![]() |
22.05.08
Siz izin vermedikçe; hiç kimse mutlu olmanıza ve elinizden gelenin en iyisini yapmanıza engel olamaz... Unutmayın ki; bir anın öfkesini bastırabilen bir insan, problemli bir günün önüne geçmiş olur... Günlük hayatınızda karşılaşabileceğiniz küçük şanssızlıklar ve can sıkıcı imaların üzerine gidip büyütülürse korkunç zararlara yol açabilirler... Bunları dikkate almaz ve kafanızdan kovarsanız gittikçe üzerinizdeki etkilerini kaybedeceklerdir... Her yerde kıskanç insanlar vardır... Unutmayın ki kıskançlık solucan gibi, hep en güzel elmanın peşine düşer... (...Mandino) |
Yüreklilik; kendi hatalarına egemen olmaktır...
Onlardan acı çekmektir, ama onların altında ezilmemektir... Ve yoluna devam etmektir... Yüreklilik hayatı sevmektir... Ve ölüme dingin bir bakışla bakmaktır... İdeale koşmak ve gerçeği anlamaktır... Harekete geçmek ve evrenin çabamıza hangi ödülü ayırdığını veya bir ödül ayırıp ayırmadığını bilmeden büyük amaçlara kendini adamaktır... Yüreklilik, gerçeği aramak ve onu söylemektir... Geçici olarak muzaffer olan, yalanın yasasına boyun eğmemektir... Ve ruhumuzu, dudağımızı ve ellerimizi, aptal alkışların ve fanatik yuhalamaların yansıması yapmamaktır... (...Jean Jaures) |
23.05.08
Kendinizle barışık mısınız? Yıllar birliktelikleri yıpratmak yerine kuvvetlendirmeli. İki el tek ele, iki kalp tek kalbe, iki gönül tek gönüle dönüşmeli. Ömür hay huy içinde kavga gürültülerle bitip de geride sadece elem ve kederler kalmamalı. O gün yemeğe arkadaşlarını çağırmıştı. Çok kalabalık bir gruptu. Misafirler gittikten sonra eşine: "Teşekkür ederim hayatım. Bugün çok yoruldun. Ama beni çok mutlu ettin. Her şey mükemmeldi." dedi. "Önemli değil canım. Bütün yorgunluğum dudaklarından dökülen o iki kelimeyle geçti. İnsanın yaptığı güzel şeylerin karşılığını alması ne güzel! Yan komşumuz Hatice Hanım ne yapsa eşine beğendiremiyor. Zavallı kadın ağzıyla kuş tutsa eşi adeta 'neden tuttun' diyor." Çevremizde eşlerinin iyiliklerine teşekkür edenler olduğu gibi; ne kadar da fedakârlıklarının karşılığında koskoca bir "hiç" alan Hatice Hanım'lar var! Ne var ki, evlilikte mutluluğun yolu, güzellikleri görmekten, kameraları kötülüklere kapatmaktan geçtiği halde kimi eşler, kameralarını güzelliklere kapatıyor. Tatlı sözleri sinelerinde sır gibi saklıyor. "Eğer ona mükemmel olduğunu söylersem şımarır" diye düşünüyor. Ya da kendileriyle barışık olmadıklarından hiçbir şeyle mutlu olmuyor. Bu vehimle kendine de eşine de hayatı zehir ediyor. Oysa, evlilikte mutlu olmak için, kusur ve hataları gösteren kameraları kapatmak gerek. İnsanın eşini, sırtında kambur, rakip ve düşman değil, hayat arkadaşı görmesi gerek. Bazen bu arkadaş, yorulabilir, hastalanabilir, yolda kalabilir. O zaman arka çıkmak, arkalanmak, sırtlanmak, korumak ve kollamak anlamına gelen arka(daşlık) devreye girmelidir. Hangi taraf hangi tarafı yıpratırsa o taraf daha mutlu olmamalı. Başkasını mutsuz edenin kendisinin de mutsuz, mutlu edenin de mutlu olduğu unutulmamalı. Mutluluk çeşmesinin musluğunu sıkıca kapayanlar "Huyum kurusun ben böyleyim ne yapayım?" diye sadece şikayette bulunmamalı. Esasen evlilikte yaşadığımız sıkıntıların temelinde olaylara dünyevî perspektiften bakmak yatıyor. "Şu dünyada bir kez bile rahat etmedim." sözleri, bunun ifadesi olsa gerek. Niçin yaşadığını bilip kendisiyle barışık olanlar, her şartta mutlu olur. Mutlu olmak için şartların değişmesini beklemezler. Her an ötelerden "gel" diye gelir haber. Postacı kapıyı çalıp "ötelere sefer" mektubu getirmez. "Filan saatte filan yerde olacaksın" davetiyesi uzatmaz. Çat diye çalar kapı. Öyleyse ötelerden haber gelmeden hayırlı işlere imza atalım. Hizmette önce eşimizden başlayalım. İyilikte eşimizle yarışalım. Onu memnun edelim. Onun gönlünü alalım... |
Dünyada üç grup insan vardır;
1- Bir şeyi ortaya çıkaran veya yapan ve birşeyler için savaşan küçük seçilmiş bir grup... 2- Bir şeyin yapılmasını seyreden ve sadece konuşup yerinde sayan büyükçe başka bir grup... 3- Ve neyin olup bittiğini bilmeden yaşayan muazzam bir kalabalık... (... N. Murray Butler) |
24.05.08
Hayat; Kimi sevdiğin ve kimi incittiğindir. Kendin için neler hissettiğindir. Güven, mutluluk, şefkattir. Arkadaşlarına destek olmak ve nefretin yerine sevgiyi koymaktır... ... Hayat; Kıskançlığı yenmek, önemsemeyi öğrenmek ve güven geliştirmektir. Ne dediğin ve ne demek istediğindir. İnsanların sahip olduklarını değil, kendilerini olduğu gibi görmektir. ... Her şeyden önemlisi hayatı, başkalarının hayatını olumlu yönde etkilemek için kullanmayı seçmektir. İşte hayat bu seçimden ibarettir... İnsanların en acizi dost edinemeyen, ondan daha acizi ise dost kaybedendir... (...Charles Eguone) |
aynen öyle..
|
guzel gercekten
|
guzel paylasımın ıcın sagol
|
27.05.08
Kapısından geçenlere Aşk***8217;ın sırları ve değeri sorulan kapıda durmuştum... Ve önümden çok zayıflamış, yüzü hüzünlü yaşlı bir adam iç çekerek geçti ve şöyle dedi: ***8220;-Aşk bize ilk insanlardan beri bağışlanmış bir güçsüzlüktür...***8221; Yiğit bir genç karşılık verdi: ***8220;-Aşk bugünümüzü geçmişe ve geleceğe bağlar...***8221; Ardından kederli yüzlü bir kadın hıçkırarak şöyle dedi: ***8220;Aşk mağaralarda sürünen kara engereklerin ölümcül zehiridir... Zehir çiy gibi taze görünür, susuzlar aceleyle içer onu; ama bir kere zehirlenince hastalanır ve yavaş yavaş ölürler...***8221; Ardından çatık kaşlı, kara giysili, sakallı bir adam geldi: ***8220;-Aşk gençlikte başlayıp biten kör cahilliktir...***8221; Sonra yolunu asasıyla bulan kör bir adam konuştu: ***8220;-Aşk ruhlardan varlığın sırlarını gizleyen kör edici bir sistir... Yürek tepeler arasında sadece titreşen arzu hayaletlerini görür ve sessiz vadilerin çığlıklarının yankılarını duyar...***8221; Çalgısını çalan genç bir adam şarkı söyledi: ***8220;-Aşk ruhun çekirdeğindeki yangından saçılan ve dünyayı aydınlatan bir ışıktır... Hayatı bir uyanışla diğeri arasındaki güzel bir düş olarak görmemizi sağlar...***8221; Ve paçavraya dönmüş ayaklarının üzerinde sürüklenen güçsüz düşmüş çok yaşlı bir adam titrek bir sesle şunları söyledi: ***8220;-Aşk mezarın sessizliğinde bedenin dinlenmesi, sonsuzluğun derinliklerinde ruhun huzura ermesidir...***8221; Ve onun ardından gelen beş yaşındaki bir çocuk gülerek dedi ki: ***8220;-Aşk annemle babamdır, onlardan başka kimse bilmez aşkı...***8221; Ve böylece Aşk***8217;ı tarif eden herkes kendi umutlarını ve korkularını bıraktı önüme sır olarak... O anda bir ses duydum: ***8220;Hayatı iki yarıya ayrılmıştır; biri donar, biri yanar... Yanan yarı, Aşk***8217;tır...***8221; (...H.Cibran) |
Bırakma beni... Gitme...
Gece iniyor çünkü; Yol karanlık ve ıssız... Kıvrımlarında uzayıp kayboluyor... Toprak, asası olmayan bir kör, Yorgun ve sessiz... ... Seninle olmak için, bütün zamanlar içinde, Hep bu zamanı bekliyorum... Fenerimi yakıyorum ve sana sunuyorum çiçeklerimi... İşte, aşkımla ben, bu akşam; Kıyıları bilinmeyen o denizin kıyılarına eriştim İçinde yüzmek ve sonsuza kadar kaybolmak için... (...R.Tagore) |
28.05.08
Yalnızlık yağmur gibidir Denizden yükselerek geceyle buluşur Ovalardan uzak ve ayrı ovalardan Göğe yükselir ve ona tutunur Ve gökten şehirlerin üstüne bırakır kendini Alacakaranlık saatlerinde damlalar yere düşer Ara sokaklar günü karşılarken Yeni bir şey getirmezken Birlikte uyanması gereken bedenler Ayrı ayrı yataklarda Derken yalnızlık nehir olur akar (...Rainer Maria Rilke) |
03.06.08
Şimdi, şu anda... Bir dakika daha bekleme... Bugün hayat, senin yaşaman için... Yapmak istedigin şeylere başlama zamanın geldi... Kendin için koyduğun hedefler ne olursa olsun, onlara ulaşmak için adım atmakta çok geç kalmadın... Şu an, harekete geçmenin tam zamanı... Öyleyse ileri doğru ilk adımı at... En kıymetli isteklerine doğru yol alırken kendine güçlü bir ivme kazandırmaya başla... Yarına bıraktığın işler, hiçbir değeri olmayan bahaneleri de beraberinde getirir... Kendin için büyük sonuçlar üret... Şimdi, o sonuçlara ulaşmak için işe başla... Peki ya işini yarına bırakırsan... İşte o zaman oturup kendi kendine şöyle söylemeye devam edersin: ***8220;-Dünya nasıl da beni ıskalayarak geçip gidiyor?...***8221; Gerçekten hangisini istersin?... Bugünü; hayatla, aksiyonla, sorumlulukla, eğlenceyle, aşkla, sevgiyle ve tecrübeyle doldur... Bugün senin için çok önemli, dolu dolu bir gün... Öyleyse her anını değerlendir... (...Ralph Marston) |
süper... psikolog yüregine saglik. malesef malesef........ diyim ben slm
|
teşekkürler harika
|
teşekkür ederim
|
06.06.08
Geçti fırtına... Duyuyorum kuşların çılgın ötüşlü bayramını... Tavuğun gidiş-gelişlerini, Aşağıdaki yolda, bir aşağı-bir yukarı... Ve işte... Dağda... Bir güçlü huzur... Yeniyor fırtınanın acımasızlığını... Bağlar, bahçeler rahat, Aydınlık vadide nehir beliriyor... ... Her yürek neşeleniyor, coşuyor... Her köşeden, sesler yükseliyor... Gündelik işlere dönülüyor yeniden esnaf, Bulutsuz, parlak göğe bakarak... Kadınlar; Taze yağmurdan kaplara birikmiş suları hızla evlerine taşıyor Zerzevatçı Her günkü bağırışlarıyla Bir köşeden ötekine ulaşıyor ... İşte; Güneş çıkıyor yeniden... İşte...Gülümsüyor ve ısıtıyor içimizi... Yüreğimize doluyor... Yeniden... Açın balkon kapılarınızı... Açın evlerinizin kapılarını... Ve akıp giden canlı hayatın sesini duyun... (...Giacomo Leopardi) |
Öldüğüm zaman geride bıraktığım her şeyi çocuklarıma verin...
Bana ağlamak yerine, yanıbaşınızdaki kardeşiniz için ağlayın... Herhangi birine sarılın ve bana vermek istediklerinizi ona verin... Sizlere bırakmak istediğim bir şey var, sözlerden daha anlamlı bir şey; Beni, tanıdığım ve çok sevdiğim insanlarda arayın... Eğer bensiz yaşayamazsanız; bırakın o zaman gözlerinizde, aklınızda ve yaptığınız iyiliklerde yaşayayım... Beni en çok başkalarının elini tutarak ve özgürlüğüne kavuşmak isteyen çocukları özgür bırakarak sevebilirsiniz... Ölen insanlardır; sevgi değil... (...Schlatter) |
Balık oltası, balıktan dolayı vardır...
Balığa sahip olduğunuzda oltayı unutabilirsiniz... ... Tavşan tuzağı, tavşandan dolayı vardır... Tavşana sahip olduğunuzda tuzağı unutabilirsiniz... ... Kelimeler, manadan dolayı vardır... Manayı anladığınızda kelimeleri unutabilirsiniz... ... Kelimeleri unutan bir adamı nereden bulabilirim?... Çünkü ancak onunla konuşabilirim... (...Cang Zi filminden) |
Benimle ilgili her şey benim;
Vücudum ve onu oluşturan her şey; Zihnim ve onu oluşturan tüm düşünce ve fikirler; Gözlerim ve onun ifade ettiği tüm görüntüler; Öfke, neşe, kaygı, sevgi, hayal kırıklıkları, heyecan; Ağzım ve onlardan çıkan her sözcük... Nazik, yumuşak ya da kaba, doğru ya da yanlış; Sesim, yüksek ya da alçak, Kendi düşüncelerim, rüyalarım, umutlarım, korkularım. Tüm zafer ve başarılarım benim, tıpkı tüm hatalarım gibi. Çünkü beni oluşturan tüm parçalar benim. Ben kendimle tamamen yüzleşebilirim, Ve böyle yaparak beni oluşturan tüm parçaları sevip, Onlarla dost olup, dostça yaşayabilirim. Ve böylece benim için en önemli şeylere ulaşmak üzere, Bir bütün olarak amaçlarımı gerçekleştirebilirim. Kendi kendimi şaşırtan bazı yönlerim olduğunu biliyorum. Ve bilmediğim başka yönlerim de var. Fakat kendimle dost olduğum ve kendimi sevdiğim sürece, Beni şaşırtan bu yönlerin üzerine cesaret ve umutla gidip Kendimle ilgili daha pek çok şey bulabileceğimi biliyorum. İnsanlara nasıl görünürsem görüneyim, Ne söylersem, ne yaparsam yapayım, Herhangi bir anda ne düşünürsem, ne hissedersem hissedeyim, Hepsi de benim... Bu bana özgü... (...Virginia Satir) |
Gerçekte, başarılı olanlarla başarısız olanlar arasındaki tek fark, alışkanlıklarının farklı olmasıdır...
Her türlü başarının anahtarı alışkanlıktır... Kötü alışkanlıklar, başarısızlığa açılan kilitsiz bir kapıdır... O sebeple, bütün ötekilerden önce itaat edeceğim yasa şudur: ***8220;Güzel alışkanlıklar edineceğim ve onların kölesi olacağım...***8221; ... Çocukken dürtülerimin kölesiydim, şimdi bütün öteki yetişkinler gibi alışkanlıklarımın kölesiyim... Özgür irademi yıllar boyu biriktirdiğim alışkanlıklara teslim ettim... Ve geçmiş yaşantımda yaptıklarım, geleceğimi şimdiden tehdit ediyor... ... Eylemlerimi iştah, tutku, ön yargı, sevgi, çevre yönlendiriyor... Bu hükümdarların en zorbası ise alışkanlıktır... ***8220;Eğer alışkanlığın kölesi olacaksam, o zaman iyi alışkanlıkların kölesi olmalıyım***8221;... (...Og Mondino) |
Konuşulacak bir insan olduğunda, onunla konuşamamak onu yitirmek
demektir... ... Konuşulamayacak bir insanla konuşmaksa, sözlerin boşuna harcanması demektir... ... Akıllı olan, ne o insanı yitirir ne de sözlerini boşa harcar... (...Konfüçyus) |
tsk. psikolog bugünde paylasimlarinda beni düsünceye daldirdin saol:) emegine saglik cok yerinde bi söz:)
|
26.06.08
Her şeyde bir risk vardır. Her gülümseyişinizi paylaştığınızda, Her döktüğünüz gözyaşında, Kendinizi yaralanmaya, incinmeye açarsınız... ... Sevmek için hiçbir zaman kolay yol yoktur. Ona dikkatle, tedbirle yaklaşamazsınız. Sizin silahlarınızı kuşanmanızı beklemeyecektir. Yüzünüzü çevirmenize aldırmaz, O her yerdedir, o her şeydir... ... Sevgi risklerin en büyüğüdür. Dikkatli değildir, güvenilir değildir. Önyargısızdır ve acımasızdır. Zihni tüm gücüyle vurur ve dizleri üzerine çöktürür. ... En güzel zamanlarında bile, sevgi acıtabilir. İhtiyaç duymak acıtır, ait olmak acıtır, Bir başkasının diğer parçası olmak acıtır. Hem de hiç rızanız olmadan. Ama sizi ele geçirdiği andan itibaren, Tamamen yalnız olmak daha da çok acıtır... ... Sonuç ne olursa olsun, Sevgiyi hissettiğinizde Asla aynı kalmayacaksınız. Kalbinizde ve ruhunuzda iz bırakabilir ve sizi anılarla sonsuza dek baş başa bırakabilir... Veya, sanki yarına hiç ihtiyacınız yokmuş gibi hissetmenize yol açabilir.. Ama sevgi buna değer... Risk almaya değer. (...Kris Hydmore) |
Seven insan ***8220;senin hatan***8221; yerine ***8220;özür dilerim***8221; diyendir...
***8220;Neredesin***8221; yerine ***8220;ben buradayım***8221; diyendir... ***8220;Nasıl yaparsın***8221; yerine ***8220;niye yaptığını anlıyorum***8221; diyendir... ...Ve aşk ***8220;keşke***8221; yerine daima ***8220;iyi ki***8221; diyendir... |
Mahzun, yarı kırık yüreklerimiz
Yıllarca uzak kalmak üzere O gün, ayrıldığımızda ikimiz Sessiz ve gözyaşları içinde; Solduğunda, soğuduğunda yanağın Öpücüklerin buz tuttuğunda... ... Çoktan çalmıştı saati acıların... Sabahın o serin, ürperten çiyi Alnımda donuvermişti, O çiyler belki bu hüzünlerimin Gözyaşlarımın işaretiydi. Ettiğin yeminler bir bir bozuldu Gölge düştü güvenilirliğine; Paylaştığım yalnızca acı oldu Senin adını işittiğimde... ... Gizlice buluşmuştuk seninle... Sessiz, hüzünlenirim şimdi Çünkü ruhun aldattı ruhumu Yüreğin unuttu yüreğimi. Eğer bir gün, uzun yıllardan sonra Karşılaşırsak ikimiz yine Nasıl bakabilirim, nasıl sana Sessizce ve gözyaşları içinde. (...Lord Byron) |
Öyle bir başıma göründüğüme bakma...
Karanlıklarımın ardında neler var neler... Eskimiş yarım sevdalar, miyadı dolan kullanılmış hayatlar ve hepsinin bir yerimde kalan acıtan anıları... ... Bir çatı katından bakar gibiyim yaşadıklarıma; öyle uzaktan, öyle kayıtsız, ben aşağı inene kadar değişiveriyor her şey... Hiçbir zaman yetişemiyorum... Ne zaman son basamağa gelsem gitmiş oluyor gecelerce beklediklerim... ... Bazı hataların bedeli ne büyük oluyormuş meğer... Öde öde bitmiyor, bitmeyecek... Her yeni adımda, her yeni solukta nefesini ensemde hissediyorum... Bırak artık be yakamı, sen de yoruldun biliyorum... Dışarıdan baktığında nasıl da sıcak, nasıl da huzur dolu... Ya içerisi; olabildiğine boş ve soğuk... ... Günlerdir duruyor verdiğim ilan, kimse arayıp sormadı... Sahibinden satılık kelepir çatı katı... (...Simone) |
Bir gün bir taksiye atladım ve havaalanından hareket ettik...
Sağ şeritte yol alırken siyah bir araba park ettiği yerden aniden yola, önümüze çıktı... Taksi şoförü sert bir şekilde frene bastı, kaydı ve diğer arabaya çarpmaktan milim farkıyla kurtuldu... Diğer arabanın sürücüsü camdan başını çıkartıp bağırmaya ve küfretmeye başladı... Taksi şoförü ona gülümsedi ve içten bir şekilde el salladı. Ve gerçekten çok arkadaşçaydı. Sordum: Neden bunu yaptınız?... Adam neredeyse arabanızı mahvedip ikimizi de hastaneye gönderecekti... Taksi şoförü bana, şimdi ***8216;Çöp Kamyonu Kanunu***8217; dediğim şeyi öğretti... ... Şoför pek çok insanın çöp kamyonu gibi olduğunu açıkladı... Her tarafta çöp dolu olarak dolaşıyorlar; kızgınlık, öfke ve hayal kırıklığı dolular... Çöpleri biriktikçe onu bırakacak bir yere ihtiyaç duyuyorlar ve bazen sizin üzerinize bırakabilirler... Kişisel almayın... Sadece gülümseyin, onlar için iyi şeyler temenni edin ve yolunuza devam edin... Onların çöpünü alıp iş yerinize, evinize veya sokaktaki diğer insanlara dağıtmayın... İşin ana fikri şu ki, başarılı insanlar çöp kamyonlarının günlerini mahvetmesine ve ellerine geçirmesine izin vermezler... Hayat sabahları pişmanlıklarla uyanmak için çok kısa... Dolayısıyla size iyi davranan insanları sevin, iyi davranmayanlar için dua edin... (...Çeviri: Lale Külahlı) |
Bu yokluk yedi bitirdi bizi
Ağlayıp sızladık yürekten: ***8220;Adam sen de...***8221; deyip geçmeli Ne bulduk sanki inlemekten Ne sen varlıklı ne de ben, Çul giyinip ömür sürümek Hoş değil mi o beylerden?... ... Neler göçtü şu dünyadan, Ne uslusu kaldı ne delisi, Göçüp gitmişler tümü buradan Çoluğu çocuğu, alisi velisi En güzeli, dekoltelisi... Dulu, zengini ayırmaksızın, Şıkını, orta hallisini Ölüm gelir bulur ansızın... ... Bir burnumuzdu ezilmeyen, Ölüm okudu canımıza, Şimdi ne can kalır, ne ten Ölüm dayandı kapımıza, Bir kez yazılmış alnımıza, Kız da kadın da yalan bütün Ölüm almış gemi azıya Ölüp gideceğiz bir gün... (...François Villon) |
İnsanoğlunun beni en çok şaşırtan davranışları;
Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler... Ne var ki çocukluklarını özlerler... ... Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler... Ama sağlıklarını geri almak için de para öderler... ... Yarınlarından endişe ederken bugünü unuturlar... Sonuçta, ne bugünü, ne de yarını yaşarlar... ... Hiç ölmeyecek gibi yaşarlar... Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler... (...Eflatun) |
İnsanlar yalnız ağlıyor, yalnız ölüyor...
Çocuklara kötü muamele ediliyor, yaşlılar son günlerini sevecenlik ve sevgiden uzak geçiriyor... Sevgi gösterisine bu kadar çok ihtiyaç olan bir dünyada, hayatımızdaki insanlara sadece sıcak bir kucaklama ya da uzatılan bir elden daha karmaşık olmayan bir hareketle yardım edecek büyük bir gücümüz olduğunu anlamak çok önemli... Dünyayı daha iyi, daha sevgi dolu bir yer yapmak için neler yaptığımızı düşünmek için en uygun zaman günün sonudur... Geceler boyunca aklımıza hiçbir şey gelmiyorsa, dünyayı daha iyiye doğru nasıl değiştirebileceğimizi düşünmek için de uygun bir zamandır bu... Öyle çok büyük şeyler yapmamıza da gerek yoktur; var olan basit şeyler üzerinde bir şeyler yapmak da yeterlidir... Etmediğimiz bir telefon, yazmayı ertelediğimiz o not, takdir etmediğimiz o iyilik... İş sevgiyi vermeye gelince fırsatlar sonsuzdur ve bunu hepimiz yapabiliriz... (...Leo Buscaglia) |
Aşkı konuşmak için dudaklarımı suyla, ateşle temizledim...
Ama hiçbir sözcük bulamadım... Aşktan haberdar olduğumda sözler cılız bir hıçkırığa dönüştü, Yüreğimdeki şarkı derin bir sessizliğe gömüldü... Ey bana sırların varlığına inandığım Aşk***8217;ı soran sizler, Aşk peçesiyle beni kuşattığından beri ben size aşkın değerini sormaya geliyorum. Sorularımı kim cevaplayabilir?... İçinizden kim içimdeki benliği bana ve ruhumu açıklayabilir?... Aşk adına söyleyin; yüreğimde yanan, gücümü tüketen ve isteklerimi yok eden bu ateş nedir?... Ruhumu kavrayan bu yumuşak ve kaba gizli eller nedir; yüreğimi kaplayan bu acı sevinç ve tatlı keder nedir?... Baktığım bu görünmeyen, merak ettiğim açıklanamayan, hissettiğim hissedilemeyen şey nedir?... Aşk diye seslendiğimiz şey nedir? (...H.Cibran) |
Üzüntü üzüntüyü doğurur...
Çünkü kaderden şikayet etmek suretiyle ızdırabınızı arttırıyor, daha şimdiden gülmek ümidini ortadan kaldırıyor, midenizin büsbütün bozulmasına sebep oluyorsunuz... ... Bir dostunuz olsa, her şeyden acı acı şikayet etse, kendisini teselli etmeye, dünyayı ona başka şekilde göstermeye çalışacağınız muhakkak... Neden kendiniz için kıymetli bir dost olmayasınız?... ... Evet evet ciddi söylüyorum; insanın kendi kendini azıcık olsun sevmesi, kendine karşı iyi davranması lazım... Çünkü her şey, çoğu zaman bir hadise karşısında takınacağınız tavra bağlıdır... (...Alain) |
Hayatımızda her şey güzelce akıp giderken hoş ve olumlu olmak kolaydır...
Ama hayatın akışı değişip de geçici olarak bizi güçsüz bırakırsa, o zaman gerçek gücümüz ortaya çıkar... Sevgi bize ***8220;Neden ben***8221; diyerek zaman kaybetmemeyi, onun yerine, ***8220;Şimdi ne yapmalı***8221; demeyi öğretir... Birinci soru gereksiz ve anlamsız bir çatışmaya götürür, ama ikincisi kendine acımanın ve anlamsız suçlamanın yükünü taşımayan bir eylemi akla getirir... Eğer sevgi varsa, güçlükler bozulan ilişkilerin sebebi değildir... Aslında bu durum bizim değişip ayakta kalmamızı sağlar... (...Leo Buscaglia) |
27.06.08
Hayatın tamamında denge aranır... Beğenseniz de beğenmeseniz de, denge sonunda gerçekleşecektir... Negatif bir duygu hissettiğinizde, bu dengenizde olmadığınız içindir... Işıktan daha fazla karanlık görüyorsanız, o zaman dengede değilsiniz ve bunun etkisini herhangi bir seviyede deneyimleyeceksiniz... Bu da çoğunlukla fiziksel veya zihinsel rahatsızlık olarak olacak. ... Size verilen hediyeler, siz onları paylaşıncaya kadar gerçek anlamlarını kazanmayacaklar. Verdiğiniz hiçbir şey sizden eksilmez... Ve hiçbir şeyi kaybedemezsiniz... Bir başka mumu yakmak için kendi alevinizi (ışığınızı) kullandığınızda azalan karanlıktır, aleviniz değil... Alevinizin, yani ışığınızın farkında değilseniz, onun gücüne henüz şahit olmadınız demektir. ... Size söylediklerimle ilgili hata yapmayın. Hediyelerinizin üzerindeki soğuk, katılaşmış parmaklarınızı serbest bırakın... Hediyelerinizi avucunuzun içine koyun ve onları evrene doğru üfleyin... Onların yeni evlere gitmesine izin verin. Böyle yaparak dengenin oluşmasına yardım edecek ve bunun verdiği mutluluğu gerçek anlamda hissedeceksiniz... Skor tutmayın, bu sayılmayacaktır. Sadece güvenin... (...Sheree Rainbolt-Kren) |
30.06.08
Bana yöneltilmiş bir eleştiriyi bilinçli olarak ilk kabul edişim, yıllar önce eşimin bana, ***8220;Bazen çok fazla konuşuyorsun***8221; demesiyle olmuştu... Bunu kabul etmeden önce bir an ciddi olarak kırıldığımı hatırlıyorum... Ama ona şöyle karşılık verdim: ***8220;-Haklısın; bazen gerçekten çok konuşuyorum...***8221; ...Ve o anda hayatımı değiştirecek bir şey keşfettim... Onun eleştirisini kabul ederken, haklı olduğunu görebilmiştim... Gerçekten de çoğu zaman fazla konuşuyordum... Daha da güzeli, benim hiç savunmaya geçmeyişim, eşimin de daha rahatlamasını sağlamıştı... Birkaç dakika sonra bana, ***8220;Biliyor musun, seninle konuşmak çok rahat oluyor***8221; dedi. Eğer ben onun gözlemine kızıp ters çıksaydım, bana bunu söyleyeceğini hiç sanmıyorum... O gün öğrendiğim şey şuydu: Eleştiriye tepki göstermek eleştirinin kendisini hiç mi hiç, yok etmiyor... Tersine, olumsuz tepkiler gösterince sizi eleştiren kişi yaptığı değerlendirmede haklı olduğuna inanıyor... Bu stratejiyi bir deneyin... Size arada bir yöneltilen eleştirileri kabul etmenin kazancı bedelinden yüksektir... (...Dr.Charles Lever) |
Neden sana acı çektiriyorum sevgilim?...
Neden hep, ya sana acı çektirmek, ya da kendi kendimi aldatmakla geçiyor günler?... ... Biz birbirimizin hiçbir şeyi olmayacaktık; ama her şeyi olduk... ... Seninle böyle düpedüz konuşuyorum, çünkü sen her bakımdan anlarsın... ... Şu var ki ben, her şeyi olduğu gibi görüyor ve bunun için de çığrımdan çıkıyorum... ... İyi uyu ve uyan... Hepsi saçma, ne söylesem boş... Yıldızları nasıl seyrediyorsam, bundan böyle sana da öyle bakacağım... (...Goethe) |
Bir keresinde bana çok yakın bir arkadaşım olmuştu...
Bir yüzme havuzunun kenarında otururken avuçlarından birisini biraz su ile doldurdu ve bana uzatıp şunu söyledi: Elimde tuttuğum bu suyu görüyor musun?... Bu ***8220;sevgi***8221;yi sembolize ediyor... Ben bunu şöyle görüyorum: Elini özenle açık tutar ve suyun orada kalmasına izin verirsen, her zaman orada kalacak... Ancak, parmaklarını kapamaya kalkar ve sahip olmaya çalışırsan bulduğu ilk aralıktan akacak... İnsanların sevgi ile karşılaştıklarında yaptıkları en büyük hata bu... Buna sahip olmaya çalışırlar, talep ederler, beklerler... Ve aynen elinizi kapadığınızda elinizden dökülen su gibi sevgi, aşk da sizden kaçar... Çünkü sevgi özgür olmalıdır, onun doğasını değiştiremezsiniz... Eğer sevdiğiniz insanlar varsa, onların özgür birer varlık olmalarına izin verin... Verin ama beklentiye girmeyin... Tavsiyede bulunun ama emretmeyin... ***8220;Verir misin***8221; deyin ama hiçbir zaman talep etmeyin... Bu, gerçek sevginin sırrıdır... (...Swami Vivekananda) |
01.07.08
Bir gün birisi Peale***8217;yi arar... Umutsuzluğa kapıldığını ve uğruna yaşayacak bir şeyi kalmadığını söyler... Peale bu kişiyi ofisine çağırır. Adam ***8220;Her şey bitti, her şey umutsuz... En derin karanlıkta yaşıyorum... Aslında hayat için tüm isteğimi kaybettim***8221; der... Peale sempatik bir şekilde gülümser, ***8220;Durumuna bir bakalım***8221; der sakince. Bir kağıdın ortasına dikey bir çizgi çizer... Sol tarafa adamın kaybettiklerini, sağ tarafa da onda kalanları yazmayı önerir... Adam üzüntülü olarak sağ taraftaki yere ihtiyaç olmayacağını söyler; ***8220;-Hiçbir şeyim kalmadı, nokta***8221;... Peale sorar: ***8220;Karın seni ne zaman terk etti?...***8221; Adam: ***8220;Ne demek istiyorsunuz, karım beni terk etmedi ki, karım beni sever!***8221; ***8220;Bu muhteşem***8221; der Peale şevkli bir şekilde... ***8220;O zaman bu kağıdın sağ tarafındaki kolonda ilk olarak yazılacak... Eşim beni terk etmedi... Peki çocukların ne zaman hapse girdiler?***8221; ***8220;Bu saçma***8221; der adam, ***8220;Çocuklarım hapiste falan değiller...***8221; ***8220;İyi... Bu sağ tarafa yazılacak 2 numara... Çocuklar hapishanede değil***8221; der Peale ve bunu da yazar. Aynı tarzda birkaç soru sonra adam sonunda durumu anlar ve içinde bulunduğu duruma rağmen gülümser: ***8220;Komik!... Bu şekilde düşününce her şey ne kadar değişiyor...***8221; (...Norman Vincent Peale-Pozitif Düşünmenin Gücü***8217;nden) |
02.07.08
İçinizde size sunulan mevcut bilgi ve bilgeliğin miktarı sınırsızdır... Ona erişmek için sadece içinize dönmeye ve onu bulmaya niyet edin... Bilinçaltınız tüm biyolojik sistemlerinizi sizin bilinçli bir güç sarf etmenize gerek kalmadan çalıştırır... Aslında düşünecek olursanız, bir karıncanın bilinçaltı, günümüz öncü bilimadamlarından daha fazla biyoloji ve kimya bilgisine sahiptir... İçsel varlığınız daha da fazla bilir; herhangi bir şey hakkında bilmek istediğiniz her şeyi... Buradaki marifet; soruyu sormak ve bilinçli zihninizi, cevabı duyabilecek kadar sessizleştirmektir... Bilinçli olarak içsel varlığınızın gerçek doğasının, bilgelik kaynaklarının, anlayışının ve gücünün farkına vardığınızda, daha önceden büyümenize sekte vuran pek çok engeli eritip yok etmeye başlarsınız... Bir insan olarak potansiyelinizi ifade etmenin anahtarı, tüm potansiyelin içinizde olduğunu ve sadece dışarıya, dünyaya akması için harici bir kanal açmanızdır... Güç içinizde... Güçlenmeye ihtiyacınız yok, sadece gücünüzün zaten içinizde olduğunu fark etmeye ve sonra da bu iç potansiyelin hayatınıza akmasına izin vermeye ihtiyacınız var... (...Owen Waters) |
03.07.08
(...Keşke her çocuk bunları öğrenebilseydi -1-) ...Duyguların, özellikle kötü olanlarının sadece gelip giden duygular olduğunu ve bu duyguların izlenip, isimleriyle çağrılıp serbest bırakılabileceklerini... ...Kendini kötü ve yaralanmış hissettiğinde rahatsızlık veren duyguların derin nefes almak gibi basit yöntemlerle yatıştırılabileceğini... ...Kızgınlık, hayal kırıklığı ve hüzün duygularıyla ilgili, onları anlamalarına yardım edecek insanlarla güvenli bir şekilde konuşulabileceklerini... Korkuların sıkıntı dolu mideleri ve midelerinde megafonları olan fareler olduğunu... ...Bazen öğrenmenin hata yapmayı içerdiğini... Hata yapmanın normal olduğunu ve hatalardan öğrenmeyi seçebileceklerini... ...Sorumluluk almanın ve yaptıkları hatayı düzeltmenin öz güvenlerini arttıran en büyük itici güç olduğunu... ...Yapıcı eleştirilerin bir dahaki sefere daha iyi olabilmek için dinlenebileceğini... Problemleri çözen insanları sevmeyi seçecebileceklerini ve hoşlanmadıkları durumları halının altına süpürmemelerini... ...Başarısızlığın hayatın bir parçası olduğunu ve ayağa kalkmak ve tekrar denemek için gösterilecek kararlılığın, başarısızlıkla başa çıkmak için faydalı bir yöntem olduğunu... ...Başarısız olunca kendi kendine yapılan negatif diyaloğun durdurulabileceğini... Sadece vazgeçince ve kendini ***8220;başarısız***8221; olarak tanımlayarak başarısızlığın onları aşağıya çekmesine izin verince başarısız olunduğunu... ...Dünyaya iyimserlik gözlüklerinin arkasından bakılabileceğini... Bazı şeylerin değiştirebileceğini ve bazı şeyleri sadece kabul etmesi gerektigini... (...Lynne N.) |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 23:54 . |
Powered by MJTurkiye
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Powered by Herkonu team