![]() |
Hasret bir aşılmaz duvar mı
Hasret bir aşılmaz duvar mı
Hasret bir aşılmaz duvar mı Kimi anasına hasret kimi çocuğuna Hasret yağmur gibi yağar mı Kimi sıcağına hasret kimi soğuğuna Hasret bir ömre sığar mı Kimi çiçeğine hasret kimi böceğine Hasret, hasret, hasret Hasretler içinde öleceğine Git sevgini kanatlandır geleceğine Mustafa Özke |
Babama
Babama
Işıldayan gözlerinle, güleç yüzünle Vakitli vakitsiz, öfke selinle Hiç beğenmediğin, kırk beş yılımla Bana güç veren kudretsin baba Anama yarsın, bana kanatsın Ne zaman sıkışsam, yanımda varsın İnan ki her zaman, aklımda varsın Anlatsam da cilt, cilt, sığmazsın baba Her gün ettiğin dualarında Her hastalığımda, her sevincimde Beşimizin de her an yanında Bize yön veren insansın, baba Büyütüp, besledin okuttun bizi İyiye, güzele, doğruya yönelttin bizi Ana baba olunca anladık sizi Başımdan eksilmesin gölgeniz baba Sen bir derya, sen bir ilahsın Sen bir umut, sen bir çınarsın Kırk beş yıl yetmiyor sana doymaya Dilerim sağ esen yaşarsın baba Çağdaş başlattı seni anlamamı Ayça***8217;da öğrendim baba olmayı Kırıp üzdüğüme pişman olmayı Burktuysam eğer kalbini Seviyorum seni, bağışla baba. Babalar günü için Metin Yaltı |
Somuncu Baba
Somuncu Baba
Kardeşliğe çağırarak Gel etti Somuncu Baba Yunus, Mevlana misali El etti Somuncu Baba Erdebilden ilim aldı Bursa***8217;da Ekmekçi oldu Aksaray***8217;da biraz kaldı Yol etti Somuncu Baba Sultan Yıldırım çağında Yaktı fırın sıcağında Gönlü aşkın ocağında Kül etti Somuncu Baba Devam eyledi soyunu Resulullahın huyunu Hacı Bayram***8217;ın suyunu Bal etti Somuncu Baba Hac dönüşü Darende***8217;ye Yerleşti güzel beldeye Mekanına hoş hediye Gül etti Somuncu Baba Kayadan çıkar bir göze İbret olur size bize Balıklar doldu havuza Göl etti Somuncu Baba Evlatları hizmetini Yaptı bildi kıymetini Bu Tektaş***8217;a himmetini Bol etti Somuncu Baba Musa Tektaş |
Devlet Baba
Devlet Baba
Devle Baba dedik güvendik sana Yemedik yedirmedik,içmedik içirmedik Güvendik sana büyüksün dedik Halimiz nicedir sorsana Baba Yanlış yapmadık,haram yemedik Çalıştık dürüstçe yangel yatmadık Revamıdır bu hal bu durum bize Çaresiz bıraktın,yapma be Baba Yarına umutla bakar dururduk Tükendi umutlar yarınsız kaldık Daha güzel günler bekler dururken Attın bizi ateşe kor olduk Baba İçimizde değerin büyüktür bizim Malını mülkünü koruruz Baba Yaptığın bize cefada olsa Her zaman saygımız büyüktür Baba Özelleştirme dedin yaktın bizleri Attın kuyuya çıkılmaz Baba Ne makam kaldı,ne yer yurt Derbeder ettin,yıktın be Baba Halimiz nicedir gel bir baksana Kaldık ortada ne olduk bilmem Dağıttın bizi toplayan lazım Bu devlete hizmet çalışan lazım Kadromuz nedirdir bende anlamam Ne işe yararmış,bende bilemem Canımız sıkılır bir şey diyemem Bu da geçer Babamız sabırlar bize Araştırmacı diye atadın bizi Neyi araştırır buluruz bilemem Baba Gazetecimiyiz,yoksa Polismi bende bilemem Düştük kör kuyuya çıkamam Baba Halimiz nicedir böyle sürmekte Ne olur ne biter bilemem Baba Sayende döndük eski günlere Sabrımız sonsuzdur bekleriz Baba Süleyman Kaya |
Baba
Baba
Bilerek hesaplı veya kasıtlı, Kimsenin gönlünü yıkmadım baba. Kararı verdim mi dönüp gitmeye, Bir daha ardıma bakmadım baba. Sıramı bekledim söze girişte, Hayırlar diledim önce her işte. Ticari takasta alışverişte, Teraziye hile sokmadım baba. Ünvanı,evsafı,parayı,pulu; Bunlarla tartmadım,tartmam bir kulu. Çıkarıp atınca çaputu,çulu; Bir daha sırtıma takmadım baba. Yalanla,dolanla işim olmadı. Harama bulaşmış aşım olmadı. Pişmanlık verecek düşüm olmadı, Kimsenin başını yakmadım baba. Yalansa hatırım,nazım olmazdı. Huzura çıkacak yüzüm olmazdı. Bu halde diyecek sözüm olmazdı, Umarım canını sıkmadım baba. Esadî diyor ki; Artık sınama. Kabrinden bakıp da sakın kınama. Sözümün eriyim,duyur anama! Hüdâ`dan gayrıya tapmadım baba. Esat Anık |
tek heceli aşklarımız vardı bizim soğuk çöl gecelerinde
daha fazlasını kaldırmıyordu bünyemiz bir harfi daha çekecek güce sahip değildi yüreğimiz beklemekte zordu belkide bir kere daha sevmeye alışmak zordu senden sonra sevgiyi tanımlamaksa imkansızdı adının geçmediği cümlelerde YAŞAMAK ZORDU |
sakin ol derken neyi kastediyorsunuz
ne oluyor sessizleşince nelerden ödün veriyoruz aslında biz susalım mı konu derinleşince herkesin konuştuğu yerde kimi dinler kimi inler olduğu yerde hangisini tercih ederdiniz siz aklındakini söyle sırası gelince |
Bekliyorum hasretle, özlemle, tutkuyla
Ve ümitle bekliyorum Ama sen değilsin beklediğim Sen değilsin, belki senden bir haber Ama sen değilsin,belki bir tutam gülüşün Ama sen değilsin,belki yalnız kokun Ve hatta beklemiyorum ben Belki ölüyorum yalnızca Ve belki ölümü bekliyorum çaresizce Ama sen değilsin beklediğim Çünkü sen benim bekleyemeyeceğim kadar güzelsin Gelmezsen öleceğim biliyorum Bunun için sen değilsin beklediğim Ve belki ben ölmekten korkuyorum |
Gözlerinde cenneti gördüm
Teninden kokusunu aldım Ellerin rüyalarımı süsledi Duygularına aşık oldum Bahtımsın dedim, Gönül tahtıma davet ettim Seninle yaş aldım Sende tattım her duyuyu Acıyı, elemi, hicranı Umudu, umutsuzluğu Seninle buldum yüreğimde Canımda hissettiğimde Ruhlarımız karıştı birbirine Ayır ayırabilirsen Kavuşmak için tam gönül huzuruna Şunun şurasında ne kalmış ki Çözüm, çözüm diye inlemek Çözüm dilemek şiddet mi ki Bir denesen, bir kez denesen Çözümün en alasını bulursun Bulursun ciğerparem Sensiz nefes mi olur Sensiz günce dilersin Sensizliği neden istersin Acı mı gelir sevmiş olmak Bak dünya nece güzel Sevince bir başka güzel Sevdiğinle daha da güzel Destek, yardım dışarıda değil Bizim yüreklerimizdedir İzin ver... El ele, gönül gönüle Can cana, iç içe Adamın , kadının hası Bir ola... izin ver... Tam huzur kararımızdadır. Ne kalmış ki şunun şurasında... Bu gelen bahar bizim... Ömür ikimizin... |
Neler denmişti güzelim dillerden
Son nefese değin seveceğim Son nefesimde adın olacak Korkma ! senden asla ayrılmayacağım Bence tamam bulduk birbirimizi Ruhlarımız ruhlarımıza karıştı Sakin ol sen seyircisin İkimiz adına da düşünürüm Erim erkeğim kocam diyen diller Çürük tahtalar gibi göçtü bir, bir Sonra kustu üstüme ta seneler evvelinden Hep bahane, hep kurmaca kime ki Bilmez ki kendine..hani ikimiz idik Nasıl ki ben geliverdim ansızın Bu gün 2 şubat 2004 diye Memleketine, yaşadığın şehire İşte o gün başladı karmaşa Herkes karıştı aklına yüreğine Merttir derdim, doğrudur derdim Güvenirdim sana kendimden fazla Güvendiğim dağlara karlar yağdı Yollarımız buz oldu kapandı Ya işte böyle abdala malum Hem de ta başından beri Avunmak, avutmak neye Ne istedim doğal, mert, canı için cananı dileyen İlahi armağanı baş tacı eden Yerlerde süründürmeyen erini Yücelten, yücelttikçe yücelen Karım değil hanımım olsun diledim Çok mu dilemişim ki... |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 10:06 . |
Powered by MJTurkiye
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Powered by Herkonu team