![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cenaze törenine katılan kalabalık sık sık tekbir getirdi,
`Kahrolsun PKK', `Şehitler ölmez vatan bölünmez', `Kahrolsun ABD, işbirlikçi AKP', `Mehmetçiğin katili Amerika', `PKK'nın ardında Amerika var', `Yan gelip yatmıyoruz, şehit oluyoruz', `Tayyip oğlunu askere gönder', `Tayyip'in oğlu asker kaçağı' ve `Bir gece ansızın gelebiliriz' diye sloganlar attı. |
Şehit sayımız 15 oldu! Genelkurmay, bugünkü çatışmalarda 8 askerin şehit düştüğünü, aralarında lider kadronun da bulunduğu 33 PKK'lının ise öldürüldüğünü açıkladı. ![]() Türk Silahlı Kuvvetlerinin, ırak'ın kuzeyinde sürdürdüğü harekatta şehit düşen Muhabere Uzman Çavuş Murat Bağatur (29), Hatay'da toprağa verildi. Operasyonda şehit olan Komando Çavuş Yusuf Özmen, 2 ay sonra terhis olacaktı. Operasyonda şehit olan Komando er İbrahim Ülger, bir yıl önce Gülsema Ülger ile evlenmişti. Genelkurmay Başkanlığı, Irak'ın kuzeyinde icra edilmekte olan sınır ötesi harekatta, bugün içlerinde sözde lider kadroların da bulunduğu değerlendirilen 33 teröristin etkisiz hale getirildiğini, üç gün içerisinde uçaklar, silahlı helikopterler ve uzun menzilli silah ateşleri sonucu saf dışı bırakılanlar hariç, etkisiz hale getirilen terörist sayısının da 112'ye ulaştığını açıkladı. 8 ASKER ŞEHİT DÜŞTÜ Açıklamada, bugünkü çatışmalarda 8 TSK personelinin şehit olduğu bildirildi. Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan basın açıklamasında, Irak'ın kuzeyinde PKK terör örgütüne karşı icra edilen sınır ötesi harekatın üçüncü gününde dört ayrı bölgede teröristlerle sağlanan sıcak temasın aralıklarla devam ettiği belirtildi. Dün gece ve bugün gündüz boyunca devam eden harekat esnasında, önceden hazırlanmış tahkim edilmiş mevzilerden oluşan ve bazı ağır silahlarla desteklenen terörist yuvalarının; uçaklar, silahlı helikopterler ve kara ateş destek vasıtaları ile yoğun ve etkili bir şekilde ateş altına alınarak dağıtıldığı vurgulanan açıklamada, ilerleme istikametleri üzerindeki terörist unsurların, birliklerin etkili manevraları ve çok yakın mesafeli çatışmalarla saf dışı bırakıldığı ifade edildi. Açıklamada, şöyle denildi: 63 HEDEF VURULDU ''Harekat ilerledikçe tespit edilen çok sayıda terörist barınma ve lojistik tesisi, içlerindeki silah, mühimmat ve malzeme ile birlikte tahrip edilmiştir. Geçilen bölgelerde terörist altyapıyı teşkil eden doğal ve yapay tüm tesisler, kısa sürede yeniden onarılamayacak şekilde kullanılamaz hale getirilmektedir. Her birinde teröristlerin bulunduğu kesin olarak tespit edilmiş, derinlikteki 12 hedef grubu (63 hedef) Hava Kuvvetleri uçakları ile etkili bir şekilde vurulmuştur. Harekat bölgesinde elde edilen hassas kaynak istihbaratından, çaresizlik içindeki örgüt mensuplarının birbirini ajanlıkla suçladıkları, bir kısmının Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı koymak istemediği; bazı gruplar arasında çıkan iç çatışmalarda ise ölen ve yaralananlar olduğu öğrenilmiştir. "ÖRGÜTTE PANİK YAŞANIYOR" Bugün saat 16.00 itibariyle harekat bölgesindeki mukavemetleri büyük oranda kırılan teröristler, çatışmalarda ölen arkadaşlarının cesetlerini tuzaklamak ve ilerleme yollarına el yapımı patlayıcı ve mayın döşemek suretiyle zaman kazanmaya ve yer yer panik halinde güneye doğru kaçmaya çalışmaktadırlar. Iraklı yerel gruplardan, bölgesel barış ve istikrarın en büyük düşmanı olan PKK terör örgütü mensuplarının bölgelerine girmelerine ve orada himaye görmelerine mani olmaları beklenmektedir. 33 PKK'LI ÖLDÜRÜLDÜ 24 Şubat 2008 tarihinde terör örgütü mensuplarıyla çıkan çatışmalarda, içlerinde sözde lider kadroların da bulunduğu değerlendirilen 33 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Bu teröristlerden 5'inin cesetlerinin patlayıcılarla tuzaklanmış olduğu tespit edilmiştir. Son rakamlarla birlikte harekatın başlangıcından itibaren etkisiz hale getirilen terörist sayısı 112'dir. Bu sayıya, uçaklar, silahlı helikopter ve uzun menzilli ateş destek vasıtaları ile tesirsiz hale getirilen terörist miktarları dahil değildir. Bunlar daha sonra istihbarat vasıtaları ile değerlendirilecektir. "HELİKOPTER DÜŞTÜ" Gün boyunca meydana gelen çatışmalarda 8 personelimiz şehit olmuş; bir helikopterimiz, bilinmeyen bir nedenle, sınırımıza yakın bölgede kırıma uğramıştır. Helikopter, olay yerinde ilgili teknisyenler tarafından incelenmektedir. Sıcak temas durumu üç ayrı bölgede halen sürmekte olup; çetin hava ve arazi şartlarında ilerleyen birliklerimizin harekatı, planlanan hedeflere ulaşılıncaya kadar aynı kahramanlık ve kararlılıkla devam ettirilecektir." 4 EVDE DAHA YAS VAR Operasyonda şehit olan askerlerden Binbaşı Zafer Kılıç, Er Yusuf Özmen ve İbrahim Ülger, Uzman Çavuş Murat Boğatur'un cenazesi sabah saatlerinde Van'a getirildi. Ambulansla Ferit Melen Havaalanı'na getirilen cenazeler için burada uğurlama töreni düzenlendi. Askeri yetkililerin katıldığı törenin ardından şehit askerlerden Binbaşı Zafer Kılıç, erler Yusuf Özmen ve İbrahim Ülger'in cenazeleri Ankara uçağına, Uzman Çavuş Murat Bagatur'un cenazesi İstanbul uçağına konularak uğurlandı. CEMİL ÇİÇEK ŞEHİT AİLESİNİN EVİNDE Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Necati Çetinkaya ile birlikte, sınır ötesi harekatta şehit olan komando er İbranim Ülger'in (20) Kırıkkale'de yaşayan ailesini ziyaret etti. Başbakan Yardımcısı Çiçek ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çetinkaya, Kırıkkale Valisi Mustafa Bahrettin Demirer, Belediye Başkanı Veli Korkmaz, İl Emniyet Müdürü Salim Akça ile birlikte, şehit komando er İbranim Ülger'in Etiler Mahallesi'nde oturan ailesinin evine geldi. Şehit babası Ali Ülger'e sarılarak başsağlığı dileyen Başbakan Yardımcısı Çiçek, bu sırada okunan öğle ezanını dinledi. Ezan sonrası Çiçek, beraberindekilerle birlikte dua etti. Daha sonra şehit babası Ali Ülger ile bir süre görüşen Çiçek, terörle mücadele için tüm imkanların seferber edildiğini belirterek, devlet olarak şehit ailelerinin yanında olduklarını belirtti. ''3-5 BİN KİŞİLİK ÖRGÜTE KARŞI MÜCADELE VERMİYORUZ'' Başbakan Yardımcısı Çiçek, ziyaret sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada, ''Biz 3-5 bin kişilik örgüte karşı mücadele vermiyoruz, bunların her birinin arkasında ne kadar büyük güçlerin olduğunu her zaman söyledik'' dedi. Devletin, terör örgütüne destek sağlayan, silah ve eğitim verenlerle de mücadele ettiğini vurgulayan Çiçek, ''kolay bir işle uğraşmıyoruz. Allah sizlere, hepimize sabırlar versin'' diye konuştu. ŞEHİT ASKERİN EVİ TÜRK BAYRAKLARIYLA SÜSLENDİ Öte yandan acı haberin Kırıkkale'ye ulaşmasının ardından, şehit Ülger'in yaşadığı Etiler Mahallesi'ndeki üç katlı ev Türk bayraklarıyla donatıldı. Oğlunun şehit olduğunu gece yarısı eve gelen askeri yetkililer aracılığıyla öğrendiğini belirten baba Ali Ülger, oğlu ile en son 6-7 gün önce telefonla konuştuğunu anlatarak, şunları kaydetti: ''Telefonla aradı, Kuzey Irak'a gittiğini söyledi. Bizden helallik istedi, (hakkınızı helal edin) dedi. O günden beri korkuyordum. Ama vatan sağ olsun, 4 yaşında bir kardeşi daha var onu da göndereceğiz.'' ''AMCASI DA KIBRIS'TA ŞEHİT OLDU'' Ağabeyi Cavit Ülger'in de Kıbrıs Barış Harekatı'nda şehit olduğunu dile getiren Ali Ülger, ''babam, hem şehit babası hem de şehit dedesi oldu. Bunları devletimiz temizleyecek, devletimize güveniyoruz. Vatanımız sağ olsun'' dedi. Şehit oğlunu 1 yıl önce evlendirdiğini ve evine ilk defa o gün Türk bayrağı diktiğini anlatan Ali Ülger, ''oğlumun düğününde diktiğim bayrağı şimdi bir kez daha diktim. Bunu da görmek varmış. Son günlerde içimde bir sızı vardı, yakınlarıma bunu söylüyordum, demek ki malum olmuş'' diyerek gözyaşı döktü. ''O ÖLMEDİ, ÖLDÜ DEMEYİN, O HER ZAMAN YAŞIYOR'' Şehit annesi Zennure Ülger ise gelini Gülsema Ülger'e sarılarak, ''Bu acıya yürek dayanır mı? 6 ay önce askere gönderdiğim yavrumun şimdi cenazesini bekliyorum'' diye ağıt yaktı. 20 yaşındaki Gülsema Ülger ise eşinin şehit olduğunu inanmadığını söyleyerek, ''O ölmedi, öldü demeyin, o her zaman yaşıyor'' diye ağladı. Şehit İbrahim Ülger'in 4 yaşında ''Kaan'' isimli bir kardeşi olduğu öğrenildi. Bu arada fenalaşan bir şehit yakını, ambulansla hastaneye kaldırıldı. GÖZYAŞLARIYLA UĞURLANDI Şehit komando er İbrahim Ülger'in cenazesi, ilk olarak Etiler Mahallesi'ndeki evine götürüldü. Bu sırada İbrahim Ülger'in cenazesini görmek isteyen eşi Gülsema Ülger ile baba Ali Ülger ve anne Zennure Ülger, gözyaşlarına boğuldu. Daha sonra Şehit Ülger'in cenazesi, vatandaşların tekbir sesleri arasında Nur Camisi'ne getirildi. Şehit Ülger'in cenaze namazını Kırıkkale Müftüsü Osman Şarklı kıldırdı. Ülger'in cenazesi, dualar ve gözyaşları eşliğinde toprağa verildi. Cenaze törenine, şehit erin ailesi, yakınları, AK Parti Kırıkkale Milletvekili Vahit Erdem, MHP Kırıkkale Milletvekili Osman Durmuş, Kırıkkale Valisi Mustafa Bahrettin Demirer, Belediye Başkanı Veli Korkmaz, çok sayıda askeri personel ile vatandaş katıldı. KAYSERİ'DE YAS VAR Operasyonda şehit olan Komando Çavuş Yusuf Özmen'in Kayseri'deki baba evinde yas var. Şehit Özmen'in Kayseri'nin İncesu ilçesine bağlı Subaşı köyünde yaşayan annesi Cennet ve babası Ali Özmen'e oğullarının şehit olduğu haberini gece eve gelen askeri yetkililer verdi. İncesu Kaymakamı Ali Yener Erçin ve İl Jandarma Alay Komutanı Albay Mustafa Ongun Yalçın, şehit ailesini ziyaret ederek, başsağlığı diledi. Bir süre önce telefonda konuştuğu oğlunun, operasyon bölgesine gideceğini kendilerinden sakladığını söyleyen baba Ali Özmen, şöyle konuştu: ''Birkaç gün önce beni aradı. Operasyonlara katılmadığını ve rahat olduğunu söyledi. 5 askerimizin şehit olduğunu öğrenince üzülmüştük. Bir gün sonra Yusuf'un da şehit haberi geldi. Irak'ta teröristlerce çatışırken şehit olmuş. Terhisine az kalmıştı. 29 Nisan'da evine gelecekti. Vatan sağ olsun.'' ACILI ANNE ŞOKA GİRDİ Sinir krizi geçiren anne Cennet Özmen'in ise yaşadığı şokun etkisiyle konuşamadığı öğrenildi. Şehit Komando Çavuş Yusuf Özmen'in cenazesi yarın köy mezarlığında törenle toprağa verilecek. BİR YAŞINDAKİ KIZI YETİM KALDI Muhabere Uzman Çavuş Murat Bagatur'un (29) Hatay'ın Dörtyol ilçesine bağlı Payas beldesindeki baba evinde matem yaşanıyor. Payas beldesi Karbeyaz Mahallesi'nde oturan baba Mensup ile anne Emine Bagatur'a oğullarının şehit olduğu haberini eve gelen askeri yetkililer verdi. Siirt Komando Tugayı'nda görevli olduğu belirtilen şehit Uzman Çavuşun, Siirt'te bulunan eşi Ayşe ile 1 yaşındaki kızı Gamze de haber üzerine Payas'a geldiler. Eşinin, uzun zamandır memleket özlemi duyduğunu ve operasyon sonrası Payas'a gelmeyi planladıklarını belirten Ayşe Bagatur, ''Vatan sağolsun'' dedi. Baba Mensup Bagatur (60) ise Murat'tan başka 4 çocuğu daha bulunduğunu belirterek, ''Onlar da bu vatana feda olsun. Bu vatanın her köşesi bizim'' diye konuştu. Anne Emine Bagatur da ''Şehit oldun oğlum, ne mutlu sana. Çocuğunu merak etme, onlar bize emanet'' diye göz yaşı döktü. Şehit Uzman Çavuş Bagatur'un cenazesinin, yarın Payas beldesinde düzenlenecek askeri törenin ardından toprağa verileceği bildirildi. ARDAHAN ŞEHİDİNE AĞLADI Hakkari Dağ ve Komando Tugayı'nda vatanı görevini yaparken iki gün önce sınır ötesi harekata katılarak şehit olan Komando Çavuş Atalay Şeker'in (20) Ardahan'ın Posof İlçesi Çambeli köyündeki evine ateş düştü. "HEP DUA EDİYORDUM AMA..." Vatani görevini tamamlamasına 150 gün kalan şehit Komando Çavuş Atalay Şeker'in babası Orhan Şeker, "Haberi akşam belediye başkanı ve kaymakam gelerek söylediler. Vatan sağ olsun. Oğlumun nerde şehit olduğunu açıklamadılar. Oğlum iki gün önce telefon açarak Kuzey Irak'a gideceklerini söylediler" diye konuştu. Gözyaşları sel olup akan şehidin annesi Aydanur Şeker ise "Oğlum ve Türk askeri için hep dua ediyordum. Allah'ım sen askerimizi koru diye. Yüreğimize bir acı düştü. Acımız büyük, ama bir yavrumu daha yetiştiriyorum, onu da göndereceğim. Vatan sağ olsun, millet sağ olsun" diye konuştu. |
"KALAN GÜNLERİNİ BEN TAMAMLAYACAĞIM"
Gözyaşlarını tutamayan şehidin 14 yaşındaki erkek kardeşi Erol Şeker de "Ağabeyimin 150 günü kalmıştı. Kalan gününü tamamlamak için onun yerine askere ben gideceğim" diye konuştu. Öte yandan şehidin askerde çektirdiği ve ailesine gönderdiği fotoğraftaki "Asker vurulunca değil, unutulunca ölür", "Teröriste davalı, ölüme nişanlı, içkisi kan, mezesi yılan, attığını vuran, yaşamak için öldürmeye mahkum olan Dağcı komandoyum" yazıları dikkat çekti. |
|
Mhp Eski Milletvekili Mehmet Gül Hayatini Kaybetti
![]() MHP'li eski vekil Gül hayatını kaybetti MHP eski milletvekili Mehmet Gül, Ukrayna'nın başkenti Kiev'de hayatını kaybetti. MHP eski milletvekili Mehmet Gül, Ukrayna'nın başkenti Kiev'de hayatını kaybetti. Ukrayna'ya 8 Mart'ta gelen Gül'ün bugün TSİ (17:30) sularında kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği belirtildi. Gül'ün Ukrayna'nın Çernovski ve Kertaski illerini gezdiği başkent Kiev'e dün geldiği belirtildi. Hepatit B hastalığına yakalanan Gül'e geçtiğimiz yılın Kasım ayında karaciğer nakli yapılmıştı. MEHMET GÜL KİMDİR? 1950 Türkiye Büyük Millet Meclisi 21. Dönem İstanbul milletvekili olarak siyaset dünyasında yer aldı. 1950 yılında Yozgat'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu Gül TÜMİSAD başkanı ve BJK üyesi olarak biliniyor. Evli olan Mehmet Gül'ün 3 çocuğu var. İLK TAZİYE MESAJI BBP'DEN Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı ve Sivas Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlu, bugün Ukrayna'da geçirdiği rahatsızlık sonucu hayatını kaybeden MHP İstanbul eski Milletvekili Mehmet Gül için başsağlığı mesajı yayınladı. Yazıcıoğlu, mesajında şunları kaydetti: "Öğrencilik yıllarından beri kendisini Türk milletinin varlığına, birliğine ve yücelişine adamış, milliyetçi, vatanperver, idealist bir dava adamı olan değerli kardeşim Mehmet Gül'ün vefatını büyük bir üzüntü içerisinde öğrenmiş bulunmaktayım. Kendisine Allah'tan rahmet, ailesine, dava arkadaşlarımıza ve milletimize başsağlığı diliyorum." BİZE GETİRİLDİĞİNDE ÇOK GEÇTİ Yaklaşık 5 gün önce Ukrayna'ya gelen eski MHP İstanbul Milletvekili Mehmet Gül, başkent Kiev'de vefat etti. Gül, dün akşam saat 10.00 gibi yüksek ateş belirtisiyle fenalaşarak Özel Boris Hastanesine kaldırıldı. Gül'ü hastaneye kaldıran işadamlarının hastaneyi yeterli bulmaması üzerine daha teşekkülü bir devlet hastanesine nakledilen Gül, kaldırıldığı Kiev 17. Numaralı Devlet Hastanesi'nde yaşam destek ünitesine bağlandı. Komaya giren Gül, saat 17.30'da hayata gözlerini kapadı. Gül'ün doktoru ve hastanenin Başhekim Yardımcısı Ruslan Tışko, Cihan'a yaptığı açıklamada Gül'ün hastaneye çok ağır bir halde getirildiğini ve nasıl bu derece ağır hale geldiğini henüz tespit edemediklerini söyledi. Gül'ün hastaneye geldiği andaki durumun ağırlığına vurgu yapan Tışko, eski milletvekilinin "o haliyle hangi ülkede olursa olsun hayatta kalma şansının çok az olduğunu" belirtti. Başhekim Yardımcısı, Gül'e dünya ve Avrupa standartları uygun şekilde ilk müdahalenin yapıldığını kaydetti. Tışko bütün müdahalelerine rağmen, "Komaya giren Gül'ün hayati tehlikeyi atlatamadı" dedi. Gül'ü hastanede yalnız bırakmayan yakınları, eski milletvekilinin ameliyat geçirmiş vücudunun Ukrayna'daki yoğun çalışma temposunu kaldıramadığını ifade ettiler. Gül'ün yüksek ateş belirtisiyle acile kaldırdıklarını anlatan yakınları, rahatsızlığının büyük ihtimalle soğuk algınlığı nedeniyle başladığını aktardılar. 8 Mart'ta Ukrayna'ya gelen işadamı ve eski milletvekili Gül, Çernovskiy ve Çerkasy şehirlerinde temaslarda bulunmuş ve daha sonra Kiev'e geçmişti. Gül'ün resmi ölüm işlemleri, işadamı arkadaşları ve bir akrabası tarafından yarın Ukrayna nüfus ve Türkiye büyükelçiliğinde yapılacak. Gül'ün naaşı ise Cumartesi günü Kiev-İstanbul uçağıyla yurda getirilecek. |
AK Parti'ye kapatma davası
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, AK Parti'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açtı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, ''laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği'' iddiasıyla AK Parti'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açtı. Başsavcı Yalçınkaya, akşam saatlerinde iddianameyi Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'na gönderdi. İddianamede, AK Parti'nin ''laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği'' savunuluyor. SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK? Anayasa Mahkemesi, iddianameyle ilgili ön incelemeyi yapacak, herhangi bir eksiklik tespit edilmez ve iddianamenin kabulüne karar verilirse ön savunmasını yapması için iddianame AK Parti'ye gönderilecek. AK Parti yasal olarak 1 ay içinde ön savunmasını verecek. Ek süre talebinde bulunulursa bunu da Anayasa Mahkemesi değerlendirecek. Ön savunmanın Anayasa Mahkemesine verilmesinin ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Yalçınkaya, esas hakkındaki görüşünü bildirecek. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının esas hakkındaki görüşü AK Parti'ye gönderilecek. Daha sonra belirlenecek bir tarihte Yalçınkaya sözlü açıklama, AK Parti yetkilileri de sözlü savunma yapacaklar. Bütün bu sürecin ardından, davaya ilişkin bilgi, belgeleri toplayacak raportör, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Bu işlemler sürerken, gerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, gerekse davalı AK Parti ek delil veya yazılı ek savunma verebilecek. Raporun, Anayasa Mahkemesinin 11 üyesine dağıtılmasının ardından, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç bir toplantı günü belirleyecek. Üyeler, belirlenen günde bir araya gelerek kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacaklar. AK Parti hakkındaki kapatma davasını, 11 kişiden oluşan Anayasa Mahkemesi Heyeti karara bağlayacak. Asıl üyelerden herhangi birinin bulunmaması veya emekliye ayrılması halinde 4 yedek üyeden en kıdemlileri heyete katılacak. Anayasa'ya göre bir siyasi partinin kapatılmasına karar verilebilmesi için nitelikli çoğunluğun oyu aranacak. Buna göre, kapatma kararı için Anayasa Mahkemesinin 11 asıl üyesinin en az 7'sinin oyu gerekecek. |
Tek alkış CHP'den geldi
![]() AK Parti için açılan kapatma davası, tek CHP cephesinde tepkiyle karşılanmadı. İşte CHP'lilerin davaya yönelik açıklamaları; CHP, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın, ''Laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği'' iddiasıyla AK Parti'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesinde açtığı davayı değerlendirdi. Siyasi partilerin kapatılmasını doğru bulmadıklarını ifade eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, ancak yürürlükteki yasalara göre, bir parti suç işlemişse, cumhuriyet başsavcısının da görevini yapmak durumunda olduğunu kaydetti. Özyürek, görevini yapan başsavcıyı suçlayarak işin içinden çıkmanın mümkün olmadığını belirterek, ''Başsavcı, açık bir şekilde AKP'nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu iddiasıyla bu davayı açmaktadır'' dedi. ''ANAYASANIN TEMEL İLKELERİ...'' Bir iktidar partisinin, Anayasanın temel ilkeleriyle çelişmesinin ve Cumhuriyet Başsavcısı'nın da bu çelişkiyi tespit etmesinin, Türkiye için bir talihsizlik olduğunu kaydeden Özyürek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Biz milletvekili olarak, Anayasaya bağlı kalacağımıza yemin ettik, Anayasanın laiklik ilkesine bağlı kalacağımıza da yemin ettik. Onun için iktidar partisinin, bu duruma düşmesi büyük talihsizliktir. Umarım, iktidar partisi, bu davayı dikkate alarak, Anayasanın temel ilkelerine, başta laiklik olmak üzere bağlılığını veya Anayasanın bu ilkelerine karşı çıkma tavırlarını tekrar gözden geçirir. Rejimi, Anayasayı zorluyorlar onun için de bu tip yaptırımlarla karşı karşıya geliyorlar. Rejimi zorlamamak lazım, Anayasanın temel ilkelerine bağlı kalmak lazım. Anayasal sistem AKP'yi iktidara getirmiştir. Bu anayasal sistemde, usule, hukuka uyarak değişiklik yapabilirsiniz ama temel ilkeleri, değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek ilkeleri zorlarsanız, ciddi sorunlar yaratır.'' ''HUKUK YOLLARININ DA AÇIK OLMASI LAZIM'' CHP'nin hukukçu milletvekillerinden Manisa Milletvekili Şahin Mengü, AK Parti hakkında açılan kapatma davasına değinirken, Anayasa Mahkemesinin vereceği kararın siyasi değil, hukuki bir karar olacağını söyledi. ''Siyasi partilerin kapatılmasını yanlış buluyorum ama laikliğin içini boşaltmaya çalışan, temel değerlerle oynayan bir parti için hukuk yollarının da açık olması lazım'' diyen Mengü, ''Yaptıkları son Anayasa değişikliği bile laikliğe aykırıdır'' dedi. CHP'li Mengü, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının konuyla ilgili bir süreden beri bilgi ve belge topladığını belirterek, ''Davanın bu kadar çabuk açılmasını beklemiyordum'' diye konuştu. DAVANIN GÖRÜLMESİNDEN YANAYIM CHP'li Mehmet Sevigen ise, "Davanın görülmesinden yanayım. Bülent Arınç'ın, Tayyip Erdogan'ın konuşmasını hatırlayın Allah aşkına. Dün yaptık, bugün unutulur, biz yüzde 47 oy aldık, dilediğimiz gibi şımarırız düşüncesi, işte maleseef böyle zorluklar getirebiliyor. Yüzde 47 önem taşıyor ama yüzde 55 var ve bu yüzde 47'nin yaptığı işlerin çoğuna karşı. Tayyip Erdoğan'ın söylediklerini hatırlıyorsunuz değil mi; 'laiklik değişecek'... O dönemi şöyle bir gözünüzün önüne getirin. Bekliyoruz bakalım mahkeme neler toplayacak" |
Soylu'dan siyasi kriz uyarısı
![]() DP Lideri Süleyman Soylu, AK Parti'nin kapatılma davası için siyasi kriz uyarısı yaptı ve sözlerini şöyle sürdürdü; Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, yaptığı yazılı açıklamada, siyasi partilerin demokrasinin vazgeçilmez unsurları olduğunu ifade ederek, "Bu partiler, demokratik, serbest ve özgür bir süreçte birbirleriyle yarışarak millete hizmet etmeye çalışan kurumlar olmalıdır. Siyasi partileri takdir de cezalandırma da millet tarafından sandıkta yapılmalıdır" dedi. SİYASİ PARTİ KAPATILMASINA KARŞIYIZ "Bu sebeple 21. yüzyılda Avrupa Birliği sürecinde mesafe almaya çalışan bir Türkiye'de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın ortaya koyduğu gerekçelerle siyasi parti kapatılmasına karşıyız" görüşünü bildiren Soylu, şunları kaydetti: SİYASİ KRİZ UYARISI "AK Parti'ye karşı muhalefet haklarımızı saklı tutmak kaydıyla yapılanı, siyaseti, siyaset kurumunu ve siyasi partileri yıpratmaya, baskı altında tutmaya, siyaset alanını daraltmaya yönelik bir davranış olarak niteliyoruz. Hukuk zorlanmakta, hukuka olan güven zedelenmekte ve hukuk siyasallaşmaktadır. Birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olan bugünlerde, yeniden toplumsal gerginliğe yol açacak bu davranışı yersiz, mesnetsiz ve gereksiz buluyoruz. Türkiye'nin idaresinde bulunan bir siyasi parti hakkında açılan bu kapatma davası Türkiye'yi çok daha ciddi sorunların olduğu bir sürece ve siyasi krize sürükleyecektir. Bütün bu sebeplerle, demokrasinin sağlıklı işlemesi ve hukukun üstünlüğü için Anayasa Mahkemesi'nin bu davayı usulden reddetmesini bekliyoruz." |
Yazıcıoğlu: Demokratik değil
![]() Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, ''Terör ve şiddeti metot olarak benimsememiş siyasi partilerin kapatılması demokratik değildir'' dedi. Yazıcıoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından AK Parti'ye açılan kapatma davasına ilişkin şunları kaydetti: ''Savcının hangi eylem ve söylemden dolayı laikliğe aykırı davrandığını belirten gerekçesini henüz bilmiyoruz. Ancak terör ve şiddeti metot olarak benimsememiş siyasi partilerin kapatılması demokratik değildir. Terör ve şiddeti metot olarak benimseyen bir siyasi parti zaten parti olamaz. Siyasi partilerin bu gerekçelerle kapatılmasının ülkeye faydası hiçbir zaman olmamıştır. Partiler kapatıldıkça yeni bir isimle kaldığı yerden devam ediyor.'' |
Davaya sert tepkiler
![]() Yargıtay'ın AK Parti'nin kapatılması istemiyle dava açmasına CHP hariç tüm kesimlerden tepki yağdı. İşte tepkiler; Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın, AK Parti'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açmasına CHP hariç tüm kesimlerden tepki yağdı. İşte gelen tepkiler; CHP kökenli Kültür Bakanı Ertuğrul Günay: "Türkiyenin iyiye ve ileriye gitmesini istemeyenler her yere sızmışlar, Türkiye bununla da savaşacak. Halka güveniyoruz. Beklediğimiz bir şey değildi. Ben bir bakan olmanın öncesinde kıdemli bir hukukçuyum, bu yapılanı haksızlık olarak görüyorum. Türkiyede işsizliği yenmekle, ekonomik sorunları aşmakla uğraşıyoruz. Bu olanlar bizi üzüyor. Ciddiye almayın. İddianameler her zaman yazılır kararı yargı verir. Türkiye demokrasisi bu sorunun da üstesinden gelecektir" Fikri Sağlar: "İktidar Partisi'nin kapatılması demokrasi ile bağdaşmaz." Cumhurbaşkanı Abdullah Gül: "Türkiye ne kazanır ne kaybeder herkes iyi düşünsün" Prof. Dr. Toktamış Ateş: "Davayı manasız buluyorum. Böyle saçmalık olmaz. Bunun aksini düşünmenin mümkün değil. Ateş, cezayı gerektirecek bir şey olmadığını ifade etti" AKP Mersin Milletvekili Prof. Dr. Zafer Üskül: "Dava Türkiye'nin istikrarına zarar verir: AK Parti'nin kapatılmasını gerektiren herhangi bir iddianın geçerli olacağına ihtimal vermiyorum. Bunu mümkün görmüyorum. Bu davanın açılması bile Türkiye adına talihsizliktir. AKP demokratik bir şekilde iktidarı oluşturmuştur. Demokratikleşme yönünde adımlar atmıştır. Bu durum son derece anlamsızdır. AK Parti hem bu dönemde hem geçmiş dönemde demokratikleşmeyi çok isteyen partidir. Yargılanmada gereken yapılacaktır. Davanın açılması Türkiye'nin istikrarına zarar verecektir. Sonuç olarak Anayasanın hükümleri yürürlüktedir. AK Parti'nin parlamento faaliyetlerinde bu ilkeye aykırı bir şey yoktur." Hasan Celal Güzel: "Ben bu ülkede yaşadığım için utanıyorum. Bu ülkede hukuk diye bir şey yok. Bu ülkede demokrasi diye bir şey yok. Bu ülkede millet iradesi ayaklar altında. Halka ***** muamelesi yapılıyor. Bu bu demektir. Ben hukukçuyum. Hukukçu olmaya da gerek yok. Herşey ayan beyan ortada. Bir avuç üniversiteli kızın üniversitedeki öğretim hakkı önündeki yasağı kaldırmak Türkiye'de laiklik karşısındaki suçların odaklanması mı demek? Bunu böyle görmek için faşist zihniyette olmak lazım." Hasan Cemal: "Parti kapatılması karşısında hep olumsuz tavır aldım. Refah'ın kapatılmasını da AİHM tasvip etse de siyaseten doğru bulmadım. Demokrasilerde partilerin kolaylıkla kapatılmasına olumlu bakmıyorum. Geçmişte çok parti kapatılmış, yeni tabelayla açılmıştır. Şunu unutmamalı AKP her iki oydan birini alarak demokratik yoldan iktidara gelmiştir. Bu partinin kapatılması siyasi istikrara yardım etmez." Erkan Mumcu: ''Kapatma, yasaklama gibi girişimler neresinden bakılırsa bakılsın demokrasiye müdahaledir. Gözüken veya gösterilen amacı ya da nedenleri ne olursa olsun işe yaramaz ve ne demokrasi ne de laiklik adına kabul edilemez. AK Parti'yi ortaya çıkaran da, iktidara getiren de, iktidarını yeniden güvence altına alan da aslında bu yasaklamacı zihniyetin ta kendisidir. Bu gibi girişimler, ne yazık ki, hak edilmemiş bir mağduriyet algısı yaratmakta ve sonuçta milletin masum tepkilerini suistimal eden zihniyeti beslemektedir.'' MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı: ''MHP'nin parti kapatma davalarına bakışı'' konusundaki bir soru üzerine Cihan Paçacı, ''Şu aşamada, bunların dışında bir açıklamamız yok. İleride daha detaylı açıklama yapılacak'' dedi. |
AK Parti'ye eski dost desteği
![]() AK Parti'nin kapatılma davasına bir tepki de Recai Kutan'dan geldi. Kutan, "Bu dava ülke imajını zedeler" dedi ve; Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, Parti Genel Merkezi***8217;nde yaptığı açıklamada, AK Parti hakkındaki davayı duymalarının ardından konuya önem addetmeleri nedeniyle Başkanlık Divanını acilen topladığını söyledi. Siyasi partilerin demokrasinin vazgeçilmez unsurları olduğuna işaret eden Kutan, herhangi bir siyasi partiyi birtakım değerlendirme ve yorumlarla ***8217;***8217;kapatma tehdidi altında***8217;***8217; bulundurmanın demokrasinin gelişip serpilmesine, güçlenmesine engel olma anlamına geldiğini ifade etti. AK Partinin kapatılmasına ilişkin açılan davayı ***8217;***8217;parlamenter demokratik sistem açısından kaygı verici bir gelişme***8217;***8217; olarak değerlendiren Kutan, şunları kaydetti: ***8217;***8217;Türkiye Cumhuriyeti Devleti, demokratik oligarşinin egemen olduğu, keyfi uygulamaların yapıldığı, basit ve ilkel bir devlet değil, çağdaş bir hukuk devletidir. Çağdaş hukuk devletlerinin en temel vasfı olan milli irade üzerinde hiç bir vesayet veya ipotek kabul etmeme ilkesi, tüm kurum ve kuruluşların özenle koruması gereken en temel değerdir. Bu dava ile bir yandan ülkemizin imajı ciddi bir şekilde zedelenecek, öte yandan zaten çok hassas dengelerle ayakta durmaya çalışan ekonomik yapı daha da zayıflayarak istikrarsızlığa hızla yuvarlanabilecektir.***8217;***8217; Kutan, Saadet Partisi olarak tüm siyasi partileri, sivil toplum kuruluşlarını, aydınları demokrasiye sahip çıkmaya davet ederek, milli iradenin tecelli yeri olan TBMM***8217;nin de derhal toplanıp bu soruna kalıcı çözümler üretmesini beklediğini sözlerine ekledi. |
AK Parti'den TEMKİNLİ reaksiyon
![]() Kapatma davasına ilişkin Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat bir açıklama yaptı. Kapatma davasına ilişkin Ak Parti Genel Merkezi'nde yapılan toplantının ardından Dengir Mir Mehmet Fırat bir açıklama yaptı. Fırat şunları söyledi: Türkiye'ye, demokrasimizin bütün kazanımlarına, huzur ve istikrarımıza yapılacak en büyük haksızlık budur. Türkiye'yi düşünmek sadece AK Parti'nin görevi değildir. Bütün kurumlar sorumluluk duygusuyla hareket etmek zorundadır. MÜSTERİH OLUN Bu güven ve istikrarı bozanlar tarih önünde vebalini öderler. Milletimize tek şey söylüyoruz: Müsterih olun! Biz AKP olarak bize verdiğiniz temsil yetkisini kullanmaya kararlıyız. Bu başvuru çağdaş hedeflere hergün biraz daha yaklaşan milletimize 3. sınıf demokrasi yaftasını layık görmektedir. DEMOKRASİ VE HUKUK KARŞI KARŞIYA GETİRİLMEMELİ Demokrasilerde temsil yetkisinin kaynağı millettir. Demokrasi ve hukuk karşı karşıya getrilmemelidir. Türkiye'nin bu çok hassas döneminde bu istikrarı bozmanın neler kaybettireceği iyi hesaplanmalıdır. YOLA DEVAM SİNYALİ Türkiyenin partisi olan AKP, hizmet yolunda her zorluğu göğüslemeye devam edecek. Bunun karşısında olan hiçbir teşebbüs karşısında tereddüte düşmeyeceğiz. Biz Türkiye için varzız. Herşey Türkiye için" |
İddianamede neler var?
![]() Yargıtay, davayı Anayasa Mahkemesi'ne gönderdi. Kapatma isteminin KRİTİK noktası "laiklik"... İşte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın, AK Parti iddianamesine giren gerekçeler... Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, AK Parti'nin "laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline geldiği" iddiasıyla kapatma davası açtı. İddianamede sözü geçen "laikliğe aykırı eylemler" ise şöyle sıralanıyor: KIRMIZI SOKAKLAR Danıştay***8217;dan dönen içki yasağı, sonrasında ***8220;kırmızı sokak***8221; projesi ve bu konuyla ilgili medyada çıkan haberler ile parti yetkililerinin yaptığı açıklamalar. BİKİNİ REKLAMLARINA YASAK İDDASI Mayo firmalarının İstanbul***8217;daki bilbordlara yönelik ***8220;reklamı yasağı***8221; iddiaları. İÇKİ YASAĞI UYGULAMALARI AKP***8217;li bazı belediyelerin içki yasağı ve kadınlara özel park yapılması. İMAM HATİPLİLERE ÖZEL OTOBÜS İstanbul***8217;da imam hatipli kız öğrencilere özel ücretsiz servis otobüsü . ULEMA AÇIKLAMASI AİHM***8217;in türban kararının ardından Erdoğan***8217;ın , ***8220;Başörtüsü konusunda karar verilirken ulemaya danışılmalı***8221; sözü. ATA***8217;YA HAKARET FIKRASI AKP***8217;li Belediye Başkanı Cuma Bozgeyik***8217;in Atatürk***8217;e yönelik hakaret içeren fıkrası. BÜLENT ARINÇ'IN SÖZLERİ Bülent Arınç***8217;ın ***8220;Ben laikliğe inanmıyorum, en azından bizdeki uygulanış biçimine***8221; sözleri. VELEV Kİ SİYASİ SİMGE Başbakan Erdoğan'ın İspanya'da söylediği "Başörtüsünün velev ki siyasi bir simge olarak takıldığını düşünün, siyasal simge olsa ne olur" sözü... TÜRBAN MEVZU Üniversitelerde türbana serbestlik getiren Anayasa'da yapılan değişiklik... AKP Konya milletvekili Hüsnü Tuna Anayasa'da yapılan türbanla değişikliğin ardından 'hedefimiz kamu kurumları' sözleri... AKP'li Isparta Belediye Başkanı Hasan Balaman'ın, "Türbanlı bir kadın belediye başkanı veya daire başkanı da olabilmeli" açıklaması. Yargıtay Başsavcılığı, 17 klasörlük bir dosyayı kapatma davasının gerekçesi olarak Anayasa Mahkemesi'ne gönderdi. İddianamede En başta Başbakan Erdoğan olmak üzere, Cumhurbaşkanı Gül de dahil tüm AK Parti yöneticileri için siyasi yasak isteniyor... |
İşte kapatılan tüm partiler
Türkiye'de bugüne kadar toplam 26 siyasi parti kapatıldı. 1961 Anayasası ile Türk hukuk ve siyasi hayatına giren Anayasa Mahkemesi kurulduğu 1963 yılından bu yana 24 siyasi partiyi kapattı. Türkiye'de Anayasa Mahkemesi'nden önce kapatılan 2 siyasi parti ile birlikte Türkiye'de 26 siyasi parti kapatıldı. Türkiye'nin çok partili siyasi yaşamında 26 siyasi parti kapatıldı. 1961 Anayasası ile Türk hukuk ve siyasi hayatına giren Anayasa Mahkemesi kurulduğu 1963 yılından bu yana 24 siyasi partiyi kapattı. Türkiye'de Anayasa Mahkemesi'nden önce kapatılan 2 siyasi parti ile birlikte Türkiye'de 26 siyasi parti kapatıldı. Kuruluşundan itibaren siyasi partilerin kapatılma davalarını gören Anayasa Mahkemesi, toplam 24 partiyi kapattı. Anayasa Mahkemesi'nin kuruluşundan önce ise 26 Ocak 1954'te Millet Partisi, 20 Haziran 1960'ta ise Demokrat Parti kapatılmıştı. Millet Partisi'ni Ankara Sulh Ceza Mahkemesi, DP'yi ise Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi kapatmıştı. Anayasa Mahkemesi'nin kapattığı partiler ve tarihleri şöyle: İşçi-Çiftçi Partisi (İÇP-1968), Milli Nizam Partisi (MNP-20 Mayıs 1971), Türkiye İleri Ülkü Partisi (TİÜP-24 Mayıs 1971), Türkiye İşçi Partisi (TİP-20 Temmuz 1971), Büyük Anadolu Partisi (BAP-19 Aralık 1972), Türkiye Emekçi Partisi (TEP-8 Mayıs 1980), Büyük Anadolu Partisi (24 Kasım 1992), Sosyalist Parti (10 Temmuz 1992), Yeşiller Partisi (10 Şubat 1994), Halk Partisi (25 Eylül 1991), Türkiye Birleşik Komünist Partisi (16 Temmuz 1991), Halkın Emek Partisi (14 Temmuz 1993), Özgürlük Demokrasi Partisi (30 Nisan 1993), Sosyalist Türkiye Partisi (30 Kasım 1993), Demokrasi Partisi (16 Haziran 1994), Demokrat Parti-2 (13 Eylül 1994), Demokrasi ve Değişim Partisi (19 Mart 1996), Diriliş Partisi (1996), Emek Partisi (1997), Sosyalist Birlik Partisi (7 Haziran 1994), Refah Partisi (16 Ocak 1998), Demokratik Kitle Partisi (26 Şubat 1999), Fazilet Partisi (22 Haziran 2001), Halkın Demokrasi Partisi (13 Mart 2003). Anayasa Mahkemesi, siyasi partilerin tümüyle kapatıldığı 12 Eylül 1980 askeri darbesine kadar 6 partinin kapatılmasına karar verirken partilerin tekrar açıldığı 1983'ten bu yana da 18 partiyi kapattı. Mahkeme, 1983'ten sonra açılan 16 kapatma davasını ise reddetti. |
Dünya Medyası Kapatmayı Konuşuyor
AKP'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi***8217;ne dava açması dünyada da yankı yarattı. AKP'NİN KAPATILMASI TALEBİ DÜNYA MEYDASINDA LONDRA - Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın ***8220;Laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği***8221; gerekçesiyle AKP'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne dava açması dünyada da yankı yarattı. BBC: ***8220;Yalçınkaya'nın suçlamasıyla, AKP'nin başörtüsünün yüksek öğretimde kullanılması yönündeki anayasa değişikliği kararını kastettiği anlaşılıyor.***8221; DEUTSCHE WELLE: ***8220;İlk tepki Dakar'da bulunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den geldi. AKP kurucularından Gül, 'Türkiye ne kazanır ne kaybeder herkes iyi düşünsün' dedi.***8221; İNTERNATİONAL HERALD TRİBUNE: ***8220;Başsavcı, laikliğe aykırı faaliyetler nedeniyle mahkemeden iktidardaki partinin kapatılmasını istedi.***8221; |
İŞTE YASAKLI LİSTE
![]() 71 isim hakkında SİYASİ YASAK isteniyor. Bu isimler içinde Cumhurbaşkanı Gül de var. Diğerleri şunlar; 5 yıl süreyle siyasetten men edilmesi istenenler arasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de var. Ancak Gül, Anayasa gereği vatana ihanet dışında başka bir konudan suçlamadığı için cezai nitelikte olan bu yasak istemi konusunda Anayasa mahkemesinin ne karar vereceği belli değil. İddianamede 5 yıl siyaset yasağı istenen ismler şöyle: Recep Tayyip Erdoğan Genel Başkan Dengir Mir Mehmet Fırat Genel Başkan Yrd Haluk İpek Genel Başkan Yrd Teşkilat İşleri Mehmet Necati Çetinkaya Genel Başkan Yrd Seçim İşleri Edibe Sözen Genel Başkan Yrd Tanıtım ve Medya İşl. Egemen Bağış Genel Başkan Yrd Dış İlişkiler Nükhet Hotar Göksel Genel Başkan Yrd Sosyal İşler Hüseyin Tanrıverdi Genel Başkan Yrd Yerel Yönetimler Şaban Dişli Genel Başkan Yrd Ekonomik İşler Şükrü Ayalan Genel Başkan Yrd Halkla İlişkiler Bülent Gedikli Genel Başkan Yrd Mali ve İdari İşler Reha Denemeç Genel Başkan Yrd Araştırma Geliştirme İdris Naim Şahin Genel Sekreter Bekir Bozdağ TBMM Grup Bşk Vekili Mustafa Elitaş TBMM Grup Bşk Vekili Nihat Ergün TBMM Grup Bşk Vekili Nurettin Canikli TBMM Grup Bşk Vekili Sadullah Ergin TBMM Grup Bşk Vekili Fatma Şahin Merkez Kadın Kolları Bşk Kadın Kolları Bşk. Hakan TütüncüMerkez Gençlik Kolları Bşk Gençlik Kolları Bşk. |
AK Parti'ye RP tarifesi
![]() AK Parti'ye açılan kapatma davası Refah partisi için de açılmıştı. Refah Partisi, bu dava sonucu kapatılmıştı. Anayasa Mahkemesi, iktidarda bulunduğu sırada Refah Partisi'ni "laikliğe aykırı fiillerin odağı olduğu" gerekçesiyle Vural Savaş'ın açtığı dava sonucunda kapatmıştı. Dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş***8217;ın iktidarda bulunan Refah Partisi hakkında, "laikliğe aykırı fiillerin odağı olduğu" gerekçesiyle dava açmıştı. Vural'ın açtığı dava sonucu Refah Partisi 16 Ocak 1998 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından laikliğe aykırı fiillerin odağı olduğu gerekçesiyle kapatılmıştı. Refah Partisi***8217;nin kapatma davası yaklaşık 8 ay sürmüştü. Karar ise Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından açıklanmıştı. Karar sonucu Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan ve partinin bazı üye ve yöneticileri hakkında siyasi yasak kararı verilmişti. FAZİLET PARTİSİ KURULDU Refah Partisi'nin kapatılmasının ardından Fazilet Partisi kuruldu. Kapatılan Refah Partisi'nin siyasi devamı olduğu gerekçesiyle dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, bu kez benzer bir davayı Fazilet Partisi hakkında açtı. Savaş tarafından 7 Mayıs 1999 tarihinde açılan dava 22 Haziran 2001 de sonuçlandı ve Fazilet Partisi de kapatıldı. Fazilet Partisi için açılan dava da 2 yıl 1 ay sürmüştü. SONRA DA SAADET PARTİSİ Fazilet Partisi***8217;nin kapatılmasının ardından kurulan Saadet Partisi***8217;nden ayrılan bir grup tarafından 14 Ağustos 2001 tarihinde kurulan AKP***8217;ye de Refah Partisi'nin kapatılmasına neden olan gerekçeyle dava açıldı. Bu dava ile birlikte ***8220;Milli Görüş***8221; çizgisinden gelen partilere yönelik 12 Eylül 1980'den sonra açılan 3. kapatma davası oldu. |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 21:52 . |
Powered by MJTurkiye
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Powered by Herkonu team