![]() |
Türkiye
türkiye türkiye dağlarını duman almış üzümler memleketi tütünler memleketi türkiye türkiye çok gülmüş çok ağlamış sabırlı bağrıyanık insanlar memleketi bulut gibi köpürmüş topraktan bereketi pehlivan dağlarında şafaklar büyümüş ya o nehirler delirip gün gür gelirler bir şarkı gibi dağdan denize yürümüş sen türkiye'sin sağdıcım kirvem Türkiye insanların insanların ah senin insanların morca gözlerinden öpsem namuslu gözlerinden asiye'm işveli hatice fistanı dal işlemeli sen kırk köyün içende şanlı zeyneb'im şahan'ı vurdular yirmi yaşında köprü başında gel yılmaz mahmud'um gel bilaloğlan arabamın atları deh deh amanda ha burası Karadeniz gemiler yatar limanda deryalar aslanı şem-i bahri kâmil reis bu insanlar senden gelir sana gider tarlaya savrulmuş buğday gibi Türkiye sen türkiye'sin ekmeğim tuzum türkiye omzumda mavzer koynumda çevresin ve kıl heybemde taze lor peyniri gök rengi süt karanfil rengi şarap batan güneş gibi bakır taş kömürü ve rüzgara vermiş saçlarını nefti ormanlar ve köylere karşı sarışın harmanlar ferik elması kavun karpuz dut ve kayası fındık da sende bademde sen de ceviz de sende alnımın teri gözlerimin nuru türkiye sen türkiye'sin evim barkım köyüm obam türkiye o senin çift çarşılı harp görmüş şehirlerin sahilde mersin yayla türküsü Konya adana'nın yolları taştan yola çıkıp maraş'tan ezanla birlikte vardık bir akşam urfa'ya bursa'nın ya bursa'nın ufak tefek taşları uçan yıldızı dondurur ardahan'ın kışları erzincan'da bir kuş var kanadı gümüş pul pul ve göğe kılıç gibi çekilmiş minarelerini şehirler padişahı canım istanbul türkiye türkiye ay'lı yıldız'lı türkiye sen mehmed'sin omuzlarında anadolu yaylası aladağlar toroslar dev gibi gövden sen şehit oğlu şehit babası sana selam olsun dünyadan hürriyetten ATTİLA İLHAN |
KALBİM
Göğsümde 15 yara var!. Saplandı göğsüme 15 kara saplı bıçak!. Kalbim yine çarpıyor, kalbim yine çarpacak!!! Göğsümde 15 yara var! Sarıldı 15 yarama kara kaygan yılanlar gibi karanlık sular! Karadeniz boğmak istiyor beni, boğmak istiyor beni kanlı karanlık sular!!! Saplandı göğsüme 15 kara saplı bıçak. Kalbim yine çarpıyor, kalbim yine çarpacak!.. Göğsümde 15 yara var!.. Deldiler göğsümü 15 yerinden, sandılar ki vurmaz artık kalbim kederinden! Kalbim yine çarpıyor, kalbim yine çarpacak!!! Yandı 15 yaramdan 15 alev, kırıldı göğsümde 15 kara saplı bıçak.. Kalbim kanlı bir bayrak gibi çarpıyor, ÇAR-PA-CAK!! NAZIM HİKMET |
BİR HAZİN HÜRRİYET
Satarsın gözlerinin dikkatini, ellerinin nurunu, bir lokma bile tatmadan yoğurursun bütün nimetlerin hamurunu. Büyük hürriyetinle çalışırsın el kapısında, ananı ağlatanı Karun etmek hürriyetiyle, hürsün! Sen doğar doğmaz dikilirler tepene, işler ömrün boyunca durup dinlenmeden yalan değirmenleri, büyük hürriyetinle parmağın şakağında düşünürsün vicdan hürriyetiyle, hürsün! Başın ensenden kesik gibi düşük, kolların iki yanında upuzun, büyük hürriyetinle dolaşıp durursun, işsiz kalmak hürriyetiyle, hürsün! En yakın insanınmış gibi seversin memleketini, günün birinde, meselâ, Amerika'ya ciro ederler onu seni de büyük hürriyetinle beraber, hava üssü olmak hürriyetiyle, hürsün! Yapışır yakana kopası elleri Valstrit'in, günün birinde, diyelim ki, Kore'ye gönderilebilirsin, büyük hürriyetinle bir çukuru doldurabilirsin, meçhul asker olmak hürriyetiyle, hürsün! Bir alet, bir sayı, bir vesile gibi değil insan gibi yaşamalıyız dersin, büyük hürriyetinle basarlar kelepçeyi, yakalanmak, hapse girmek, hattâ asılmak hürriyetiyle, hürsün! Ne demir, ne tahta, ne tül perde var hayatında, hürriyeti seçmene lüzum yok hürsün. Bu hürriyet hazin şey yıldızların altında. NAZIM HİKMET |
BULUTLAR ADAM ÖLDÜRMESİN
Analardır adam eden adamı aydınlıklardır önümüzde gider. Sizi de bir ana doğurmadı mı? Analara kıymayın efendiler. Bulutlar adam öldürmesin. Koşuyor altı yaşında bir oğlan, uçurtması geçiyor ağaçlardan, siz de böyle koşmuştunuz bir zaman. Çocuklara kıymayın efendiler. Bulutlar adam öldürmesin. Gelinler aynada saçını tarar, aynanın içinde birini arar. Elbet böyle sizi de aradılar. Gelinlere kıymayın efendiler. Bulutlar adam öldürmesin. İhtiyarlıkta aklına insanın, tatlı anıları gelmeli yalnız. Yazıktır, ihtiyarlara kıymayın, efendiler, siz de ihtiyarsınız. Bulutlar adam öldürmesin. NAZIM HİKMET |
BÜYÜK İNSANLIK
Büyük insanlık gemide güverte yolcusu tirende üçüncü mevki şosede yayan büyük insanlık. Büyük insanlık sekizinde işe gider yirmisinde evlenir kırkında ölür büyük insanlık. Ekmek büyük insanlıktan başka herkese yeter pirinç de öyle şeker de öyle kumaş da öyle kitap da öyle büyük insanlıktan başka herkese yeter. Büyük insanlığın toprağında gölge yok sokağında fener penceresinde cam ama umudu var büyük insanlığın umutsuz yaşanmıyor. NAZIM HİKMET |
MAVİ GÖZLÜ DEV, MİNNACIK KADIN VE HANIMELLERİ
O mavi gözlü bir devdi, Minnacık bir kadın sevdi. Kadının hayali minnacık bir evdi, bahçesinde ebruliii hanımeli açan bir ev. Bir dev gibi seviyordu dev, Ve elleri öyle büyük işler için hazırlanmıştı ki devin, yapamazdı yapısını, çalamazdı kapısını bahçesinde ebruliiii hanımeli açan evin. O mavi gözlü bir devdi, Minnacık bir kadın sevdi. Mini minnacıktı kadın. Rahata acıktı kadın yoruldu devin büyük yolunda. Ve elveda! deyip mavi gözlü deve, girdi zengin bir cücenin kolunda bahçesinde ebruliiii hanımeli açan eve. Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev, Dev gibi sevgilere mezar bile olamaz: bahçesinde ebruliii hanımeli açan ev... NAZIM HİKMET |
GÜNEŞİ İÇENLERİN TÜRKÜSÜ
Bu bir türkü: - toprak çanaklarda güneşi içenlerin türküsü! Bu bir örgü: - alev bir saç örgüsü kıvranıyor; kanlı, kızıl bir meşale gibi yanıyor esmer alınlarında bakır ayakları çıplak kahramanların! Ben de gördüm o kahramanları, ben de sardım o örgüyü, ben de onlarla güneşe giden köprüden geçtim! Ben de içtim toprak çanaklarda güneşi Ben de söyledim o türküyü! Yüreğimiz topraktan aldı hızını; altın yeleli aslanların ağzını yırtarak gerindik! Sıçradık; şimşekli rüzgâra bindik! Kayalardan kayalarla kopan kartallar çırpıyor ışıkta yaldızlanan kanatlarını. Alev bilekli süvariler kamçılıyor şaha kalkan atlarını! Akın var güneşe akın Güneşi zaptedeceğiz Güneşin zaptı yakın! Düşmesin bizimle yola: evinde ağlayanların göz yaşlarını boynunda ağır bir zincir gibi taşıyanlar Bıraksın peşimizi kendi yüreğinin kabuğunda yaşıyanlar! İşte: Şu güneşten düşen ateşte milyonlarla kırmızı yürek yanıyor! Sen de çıkar göğsünün kafesinden yüreğini; şu güneşten düşen ateşe fırlat; yüreğini yüreklerimizin yanına at! Akın var güneşe akın Güneşi zaaptedeceğiz Güneşin zaptı yakın! Biz topraktan, ateşten, sudan, demirden doğduk! Güneşi emziriyor çocuklarımıza karımız, toprak kokuyor bakır sakallarımız! Neşemiz sıcak! kan kadar sıcak delikanlıların rüyalarında yanan o "an" kadar sıcak! Merdivenlerimizin çengelini yıldızlara asarak ölülerimizin başlarına basarak yükseliyoruz güneşe doğru! Ölenler dövüşerek öldüler; güneşe gömüldüler. Vaktimiz yok onların matemini tutmaya! Akın var güneşe akın Güneşi zaaaptedeceğiz Güneşin zaptı yakın! Üzümleri kan damlalı kırmızı bağlar tütüyor! Kalın tuğla bacalar kıvranarak ötüyor! Haykırdı en önde giden, emreden! Bu ses! Bu sesin kuvveti, bu kuvvet yaralı aç kurtların gözlerine perde vuran, onları oldukları yerde durduran kuvvet! emret ki ölem emret! Güneşi içiyoruz sesinde! Coşuyoruz, coşuyor!... Yangınlı ufukların dumanlı perdesinde mızrakları göğü yırtan atlılar koşuyor! Akın var güneşe akın Güneşi zaaaaptedeceğiz Güneşin zaptı yakın! Toprak bakır gök bakır. Haykır güneşi içenlerin türküsünü, Hay-kır Haykıralım! NAZIM HİKMET |
YAPIYLA YAPICILAR
Yapıcılar türkü söylüyor, yapı türkü söyler gibi yapılmıyor ama. Bu iş biraz daha zor. Yapıcıların yüreği bayram yeri gibi cıvıl cıvıl, ama yapı yeri bayram yeri değil. Yapı yeri toz toprak, çamur, kar. Yapı yerinde ayağın burkulur, ellerin kanar. Yapı yerinde ne çay her zaman şekerli, her zaman sıcak, ne ekmek her zaman pamuk gibi yumuşak, ne herkes kahraman, ne dostlar vefalı her zaman. Türkü söyler gibi yapılmıyor yapı. Bu iş biraz daha zor. Zor mor ama yapı yükseliyor, yükseliyor. Saksılar konuldu pencerelere alt katlarında. İlk balkonlara güneşi taşıyor kuşlar kanatlarında. Bir yürek çarpıntısı var her putrelinde, her tuğlasında, her kerpicinde. Yükseliyor yükseliyor yükseliyor yapı kanter içinde. NAZIM HİKMET |
VATAN HAİNİ
"Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ. Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz dedi Hikmet. Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ." Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla, bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un 66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira. "Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz dedi Hikmet. Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ." Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim. Vatan çiftliklerinizse, kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan, vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan, vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın, fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan, vatan tırnaklarıysa ağalarınızın, vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa, ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan, vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması, topuysa, vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan, ben vatan hainiyim. Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla: Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ. BÜYÜK USTA NAZIM HİKMET .. |
Bu Sabah
Derdi nedir; Koşmakta güneş? Karanlıktan kızıllığa, Kızıldan tarifsiz aydınlığa.... Derdi nedir...? Bu erken saatte, Yanımda ötede beride Bir koro tutturmuşlar, Cıvıldaşıyor kuşlar.... Derdi nedir.? Arılar, türlü böcekler, Karşı yamaçta keklikler, Kümesten çıkıyor tavuklar, Eğitiyorlar, peşlerinde yavrular Bin bir ses vermekte alem... Derdi nedir...? Tamamlamak ta ömrünü, sarı gül, Son kokularını gönderiyor. Ona yetişti iğde, En nefis esansını sunuyor... Bütün programlanmışlar; Şaşırmadan işliyor kendince. Ekmek toplamaya başladı; Kaç yıllığını bir anda, işte karınca.... Derdi nedir ..? Bitirmekte hardal Çiçek mevsimini, Tohuma durmuş, Bekliyor kıyametini... |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 17:23 . |
Powered by MJTurkiye
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Powered by Herkonu team