![]() |
Cevap veriyorum
Eli böğründe analardan Mahpuslardan ve acılardan Çokça bahsediyorum Çünkü başını kuma Saklayanlardan tiksindim Başkaldırıyorum. Yine söylüyorum Kırmızı rujlu sokakların Aşağılık pazarlıkların Adı anılmayacak benle Bir çiçeğim halk ormanında fışkırdım Başkaldırıyorum. Ben bir bıçak ucuyum Kavga vermiş halkına Başkaldırıyorum işte&hey Varın benim farkıma. Yine söylüyorum; Gözü bağlanmış korkulardan Yasaklardan baskılardan Asla irkilmiyorum Çünkü kan emici yarasadan çıldırdım Başkaldırıyorum. Yemin ediyorum; Üç kağıtçının pezevengin Teslimiyetin ve milletin Yolu uğramayacak bana Bir dalgayım halk denizinde köpürdüm Başkaldırıyorum. Ben bir namlu ağzıyım Omuz vermiş halkına Başkaldırıyorum işte&hey Herkes varsın farkına. Söz : Yusuf Hayaloğlu Müzik : Ahmet Kaya |
Kaç bin yıldır yağmur akar gözlerimden
Yinede ıslanmadı bir tek gün bile kirpiklerim Kapına geldim beni bağışla Kapına geldim Nergislerini ateşe verdiler biliyorum Hasretim acım sancım Oy gene yandım gene yandım Temmuz ekinlerine yüzüm süreyim Yemin edeyimki sana Köyünü ben ateşe vermedim Kıyamadım sana Artık sıkıldım arlandım usandım İçim dışım kayıp doluyum Ben anadoluyum Gözlerindenmi öpeyim ille Ağzım ağlıyor Beni unutma |
Seyyah oldum pazar pazar dolaştım
Bir tüccara satamadım ben beni Koyun oldum kuzum ile meleştim Bir sürüye katamadım ben beni Ben beni, kendimi, canımı özümü Dostlar beni bir kazana koydular 40 yıl yandım daha çiğdir dediler Ölceğimi gram gram yediler Bir kantarada tartamadım ben beni Ben beni, kendimi, canımı özümü Deli gönlüm aktı gitti engine Çok boyandım cok çiçekler rengine Bir mahsuni demiş oldum kendime Olmaz olsun atamadım ben beni Ben beni, kendimi, canımı özümü |
yağmurdan çıkar gelirdim
Başımı öne eğerdim İşsizdim biliyordun Çaresizdim biliyordun Yine de çok seviyordun Ya sonra? Benden selam söyleyin, O nazlı sevgiliye Tutsakmış da ne olmuş Demiş birisine Benden selam söyleyin O nazlı gözlerime Unutamadım unutamadım Acı tatlı günlerimiz Oldu elbette (bizim de) Anlatırdım gülerdin Gözlerimden öperdin Bu günler geçecek derdin Ya sonra? Benden selam söyleyin, O nazlı sevgiliye Hapismiş de ne olmuş Demiş birisine Benden selam söyleyin O nazlı gözlerime Unutamadım unutamadım |
Dün gece gördüm düşümde
Seni özledim anne Elin yine ellerimde Gözlerin ağlamaklı Gözyaşlarını sildim anne Camlar düştü yerlere Elim elim kan içinde Yanıma gel yanıma anne İki yanımda iki polis Ellerim kelepçede Beni bul beni bul anne Dün gece gördüm düşümde Seni özledim anne Gözlerinden akan bendim Düştüm göğsüne Söyle canın yandımı anne Camlar düştü yerlere Elim elim kan içinde Yanıma gel yanıma anne |
Titrek bir mum alevinin havaya bıraktığı bulanık bir is
Ve göz gözü görmez bir sis değildik biz Beni bilimle anla iki gözüm , felsefeyle anla Ve tarihle yargıla Bal değildir ölüm bana , idam gül değildir bana ) 2 Geceler çok karanlık , gel düşümdeki sevgilim ) Ay ışığı yedir bana ) Ahh...ben hasrete tutsağım , hasretler tutsak bana Bıyığımdan gül sarkmaz , bıyık bırakmak yasak bana Mahpus bana, sus bana , yağlık ilmek boynuma Sevgili yerine , koynuma idamlar alır, idamlar alır yatarım Ve sonra sabırla beklerim , bulutları çekersiniz üstümden Suçsuzluğumun yargılayıcılarını yargılarsınız Ve o güzel geleceği getirirsiniz bana Ölüm tanımaz işte o zaman sevgim Tırnaklarımı geçirip toprağın sırtına, doğrulurum Gözlerimde güneş koşar Ve çiçekler ekersiniz, çiçekler ekersiniz toprağıma Duygu bana, öykü bana , roman gibi her an bana ) 2 Hücremde yalnızım gel , gel düşümdeki sevgilim ) Soyunup hazırlan bana ) Biraz sonra asmaya götürecekler beni Biraz sonra dalımdan koparıp öldürecekler beni Hoşçakalın sevdiklerim Dört mevsim , yedi kıta , mavi gök , bütün doğa hoşçakalın Hoşçakalın sevdalılar Çocuklar , üniversiteliler , genç kızlar Sonsuz uzay , gezegenler ve yıldızlar , hoşçakalın Hoşçakalın senfoniler, oyun havaları Sevda türküleri ve şiirler Bildirilerimizin ve seslerimizin yankılandığı şehirler Dağlarında yürüdüğümüz toprak Yalın ayak eylem adımlarıyla geçtiğimiz nehirler hoşçakalın Hoşçakalın ağız tatları , sıcak çorbam , çayım , sigaram Havalandırma sıram , banyo sıram, kelepçe sıram Parkamı , kazağımı , eldivenlerimi , ayakkabılarımı Ve kalemimi , ve saatimi Ve kavgamı bıraktığım sevgili dostlar Hoşçakalın , hoşçakalın Dostum bana , sevdam bana , soluğunu geçir bana ) 2 Uyku tutmuyor gözüm , anılar sıraya girdi ) Gel anne süt içir bana ) Hoşçakalın anılarımı bıraktığım insanlar Mutluluğu için dövüştüğüm insanlar Yedi bölge, dört deniz , yedi iklim , altmış yedi şehir Okullar , mahalleler , köprüler , tren yolları Deniz kıyıları , balıkçı motorları , takalar Asfalt yolları boyu dizilmiş fabrikalar Ve işçiler ve köylüler.... hoşçakal ülkem Hoşçakal anne , hoşçakal baba , kardeşim Hoşçakal sevgilim , hoşçakal dünya Hoşçakalın dünyanın bütün halkları Sınırlı olmayan mekâna Sınırlı olmayan zamana gidiyorum ben En sevda halimle , en yaşayan halimle , gidiyorum dostlarım Hoşçakalın , hoşçakalın... Beni yaşamımla sorgula iki gözüm Beni yüreğimle , beni özümle Bilimle anla beni , felsefeyle anla beni Tarihle anla beni , ve öyle yargıla |
Suphi Suphi bir acayip adam
Suphi Suphi benim canım ciğerim Kimse bilmez nereli olduğunu Suphi Suphi bir acayip adam Suphi Suphi susar akşam oldumu Bir cebinde daskapital Bir cebinde daskapital Bir cebinde kenevir tohumu Suphi Suphi bir acayip adam Suphi Suphi benim canım ciğerim Fırtınadan arta kalmış bir teknede tevekkül içinde Görkemli sakalı ve iğreti parkasıyla gizlediği macerasıyla Bir acayip adam yaşardı Akşamları susardı ben konuşsam kızardı bir eski zamandı Hazirandı Çocuktum evden kaçmıştım gelip ona sığınmıştım Küçücük bir koydu sığdı burayı keşfeden belki oydu Uzaktan kasabanın ışıkları yanardı içim anneyle dolardı ağlardım Suphi şöyle bir gözatardı Gizli bir cigara sarardı ağlardı Sonra barışırdık ben flüt çalardım cigara sönerdi ağlardık Nerden geldiğini bilmezdim kimsesizdi belki kimliksizdi Onun macerası onu ilgilendirirdi kimseye ilişmezdi Birşeylere küfrederdi hep tedirgin bir balık gibi uyurdu Bazen kaybolurdu arardım yağmurun altında dururdu Bir kalın kitabı vardı cebinde dururdu hergün okurdu Ben bişey anlamazdım kapağını seyreder duymazdım Sakallı bir resimdi kimdi ne kadar mütebessimdi Sordum birgün Suphi'ye söylediklerini niye anlamıyorum diye "Bildiklerini dedi yüzleştir hayatla ve sınamaktan korkma doğruyla yanlışı o zaman ayırabilirsin ve onu anlayabilirsin" Sonra gülerdi günlerim yüzlerce ayrıntıyı merak etmekle geçerdi Sonra yine akşam olurdu Suphi susardı ben konuşsam kızardı Tekneye martılar konardı yüreğim Suphiye yanardı ağlardım Suphi denize tükürürdü gökyüzünü tarardı ağlardı Sonra barışırdık ben flüt çalardım ağlardık Bir sürgün kasabasıydı bir eski zamandı Hazirandı Çocuktum evden kaçmıştım gelip ona sığınmıştım Birgün aksilik oldu annem beni buldu Suphi kaçıp kayboldu Kasaba çalkalandı olay oldu ben sustum kanım dondu Polisler onu bulduğunda tekti Felaketti herkes meydanda birikti Karakoldan içeri girerken sanki mağrur bir tüfekti Ansızın bana dönüp baktı Anladın mı dedi anladım dedim anladım Ve o günden sonra hiçbir zaman hiçbir yerde hiç ağlamadım |
Akşamlar böyle biter
Hep böyle dertli biter Evli evine gider Kuşlar yuvaya döner Bir de sen gitme Bir de sen gitme Bir de sen gitme İçimden Yaralıyım ben Giden bu yolculardan En çok ben şanssızım Ne kadar çok yaşadıysam O kadar çok yalnızım Biraz da sen ağla Biraz da sen ağla Ölürken bile hasretim sana Bir tek sen anla |
Ona hergün ratlardım kuyruğun bir ucunda
Bir minibüs parası sımsıkı avucunda Uykusuna doymamış kırpışan gözleriyle Anlarsa baktığımı başı inerdi öne Bildiğim kadarıyla ölmüş anne-babası Okulundan koparıp işe koymuş ablası Ne rüyalar görürdü kim bilir yol boyunca Hep gülümserdi yüzü ansızın uyanınca Bir minik kız çocuğu saçları darmadağın Yollarda yalın ayak üşürüşür üşür elleri Meraklandım bir kaç gün durakta görmeyince Tanıyanlar söyledi inanmadım ilk önce Dalmış bir gün rüyaya mavi önlük içinde Fabrika değil sanki bir okul bahçesinde İşte o an dişliler kapmış iki elini Böyle ödemiş yavrum rüyanın bedelini Tebessüm donup kalmış ağzının kenarında Soluvermiş minik kız henüz ilk baharında Bir minik kız çocuğu bir minik kuş yüreği Ölümün kucağında üşür üşür üşür elleri |
Vakit tamam seni terk ediyorum
Bütün alışkanlıklardan öteye Yorumsuz bir hayatı seçiyorum Doymadım inan kanmadım sevgiye. Korkulu geceleri sayar gibi Birdenbire bir yıldız kayar gibi Ellerim kurtulacak ellerinden Bir kuru dal ağaçtan kopar gibi. Aşksa bitti gül ise hiç dermedik Bul kendine kuytularda hadi dal Seninle bir bütün olabilirdik Hoşçakal gözümün nuru, hoşçakal Hoşçakal canımın içi, hoşçakal. Vakit tamam seni terk ediyorum Bu incecik bir veda havasıdır Parmak uçlarına değen sıcaklığı İncinen bir hayatın yarasıdır. Kalacak tüm izlerin hayatımda Gözümden bir damla yaş aktığında Bir yer bulabilsem seni hatırlatmayan Kan tarlası gelincik şafağında. Ölümse korktun savaşsa hep kaçtın Vur kendini korkularda hadi al Sen bir suydun sen bir ilaçtın Hoşçakal canımın içi, hoşçakal Hoşçakal iki gözüm, hoşçakal Sen bir suydun sen bir ilaçtin Hoşçakal gözümün nuru, hoşçakal Hoşçakal iki gözüm, hoşça kal... |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 01:50 . |
Powered by MJTurkiye
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Powered by Herkonu team