gökte bulunmaktadir,insanlara oradan buyruklar yagdirmaktadir.ölümden sonra sevab coksa yani gökteki tanrinin yagdidiklari emirlere ictenlike itaat etmisse, hurilerle dolu cennete; günahlari coksa, cayir cayir yanacagi cehenneme gidecegine inanir.

Milliyetcilik, irkcilik, cins ayrimi, ideolojik bakis, kisacasi insan ayrimlarinin ve savaslarin oldugu seriat kapisi sadece toplumsal alandaki sorunlari yaratmaz ayni zamanda bireysel yasami da tehlikeye düsürür. Cünkü, bir varlik olarak insanin en önemli yanlarindan biri toplumsal bir yaninin olmasidir.

Her toplumun kendine göre bir seriat sekli vardir. Musa seriati, Ortodoks Ýslam seriati, Ýsanin seriati...
Kültür ve geleneklerin olusturdugu yasam bicimini de seriata benzetirsek, toplumlarin sayisi kadar seriat yasantisi vardir. Ýlkel toplumlardan gelismis toplumlara kadar bu böyledir.

Simdi de Alevi toplumunun seriat anlayisina bakalim: bilindigi gibi, her toplum kendi icinde toplumsal yasami imkanli kilabilmek icin bir adalet mekanizmasi gelistirmistir. Hukuk kurallari, toplumdan topluma farkliliklar icerir. En esneginden en kati kurallara kadar uzanir.

Modern toplumlarda ise adaleti hukuk sistemi ve mahkemeler saglar. Alevilikte ise halk mahkemeleri adini da verecegimiz cemler vasitasiyla toplumsal adalet saglanir. Paylasim, bölüsüm, yarginin, beraberligin en güzel örnegi olan cemler, ayni zamanda, adalet sisteminin en gelismis örneklerinden biridir. Diger adalet anlayislarindan amac olarak ayrilir. Diger sistemlerde amac sucluyu cezalandirmak iken, Alevi hukukunda amac, kisiyi irsad ederek isledigi sucu birdaha islememesini saglamaktir. Yani suca sebebiyet veren sartlari ortadan kaldirmak, bireyi topluma kazanmak, irsat ederek aydinlatmak, ve toplumsal yanini güclendirerek, sihatli bir benlige kazandirmaktir. (Bu konuda daha genis bilgi icin Cem brosürümüze bakabilirsiniz.)

Alevi gelenek ve göreneklerini yani Alevi seriatini inceledigimizde temelinde tasavvuf ve bilgelik yattigini görürüz. Cem ayini, Musahiplik, tevella teberra, Semah, ocaklarin ulularinin ziyareti, matem yasi, lokma dagitmak gibi seyler bunun acik örnekleridir.

Alevilik bir tasavvuf yolu oldugu icin her kavramin ve bu kavramla dile getirilen fiilin birden cok anlami vardir. Bu katli anlamlar kisinin ruhi acidan olgunluk mertebesine nisbeten aciga cikar, zihin dünyasinda belirir.

Yunus Emre bu kapinin insanina isik tutmak maksatiyla söyle demektedir:***8217; Mal sahibi, mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi. Mal da yalan, mülk ta yalan, var biraz da sen oyalan.***8217;

Seriat kapisindaki bir insan kendisine düsünce olarak ne verilmisse onu alir. Varligi sekilden ibaret sanir. Yüzeysel algilar, sekiller ve renklerin gerisindeki özü göremez. Algi dünyasi bes duyuorganinin sinirlarini asmaz. Ne duygu ve ruh yönünden ne de bilgi yönünden bir olgunluga ermemistir. Sufiler buna ***8216;******i Natik***8217; yani konusan ****** demisler. Burda bir kücümsame yok. Aksine Kamil Ýnsan***8217;la ham insan arasindaki farki dile getirmektedir. Baska bir örnek verecek olursak; gözleri dogustan kör (ama) olan insanin algiladigi dünya ile gözleri gören insanin algiladigi dünya kadar farklidir. Seriat kapisindaki insanin henüz can gözü-kalp gözü acilmamistir; henüz onun farkinda degildir.

Kisinin Dünya icinda karsilastigi olaylar, yasadigi tecrübeler, ya da karsilastigi kisiler seriat kapisindaki kisinin olgunlasmasina yolacar. Kisi, seriatin yetersizligini ve darligini anlar sonunda.

Hayatin anlamini ve kendi varlik sebebi üzerinde derinden derine düsünmeye baslayan seriat ehli, zahiri dünyanin kendisini tatmin etmedigini anlar. Artik seriat elbisesi kendisine dar gelmeye baslar. O,görünen ve bes duyu organiyla algilanan dünyanin sinirliligini anlar. Görünenin arkasindaki görünmeyeni,disi degil ici, sekli degil özü aramaya baslar. Ancak nerden baslamasi gerektigini bilemez.

Tasavvufa göre kendi kendine irsad olmak yani manevi ve ruhi acidan aydinlanmak cok zordur. Kör insanin karanlikta yol almasina benzer. Bir ustaya yani pire baglanmasi en dogru ve emin yoldur. Pirin temel özelligi irsad edici olmasidir. Sadece gönül gözündeki perdenin kalkmis olmasi yereli degildir. Ýrsad edebilmek yani ona hakikati tattirmak özel bir kabiliyet ister.

Haci Bektasi Veli bir sözünde ***8216;ilimle gidilmeyen yolun sonu karanliktir***8217; der. Baska bir sözünde mürsüdü, yani irsad ediciyi tanimlarken söyle der. ***8216;Mürsit ilimdir***8217;. Fakat bu ilim okuyarak elde edilmez. Ýcsel ve ruhi yasanti vasitasiyla elde edilen bilgidir.

Seriat kapisindaki kisi aradigi sorularin cevabini bulmak ve aydinliga giden yolu aralamak icin kendisine bir pir bulur. Seriat kapisindaki kisi ruhi dünyasi henüz karanlikta oldugu icin kendisine uygun bir secmekte zorlanacaktir. Ancak pirlik makamina gelmis bir usta kendisine gelen her talibi irsad edebilme yetenegine sahiptir.

Bu arayislar süresinde yeterli cabayi ve azmi gösterirse kisi, eninde sonunda kendisine uygun bir yolgösterici usta-pir bulur.
Bu asamada, kisi seriati yavas yavas asarken kendisini tarikat makamina dogru ilerlemis olarak bulur. Hakka erismenin yolunun ancak köklü bir ruhi bir tekamülden gectigi gercegini idrak etmeye baslar. Kendisi icin artik yeni bir dogumun baslamak üzere oldugunu anlar.Daha önceki dogumu ***8216;kanbagi vasitasiyla dogmak***8217; olarak görür ve bu ikinci dogumun manevi-ruhi bir dogum olacaginin bilincine varir. Ve sonu gelmez ruhi yolculuklarda ve icsel yasantida kendisine yol gösterecek olan bir usta aramaya baslar.

SAHmerdan 30.09.07 02:22

Tarikat Kapisi (2)
 
Tarikat Kapisi

Dört Kapi Kirk Makam inanc ve felsefesinde ruhsal takamülün ikinci kapisi olan Tarikat Kapisi, Haci Bektasi Veli***8217;nin deyimiyle ***8216;ikrar verip bir yola girme***8216; kapisidir. Bu kapida yola girmek icin pir talibi olgunluk derecesini ölcmek icin bir imtihana tabii tutar. Bu imihan cesitli bicimlerde olabilir. Kisi bu imtihani basarirsa, o zaman tarikata (yola) alinir. Bu imtihan cesitlerinden bir kac örnek verelim:

Yakin cagda yasamis Alevi bilgelerinden Meluli Bektasi tarikatina girmek ister. Kendisine tabi kilinan imtihan söyledir:yakin bir köye gidip orda anadan üryan soyunarak kendi köyüne kadar yürümesi istenir. Bu imtihanla Meluli***8217;nin toplumsal baskilari ve horlanmayi ne oranda astigini; ahlak anlayisinin ne oldugunu bilmek isterler. Meluli tarikata girmek icin kendisinden isteneni yapar. Meluli***8217;deki bu cesareti gören bektasi dervisleri hemen Meluli***8217;yi yari yolda karsilar ve kendisine yeni elbiseler verirler.

Bagdat sehrinin valisi olan Cüneydi Bagdadi, genclik yillarinda tarikata girmek ve bir yola baglanmak ister. Ustasi Sibli, yola girmek icin valiligi birakip, Bagdat sokaklarinda dilencilik yapmayi göze alip alamayacagini söyler. Cüneydi Bagdadi bunu kabul der ve eski yasantisina dair ne varsa hepsini terk etmeye hazir oldugunu ispat eder. Bagdadi***8217;ye piri Sibli tarafindan önerilen ve bir cesit imtihan niteliginde olan bu öneriden maksat, Bagdadi***8217;nin valilik yaptigi yillarda edinmis oldugu büyüklük hirsini (nefsini) törpülemektir.

Tarikat piri tarikata baglanmak isteyen talibi coguncasi sözlü olarak ta uyarir.***8216;Gelme gelme, gelirsen dönme, gelenin mali dönenin cani***8216; ***8218;Bu yol atesten gömleki demirden leblebidir, bu yola girmeye karar vermeden önce bir daha düsün***8216;, der.

Haci Bektasi Veli bu yolun ne denli zor ve cileli oldugunu, her kisinin degil, er kisinin sürebilecegini söyler. Yolun(tarikatin) inceligini söyle anlatir: ***8216;Yolumuz baris, dostluk ve kardeslik yoludur. Ýcinde kin, kibir, kiskanclik, ikircilik gibi huyu olanlar bu yola gelmesinler***8216; der.

Tarikat kapisinin özelliklerinden biri de bu kapida ikrar verip musahip (ahiret ve yol kardesi) tutulmasidir. Musahip evli ve yola girmek isteyen ciftler arasinda olur. Yine geleneksel olarak pir, mürsidin ve rehberin de yardimci oldugu bir ayin esliginde yapilir. Yola girenlere pir yolun duasini verirken diger yandan da onlara ögüt verir. Onlari Kamil ve olgun insan olma yolunda manevi yönden hazirlar. Cemiyet icerisinde olgun ve örnek insan olma yolunda ilerler.

Ikinci önemli özelligi ise ***8218; mürsidi Kamile yani ustasina kendi rizaligiyla teslim olmasi ve ser verip tarikat sirlarini kimseye vermemesi, saglam bir karikat disiplini elde etmesidir.

Tarikata giren insanin kendini ve tarikatini disardan gelecek her türlü tehlikeye karsi koruyabilmesi icin gerektiginde nasil takkiye etmesi (saklama***8216; si) gerektigini ögrenir.

Alevi tarikat geleneginde düsünce ve inancini yeri geldiginde takkiye etmenin iki önemli gerekcesi vardir: Toplumsal yasamda kendilerini dis düsmanlardan korumak, onlarin saldiri ve baskilarini aza indirgemek ve her mertebenin bilgisini her insana söylememek, bu vesileyle, tasiyamayacagi bilgi yükünü o insana yüklememektir.

Tarikat Kapisi, ikrar ve musahip tutma kapsi demistik. Musahipler, hayatin her alaninda bir birinin yardimina kosar ve ciktilari ortak yolculukta birbirinin aynasi olurlar. Bir cesit ailesel komün anlamina da gelen musahiplik, dayinismanin, yardimlasmanin vebölüsümcülügün en güzel örnegidir. Ünlü mutassavvuf Sey Bedreddin***8217;in dedigi gibi, Musahiplikte ***8216;Yarin yanagindan gayri her sey ortaktir***8216;. Sevincleri, mutluluklari, güzellikleri oldugu kadar acilari, zorluklari da paylasirlar. Musaibler birbirinin cocuklarini kendi cocuklarindan ayri tutmaz. Alevi geleneginde bunun sayisiz örnegi vardir. Sayet musahiplerden biri hakka yürürse, diger musahip, onun cocuklarinin ve ailesinin gecimini üstlenir.

Anadolu Alevi geleneginin disinda musaip tutmadan da tarikat kapisina gelmek mümkündür.

Tarikat kapisini, bir kendini arama, özünü bulma, kisacasi bir ice kapanma kapisi olarakta tanimlayabiliriz. Sufiler bu hali tirtilin kelebege dönüsmesi icin kendi etrafina koza yapma durumuyla da mukayese ederler. Ýpek böcegi cevreden gelecek olan olumsuz etkileri azaltmak icin kendi etrafina bir koza örer. Amaci bu koza icerisinde bir dönüsüm sürecinden gecerek rengarenk bir kelebege dönüsmektir. Ýste, tarikat kapisini bu ****fora benzetebiliriz. Sufiler tarikat kapisini, yani kisinin özede giden ve köklü bir ruhi dönüsümden gecen yolu bu sembolle ifade etmislerdir.

Kisi bu mertebede pirinin yardimiyla hayatin ve esyanin zahiri yüzünü birakarak batini yüzüne döner. ***8216;Nereye dönersen Allahin sureti ordadir***8216; sözünden harekete, bilinc altina yerlesmis mabutlardan birer birer uzaklasir. Büyük sufi üstad Seyh Bedreddin***8217;in ***8216;kimi insanlar paraya, sana, söhrete, mevki ve makama tapar da Allha taptigini zanneder***8216; sözünü anlamaya baslar.
Evliyalar sahi Haci Bektasi Veli***8217;nin ***8216;Hararet nardadir sacta degildir, akil bastadir tacta degildir, her ne arar isen kendinde ara, Kudüs***8216;te, Mekke***8217;de, Hacc***8217;da degildir***8217; sözleri tarikat kapisindaki bireyin ic dünyasina isik tutar. Seriat ehli gibi Allaha ulasmak icin Mekke***8217;ye gitme geregi duymaz. Zira, Allaha bakis acisinda ve bu aciyi elde edecek ruhsal olgunluga erismistir. Onun icin Allah , sekil ve bicimden uzak, varligin özüne yansiyan kuvvet ve kudret olarak tasavvur edilir.

Anasiri erba ögretisine göre ates elementini simgeleyen tarikat kapisi, dissal ve yüzeysel kavranan dünyadan icsel ve deruni yasantiya bir gecistir. Seriat kapisinda ögrendigi kurallarin bilinc ve ruhun tekamülü icin bir arac oldugunu idrak etmeye baslayinca o kurallarin ebedi ve hakiki olmadigini bilir, bu yüzden o kurallara daha baska bir göz ile bakar.

Tarikat ocaginda pismek ve nefsin tozlarindan kalp gözünü arindirma yolunda Yunus Emre tam kirk yil dergaha hizmet der. Dört kapiyi tamamlamasi tam kirk yilini alir, ve bu sürecin sonunda büyük bir dervis-ozan olur.

Yol ayni olmasina nazaran her pirin kendine göre bir egitim metodu ve aydinlatma yöntemi vardir. Alevilikte, ***8216;yol bir sürek binbir***8216; denmesinin nedeni budur. Hakikat (Allah) tektir fakat ona giden yollar yaratilmis nefislerin sayisi kadar coktur.
Bir mürsidin hakiki bir mürsit olmasi icin su temel vasiflara sahip olmalidir:

1. Dört Kapi Kirk Makamdan gecmis, Kamil Ýnsan olmus.
2. Hakla Hak olmus, zahiri gözündeki perdeler ortadan kalkmis olmali.
3. Batini yani Ledün ilmine hayiz oldugu kadar zahiri dünyanin ilmine ve bilgisine de sahip olmali.
4. Kendisine gelen her talibi irsaat edebilme kabiliyetine sahip olmali.
5. Hosgörü, paylasim ve yardimlasici bir yapida olmali.
6. Hic bir insani digerinden ayri görmemeli, zahiri farkliliklari önemsememek, adaletli olmak.
7. Sadece bireysel degil, toplumsal alanda da irsat edebilmeli, ayinler ve cem yürütebilmeli, toplumun ruhi durumunu iyi sezebilmeli.
8. Dili ne söylerse, kalbi onu tastiklemeli, özüyle sözü bir olmalidir.
9. Sözünde sabit ve sadik olmali
10. Talibinin rüyasindan onun icinde bulundugu sikintiyi ya da onun ahvalini anlamli ve ona uygun manevi ilaci vermektir.

Bu saydigimiz özellikler, ayni zamanda dördüncü kapi olan sirri hakikat kapisinin da temel özellikleridir. Ancak bu kapida insan bu özellikleri kazanarak , mürsit makamina gelerek insanlari irsat eder. Biz tarikat kapisina tekrar dönelim.
Haci Bektasi Veli bir nefesinde tarikatta yani dergahta ki yasantiyi ve paylasim, bölüsüm, ve birlikteligi söyle yansitmaktadir:

***8216;Dostumuzla beraber yaralanir kanariz
Her nefeste ask ile yaradani anariz
Erenler meydanina vahdet ile gir de gör
Kirk budakli samdanda kirkimiz bir yanariz.

Rengimiz güldür bizim, gül gibi acacagiz
Gönüllere asl ile sevgiler sacacagiz
Hak Hakikat yolunda bir yüzümüz var bizim
Oldugumuz gibiyiz öyle kalacagiz***8217;

Tarikat kapisini bir bakima yeniden dogma kapisi olarak ta görebiliriz. Tipki, tirtilin koza icerisinde yeterince olgunluga ulasinca kendi ördügü kozayi yirtarak, gögün derinligine dogru, renga renk bir kelebek olarak ucmasi gibi.

Tarikat ve dergahin toplumsal acidan islevine bir bakacak olursak, toplumsal yasami agir agir degistirdigini ve tek tek bireyleri yetistirerek birer olgun insan olarak topluma tekrar saliveren birer insan yetistirme ocaklari oldugunu görürüz.
Alevi dergahlarini diger dergahlardan ayiran özelliklerden biri de, kadinlarin da ayinlere ve törenlere katilmasi, dergahlarda ruhsal olgunlugun ve manevi tekamülün etkisini artirmak icin semah, nefes, deyis ve müzikten de faydalanilir. Semahlar nerdeyse basli basina bir ayin, ibadettir.

Tarikat ehli olan insan seriat ehli gibi Allahi yerde veya gökte aramaz, onun varligina bir mekan isnad etmez. Ýbadet onun icin korktugu bir tanri karsisinda yalvarmalar ya da cenneti elde etmek icin yaranmalar degil, vijdanin sesi olarak kendisine yansiyan hakikati daha iyi hissede bilmek ve yasamak icin bir özün arindirilma ve olgunlastirilmasi, nefsin terbiye edilmesi icin yapilan sessiz zikirdir.
Tarikat kapisinin önemli bir özelligi de ,hösgörü, engin gönüllülük, merhamet, sevgi ve adalet gibi temel degerlerin özümsetildigi (icsellestirildigi) bir mertebe olmasidir. Yeri gelmisken, Haci Bektasi Veli ile ilgili anlatilan bir menkibeyi aktaralim burda:

Bir rivayete göre, adamin biri 30 yil daglarda eskiyalik yapar, yol keser, adam öldürür, soyunlar yapar.....ve sonunda bu hayattan bikar. Düze inip insanlarin arasina karisarak siradan bir hayat sürdürmek ister. Vijdanini rahatlatmak ve icindeki sucluluk duygusundan biraz da olsa kurtulmak icin bir dergaha baglanip cile doldurmak ister. Dagdan düze inerken dergaha eli bos gitmemek icin yoluna cikan bir sürüden son bir defa bir koyun gasbeder.

Önce, adini ve ününü duydugu Mevlana Celalettin***8217;e gider ve istegini anlatir. Mevlana bunun üzerine, dergaha getirdigi kurbanin helal mi yoksa haram mi oldugunu sorar. Eskiya, durumu anlatir ve haram lokma oldugunu söyler. Mevlana bu cevaba su karsiligi verir: ***8216;Bizim dergahimiza haram lokma giremez, ben seni bu vaziyette dergaha kabul edemem ***8216; der ve geri cevirir. Esliya, daha fazla üsteleyince, Mevlana ona, Haci Bektasi Veli***8217;ye gitmesini tavsiye eder. Ve onun büyük bir zat oldugunu, her müskülü cözdügünü söyler.

Eskiya, sevki kirilarak ta olsa, erinmez, icindeki bir parca umutla Haci Bektasi Veli***8217;ye gider. Epey aramadan sonra, onu bir dag basinda dervisleriyle muhabbet ederken bulur. Huzuruna varir ve durumu anlatir. Eski hayat tarzina son vermek istedigini, bir dergaha baglanmak ve onun erkani dogrultusunda yasamak ve herkes gibi siradan bir hayat sürmek istedigini ancak bunun icin Mevlana hazretlerine gittigini, kurbanin helal olmayisindan dolayi dergaha kabul etmedigini söyler. Bunun üzerine Haci Bektasi veli eskiyaya döner ev sunu sorar:***8217; Bundan sonra bir daha kötülük etmeyecegine ve eski yasantisini kökten terk edecegine yemin eder, söz verirmisin***8217; der. Eskiya, bunu yürekten aruzadigi icin ictenlikle söz verir. Haci Bektasi Veli, bunun üzerine, dervislerine döner ve onlara kurbani alip kesip, pisirip canlara dagitmasini söyler. Hünkarin bu davranisi, ekiyayi bagisladigini, onu kazanmak icin merhamet gösterdigini ve engin bir hosgörüye sahip oldugunun bir isareti olarak menkibeye yansir.

Bu hosgörünün temelinde insanda tarisal bir özün oldugu inac ve felsefesi yatar. Yunus Emre***8217;nin. ***8216;yaradilani sev yaradan dan ötürü***8217; özdeyisi buna isaret eder. Bu anlayis cemlerde uygulanan yarginin, ayinle ic ice gecmis olmasinin bir delilidir.

Alevilikteki yargi ve adalet sistemini bir esini ne diger dinlerde ne de modern toplumlarda görebiliriz. Her iki adalet sisteminde de sucluyu cezalandirmak vardir. Suclunun benzeri sucu yeniden islemesinin önünde, bu sistemlerin isleyis biciminden kaynaklanan bir engel yoktur. Bu cezalar her sistemde ayri ayridir. Örnegin, ortodoks-Ýslamda el kesmeden, taslamaya kadar bir dizi cezalar uygulanir ve halen de uygulanmaktadir. Modern ülkelerdeise, hapis cezasindan sürgüne, idam cezasindan timarhane cezasina kadar uzanir.

Oysa Alevilikte, sucluyu cezalandirmak degil, islah ederek yani olgunlastirarak, tekrar topluma kazandirmaktir. Böylelikle benzeri suclari islemesini nefsi emareleri ortadan kaldirilarak olgunluga dogru yol almasi saglanmis olur.

Tarikat kapisinda olan bir talip, bütün insanligi bir aile gibi görür. Zahiri farkliliklari asmis, bunlari ayni özün birer yansimalari olarak görmüs, insani insanin aynasi bilmis, bir bilgelik isigini yakalamis olan tarikat ehli, kendini bilmeye basladigi nisbette icdünyasi aydinlanir ve ilahi aska yaklasir.

Mürsit tarikat kapisindaki mürüdünün-talibinin özündeki ilahi aski tutusturmussa artik talip yavas yavas marifet makamina gelmekte demektir. Dergah yasantisinda edindigi tecrübe ve ilimi sergileme, marifetini gösterme asamasina gelmisdir. Dergahi mürsidin rizasi ile terk eder.

SAHmerdan 30.09.07 02:23

Marifet Kapisi (3)
 
Marifet Kapisi

Marifet kapisi, ilahi-askin dervisin gönlünde tutustugu, ve Kamil Ýnsan mertebesine kadar kendisine mürsitlik edecegi ruhi ve manevi bir tekamül asamasidir. Bu asamadaki insana dervis denir.

Haci Bektasi Veli***8217;nin sözleriyle ifade edersek, ***8216;Marifet, Hakki kendi özünde bulmaktir.***8217; Bu mertebeye gelmis kisi neye yönelirse o alanda basari elde eder. Eger zahiri ilimlere verirse kendini ögrenme askiyla bir alim olabir, batini ilimlere verir dervislik yolunda ilerlerse bir mürsidi kamil olup insanlari irsat edebilir.

Ilahi-aslin türlü tezahürleri ve yansima bicimleri vardir.Bunlara örnek olmasi icin bir kacini siralayalim:

Mecnun Leylaya delicesine asik olur lakin kavusma imakani olmaz. Asl ve özleminin dayanilmaz izdirabaindan dolayi kendini daglara, cöllere vurur.daglarda aslanlarla, ceylanlarla yasar. Bir zaman sonra, talihi acilir ve Leyla ile tekrar karsilasma imkani dogar. Mecnun bu karsilasmada Leylayi görünce uzun uzun yüzüne bakar ev sonunda , bir hayal kirikligiyla: ***8216;Benim artadigim Leyla bu degil***8217; diyerek yoluna devam eder. Bu menkibeden su anlasilmaktadir: önce bir insana duyulan ask daha sonra evrensel bir boyut kazanarak ilahi aska dönüsmüs. Mecnun***8217;un Leyla***8217;ya duydugu askin yerini allah aski almistir. Mecnun köklü bir icsel dönüsüm gecirdigi ölcüde icindeki askin objesi de degiserek sonsuzlugun ummanlarina ulasiyor.

Yine büyük bir Alevi ozani olan Karacoglan, doga ve insan karsisinda duydugu en derin sevgi ve heyecani ustalikla siirlere dökerek, insanlara tekrar sunmustur. Arinin her cicekten bal eylemesi gibi, o da marifetini o alanda sergilemistir.

Yakin cagin usta babalarindan Meluli, marifet kapisina gelince yakin arkadaslariyla bir dergah kurarak birlikte yasar. Tipki bir komüne benzeyen bu dergahta özel mülkiyet olmaz, her beraber üretir ve tüketirler. Büyük bir aile gibidirler. Alevi inanc ve felsefesinin gereklerini yerine getirerek yasar, moder zamanda bile bunun imkanli oldugunu yasayarak gösterir.

Sah Ýsmail, ocaktan gelen bir insan oldugu icin cok erken yasta tarikata girer, usta mürsidler tarafindan egitilir ve hizli yol ali, kisa zamanda tarikatin basina gecer. Sah Ýsmail***8217;in dervisligi ve sufiliginin yanisira bir hükümdarliginin da olmasi tamamen icinde dogdugu sosyal sartlarla dogrudan alakalidir. Ýcinde yasadigi sartlar marifetini hükümdarliga yöneltmesine neden olmustur. Diger taraftan bir tarikat seyhi olmasi nedeniyle, tarikat kurallarini yeniden koymus, bulundugu tarikata bir dizi yenilikler getirmistir. Nefesleri aynen Yunus Emre gibi, dergah ve tekkelerde talipleri irsat amacli okunmaktadir.

Anadolu Alevi gelenegine damgasini basmis büyük üstadlardan biride,Fazlullahin ögrencisi Nesimi***8217;dir. Yola olan bagliligi ve tutkunluguyla taninan Nesimi, Bagdat***8217;da seriat ehli tarafindan derisi yüzüldügünde pek gencti. Söyledigi sözler seriat ehli tarafindan anlasilmadigi icin küfür sayilmis, ve hunharca katledilmistir. Nefesleri, ledün ilmine vakif, sirri hakkata erismis, büyk bir üstad oldugunun acik delilidir. Nice yol ehli onun nefeslerinden ilham ve feyz almistir. O, inandiginin dogrulugunu ve hakikat oldugunu bildigi icin yolundan dönmemis ve bu ugurda sehit olmayi dahi göze almistir. Seriatla marifet kapisi arasindaki fark Nesimiyle onu öldürenlerin arasindaki fark kadar büyüktür.

Yine yakin dönemde yasamis büyük Alevi ozani Asik Mahsuni, bu kapiya uygun düsen bilgileri bir nefesinde söyle dile getirir:

***8216;Ben güler durur idim cölün mecnunlarina
Dahi cöller mecnun icin tahti Süleyman imis
Erem dedim eremedim Ademin esrerina
Kendini okuyan insan bir ömür Kuran imis***8217;

Marifet Kapri bir nevi dünya hayatinda ikinci dogum demektir. Birinci dogum olan seriat, bir kan yoluyla dogumdur. Burda, akrabalik dercelerini, dogacagi atmofer, gelenek ve görenekleri, hangi ailede dünyaya gelecegini secme imkanina sahip degildir. Marifet kapisi ise manevi bir dogumu simgeler. Kisi Marifet kapisinda kendi kendini arindirarak, kandi özünde yarattigi ben***8217;le yeniden dogar.

Bu dogumda, daha önce elde dergah hayatinda yasayarak elde ettigi Ledun ilmi yardimcisi ve mürsidi olur. Ýlahi-ask onu getarafa cekerse o taraf dogu ilerler,yol ali, manevile ruhsal-zihinsel tekamülü yol alir.

SAHmerdan 30.09.07 02:28

Sirri Hakikat Kapisi (4)
 
SIRRI HAKIKAT KAPISI

Dört Kapi Kirk Makam ögretisinin son kapisi olan Sirri Hakikat Kapisi, Hünkarin deyimiyle, ***8216; Tanriyi kendi özünde bulma***8216; makamidir. Bu kapida, gönül gözünü perdeleyen perdeler bir bir acilmis, hakki da batini ve zahiri dünyayi da görür olmustur. Bir insana baktiginda onun bulundugu makamin derecesini hemen anlar vaziyete gelmistir. Hallaci Mansurun ***8218;***8216;Enel Hak***8216; diye seslendigi kemalet makamidir.

Insan, makro alemin (uzayin) degil, mikro alemin de aynasi oldugunu ve onlari yansittigini bilir. Büyük ozan Muhyi***8217;nin dedigi gibi:***8216;her ne varsa bu alemde hepsi mevuttur Adem***8217;de.Bende sigar iki cihan ben bu cihana sigmam***8216;
Yasanmis menkibe ve olaylardan örneklerle bu kapiyi anlatmaya calisalim:

Bir Alevi köyünde, bütün yaslilar bir araya gelirler ve Allahi aramaya karar verirler. Dag tas demeden gezerler. Bulmadan geri dönmeme karari alirlar, fakat aradan epey bir zaman gecince, birer ikisel eli bos dönmeye baslarlar. Dönenler köy kahvesinde otururlar ve kendilerinden sonra dönenlerle alay etmeye baslarlar. Cünkü, böyle bir iddiayi deli sacmasi bulurlar. Her yeni dönene eskiler:***8216;Ne o, buldun mu Allahi, nasil bir seymis***8216; diye alay ederler. Sonunda hepsi geri döner fakat bir tanesi geri dönmez. Köylüler merak eder ve beklerler. Kirk gün sonra, saci sakali bir birine karismis vaziyette döner gelir. Herkese yönelttikleri soruyu yari alayci bir sekilde ona da yöneltir ve söyle derler: ***8216;ne o, Allahi buldun mu?***8216; o da, ***8216;evet buldum, bendeymis meger, sana bana benziyor***8216; diye yanit verir. Onca insan arasindan ancak hakki bulmak bir insana nasip olur.

Hakla Hakk olmus, o mertebenin manevi olgunluguna ulasmis bir insan, zahiri alemde, kimi zaman batiniligi yasar. Onun muhabbeti, dinleyenlere, esenlik ve mutluluk verir. Manevi anlamda ilerlemesine yardimci olur. Bu nedenle, Alevilikte arif insanlarin muhabbetine katilmak ta bir ibadet sayilir.

Sehitlik mertebesine eristigi icin ünü ölümünden sonra da artip giden Hallaci Mansur olmak üzere Sibli, Cüneydi Bagdadi, Mevlana, Haci Bektasi Veli, Nesimi, Muhyiddin Arabi, kadin sufi Rabia ve daha niceleri bu kapidan gecmis büyük mürsitlerdir. Acak bunlardan bir cogu yasadigi devirde yeterince anlasilamamistir. Ünlü Alman filofu Nietsch***8217;nin dedigi gibi: ***8218; kimileri öldükten sonra yasarlar.***8216; sözü bunlarin akibetine uymaktadir. Fakat, onlar, zahiri dünyada kalplerde mekan kurarak yasamaya devam etmektedirler. Sözleriyle, halen insanliga isik tutmaktadirlar.

Adindan alevi inanc ve kültüründe sikca bahsedilen Gruhü Naci denilen zümre , Hakikat Kapisina varmis, Hakla hak olmus, özündeki ilahi kaynaga dönmüs, sir perdesini ortadan kaldirmis, Kamil Ýnsan mertebesindeki insanlarin verilen bir isimdir. Bunun, kimilerinin zannettigi gibi zahiri soy, sopla, kanbagiyla alakasi yoktur. Gruhü naci demek, gönül gözü acilmis, hakikati perdesiz gören insan demektir.

Alevi ozani Sitki Baba bir nefesinde Gruhü Naciyi ve onun manevi dünyasinin acilimlarini söyle tabir eder:

Ondört bin yil gezdim pervanelikte
Sitki ismin buldum divanelikte
Ictim sarabini mestanelikte
Kirklarin ceminde dara düs oldum

Güruhu naciye özümü kattim
Insan sifatinda cok geldim gittim
Bülbül oldum bir dost baginda öttüm
Bir zaman gül icin zara düs oldum***8216;

Bu kapiya gelip, Hakla Hak olmus kisi, Hakikatin dil yoluyla anlatiminin mümkün olmadigi bilir ve gercegi mecaz ve sembollerle anlatmaya calisir. Ayni mertebeye gelmis bir insan bu mecazlardan, icindeki Hakikati ve ozanin ne söylemek istedigini hemen anlar.

Sitki Babanin yukarda sundugumuz nefesi de, bastan basa mecaz ve kinayelerle doludur. Ruhsal tekamülü, arinmislar zümresi olan Güruhu Naciyi, hakikatin ancak arinma ve olgunlasmayla anlasilabilecegini, ilahi-aski ve daha bir cok gercegi ritmik bir uyum icerisinde dile getirmektedir. Ýc yasantisindaki manevi ahengi ve esenligi nefeste hissetmek gene de mümkündür.

Bu kapiya ulasmis insan, varligin sürekli bir tekamül icerisinde oldugunu anlar. Kaliplasmis dinlerdeki ceza, yargi, cennet, cehennem, sirat köprüsü gibi kavramlar farkli anlamlar tasir. Hepsi de bu dünya hayatinda olmaktadir. Sirat Köprüsü, ölümden sonra gecilecek, kildan ince kilictan keskin oldugu tabir edilen bir köprü degil, dünya hayatinda insanin ruhsal tekamülünü tamamlayarak, asli olan nura kavusmak anlamina gelir. Cennet ve cehhennem ise dünya yasantisindaki ruhi halin sembol diliyle anlatimidir. Eger kisi tekamülünü tamamlamak yerine nefsani dünyanin karanligina batmis, hayatin cezbesinden ve varolusun sonsuz deviniminden habersiz yasiyorsa, cehennemi; gönül gözü acilip, ruhu aydinlik ve esenlikle dolu yasiyorsa cenneti dünyada yasiyor demektir.

Bu Kapiya erismis insan, yüzünü nereye dönerse Allahin varligi ile karsilasir. Tüm varlik, Allahin cesitli mertebelerde tecelli etmesinden ibarettir. Onun tecellisi disinda esasen bir ikinci varlik yoktur. Bu yüzden, yargi ve ulu mahser bu dünyadadir. Hayat sonsuz tekamül icerisindedir. Bu hakikati duyumsadiginda sufinin biri söyle söyler:***8216; her an bu ask daha bir sonrasiz, her defasinda insan daha bir hayret ediyor***8216;.

Siiri Hakkat mertebesine ererek, Hakkla Hak olmus insan, hangi kültür, din kaliplari ve gelenek icerisinden kicarsa ciksin, hepsinin tetigi gercek aynidir, yollari ayni menzile cikar. Alevi inancinda bu kisilere, erenler, derler. Pir Sultan bir nefesinde söyle der: ***8216;Erenlerin yolu birdir, cümlesine dedik beli***8217; cümlesini de, kabul ettiklerini, birbirinden ayirmadiklarini söylemek ister.
Hakikata erismis bir Zen_ustasi da hayati imkanli kilan tekamülü söyle tarif ediyor: ***8218;***8216;Dünya sonsuz bir ummana benzer. Bu ummanin icinde sayisiz dev delgalar sürekli carpismaktadir. Bu carpismadam sayisiz köpükler meydana gelir ve bir zaman görünüm alanina cikar, görünür ve sonunda asli olan ummana karisir; onunla yeniden bütünlesir.***8216;
Alevi ozani Güfrani bir nefesinde, bu gercegi daha genis boyutlariyla ortaya koymaktadir:

Katre idim ummanlara karistim
Kac bulandim, kac duruldum kim bilir
Devre ede alemleri dolastim
Bir sanata kac sarildim kim bilir

Kac kez gani oldum, kac kere bakir
Kac kez altin oldum, kac kere bakir
Bilmem ki kac katip ismimi okur
Bazi nebat oldum, toprakta sürdüm
Bilmem kac atanin sulbünde durdum
Kackere cenneti alaya girdim
Cehenneme kac sürüldüm kim bilir

Kac kez alet oldum elde bakildim
Semadan kac kere indim cekildim
Balcik oldum kerpic kerpic döküldüm
Kac bozuldum, kac kuruldum kim bilir

Dünyayi dolastim hep karabatak
Görmedim bir karar, bilmedim durak
Üstümü kac örttü bu kara toprak
Kac serildim kac derildim kim bilir

Güfrani***8217;yim tarikatim bos degil
Ýyi bil ki karabagrim tas degil
Felek ile hatircigim hosedgil
Kac baristim kac darildim kim bilir***8216;

Büyük Alevi ozani Asi Veysel de bir nefesinde, insanin ölümsüz oldugunu, fakat cümle alemle birlikte sürekli bir devinim icerisinde evrimlestigini bir nefesinde söyle dile getirir:

***8218;Göklerden süzüldüm tertemiz indim
Yere indim, yerli renge boyandim
Boz bulanik bir sel oldum yürüdüm
Kusur günah kirli renge boyandim

Azgin azgin caglayarak akarak
Insafsizca tahrip edip yikarak
Ne utandim ne kimseden korkarak
Kusur günah kirli renge boyandim

Yüzlerimi yere vurdum süründüm
Cok dolandim irmak olup göründüm
Eleklerden gectim yundum arindim
Kamilane karli renge boyandim

Irmak olup kosunca denize
Dalgalandik costuk tastik biz bize
Cok zaman seyrettim aya yildiza
Aydin parlak nurlu renge boyandim

VEYSEL yoktan geldim, yok olup gectim
Ben diyenler yalan gercegi sectim
Bir buhar halinde göklere uctum
Kayboldum o sirli renge boyandim***8216;

Beden gözüyle renkleri göremeyen Asik Veysel, can-gözüyle insanin bu ummandaki sonsuz devinimini ve varliginin hakikatini dogru sezinlemekte ve bilmekteydi.

Hakikat kapisinda bulunan insan sürekli kendini asma ve cevbe durumu yasar. Hem zahiri alemi, hem de batini alemi sürekli yasar. Büyük üstat Nesimi***8217;nin bir nefesinde bunu bariz bir sekilde görebiliriz. Cezbe durumu arttikca, hakikat ayan olmaya baslar fakat zahiri aleme yansirken yine sembollerin ve mecazlarin zirhina bürünür.

***8218;O sevgili, Allahin ruhlari yarattigi toplantida beni kendimden gecirdi. Onun icindir ki, gözlerime hsaehos görünüyor. Söyle bil, Allaha sevgi sarabindan icerek hayran olduklari icindir ki yerler ve gökler sarhos, dönen yildizlar sarhostur. Peygamberler, evliyalar, veliler, günahsizlar tanri meclisinde akillarini kaybedip sarhos olmusyular.Bizim gönlümüz Allaha kavusma nurudur. Vücudumuz Tur dagidir,Canimiz, Allahin görünüsüyle Musa gibi sarhos olmustur. Ey Nesimi, bugün tanri sirlarini yakindan bile kisi sensin. Sen bu sirrin mansini kudret diliyle söylerken sarhossun.***8216;

Anadolu Alevi yolagini büyük oranda etkilemis ve daha genc yasta yazdiklari nefeslerle cemlerde ve gönüllerde taht kurmus olan Hatai, insanin nurani ve ilahi özellilerinden bahseder ve nefesinin birinde bunu söyle dilegetirir:

***8218;Bir kandilden bir kandile atildim
Türab olup yeryüzüne sacildim
Bir zaman hakk idim Hakk ile kaldim
Gönlüme od düstü yandim da geldim

Evelden evvele biz Hakki bildik
Hakktan nida geldi Hakka Hakk dedik
Kirklar meydaninda yunduk pak olduk
Istemem yunmayi yundum da geldim

Sunda bir kardasla kayda düsmüsüm
Pirler makaminda yanmis pismisim
Kirklar meydaninda hem görüsmüsüm
Istemem yanmayi yandim da geldim

Sah Hatai eder senindir ferman
Olursun her kulun derdine derman
Güzel sahim sana bir canim kurban
Istemem kurbani kestim de geldim***8216;

Günümüzden bir asir önce yasamis olan ünlü bektasi babasi Riza Tefik***8217;te bir nefesinde Allahi yerlerde, göklerde ya da kitaplarda aramanin beyhudeligine deginere dogusunu göstermektedir:

***8218;Gel dervis gel hele yabana gitme
Her ne arar isen inan sendedir
Beyhude nefsine eziyet etme
Kaybeyse mahsudun rahman sendedir

Cöllerde dolasip seraba bakma
Allah Allah deyü havaya bakma
Talibi Hak isen kitaba bakma
Okumak bilirsen Kuran sendedir

Gayridan derdine arayip care
Ne varlik verirsin ner ile mara
Cennetten ciktiysan behey avare
Havva***8217;yi aldatan yilan sendedir

Ey Riza takat yok Hakki inkara
Sen mahrem imissin didari yare
Simdi agah oldum sirri esrera
Alemi yaratan vicdan sendedir.***8216;

Büyük bir Bektasi sairi olan Edip Harabi ise Vahdetname isimli uzun bir nefesinde, insanin ilahi kaynakli tekamülünü semboller vasitasiyla dile getirmektedir. Bu uzun nefesinden bir kac dörtlük sunalim:

***8218;Vahdet alemini bilmeyen insan
Insan suretinde kalmis bir ******
Bizden ayri degil hazreti Süphan
Bunu Kuran ile ayan eyledik

Sözlerimiz bizim bek muhakkaktir
Dogan, ölen, yapan, bozan hep Hakktir
Her nereye baksan hakki mutlaktir
Ahvali vahdeti beyan eyledik

Vahdet sarayina girenler icin
Hakki hakkel yakin görenler icin
Bu sirra Harabi erenler icin
Birlik meydaninda cevlan eyledik***8216;

Kendini tarikata ve caginin sosyal olaylarina adayan Pir Sultan Abdal daha cok baskaldirici ve kavgaci yaniyla bilinir. Oysa derin bir tasavvuf eri ve erenlerindendir. Onun nefesleri bu gözle okundugunda karsimiza simdiye kadar tanidigimiz Pir Sultanin baska bir suret cikacaktir:

***8218;Bir nefescik söyleyeyim
Dinlemezsen neyleyeyim
Ask deryasin boylayayim
Ummana dalmaya geldim

Ben Hakk ile oldum asna
Gönlümüzde yoktur nesne
Pervaneyim atesine
Oduna yanmaya geldim

Ask harmaninda savruldum
Hem elendim hem yogruldum
Kazana girdim kavruldum
Meydana yenmege geldim

Ben hakkin edna kuluyum
Kem damarlardan beriyim
Azini cemin bülbülüyüm
Meydana ötmege geldim

Pir Sultanim der gözümde
Hic hata yoktur sözümde
Eksiklik kendi özümde
Darina durmaya geldim***8216;

Alevi tasavvuf anlayisina göre Dar, kisinin, ete kemige bürünüp bir suret aldigi dünya hayatindan itibaren baslar. Zira insan sürekli tanri huzurundadir.

hahuer 30.09.07 02:31

Arkadaşlar Sünni fikirleri kaldırıp atamazsınız,Alevi fikirleri de bir kenara koyamazsınız.Kitap(Kur'an_ı Kerim),Sünnet (Peygamberimiz ve sahih hadisleri)akabinde icma-i Ümmet(din alimleri) gelir.Kimse yoğurdum kara demez.
Buyrun internet elinizin altında...''Alevilik'yazın binlerce kapı açılır.

hahuer 30.09.07 02:38

arkadaşlar yazıları sanki oturup yazmış gibi veriyorsunuz.alıntı yaptığınız kaynakları belirtsenize...

SAHmerdan 30.09.07 02:41

Şiilik ve Alevilik
 
Şah İsmail, yalnızca Safevi devletini kurup geliştiren başarılı bir hükümdar değil, aynı zamanda Alevi inançtaki kitlenin ruhani lideriydi Bu kitle, Şah'a büyük saygı ve muhabbetle bağlıydı. Şah İsmail, Emeviler'in İslamiyet anlayışına karşı Hz. Ali ve Ehlibeyt'in başlattığı mücadeleyi tavizsiz bir şekilde sürdürüyordu. Şah İsmail, devlet adına bastırdığı sikkelere 12 İmam'ın isimlerini yazmakla yetinmedi. Tüm hutbelerde Hz. Ali ve Ehlibeyt'e yer verdi. İslam'ın şartlarından biri olan kelime-I şahadet getirme ifadesinin sonuna, "Aliy-ül Veliyullah" ibaresini getirdi. Bundan, Hz. Ali'nin ermişliğine olan önem vurgulanıyordu. Camilerde ve toplumların bulunduğu her yerde halife Ebu Bekir, halife Ömer, halife Osman ile Muaviye ve Yezid'e lanet okuyan Şah İsmail, aksine hareket edenleri katletme emri verdirmişti. Ayrıca adı geçen bu isimlerin kullanılması da yasaktı. Şah İsmail, İslam tarihinde Hz. Muhammet'in soyuna yapılan haksızlıklara karşı amansız bir savaş açmış, H. Muhammet ve Ehlibeyti'nin en büyük savunucusu olmuştu. Bunun sonunda da İslam şovenizmi ve Arap ırkçılığı yapan Emevi ve Abbasi düşmanı kitlelerin büyük desteğini almıştı. Anadolu'da da Şah İsmail'e sempati duyan, Ali ve Ehlibeyt'e sevgi ve bağlılık gösteren önemli bir kitle vardı. Osmanlı İmparatorluğu kurulduktan sonra Osmanlı, koyu Sünniliği devlet dini olarak seçip Ehlibeyt yanlılarına düşmanca davranmaya başlayınca, İran'a ardıarkası kesilmeyen bir Alevi göçü başladı. Bu durum, Yavuz Sultan Selim'in İran seferine kadar devam etti, ondan sonra ise, gizli gizli sürdü. Şah İsmail, bu özelliklerinden başka, iyi bir hatip ve şairdi. "Şah Hatai" mahlası ile şiirler yazan ve bir divan'ıda olan Şah İsmail şiirlerini kolayca anlaşılabilir bir Türkçe'yle yazmıştır. Yavuz, İran seferi ile Şah İsmail ve Alevilere önemli bir darbe vurmuştu. Ama Alevi-Sünni meselesi hallolmamış, Alevilere karşı bu kez de devlet terörü almış yürümüş, Anadolu'da Osmanlı'ya karşı Alevi kökenli başkaldırılar artmıştı. XVI. yüzyılda Anadolu'da haksızlığa uğrayan yoksul Alevi halkının eli-dili olarak egemenlere karış militanca mücadele eden Pir Sultan Abdal, padişahın Sivas'taki uzantısı Hızır Paşa tarafından idam edildi. Pir Sultan Abdal eşitliği; özgürlüğü ve adaleti savunma konusunda yazdıkları ve yaptıkları ile bugün bile örnek alınması gereken bir düşünür ve eylem adamıdır. İdam sehpasına giderken bile şöyle söylemiştir. Alınmış abdestim aldırırlarsa Kılınmış namazım kıldırırlarsa Sizde Şah diyeni öldürürlerse Ben de bu yayladan Şah'a giderim İşte Şah İsmail ve Anadolu Aleviliği ilişkilerinin temeli kısaca böyle. Şah İsmail'den, Pehleviler'e ve Humeyni'ye gelinceye kadar Anadolu Alevileri İran'dan çok uzaklaştılar, çok yabancılaştılar. Bugün ise, artık Şii Humeyni hareketini Anadolu'da bir tek Alevi desteklememekte, ona "irtica" olayı olarak kuşku ve korku ile bakmaktadırlar. O halde bu farklılaşma nereden geldi? Şah İsmail zamanındaki Şiiliğin, Anadolu Aleviliği ile organik bağları vardı. İkisi de ortak gıdasını tekkelerden alıyordu. Tekkelerde ise sufi tasavvufi eğitim esastı. Şiilik resmi devlet dini olunca iktidar dini oldu. Camileri ****ne merkezi üs yaptı. İktidar olmasının sonucu olarak tutuculaştı. İran Şiiliği 1500'lü yıllardan Şah İsmail döneminden, 2000 yıllarına, Humeynili yıllara gelinceye kadar çok değişti. Anadolu Aleviliğinden çok uzaklaştı; bu iki eğilim artık birbirini tanıyamaz haldedir. Bugün Anadolu Aleviliği ile İran Şiiliğinin, Hz. Ali ve Ehlibeyti'ne olan saygı ve sevgi dışında ortak bir yanları kalmamıştır. Bu yan bile İran Şiiliğinde eski hoşgörülü, sevecen öğelerden çok uzaklaşmıştır. Anadolu Aleviliği ise, o zamandan beri muhalefet akımı olarak varlığını tüm zor şartlara rağmen sürdürmüştür. Bugün İran'da Anadolu Aleviliği tarzındaki Aleviliği "Ehli Haklar" ve "Ali Allahiler" denen Aleviler sürdürüyorlar. Onlar Şah İsmail (Hatayi) Aleviliğinin günümüzdeki takipçileridir. Biçimsel bazı farklılıklara rağmen özde Anadolu Aleviliğindeki değeri taşıyorlar. Anadolu Aleviliği, İran Şiiliğinin tersine varlığını cami dışında devam ettirmiştir. Camiye girmemiştir. İran Şiiliği, artık günümüzde temsil etse etse Ortodoks bir Ehlibeyt inancını temsil etmektedir. Yani, Şah İsmail ile kıyaslandığında, Humeyni Şiiliği tutucu Şiiliktir. Anadolu Aleviliği ise özgür gelişimini sürdürerek bugünkü hümanist; demokrat, devrimci, eşitlikçi, özgürlükçü yapısına ulaşmıştır. Geleneksel olarak, toplumsal haksızlıklara karşı bir başkaldırı akımı olma özelliğini sürdürmektedir. İşte bu yabancılaşmadan dolayıdır ki, Şah İsmail dönemini öven, uğrunda idam sehpalarını göze alan Alevi ozanları, önderleri, dededelir İmam Humeyni rejimine tıpkı bir Emevi iktidarı gibi bakmaktadır. Bu bakış daha fazlasıyla Pehlevi şahları içinde de geçerliydi. Anadolu Alevilerinin Cem ayinlerini bugün de, Şah İsmil'in Pir Sultan Abdal'ın, Nesimi'nin, Fuzuli'nin Hz. Ali, 12 İmam ve şahlara ait söyledikleri deyişler süslüyor. Ama Humeyni'ye karşı en küçük bir sempati yoktur. Birçok Alevi anne-baba herşeyi göze alarak çocuklarının ismini bugün bile, Şah, Şah İsmail, Şahverdi, Şah Hayati, Şah Hanım, Şah Hüseyin, Gülüşah, Şah Ali, Şah'I Merdan koyarak Hz. Ali ve şahlara ilişkin sevgi ve saygısını sürdürüyor. Ama bu insanların hepsi Humeyni'ye uzak duruyor.

SAHmerdan 30.09.07 02:43

Al***305;nt***305;:

hahuer´isimli üyeden Al***305;nt***305; (Mesaj 20687)
arkadaşlar yazıları sanki oturup yazmış gibi veriyorsunuz.alıntı yaptığınız kaynakları belirtsenize...

oturup yazilmis evet kardes Dede Ocagindan kaynak ve buna dahilim saygilarimla.. bilmeden sormadan yanlis ifadeler kulanmayiniz Saygilarimla Niyaz ederim..

follow 30.09.07 02:48

Huhauer Can Alevi isen Alevi kaynaklarına bakarsın, Şii kaynaklar yardımcı kaynaklardır, Sünni isen SÜnni kaynaklara bakarsın. bunun ötesi yok_!

Paybamber Efendimizin ne yaptığını öğrenmek için Sünni kaynaklara ben bakmam sende Alevi/Şii/Caferi kaynaklara bakmazsın, Bektaşi olan Yunus Emre'nin nefeslerine, şiirlerine bir bak iyice oku bakalım, Sünni hadiscilerin bazı yazdıklarıyla çelişir diğer Alevi Pirlerinin şiirlerinde, deyişlerinde olduğu gibi..

Benim inancım bana senin inancın sana, herkes uzaya giderken yıl 2007 olmuş siz hala herkesin inancıyla uğraşıyor, din ve vicdan özgürlüğüne karışıyorsunuz, Laik olun biraz Laik_!

pasha87bk 30.09.07 03:10

Bir inanc(ögremdigime göre) bi kutsal kitap üzerine oluyor... Neden bazi aleviler camiye gidiyor bazilari ise camiye(hz. Ali öldürüldügü mekan oldugu icin) gitmiyor...?? hz. Ömerde camide öldürüldü, ve Bu söz konusu peygamberlerden Kur'an dada söz ediliyor, HZ. Ömer Adaletiyle, HZ. Ali'de Allah'in Arslani olarak bilinir...

Alevilik Islamin ahlakidir diyede bisey okudum metinde, Islamin sartlarida biz Müslümanlara farz kilinmistir

Kelime-i Sehadet getirmek
Namaz Kilmak
Oruc Tutmak
Zekat Vermek
Kadir olabilirse Hacca gitmek

Farzlarini maalesef yerine getirmeyen bi sürü insan var, ama bu farzlardan birinide inkar etmek Imandan taviz vermek, yani dinden cikmak anlamina gelir... Bu durumda biz namaz kilamayiz diyen birisi Müslüman sayilmiyor(Herseyi Allah bilir)... kisisel bi mantik yürüttüm...
Laiklik birseyi tartisamamaksa, özgürlükleri kisitlamaksa ben yokum öyle uydurma bi laiklige... Laiklik sadece devlet islerinde gecerlidir... Bu Ilkeler Atatürkün ilkeleridir ve benim tanidigim bir cok alevi arkadasimda Atatürkden nefret eder...

SAHmerdan 30.09.07 03:25

Al***305;nt***305;:

pasha87bk´isimli üyeden Al***305;nt***305; (Mesaj 20691)
Bir inanc(ögremdigime göre) bi kutsal kitap üzerine oluyor... Neden bazi aleviler camiye gidiyor bazilari ise camiye(hz. Ali öldürüldügü mekan oldugu icin) gitmiyor...?? hz. Ömerde camide öldürüldü, ve Bu söz konusu peygamberlerden Kur'an dada söz ediliyor, HZ. Ömer Adaletiyle, HZ. Ali'de Allah'in Arslani olarak bilinir...

Alevilik Islamin ahlakidir diyede bisey okudum metinde, Islamin sartlarida biz Müslümanlara farz kilinmistir

Kelime-i Sehadet getirmek
Namaz Kilmak
Oruc Tutmak
Zekat Vermek
Kadir olabilirse Hacca gitmek

Farzlarini maalesef yerine getirmeyen bi sürü insan var, ama bu farzlardan birinide inkar etmek Imandan taviz vermek, yani dinden cikmak anlamina gelir... Bu durumda biz namaz kilamayiz diyen birisi Müslüman sayilmiyor(Herseyi Allah bilir)... kisisel bi mantik yürüttüm...
Laiklik birseyi tartisamamaksa, özgürlükleri kisitlamaksa ben yokum öyle uydurma bi laiklige... Laiklik sadece devlet islerinde gecerlidir... Bu Ilkeler Atatürkün ilkeleridir ve benim tanidigim bir cok alevi arkadasimda Atatürkden nefret eder...

simdi can burda degisik bir nick alip gelip ilk msj olarak böyle bir yorum yakismis sana derim ;-)))) saygilarimla.. milleti avanak yerine koyma ltf.. :sm7:

pasha87bk 30.09.07 03:28

:)) Can kim ya??

SAHmerdan 30.09.07 03:36

Al***305;nt***305;:

pasha87bk´isimli üyeden Al***305;nt***305; (Mesaj 20691)
Bir inanc(ögremdigime göre) bi kutsal kitap üzerine oluyor... Neden bazi aleviler camiye gidiyor bazilari ise camiye(hz. Ali öldürüldügü mekan oldugu icin) gitmiyor...?? hz. Ömerde camide öldürüldü, ve Bu söz konusu peygamberlerden Kur'an dada söz ediliyor, HZ. Ömer Adaletiyle, HZ. Ali'de Allah'in Arslani olarak bilinir...

Alevilik Islamin ahlakidir diyede bisey okudum metinde, Islamin sartlarida biz Müslümanlara farz kilinmistir

Kelime-i Sehadet getirmek
Namaz Kilmak
Oruc Tutmak
Zekat Vermek
Kadir olabilirse Hacca gitmek

Farzlarini maalesef yerine getirmeyen bi sürü insan var, ama bu farzlardan birinide inkar etmek Imandan taviz vermek, yani dinden cikmak anlamina gelir... Bu durumda biz namaz kilamayiz diyen birisi Müslüman sayilmiyor(Herseyi Allah bilir)... kisisel bi mantik yürüttüm...
Laiklik birseyi tartisamamaksa, özgürlükleri kisitlamaksa ben yokum öyle uydurma bi laiklige... Laiklik sadece devlet islerinde gecerlidir... Bu Ilkeler Atatürkün ilkeleridir ve benim tanidigim bir cok alevi arkadasimda Atatürkden nefret eder...

Kutsal Kitabimiz Kuranda Cami ismi gecmez, Peygamber efendimizin yasadigi dönemdede Cami yoktu Cami Peygamber Efendimizin vefaatinden sonra cesitli mimari güzellikler ve sekillendirmelerle yapilmistir Kuranda mescit gecer

Hz Ali'nin camide öldürülmesi koskocaman bir yalandir ve sadece türkiye sinirlari icinde söylenir Hz Ali Camide ödlürülmedi, Hz Alinin yasagi zamanda yasadigi yerde camiler degil mescitler vardi

Hz Ali Mescide giderken evinin önünde öldürüldü.

Cem evleri mescitlerin bir devami niteligindedir..

Peygamber efendimiz zamaninda oldugu gibi Herkesin sorunu sorulur cözülmeye calisilir, küskünler baristirilir, kötülük yapanlar cezalandirilir..

kaldiki Alevilik/Siilik/Caferilikte 1. 2. 3. halife sayilmiyor, bu tür konulara girmek olmaz, bu tartisma bizi hic bir yere götürmez, birbirimizi incitmekten baska.

Kuranda halifelerdende bahsetmez sen gercekten Kurani okudunmu?

islamin sartlarina gelince bu Sünni-Islamin sartlari Alevi-Islamin degil... Islam Aleminde 72-74 farkli yol mezhep yorumlar vardirki hepsinde bunlar aynimi zannediyorsun?

Atatürke gelince bazi Aleviler sever bazilari sevmez aynen Sünnilerde oldugu gibi, Atatürk göcmendir ve Selanikteki köyü Bektasi köyü idi, kendisi Bektasi degildir ama Alevileri bilir, zaten Cumhuriyet kuracagini ilk Haci Bektas Veli Türbesinde bir Alevi dedesine söylemistir
bu Atatürk kismini öyle bir atmissinki masallah tutabilene ask olsun

follow 30.09.07 03:44

Al***305;nt***305;:

SAHmerdan´isimli üyeden Al***305;nt***305; (Mesaj 20692)
simdi can burda degisik bir nick alip gelip ilk msj olarak böyle bir yorum yakismis sana derim ;-)))) saygilarimla.. milleti avanak yerine koyma ltf.. :sm7:

sen cok zekisin , ama senin zekandan haberi olmayan kisi cok komik duruma dustu

pasha87bk 30.09.07 03:54

Ben cevremdekilerin bana söyledikleri kulaktan duyma bilgilerimle yazdim bunlari... sorularin cevaplari icn tesekkürler... Ben Cem evinde Baglama calmayi ögrendim ve ordaki tanidigim abilerlede bazen böyle sohbetlere girerim... Cogu kezde her iki tarafta sonunda celiskiye düser ve Alevi- Sünni görüs ayriligi cikar otomatikmen ortaya... Alevilik su anda benim icin hala bi muamma.... ögrenmedende bisey hakkinda aciklama yapamam.. onun icin SORDUM, bir aciklama yapmadim... kirmizi yaziyla yazipda cevap vermenede bi mana bulamadim....
Ben herkezin inancina saygi duyarim, burda soru sormam rahatsiz ediyor veya sinirlendiriyorsa seni sormam bi daha ve Alevilik benim icin hala bi muamma ve bi kac soru isareti olarak kalir.... alevilik hakkindada Türkiyede cok az bilgi var... böyle yazilarla dedigin gibi bi takim önyargilari acikliga kavusturabilirsin... bu arada Can kim ya??

SAHmerdan 30.09.07 04:17

Al***305;nt***305;:

pasha87bk´isimli üyeden Al***305;nt***305; (Mesaj 20702)
Ben cevremdekilerin bana söyledikleri kulaktan duyma bilgilerimle yazdim bunlari... sorularin cevaplari icn tesekkürler... Ben Cem evinde Baglama calmayi ögrendim ve ordaki tanidigim abilerlede bazen böyle sohbetlere girerim... Cogu kezde her iki tarafta sonunda celiskiye düser ve Alevi- Sünni görüs ayriligi cikar otomatikmen ortaya... Alevilik su anda benim icin hala bi muamma.... ögrenmedende bisey hakkinda aciklama yapamam.. onun icin SORDUM, bir aciklama yapmadim... kirmizi yaziyla yazipda cevap vermenede bi mana bulamadim....
Ben herkezin inancina saygi duyarim, burda soru sormam rahatsiz ediyor veya sinirlendiriyorsa seni sormam bi daha ve Alevilik benim icin hala bi muamma ve bi kac soru isareti olarak kalir.... alevilik hakkindada Türkiyede cok az bilgi var... böyle yazilarla dedigin gibi bi takim önyargilari acikliga kavusturabilirsin... bu arada Can kim ya??

Can alevilerin birbirlerine hitap seklidir, kadin-.erkek, yasli genc, hic kimseyi ayirmadan herkese can denir herkes candir... ayni 6. imam caferi sadikin imam cafer buyrugunda yazdigi gibi

sen nasil olurda Cem evine giden birisi olarak bunu bilemezsin bunu acikcasi anliyamadim ya neyse

"Cem'de büyük küçük, güzel çirkin bir olur ve dahi (cem) cennettir. Müminleri (erkekler) melek, müslüm(E)leri (kadınlar) huridir. Yedikleri cenet taamı, içtikleri cennet şarabı, giydikleri cennet esvabıdır. Pirlerin, mürşidlerin evleri Mekke'leridir. Onları ziyaret edenler binbir kere hacı ve gazi olurlar; günahlarından kurtulur, masum ve pak olurlar..."

Alevilikle ilgili kafandaki soru isaretlerine gelince, Aleviler kapali bir toplum olmuslardir, Alevilikte gizlilik, perde vardir, bu yüzden Alevilikle ilgili anlatmadik, söylemedik, ama zaman degisti artik özellikle 60li 70li yillardan sonra büyük sehirlere göcle Alevillerde bu sir dolu kapali toplum olmaktan cikmaya basladilar.

kafandaki soru isaretleri Alevilikteki kapali gizlilik kurallarindandir, Türk Kürt Alevilerdede gizlilik vardir ama Arap Alevileri bu gizlilikte kapalilikta daha katidir.


Hakikat bir gizli sırdır
Açabilirsen gel beri
Küfr içinde iman vardır
Seçebilirsen gel beri

Her Ademe sirrin verme

Pir Sultan Abdal

cimcime68 30.09.07 06:29

COK merak ediyorum alevilerin kitabi ne?Kurani kerimmi?oyle ise aklima takilan bi cok soru var?ama oncelikle ne oldugunu ogrenmem gerk sonra sizle bi hadisi serifi paylascam..

not benim dusuncem..(herkes kendi inancini yasar..kimse kimseyi inancindan oturu ne kucuk gorur ne buyuk..kimse kimsenin kabrinine girmiycek..kimse kimsenin gunahinda paylasmycak..bizleri goren her ne etimizi bilen ALLAH var..kimin iyi kimin kotu kimin dogru oldugu kimin yanlis oldugunu bilen Rabimizdir..)

ilibmod 30.09.07 09:51

alevilik bir din mi,mezhep mi , tarikat mı ,veya başka nedir? tam olarak bilmiyorum. bilen varsa söylesin.herkesten farklı birşey duyuyorum uzun uzun yazmayın lütfen...

simarik_kiz 30.09.07 09:52

Al***305;nt***305;:

cimcime68´isimli üyeden Al***305;nt***305; (Mesaj 20708)
COK merak ediyorum alevilerin kitabi ne?Kurani kerimmi?oyle ise aklima takilan bi cok soru var?ama oncelikle ne oldugunu ogrenmem gerk sonra sizle bi hadisi serifi paylascam..

not benim dusuncem..(herkes kendi inancini yasar..kimse kimseyi inancindan oturu ne kucuk gorur ne buyuk..kimse kimsenin kabrinine girmiycek..kimse kimsenin gunahinda paylasmycak..bizleri goren her ne etimizi bilen ALLAH var..kimin iyi kimin kotu kimin dogru oldugu kimin yanlis oldugunu bilen Rabimizdir..)

kuzen cok merak ediyorsan gugula bak :D
herkes kendi inancini yasar..kimse kimseyi inancindan oturu ne kucuk gorur ne buyuk..kimse kimsenin kabrinine girmiycek..kimse kimsenin gunahinda paylasmycak..bizleri goren her ne etimizi bilen ALLAH var..kimin iyi kimin kotu kimin dogru oldugu kimin yanlis oldugunu bilen Rabimizdir..) BU KONUDA COK HAKLISIN

hahuer 30.09.07 15:43

Cevap:
1. Önce "Alevîlik nedir?" sorusuna kısa bir cevap verelim:
Alevîliğin ne olduğu konusunda farklı yaklaşımlar ve değerlendirmeler var. Onun bir tarikat, bir mezhep, farklı bir din olduğunu söyleyenlerin bulunduğunu görüyoruz. Bana göre Alevîlik aslında (kökü itibariyle) şîîliğin bir koludur; yani bir islam mezhebidir, zaman içinde alevîlerin dini hayatlarına Bektâşîlik, Mevlevîlik gibi tarikatlardan, İslam öncesi kültürden bazı inançlar, âdâb, erkân ve uygulamalar da girmiştir. Türkiye'de inanç ve amel bakımlarından tek tip bir Alevîliğin bulunduğunu söylemek de zordur. Alevîlik okuma yoluyla değil, şifahî anlatım yoluyla yayıldığı ve çeşitli sebeplerle bir ölçüde gizli tutulduğu için çağlara ve bölgelere göre farklı Alevîlik anlayış ve uygulamalar ortaya çıkmıştır. Dinin siyasete alet edilmesi cümlesinden olarak Alevîlik de dün ve bugün siyasete alet edilmiştir, edilmektedir; bu vakıa da Alevî-Sünnî ilişkisinin sağlıklı bir zemine oturmasını zorlaştıran amiller arasındadır.
Bir Alevî, Allah'a, Peygamber'e, Kur'an'a ve âhirete iman ediyorsa (diğer iman esaslar bu dördün içindedir) onu mümin ve müslüman kabul etmek gerekir. Hz. Ali, Mehdi, bazı sahâbiler hakkındaki inançlar ile ibadet ve ameldeki noksanlıklar onlar mümin ve müslüman olmaktan çıkarmaz.
Sünnîlere göre Alevîlerin Hz. Ali ve bazı sahâbîler hakkındaki aşırı inançları hatalıdır. Namaz, oruç, içki, gusül gibi konulardaki -Sünnîlerinkine ters düşen- anlayış ve uygulamalar da kusurludur, muteber değildir. Tabîî onlara göre de Sünnîlerinki muteber değildir.
Aradaki ortak ve farklı noktalar, bu iki müslüman gurubun bir arada kardeşçe yaşamalarına engel olmamalıdır. Farklı inanış ve anlayışlar tartışma dışı bırakılır, taraflar farklılıklarından dolayı aşağılanmaz ve kınanmaz, devamlı ortak noktalar vurgulanırsa bir arada kardeşçe ve hayırlı işlerde işbirliği içinde yaşamaları daha da kolaylaşacaktır.
Benim yaşadığım zaman diliminde ve bölgede cem evleri yoktu, özel mekanlarda dedeler dernek yaparlar, bu toplantılarda saz, söz ve ayinler olurdu. Şimdi aynı şeyler kısmen cem evlerinde oluyor; şu halde cem evleri, camilerin değil, tekkelerin bir çeşididir. Alevîler kimi beş vakit, kimi Cuma ve bayram namazlar için hep camilere gelirlerdi, bugün de öyle yapıyorlar. Şu halde camiler, her iki gurubu, ortak inançlar ve uygulamalar yönünden bir araya getiren önemli islami kurumlardır; cem evlerini, amaçlarının dışına çıkararak camilere alternatif yapmaya uğraşanlar, bilerek veya bilmeyerek kötülük yapmakta, birlik ve beraberlik yerine ayrılığı körüklemektedirler.
Eğer Alevîler, kendi özel din anlayışlarını ve kültürlerini yeni nesillerine aktarmada ve din hayatlarını yaşamada bazı sıkıntılar çekiyorlarsa bunların açık ve seçik olarak ortaya konması ve -ayrılığı körüklemeden, çatışmayı ateşlemeden- uygun çözümlere kavuşturulması hiç de zor değildir.
Bir arada nasıl olunur?
Ben çocukluğumu Alevî komşuların çokça bulunduğu bir mahallede geçirdim. Annemin ve babamın dostları arasında birçok Alevî müslüman vardı. Benim çocukluk ve gençlik arkadaşlarım arasında da öyle idi. Birbirimizi hiç etkilemedik diyemem; ama -işin içine son zamanlardaki çirkin siyaset girmediği sürece- çatışma olmadı, herkes kendi inancını yaşamaya devam etti. Komşulukta böyle olduğu gibi akrabalık ve aile ilişkilerinde de böyle olması mümkündür. Taraflar, farklı inanç, anlayış ve yaşantılarına saygı göstermeli, bunlar asla tartışma ve çatışma konusu yapmamalıdırlar. Bir uygulama bir arada bulunmamayı gerektiriyorsa; yani bu uygulama sırasında tarafların bir arada bulunmalarında sakıncalar bulunuyorsa o esnada ayrılmalıdırlar. Bunun dışında, taraflar kendi anlayışlarına göre helal ve harama, caiz olana ve olmayana riayet ederek bir arada olur, kardeşlik ve akrabalık ilişkisini kurar, yaşatır, hak ve ödevleri yerine getirirler.
2. Akademisyenlerin çocukların inanç ve ibadet eğitimleri ile ilgili değerli çalışmalar var; bunların bir kısmı da yayımlanmış durumda. Ayrıca bu işten anlayanların yazdıkları, resimli resimsiz, çeşitli yaş guruplarına hitap eden kitaplar var. Bunlardan yaralanmak gerekir. Bu konuda benim bir kitap listesi verme imkanım yok, İlahiyat Fakültelerinde "din eğitimi" dalında çalışan akademisyenlere sormanızı tavsiye ederim. Çocukların arkadaşlarına bakmak, uygun olmayanları ayıklamak da önemli bir tedbirdir. Ana ve baba ile ailenin diğer fertlerinin davranışları, eğitim konusu olan çocuklar bakımından çok önemlidir. Kusurlu davranışlar, kötü örnekler mikroptan daha çabuk bulaşır ve daha zor tedavi edilir. Buna dikkat etmekte zaruret vardır.
www.hayrettinkaraman.net'ten alınmıştır.H.Karaman İslam Hukuku Prof.dür.

hahuer 30.09.07 15:53

(www.diyadinnet.com'dan alınmıştır)


Alevilik Nedir

Kitabın Muhtevası
Bu kitabı üç ana bölüme ayırdım
1-Alevilik'in tanımı
2-Şiiliğin ve Alevilik'in doğuşu
3-Şüpheci sorular

1-aleviliğin Tanımı

Kelime manasıyla Alevi Hz. Ali'yi seven demektir
Başlıca iki gruba ayrılır Samimi sevenler siyasi sevenler
Bir Müslüman Hz. Ali'yi iki sebeple sever

a-Yüksek kemalatı ve üstün meziyetleri sebebiyle
b-Ehl-i Beyt silsilesinin mümessili olması hasebiyle

Diğer Manada Sevenleri Genel İtibarla 5***8217;e Ayırabiliriz

1-Dinde mutaassıp ve muhakeme-i akliyede noksan insanların sevgisi
2-Münafık ve Yahudi dönmelerinin kasıtlı sevgisi
3-Emevi***8217;lerin ırkçılığından rahatsız olarak Hz. Hasan ve Hüseyni Efendilerimizin yanında yer alan taifeler
4-İranlılar
5-İran***8217;daki Mecusi dininin reis ve ruhanilerinin, İran***8217;daki ırkçılar ve eski saltanat hanedanı mensuplarının kasıtlı sevgileridir

2-Şiiliğin Ve Aleviliğin Doğuşu
Hıristiyanlık***8217;ın zuhuru ile yok oluş tehlikesi geçiren Yahudi***8217;ler önce Hıristiyanlık***8217;ı yok etmek için büyük gayret sarf etmişler bunu başaramayacaklarını anlayınca hile ve desise yoluna başvurmuşlardı Şöyle ki

Hristiyanlık***8217;a uydurma hurafeleri ikame ederek çürütmek üzere feylesof bir Yahudi olan gerçek adı ile Seul, takma adı ile Pavlos***8217;u kullandı Bu zeki ve kurnaz Yahudi beyi güya Hıristiyanlık***8217;ı kabul etmişti daha sonra bu hususta kendini ispatlamak amacıyla çok muttaki yaşayarak Hıristiyan***8217;ların hüsn-ü zannına sebep oluyordu Hatta o kadar ki Hıristiyan***8217;lar ona bir Havari gibi hürmet etmeye başladılar Hz. İsa ile görüştüğüne dahi herkesi inandırmıştı Zamanla bu özelliklerini kullanarak Hıristiyanlık***8217;a teslisi sokarak batıl bir din haline getirmeyi başardı

Lakin Yahudi***8217;lerin İslamiyet karşısındaki tehlike, eskisinden çok daha büyüktü. Buna da bir çare aradılar. Nihayet Abdullah ibn-i Sebe***8217;yi sahneye sürdüler İbn-i Sebe hahambaşı ve büyük bir komiteciydi Hz. Osman zamanında Yemen***8217;den Medine***8217;ye geldi Zahiren Müslüman olmuştu. Pavlos Metoduyla ilk nifak ve ihtilaf tohumlarını burada atmaya başladı. Bu Yahudi dönmesinin maksadı Pavlos***8217;un Hıristiyanlık***8217;a yaptığı gibi, İslam akaidin ifsad ederek Müslümanlığı çığırından çıkarıp Müslümanları birer hurafeci ve hayalperest haline getirmektir

Yahudi***8217;ler son peygamberin kendi milletlerinden geleceğini zannediyorlardı Lakin son peygamber Kureyş***8217;ten gelince bu hal onların kin ve hasedine mucip oldu Bütün gayretlerine rağmen Efendimiz (sav ) ve Hz. Ebubekir ve Ömer (ra.) zamanında Müslümanlar arasında en ufak bir fitne sokmaya muvaffak olamadılar Ama Hz. Osman devrinin son zamanlarına doğru bu fırsat ellerine geçti İbn-i Sebe bu fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeyi başardı Şimdi bu fitne hareketini kısa kısa sıralayalım

Fitne hareketi yapabilmek için sırasıyla Basra, Kufe Şam ve Mısır'a gitti Metodu idarecilere küskün kişileri toplayarak kışkırtmak idi Mısır***8217;da çok başarılı oldu Bu yerlere komiteci adamlarını yerleştirdi Daha sonra halkı kışkırtmak amacıyla sürekli idare aleyhinde iftira dolu mektuplar yazarak (bu şehirlere) halkı hazırlıyordu

Fitne ve fesat haberleri Hz. Osman***8217;a ulaşınca durumun tetkiki için buralara güvenilir istişare etmek amacıyla Medine***8217;ye çağırdı Ancak kurt gövdenin içinde girmişti

İbn-i Sebe ilk çekirdeği olan Sebeiyye mezhebini kurdu. Mısır da kurmuş olduğu bu mezhebine yeterince taraftar buldu. Onları Hz. Osman aleyhine şartlandırdı. Yeni bir halife adayı tespit ettikten sonra, sıra Hz. Osman***8217;ı katletmeye gelmişti.

Bu iş için Hz. Ali***8217;yi uygun gördü. Onu bir masal kahramanı gibi göstererek birtakım aşırı abartılmış hikayelerle adeta putlaştırmaya çalışıyordu. Etrafındaki insanlar birer Hz. Ali meczubu haline geliyorlar, Hz. Ali***8217;nin halifelik hakkının gasbedildiğini iddia ediyorlardı.

İbn-i Sebe Basra, Kufe, Mısır gibi merkezlere Hz. Aişe, Ali, Talha ve Zübeyr imzalı uydurma mektuplar yazarak Hz. Osman***8217;ın Hilafet***8217;den uzaklaştırılması gerektiğini empoze ediyordu. Bu haberlere kanan gruplar Medine***8217;ye yürüdüler. Hz. Osman, Hz. Ali***8217;nin de yardımıyla isyancıları mescidde toplayarak yatıştırmayı başardı. Bu durumdan aratsız olan İbn-i Sebe sahte bir mektupla isyancıları yeniden kışkırtmayı başardı İsyancılar yeniden ayaklanarak Hz. Osman***8217;ı şehid ettiler Bu vaka ile İslam***8217;ın fütuhat ve tebliğ devri kapandı bir tevakkuf ve keşmekeş devri başladı

İbn-i Sebe Haşimi***8217;lerle Emevi***8217;leri karşı karşıya getirmek için Hz. Osman***8217;ı Emevi, Hz. Ali***8217;yi Haşimi olduğu için Hz. Osman***8217;ı, Hz. Ali***8217;nin öldürttüğünü gizlice yaydı Haliyle Emevi***8217;leri tahrik etti Öbür taraftan Hz. Ali***8217;nin halife olması için çaba sarfediyordu ki, bu yalanı daha gerçekçi olsun

Neticede Hz. Ali halife olmak zorunda kaldı Ancak Hz. Aişe Zübeyr ve Talha ile aralarında isyankarların cezalandırılması hususunda ihtilaf çıkacak ve on bin Müslümanın hayatına mal olan Cemel Vak***8217;ası zuhur edecekti Yatışmış olan bu kavganın ateşlenmesinde yine İbn-i Sebe rolünü üstlenmişti

Bundan sonra Muaviye ile çıkan ihtilafta İbn-i Sebe tekrar rolünü üstlenecekti ve kanla neticelenecekti.

Bu vakalardan sonra İbn-i Sebe, bulanmış olan ortamı bir daha hiç düzelmemesi amacıyla, tıpkı Hıristiyanlık***8217;da olduğu gibi yersiz uluhiyyet isnadlarıyla hurafeleştirecek ve böylece İslam dinini de tahrip etmiş olacaktı Kısmen de olsa bunu başarmış oldu

İbn-i Sebe Hz. Ali'nin ölümünden sonra da faaliyetlerine devam etti Bu hurafeleri en iyi sokacağı yer İran***8217;dı ve orada hurafelerini başlattı

Alevilik, Anadolu***8217;ya Timur zamanında müthiş bir duygu sömürüsüyle İran***8217;dan sıçradı

3-Şüpheci Sorular
Bir Müslüman Hz. Ali'yi ve Ehl-i Beyt'i sevmekle ibadet mükellefiyetinden kurtulabilir mi
Hz. Ali'nin kendisine muhabbet edenlerin namazlarını kıldığı söyleniyor, bunun bir hakikati var mı
Bazı kimseler Hz. Ali camide şehid edildiği için camiye gitmiyor
Deniliyor ki oruç aslında üç gün olarak farz kılınmıştır
Bazı kimseler Hz. Ali'ye uluhiyyet isnad ediyorlar
Bazı kimseler Hz. Ali'ye peygamber diyorlar
Bazıları Tarafından Kur'an-ı Kerim Hz. Ali***8217;ye gönderildiği halde Cebrail (as. ) onu Muhammed***8217;e (sav ) getirdi diye iddia ediyorlar.

Deniliyor Ki
Kur'an aslında 6666 ayetten daha fazlaydı
Hilafet öncelikle Hz. Ali***8217;nin hakkıydı


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 11:56 .

Powered by MJTurkiye
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

Powered by Herkonu team