Temel, yıllar sonra kavuştuğu elden düşme Murat 124 arabasıyla yolculuk yaparken bir anda araba arıza yapar. Yolun kenarına çeker. Motor kapağını açar, ne olduğunu anlamaya çalışırken bir Ferrari yanına yanaşır.
- "Hemşerim, arabanın nesi var? Dilersen senin arabayı benimkine bağlayalım, çekeyim seni ilk tamirciye kadar." der. Çok sevinir Temel Hemen Murat' i kalınca bir halatla Ferrari' nin arkasına bağlarlar. Ferrari' nin sahibi genci uyarır, - "Ben hız yapmayı çok severim. Eğer farkında olmadan aşırı hız yaparsam, sen selektör yapar beni uyarırsın!" Delikanlı, "Tamam!" der ve yola koyulurlar. Bir süre sonra Ferrari gaza basmaya başlar, 60,80, 100... derken Murat arkadan selektör yapar. Ferrari durumu hatırlar ve yavaşlar, bir süre sonra Ferrari tekrar gaza başar, 70, 80,100... Murat tekrar hatırlatır. Ferrari yavaşlar. Yollarına böyle devam ederlerken bir Lamborghini Ferrari' ye yaklaşır ve kapışalım mı?" der. Ferrari yanıtlar, -"Nesine?" ***8212; Lamborghini "340 km. ötedeki benzinliğe ikinci varan, ilk varanın deposunu doldurur." Ferrari kabul eder ve yarışa başlarlar. 120, 140, 180, 220... Gaza basmaktadırlar. O arada trafiği kontrol eden polis helikopterinde görevli Polis, merkeze bilgi vermektedir, - "Komiserim, şehrin kuzeyindeki yolda trafik güvenliği tehdit altında!!! 3 araç yarış yapıyor. Bir Ferrari ile bir Lamborghini saatte 300 km hızla yan yana gidiyorlar, arkadan da bir Murat 124 onları geçmek için 10 dakkadır selektör yapıyor!". |
Stresten bıkmış adamın biri, uzun bir deniz seyahatine çıkmış. Fakat şanssızlıktan gemi batmış ve sadece bu adam kurtulabilmiş. Günlerce minik bir tahta parçasının üstünde denizde yol aldıktan sonra minik bir adaya gelmiş. Adam daha ne olduğunu anlamadan yerliler bunu almış götürmüşler. Adam yüzlerce yamyam yerlileri görünce,
-"Eyvah, yandık." demiş Tam ağlayacağı sırada gökten, - "Hayır evladım, yanmadın" diye acayip ve gür bir ses gelmiş. Şaşıran adam, - "Sen kimsin ya?" demiş. Yine aynı gür ses, - "Ben ulular ulusu efendi Manitu' yum." demiş. İyice şaşıran adam, - "Peki Efendi Manitu, ne yapmam lazım?" demiş. Hemen cevap gelmiş, - "Şimdi sakin bir şekilde sağ tarafındaki yerlinin mızrağını kap, en önde duran ve başında bir sürü tüy olan büyük yerliye sapla" demiş. Adam hemen can havliyle mızrağı kapıp şef yerliyi öldürmüş. Yine aynı ses son kez gürlemiş, - "İşte şimdi yandın evladım!" |
Bir öğretmenin sınıfında hiç sevmediği bir çocuk varmış ve hep ona laf sokmak istiyormuş.
Öğretmen: - Ismet büyüyünce ne olmak istiyorsun? Ismet: - Manken olmak istiyorum öğretmenim. Öğretmen hemen başlamış laf sokmaya: - Nasıl manken olacaksın bu suratla, senin gibi çirkin çocuk yok bu sınıfta, sende manken olacağım diyorsun. İsmet altta kalır mı: - Bende o zaman öğretmen olurum sizin gibi |
Adamın biri arabasıyla yola cıkmış. Bir gölün kenarından
geçerken kırmızı elbiseli bir adam elini kaldırmış, durmasını işaret etmiş. Adam arabasını durdurmuş. Kırmızı elbiseli adam, - "Merhaba, ben ormanın kırmızılı adamıyım, karnım çok aç. Bana yiyecek bir şeyler verir misin" demiş. Adam bir parça ekmek vermiş teşekkürleri kabul edip yola çıkmış. Dağlık bir bölgeden geçerken karşısına sarılar içinde bir adam çıkmış. Elini kaldırıp adama durmasını işaret etmiş. - "Ben bu dağın sarılı adamıyım. Çok susadım. Suyun var mı?" demiş. Adam bir şişe su vermiş yola devam etmiş. Yol, asfalta çıkmış. Bir zaman geçtikten sonra mavi elbiseler içinde bir adam el kaldırmış, durmasını işaret etmiş. Devamlı birilerine birşeyler vermekten sıkılan adam sinirli ve alaycı bir şekilde, - "Söyle bakalım asfaltın mavili adamı, Ne istiyorsun" - "Ehliyet ve ruhsat". |
Ilkokulda, matematik dersinde ögretmen üçgenin alanini, cocuklara su
sekilde ögretmis: Bir üçkenarlinin alani, yatayimi ile diklesiminin vurusumunun, ikiye bölümüdür. Çocuk bunu güzelce ezberlemis. Aksam babasi evde sormus: - Bu gün okulda ne ögrendiniz? - Matematik dersinde, bir üçkenarlinin alanini ögrendik babacigim. - Ya öyle mi, peki nasil ögrendiniz? - Bir üçkenarlinin alani, yatayimi ile diklesiminin vurusumunun, ikiye bölümüdür. - Yavrum, yanlis ögretmisler size. Dogrusu : Bir üçgenin alani, tabani ile yüksekliginin çarpiminin yarisina esittir. O sirada, bir yandan gazetesini okuyan, bir yandan da torunuyla oglunun konusmasini dinleyen dede, dayanamayip söze girmis : - Ikinizin de tanimi yanlis! Bir müsellesin mesaha-i sathiyesi, kaidesiyle irtifainin hasil-i darpinin nisfina müsavidir |
Osmanlı Donanması
Osmanlı zamanında, Bizans donanması ile Osmanlı donanması savaşacaklar. Bizans 10 gemilik muhteşem bir donanma hazırlar ve denize açılır. Donanmanın başında Andropolos vardır. Andropolos en öndeki geminin burcunda elleri göğsünde heybetli bir heykel gibi durmaktadır ve hemen arkasında yaverleri vardır. Hep birlikte Osmanlı donanmasını beklemektedirler. Yukarıdan gözcü bağırır: "Komutanım, Osmanlı donanması 3 gemiyle göründü". Komutan yaverine döner ve: "Bana kırmızı gömleğimi getirin eğer savaşta yaralanırsam kanım belli olup da askerlerin morali bozulmasın."der. Hemen kırmızı gömleği giyer ve aynı ihtişamıyle yerinde durur. Gözcü yine bağırır: "Komutanım, o 3 geminin ardından 30 gemi daha göründü." Andropolos tekrar yaverine döner ve hafifce mirildanir : "Bana kahverengi pantolonumu getirin." |
Temel her gece yatarken başucuna 2 tane bardak koyuyormuş. Biri su dolu
diğeri boş... 1 gece 2 gece derken Temel in oda arkadaşı Dursun dayanamayıp sormuş : - Ula Temel ne edisin sen her gece her gece bu pardaklarla?.. Temel cevap vermiş : - Akşamlari uyandiğimda bazen canım su içmek istii bazen de istemii. |
Bir adam arkadasina sekreterini neden isten kovdugunu anlatiyormus.
-"Iki hafta once" demis ve devam etmis;- "45. yasgunumdu ve o sabah kendimi iyi hissetmiyordum. Kahvalti masasina oturdugumda karimin dogum gunumu kutlayacagini ve buyuk bir olasilikla bir hediye verecegini tahmin ediyordum. Birak dogum gunumu kutlamayi, bir "Gunaydin" bile demedi. Kendi kendime karim unuttu herhalde ama cocuklarim hatirlar diye dusundum. Cocuklar kahvaltiya geldi ve tek kelime etmediler. Ise giderken moralim cok bozuktu ve uzgundum. Ofisime girdigimde, Janet "Gunaydin Patron, Dogum gununuz kutlu olsun" dedi ve kendimi daha iyi hissettim, birisi hatirlamisti. Oglene kadar calistim. Yemek zamani Janet kapiya vurdu ve "Disarda hava cok guzel ve bugun sizin dogum gununuz, haydi yemege cikalim, sadece siz ve ben". "Butun gun duydugum en guzel sey buydu. "Haydi gidelim" dedim. Yemege ciktik. Normalde gittigimiz bir yere gitmedik, sehir disinda ozel bir lokantaya gittik. Iki martini ictik ve yemekten sonsuz zevk aldik. Is yerine donerken, "Hava cok guzel, ofise donmemiz gerekmiyor degilmi?" diye sordu. "Hayir, sanirim gerekmiyor". "Benim evime gidelim ve size bir martini daha ikram edeyim" dedi. Evine gittik. Baska bir martininin daha tadini cikardik ve bir sigara ictik, ve Janet dediki, "Patron, izninizle, yatak odasina gecip uzerime daha rahat birseyler giyeyim" dedi ve ona memnuniyetle izin verdim. Yatak odasina gitti ve alti dakika sonra yatak odasindan ciktiginda elinde kocaman bir pasta tasiyordu, arkasindan karim ve cocuklarim geliyordu. Hepsi "Iyiki dogdun..." sarkisini soyluyorlardi. |
KÜÇÜK KAYSERİLİ
Yahudi***8217; nin birisi Kayseri***8217; nin sokaklarında kendi halinde gezerken, o da ne!. Küçük birçocuk elinde tarihi eser çok kıymetli bir parayla oynuyor. Yuvarlıyor, toz toprakiçine atıyor, alıyor tekrar çamurun içine atıyor. Durumu gören Yahudi, nasıl edipteçocuktan bu parayı alırım hesabına düşüyor. Çocuğa yanaşıp; - Çocuğum sana çok para versem, o elindekini bana verir misin? - Hayır vermem. Durumun ümitsiz olduğunu anlayan Yahudi, tam vazgeçip gidecekken, çocuk; - Ama eşek gibi 3 kere anırırsan veririm. Bunu duyan Yahudi durur mu, sıfır maliyetle zengin olacak. Üç kere anırsa ne çıkar, hemen başlar eşek gibi anırmaya, anırması bitince çocuğa dönerek; - Ver bakalım elindekini der. Kayserili çocuk kendiden gayet emin bir şekil de cevap verir. - Sen eşekken bunun kıymetli bir tarihi eser olduğunu biliyon da, ben Kayseriliyken bilmiyom mu? |
Piyanist Temel..
Temel Laz olduğu için kendinden nefret ediyormuş. Amerika***8217; ya gitmiş ve birçok ameliyattan sonra burnunu düzelttirmiş, iyi şekilde İngilizce öğrenmiş ve meşhur bir piyanist olmuş. Bir gün büyük bir topluluğa konser verdikten sonra seyircileri selamlarken ön taraftan bir ses duymuş: - Helal sana hemşerum, çok iyi çalayusun da! Temel: - Benim Laz olduğumu nereden anladın yahu. Halbuki Lazlara benzememek için bir sürü ameliyat oldum. - Nasıl anlamayayım, demiş adam. Bütün piyanistler otururken sandalyeyi kendilerine çekerler, sen ise sandalyeye oturup piyanoyu kendine çekeyusun da!!! |
KÖFTE
Ali Temel İstanbul'da yemek için bir köfteciye gider. Köfte ısmarlar. Temel' in laz olduğunu anlayan garson, -Sana bir sual soracağım bilirsen köfteler benden. Temel, -Sor bakalım, Garson, -Köfte ile möfte arasında ne fark vardır? Temel hemen, -Bunu bilemeyecek ne var. Biri kıymadan biride mıymadan yapılır |
Bir çift , göl kıyısına tatile gider..
Gölde bazı bölümlerde balık avlamak yasaktır.Koca, yasak olmayan bölümlerde avlanarak, kadın da kitap okuyarak günlerini gecirmektedirler.Derken bir gün adam balık avlamaktan gelir ve öğleden sonra kestirmek üzere odasına cekilir.Kadinin cani sıkılır ve botla golde bir gezinti yapmaya karar verir. Bu gezinti umdugu gibi gitmez ve botun hakimitiyetini yitirir. Bot göl üzerinde serbestce dolaşmaya baslar. Kadın da yapacak bir sey olmadigi icin çıkarip kitabını okumaya baslar. Derken devriyeye cikmis olan serif kadini gorur ve yanina yanasir.. "Hanımefendi burada ne yapiyorsunuz?" "Görmüyor musunuz kitap okuyorum." "Ama bu bölgede balık avlamak yasaktır." "Zaten ben de balık avlamıyorum" "Ama gerekli butun ekipmana sahipsiniz, sanirim sizi karakola goturup ceza kesmem gerekiyor." "Eger boyle bir sey yaparsaniz ben de bana tecavuz ettiginiz soylerim." "Size dokunmadim bile..!!" "Ama gerekli tum ekipmana sahipsiniz, değil mi?" |
Adam son derece sevdigi ve saydigi karisinin 60'inci yas gününde önemli konuklarini da davet ettigi parti için bir pasta ismarlamis.. "üzerine ne yazmami istersiniz?" diye sormus Karadenizli pastaci.. Bir an düsünüp, ""Yillarca yoruldun ama, inan daha mükemmelsin" yazilsin!" demis adam.. "Peki efendim pastanin üzerine nasil yerlestirelim bu yaziyi?" "Iki satir halinde olsun, üstte 'Yillarca yoruldun ama..' altta 'Inan daha mükemmelsin' seklinde olabilir.." Parti günü tüm davetlilerin önüne kivilcimlar saçan maytaplarla pasta gelmis.. üzerinde aynen söyle yazarak.. ***8221;ÜSTTE yillarca yoruldun ama ALTTA inan daha mükemmelsin."
|
Bir genç berbere gider ve koltuğa yerleşir.Beş dakika sonra kendisini traş etmekte olan gencin tam sarhoş olduğunu farkeder....
İyi kalpli adamın yüzü her yandan başlar kanamaya.Çok çekingen olmasına rağmen, yavaşça der : -Görüyormusun insan çok içince neler oluyor!... Berber yanıt verir : -Ben de size tam bunu söyleyecektim!Deriyi sertleştiriyor!... |
Diktatör bir akşam meyhaneden içeri girer.Tezgahtara yaklaşır.Hafif içkili bir sarhoşun yanına çöker.Oradan buradan konuşurlarken sorar :
-Böyle hergün içmek için ne kadar kazanıyorsun? Sarhoş : -Günde 2 bin lira. -Peki kemerleri biraz sıkalım diye ücretleri azaltıp, koşulları ağırlaştırsak, ne kadar kazanırsın? Sarhoş : - 4 bın lira. -Peki biraz daha sıkarsak kemerleri? -O zaman 5 bin liraya para demem. Diktatör kızar : -Bu ne biçim iş.Köküne kadar sıkarsak? -O zaman muhakkak 10 bin lira kazanırım. Diktatör şaşırmıştır.Adamın ne iş yaptığını çok merak etmiştir.Sorar : -Şeytan mısın, nesin.Ne iş yapıyorsun? -Mezarcıyım! |
Üç kovboy Teksas ta bir barda masaya oturmus, kafayi çekiyorlar... Bir sarhos girmis içeri.
Parmagi ile ortadakini isaret etmis, Senin anan demis,Teksas in en çilgin seks manyagidir... Masanin etrafi bir anda bosalmis ama ortadaki adam duymazdan gelmis, içkisine devam etmis. Sarhos çikmis gitmis ancak on dakika sonra geri gelmis. Gene ayni masanin basinda dikilmis ve,Senin o fahise ***** az önce becerdim, harikaydi demis. Etraf masalar gene bir anda bosalmis fakat bizim kovboy gene kilini kipirdatmadan içmeye devam etmis. Sarhos çikmis gitmis. On dakika sonra gene gelmis.Senin anan var ya,senin anan diye baslarken, kovboy nihayet lafini kesmis.. Eve git de yat,gene zurna gibi içmissin, baba!.. |
muahahaha :D:D:D:D
|
Birgün adamın biri bir bara gitmiş orda bir kaç tane bira içtikten sonra parasını bozuk paralar halinde barın üstüne koymuş ve barmen tam paraya uzanacakken paraları elinin tersiyle itmiş barmene gıcıklık olsun diye bunun üzerine intikam yemini eden barmen adamın gelmesini beklemiş ertesi gün gelen adam bir kaç bira daha içtikten sonra bozuk parasının kalmadığını far****p bütün para vermiş barmene barmen sevinmiş bu sefer barmen bozuklukları kule gibi yapıp bara koymuş adam tam elini uzatınca parayı itmiş paralar yine yere saçılmış barmen intikam aldığını düşünerek seviniyorken adam üstü kalsın deyip barı terk etmiş.
|
Günlerden bir gün nasrettin hocanın komşusuna bir mektup gelir nasrettin hocanın komşusu okuma yazma bilmediği için şöyle der.
-ya hu ben okuma yazma bilmem ki en iyisi ben bunu nasrettin hocaya götüreyim ne de olsa o okumuş büyük bir adam.der ve mektubu nasrettin hocaya götürür ve nasrettin hoca komşusunu içeri davet eder aralarında şöyle bir konuşma geçer.komşu. -ya hu nasrettin hoca bana istanbol'dan mektup geldi bende okuma yazma bilmediğim için sana getirdim der ve mektubu nasrettin hocaya verir nasrettin hoca. -ver bakalım şunu bir okuyalım nasrettin hoca mektubuna başlar kem küm kem küm kem küm der sonrada tesbihini çeker sakalını okşar der ki -yahu komşum bu türkçe yazılmamış der.komşusu. -ne diyosun sen komşum ya okuma yazma bilmiyosan bari şu başındaki kavuktan utan be adam der nasrettin hoca. -ya demek öyle karamet kavuktaysa al da sen tak der. |
Adamın birinin papağanı varmış. Ama çok içkici imiş. Bir gün sahibi eve iki şişe viski getirmiş ve papağanına demiş ki;
-"Ulan bunu içersen tüylerini diri diri yolarım, akşama misafirim var" demiş ve gitmiş misafirini davet etmeye. Akşam geldiğinde bakmış ki papağan sarhoş, kendi tüyünü kendi yoluyormuş. -"Benim için fark etmez" diye. |
Adamın biri bir gün bir bara gider ve barmene şöyle
der :- Sana ve burdaki herkese benden birer duble içki ver. Herkes içkisini içer, ama adam parayı ödemez. Barmen bunu çok kötü döver. Adam ertesi gun yine aynı bara gider ve şöyle der : - Bana ve buradaki herkese benden birer duble içki ver. Barmen sorar : - Ya bana. - Sana yok. - Neden? - Sen içince azıtıyorsun... |
Doktor, ünlü bir ressam olan arkadaşını ziyarete gitti. Ünlü ressam, son olarak yaptığı hasta bir adam tablosunu doktor arkadaşına gösterip:
-Eee, söyle bakalım fikrin ne? diye sordu: Doktor tabloya tekrar bakıp cevap verdi: -Merak edilecek bir şey yok. Sadece üşütmüş, o kadar |
İki evli kadın bir akşam kocalarını evde bırakıp kadın kadına eglenmek için bir bara gitmişler ama içkinin dozunu fazla kaçırmışlar ve dışarı yalpalayarak çıkmışlar. İkisinin de fena halde çişi varmış ama ortada tuvalet hesabına hiçbirşey yokmuş. Yanlız biraz ileride mezarlık varmış ve iki arkadaş tek çare olarak oraya gitmişler. İkiside karanlıkta işlerini görmüşler ama temizlenmek için tabii orada tuvalet kagıdı vs yokmuş. Kadınlardan birisi sarhoş kafayla külodunu çıkarıp tuvalet kagıdı niyetine kullanmış sonra da orda biyere atmış. Diger kadın ise ben külodumu çıkartmam demiş. Mezarlıktaki çelenklerden birinin üzerindeki kagıdı almış o da onunla temizlenmiş, sonra iki kadın birlikte eve dönmüşler.
Ertesi sabah kadınlardan birinin kocası ötekinin kocasına telefon eder: - Baksana sana ne diyecegim, seninkiyle benimki dün gece birileriyle fingirdeştiler galiba... benimki eve sarhoş geldi üstelik külotsuzdu - Oooo senin ki gene iyi, benimki kapıdan içeri girdiginde poposundan seni asla unutmayacagım yazılı bir kagıt sarkıyordu... |
Sarhoşun biri birgün yolda giderken bir şişe bulur şişeyle oynarken şişenin içinden bir cin çıkar ve adama,
-Dile benden ne dilersen ama bir dilek hakkın var. der adamda -Ne istersem dileye bilirmiyim der cin -Evet der adam -Peki ozaman ben her işediğimde s*k*mdem votka aksın. cin hemen -Olur der ve ordan kaybolur adam pek inanmışa benzemez ama yinede denemekte kararlıdır. Hemen kuytu bir köşeye gider ve dener hayatında içtiği en guzel votkadir. Hemen eve gider ve karısına iki bardak getirmesini söyler karısı bardaklari getirdikten sonra sorar -Bey içkin yok bardakları ne yapacaksın? Adam durumu karısına anlatır karısı yine kocasının sarhoş olup ne dediğini bilmediğini sanır. Adam s*k*ni çıkarır ve bardaklara işer ama karısına içtirmekte zorlanır. Karısı tadına baktığında -Hakkattan da öyleymiş der ve bu durum böyle devam eder. Koca eve gelir hanım iki bardak getir her gün böyle içerler gunlerden bir gün koca yine eve gelir fakat bu sefer bir bardak getirmesini söyler karısı bardağı getirir ve -Bey sana birşey mi yaptımkı bana bu gun yok hayır karıcığım sen bugün şişeden içeceksin:))) |
İki Alman Karl ve Hans, Türk lerin neden bu kadar rakıya düşkün olduklarını ve içerken ne hissettiklerini merak etmektedirler.
Konuyu araştırmak için İstanbul a gelirler. Bir meyhane seçerek içeri girerler. Acemice etrafa bakındıktan sonra bir masaya oturarak yan masadakilerin söylediklerinin aynısını sipariş edip başlarlar mezeler eşliğinde içmeye. İlk kadehler bittikten sonra Hans Karl a sorar; -Ne hissediyorsun?... -Daha bir şey anlamadım. Devam edelim. İkinci kadehten sonra Karl Hans a; -Nasıl gidiyor. Değişiklik var mı? -Hiç bir şey yok. Devam edelim. Mezeler eşliğinde bir iki kadeh daha içildikten sonra Hans tekrar sorar; -Ne hissediyorsun? Karl ağırlaşan göz kapaklarını ağır ağır açarak; -Sittir et şimdi ne hissettiğimi Hans ne olacak bu Almanya nın hali.... |
bir ülke varmış ordada kablumbagalar yaşarmış ülkede bir gün su bitmiş bir dagın arkasındada gölet varmış ancak sularını ordan bulabilirlermiş kablumbaga heyeti toplanmış su sorununu çözmek için neyse aralarından iki tane kablumbaga seçmişler. iki tane genç kablumbaga yola düşmüşler 10 yıl 20 yıl 30 yıl 40 yıl 50 yıl 60 yıl derken gölete varmışlar bi bakmışlarki yanlarına kap almamışlar kablumbaglar düşünmeye başlamışlar birsi demiş sen git gel hadi demiş niye ben gidiyom sen git demiş neyse bunlar o zaman yazı tura atalım demiş.yazı turayı kaybeden kaplumbaga been gelinceye kdr sende su içmeyecen demiş. yola düşmüş 10 yıl 20 yıl 30 yıl 40 yıl.....100 yıl gelen giden yok göletin başında bekleyen kablumbaga oooo demiş bizim ülkedekiler ölmüştür demiş yavaşça su içmeye yaklaştıgında arkasından bi çıtırtı gelmiş diger kablumbaga bak böyle yaparsan gitmem demiş
|
Lazın biri bir gün içindekilerin hepsinin Kayserili olduğu bir uçağa biniyor.Uçağın pilot bir anos yapıyor."uçağımız düşmek üzere lütfen gereksiz eşyaları atın"herkes geereksiz eşyalarını attıyor.bir anos daha eliyor"uçağımız düşmek üzere lütfen bütün eşyalarınızı atınız" bütün eşyaları atıyorlar.bir anos daha geliyor "uçağımızın altı düşmek üzere herkes üste tutunsun herkes" tutunuyor ve uçağın altı düşüyor. ve son bir anos daha geliyor. "aranızdan bir kişi atlayacak yoksa uçağımız yere çakılacak" diyor. herkesin gözü lazın üstünde ve lazda" tamam ben atlarım ama hani alkış"..........
|
Dursun: ula temel sen niye bizum eve izun almadunda girdun?
Temel: çünku pen pu evin sahipiyum. Dursun: e tamam ula bu ev senin mu la sen pizum eve girdun. Temel: ula o ev penum da sen sarhoşsun çalipa. Dursun: yooo sen her eve girduğunda senin mu olacak daaaaa. Temel: yok ula neyse poşver pen evime çidiyum. Dursun: çüle çüle iyi çedeler. Temel:sanada çüle çüle |
Cemal askere gidiyor diye annesi ağlıyormuş
Temel, -Ne ağlaysun, ceri hatta kalursa pi mesele yok, cephepe ciderse ihi ihtimal var, ya yaralanur ya yaralanmaz. Yaralanursa ya iyileşu ya iyileşmaz. iyileşurse iyi,cepheye tekrar cöndermezler. Ölürse ya cennete cider ya cehenneme. Cennete ciderse iyi ,cehenneme ciderse oyle pi evlat içun ağlamaya değmez... |
Doktor, muayenehaneye ilk kez gelen hastadan 50 bin, sonraki muayenelerde 30 bin lira alıyordu. Bunu öğrenen Kayserili, muayeneye ilk gidişinde: - İşte yine geldim doktor bey dedi. Doktor soyunmasını söyledi. Muayene etti, ücretini aldı: - Sağlığınız düzeliyor. Aynı ilaçları kullanmaya devam edin!
|
bir gün temel ile mestan aga çarşıda dolaşıyormus mestan aga hamsinin kilosunu 75 kuruşa almış sonra ikisi beraber mestan aganın evine gitmişler mestan aga balıkları ayıklıyormuş ama kafasını ayrı bir yere koyuyormuş temel nie böle kafasını ayırıyon demiş mestan agada orası zekayı açıyo o benim demiş temel banada verirmisin demiş mestan agada bi kafa 25 kuruş demiş temel kabul etmiş temel ilk hamsiyi yemiş tık yok 2.yi yemiş yine tık yok tam 3.yü yemiş birden şöle seslenmiş ula mestan bunun kilosu 75 kurus deilmiydi deyince mestan agada bak kafan çalşmaya basladı demiş
|
gözleri görmeyen, bekar ve fakir kayseri liye bir cin çikagelmis.
benden bir sey dile yerine getirecegim demis. " kayseri li düsünürken cin sormus: "gözlerini mi istersin, zenginlik mi istersin, evlenmek mi istersin? kayserili: oglumu altinlarimi sayarken görmek istiyorum demis. |
birgün temel e piyango çıkar.alıcaklıları peşine takılır.ve temel den borçlarını isterler.ula temel milli piyango çıktığı halde niye borcunu ödemessin da.diye sorarlar.temelin de cevabı şu olur.zengin olduda değişti demesinler diye.
|
Kayserilileri kızdiımak için, eşek etinden pastırma yaptıklarını her fırsatta soyleyen biri yine bir Kayseriliye bunu sormuş :
-Sizde eşek etinden pastırma yaparlarmış doğru mu? Kayserili adamı rahatlatmış : -Kayseri`ye gidecek misin? -Yok, gitmeyecegim! -O halde merak etme! |
Temel ile karısı Fadime yayladan evlerine giderken önlerini eşkiyalar kesmiş.Eşkiyaların lideri,Temel ile Fadime'ye eğer isimleri,kendi akrabalarımın isimlerinden değilse onları öldüreceklerini söylemiş.
Eşkiyaların lideri önce Temel'e sormuş: -Senin adın ne? Temel: -Adım Temel demiş. Eşkiya lideri: -Tamam,seni öldüreceğim. Sıra Fadime'ye gelmiş: -Senin adın ne? Fadime: -Fadime demiş. Eşkiya lideri: -Senin adın bizim akrabalarda var,yani sen kurtuldun. Adam tekrar Temel'e dönerek: -Senin adın neydi,unuttum?der. Temel: -Adım Temel ama kahvede bana Fadime derler! |
Bir gün Temel, Idris ve kayserili arkadaslari felekten bir gün calmak üzere kari aramaya baslarlar ve üc tane bulurlar. Fakat aralarinda hangisine kim atlayacak tartismasi yasanir en sonunda akilli Temel bir cözüm yolu bulur ve der ki; "iyisimi karanlik bir odaya atalim bu karilari herkes yakaladigina atlasin!" Digerleri de onaylar!
Bes dakika sonra Kayserili isigi yakar ve " Organize olalim beyler" der ardindan isigi yine sondürür! On dakika sonra kayserili yine isigi yakar ve" Olmuyor ama beyler organize olalim" der ve yine isigi sondürür ama yarim saat sonra artik dayanamaz isigi yakar ve bagirir; "Mina koyim organize olun dedik! Mikecegimiz bir döt, yedigimiz *arragin haddi hesabi yok!!!" |
Temel,bilim adamı iken bir arkeoloji araştırmaları konferansına davet edilir.
Amerikalılar anlatmaya başlar: -Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 25 metre derine indik ve telefon kabloları bulduk.Yani atlarımız asırlar önce telefon kullanmış. Sıra Türkiye'ye gelir ve sözü Temel alır: -Biz ülkemizde yaptığımız kazılar da 50 metre aşağı indik ama bir şey bulamadık.Demek ki atlarımız telsiz telefon kullamamış. |
temel sıfır son model bir araba almış,yeni aldığı arabasıyla geziyormuş rampa aşağıya inerken freni yoklamış arabanın frenini tutmuyormuş sağ tarafa bakmış pazar kuruluymuş ve çok insan varmış sol tarafa bakmış tek bir çocuk varmış kısa zamanda acilen karar vermiş sağ tarafta insan çok olduğu için ve katliam olur düşüncesiyle direksiyonu sola çevirmiş hiç olmazsa bir çocuk ölür demiş çocuk üzerine gelen arabayı görünce hızla koşarak pazar tarafına doğru kaçmış bunun üzerine temel çocuğun üzerine doğru pazar kurulmuş olan sağ tarafa vites değiştirerek ve tam gaz basarak önüne gelene çarpa çarpa çocuğu öldürmeye çalışmış ve hedefine ulaşmış,sonuçta 18 ölü 29 ağır yaralı katliamı yapmış ve bu ölenlerin içinde takip ettiği çocukta varmış.
|
Temel bir gün fadimenin mezarına gider ve:
Fadimecim seni çok özledim ne olursun gelder ve hafif bir rüzgar eser ve temel korkarak şaka yapdum fadime şaka gelme sen orda rahatsındır şimdi |
Küçük Kayseriliye hocasi sormus :
- Alti kere alti? - Otuz dokuz. - Otur, sifir. Arkadasi sorar : - Bildigin halde neden otuz dokuz dedin? - Pazarlik edecektim, anlamadi |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 19:01 . |
Powered by MJTurkiye
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Powered by Herkonu team