![]() |
Var mı beni içinizde tanıyan?
Yaşanmadan çözülmeyen sır benim. Kalmasa da şöhretimi duymayan, Kimliğimi tarif etmek zor benim***8230; Bülbül benim lisanımla ötüştü. Bir gül için can evinden tutuştu. Yüreğine Toroslar***8217;dan çığ düştü. Yangınımı söndürmedi kar benim***8230; Niceler sultandı, kraldı, şahtı. Benimle değişti talihi bahtı, Yerle bir eylerim taç ile tahtı, Akıl almaz hünerlerim var benim***8230; Kamil iken cahil ettim alimi, Vahşi iken yahşi ettim zalimi, Yavuz iken zebun ettim Selim***8217;i, Her oyunu bozan gizli zor benim***8230; Yeryüzünde ben ürettim veremi. Lokman Hekim bulamadı çaremi. Aslı için kül eyledim Kerem***8217;i. İbrahim***8217;in atıldığı kor benim***8230; Sebep bazı Leyla, bazı Şirin***8217;di. Hat***8217;rım için yüce dağlar delindi. Bilek gücüm Ferhat ile bilindi. Kuvvet benim, kudret benim, fer benim***8230; İlahimle Mevlana***8217;yı döndürdüm. Yunus***8217;umla öfkeleri dindirdim. Günahımla çok ocaklar söndürdüm. Mevla***8217;danım, hayır benim, şer benim***8230; Benim için yaratıldı Muhammet! Benim için yağdırıldı o rahmet! Evliyanın sözündeki muhabbet, Enbiyanın yüzündeki nur benim***8230; Kimsesizim hısmım da yok, hasmım da Görünmezim cismim de yok, resmim de Dil üzmezim, tek hece var ismimde Barınağım gönül denen yer benim***8230; |
Aşk kalplerin bir azraili, bir avcının avladığı geyik.
Zamansız çıkar karşımıza, ha bir genç ha bir beyik. İçimize sığınır, kanımızı kaynatır, gözleri kör eder. İnsan gücü yetmez, boynumuz ona doğuştan eğik Yalnızlık akşamın karanlığı, toprağın susuzluğu. Aşktan hancer tatanın en yakını, can dostu. Yatakta eşimiz, sofralarda birlikte yemek yeriz. Karşı gelinmez, O AŞKIN SAĞ KOLU. |
adımın sağlam at, yanlışa düşme,
Huzur'a çıktığın O Günü düşün!... sen sen ol canlara düşmanlık etme, Huzur'a çıktığın O Günü düşün!... sanki sen kralsın, dosttan ıraksın, sen de benim gibi, dalda yapraksın, ne yapsan, ne etsen sen de topraksın, Huzur'a çıktığın O Günü düşün!... sakın hile yapma dostum tartında, sonumuz yazılmış, Ecel Kartında, sarılıp, bembeyaz kefen sırtında, Huzur'a çıktığın O Günü düşün |
Gözlerin var ya o güzel gözlerin,
beni benden aldı. Beni tekrar hayata bağladı, Gözlerin var ya o ilk bakisin, bende kalışın, hani gözlerinle beni sevdiğini anlatışın, hep aklımda kaldı. Gözlerine baktığımda, bir an dünyadan uzaklaştım O an tek sana baktım, o kadar güzeldi ki o kadar masumdu ki gözlerin. Farz et senin gözlerin bir şelale gibi, durmadan akarsu, ben ise o şelalenin içinde kendimi bırakıp dalgalanıyorum. Farz et gece olduğunda o yıldızların arasında ışıldayan tek yıldızım senin gözlerin. Seni sevmek: benim boynumun borcu, sana değer vermek:Yüreğimin korkusu Sana alıştım ve bağlandım derken: O GOZLERIN KAYBOLDU... |
Sen; suda gölge,
Gölgede ışık, Işık ta ateş gibisin... Ve başımda bulut, Bulutta suyum, Gökte yağmurum, Aşk ateşimi söndüren, Serinliğimsin... Ve sen yaşama gerekli her şeyde, Ve yaşanan her yerde; bereket gibisin... Sen kara sevdam, Sen gözyaşım, Sen sevincim, Sen, emsalsiz bir memleket gibisin... Sen açlara tokluk, Sen, kıtlıkları bitiren bolluk, Sen çokluk, Sen sayısızlıksın... Sen; Gönül yaralarına derman, Sevdalara ferman, Sen vazgeçilemezim, Ve sen uyuyamadığım, hep özlediğim, Ve uyumak istediğim en derin uykum... Sen, Aşkım, Dünyam, Rüyam, Yorgunluklarımın bitimi, Varmak istediğim son nokta... Sen; rüyamsın, o en çok görmek istediğim, Sen; hülyamsın, dalmakla bitiremediğim, Sen yaşamımsın, Ve hayatta kalmamın tek nedeni, Kısacası, Aldığım nefes gibisin... |
Kimdi seni sevgiye hasret koyan?
Kelimeleri sıralayıp destan yazdıran? Hep yabancı gibi mi geldi sana gelen? Olmadı hiç seni seven? Hep suratı asık mıydı sevdiğinin Yoksa çok mu insafsızdı? Kimdi sana hiç değer vermeyen Olmadı hiç seni seven? Kaçmalıydın bu ızdıraplı sevdadan Bir hediye,akıl veren olmadı mı? Hiç yakışır mı böyle bir aşkı iki güne sığdırmak, Hiç yakışır mı seni bırakıp uzak kentlere gitmek Kırık düşler ülkesinin prensesi Olur mu hiç seni sevmemek? |
Sensiz bir sevgililer günü daha geçti...
Buruk ve kederli Kapattım gözlerimi ve seni düşündüm Sen olsaydın ah bir olsaydın Neler yapardım neler bir bilsen En uzak dağlardan sana Koklanmamış çiçekleri toplar gelmezmiydim... En derin denizlerden inciler almazmıydım.. En masumluktan daha masum saflığım En kırmızılardan daha kırmızı kalbim En mavilerden daha mavi düşlerimi Gözümü kırpmadan sunmazmıydım sana En gümüşten daha gümüş Güllerle çevrili bir tepsi içinde... Ahhh ahhhhh ah... Şimdi nerdesin kimlesin bilinmez Uzak diyarlarda ne yaparsın Kimlerin kalbini çalıp kaçmakla meşgulsün Ve kimlerin ellerinde huzurlusun. Herzaman söylerim Sevmeli bir insan ölümüne sevmeli Dönüp bakmamalı arkasına Geçmişi sorgulamamalı Vermeli herşeyini ve sonsuz güvenmeli Sınır tanımamalı asla, umarsızca... Uçup gitmeli beraber Bırakmalı kendini aşkına Dünyayı yakmalı gerekirse Korkmamalı kimselerden Ve çekinmemeli aşkını söylemekten... İşte böyle sevecektim seni ben Bir gelseydin eğer OLMAYAN SEVGİLİ... |
Asrın en ölümsüz tadında aşkını yaşıyorum,
Yokluktan gelmiş bir mülteci gibi sığındığım, Şömineli bir aşk gemisisin,sevgi okyanusumda.. Emanet artık sana,bugüne kadar kimseye açamadığım, Minik ama senin aşkını içine alabilecek kadar da kocaman kalbim.. Birgün gelicek,hiç ayrılmayacaksın yanımdan, En tatlısını paylaşıcaz aşk meyvesinin, Ne zamanlar geçiricez,kaçamaksız,çekingesiz.. İnsanlar değil tüm canlılar imrenecek bu güzelliğe, Mum ışığında,masal tadında,vanilya kokusunda bir aşka.. |
Değişmeyen yetkim
Değişmeyen gücüm olsaydı, Nufüsunun nereye ineceğini bilmiyorum,amma... Düzenini,öyle yerle bir ederdimki Kalıntılarından,eser bile kalmazdı. Senden bahsediyorum, Senden, Adaletinden, Yarattıklarının,yarattıklarına Yaptıklarından, Senin adına hizmet verdiğini sanan, Seninde izin verdiğin,infaz çetelerinden. Sağcı,solcu demiyorum Dinli,dinsiz hiç demiyorum Yarattıklarından rahatsızım,ben dahil Yarattığın,yaratıklardan, Adına en üstün canlı koyduğun, Adı insan olan,insanların Alçaklarından rahatsızım. Elimde olsaydı, Hak dediğin,dört dini de eleğe eleğe Öyle bir hale getirirdimki, Ne İsa***8217;nın karşısında dua eden, Ne papaza günah çıkarttıran, Ne başını secdeye götüren, Ne insanları,hayal ürünleriğle kandıran, Nede diğerleri kalırdı. Kalanlarsa,insan gibi insan olanlar,olurdu, İşte o zaman, İnsan gibi görünüp,insan olmayanların, Olmadığı dünyada,yaşanırdı, Barbarlığımdan değil,yapmak istediklerim Barbarlardan kurtulmak içindir,dilediklerim,barbarlığım. Kimsenin,kimseye karışmadığı,güçlünün güçsüzü soymadığı, İnsanın insanı öldürmediği,İnancı için,sorgulanmadığı Bir dünya ver vereceksen, Yoksa sana mihnetim yok Al canımı alacaksan, Varsa eyer,o dünyada, At nereye atacaksan |
Sen benim onyedi yaşımsın,
Deli çağımsın... Sen benim ayakkabılarımın arkasına İlk basışımsın . İlk cigaram, İlk ıslığım, İlk kızgınlığım, İlk aldanışımsın. Sen benim İlk ütülü beyaz gömleğim , İlk şiirim, İlk kavgam , Yaşamı İlk far****şimsin . Sen benim onyedi yaşımsın... Yazlık sinemanın kapısında saçları taralı bir oğlan. Cebinde iki gazoz parası Gönlüne tarifsiz rüzgarlar dolan . Iki film bu akşam, Birinde Yılmaz Güney oynuyor, birinde Fikret Hakan. Bak Suat Sayın söylüyor cızırtılı plaktan: '...Rüyadır gördüğün bütün düşler , Gözlerin aklımı perişan eyler , Aşk masalından şarkılar söyler , Beni hülyalara salan gözlerin ...' Yazlık sinemanın kapısında saçları taralı bir oğlan , Bir külah çekirdeği, mangal gibi yüreği var, bilesin... Sen benim onyedi yaşımsın, Deli çağımsın... Aynaya İlk bakışım , Babamla İlk kavgam, Evden İlk kaçışımsın. Serçeleri sevdimse senden, Minibüslerde muavinlik ettiysem. 'Bir Teselli Ver'i dinlediysem Orhan Gencebay'dan, Emirgan'da çay içtiysem, Tophane'de sabahçı kahvelerini öğrendiysem , Nerden bildiysem şiirlerini Ümit Yaşar'ın, Pazar sabahları kapının önünden geçtiysem, İçimdeki kıpır kıpır bu soluk nereden ... Sen benim onyedi yaşımsın, Deli çağımsın... Okulu İlk asışım, İlk kez birine gümüş kolye alışımsın. Sen benim İlk sakarlığım, İlk tuhaflığım, İlk yakalanışımsın. Sen benim onyedi yaşımsın... Mahallenin delikanlısı, Elleri ceplerinde, dudağında ıslığı, Başında kavak yelleri. şarkılar mırıldanıyor. 'Zalimin zulmü varsa sevenin Allah'ı var' yeni çalıyor 45lik plaklardan. Hayri şahin ortalığı kavuruyor. Mahallenin delikanlısı, Cebinde iki gazoz parası. Yüreğinde garip bir pıtırtı Alışmaya çalışıyor sana alışmaya. Akşamları işportaya çıkıyor, Bir defter, bir kalem, bir de çakı alana aynayı bedava veriyor. Yani günler geçiyor onyedi yaşının bütün tadıyla ... Sen benim onyedi yaşımsın, Deli çağımsın... İlk maça gidişim, Cemil Turan'ı İlk seyredişim, İlk sevincimsin. Ben anamın muskasını nasıl astıysam göğsüme öyle güvendiğimsin. Sabahları eskici geçiyor kapıdan Karşı komşu Nafile Teyze bakkaldan ekmek istiyor Çocuklar top kovalıyor mahallenin arsasında Bir bakıyorum cama da iki güvercin konuyor iyi mi, Herşey güzel oluyor. Bu hengame nasıl yakışıyorsa İstanbul'a bana da aşk öyle yakışıyor. Anam koş kapa diyor muslukları,üç gündür akmayan sular geliyor. Ben onyedi yaşındayım, hayat benden yana duruyor ... Sen benim onyedi yaşımsın, Deli çağımsın... Sen benim ayakkabılarımın arkasına İlk basışımsın. İlk cigaram, İlk ıslığım, İlk kızgınlığım, İlk aldanışımsın. Sen benim İlk ütülü beyaz gömleğim, İlk şiirim, İlk kavgam, yaşamı ilk far****şimsin... Sen benim onyedi yaşımsın, Sen benim, sen benim, sen benimsin. Sen benim her şeyimsin. Hiçbir şeyimsin, hiçbir şeyimsin ... ibrahim sadri |
Zaman ne çabuk sensizlik oldu bak
Her yerde yalnızlığın var Bir gece dolusu karanlık içindeyim Her yerde aydınlığın var Gitme aşk ı sensiz bırakma Bak orada ölüm var |
Hayat kısa, sorunlar çok,bitmiyor
Her şey yanlış, bir şey doğru gitmiyor Biçareyim,onur para etmiyor Onursuzlar işgal etti dünyayı Elimden aldılar,bir bir ne varsa Kimsenin malına, bakmadım oysa Şerefsizim,bir kelimem yalansa Şerefsizler işgal etti dünyayı Tek başıma kaldım, gücüm yetmiyor Kul köle olmayı, gönlüm çekmiyor Neme gerekçiler,kaygım yok diyor Kaygısızlar işgal etti dünyayı Garibanı, alışmışlar soymaya Adam gibi,dur diyen yok vurmaya Vermek değil,herkes gelir almaya Alıcılar işgal etti dünyayı İnsan neki, koyun gibi bilerek Varlığımı, bir kalemde silerek Edepliler, bir kenarda sinerek Edepsizler işgal etti dünyayı Uçan el oğluna,ne yapar yaya Dertler, yüreğimde kocaman kaya Namussuz olanda, olur mu haya Hayasızlar işgal etti dünyayı Sen, taşlı yollarda debelen Murat Hırsıza, asfalttan yapılmış sırat Suçlar dosya dosya sonuç beraat Kalemsizler işgal etti dünyayı |
Gözlerinin pınarında
Bir bulut, Boşandı boşanacak Nerdeyse. Aklımdan geçenleri Okuyorsun su gibi. Dünya gördü Bizi boğazladılar... Tutma gözyaşlarını Onur da ağlar... Bırak yıkansın gökyüzü, Lacivert, yeşil, altın Işıkları günbatının. İşte şafaktayız gene Çırılçıplak Ve mavi. İşte sanki dağ yeli Ve işte sanki meltem... Kimse toz konduramaz Kesip attığımız tırnağa bile Sen en güzel kızısın Bütün galaksilerin Bense tozuyum artık Akkor tozuyum Prometheus'u yakan Kara sevdanın... Ne alnımızda bir ayıp Ne koltuk altında Saklı haçımız Biz bu halkı sevdik Ve bu ülkeyi. İşte bağışlanmaz Korkunç suçumuz... ahmet arif |
Uğrunda ölecek kadar seversen,
Bu asrın mecnun'u demeli sana... Vuslata ermeden, canın verirsen, Aşk, ahrette borçlu, kalmalı sana... Çabalar nafile, o, dönmeyecek, Her an ansan bile, o, anmayacak, Besbelli bu hasret tükenmeyecek, Onsuzluk ölüm se; gelmeli sana... Sözcükler tükendi, bu öykü biter, O derya kurudu, onunla bir vaha yeter, Can yanar, o, dönmez, bir duman tüter, Mecnun, kerem, ferhat yanmalı sana... |
Daha yolumuz var kalk uyan
Bak bekleyen bir hayat var Yollar var yürümeni bekleyen Dostlar var seni görmek isteyen İsyan etme hiçbir zaman Biri var Hepimizden öte Hepimizden büyük olan Ona inan Bilir misin sen inanınca açılır bütün yollar Bilir misin sen isteyince yardımda gelir İyi niyetinin kıvılcımı yeter Kalk sil gözyaşlarını Güneş***8217;e bak,Ay***8217;a bak Yıldızlara bak Git aynaya yüzüne bak Bil kıymetini küçücük bir çöpünün bile Şükret her gününe İnan Güzel günler çok yakın Ağlama İnan ve sabret Bekle ve şükret |
Lotusa benzer saçlarının kokusu
içime çektikçe tüm fenerlerim söner gözlerin narin bir bakışla donmuş güneşimin tüm buzlarını çözer mesut aşıklar yakalanınca tek bir bakışına aşıklığına kara bir isyan eder bilinmez gergef gergef ördüğün bu ağa neden sadece uyanık aşıklar düşer denizci türkülerinde duyulur saçlarının kokusu dalgaların kıyıya vurmaları sendendir sen varken bitmez dağdan dağa rüzgarın kokusu gökyüzünün avare kusları senin eserindir tanrının yeryüzüne saldığı sis seni benden saklamak için midir rahibeleri anladım isa aşkına peki sendeki bu tazelik nedendir solgun denizlere renk veren saçlarının kokusu gölgesinde saklar, gökkuşağının kayıp rengini cezirde sana koşar, okyanus sularının buğusu sana hasetlerindendir eliflerin yalnız duruşu gel salalım çılgınca heryere, saçlarının kokusunu baharlar hiç eskimesin yeryüzünde. |
Sadece ben uyanmalıyım yaz gecelerininin sabahında..
Ben uyuyakalmalıyım tatlı anılarını dinlerken.. Delice vuruldugun gözlerin icin nefes almayım sadece Rüzgarda dagılan saclarını sadece ben düzeltmeliyim.. Ben bilmeliyim dudaklarındaki ıslak öpücükleri atesini Ve sadece ben silmeliyim gözbebeklerindeki gözyaslarını.. Ve sadece ben sevmeliyim seni delicesine.. Senin sevmenin bedeli Cehennemde sunulsa bana.. Ben sadece senin için ölmeliyim.. |
Sen bana kaçak, ben sana sürgün.
Kaçsakta kurtulamayız, yavaş yavaş etrafımızı sararken hüzün, Eğer hayat denilen bu acımasız yolda, takatin kesilmiş, yorulmuşsan bir gün. Beni hatırla, sevgi zırhını kalbine bürün, Boş vaatlerle tükenip geçse de ömrün, zorluklara yenilme ve sabret, sabret ki solmasın, hep açsın gülün. Acılar olgunlaştırırmış insanı. Üzülme, derdi veren elbet verir dermanı. Kapına gelmeden ölüm fermanı, sabrınla aş karşılaştığın tüm zorlukları. Her ne kadar kötü olmaya zorlasa da hayat insanı, kalbinde yaşat kaybolmaya yüz tutmuş o temiz duyguları... |
Bildiğim her şeyi bir yana atıp,
Bütün yaşadıklarımdan hiç ders almadan sevdim seni. Sadece sevdim.. Sonra yeni şeylerle birlikte öğrendim seni. Sen en yenisi oldun öğrendiklerimin. En iyisiydin sevdiklerimin. Senden sonra bütün öğrendiklerimi sevdim; Gerçeklerin acı olduğunu öğrendim, Gerçekleri sevdim, Hasreti, sensizliği, gece çöken hüznü Öğrendim ve yine sevdim. Ben, Sadece sevdim.. |
Yaşamak,yırtarcasına hayatı
Ve parçalarcasına tüm kuralları Sadece aşkın kuralları kalana kadar Savaşmak kurallarla Ve kazanmak,zaferi coşarcasına Kutlamak,aşık olmak gibi Delicesine,çıldırmışçasına Yeniden doğmuş gibi ağlayarak Yaşamak,sadece aşkla,sevgiyle En güzel yaşam,en güzel hayat Ölüm yok,ayrılık yok Sadece senin gibi güzel Sadece senin gibi sade |
Her şeyden önce sana,
kalbimin en dip köşelerinde kalan, sevgi parçacıklarını çıkarmama ve onları birleştirmeme yardım ettiğin için... Ve büyüdükçe büyüyen bu sevgimi nereye sığdıracağımı bilemezken bana kollarını açtığın için... Ellerimden tutup beni ayağa kaldırdığın ve sarıp koruduğun için... Bana cesareti öğrettiğin için... Sabahları güleryüzle uyanmamı sağladığın için... Günaydının için... Hatta özlemin için... Hayatımın en güzel şiirlerini yazmama sebep olduğun için... ....ve hepsinden öte senin için sana çok teşekkür ediyorum son olarak seninde dediğin gibi; ***8220;mutlu bir günün seninle,seninde hep benimle olman dileği ile....***8221; seni çok seviyorum |
Ne ben tutunabildim
Ne de sen kaldın bende Rüzgarı fırtınalar yarattı yokluğunun Zamanımı çaldın Bitiyorum... Sürekli bir nisan yağmurusun Camların kuytularına sığınıyor yüreğim Adın yok tadın yok Sen yoksun Olsun... Nasıl bir yalnızlıktır bu? Nasıl bir sensizlik? Kimi sevsem yanlış insan Zaman mekan... Herşey yanlış Herşey yalan Herkes pişman benim gibi Sana aldanan. |
Herşey yapılabilir
Bir beyaz kağıtla Uçak örneğin, uçurtma mesela. Altına konulabilir Bir ayağı ötekinden kısa olduğu için Sallanan bir masanın. Veya şiir yazılabilir Süresi ötekilerden kısa Bir ömür üzerine.. Bir beyaz kağıda Herşey yazılabilir, Senin dışında.. Güzelliğine benzetme bulmak zor, Sen iyisimi sana benzemeye çalışan Herşeyden: Bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor. Belki tabiattadır çaresi Senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin.. Ve benim Bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim.. Anlarım bitkiden filan Ama anlatamam Toprağın güneşle konuşmasını Sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla Sen bana ışık ver yeter Bende filiz çok.. Köklerim içimde gizlidir Gelen giden, açan soran, bere budak yok Bir şiir istersin "içinde benzetmeler" olan Kusura bakma sevgilim Heybemde sana benzeyecek kadar Güzel birşey yok Uzun bir yoldan gelen Tedariksiz, katıksız bir yolcuyum Yaralı yarasız sevdalardan geçtim Koynumda bir beyaz kağıt boşluğu Herşeyi anlattım.. Olan olmayan, acıtan sancıtan.. Bilsem ki sana varmak içindi Bütün mola sancıları Bütün stabilize arkadaşlıklar Daha hızlı koşardım Severadım gelirdim Gözlerinin mercan maviliğine.. Sana bakmak Suya bakmaktır.. Sana bakmak Bir mucizeyi anlamaktır.. Sağa sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır Aşk sorgusunda şahanem Yalnız kelepçeler sanıktır Ne yazsam olmuyor Çünkü bilenler hatırlar.. Hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar Bahçıvan değil tüccarlardır Sen öyle göz, Sen öyle toprak ve güneş ortaklığı Sen teninde cennet kayganlığı iken, Sana şiir yazmak ahmaklıktır.. Bir tek söz kalır Dişlerimin arasından Ben sana gülüm derim Gülün ömrü uzamaya başlar Verdiğim bütün sözler Sende kalsın isterim Ben sana gülüm derim Gül sana benzediği için ölümsüz.. Yazdığım bütün şiirler Sana başlayan bir kitap için önsöz Sana bakmak Bir beyaz kağıda bakmaktır. Her şey olmaya hazır sana bakmak suya bakmaktır.. gördüğün suretten utanmak.. sana bakmak bütün rastlantıları reddedip bir mucizeyi anlamaktır.. sana bakmak Allah***8217;a inanmaktır. yilmaz erdogan |
Bir gün yüreğimin kapısı çalındı ve
Şiir kokan, türkü kokan bir sevda girdi içeriye EYVAAAH ! Ya umudum ile hasretim arasındaki köprünün basamakları kırılırsa.. Ya benim oyuncakları kırıldı diye ağlamaktan göz pınarları kurumuş içimdeki çocuk uyanırsa.. Korkularım ve kırılganlıklarım hep bu yüzden Hep kendime pişmanlıklarım.. Şimdi bir uçurumun kenarından bakıyorum aşka Bir adım atsam, annesinden uçmayı öğrenmeye çalışan yavru bir kuş gibi düşecek umudum yere.. Artık sevdam sana da yenildi Aşk dedim, sevgi dedim, Sen ise BİR DOST.. Sana olan sevdamı Simge durumunda küçültüp ardından bir umut diyerek Kalbimin geri dönüşüm kutusuna kaldırdım. Belki bir gün yanlış adreslerde mutluluk aramaktan sıkılır da geri dönersin diye.. Gönlümdeki güneşin batışını seyrederken Üzerime yağan karlar, Bana duygularına yenilmiş mantığımdan yadigar Bu yüzden midir bilmiyorum Vazgeçilmezlerim arasında oluşun Yoksa bir meleğin kanatlarının ardına saklanmak için mi seviyordum seni ? |
Çığlıklarım yırtar karanlığı
Adın sokaklara düşer hece hece Açıp aşk kitabımı bu gece Sevmek sevilmek üzerine Sana bir şey diyeceğim Beni benimle bıraktığın an İçimden bir çığ kopar Donuklaşır birden bakışlarım Ağlarken gülmek üzerine Sana bir şey diyeceğim Yokluğunda vurgun yedim Tutmaz elim kolum bedenim Düşe kalka bir başıma Yaşarken ölmek üzerine Sana bir şey diyeceğim |
sana bir şiir yazacağım menekşe yaprağına
burcu, burcu sevgi kokacak her kelimesi aşkın iksirini dökeceğim tüm hecelere bekle sevdasına kurban olduğum simdi sisler çökmüş yüreğime karlar yağar düşlerime hele bir bahar gelsin dallar tomurcuk versin iste o zaman böyle kelepçede kalmayacak duygular güvercinler uçuracağım senin göklerine sana bir şiir yazacağım içinde hasret olmayan güneş doğacak kaf dağından geceler böyle avare, yaşanan saatler böyle sessiz olmayacak sana yemin gözbebeğim artık aşkımızın ateş rengi gülleri solmayacak bu son fasıl olacak gönlümüzde açıdan, kederden yana ben saçının bir teline sevapları satmışım kalbinin her kösesine geçmiş gelecek yıllarımı yazmışım senin ırmaklarında yaşanacak en büyük günahlar şu bulutlar bir dağılsın nerde olduğumuzu bilelim dudakların kadehler de dudak izlerimi aramayacak hele dönsün su mevsim bu yalnızlığın, kimsesizliğin uğultusunda gidecek kulaklarımızdan bir şarkı dinleteceğim sana sevdadan yana kelimeler böyle kifayetsiz kalmayacak böyle mühürlü olmayacak dudaklarım sen yüreğimde sır değil, sözcüklerimde yangınım olacaksın bu sevda böyle sürgünlerde, böyle tutuklu kalmayacak bi***8217; tanem bekle sevdiğim fidanlar yeşersin, acilsin su hasrete uzayan yollar, karlı dağlar göçmen kuşlar dönsün yuvaya bu havanın nemidir bi***8217; tanem sen nisan yağmurlarına sakla sevdayla yanan bedenini baharda ıslanmalı güz vurmuş dudaklar istemem beni böyle perişan, böyle çaresiz göresin bahara bıraktım umutları bir yeşersin su menekşeler, sümbüller iste o zaman değmeli gözlerin gözlerime iste o zaman bir şiir yazacağım sana menekşe yaprağına iste o zaman bir sevda getireceğim sana sırılsıklam |
Bırak, silme göz yaşların varsın aksin
Yanaklarından süzülürken yatak yapsın Ancak böyle boşalıp, sükunet bulursun Belki de aradığını bu şekilde bulursun Hem bak! Gökyüzü bile sik sik ağlamaktadır Galiba gökyüzü de ağlamakla rahatlamaktadır Hatta, bazen çok ağlamaktan göz pınarı kurur O an, gökyüzü de benim gibi çok efkârlı durur Sakin ola ki sen de benim gibi için için ağlama Sevda hasretiyle, yüreğine al korlarla dağlama Kimsenin görmesini istemiyorsan geceleri ağla Öyle ağla ki; feryadı figanınla dağları da dağla Öyle gözyaşları vardır ki şehit kanına denktir Bu gözyaşları arzularımıza ulaşmakta mihenktir Hem bak! ağlamakla kimler sevdiğine kavuşmadı ki Misal olarak Yakup(a.s) Veysel Karanî yetmez mi ki |
İstemiyorum artık yokuşlarda
Yormak kendimi... Ne varsa içinde; bırak da git Bir kaç gün de olsa sevindik Biliyoruz nasıl olsa sonu var da Dillendirmek istemedik... Sen bende kal, ben de sende Bir kez olsun görebilsen de Gömeceğim kalbime sevincimi Bırak da git... Elinde kalanlara baktığında Gözyaşın sel olup aktığında Bir rüzgar ol da Gülüver yüzüme O derin bakışınla... Bir gün gelirse eğer Kalbinin mutluluğu bulacağı yerde Aşk bir gülse; koklamaya değer de Unut da git...beni bıraktığın yerde Belki bulursun bir başka seherde... Veremedim sana Aradığın güzel anları Bırak da git...güzel kalbi göğsündeki Bir gün gelir de bana Sorarsın yerdeki ve gökteki Yıldızların üstündeki Parlak ve de ürkek beyazı Elimdeki name dolu sazı Ya da gözümdeki sade nazı... Bırak da git...içinde ne varsa Bu gönül bir gün ararsa Kapa yüzüne kapıları Dilindeki tüm şarkıları Söyle karşındaki hayale... Sende değil, sıra bendeydi sadece Bu kez saklamalıydı her gün ve gece Yüzümdeki geç kalmış gülümsemeyle Göğsümdeki açılmamış yarayı... Ben arar ve de görürüm seni Yeni doğmuş bebelerin yüzünde Yaşanacaksa eğer bu hüzün de Beklemem seni istemem gelmeni... Bırak da git...bana elinde kalanları Az da olsa yaşadık o güzel anları Bir an olsa da gördüğüm O derin bakışlardı gülüm... Onu da bırak içimde kalsın Sen hayalimde yaşa Ben de yaşatayım seni Çektiğim her nefeste Seni koyduğum kristal kafeste. Bırak da git...elinde ne varsa... |
Cumhuriyet,kültür ve sanat şehri Sivas***8217;ım
Güneşin her doğuşundaki kızıl ışıklara Bakarken o yorgun gözlerimle semalarına Mis kokulu esen yelini solurken Bulutların ardında gizlenen güneşe seni sorarım. Sanatçılar,aşıklar diyarı Sivas***8217;ım Neden mahsun bakıyorsun bana Neden boynun bükük sanki Kızılırmak bile eskisi gibi coşmuyor Seni sevenlerimi özlüyorsun yoksa Yada geleneklerinin unutulduğuna mı Özdeğerlerinin kaybolduğuna mı Yitirdiğimiz büyüklere saygıyı,küçüklere sevgiye mi Yoksa birlik beraberlik ve dayanışma dolu dostluklara mı Üzülüyorsun İyi ve kötü günlerdeki paylaşımların bittiğine mi Taş yığınları arasında kalan anılarına mı üzülüyorsun. Neden geceleri bile karanlıklar caddelerinde Yanan lambanın ışıkları bile nazlı ve küskün yanıyor Biliyorum bu susmuş çehrende Anılarına gömülüp, parçalanan yüreğinin Sesini dinliyorsun yüreğine akan gözyaşlarınla Dinle beni Sivas***8217;ım sil gözyaşlarını Benimde içim kan ağlıyor seni andıkça zaten Sivas***8217;ım beni duyuyor musun mazilere gömülen anılarımızı Düşündükçe yüreğim bir parça çarpıyor seninle Kan damlıyor yüreğime sensizliği düşündükçe Unutamıyorum Sivas***8217;ım seninle olan anılarımı Taş binalar yuttu acımasızca Çocukluğumu özlüyorum,gençliğimi özlüyorum Saf ve duru dostlukları,tel helva çekildiğinde Pırasa ve paspas dediğimde işittiğim azarları Evimizin bahçesindeki Armut ağacının dibinde Oynadığım çizgileri,yakan toplarını unutamıyorum Kıymalık yapılırken yediğim ekmek batırmalarını Yufkaları,pezik turşularını,eriştelerin kokusunu Sivas***8217;ım seni unutamıyorum Ramazan gecelerinde dinlediğim davul seslerini, Arefe günü komşulardan topladığım memmecimin gliğini Bayram harçlığımla bakkala koşarak aldığım Gazoz ve kağıtlı şekerin tadını unutamıyorum Susayınca tatlı suyundan avucumla içtiğim Kepenek suyunun lezzetini unutamıyorum Gençliğimde 4 Eylül Stadında bütün coşkumla Kırmızı,Beyaz,Üçyıldız,Sivas,Sivas Heey demekten Sesimin kısılarak evime döndüğümü unutamıyorum Sivasspor diye çarpan yüreğimin sesini dinliyorum 38 yıl sonra süper lige çıkan Sivassporuma Doyasıya gidemediğimizin kahrıyla yaşıyorum Sivas***8217;ım sende özlüyorsun bunları biliyorum Ondan boynun bükük,ondan mahsun bakışların Seninle her şeyin bir ayrı anlamı vardı Sivas***8217;ım Seninle yaşanan her şeyin bir ayrı güzelliği vardı Sevgiyi ve aşkı tanıyan yürekler bile Senin mehtaplı gecelerinin sesliğinde Kutup yıldızında buluyordu teselliyi Sivas***8217;ım seni unutamıyorum Umarım birgün bir bahar güneşi gibi Yüzünü güldürür yeni kuşaklar ve, Umarım ki birgün bu kırlarındaki çiçekler Bir başka tomurcuk açar inatla Ve umarım ki bir gün unutulan öz değerlerine Birileri sahip çıkar ve yaşatırlar. Umarım birgün karlar arasında inatla direnen Kardelen çiçeği gibi olursun,hırslı ve kararlı Sen üzülme Sivas***8217;ım sevdiklerin yanında olmasa da Biz varız yanında teselliyi bizde bul Umarım küskün Kızılırmak***8217;ta birgün barışır Coşar Sivaslının yüreği gibi çağlaya çağlaya Sivas***8217;ım seninle yaşadığım o eski yıllarımı hem özlüyor Hem de bütün yüreğimle seninle gurur duyuyorum Sivas***8217;ım biliyormusun dinle yüreğimin sesini Seni öyle çok seviyorum ki, Zaman dursa da, mevsimler geçse de ve hatta Gökyüzündeki bütün yıldızlar bana dur dese de Dinlemem kimseyi yine koşarım sana delicesine Gitsem de birgün bir dağların ardına Yırtar gelirim yine sana soluk alamam sensiz Sivas***8217;ım senden ayrılmak mümkün mü kopamam senden Ama olur ya Sivas***8217;ım istemeden de olsa Birgün ayrılırsam eğer senden ve bu mis kokulu topraklarımdan Getirsinler cansız bedenimi yine Sivas'a Yukarı Tekke den başka yer istemem bilesin sen Sivas***8217;ım. Getirmezlerse beni buraya o zaman Sitemim hiç bitmeyecek herkese sonsuza kadar Bedenim olmasa da ruhum hep seninle olacak Çünkü Sivas***8217;ım Seni çok ama çok seviyorum Sivas***8217;ım seni unutamıyorum.. |
Sonunda her şey siyah beyaz oldu
Güller, papatyalar siyahbeyaz Evler, binalar siyah-beyaz Yazılarımız, söylediklerimiz siyah-beyaz Yetmedi hala Siyah-beyaz olmaktan mutluyuz artık Renklilik ne bilmiyoruz?? Düşünmek de bilmiyoruz Siyah-beyaz karikatürler gibi Yaşamaya devam ediyoruz Siyah-beyaz... |
Suçlusun,
sustuğun için, aşkını haykırmadığın için. Suçlusun, doyasıya ağlamadığın için, sevdiğinin göğsünde. Suçlusun, gülmediğin için, olur olmaz, her şeye, Delicesine. Suçlusun, ıslanmadığın için yağmurda, Sevdiğin kadınla el ele. Suçlusun, öpüşmediğin, sevişmediğin için, Çılgınca, ıssız gecelerde. Suçlusun, içinin titrediğini gizlediğin için, bakarken sevgilinin gözlerine. Suçlusun ........ Kim? Kim olacak, ben kendim... |
Sen yine böyle kal
Sus Kelimeler seni ifade etmez Yetmez sevgini anlatmaya***8230; Sen sessizligin cocugu Yutarsin dilindekileri Dilinin ucuna gelenleri Yutkunursunda binlerce defa Söyleyemezsin sevdigini Yada özledigini Sen sus Hem simdi Hem sonsuza kadar Cünkü ben gidiyorum Sessizlikten siyrilip Sevgimi haykirmaya Sen yüregine hapsettigin özlemin İfade edemedigin sevginle Sessiz, mutlu ve bensiz yasa Beni bir kez kaybettikten sonra Cigliklarinda yetersiz kalacakti nasilsa Sen her zamanki gibi yine sus Cünkü bu kez ben konusacagim |
Kaldırımların terinde sürüklenerek baş veren
Sürgün yüreğimle yağmurların tokadına giren Kırışık bulutları dondurarak zihnime seren Gözlerim acının balyozunda kalbimi parçalayarak ezen Solgun gölgenin sürükleyişinde seninle gezen. Hayallerimin çiçekleri koparak ellerimde kanlanan İstanbul'un kalın bedenine kapanarak uzaklara eren Seni düşlerimin tarağında hayat elim olarak gören Seni dudaklarımın bestesinde hayat eşim olarak ören Bir derbeder yokuşlarda heyelanlar çöken ben Bir divane yakarışlarda hıçkırıklar söken ben. Şimdi ise yoksun, karanlığın perdesine kapanmış Yoksun kalan yüreğim dalgaların kucağında Yoksul duran kelimelerim ağlayışların sarsıntısında. |
güneş altında söylenmedik söz yokmuş...
bu yüzden geceleri söylüyorum sevdiğimi... ne gece ne gündüz yokmuş söylenmemiş söz... bende söylenmişleri söylüyorum yeni biçimde... hiçbir biçim kalmamış dünyada denenmedik... bende susuyorum sevgimi saklayıp içimde... duyuyorsun değil mi suskunluğumu nasıl haykırıyor... susarak sevgisini ilÂn eden çok var sevgilim... ama bir başka seven yok benim sustuğum biçimde... |
Bu yıldızsız gecede susmalıyım
Bulutlar çok ağırıma gidiyor Biraz daha yüklenseler soğuyacağım Soluğumdan betimsiz fırtınalar kopacak Sol yanımdan müthiş bir sağanak başlayıp Kentin tüm sessizliğini sele boğacak. Bu yıldızsız gecede susmalıyım Yorgun kaldırımlar ayaklarıma dolanıyor Önümde ürkek saçlı kız'ın gülen hayali Uzansam yüreğimle uçtu uçacak Yalnızlıktan ıslak gölgeme sarılıyorum Yoksa gözlerime eylül kan kusacak. Susmalıyım bu yıldızsız gecede Her şey sessizliğin senfonisinde büyüyor Sönen ışıklar yüreğimde hoyrat bir bıçak -başka bir kente çoktan ulaştı gölgem- Kaçtıkça uzaklaşamıyor insan kendinden Saatleri durdurmasam sabah olacak. Susmalıyım bu yıldızsız gecede Pencerelerde karanlık el sallıyor Her yanımı sessizliğin kolları sarmış Bir an dursam kent boşluğa kayacak Susmalıyım bu yıldızsız gecede Elbet biri sessizliğin dilinden anlayacak. |
yıllarca anlattım ona aşkı,
anlamadı,sevemedi, gitti uzak diyarlara.. özledim, çook özledim. bende sustum, bende küstüm, bende kalanları sesizce gönderdim, vazgeçtim deliliğimden, bende ona uydum, sevmedim kimseleri.. bakışları çok uzaklardaydı, sıyırdı geçti,göremedi.. aşkı aradı hep uzaklarda, aşk bendeydi,ayaklarının altında, ezdi geçti,hiç acımadı.. gülüşleri vardı,bana değildi, susmaları vardı benimse deli sitemlerim susmalarına.. bende ona uydum artık sustum.. onu anlamak istedim bunu yaparken, anladım ki sevgi giderken yada yokken susulurmuş meğer.. bilmiyordum.. hep yüreğinin anahtarını aradım, bazen kibar dokunuşlarla çaldım kapını, bazende sende kalan kalbim acı verdi yumrukladım.. açılmadı.. döndüm,yürüdüm,sustum.. kapının ardı boştu aslında kalbimi almadın içeri, hiç açmadın ki kapını, sen yoktun ki aslında.. ben seni var etmişim yıllarca.. sustum kendimede, küstüm kendimede, yürüdüm başka şehirlere, aşk koydum senden sonra herkesin adını, aşk yoktu ki, aşk bendim ki, bunu da itiraf ettim kendime, küstüm kendime, sustum kendime.. |
Seni üzdüm elimde olmadan
Düşmesin diye tutmaya çalıştığım kristal bir bardak gibiydin Ama ben tutamadım O şimdi yerde Ve paramparça Ne yapsam olmayacak eskisi gibi Küçükken herşeyin tamirini çok kolay sanırdı çocuk kalbim Birisi kırsa da oyuncağımı Özür diledimmi yüzümde güller açardı Beraber oynamaya başlardık kaldığımız yerden Çocuk çocuk nasıl gülerdim Hala bir resmim var öyle,arasıra bakarım Ne zaman birisi kırsa beni,ne zaman ben kırılsam birine Ama çocukluğumda ki gibi hissedemiyorum artık ben bile Unutmuyor yüreğim bazen ne yapsam Özürler artık pazarlarda satılık Ve üzüntünü gözlerinden kimse okuyamıyor Anlatmak uzun zaman aldığından değil Dinleyecek kimseyi bulmayacağından gönül susuyor Söylesem tesiri yok,sussam gönül razı değil desende Susuyorsun hiç istemeden hem de |
Hep bekledim, hiç yılmadan
Hep istedim, hiç bıkmadan Yoluma karlar mı yağdı? Yoluma dağlar dayandı İnsan bir kere doğar Yalnız seven anlar Günlerin ayların hesabını Kimlere kimlerden soracağım Sonsuza kadar bekleyemem ki Sevenler ağlar seven anlar. |
Üzerine kazma kürek inmemiş
Gövdesine balta hızar binmemiş Uçsuz bucaksızca genişmi geniş Ben dağları ormanları severim Gülleri açılan suları coşan Çiçekler rengarenk bir bir boylaşan Atların peşinde tayları koşan Ben bağları ovaları severim Çamuru batağı tozu toprağı Denizi göleti balığı ağı Rüzgarla oynaşan dalı yaprağı Ben çayları pınarları severim Gezilmemiş görülmemiş yerleri İnsan olan insan seven elleri Sönmüş ocaklarda değil külleri Ben alevli ateşleri severim Yazın kışın çimenleri solmayan Toprağına gözyaşları dolmayan Etrafında mermer taşı olmayan Ben sahipsiz mezarları severim |
BİR BAKIŞ Başımda kasırga, gözlerimde nem, Sanki, bir el onu silecek gibi***8230; Kendimi sorguya, bir çekebilsem! Kader sanki bana gülecek gibi***8230; Uslansa yüreğim, özüne dönse, Azgın fırtınalar, dinecek gibi***8230; Sinemde yaktığım o ateş sönse, Hayatım düzene girecek gibi***8230; Sen uzaklardasın, paslandı bahtım. Bir bakış, büyüyü bozacak gibi***8230; Yıllardır; umutsuz, mutsuz bedbahtım, Pencereme, güneş doğacak gibi***8230; Ahmet Günbay Yıldız |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 01:57 . |
Powered by MJTurkiye
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Powered by Herkonu team