![]() |
Bir oğlum olacak, adı Deniz
uykusuz korkusuz beter mi beter ben beynimi satarak yaşıyorum o benden proleter Bir oğlum olacak, adı Deniz karataşın göbeğinde aşk, karataşın göbeğinde barış, karataş çatladı çatlayacak ben de bitmeyen kavga onda yeniden başlayacak. Bir oğlum olacak, adı Deniz öfkede benden fırtına sevgide deniz ne samanyollarının ulu kevanları susuzluğumun ne kutup şafaklarında tanrılaşması ilkelliğimin Deniz gibi soğuk ve sert ve sorumsuz Deniz gibi uçsuz bucaksız Bir oğlum olacak, adı Deniz dilinde en güzel sesi Türkçemin kulağı en yiğit şarkılarla delik Adı Deniz olan bir oğlum olacak yıldızlı karanlığı; korkak bir merakla değil vivaldiyi dinler gibi okuyup anlayacak ve belki sütdişlerini sürerken, bir balaban bursa şeftalisine aydan kendi sesini dinleyecek ve görecek kendini aydan, vahşi bir çiçek gibi açılmış gözleriyle |
bekliyorum seni
senin de beni sevmeni bekliyorum seni fotografındaki seni görmeyi bekliyorum seni gözlerine bakmayı bekliyorum seni seni sevdigimi anlamanı bekliyorum seni taşlaşmış kalbinin yumuşamasını bekliyorum seni bu işkencenin bitmesini bekliyorum seni rüyalarımdan gitmeni bekliyorum seni gecelerimden gündüzlerime gecmeni bekliyorum seni benle alay etmenin bitmesini bekliyorum seni şiirlerimi anlamanı bekliyorum seni fotografın yıprandı artk bekliyorum seni senin de beni sevmeni bekliyorum bir zalimi |
Yıllar sonra nerden çıktın,
Beni tekrar yaktın yıktın, Hani mazide yaşanmış, Bir hatıra kalacaktın. Keşke o gün gitmeseydin, Bir kez olsun dinleseydin, Ellerin sözüne kanıp, Beni hiç terk etmeseydin. Şimdi cananım sırdaşım, Şimdi soframdaki aşım, Şimdi hayat arkadaşım, Olacaktın sen gülüm. Şimdi hayatın manası, Şimdi gözümün karası, Şimdi yavrumun anası, Olacaktın sen gülüm. |
satır araları boş, sözcükler hecelerini ayıklıyor
bit palasta çilingir sofrası kurulmuş, kapılar tartaklanıyor gece bir mürekkep gibi gündüze akıyor gündüz bir dişi gibi geceye kapaklanıyor güller topraklarını silkeliyor ağlamaklı dakikalar ömür sayıştayı kuruluyor saatler ölüme. kalbim bunca yüreklilikle hala niye atıyor kafamın tası tasası bir tesadüf ve gereklilikten öte yokmudur bu işin ası astarı sus bu dünyayı defnet içine! aklım ziyanım zararım karın karanlığından döndüğüm diyarım ayar olmadı saatler, uyku tutmadı mayasını kan kırmızısını damıttı, damlalar bir lavaboda ayrıştı dün bugünden önceki gündü bugün dünden sonraki gün anlaştılar sırlar sırra kadem bastı bininci baskısında müzikler birbirini ezdiler kasetçalar soygununda soyulan soğan kokusunu suçladı, burnunu tıkadı haliç her kulaçta bir adım geriledi inindeyken bir kuyu kendi dibini belirledi telvesini eledi diğer düğümler sinirden köreldi insan en sevimsiz havandı ve en gereksiz tabiatı zedeledi zelzele insan naralarıyla silkelendi kelimeler başı boş bölükler gibi dur emrini dinlemedi mayınlar en ateşli anlarda arındılar kendilerinden havaiydiler deliydiler kendi sesini duymak konuşmak için bir gerekçeydi doldurulması gereken bir boşluktu yaşam gedikti vesselam bir mazeretsiz dikitti yönü değiştirilmesi gereken bir akıntıydı içim boşaltılması, boşa atılması, boşa alınması gereken alüvyonlar lifler katmıştı zigzaglar çizerken debim aslında tepkimelerimdi bir yığın sürüklenmelerim, dallanıp budaklanmalarım kendimi yitirmek istememdendi kılıç balığıyla intihar etti akarsu kanayan yerleri pusulasıydı, zula karanın en kararsız haliydi, sularını denize boşaltmadı hiçbir daim çekildi, çekildi sular çok çekti.. |
Seni sevmek
Şiir tadıyla yaşamaktır gökkubbe altındaki tüm mısraları Seni sevmek Bıcır bıcır gülümseyen kızıldereli çocuklarla kırlarda delirmişçesine koşarak rüzgarla dans etmektir Seni sevmek Şeyh Bedrettin sabrıyla çile odalarında çile çekmektir Hak yolunu bulabilmek için Seni sevmek Sen yokken eldeki kızıl kehribar tespiyle gecenin kuytuluğunda volta atmaktır tüm kutsanmışlar adına Seni sevmek Gece griliğinde çıkagelen bir ihanetin karşısına Başı dik bir şekilde çıkıp Umut türküleriyle Direnç çiçeklerini dikebilmektir seni sevmek Göçebe ve mülteci sevdalarda dalıpdalıp gitmektir gurbete Seni sevmek Yüzyıllık bir haritada Katıp bir kentin arayışına düşmektir ölümüne Seni sevmek Hayyam misali Şarabın kızıllığına kapılıp Çöle bir gözyaşı gibi düşerek Al al gülleri yeşertebilmektir Ölü topraklar üstünde Tanrıdan habersiz Seni sevmek Yusuf misali Kör kuyulara ter****lmişken Yaratmaktır karanlıkta kendi umut ışığını Seni sevmek Bir şeman misali Her şey gölgeleşirken Hayatın gölgesine canvermektir Kendi hayatından ömür çalarak Seni sevmek Akşamın nasırlı duygularıyla sarhoş oluşına aldırmayıp Hoş geldin diyebilmektir yaşamama sebeb Seni sevmek Sen yokken Direnmemektir sensizliğin kendisine |
..BekLenen..
Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar. Ne de şeytan, bir günahı, Seni beklediğim kadar. Geçti istemem gelmeni, Yokluğunda buldum seni; Bırak vehmimde gölgeni, Gelme, artık neye yarar? Necip FazıL... |
demek gidiyorsun yine
sevdayı üstüme atıp zaten yaprakları sararmıştı bütün ağaçların ta on sekiz yıl önce sen şimdi yaşıyor gibi göründüğüme bakma ben on sekiz yıl önce ölmüşdüm şimdi yalnızca mezarımın üzerindeki otlar sararacak senin hemşire çıktığın yıldan ta ozamandan bu zamana yapraklar hiç yeşermedi ve ben hiç gülmedim tam onsekiz yıldır hadi git bu defa hiç arkana bakma bu gidişin son olsun artık ne ağaçlar dayanabilir ne de ben sen güle güle git benim ağladığıma bakma alışkanlık işte ne yaparsın sen iyilik meleği güler yüzlü hoşgörülü kardelen söylesene ne istedin benden alışmışdım ne güzel niye döndün yeniden ben onsekiz yıldır hiç şiir yazmamıştım yazdıklarımı bile yırtıp atmıştım şimdi,elimde kalem kalbimde yine sen utanmadan sıkılmadan sana şiir yazıyorum hadi git umutsuz vakayım ben ta senin hemşire çıktığın yıldan beri işte hep böyleyim ben hani senin gittiğin gün hani yaprakların sarardığı gün varya o gün gözyaşlarım bile ağladı benimle o sıcak yaz gününde bir üşüme hissettim tenimde ve ben gözlerime baktım sisli buğulu umutsuz gözlerim,gitti dönömez demişdi gözlerimden bile kıskandığım sen ben başka kimseyi sevmezken ve asla sevemeyecekken sen dönmedin geri senin gittiğin gündü hayatın bütün acımasızlığını yüzüme çalıp gittiğin gün ve benim herşeyden elimi çektiğim gün geceler bile kırılmışdı bana gündüzler yüzüme bakmıyordu gözlerim artık bal bal bakamıyordu sen olmayınca herşey düşmandı sanki herkes bi başkalaşdı sorma gitsin sanki sensiz olduğum için herkes kahrediyordu bana senin gittiğin gün bitanem ben yalnızlığıma acıdım yalnızlığım bana şimdi seninle bile yalnızım ha bir nefes yanımda olmuşsun ha bir ömür uzağımda sen sen bile çare bulamayacaksın yalnızlığıma sen uyurken gecenin kör karanlığında ben duvarlara baktım duvarlar bana ben yalnız onlarla konuşdum seni anlattım onlara ismini zikretmeden ovarya dedim başka bişey diyemedim boğuldum gözyaşlarına sen,elini dahi tutamadığım başımı dizine koyamadığım sevdam senden sonra ben hiç kimseye sana baktığım gibi bakamadım sende bulduklarımı kimsede bulamadım kardelenim kırçiçeğim ben sensiz hiç yaşamadım senin hemşire çıktığın yılda beni kör kuyuya attılar, karanlık derin bir kuyu kuyuya senin ismini taktılar susuz,buz gibi sğuk alabildiğine derin işte güler yüzlü kardelenim bu kuyu senin eserin ellerin uzansa belki çıkarırdın beni belki tutup ellerimden işte bak döndüm derdin geri sıcak bir kapı açardın belki hadi derdin üşüme gir içeri artık tohumlar yeşermeyecek ve artık yüzüm hiç gülmeyecek biliyorum yine gideceksin ve ben yine koşacağım ıssız tepelere yaşlı gözlerimle bir elimde sevdam bir elim bom boş karanlık yine çökecek üstüme hayat yine küsecek bir kuş misali uçup gideceksin ellerimden daha önce gittiğin gibi yine anlamı kalmayacak yaşamanın bana yolu görünecek yine oturup bir köşede ağlamanın ir bilsen ne zor olduğunu bi başına yaşamanın uzun gecelerin çekilmezliğini yalancı sahte yüzlerin sevimsizliğini bi görseydin onsekiz yıldır neler çektiğimi neyse hadi git vay be' yapraklar yeşermeye başlamışdı pembe bakışın bitanem beni yeniden ve yine hayata bağlamışdı sen yine uykuda olacaksın uzun gecelerde ve ben seni arayacağım gökyüzünde yıldızların içinde ADINI SEVDA ÇİÇEĞİ KOYACAĞIM gözyaşımla sulayıp sevdamla büyeteceğim ve ben sevda çiçeğim sana yemin ediyorum seni hep seveceğim hergün seveceğim |
Bekledim...
Hergün bekledim. Geleceğine dair, Hiç şüphe taşımadan bekledim. Ve Birgün geldin Hiç beklemediğim bir anda Geldin ve beni buldun. Aşkın böylesi makbulmüş beklemediğin anda geleni Ve Yine hiç beklemediğim anda gittin. Ama aşkı böyle yitirmek Ne kadar makbul Bilemem... |
Suya ekmeğe ne gerek var ki sen varken
Gül döktüğüm yollarda bekliyorum seni ben Virane bir moloz yığınına dondum karmaşayla Ne yapayım ben mor menekşeli evi sen yokken Seni seviyorum her zerrem seni düşünürken Seni bekliyorum sana şiirler yazarken Sen benim günahım, duam ve gerçek yalanım Ben seni beklerim zaman sana doğru akarken Gençliğime ve baharıma kıydım seni severken Parçaladım kendimi kendime hesap sorarken Yollar karanlık yollar sessiz yollar soğuk Üşüyorum akşam güneşi ile sana gelirken Ay ve güneş zorlanarak anlatıyorlar seni Ben yıldızları sana doğru bir bir kaydırırken Belki bir günü sana da anlatırlar beni Gözlerimden yaşlar akıyor sana koşarken Söküp atıyorum seni damarlarımda dolaşırken Seni içime çekiyorum kokunu güllerde ararken Bırak elimi yüzümü parçalasın diken Ne anlamım var benim yanımda sen yokken... Gene atıyorum kendimi yollara farketmez çayır çimen Kaç zaman giderse gitsin artık benden Sana geliyorum, sana yağıyorum, sana koşuyorum sana Bütün yollar sana çıkıyor zaten Bütün yollar sana çıkıyor zaten... Hayatımı hediye eden sen; hayatını sana adayan ben Bülbül gibi yanan ben; güller gibi açan sen Leylayla Mecnun'u yaşatalım gel sen ve ben Bizim de destanımız okunur okunur elbet ezberden... |
Günün ilk ışıklarının sıcaklığı
Yansıyamıyordu kalbime Yeni bir günün heyecanını Yaşayamıyordum gönlümde Fakat bir şey daha eksik Ne olduğunu bilmiyorum Sanki bugün öyle mutsuzum ki Acaba neden diye kendime soruyorum Dışarıya çıktım her yerde bahar Kalbime baktım orda hala kış var Elimi kalbime bastırıyorum neye yarar Bana bir şey mi oldu diye korkuyorum Şimdi anladım nedenini Mutluluğun kıymetini Güzelim bahar sevincini yaşayamadığımı Şimdi çok iyi anlıyorum Dün yaşlı bir amcanın Yanından geçiyordum Elinde bir çok yük vardı Yardım bile etmiyordum Kısacası yardım etmemeye yeltenmiştim Bugün ise cezamı çekiyorum Keşke yardım etseydim Ama iş işten geçti diyorum Sev insanları mutlu et onları Halime bakıp ders almış olursun Şunu da hiçbir zaman unutma Mutlu ettiğin kadar mutlu olursun |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 13:28 . |
Powered by MJTurkiye
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Powered by Herkonu team