![]() |
Ben Iki Kere Ağladim..
Bir uzak şehirdeysen Yağmurlar yağıyorsa Buğulanmış camlara adımı yazıyorsan Bir sigara yakıpta hayeller kuruyorsan İtiraftır bu şarkım Dinle hala seviyorsan Belki yaş görmedinsen gözlerimde Bir mavzer patlıyordu yüreğimde Kuş gibi çırpındı kalbin ellerimde Ben iki kere ağladım Varsın olsun sen beni zalim bil Ben hala unutmadım o yağmurda Islandığımız o sokağı Ve ayrıldığımız o kaldırımı Ve işte o kaldırım çiğnedi benim hayatımı Hiçbir yağmur ıslatamadı Benim yüreğimi senin gözyaşların kadar Sakladım kendimi Gücüm yoktu seni kucaklayacak Ve bir ömür taşıyacak kadar Kaldıramadım belki bu ağır sevdayı Ağlıyordun ben giderken Gözyaşlarında boğuluyordum Seviyor söyleyemiyordum Hayellerini yıkıp gidiyordum Bir hayat yakıyordum biliyordum Küllerin ellerimdeydi sanki yanıyordu Arkama bakmadan gidiyordum Mecburdum seni terk ediyordum Beni anlamadın Giderken sen bi defa belki Ben iki kere ağladım..iki kere ağladım.. Hasret bir deli rüzgar gibi Savurup yakıyor bedenimi Bırakıp gittiğim günden beri vuruyor dağlıyor ciğerimi Belki sen yaş görmedin gözlerimde Bir mavzer patlıyordu yüreğimde Kuş gibi çırpındı kalbin ellerimde Ben iki kere ağladım Hiçbirşey sızlatmadı yokluğun kadar Yıllardır yüreğimde hatıran kadar Yangınlar yakmadı gözlerin kadar Ben iki kere ağladım. Belki sen yaş görmedin gözlerimde Bir mavzer patlıyordu yüreğimde Kuş gibi çırpındı kalbin ellerimde Ben iki kere ağladım |
Sevdim Işte ötesi Yok Bunun...
Ben seni kocaman bi yürekle sevdim. Gözlerim değil, yüreğimdi seni gören. Sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun zaten. Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimdi olmalıydın, orada kalmalıydın. Çok aşka ev sahipliği yapan bu yürek, ilk kez bu kadar kolay kabullendi seni. Herhangi bir konuk değildin artık. Bu yüzden ne ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama. O yüreğin gerçek sahibiydin. Şimdi sonbahar, kışa giriyoruz ya... Ben dört mevsim baharı yaşadım seninle. Çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin renklerin karşısında. Taze bir yaparak gibi yeşildin. Açelyaydın pembeliğinle. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın bir ateş gibi. Ve maviydin... En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize tutkundum, denizi sensiz, seni denizsiz düşünemedim. Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da... Kendime bile dar gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. En kızgın, en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana. İçimdeki sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. Beni böylesine güldüren senin sevgindi ve ben kaygısız, içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey olduğunu anladım seninle. Her şeye rağmen sevdim seni. Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk yoktu. Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden tuttuğunda, patlama hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi. Menzil sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok edebilirdim. Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim. Sana ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm. Ve o göle bir tek sen girebilirdin. Sevdim ve hayrandım da... Her halin çekti beni. Duruşunu, uyumanı, gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu, olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da. Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. Seni ve o doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu zaman. Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni yeterince tarif edecek kadar derin olmadı. Seni severken yorumlamadım. Çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün yenilendim. Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın. Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin. Sevdim işte ötesi yok... |
S A N A..
Nasıl uzaktaki yıldız parlak geliyorsa insana uzakta olduğun için tutkunum sana GüLüM.. Hani en güzel aşklar imkansız gelirya insana imkansız olduğun için aşığım sana GüLüM. |
N O L D U K..?
Kalbim bir gun gelirde sarar mı diye seni bana sordu.. Sensiz giderken eceli buldu.. Gözlerinden akan hüznü.. yine Sen derken.. Seni elle gördü.. GüLüM derken yine seni bana sordu..? Nolduk..? |
Bin ah sürüp dudaklarıma Ne kadar susulacaksa o kadar sustum..! Sustu benimle DeNiz.. Sustu deli dalgalar.. sustu martılar... Umutlarımı sarıp rüzgarlara.. Uzaklara savuruyorum her gece.. Yıldız yapıp serpiyorum gökyüzüne.. Kimse görmüyor... |
sana geldim
sana geldim,
bilinmez yolladan geçti ayaklarım yorgunluğum emanettir sırtıma özlemişim bakışlarını cigaram kokuyorsun geç otur denli bir türkü yak ta derinden... içine umutları bırak her bahar coşagelsin yalnızlığımız sana geldim sersemdi beynim ellerim nasırlıydı beceriksizdim ben bu aşkta... sana geldim, ölüme... |
bi kere bile bakmamışken gözlerine
bir ömürlük hasretini çekiyorum şimdilerde gelmediğin yollarında bıraktım gözlerimi hiç düşünmeden değer mi diye umutlarım hep sen tadındaydı esmer özlemim ismini yüreğime değil ismini kalbime değil ismini ömrüme yazdım ben silinmesin diye bak ellerim titriyor yazarken gene bak yüreğim yaramaz çocuklar gibi durdurak bilmeden çarpıyor seninle vazgeçmek yok senden çekip gitmek de yok benden inadına beklemek inadına sevmek var seni hasretini uzaklarına yenik düşürmeden |
herşey simsiyah |
sadece susarak özlüyorum dediğime bakma
isyanların alasını kopartıyorum günlerdir çığlık çığlığa ağladım sensiz kalmalarıma lanetler yağdırdım tanımadığım insanlara seni anlattım senin bir türlü anlamadığını benim bir türlü anlatamadığımı bir onlar anladı bir değil defalarca kez kırıldım,küstüm.kızdım sana sen bilmedin.. sen duymadın.. susarak sevdim seni susarak ayrıldım senden tıpkı susarak özlediğim gibi __________________ |
zalim...
Bu şiir sanadır iyi dinle... Dinle ki, Bana dair ne varsa Ve ne varsa yalan yanlış yaşadığımız Her şey ama her şey yüzleşecek bu mısralarda... Bugün haber aldım senden Defalarca çarpıp nefretin kapılarını Sokaklara vurdum kendimi. Serseri kaldırımlar ayağıma dolaştı, Yalanlarla soğuttum yüreğimi Kahrettim, kan kustum ama hep sustum Bilir misin kaç kereler seni düşünüp de, Gizli gizli ağladım, Sen ki celladı olmuştun hayallerimin Umutlarımın katili... Ve genç bir ömrün acımasız Azrailli Her gece çalıp rüyalarımın kapısını Beni dirhem dirhem öldürdün Dünyayı dar edecektim sana Önümde diz çöküp yalvaracaktın Bensizliğin acısı oturduğunda içine Yokluğum ilmek olup dolandığında boynuna İpini çekecektim, olmadı yapamadım. Bilir misin kaç kereler seni düşünüp de, sana içtim Şerefine değil, şerefsizliğine... Ben seni mi sevmiştim? Sabahlara kadar ağlayıp kuruttuğumda göz yaşlarımı Kimse sormadı halimi, kimse acımadı. Şarkılarla dertleştim bir başıma... Unuttum deyip kutladığımda sensizliği Silmek için gözyaşlarımı aynaya her baktığımda Gözlerimde seni buldum. Başucuma resmini koydum, Nasıl da acımasızdı bakışların Nasıl da zalim, Ben seni mi sevmiştim? Kırık dökük bir bahar mı kalacaktı senden geriye Ve ihanetin hiç dinmeyen sancısı... Seni benden çalacaklar mıydı? Bir kuş gibi uçup gidecek miydin yüreğimden, Bir daha dönmeyecek miydin? Hangi kahpe kurşunla bitti bu mavi sevda? Ağlamak neyi değiştirir ki Her şey bitti artık her şey bitti Sen hayallerimin celladı, Umutlarımın katili ve zavallı bir ömrün acımasız Azrailli, Beynimdeki tek kurşunla vurdum kendimi, Gelip alabilirsin emanetini |
Tahir ile Zühre
Tahir olmak ta ayıp değil/ Zühre olmakta/ Hatta sevda yüzünden ölmek te ayıp deği/ Bütün iş Tahir ile Zühre olabilmekte/ yani yürekte..../ Mesela bir barikatta döğüşerek /Mesela Kuzey Kutbu'nu keşfe giderken /Mesela denerken damarlarında bir serumu/ ölmek ayıp olur mu?/ Tahir olmak ta ayıp değil/ Zühre olmak ta/Hatta sevda yüzünden ölmek te ayıp değil../ Seversin dünyayı doludizgin/ ama o bunun farkında değildir/ ayrılmak istersen dünyadan/ ama o senden ayrılacak/ yani sen elmayı seviyorsun diye/ elmanın da seni sevmesi şart mı?/ Yani Tahir'i Zühre sevmeseydi artık/ Yahut hiç sevmeseydi/ Tahir ne kaybederdi Tahir'liğinden /Tahir olmak ta ayıp değil/ Zühre olmak ta/Hatta sevda yüzünden ölmek te ayıp değil...***8221; Biz severken hiç utanmadın yaşımızdan başımızdan***8230; Ben seni severken bir barikatta döğüşürcesine yüreğinle mücadele ettim***8230; Yüreğindeki o cevahiri ortaya çıkarmak için***8230; Bazen seninle hiç yaşamadığımız çocukluğumuzu yaşadık***8230; Seni kaybetmek korkusu içinde sevmedim***8230; Beni sever mi diye düşünmedim bitanem.. Bakışlarıyla yüreğime akıverdi yüreğin***8230; Bilmiyorum benim yüreğim senin yüreğine böyle aktı mı? Kardelenlerin zor şartlarda nasıl açtığını biliyorum. İşte benim sevdam bir kardalen gibi açtı yüreğimde***8230; Ben tüm kıyılardan görülen senin ismini yazdım***8230; Gün seninle başlıyor bitanem***8230; Güneş oluyorsun***8230; Batarken ay***8217;ı düşünüyorum, ay oluyorsun, yıldız oluyorsun. Sana türküler söylüyor, şiirler yazıyorum***8230; Benim ***8216;Zühre***8217;m olmanı istiyorum***8230; Ten kokunu çiçekler getirdi bana***8230; Kokun beni çıldırtıyor***8230; Düşlerimde seviştiğimiz dakikalarda aldığım zevki hiçbir zaman almadım bitanem***8230; Tenlerimiz yapışıyor, alındaki terleri siliyoruz yüreğimizle***8230;. Rüzgarlı havadaki dalgalar gibi sana doğru yalpalanıyorum***8230; Tutup sarılıyorsun bana.. Martılar bize sığınıyor , sende bana bitanem***8230; Gördün mü yağmur başladı***8230;. ***8216;Sen benim yağmur yüreklim***8217; deyip uzun uzun öpüyorsun beni***8230;. Ellerim dolaşıyor bedeninde***8230;. ***8216;Acılarımı dindiren kadınım***8217; diyorum***8230; Öpüşmelerimizde şimşekler çakıyor, yağmur bulutlarının arasında***8230; Elimi bırakıyor, yağmurun altında dans ediyorsun***8230; Sana bakmaya doyamıyorum***8230;. Seni izliyorum, nakış nakış yüreğime işliyorum***8230; Ben yaşımdan başımdan utanmıyorum, Tahir oluyorum***8230;. Dansına eşlik ediyorum***8230;. Yüreklerimiz türküler söylüyor***8230; Öyle bir gökkuşağı yapıyoruz ki, tüm renkler elele bize geliyor***8230; Yüreğimizdeki tuvalde karıştırıyoruz***8230; Biz öyle bir gökkuşağı çizdik ki***8230;. Sen orada ben burada; dünyanın her yerinden görünüyor***8230; Gökkuşağının içine giriyoruz***8230;. Toprağa, ağaca, denize yansıyoruz***8230; Ben seni bir ekmek ve su kadar seviyorum***8230;. Seninle sevdayı öğrendim, seninle yaşıyorum***8230;. Seninle en güzel sevda yazılarını yazıyorum***8230; Hani Şair İlhan Berk***8217;in yazdığı bir şiir gibisin***8230; ***8220; Ne zaman seni düşünsem/Bir ceylan su içmeye iner/Çayırları büyürken görürüm./Her akşam seninle/ Yeşil bir zeytin tanesi/Bir parça mavi deniz/Alır beni./Seni düşündükçe/Gül dikiyorum elimin değdiği yere/Atlara su veriyorum/Daha bir seviyorum dağları.***8221; Aklıma geliveriyor Ferhat ile Şirin***8217;in sevdası***8230; Biz Tahir ile Zühre olmaktan utanmadık bitanem.. Sen Zühre oldun ben Tahir***8230;. Öyle bir sevda yaşayacağız ki; gökyüzünden bize bakan Ferhat ile Şirin bile imrenecek***8230;. ***8220;Bizim sevdamızı gerçekleştirecekler***8221; deyip yağmur gibi üzerimize yağacaklar***8230; Hoş geldin Ferhat, hoş geldin Şirin deyip yüreğimizin kapılarını açıp en güzel yerine koyacağız |
Gelir....
seni düşünürken inan burada,
nefesinden reyhan kokusu gelir, o sisli yolların yamaçlarından, yaban güllerinin buğusu gelir... nicedir hasretim, ben oralara, aklıma düştükçe tütesim gelir... yüreğimi ektim topraklarına, filizlenip baştan bitesim gelir... nesterenler orada mevsim ötesi, burda baharların sahtesi gelir, yüzler maskelenmiş rötüşte resim, hüzünlü günlerin ertesi gelir... ne zaman düşünsem eski günleri, karşıma o kırlar, ovalar gelir... saçlarımı okşar hasretin yeli, yadıma en düşsel yuvalar gelir... hüznün bestesi var her soluğumda, gönlüme vedanın kuşkusu gelir, kurnamda su içer yanık bir turna, kanadında sevda muştusu gelir.... |
Ağlamak İçin Gözden Yaş mı Akmalı?
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı? Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı? Sevmek için güzele mi bakmalı? Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı? Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır? Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı? Hırsızlık; para, mal mı çalmaktır? Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı? Solması için gülü dalından mı koparmalı? Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı? Öldürmek için silah, hançer mı olmalı? Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı? |
Sadece senin sevgindi buna inan...
kaderimdi beni sana baglayan günler gelip gecdikce içimi kavuran her acıyı yaşadıgım anda unutturan sadece senin sevgindi buna inan kapanan kalbimi sevgisiyle acan gönül bahçemi yeşilligiile donatan her derdi kederi unutturan sadece senin sevgindi buna inan gecmişimde yaşadıgım kötü günleri unutturan her seferinde kaderde varmış deyip içimi rahatlatan karanlık dünyamı aydınlıgı ile açan sadece senin sevgindi buna inan |
Yalnızdımm..
küçük bir kızdım koca hayatta,içimde koskoca bir kadın. suskundum belkide hep susutum sadece kendi içimde coştum. hayat öyle olgunlaştırdıki neler gördm neler yaşadım asla isyan etmedim sonuna kadar bekledim. ben sustukça hayat yükledi, ben konuştukça gözlerim yetmedi.. karanlıktı kimi zaman göremedim gerçekleri bazende öyle aydınlıktı ki görüyordum görmemem gerekenleri.. soğuktu üşüyordum üstüme örteceğim tek yalnızlığım vardı... korktum kimi zaman insanlardan hepsi birbirlerinin arkasından iş çeviriyordu.. herşeyde en acısını gördüm ama biliyordum acıyla en kuvvetli duyguyu besledim . ben her zaman hayatta küçük içimde yüceydim hayata değil içime yatırım yaptım... böylece hayattanintikam aldım.. |
Nasıl söylerim gittiğini..
Nasıl söylerim gittiğini denizlere Söyle nasıl Nasıl söylerim gittiğini mevsimlere Söyle nasıl Denizler delirmez mi gidişine Mevsimler hazana dönüşmez mi Nasıl söylerim gittiğini yakamoza Söyle nasıl Mehtap denize yansımadan batmaz mı Yıldızlar denizde oynar mı Yapraklarını dökmez mi ağaçlar Nasıl söylerim gittiğini aşklara Söyle nasıl Solmaz mı aşk gülleri Hüsrana uğramaz mı bülbüller Kara topraklar almaz mı beni Nasıl söylerim gittiğini rüzgarlara Söyle nasıl Delirmez mi rüzgar Alıp götürmez mi kokunu benden Kuzey yıldızı kayıp düşmez mi Bir daha gelir mi kokun buralara Gözlerini çizer mi dalgalar Yüzünü yansıtır mı yıldızlar Nasıl söylerim gittiğini yağmurlara Söyle nasıl Bulutlar bir olup Dört mevsim yağmur yağmaz mı buralara Çöllere dönmez mi denizler Kara topraklar almaz mı beni İki kelime geri döndürür mü seni SENİ SEVİYORUM Dön artık geri Artık söyleyemez oldum gittiğini Kabullenemez oldum yokluğunu Dön geri Nasıl söylerim gittiğini |
Gecemi SıfırLadım.....:) Dün geceyi göz yaşımla suladım Ve içimde her şeyi sıfırladım Belki çok ağladım, Ama bilki kurtuldum Senden değil önce kendimden kurtuldum Bağlandığım güneşi aya değiştim Sıcağı beklide soğuğa Gülüşleri göz yaşına Ama olsun yine güneş doğacak Ve yine beni ısıtacak Ve bir gün gönül gözüyle güle bileceğim İnan dedim kendime İnan ve seni üzen ne varsa sıfırla Deyse zaten seni üzmezdi Deyse zaten şu an yalnız ağlıyor olmazdın Yalanmış koca bir yalan İnsan yalan olduğunu bile bile nasıl kanarsa kanmışım işte Hisetiğim o boşluğu boş bırakanın sucu beklide Ama en büyük suç benim Suçluyum cünki kanacak kadar Suçluyum cünki sevecek kadar Suçluyum çünki ele benim diyecek kadar***8230;. Artık bitti dün gece ağlayarak sıfırladım geceyi Ve hoş geldin gün vede güle güle dün |
Çürüsün aklım
Çürüsün bitsin. Yok olsun her şey . Kalmasın geriye tek bir nokta Kahreden bir aşka bu kadar vefa neden? Çürüsün her ne varsa diyorum ya! Zaman alsın, çalsın seni Lütfen. Lütfen artık. Hala sevmek ne ayıp Ne günah Ne suç Çürüsün aklım ... Çürüsün kalbim... İçimdeki sen çürüsün! Ve bırak ne olur aşk yürüsün. Ve gene bırak ne olur, ruhum büyüsün... Hala seviyor, Beklemiyor ama; Bunu asla dilemiyor... ama Hala seviyorum... Çürümekken bitişin; Ben Çürüyemiyorum. "O yollar anısına..." |
Yaklaştıkça uçurum yaratan ses tellerinden
bir nota çıkarıp assana dudağımın portresine şarkılar çivilenirken aklımın duvarlarına sökülürken gözlerim bir mum alevinden karanlığa gözlerini yaksana, yaşamak kanaviçe ölüm yakındır toprağı bol bedenin kıyılarında ter denizleri genzine kaçan bir damla suda boğulan askerler dudaklar ah dudaklar!! daima kahramandır dudaklar asker... dil kayıran çene açıl kapan karanlığa ışığa çatala ve kaşığa yaklaşan bir damak gibi savur hücrelerini gün damıtan eşiğe kırılgan ve eringen güz mevsimine ziynet yaprakları aşırarak saçlarından bir yaprak kadar masumane ruhumun mevsiminde yaşasana çatırdıyor aklımın duvarları bu öyle bir düşünmek ki eşiliyor damarları sana akan düş doğumu müjdeler yok edecek kin doyuran tabakları öğlenci kıpırdamalardan ömür bileyen güneş ve aşkı kınından ayıran kılıç gözlerini keserken göz dileklerim güneşinin kılıcına avuç ısıtan ateş küllerimde yaşasana öyle bir şarkı söylemeyim ki yankısında yaşamalısın dağlarında depremler durmamalı olabildiğince sarsılmalısın bir an gelmeli ki düşerken gözlerinden aşağı ellerimi uzatmalıyım inceliğine bir kalem gibi asil ve kainat karalayan avuçlarımda yaşasana... bu öyle bir düşünmek ki düşünmekten de öte bir düşünsene. Mehmet Nusret Poyraz |
Bir rüya gördüm bugün,
Karanlık sokaklarda adım sesleri, Ellerim ceplerimde yürüyorum, Parmak uçlarıma değiyor bir şiir, Kendimi almışım karşıma, Hesaplaşıyorum kaderimle bir, Nereye gittiğimi bilmiyorum, İki genç adamın gölgesi, Beliriyor kimsesiz sokaklarda, Ay ardından vururken şavkıyla, Sürüklüyorlar beni, Biri bir yanımda adı hüzün, Diğerinin soğuk elleri, Adı olsa gerek ölüm, Yok, hayır, böyle ölmemeli, Karanlıklarda rüzgar uğulduyor, Ağaçlar sanki önümde eğiliyor, Bir kadın beliriyor köşe başında, Saçları kızıl, ellerinde kına, Şuursuzca bana gülümsüyor, Beni sonsuzluğa uğurlarcasına, Ve önümde koskocaman bir kuyu, Ne başı belli ne sonu, Sensizlik adını veriyorum ona, İtiyorlar beni sensizliğin içine, Direniyorum tüm gücümle, Düşmemek için yokluğuna, Çaresiz kalıyorum birden, Yokluğunla cezalandırmışsın, Meğer sonumu sen yazıp, Bu kuyuyu ellerinle kazmışsın, Kim diyorum ölmemi isteyen kim? Haykırırken düşüyor yaşlarım, Kalem kıran senmişsin. Düşüyorum düşlerimden, Düşlediğim düşüncelerimden, Ne yaptım ben seni sevmekten başka, Yokluğunu hak edecek ne yaptım sevgili, Yusuf gibi attın beni kuyuya, Bağlayıp ellerimi, kapatıp ağzımı, Karalar içinde hapsettin zamana, Seni seviyorum dememden mi sıkıldın. Aşkım setler mi ördü önüne, Gitmelerin vardı da kal demem mi? Seni üzdü böylesine, Söyler misin bana, Ne yaptım ben sevgili sana, Ölmeleri yakıştırdın ruhuma, Sonra haykırdım yine, Karanlık kuyuların dibinden, Ellerimi çözdüm, Özgür bıraktım dudaklarımı, Duymak istemesen bile, Beni attığın yokluğunun, Sensizlikle cezalandırdığın ruhumla, İşte haykırıyorum. Yankılanan sesleri duy işte, Seni seviyorum. Uyandım. Gözlerimi açtım sensizliğe... |
SAKARYA
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya; Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir Oluklar çift birinden nur akar, birinden kir. Akışta demetlenmiş, büyük, küçük kainat Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne, Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için, Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur, Sırtına Sakarya***8217;nın, Türk tarihi vurulur Eyvah, eyvah, Sakarya***8217;m, sana mı düştü bu yük Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük!.. Ne ağır imtihandır, başındaki Sakarya Bin bir başlı kartalı nasıl taşır kanarya? İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal, Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu an Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu Hani ardında çil çil kubbeler serpen ordu? Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna Mermerlerin nabzında hala çarpar mı tekbir? Bulur mu deli rüzgar o sedayı Allah bir! Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler Sakarya, kandillere katran döktü geceler Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya! İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla kan Bir hayata çattık ki hayata kurmuş pusu, Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek? Kafdağı***8217;nı assalar, belki çeker de bir kıl Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl! Sakarya, saf çocuğu, masum Anadolu***8217;nun Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun Sen ve ben, göz yaşıyla ıslanmış hamurdanız Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider! Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz Sen kıvrıl, ben gideyim. Son peygamber kılavuz! Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk SAKARYA***8230; |
Bulamadm........
Derdimi döküpte paylaşacaktım, Eşimden dostumdan yüz bulamadım. Yüzlerce, binlerce lügata baktım, Seni anlatacak söz bulamadım... Herşeyi sezsemde ıslak saçından, Gönlümde arındın bütün suçundan. Girdiğin sayısız günah içinden, Sana konduracak toz bulamadım... Gönlüm hâlâ sende, hâlâ sözünde. Siyaha mahkûmunum zindan gözünde. Nice dilberlerin güzel yüzünde, Seni kaybedecek iz bulamadım... Üzdüler dillere verip de seni, Ezdiler yerlere serip de seni, Gönül penceremden görüp de seni, Bana hak verecek göz bulamadım... |
.......
Sana sımsıkı sarılmak istiyordum...bir kez görsem,bitirsem içimdeki özlemini bu kadar zor gelmeyecekti senden,sevginden vazgeçmek...Nasıl olsa alışkınım ya seni görmemeye , galiba böyle de başarabilirim...***8216;Ama eğer hissedersen hayatından çekildiğimi bana sana geri dönmemem için şans dile ***8216; Neler yazmak istiyorum sana bir bilsen , tek yapabildiğim yazmak olduğundan yine yazıyorum işte! Seni daha önce de yazmıştım ama bu kez bir daha yazmamak üzere , seni beynimde,içimde bitirerek yazıyorum,ya da bitirmek isteyerek...Ne kadar sürer bilmiyorum ama ben senden ,sevginden vazgeçmek istiyorum. Yine senden habersiz... Ben seni severken de senden habersiz sevmiştim. Belki de kendimden bile habersiz. Dünyaları etrafında döndürmek isteyen bir kalbi bilerek isteyemezdim. Kendimden ve senden habersiz her şeyim olmuştun sen... öyle ya sen bir taneydin; eşin benzerin yoktu yeryüzünde,yoktu senden daha güzel güleni. Yaşanmamış ve yaşamamış olsam bile sen özeldin. AŞK özeldi... ***8216;Yağmurda aşk başkadır***8217; diyenlere gülüyordum ama ben de yağmurda üşüyen ellerini severek başladım seni sevmeye... nisandı... İstiklal'e hiç o kadar güzel yağmur yağmazdı... önce aldırmadım seninle güzelleşen herşeye...Sonra tüm parfümeri dükkanlarını aşındırıp kokunu ararken anladım seni deli gibi özlediğimi...Ne kadar gerçeksen o kadar yalandın ...ve ben her seferinde yeniden başladım.yeniden bir sondayım ama bu kez yeniden başlayacak gücüm yok. Ben senden vazgeçmek istiyorum! Herkes gibi biri olmanı ya da hiç kimse olmanı istiyorum. Sesini duymak için telefonlara sarılmaktan vazgeçmek , ismini duyduğumda içimin titreyip,gözlerimin dolmasından kurtulmak istiyorum. Senin benim için herhangi biri olman ne kadar zor bir bilsen... zaten kolay ne vardı ki benim için? Sanki seni öldürmemle sevmem arasında hiç bir fark yoktu. Ve ben hep sevgim yüzünden cezalıydım. Hiç sonu olmayan bir yolda seninle yürümek ,yeni çıkan filmleri birlikte izlemek,saatlerce sana sarılı kalmak,sadece ama sadece bir kez olsun sana sarılıp uyumak,bir sabah gözlerimi açtığımda yanımda seni bulmak isterken ,sen sevgimle utanmamı sağladığın için galiba gerçekten ***8216;bir taneydin***8217;! İşte bu yüzden imkansızlığına hep inandım! Ben yalnız kalıp seni düşünmeyi deli gibi sever olduğumda,sen benim her şeyim olduğunda BEN SENİN İÇİN HİÇ YOKTUM! Bu yüzden yalnızlıklarım,ağlamalarım,özlemlerim canını hiç acıtmadı. benim tarafımdan sevilmek belki de hayatında önemseyeceğin en son şeydi... Ben seni seviyorum dediğimde Seni Seviyordum! Ben seni özlüyorum dediğimde Seni Özlüyordum! Ben senin için ölürüm dediğimde ben senin özleminden zaten ölüyordum... Ve şimdi senin hayatından gidiyorum... Ne zaman nisanda bir yağmur yağsa, ben İstiklal'de olacağım, ne zaman bir parfümeriye girsem hala kokunu arıyor olacağım. Ben kaybettim... Sen kazandın! Artık sesimi duymayacaksın... Sana sımsıkı sarılmak istiyordum , kokunu içime yıllarca bana yetecek kadar çekerek sana sımsıkı sarılmak istiyordum... Gelmedin! Gelsen yapabilir miydim bilmiyorum... Ben artık gidiyorum... Eğer hayatından çekildiğimi hissedersen ,bana sana geri dönmemem ve seni yeniden deliler gibi sevmemem için şans dile... ve lütfen nisanda yağmur yağdığında İstiklal'e gelme... |
Adını hasret koy hasret kalayım -------------------------------------------------------------------------------- Eğer senden bir an ayrı kalırsam, Adını hasret koy, hasret kalayım, Özlemlerle yansın içim her gece, Adını hasret koy hasret kalayım. Uzansan yanıma dokunsam sana, Bir yatakta olsak yatsak yan yana, Sen şiir okusan ben ninni sana, Adını hasret koy hasret kalayım. Aşkımız büyüsün yıldızlar kadar, Gecemiz görünsün, gündüzler kadar, El ele tutuşup olsak kafadar, Adını hasret koy, hasret kalayım. Göz kırpmamda dahi göremez isem, Sesini bir anda duyamaz isem, Alnına bir buse koyamaz isem, Adını hasret koy, hasret kalayım. Gözle kapak kadar ayrı kal sakta, Birlikte sahilde ufka dalsakta, Binlerce yıl hep beraber olsakta, Adını hasret koy hasret kalayım. Kuş olup uçalım, kanatla vücut, Gidelim sevdaya, gel elimi tut, Hepsi gerçekleşse kalmasa umut, Adını hasret koy, hasret kalayım |
BIR ASKIN ILK SOZLERI masumm bir bakisti gozlerindeki hani oylesine bir sevdanin kivilcimi belkide yuregin kuslar gibi kanat cirpiyordu gozlerime Bakarken oylece masum ya ellerin ne kadarda saklamaya calissan titreyislerini gorebiliyordum yuregin sana cok seyler soyluyordu kelimeler bogazinda dugumleniyor kekeliyordun ilk heyecan ilk askin sozleri korkular tepkilerdi ve son cesater gulumseyen dudaklar Bakislarimda bulmak istedigin o ates kucucuk bir hareket bekleyis belkide anlatamadigin duygularin bir ifadesiydi cokmu sey istemistin benden beklide hayir sade bir tebesum bile yetiyordu sana yada ufak bir dokunus barmaklarima gozlerime kacamak bir bakis belkide en guzel mutlulugu yasatacaktir sana tipki yildizlari toplayip kucagina doldurmak gibi yada bir deniz kiyisinda yanyana el elle olmak hayali cokmu sey istemistin diye dusunmusundur Hayir cok sey istememestin.. Ama yikintilar icinde buldugun bir harebenin sevdaya kapilarini acmasi kolay olmuyordu senin gibi olmak kolay deyildi karanlik dunyama ansizin girmene izin vermek hicte kolay deyildi ve uzatigin ellerinden tutabiliyor nede korkularimdan gece biliyordum icimdeki yikilmisligin verdigi isyanlarlan savasmak ve o sicacik yuregine karsilik verememek belkide en zoru bu olsa gerek Bazen uzat sende ellerini tut diyorum delice cilginca ve sevgiyle Sevdanin sicakligindan olmuyordu yuregim evet desede binlerce kez korkularim onumu kesiyordu belkide sen deyil ama ben cok sey istiyordum senden biliyormusun sen hayatima giren songunes olacaksin yikilmisligima ve tum yanlizklarima ragmen gulumseyen yureginle sonkezde olsa mutlululuk yasataksin bilmiyorum Simdi yuregimi yuregine oylece birakiyorum tum karanliklara ragmen tum cikmazlara ragmen adini koylamadigim bu bilinmezlere dogru yenken aciyorum pismanliklar duymadan cesaretine ve yuregine guvenerek Al diyorum yuregim, yuregin olsun belki yine yikilacagim belkide gercek bir aski yasayacagim Cok sey istemeden senden Ve cok sey beklemeden benden |
DONDESEM Dondesen yine bana donermisin sen sizligin yagmurlarina biraktim ask atesimi yildizlardan seni istedim Karanlik gecelerimin senle dolsun da gozyaslarim soguk gecelerime aksin yagmurlar hastetini biraksin kollarima Don desen yine bana dondermisin ruzgarlara yalvardin esmesin dursun kuslara soyledim bir haberini alip getirsin yuregimin yanlizliklarina derman olursun diye Sensiz gecen bu gecelerime sabahina Don desem yine bana donermisin Adini yazdigim sokaklarda yolunu gozlerim don desem yine bana donermisin Ozlem lerini sirtima vurdum da dudaklarini atesinde kavrulup sensizlige gozyaslarimi akisinda kollarinda uyudugum gecelerimin sabahinda kalbimin sizilarini hep yureginde duydugum sen hasretine kole oldugum engin denizlerin diplerinde aradigim dondesen yine bana donrmisin .. |
hepsii birbirinden güzell
|
Anladim.........
Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını,kendimi bulduğumda anladım. Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış, Kendi yolumu çizdiğimde anladım.. Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak,dinleyerek değil.. Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım.. Yüreğinde aşk olmadan geçen hergün kayıpmış, Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım.. Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden, Neden hiç ağlamadığını anladım.. Ağlayanı güldürebilmek,ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş, Gözyaşımı kahkaya çevirdiğinde anladım.. Bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir tek en çok sevdiği acıtabilirmiş, Çok acıttığında anladım.. Fakat,hakedermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını, Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terkettiğinde anladım.. Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet, Yüreğini elime koyduğunda anladım.. ''Sana ihtiyacım var, gel ! '' diyebilmekmiş güçlü olmak, Sana ''git'' dediğimde anladım.. Biri sana ''git'' dediğinde, ''kalmak istiyorum'' diyebilmekmiş sevmek, Git dediklerinde gittiğimde anladım.. Sana sevgim şımarık bir çocukmuş,her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan, Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım.. Özür dilemek değil, ''affet beni'' diye haykırmak istemekmiş pişman olmak, Gerçekten pişman olduğumda anladım.. Ve gurur, kaybedenlerin,acizlerin maskesiymiş, Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış, Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım.. Ölürcesine isteyen,beklemez,sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi, Beni afetmeni ölürcesine istediğimde anladım.. Sevgi emekmiş, Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş |
senden vazgeçiyorum.....
Senden sonra hiç acım olmadı Ne deliliğim kaldı sevdadan yana ne de aşka inancım bir damla Oysa ben seni severken hiç acı çekmemiştim Ne olduysa, sen beni sevince oldu Bir zaman varlığını arzulayan gönlüm Yeri geldi yokluğunu aradı durdu Yazık, sevilme süreni kendin kısalttın Artık dönmesen de olur Hem sen, yokken daha güzeldin Hem sen, varlığında tanıdığım sen değildin Yine sevilirdin bu kadar İnan dönüşüne bağlı değildi sevdamın ağırlığı Yokluğuna ve imkansızlığına direnmek, Herşeyden daha anlamlıydı Eğer dönmeseydin, ne yapar ne eder gözlerini tedarik ederdim biryerlerden Elini en karanlıklarda bulup tutardım En azından oyuncağıyla oynayan çocuk gibi kırmadan, kırılmadan Kendi kendime severdim seni, Artık dönmesende olur, Herşeyin ikincisi yenilgidir, Her dönüş ispatıdır biraz da kaybetmişliğin Maluptur ileriye bakamayan Bakamaz ki bir türlü pişmanlığından Onu tutar geride bıraktığı her neyse Daha da bağlanır ardında kalana Ter****len çabuk büyür, hüzün kalana düşsede Pişmanlık hep gidenin payına Ayrılık zor zanaat, kimse yüzde yüz gülemez Kimse yüzde yüz gidemez Giden dönüyorsa, sevdiğinden değil kaybettiğindendir Ve aradığını bulamadığından Dönene kapıyı açmayın Sevseydi o, gitmezdi hiç bir zaman İşte bu yüzden dönene kapılarınızı birdaha asla açmayın Ve sen Gelme O kapı hiç açılmayacak sana Eski rüzgarların sözü geçmez terkettikleri dağlara Geceye yeni şiirler gerek, gemiye yeni fırtına Her eylüle başka yağmur Kalana taze baharlar lazım Ve gidene biraz yürek Kaçanlar pişman şimdi Kalanlar, sevmeye devam edecek. Şimdi biz ayrıldık ya Birkaç gün sendeleyerek yürürüm Ayağım takılsa da düşmem Yine doğrulurum biliyorum, Yaşadığım tüm aşkların üzerine yemin ediyorum Ben artık senden vazgeçiyorum |
....eğer.....
gözlerinden hüzün yağmadan gülenlere imrenmezdim beni hüzne boğan varlığını silebilseydim eğer yüreğime bu kadar ağır gelmezdi sevdan benim gibi sevebilecek yüreğe sahip olabilseydin eğer gecelerimi hüzün yerine yıldızlar süslerdi sessizliğin yerine şarkılarını dinleseydim eğer anneme bu kadar kızmazdım durup dururken ağlamzdım gözyaşlarımı senin sileceğini bilseydim eğer ayrılık kelimesi bu kadar acıtmazdı yüreğimi beni bırakıp gitmeseydin eğer resmin yerine açar telefonu senle dertleşirdim benimle kalmayı becerebilseydin eğer bu kadar korkmazdım hayatla savaşmaktan eskisi gibi şovalyem kalabilseydin eğer inan inan ki gözyaşlarımı dökmezdim denizlere ağlama melek yüzlüm diyen sen olsaydın eğer papatyalar nergisler toplardım yine dağların eteklerinden senin kitaplarında kuruyabilselerdi eğer sevda acı verir diye öğüt vermezdim ibişe aşkın yüreğimi dağlamasaydı eğer annemin sebepsiz sandığı gözyaşlarıma bi cevap verebilirdim seni unutabilseydim eğer aklıma her düştüğünde derinden bir ah çekmezdi hayallerimi yıkıp gitmeseydin eğer seninle gezdiğimiz yerler gidince inceden bi sızı kaplamazdı yüreğimi yanımda olmasanda yüreğinde olduğumu bilseydim eğer yollar bu kadar uzun gelir miydi hiç o gidişinin bi dönüşü olsaydı eğer istanbulum bu kadar hasret kokar mıydı o vapur seni alıp götürmeseydi eğer söyle bu kadar zalim tanır mıydım insanları böyle vefasız olmasaydın eğer ahh aşkına kurban olduğum yollarına yüreğime sermez miydim geleceğini bilseydim eğer..... |
işte en gerçek haliyle aşk; Evinin seni içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksin... Sokağa fırlayacaksın... Sokaklar da dar gelecek... Tıpkı vücudunun yüreğine dar geldiği gibi... Ne denizin mavisi açacak içini, ne pırıl pırıl gökyüzü... Kendini taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar küçüleceksin... Birileri sana bir şeyler anlatacak durmadan... "Önemli olan sağlık." "Yaşamak güzel." "Boş ver, her şey unutulur." Sen hiçbirini duymayacaksın... Gözyaşlarından etrafı göremez hale geleceksin... Ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek isteyecek kadar çok seveceksin... Hep ondan bahsetmek isteyeceksin... "Ölüme çare bulundu" ya da "Yarın kıyamet kopacakmış" deseler başını kaldırıp "Ne dedin?" diye sormayacaksın... Yalnız kalmak isteyeceksin... Hem de kalabalıkların arasında kaybolmak... İkisi de yetmeyecek... Geçmişi düşüneceksin... Neredeyse dakika dakika... Ama kötüleri atlayarak... Onunla geçtiğin yerlerden geçmek isteyeceksin... Gittiğin yerlere gitmek... Bu sana hiç iyi gelmeyecek... Ama bile bile yapacaksın... Biri sana içindeki acıyı söküp atabileceğini söylese, kaçacaksın... Aslında kurtulmak istediğin halde, o acıyı yasamak için direneceksin... Hayatinin geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksin... Aksini iddia edenlerden nefret edeceksin... Herkesi ona benzetip... Kimseyi onun yerine koyamayacaksın... Hiçbir şey oyalamayacak seni... İlaçlara sığınacaksın... Birkaç saat kafanı bulandıran ama asla onu unutturmayan. Sadece bir müddet buzlu camin arkasından seyrettiren... Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek... Boğazın düğümlenecek, dinleyemeyeceksin... Uyumak zor, uyanmak kolay olacak... Sabahı iple çekeceksin... Bazen de "Hiç güneş doğmasa" diyeceksin... Ne geceler rahatlatacak seni ne gündüzler... Ölmeyi isteyip, ölemeyeceksin... Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne çıkana sarılmak isteyeceksin. Nafile... Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek... Rüyalar göreceksin, gerçek olmasını istediğin... Her sıçrayarak uyandığında onun adını söylediğini fark edeceksin... Telefonun çalmasını bekleyeceksin... Aramayacağını bile bile... Her çaldığında yüreğin ağzına gelecek... Ağlamaklı konuşacaksın arayanlarla... Yüreğin burkulacak... Canın yanacak... Bir daha sevmemeye yemin edeceksin... Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinden... Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksın... Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğin için nefret edeceksin... Yasadığın şehri terk etmek isteyeceksin... Onunla hiçbir anının olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek... Ama bir umut... Onunla bir gün bir yerde karsılaşma umudu... Bu umut seni gitmekten alıkoyacak... Gelgitler içinde yaşayacaksın... Buna yaşamak denirse... Razı mısın bütün bunlara? Hazır mısın sonunda ölüp ölüp dirilmeye? O halde aşık olabilirsin. |
Başım gözüm üstüne ;)
Senden başka yar bilmem ömür boyu gözüme
Bak de yeter bakarım başım gözüm üstüne İster aşk denizine ister hicran gölüne Ak de yeter akarım başım gözüm üstüne Yılda bir olsa bile seviyorum de hele Senden gelmişse eğer sefadır bana çile Yalnız kalbimi değil koca dünyayı bile Yak de yeter yakarım başım gözüm üstüne Yeter ki sen bekle de hiç kalır sabır taşı Küçük bir umut bile olur gönül yoldaşı Razıyım ömür boyu gece gündüz gözyaşı Dök de yeter dökerim başım gözüm üstüne Biliyorum bu aşkın yalnız sensin galibi Her derdine razıyım çıkmasın tek talibi Varsın yağmur yağmasın sen iste şimşek gibi Çak de yeter çakarım başım gözüm üstüne Tek söz etmem bu sevda vursa beni her yandan Tanrım beni korusun benden bıktığın andan Ne kadar sevsem bile bir gün olur dünyandan Çık de yeter çıkarım başım gözüm üstüne Biliyorum sevgili gönlünde yerim gurbet İster sılaya çağır ister hergün sürgün et Sen mutlu ol bir tanem ben ömür boyu hasret Çek de yeter çekerim başım gözüm üstüne Seni bu kadar sevmek yalnız benim günahım Hiç şikayet ettim mi bir gün çıktı mı ahım Bir elimde yüreğim bir elimde silahım Sık de yeter sıkarım başım gözüm üstüne Seni bu kadar sevmek yalnız benim günahım Hiç şikayet ettim mi bir gün çıktı mı ahım Bir elimde yüreğim bir elimde silahım Sık de yeter sıkarım başım gözüm üstüne |
Ciğerin Yansın.....
Birikti uğrunda döktüğüm yaşlar Al götür vicdansız ruhun yıkansın, Her gün hasretin zulmüyle başlar Ahımı hakettin ciğerin yansın Bilseydim duyguya yer yok dininde El pençe durmazdım hain önünde, Kapkara yas tuttum doğum günümde Neşemi yok ettin ciğerin yansın Doğuştan sevgiye aşka meğildim Kimsenin lütfuna muhtaç değildim, Bi sana diz çöktüm,sana eğildim Canıma tak ettin ciğerin yansın Sen ince ağrımdın veremdim sana Aleme haramdın haremdim sana Aşkınla tutuşan Keremdim sana Aslı'dan çok ettin ciğerin yansın, Düşsemde kalkarım tutma elimden Gururum merhamet ummaz zalimden Beddua çıkmazdı şair dilimden Sabrımı tükettin ciğerin yansın Sineni kaplasın bu onmaz yara Hayatın boyunca gölgemi kara Değilmi sen benim yüzümü kara Saçımı ak ettin cigerin yansın CEMAL SAFİ |
hER SÖZÜ SANA İTHAFEN BİLMESEN DE!......
Sen benim gözümde bir hiçsin artık, Nefretim aşkımı aştı bu gece Bugün ki sözlerin söz müydü artık Son sözün sabrımı aştı bu gece Kolayca bitsin bu diyemedin de Salladın savurdun basiretsizce Hiç mi ders almadın onca gezdik de Yağmurun rahmeti aştı bu gece Yürümeyen neydi,ilişkimiz mi? Günüm sensiz bomboş deyişimiz mi? Sensiz yaşayamam çelişkimiz mi? Yalanın doğrunu aştı bu gece Evlenmek hayali kapımda idi Giriş kat evimin boyası yeni Mobilyan,takımın, alınmış idi Vuslatım tadını aştı bu gece Yemedim yedirdim ne varsa sana Üç kuruşum olsa verirdim daha Memurdum yoksuldum hatırlasana Hafızam haddini aştı bu gece Ayakların donmuş,üşümüştün de Gece yatamamış üzülmüştüm de Bir ay oruç tutup yememiştim de O çizmen boyunu aştı bu gece Yapılan söylenmez, gelmezmiş dile Allahtan beklenir kul bilmese de Kızgınlığım buna, sebep ise de Sabrım miadını aştı bu gece Onca gez toz benle,seviyorum de Sonra git nişanlan bir de ona de Şerefsizlik değil, nedir bu söyle Küfrüm edebimi aştı bu gece Sana son bir sözüm, nasihatım var Aldığım ahlakla bir terbiyem var Seni doğurana ana deyip geçmek var Saygım adabımı tuttu bu gece Gönlümün romanı bitti bu gece Hangisine yansam şimdi gün gece Ömrümden beş yıl gitti bu gece |
ellerim üşürdü, üşürdüm.
şehrin vitrinlerinden kayardı düşlerim seni düşünürdüm. sense, bir başka mevsimde sağanak halinde yağardın başka ülkelere sımsıcak. ellerim üşürdü. nikotin kokan ellerim üşürdü ve... bir sigara daha yakardım. şehir ıslanırdı duman duman. çocuklar uyanmış olurdu düşlerini kaybetmeden uykularından benimse kabuslarım kese kağıdı buruşukluğunda asılı kalırdı gündoğumlarına. ellerim üşürdü ellerim üşürdü, donardı. donardım teninin yokluğuna değince ve bıçak ağzı bir yalnızlık ikiye bölerdi her şeyi. bir yarısı sen olurdun her şeyin, bir yarısı ben olurdum hiçbir şeyin. ellerim üşürdü, üşürdüm. bir bardak çay ve taze bir simit gibi kokardı rutubetli geçmişim. küçük bir saçak altı kahvesinde güneşi soğuturdum. sonra denize karşı kimsesiz bir adam gibi dalgalar hıçkırıklarımı boğardı. Varlığına açken, muhtaçken bir lahza görmeye seni. ellerim üşürdü, üşürdüm ve doyardım yokluğuna. donardım. martılar göç ederdi, demirlerdi tüm gemiler limana boşalırdı deniz yürüyüp çıkardı balıklar tuzlu bir yaşamın soluk aralarından. seni düşünürdüm. su olurdum, toprak olurdum, kus olurdum ama yasam olmayı beceremezdim. sensizliğinde acemi bir ölümü karşılardım. beceremezdim ölmeyi. ellerim üşürdü,üşürdüm. tanıdık bir adam sesine karışırdı hüzünlerim. kapanan bir kapı sesine kilitlenirdim. duvar, duvar karanlık büyürdü içimde yollar, ne bir köşe başı, ne bir viraj ne dur ne durak adımlarım soluklarını arardı kayıp yollar da sonra, bir kadın çığlığı kayardı yıldız yıldız. önce ilk bahar defnedilirdi karınca ayazında sonra bir pervane yanardı. gözlerimin sırılsıklam aydınlığında kanatlarına islerdi yaşanmamış bir yaz kelebeklerin. sonbahar geçerdi, kar yağardı. ellerim üşürdü üşürdüm ve şubatla biterdi bir masalın son cümlesi seni düşünürdüm.. |
......
Kaderde senden ayrı düşmek te varmış
Doğrusu bunu hiç düşünmemiştim.. Seni tanımadan Hele seni böyle deli divane sevmeden Yalnızlık güzeldir diyordum Al başını, kaç bu şehirden Ufukta bir çizgi gibi gördüğün dağlara Rüzgarın iyot kokularını taşıdığı denizlere git Git gidebildiğin yere git diyordum Oysa ki, senden kaçılmazmış Yokluğuna bir gün bile dayanılmazmış. Bilmiyordum. Yine de dayanmağa çalışıyorum işte Bir kır çiçeği koparıyorum gözlerine benzeyen Geçen bulutlara sesleniyorum ellerin diye Rüzgar güzel bir koku getirmişse Saçlarını okşayıp gelmiştir diyerek avunuyorum Yaşamak seninle bir başka zamanı Bir başka zamanda seni yaşamak Her şeyden önce sen Elbette sen Mutlaka sen İster uzaklarda ol İster yanı başımda dur Sen ol yeter ki bu zaman içinde Ben olmasam da olur Seni bir yumağa sarıyorum yıllardır Bitmiyorsun Çaresizliğim gün gibi aşikar Su olup çeşmelerden akan güzelliğin İnceliğin ışık yüzüme vuran Sen güneş kadar sıcak Tabiat kadar gerçek Sen bahçelerde çiçekler açtıran Sudan, havadan, güneşten yüce varlık Sen, o tek sevgi içimde Sen görebildiğim tek aydınlık Bir nefeste benim için al Havasızlıktan öldürme beni Bulutlara, yıldızlara benim için de bak Susadım diyorsam Bir yudum su içmelisin Ben yorulduysam sen uyumalısın Ellerim sevilmek istiyor Saçlarım okşanmak istiyor Dudaklarım öpülmek istiyor Anlamalısın. Ağaçların yeşili kalmadı Gökyüzünün mavisi yok Bu dağlar o dağlar değil Rüzgarında kekik kokusu yok Kim bu çaresiz adam Bu kan çanağı gözler kimin Kaç gecedir uykusu yok Gündüzü yok Gecesi yok Yok Yok Anladım Sensiz yaşanmaz bu dünyada İmkanı yok. |
olmasanda sen şimdi......
Şimdi saçların değmese de rüzgarın sesine,
Ellerin avuçlarımda ısınmasada.. Baktığım gökyüzünde ne yıldızlar olsa, Nede kokun dolsa ansızın odama.. Ben yine seni, sen sevdiğimi bile bilmeden, Görmeden gözlerimdeki değerini Sevmeye devam edeceğim. Sen diye seveceğim karşı balkondaki kızı. Sanki seni yaşarmışcasına izliyeceğim o eski türk filmlerini. Her gittiğim limanın o güzel kızı olarak seni hayal edecek, Bir çiçek daha alacağım o köşedeki yaşlı amcadan. Belki sen seviyorsun diye yerim o eski köhne lokantadan.. Olmasan da sen şimdi, Ben yine her sabah sana gelir gibi erkenden kalkacağım. Saçlarımı senin istediğini gibi tarayıp, Senin bana aldığın montu giyeceğim üzerime. Dilimden ne adını düşüreceğim, Ne de içten içe ah edeceğim sana.. Sırf seni yaşatmak için, Bir kibrit daha çakacağım yüreğimde o mangala.. Ben seni gidipte gelmediğin için sevdim. Dönülmez o yollara bensiz girebildiğin, Her akşamın sonunda tekrar yüreğimde durduğun için. Saçlarının kızılını, gözlerini kahvesinde buldum. sustum.. Ara sıra yoruldum ama yinede, Ben seni, benim olamadığın için özledim.. Şimdi olmasan da sen, Ben seni o uzaktaki camın ardından, Bilmediğin halde yandığımı, Yana yana sevmeye devam edeceğim.. Söz veriyorum.. Azraile canımı vermeden, Bu karşılıksız sevgiden vazgeçmeyeceğim.. |
Ne zaman insem o deniz kenarına,
Ne zaman ki bankta oturan bir sevgili görsem.. Yada sadece, sana benzeyen saçları görsem insanların yüzünde.. Sen gelirsin aklıma.. Gözlerinin yeşili kaplar yüreğimi. Önce güneş doğar, Ardından ince bir sızı.. Belki gittiğin yerlerde bana da yer vardır ? Belki sende özlüyorsun dur sana seni seviyorum dememi. Yada sadece, bir arkadaş arıyorsundur.. hani omzunda ağlayacak, Ara sıra teselli edecek.. Belki, sende aradın benide, ulaşamadın ? Yada denemek istedinde, Gururun el vermedi ? Biliyormusn ? Ne zaman ufaktan rüzgar değse tenime, nefesinle beraber, sen gelirsin aklıma.. O sözlerin gelir, Gülüşün gelir yüreğimin içine |
Bakmaz olsaydım...
Seni bir sigara dumanı gibi
Ciğerime çektim çekmez olaydım Dünyada bakacak göz yokmuş gibi Gözlerine baktım bakmaz olaydım Bir puslu havaydım yağmura döndüm Sellere karışıp engine indim Hep sana akarken yıkıldı bendim Boşu boşuna aktım akmaz olaydım Dudaktaki buse geçmişin izi Dokunuş ve bakış hepsi bir mazi Şimdi yüreğimde bir ince sızı Aşk çiviymiş çaktım çakmaz olaydım Verdim hayalleri şu esen yele Kurudu güllerim almadan ele Dost bağını hasret bıraktım güle Çürük tohum ektim ekmez olaydım Sanma ki bu ateş artık sönüyor ŞENER''im gördükçe başım dönüyor Yüreğime volkan düştü yanıyor Senin için yaktım yakmaz olaydım |
Öyle bir bakisin olsun ki, içimdeki atesi alevlendirsin
Öyle bir öpüsün olsun ki,ömrümce unutamayacagim Öyle bir sar ki beni, kopmayan bag olayim Öyle birtutki elimden, sicakligina kapilayim Öyle bir an'i yasat ki, unutulmayan olsun Öyle alevken ki, atesin bütün Asklari kavursun!.. |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 10:25 . |
Powered by MJTurkiye
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Powered by Herkonu team